• Sonuç bulunamadı

Tan

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tan"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Bakış Açısı / Perspective

DO I:10.4274/tnd.81488 Turk J Neurol 2016;22:42-43

Tanısal ve Girişimsel Nöroradyoloji: Kimler Nasıl Yapmalı?

Diagnostic and Interventional Neuroradiology: Who Should Do and How?

Civan Işlak

İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye

42

Ya z›fl ma Ad re si/Ad dress for Cor res pon den ce: Dr. Civan Işlak, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye Tel.: +90 212 414 30 00-22727 E-posta: civanislak@yahoo.com

Ge lifl Ta ri hi/Re cei ved: 19.05.2016 Ka bul Ta ri hi/Ac cep ted: 19.05.2016

Tanısal ve Girişimsel Nöroradyoloji: Kimler Nasıl Yapmalı?

Tıp 19. yüzyıl sonlarında ve 20. yüzyılın ilk yarısında biriken bilginin yönetilmesi ve hastalara daha doğru tedavi sunabilme adına farklı alanlara bölünmüştür. Nörolojik bilimler de kaçınılmaz olarak bu gelişimden etkilenmiş, dahili tıp biliminden nöroloji doğarken genel cerrahi de içinden beyin cerrahisini çıkarmıştır.

Yalnız ülkemizde değil tüm dünyada değişim bu şekilde olurken tıp, yöntem bazlı uzmanlaşmadan (cerrahi veya genel dahiliye gibi) organ ya da sistem temelli uzmanlaşmaya doğru bir değişim göstermiş, gastroenteroloji gibi kimi alanlarda dahili ve cerrahi farklılaşma ayrı yapılarda olurken göz veya kulak burun boğaz gibi kimi alanlarda tüm uzmanlaşma cerrahi uzmanlaşmanın içerisinde kalmıştır. Nörolojik bilimler alanında uzmanlaşma alanın hem dahili tarafının büyüklüğü hem de cerrahi konseptinin diğer cerrahilerden farklı olması nedeni ile nöroloji ve nöroşirurji alanlarına evrilmiştir. Nörolojik bilimler alanında tanısal incelemelerde son derece etkin yöntemlerin kullanıma girmesi özelliklede morfolojik görüntülemenin yanı sıra metabolik ve parametrik görüntülemelerin rutin kullanımın bir parçası haline gelmesi radyoloji içerisinde nöroradyolojinin ayrı bir üst alan olarak doğmasına neden olmuştur. Bu durum seksenli yılların ikinci yarısında başlayan ve öncelikle nörovasküler hastalıkların minimal invaziv yöntemlerle tedavisinin yapıldığı görüntüleme eşliğindeki endovasküler yöntemlerdeki baş döndürücü gelişmeler ile tanısal nöroradyolojinin yanına tedavi edici nöroradyolojinin de girmesi ile daha da kompleks bir hale gelmiştir. Nörolojik bilimlerdeki bu parçalı yapılanma temel bilimlerdeki nörobilimin de klinik bilimlerden ayrı olarak yapılandığı göz önüne alındığında oldukça kaotik ve farklı bir duruma doğru yönelmiştir. Kıta Avrupası'nda nöroradyoloji radyoloji üst uzmanlık alanı olarak gelişirken Kuzey

Amerika ve Asya’da tanısal ve tedavi edici yöntemler bölünmüş, tanısal nöroradyoloji radyoloji pratiğinde kalırken endovasküler tedaviler Kuzey Amerika’da beyin cerrahisi ve radyoloji arasına kalırken Asya’da beyin cerrahisinin bir kolu olarak gelişmiştir.

Dünyada durum bu şekilde evrilirken ülkemizde de tanısal ve girişimsel (endovasküler) nöroradyoloji bir radyoloji alanı olarak gelişmiş 1990’lı yıllarda değişik üniversitelerde nöroradyoloji bilim dalları oluşturulmuştur. Bu dönemde bazı nöroloji kliniklerinde de özellikle anjiografik işlemlerde aktivite devam etmiş, ancak beyin cerrahisinde endovasküler yöntemlere ilgi düşük düzeyde olmuştur. Uluslararası Subaraknoid Anevrizma çalışmaları gibi kimi çalışmalar endovasküler tedavileri özellikle anevrizma tedavisinde rutine sokmasından sonra beyin cerrahları da girişimsel işlemlere ilgi duymaya başlamıştır.

Günümüzde ülkemizde tanısal nöroradyoloji, radyoloji alanı olarak durmaktadır. Girişimsel nöroradyolojik işlemlerde ise durum farklıdır. Yıllardır uğraşılmasına karşın, herhangi bir yasal düzenleme yapılmamış olması nedeniyle farklı uzmanlık alanlarınca farklı seviyelerde girişimsel işlemler yapılmakta ya da yapılmaya çalışılmaktadır. Ülkemizin 2000’li yılların başından itibaren girişimsel nöroradyolojik işlemlerde dünyada öncü konuma gelmesini bu konuda eğitim almış radyologlar sağlamıştır.

Günümüzde de girişimsel nöroradyoloji, nöroendovasküler tedavi konusunda yapılan iki büyük çalıştaydan birisi ülkemiz nöroradyoloji camiasınca yapılmaktadır. Bu aktivitenin yanı sıra bazı nöroloji ve nöroşirurji bölümlerince de bu işlemler yapılmaya çalışılmaktadır.

