DİN VE DEVLET İLİŞKİLERİ BAĞLAMINA KAVRAMSAL NETLİK AÇISINDAN BAKIŞ
Kavramsal Netlik çalışmasına esas olacak bilginin kurulumu Prof. Dr. Halis ALBAYRAK’ın
“Allah ve Resulü’ne İtaat Olgusunun Siyasal Atıfları” (2006: ssss*** Kohlhammer) isimli makalesinden yola çıkılarak elde edilmiştir. Amaç Din- Siyaset ilişkisine Kuran perspektifinden yaklaşarak bir anlayış geliştirme ve öğrenme ortamına yeni anlama girdileri taşımaktır.
İTAAT
İtaat, boyun eğme anlamına gelmektedir.
Kelimenin türediği TVA kökünde gönülden, isteyerek ve benimseyerek boyun eğme
anlamı vardır.
Dolayısıyla ‚itaat‘ denince otoritenin gücünün farkında olarak bilinçli bir ‘boyun eğme’ den söz edilir.
Otorit e Güç
Boyun Eğen
İtaat
1
Hz. Muhammed’in Misyonu (Mekke)
Allah’ın birliğine Kendisinin peygamberliğine
Ahlaki Olana
ÇAĞRI
2
Çağrı’ya Uymayanlara Yönelik Yaptırımlar
Dünyevî bir yaptırım bulunulmuyordu.
Hz. Muhammed’in insanlarla olan ilişkilerinde yaşadığı olumsuzluklar karşısında sabretmesi, bağışlaması ve üzülmemesi öneriliyordu.
“Seni onlara vekil olarak göndermedik.” (İsra/54)
“Onlar yüz çevirirlerse seni onlara koruyucu olarak göndermedik.”
(Şura/48)
“Sen ancak bir uyarıcısın.” (Fatır/23)
3AB
HZ. MUHAMMED’İN MİSYONU (MEDİNE)
Allah’ın birliğine çağrı Allah’ın birliğine çağrı
Kendisinin peygamberliğine çağrı
Kendisinin peygamberliğine çağrı
Ahlaki Olana çağrı
Ahlaki Olana çağrı
Toplums al düzeni
sağlama ya çağrı Toplums al düzeni
sağlama
ya çağrı 4
Hz. Muhammed bu dönemde, yalnızca ahiret hayatında
kavuşulacak ödülleri ve karşılaşılacak
cezaları içeren
ayetlerle muhatap olmakla kalmıyor;
aynı zamanda
toplumsal düzenin
sağlanmasına yönelik hukukî yaptırımları
içeren ayetleri de alıyordu.
- Din kurallarıyla toplumdaki hukuk kurallarının işlevleri iç içe geçmişti,
- Adam öldürmek veya hırsızlık yapmak dinî açıdan yasaklanırken,
bu suçlara verilecek cezalar öbür dünyaya bırakılmayıp bu dünyada uygulanıyordu,
- Uygulanan cezalar hukukla ilgili görünse de dinî cezalar olarak telakki ediliyordu,
- toplum düzeninin sağlanmasına ilişkin hukukî kararlar, Allah – insan ilişkisinin bir sonucu olduğu için dinî bir üslup ve vurgu ile dile
getiriliyordu.
Dini Kurallar
Toplumsal Kurallar
5
Hz. Muhammed, kendisine itaati emreden ayetlerle desteklenmiştir.
“Resule itaat”, “Allah’a itaat” ile bir tutulmuştur.
- “Ey inananlar, Allah’a, Resulü’ne ve içinizden ‘ululemr’’e itaat edin
…”(Nisa/59)
- “Onlara güven ve korkuya ilişkin bir haber geldiğinde onu ifşa
ederler. Oysa onu Peygamber’e ve ululemr’e götürselerdi içlerinden işin içyüzünü araştırıp bulacak kimseler, haberin ne tür bir değer taşıdığını anlarlardı …”(Nisa/83)
6AB
İlk ayette Allah ve Resulü’ne itaatten söz edilirken bunun yanında “ululemr” denen bir gruba itaat da emredilir. İkinci ayette ise güvenliği ilgilendiren konularda Allah Resulü’ ve ‘ululemr‘ karar ve uygulama mercii olarak belirtilir. Her iki ayetin iniş sebeplerine bakıldığında konunun güvenliğe ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla her iki ayetteki ‘ululemr‘
adlandırmasıyla belirtilen kimselerin, Allah Resulü’nün yetkili kıldığı yöneticiler, kumandanlar ve güvenlik amirleri olduğu söylenebilir.
7AB
YÖNETİM FONKSİYONLARI
Medine merkezli devlette yasama, yürütme ve yargı fonksiyonları Allah ve Hz. Muhammed yerine
getirmekteydi.
Uygulamaya dair her konu Allah’a ve O’nun peygamberine itaate dayanıyordu.
Her uygulamanın dinî bir anlamı ve önemi vardı.
8
SONUÇ
Ödülü ve cezayı hak etmenin, özgürlüğü zorunlu olarak talep ettiğini kabul etmeliyiz.
Din, gönülden ve gerçekten isteyerek yapılanları anlamlı kabul eder.
Kur’an’daki siyasi ve hukukî içerikli ifadelerin varlığı dinle siyasetin birbirinden ayrılmasına imkân vermemiştir.
Hz. Muhammed’in peygamberlik kimliğinin içinde saklanmış olan siyasal kimliğinin farkında olmak ve onu, Peygamber’in dinî
kimliğinden ayırmak din-siyaset ilişkisi sorunsalının bir çözüme kavuşturulması için atılacak adımlardan biri olarak görülebilir mi?