• Sonuç bulunamadı

D-Bifonksiyonel Protein Eksikligi: Olgu Sunumu

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "D-Bifonksiyonel Protein Eksikligi: Olgu Sunumu "

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

D-Bifonksiyonel Protein Eksikligi: Olgu Sunumu

D-Bifunctional Protein Deficiency: Case Report

Sebahattin Vurucu

Assist. Prof., M.D.

Department of Pediatrics GOlhane Military Medical Academy drvurucuOyahoo.com. tr

Mustafa Gi.ilgi.in

M.D.,

Department of Pediatrics Military Hospital of Kaysert mustafagulgun@yahoo.com

Bi.ilent Onay

Assoc. Prof., M.D., Department of Pediatrics Gillhane Military Medical Academy bunay@yahoo.com

R1dvan Akm

Prof., M.D.,

Department of Pediatrics GOihane Military Medical Academy

Ronald Wanders

Ph.D.

Department of Histology University of Amsterdam

Meral Topc;u

Prof., M.D.,

Department of Pediatrics Hacettepe University Medical Faculty

Submitted Revised Accepted

: October 25, 2007 : March 28, 2008 : February 26, 2009

r

Corresponding Author:

Or. Mustafa GOigOn Department of Ped1atrics Military Hospital of Kayserl Kaysert, Turkey

Telephone E-mail

514

: +90 • 352 2250432 : mustafagulgun~G>yahoo.com

Ozet

D-blfonksiyonel protein (DBP) eks•kli~l, peroksizomal yag asit oks•dasyonunda bozuklu~a neden clan otozomal resesif ge~i$11 b1r hastallkt1r. Klinik olarak neonatal nobetler ve hipotoni, fasiyal d1smorfizm ve a~1r ps1komotor genlik gbrulebilmektedlr. B1yOk1myasal olarak olgulann

~ogunda plazmada ve fibroblast kulturlennde ~ok uzun zinc1rli yag as1d1 (VLCFA) duzeylerl artml$tlr. Kesm tam fibroblastlarda DBP enz1m aktivitesmm ol~umu 1ie konur. Burada, serebral pals1 nedemyle 1zlemde 1ken, DBP eks1kli~1 tams1 konan u~ ya$1nda erkek olgu sunulmu$tur.

Nedem a~1klanamayan ps1komotor genl1k, d1ren~ll nobetler, motor noropat1, gorme bozuklu~u ve l$1tme kayb1 clan olgularda, DBP eks1kli~i dl!$unlilmelidlr.

Anahtar kellmeler: c;ocuk; Peroksizomal bozukluklar.

Abstract

D-b1funct1onal protem (DBP) defiCiency IS a d1sease w1th autosomal recessive Inherent and d1sruptmg of peroxisomal fatty ac1d ox1dat1on. Chmcal observations are neonatal hypotoma and se1zures, faCial dysmorph1sm and severe psychomotor delay. Biochemical findings are commonly highly elevated levels of very long change fatty ac1ds m plasma and cultured fibroblasts. DBP deficiency •s diagnosed by measuring the DBP enzyme act1v1ty in fibroblasts.

Herein, we present a three-year old boy who had been d•agnosed as cerebral palsy and then he was d1agnosed as DBP defic1ency. In patients with phys1comotor retardation, seizure, motor neuropaty, visual system failure and loss of hearing w1th unknown ongin, DBP defic1ency should be considered.

Key words: Child; Peroxisomal Disorders.

Erciyes Ttp Dergisi (Erciyes Medical Journal) 2009;5upplement 1:514-518

(2)

D-Bifonks;yone/ Protein Eksikligi: 0/gu Sunumu

Giri~

D-bifonksiyonel protein (DBP) eksikligi, C26:0 gibi <;:ok uzun zineirli yag asitlerinin (VLCFA), di- hidroksikolestanoik asit (DHCA) ve trihidroksikolestanoik asit (THCA) gibi safra asidi ara iiriinlerinin ve pristanik asit gibi alfa-metil dalh zincirli yag asitlerinin ytlammda bozukluga yol a<;:arak, Zellweger sendromu benzeri fenotipe neden olan otozomal resesif ge<;:i~li agtr bir hastahktir. DBP 5q23,1 numarah kromozom ile kodlanmaktadtr ve bir<;:ok mutasyon bildirilmi~tir (1). U<;:

alt tipi vardtr: Tip 1 'de DBP'in hidroksia<;:il-KoA dehidrojenaz ve hidrataz aktivitesi, tip 2'de sadeee hidrataz aktivitesi, tip 3 'de ise sadeee hidroksia<;:ii-KoA dehidrojenaz aktivitesi yoktur. Hastahgm subtip1eri arasmda klinik bulgu ve semptom a<;:lSlndan fark yoktur.

