Okul Öncesi Eğitimde Uygulamalı Montessori
Yöntemi Eğitimi
Maria Montessori’nin hayat
ve
Yönteminin tarihsel
gelişimi
Eğitim Kavramı
•Tarihi çok eski çağlara dayanmaktadır.
•İnsan oğlunun yüksek
yararı için geliştirilmektedir.
•Son yüzyılda çocuk
eğitimine yönelik yapılan çalışmalar birçok yeni
yöntemi, metodu, yaklaşımı ve uygulamayı gündeme getirmiştir.
•Tüm bu yaklaşımların ortak noktası çocuğun yüksek
yararını gözetmek ve onların tüm gelişim alanlarını
destekleyerek çağın
gerektirdiği en iyi noktaya ulaştrabilmektir.
Okul öncesi eğitimle ilgili güncel
tartşmalar:
Okul öncesi eğitim hizmetlerinin
yaygınlaştırılması ve niteliğinin
artırılması konusundaki çalışmalardır.
Erken çocukluk dönemi programları ve uygulamaları ile ilgili yapılan araştırmalar okul öncesi eğitimde farklı modellerin ortaya çıkmasına
katkı sağlamıştır ve dinamik bir süreç olarak katkı sağlamaya da devam etmektedir.
Avrupa’da ortaya çıkan yaklaşımlar:
Waldorf, Montessori ve Reggio Emilia gibi ilerici yaklaşımlar.
Amerika Birleşik Devlerlerinde ortaya çıkan yaklaşımlar:
Head Start, High Scope ve Bank Street gibi yaklaşımlar.
Waldorf Montessori Reggio
Montessori Yöntemi’nin günümüzde tüm dünyada uygulanmasının nedenleri:
•Çocuk Merkezli olması,
•Çocuğu kendi çevresinde
bağımsızlaştıran hazırlanmış çevreye önem vermesi,
•Çocuğa yaparak ve yaşayarak öğrenme fırsatları sunması,
•aile katılımına önem vermesi,
•bireysel eğitim sunmasıdır.
Montessori Yöntemi:
•Özgür seçim,
•bağımsızlık,
•dikkat ve konsantrasyon,
•düzenlilik,
•yardımlaşma,
•başkalarına saygı gösterme ve
•çocuğun tüm gelişim alanlarını
kendi doğal akışıyla bir bütün içinde geliştirmeye
odaklanmıştır.
güdüleme,
tekrarlamalı somut deneyimler,
yaparak ve yaşayarak öğrenme.
Karma Yaş Grubu,
Hazırlanmış materyaller,
Özgür ortam ve özgür seçim,
Montessori okullarında, yetişkinler için sıradan olan ve onlar için eğitimsel bir
önemi olmayan bulaşık yıkama, sebze doğrama, masa temizleme,
çiçek bakımı, masa süpürme,
ayakkabı boyama ve gümüş parlatma gibi çalışmalar, çocukların gözünde
yapılacak önemli görevler arasındadır.
Montessori, insanların, engelli çocuklara hiçbir değer vermedikleri ve onları toplumun sırtında bir yük olarak gördükleri bir dönemde engelli çocuklarla ilgilenmiş ve onların özel bir eğitimle gelişmelerine yardımcı
olunabileceğini savunmuştur.
Şu anda Montessori yöntemi ülkemizin çeşitli illerinde bulunan özel okul öncesi eğitim kurumlarında, Bolu’da MEB’na bağlı bir sınıfta, Ankara Üniversitesi bünyesindeki uygulama anaokulunda ve Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri
Fakültesi İhsan Doğramacı Uygulama Anaokulun’da uygulanmaktadır.
İtalya’nın ilk kadın tıp doktoru, pedagog ve antropoloji profesörü Maria Montessori, 31 Ağustos 1870 yılında, İtalya’nın Ancona şehrinin
Chiaravalle kasabasında, maliye memuru, liberal
düşünceli ancak aşırı dindar ve yeniliklere kapalı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir.
Dr. Montessori’nin Hayatı
Geleneksel okul sıralarında kız ve erkek çocuklara tanınan eğitim
eşitsizliğini yıkmaya
çabalar.
Çocuklara hareket
özgürlüğü tanınmayan, ağır cezaların verildiği bir okul ortamında yaşadığı olumsuzluklar
Maria Montessori için geliştireceği eğitim modelinin
şekillenmesinde çıkış noktasını oluşturmuştur.