Ülkemizdeki durumun bu şekilde saptanmasından sonra yanıtı aranan "Nöroradyolojik girişimleri kimler, nasıl yapmalı?"

sorusunun karşılığı netleşmektedir. Temel amacı hastaların sağlığını korumak ve var olan hastalıklarını iyileştirmek olan tababet sanatının temel etik değerlerine göre “nöroradyolojik

(2)

Turk J Neurol 2016;22:42-43 Civan Işlak; Tanısal ve Girişimsel Nöroradyoloji: Kimler Nasıl Yapmalı?

girişimsel işlemleri bu konuda formel eğitim alan hekimler yapmalıdır” cevabı konusunda bir tartışma olabileceği kabul dahi edilemez. Bu nedenle "see one, do one, and teach one" biçimindeki eğitimlere ve bu şekilde "eğitilenlerin" işlem yaparak hasta sağlığını kabul edilemez risklere atmasına karşı çıkılması hekimlik etiği gereğidir. Bu temel gerçek üzerinde anlaşılmasının ardından gelecek olan "Formel eğitimi nereleri verecek ya da kimler alacak?"

sorularını sağlıklı olarak tartışabilmemizi sağlayacaktır. İnsanın var olduğu her alanda olduğu gibi tababet alanında da otokontrol, hastaya sunulan sağlık hizmetinin kalitesi ve üretilen bilginin güvenilirliği konusunda mutlak bir gerekliliktir. Böylelikle aynı alanda sağlık hizmeti ve bilgi üreten hekimler son zamanların moda deyimi ile "check and balance" aracılığı ile kendilerini ve birbirlerini kontrol edecekler ve günümüz tıbbının tüm dünyadaki hastalığı olan "self referral" sorunu yaşanmayacaktır. Konu böyle algılandığında nöroradyolojinin hem tanısal hem de girişimsel bölümleri ile nörolojik bilimler içerisinde dahili (nöroloji) ve cerrahi (nöroşirurji) nörobilim komponentleri gibi ayrı bir alan olarak var olması gerekecek aktivitelerin değişik alanlar altında parça parça yapılması yukarıda anlatılan ve engellenmeye çalışılan tüm

sorunları kaçınılmaz olarak üretecektir. “Nöroradyolojik işlemler formel eğitim almış kişiler tarafından yapılmalıdır” temel doğrusu üzerinden acilen yapılması gereken şey bu alana hangi bölümlerden hekim alınabileceğinin (nöroloji, nöroşirurji ve radyoloji) ve bu hekimlerin hangi sürelerce nerelerde eğitim alabileceklerinin belirlenmesidir. Bu belirlemelerin ardından lojistik olarak ayrı bir nöroradyoloji alanı oluşturulması veya tanısal ve girişimsel nöroradyolojinin hangi alan altında bulundurulacağına karar verilmelidir. Farklı alanlardan nöroradyoloji alanına gelerek eğitim alan hekimlerin temel alanları ile ilişkileri kesilerek sadece nöroradyoloji alanında çalışmaları sağlanmalıdır.

Son söz; nörolog, beyin cerrahı veya radyolog olmak nörogirişim için yetmez. Ülkemizde sıkça görmeye başladığımız yanlış uygulamaların önlenmesi için eğitim şarttır ve formel eğitimi olmayanların nörogirişim yapması engellenmelidir.

Etik

Hakem Değerlendirmesi: Editörler kurulu tarafından değerlendirilmiştir.

43

Referanslar

Benzer Belgeler

Savaş sonrası dünya düzeninde söz sahibi olmak ve bu uluslararası teşkilatın kuruluşunda yer almak isteyen Türkiye, savaşın başından beri yürüttüğü

KOSGEB tarafından Teknoloji Geliştirme Merkezi (TEKMER) isim kullanım hakkını ilk alan İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) TEKMER; İstanbul Aydın Üniversitesi akademisyenleri,

33 Çalışmamızda da aynı şekilde hemşirelerin, cerrahi işlem geçirecek hastalardan aydınlatılmış onam alınıp alınmadığını kontrol ettikleri, çoğunluğunun

“Eko sistemlerin neredeyse üçte ikisi çok ağır bir şekilde tahrip edildi” diyor, “Dolayısıyla insanlar, tüm canlı türlerini etkileyen ekolojik krizi, -küresel

Tez çalışmasının ilgili literatür çerçevesinde ÖBN’nin kapsamını, ÖBN uygulamalarında kullanılan teknikleri ve ÖBN alanında gerçekleştirilen uygulamalı

Abdülkadir el-Bağdâdî ve Kefevî (ö. 1174/1760) bu kadının gerçek değil, hayali bir sevgili olduğunu, bu yüzden de Suâd adının gerçek hayatta bir şeye taalluk

Diş Protez Teknolojisi bölümü mezunu kişilerin çalışabileceği başlıca yerler özel hastaneler, diş protez laboratuvarları, diş hastaneleri, eğitim ve

Büyük umutlarla uygulamaya giren sis- temin ilk günlerde çöktüğünü ifade eden Yet- kin, ‘’Sisteme bildirimde aksaklıklar olmak- ta, bildirim yapılamadığı için