Hastahk fasia1 dismorfizm, ciddi hipotoni, psikomotor gerilik, no bet ve karaciger fonksiyon bozuklugu ile ortaya

<;:tkabilmektedir. Olgulann <;:ogunda plazmada VLCFA, DHCA, THCA ve pristanik asit diizeyleri artmaktadtr.

Tam fibroblastlarda DBP'in enzim aktivitesinin ol<;:iimii veya gen mutasyonlanntn gosterilmesiyle konulabilmektedir (1, 2, 3). Burada serebral palsi taniSiyla takip edilmekte iken DBP eksikligi saptanan bir olgu

sunulmu~tur.

Olgu Sunumu

U<;: ya~mda erkek olgu konu~mama, zeka geriligi, ba~m1 dik tutamama, desteksiz oturamama, yiiriiyememe ve nobet ge<;:irme yakmmalan ile klinigimize ba~vurdu. 26

ya~mda annenin 1. <;:ocugu olarak 38 haftahk 3000 g dogan olgu, dogumdan itibaren fark edilen hipotoni ve ni:ibetler nedeniyle serebral palsi tamstyla takip edilmekteydi. Akraba evliligi i:iykiisii yoktu. Fizik muayenede boy 92 em (10-25p), viieut agtrhgt 11,4 kg (3-10p), ba~ <;:evresi 53,5 em (>97p) idi, kooperasyon ve

konu~ma yoktu. Yiiksek alm, yukan egimli palpebral fissiir, burun ki:ikii bastkhgi, mikrognati, dii~iik kulak, yiiksek damak, makrosefali, uzun-inee go gus kafesi, pes ekinovarus ve <;:eki<;: parmak meveuttu. Beslenme bozuklugu olan olguda yaygm kas atrofisi meveuttu.

Derin tendon refleksleri hipoaktifti. l~tk refleksi normal olup patolojik refleks saptanmadt, gorme bozuklugu yoktu.

Bilateral i~itme kusuru saptandt. Laboratuvar incelemelerde tam kan, glukoz, lire, kreatin, sodyum, potasyum, aspartat aminotransferaz, alanin aminotransferaz, bilirubinler, kan gazlart, laktat, piriivat, kan ve idrar aminoasitleri, tandem- mass ve idrarda organik asit taramas1 normaldi. Alt ekstremitelerin elektromiyografik ineelemesinde ni:irojenik tutulum saptand1. Beyin manyetik rezonans gi:iriintiilemede serebral ve serebellar atrofi meveuttu. Plazma THCA 0,1

J..tmol/L (normal degerler: 0-0,09), DHCA 0,16 J..tmol/L (normal degerler: 0-0, 13) olarak i:il<;:iildii. Serum plazmalojen ( eterfosfolipit) diizeyi ve fitanik as it alfa oksidasyonu normaldi. Plazma VLCFA ol<;:iimlerinde C26:0 0,35 J..tmol!g (normal degerler: 0,18-0,38), C24:0 8,48 J..tmollg (normal degerler:7,76-17,76), C22:0 4,03 J..tmollg (normal degerler:3,84-l 0,20) J..tmollg, C26/C22 0,09 (normal degerler:0,03-0,07) ve C24/C22 2,10 (normal degerler: 1 ,55-2,30) olarak saptandt.

Fibroblastlann immiinflorasan ineelemesinde, peroksizomlar mevcuttu, ancak sayllan azalmt~h ve boyutlan artrm~h. D-bifonksiyonel proteinin enoil-KoA hidrataz komponenti normal olmasma ragmen, 3-hidroksi- a<;:ii-KoA dehidrojenaz birimi yoktu. Olguya klinik, laboratuvar ineelemeler ve enzim aktivitesi i:il<;:iimii ile tip 3 D-bifonksiyonel protein eksikligi tams1 kondu.