•Yaşadığı dönemin tüm olumsuzluklarına rağmen Maria Montessori pek çok
tabuyu yıkmıştır. Montessori gençlik yıllarında matematiğe ilgi duymaktadır.
Daha 12 yaşındadır ama kararlıdır.
Bunun için kızların gittiği okula değil, erkeklerin gittiği teknik okula gitmiştir.
•1890 yılında Roma Üniversitesi
matematik ve doğa bilimleri bölümüne kayıt olur.
•1896 yılında tıp fakültesini bitirip İtalya’nın ilk kadın tıp doktoru olmayı başarır.
•1897 Roma Üniversitesi Tıp Fakültesi gönüllü asistanı olur.
•Doktora çalışmasını
psikiyatri alanında yaptı ve zihinsel engelli çocukların eğitimiyle ilgilendi.
•1897 yılında Ulusal Tıp
Kongresinde zihinsel engelli, özürlü çocuk ve suç ile ilgili bir konuşma yaptı. Yaptığı bu konuşma büyük bir beğeni topladı.
Onun sunduğu bildiriler, daha sonraları tıp ve eğitim bilimlerinin desteklediği, ilk zihin engelliler okullarının kurulması gerekliliği husunda önemli bir adım olmuştur.
•1899 yılında Roma’da zihin engelli çocukların gönderildiği Orthoprenic okuluna yönetici olarak atandı.
•Londra ve Paris’e giderek engellilerin eğitildiği okulları inceleme fırsatı buldu.
•Başlangıçta Itard ve Seguin’in eğitici materyallerini kullanan Montessori, sonunda bir seri temel eğitim
materyali geliştirdi.
•Daha sonraları bu materyaller tipik gelişim gösteren çocuklara
uygulanacak ve gerekli değişiklikler ve ilavelerle Montessori Materyalleri adını alacaktır.
•1902 yılında Napoli’de yapılan 2.
Ulusal Pedagoji kongresinde Seguin Yöntemi ve öğrenme yetersizliği olan çocukların yeteneklerini uyarmak için kendisinin geliştirdiği yöntemi tanıttı.
•1904 yılında Roma Üniversitesi’nden Antropoloji profesörü ünvanı aldı.
•1903-1908 yılları arasında Roma Üniversitesi Pedagoji Enstitüsünde dersler verdi.
•1906 yılının sonlarında onu tipik gelişim gösteren çocuklarla
çalışmasını sağlayan fırsatı yakaladı.
6 Ocak 1907 günü, İtalya’da Roma’nın varoşlarında yer alan San Lorenzo bölgesinde Montessori Eğitim Sisteminin temelleri
atılmıştır.
Montessori’nin İlk Çocuklar Evi
(Casa Dei Bambini)
Montessori, San
Lorenzo çocukları için de özürlü çocukları eğitirken kullandığı malzemelerden getirtmiştir ve bu
aletlere öğretici aygıtlar demektedir. Montessori bu koşullar altında zekâ geriliği olan çocuklarla deneyimlerinden yola çıkarak, aslında bir
metodu uygulamaktan çok, ilk çocuklar eviyle birlikte bir metodu
geliştirmeye başlamıştır.
•Montessori, başlangıçta kendiside ne bulacağını bilmeden giriştiği bu işte, ihmal edilmiş ve yoksul çocuklarla eğitimin temel taşlarını oturtacak pek çok gözlem
yapmıştır.
•7 Nisan 1907’de San Lorenzo mahallesinde ikinci Çocuklar Evi açılmıştır.
•Çocuklar Evi’nin üçüncüsü 4 Kasım 1907’de Roma’da orta sınıfların oturduğu Prati di Castello olarak bilinen yerde açılmıştır
•Ocak 1909’da İsviçre’de Froebel’in sisteminin kullanıldığı öksüz yurtları ve çocuk evleri Montessori metodunun ve materyallerinin benimsendiği Çocuklar Evi’ne dönüştürülmeye başlanmıştır.
•1913 – Amerika’ya gider.
•1922 yılında tüm İtalya’da
bulunan anaokullarının denetçisi olarak atanır.
•1923 yılında Durham Üniversitesi tarafından Montessori’ye onursal doktora ünvanı alır.