Olgunun gene) gi:iriiniimii Resim 1 'de verilmi~tir.

Resim 1. Tip 3 D-bifonksiyonel protein eksikligi tan1s1 alan olgunun genel gi:irunu~u.

Erciyes Tip Dergisi (Erciyes Medical Journal) 2009;5upplement 1:514-518 515

(3)

TartJ~ma

D-bifonksiyonel protein, karacigerde sentezlenen ve peroksizomlarda VLCFA, safra asidi ara iiriinleri ve pristanik asitin ytknnmda rol oynayan bir enzimdir. D- bifonksiyonel protein ir;;in bifonksiyonel protein, multifonksiyonel protein 2, multifonksiyonel enzim 2, 17a-hidroksisteroid dehidrojenaz tip 4, D-3-hidroksi ar;;il- KoA dehidrataz, D-3 hidroksi ar;;il-KoA dehidrojenaz, 2- enoil-KoA hidrataz-2, (R)-3-hidroksi ar;;ii-KoA dehidrojenaz gibi isimler de kullamlrnaktadtr. Gestasyonel donemde beyin dokusundan iireti1digi, uzun zincirli dikarboksilik asit ve lokotrienlerin degradasyonu ir;;in gerekli oldugu saptanmt~hr. D-bifonksiyonel protein eksikliginin 3 tipi tammlanmi~ttr; tip I 'de hidrataz ve hidroksi ar;;ii-KoA dehidrojenaz aktivitesi tamamen yoktur, tip 2 'de sadece hidrataz ve tip 3 'de ise sadece hidroksi ar;;il-KoA dehidrojenaz aktivitesinde eksiklik vard1r (3,4).

Sunulan o1guda sadece hidroksi ar;;ii-KoA dehidrojenaz aktivitesinde eksiklik oldugundan tip 3 DBP eksikligi tarus1 kondu.

D-bifonksiyonel protein eksikligi ilk aylardan itibaren bulgu vermektedir. Patofizyo1oji tam anla~tlamamt~ olup oksidatif stres ve say1ca azalmt~ geni~ peroksizomlar sur;;lanmaktadtr. Peroksizomal enzimler miye1inizasyonda, gliogenezisde ve sinir sistemi maturasyonunda rol almast, hastahgm erken ge1i~imsel donemde ortaya r;;tkmasmi ar;;1klamaktadu. Ancak DBP eksikligi olan olgu1ann baztlannda peroksizomlarm say1 ve boyutlan tamamen normal olabilmektedir (1,3,5).

D-bifonksiyonel protein eksikligi klinik olarak, ciddi peroksizom biyogenez bozukluguna benzemektedir. DBP eksikligi olan1ann %68 'inde eksternal dismorfizm

goriilmii~tiir. Yiiksek a1m, yiiksek damak, geni~ fontanel, uzun filtrum, epikantal katlantl, hipertelorizm, makrosefali, retrognati ve d~iik kulak olabilmektedir. Bizim olgumuzda da DBP eksikligi ile uyumlu olarak fasial dismorfizm vard1. Aynca peroksizom biyogenez bozukluguna benzer olarak, fibroblastlann immiinflorasan incelemesinde peroksizom sayilan azalm1~tt ve boyutlan artm1~tl.

DBP eksikligi olan olgularda klinik bulgularve semptomlar ile hastahgm tipi arasmda anlamh bir farkhhk yoktur.

Olgulann c;ogunda neonatal hipotoni (%98) ve nobetler (%93) goriilmektedir. Olgulann % 43'iinde geli~me

geriligi,% 54'iinde y~amm erken doneminde gorme ile ilgili bozukluk (nistagmus, ~~1hk, iki ayh.kken gozlerin objeye fikse olamamas1 gibi) mevcuttur. <;ogu olguda

Sebllhauin Vurucu, Mustafa Giilgiin, BU/em Onay, R1dvan Akm, Ronald Wanders, Meral To~

psikomotor geli~im olmamaktad1r. Sm1rh psikomotor

geli~im olan olgularda da progresif motor fonksiyon kay1p

goriilmii~tiir. En iyi geli~im skoru olgulann %15 'inde goriilen omuzlardan tutuldugunda ba~ kontroliiniin olmas1dtr. Olgularda agrr i~itme bozuklugu olabilmektedir (1,3). Sunulan olguda direnr;;li nobetler, geli~im geriligi, psikomotor gerilik, periferik motor noropati ve i~itme

bozuklugu mevcuttu.

Ferdinandusse ve arkada~lan DBP eksikligi olan 126 olguda beyin manyetik rezonans goriintiilemeyle ventriki.iler sistem dilatasyonu (%29), neokortikal displazi (%27), serebellar atrofi (%17) ve germinolitik kist (%20) oldugunu gostermi~lerdir. Ayn1 r;;ah~mada otopsi yapdabilen 11 olguda, polimikrogri (%64), atrofik/hipoolastik korpus kallozum (%55), serebellar hipoplazi (%27), yaygm hipoplazi/atrofi (%45), serebral demyelinizasyon (%17) ve serebellar demyelinizasyon (%7) saptanm1~tlr (1). DBP eksikliginde nadir olarak, peroksizomal hastahklarda goriilmeyen talamus ve globus pallidus tutulumu da bildirilmi~tir (3). Aynca olgularm

%26'smda karaciger hastahg1, %43 olguda hepatomegali ve %6 olguda splenomegali saptanm1~t1r. Daha az s1khkla renal kist, adrenal korteks atrofisi, iskelet malformasyonlan, kemik geli~im geriligi goriilebilmektedir (1 ,3,6) Bizim olgumuzda sere bra! ve serebellar atrofi mevcuttu. Karaciger hastahg1 veya organomegali saptanmad1.

DBP eksikliginde ortalama ya~am siiresi tip 1 'de 6,9 ay;

tip 2'de 10,7 ay ve tip 3'de 17,6 ay olarak bildirilmi~tir.

Ferdinandusse ve arkada~lan 126 olguluk serilerinde tip I olan olgulann en fazla 14 ay ya~ad1gmi ve uzun siire (>7,5 y1l) ya~ayan sadece 5 olgu oldugunu (4 olgu tip 3 ve I olgu tip2) bildirmi~lerdir. Aym c;ah$mada VLCFA diizeylerinden C26:0 diizeyi ve safra asidi ara iiriin diizeyleri (THCA ve DHCA) dii~iik olan olgularda ya~am

siiresinin daha uzun oldugu bildirilmi~tir. Olgulann c;ogunda C26:0, C26/C22, pristanik asit, DHCA ve THCA

artm1~t1r. Bunun yanmda ozellikle parsiyel enzim eksikliklerinde safra asidi ara iiriinleri veya VLCFA diizeyleri normal olabilmektedir. Aynca pristanik asit ve onciil maddesi olan fitanik asit diizeyi ya~ ve beslenmeye bagh olarak degi~ebilmektedir (3,6). C26:0, THCA ve DHCA diizeyleri parsiyel enzim eksikligi olan tip 2 ve tip 3 olgulannda, tip I olgulanndakine gore daha dii~iik

oldugundan ya~am siiresi daha uzun olmaktad1r (1).

Sunulan olgu tam anmda 3 ya~mdayd1 ve halen ya~ammt

siirdiirmektedir. Olguda C26:0 diizeyinin normal, THCA

516 Erciyes T1p Dergisi (Erciyes Medical Journal) 2009;5upplement 1:514-518

(4)

D-Bifonksiyone/ Protein Eksikligi: Olgu Sunumu

ve DHCA diizeylerinin ise hafifyiiksek olmas1 hastahgm tip 3 DBP eksikligi olmas1 ve ya~am siiresinin uzun olmas1 ile uyumluydu.

Prenatal tam amniyotik stvJ.dan VLCFA diizeyi, pristanik asit veya lignoserik asit oksidasyon hizi olc,;iilerek yapilabilmektedir. Aynca, DBP eksikliginden sorumlu genin bulunmas1 prenatal tamda biyokimyasal testier yerine molekiiler testleri onemli hale getirmi~tir. Molekiiler genomik DNA analizinde fibroblast kiiltiirii gerekli olmadigmdan zaman kayb1 olmamakta ve anne hiicre kontaminasyonu olmazsa giivenilir sonuc,;lar elde edilmektedir (7).