•1926 yılında Rotterdam, Den Haag ve DeBilt’te Montessori Ortaöğretim Okulları kurulur.
•1929 yılında Roma’da Montessori Eğitim Merkezi kurulmuştur.
Mussolini’nin okullarda faşist selamı verdirmesi ve
öğrencilerin okula üniforma giymeye zorlanmasından dolayı, İtalya yönetiminin çocuk elçisi olmayı
reddetmiştir. Bu olaylar 1934 yılında Montessori’nin İtalya yönetimiyle ters düşmesine ve Montessori Okullarının kapatılmasına sebep
olmuştur.
Montessori’nin zor günleri
Montessori, Mussolini faşizmine muhalefetinden dolayı İtalya’dan ayrılmış ve çalışmalarına Barcelona’da devam etmiştir. 1936 yılında İngiltere’ye yerleşmiştir. Oradan Hollanda’ya geçmiştir. 1939 yılında 27. eğitim kursu için Hindistan’a gitmiştir.
•Hindistan’da 1000’den fazla öğretmen yetiştirir.
•Hindistan’da da bir Montessori Derneği kurulmuştur.
•30 Temmuz 1946 yılında Hollanda’ya döner.
•1947 yılında Londra’da bir Montessori Merkezi açılır.
•1949’da Pakistan’a gitmiş ve orada hükümetin desteğiyle bir
Montessori Merkezi Kurulmuştur.
•1949, 1950 ve 1951 yıllarında Nobel Barış Ödülüne Aday gösterilmiştir.
Memleketi olmayan dünya vatandaşı, 1952 yılında Afrika’ya gitme planları yaparken, çok sevdiği dünya yıldızına
gözlerini kapar.
Montessori’nin yaklaşımını uluslararası düzeyde üç sivil toplum örgütü
yürütmekte ve günümüzde de yaygınlaşması için çalışmalarını sürdürmektedir.
•Uluslararası Montessori Derneği
(Association Montessori Internationale- AMI),
•Sınır Tanımayan Eğitimciler (The Educateurs sans Frontières-ESF),
•Amerikan Montessori Topluluğu (The American Montessori Society-AMS) dur.
Montessori Yönteminin Tarihsel Gelişimi
•18.yy. - Aydınlanma felsefesi
•Montessori, çocuğun, tek ve biricik olduğuna ancak birbirine bezeyen çocuk özellikleri olduğuna dikkat çeker ve çocuk insanın atasıdır, İnsanı anlamanın yolu çocuktan geçer der.
Montessori yaklaşımı, kendi dönemi içinde adlandırılan çocuktan
hareket akımının temsilcisidir.
Çocuktan Hareket Akımı
Montessori’de çok sayıda düşünür ve eğitimci gibi
Rousseau, Itard, Seguin, Pestalozzi, Frobel, Condillac,
Nietzsche ve Wilhelm Dilthey’den
etkilenmiştir.
Montessori, eğitiminin beslendiği felsefi ve psikolojik
kaynakları yeri geldikçe vurgulamış, ancak eğitim anlayışının başlangıcında bir felsefe geliştirmek yerine çocuğun
derinlemesine gözlemlenmesinden yola çıkarak onun gereksinimlerini tatmin edecek en uygun eğitimi
gerçekleştirdiğini söylemiştir.
MONTESSORI YÖNTEMİNDE
TEMEL KAVRAMLAR
1.Dikkatin Polarizasyonu
Dikkatin polarizasyonu (yoğunlaşması), bir eğitim metodunun sonucu değil, aksine yaşamın bir parçasıdır ve aynı zamanda Montessori yönteminin kilit olayıdır. Maria Montessori, dikkatin polarizasyonunun temellerini yaşanmış bir olaydan esinlenerek geliştirmiştir.
Montessori, ilk Çocuk Evi’nde, kırk beş kişilik bir sınıfta üç yaşında bir kız çocuğunun konsantre olmuş bir şekilde, blok silindirlerle çalışırken izlemiştir. Bu olay dikkatin polarizasyonunun esinlemesi olmuştur.
2. Emici Zihin (Absorbent Mind)
Montessori’ye göre çocuklar çevrelerindeki kişilerden, nesnelerden bilgileri özümsemek için doğuştan gelen özel bir yeteneğe sahiptirler.