D-bifonksiyonel protein eksikligi nadir goriilen bir enzim eksikligidir. <;ok degi~ik klinik semptom ve bulgularla ortaya c,;Ikabilmektedir. Nedeni ac,;Iklanamayan psikomotor gerilik, direnc,;li nobetler, motor noropati, gorme ve i~itme

bozuklugu gibi peroksizom biyogenez bozuklugu

dii~iindiiren giic,;lii klinik bulgular varsa, plazma tarama sonuc,;lan normal olsa bile, DBP eksikligi dii~iiniilmeli ve fibroblastlarda peroksizomal inceleme ve enzim aktivite olc,;iimleri ile diger peroksizom biyogenez bozukluklan ile aymc1 tam yapilmahdir.

Erciyes T1p Dergisi (Erciyes Medical Journal) 2009;5upplement 1:514-518 517

(5)

Kaynaklar

l.Soorani-Lunsing RJ, van Spronsen FJ, Stolte-Dijkstra I, et al. Normal very-long-chain fatty acids in peroxisomal D-bifunctional protein deficiency: a diagnostic pitfall. J Inherit Metab Dis 2005;28:1172-1174.

2.Nakano K, Zhang Z, Shimozawa N, et al. D-bifunctional protein deficiency with fetal ascites, polyhydramnios, and contractures ofhands and toes. J Pediatr 2001;139:865- 867.

3.Ferdinandusse S, Denis S, Mooyer PA, et al. Clinical and biochemical spectrum of D-bifunctional protein deficiency. Ann Neurol2006;59:92-104.

4.Moller G, van Grunsven EG, Wanders RJ, Adamski J Molecular basis o.fD-bifunctional protein deficiency. Mol Cell Endocrinol2001;22:61-70.

5.ltoh 1\1, Suzuki

Y.

Akaboshi S, Zhang Z, Miyabara S, Takashima S. Developmental and pathological expression of peroxisomal enzymes: their relationship of D- bifunctional protein deficiency and Zelweger syndrome.

Brain Res 2000;858:40-47.

6.Schroder JM, Hackel V, Wanders RJ, Gohlich-Ratmann G, Voit T Optico-cochleo-dentate degeneration associated with severe peripheral neuropathy and caused by peroxisomal D-bifunctional protein deficiency. Acta Neuropathol2004;108:154-167.

7.Paton BC, Solly PB, Nelson PV, Polland AN, Sharp PC, Fietz MJ Molecular analysis of genomic DNA allows rapid, and accurate, prenatal diagnosis of peroxisomal D-bifunctional protein deficiency. Prenat Diagn 2002;

22:38-41.

Sebahattin Vurucu, Mustafa GiilgUn, BUfent Onay, R1dvan Akm, Ronald Wanders, Meral Top!;U

518 Erciyes T1p Dergisi (Erciyes Medical Journal) 2009;5upplement 1:514-518

Referanslar

Benzer Belgeler

Doku hasarına bağlı olarak gelişen bu dayanılmaz ağrı yüksek konsantrasyondaki asit ile temastan hem en sonra ortaya çıkarken, % 20’den daha az konsantrasyondaki

Aşağıda alt alta verilmiş olan ifadeleri okuyalım. Son sıradaki

Bazı klinik ve deneysel çalıșmaların sonuçları periferde olduğu kadar santral sinir sisteminde de önemli biyolojik aktivitesi olan nitrik oksitin (NO) alkol ve

Hastanın çekilen Dijital Substraksiyon Anjiografisinde (DSA) sol proksimal PİSA yerleşimli, 4 cm ebatında dev anevrizma tespit edildi.. Anverizmanın tekrar kanamasına bağlı

Sonuç olarak, hekimler uygunsuz yüksek dozda D vitamini kullanımının D vitamini intoksikasyonuna yol açabileceği tehlikesinin farkında olmalı ve raşitizm varlığı laboratuvar

• Hidrojen bağları, bir peptid bağının –CO grubu ile diğer bir peptid bağının –NH grubu arasında kurulur, nonkovalenttir.

 Amino asitlerin peptid bağlarıyla bağlanarak Amino asitlerin peptid bağlarıyla bağlanarak oluşturdukları düz zincirli diziye. oluşturdukları düz zincirli diziye

• Üre amino asitlerden gelen amonyağın başlıca atılım yoludur.. • İdrardaki azotlu bileşiklerin %90