Montessori çocukların hiçbir zaman başkası tarafından eğitilemeyeceğine inanmaktadır. Montessori’ye göre bir çocuk ancak kendisi tarafından eğitilebilir. Yetişkinler bilgiyi zihinlerini kullanarak edinmektedirler ancak çocuklar bilgiyi doğrudan fiziksel çevrelerinden almaktadırlar. Bu, Montessori’nin “Emici Zihin”
kavramıdır.
3. Hazırlanmış Çevre
Montessori yönteminin en önemli unsurlarından birini hazırlanmış çevre oluşturur. Montessori sınıflarında hazırlanmış çevre, çocuk merkezli, çocuğun ihtiyaçlarına, yeteneklerine, ilgilerine cevap veren, çocukların kendi adımlarıyla ilerlemelerine olanak sağlayan, her çocuğun bir evren olarak değerlendirildiği, bireysel gelişim ve sürece odaklanan bir eğitim çevresidir. Tüm eğitim ortamı öğreneni destekleyecek şekilde hazırlanmıştır
Hazırlanmış Çevre oluşturulurken dikkat edilmesi gerekenler:
•Materyaller raflara basitten zora ve soldan sağa doğru, bir düzen içerisinde yerleştirilmelidir.
•Bir materyalde kaybolan parçaların mutlaka tamamlanması, eksik materyallerin tamamlanıncaya kadar kaldırılması gerekir.
•Materyalin çekiciliğine özen gösterilmelidir (temizlik, bütünlük, renk uyumu).
•Öğretmenin iç hazırlığı, materyal hakkında bilgisi olması ve hareketlerinde tereddütsüz olması çok önemlidir.
•Her materyalden sadece bir adet bulundurulur. Bu çocuğun; beklemeyi, sabretmeyi, doğru karar vermeyi, paylaşmayı öğrenmesine olanak tanır.
•Çevre, çocuğun yaşadığı çevreye uygun olarak hazırlanır ve gerçek hayatla ilişkisi kurulur.
•Seçilen oyunların, çocuğun materyallerle kazandığı becerileri destekler nitelikte olmasına özen gösterilir.
•Çocuk deneyimlerini mutlaka kendisi yaparak ve yaşayarak edinir.
•Çevrede hijyenik koşulların sağlanması için kullanılan mekanın fazla dolu olmamasına dikkat edilir.
•Materyallerin çocuğun ulaşabileceği konumda ve dikkatin polarizasyonu için anlık hareketliliğe olanak verecek durumda olması gerekir.
•Çocuğun çalışmalarında seçme özgürlüğü sağlanılması gereklidir.
4. Alıştırmanın Tekrarı ve Özgür Seçim
Maria Montessori, alıştırmanın ayrıntılarına inildikçe çocukların tekrarlama tutkusunun büsbütün arttığını vurgular.
Montessori eğitiminde çalışmaların merkezinde özgür seçim yatar. Özgürlük kavramı, Montessori’nin eğitim sisteminde en sık yanlış anlaşılan konudur. Montessori eğitiminde uygulanan özgürlük hiçbir şekilde, bazı okullarda uygulanan başıboş bir özgürlük anlamına gelmez. Hatta Montessori disiplinli bir çalışmadan yanadır. Ancak çocuklar; çalışmak istedikleri materyali, çalışmak istedikleri kişileri, çalışmak istedikleri yeri ve çalışmak istedikleri süreyi özgürce seçerler. Montessori özgürlük ve disiplini bir birinden ayıramayacağımız bir madalyonun iki yüzü olarak tarif eder.
5. Duyarlı dönemler
Montessori okul öncesi yıllarda her çocuğun bazı dönemlerde önemli sıçramalar gösterdiğine inanmaktadır. Bu sıçramaların özellikle beyin gelişimi ile gerçekleştiğini iddia etmektedir.
Montessori çocuğun çevresindeki uyaranlara ve yönergelere karşı verdiği tepkilerin bazı dönemlerde gerçekleştiğini belirtmektedir. Montessori’ye göre çocuk bu duyarlı dönemlerde çevresini anlamakta, duyularını farklı uyaranlar karşısında keşfetmekte ve dili kolayca edinmektedir.
“Doğumdan 3 yaşına kadar: Duygusal deneyimler, 1.5 yaşından 3 yaşına kadar: Dil yetisinin gelişimi,
2 yaşından 4 yaşına kadar: Kasların eş güdümü ve gelişimi, küçük cisimlere ilgi, hareket etkinliklerinin gelişimi, gerçeğe ilgi, zamanda birbirini
izleyen şeylerin algılanması,
3 yaşından 6 yaşına kadar: Duygusal becerilerin etkinleşmesi ve büyüklerin etkisine karşı duyarlık,
3,5 yaşından 4,5 yaşına kadar: Yazı,
4 yaşından 4,5 yaşına kadar: Dokunma duyusu, 4,5 yaşından 5,5 yaşına kadar: Okuma”.
Montessori Metoduna yöneltilen eleştiriler iki açıdan incelenebilir. Bu eleştirilerden birincisi doğrudan M.
Montessori’nin oluşturduğu metodun kendisine yöneltilen eleştirilerdir, ikincisi ise okullar üzerinden yürütülen
eleştirilerdir.
Montessori Yöntemine Yöneltilen
Eleştiriler
Bireyin küçük gruplarla ilgisine çok fazla odaklanmıştır ve grup etkinlikleri yoluyla diğer çocuklarla etkileşim için
yeterince zamana izin vermez
Montessori metodunun bireysel ve küçük grup çalışmasına odaklandığı doğrudur. Ancak karışık yaş grupları ve grup çalışmalarıyla çocuklar yoğun bir etkileşim içindedir.
Montessori sınıfında, çocukların hazırlanmış çevreden dolayı, anlamlı etkileşim için daha fazla fırsatları vardır.
Okullar katıdır, alıştırmalar; oyuncakların ve oyun zamanlarının yapısıyla sınırlandırılmıştır:
Montessori Yönteminde, Öğretmen her materyalin özel amacını dikkatlice oluşturduğu ve etkinlikleri açık ve adım adım sunduğu halde, çocuklar geniş bir etkinlik alanından istediğini seçmekte ve yeni olanaklar keşfetmekte özgürdür.
Montessori’nin hazırlanmış çevresi toplumun tüm öğelerini içeren toplumla bütünleşen bir yapıya ve gerçek yaşantılara sahiptir.
Montessori metodu, çocukları erken yaşlarda bilişsel
öğrenimle tanıştırarak çocukluklarından mahrum bırakıyor:
Çocuğun büyük kolaylıkla öğrendiği bu erken yaşlar, öğrenimin özel evrelerine en çok yanıt veren yıllardır.
Montessori sadece engelli öğrenciler içindir:
Montessori okullarında kullanılan metot engelli çocuklarda başarıya ulaştığı gibi tipik gelişim
gösteren çocuklarda da oldukça etkilidir.
Montessori sınıfındaki çocuklar diğerlerine göre denetimsiz ve gözetimsiz ve her ne isterlerse yapabilirler:
Montessori Metodu amaçlı etkinliğin özgür seçimine
dayanır. Eğer çocuk yıkıcı oluyorsa ya da amaçsız bir şekilde materyalleri kullanıyorsa, öğretmen müdahale eder ve
yumuşak bir şekilde çocuğu daha uygun materyallere ya da materyalin daha uygun bir kullanımına yöneltir.
Her sınıf oldukça geniş yaş gruplarını içeriyor:
M. Montessori çocukların kendi yaşıtlarından
öğrenirken daha az ket vurulduğunu hissetmiştir. Bir çocuk, başka bir çocuktan öğretmenden
öğrendiğinden daha kolay öğrenir.
Montessori hareketi bir ticaret haline geldi:
Bu eleştirinin sebebi Montessori’nin materyallerin telif hakkında ve
öğretmenlerin resmî sertifikasyonunda büyük bir paya sahip olması; ismi izinsiz kullanılamayan bir marka haline gelmesidir.
Montessori’nin materyallerin patentini aldığı doğru olmakla birlikte, metodun tescilini ticarete dönüşmesinden korktuğu için yapmıştır.
Çok fazla oturarak yapılan etkinlik vardır:
Odanın etrafında amaçsızca gezinmek ve amaçlı etkinlik arasında fark vardır. Konsantrasyonu ve materyallerle
çalışmayı gerektiren herhangi bir etkinlik oturarak yapılacaktır.
Geleneksel metotlarda yapıldığı gibi çocuklar ders boyunca oturmaya zorlanmazlar.