10. HAFTA
Genç Osmanlılar Muhalefeti ve Birinci Meşrutiyet’e Doğru
• Hersek isyanıyla başlayan ve Bulgar isyanıyla devam eden Doğu Krizi Avrupa kamuoyunda Türk karşıtı rüzgârlar estirip Radikal Liberal siyasi çevrelerin geleneksel Palmerstoncu siyasanın terk edilmesine yönelik telkin ve çağrılarına ivme kazandırmışken Osmanlı iç siyasetinde de sular durulmuyordu.
• Doğu Krizinin zirve yaptığı sıralarda 1876 yılında İstanbul’da medrese öğrencileri ayaklanarak Sultan Abdülaziz’den krizin yönetilmesinde başarısız olduğunu savundukları sadrazamın ve şeyhülislâm’ın görevden alınmasını talep ettiler. Sadrazam Mahmud Nedim Paşa ve şeyhülislam Sultan tarafından azledilince, Genç Osmanlılar muhalefetine mensup ya da bu hareketle ilişki içinde olan ve usul-ü meşveret yani meşruti monarşi sistemine geçilmesini ülkeyi içinde bulunduğu kargaşa ve krizden çıkarabilecek çare olarak gören kimi paşalar için hükümette yer alma fırsatı doğmuş oldu.
• Osmanlı İmparatorluğu’nda ortaya çıkmış modern anlamda ilk muhalefet olarak kabul edilen Genç Osmanlılar hareketi Namık Kemal, Ali Suavi, Ziya Bey gibi isimlerin de dahil olduğu ve 1867’den itibaren Tanzimatçı Paşalara yönelik yoğun bir eleştiri faaliyetini basın yoluyla yürütmekte olan bir gruptu. İmparatorluğun kurtuluşu için tek çarenin parlamentolu monarşik sisteme geçilmesi olduğunu, bu sayede hem ayrılıkçı hareketlerin hem de Avrupa’dan gelen imparatorluğun iç işlerine yönelik müdahalelerin son bulacağını savunmaktaydılar.
• Genç Osmanlıların oluşumu, esasında, Tanzimat sonrası yükselişe geçen politiko-bürokratik elitlerin Âli ve Fuad Paşa gibi temsilcilerinin siyasetin ve iktidarın üzerinde monopol kurmalarına yönelik tepkiye dayanır.
İktidardan dışlanmış ancak gerek ailevi bağlantıları gerekse de kariyerleri bakımından devlete hizmete endeksli kulluk anlayışını sürdürmekte olan Genç Osmanlılar hareketine mensup elitler aslında kıyasıya eleştirdikleri Tanzimatçı devlet adamlarınınkine benzer kaygılara ve tahayyüllere sahiptirler.
• 1876’da Sadrazam Mahmud Nedim Paşa’nın softa ayaklanması sonrası azledilmesi sayesinde hükümete girme şansı bulmuş olan paşalar arasında yer alan eski Tuna Valisi Midhat Paşa da Genç Osmanlı olarak bilinen bir isimdi ve bir an önce parlamentolu sisteme geçilmesi taraftarıydı.
Midhat Paşa kendisiyle birlikte hareket eden Hüseyin Avni Paşa, Mütercim Rüşdü Paşa, Hayrullah Efendi gibi Meşruiyet yanlısı olduğu bilinen figürlerle 1876 yılının Mayısı’nda bir darbe ile Sultan Abdülaziz’i tahttan indirecek ve yerine Genç Osmanlı muhalefetine sempatisi ile bilinen Şehzade Murad’ı, V. Murad adıyla tahta çıkaracaktır.
• Sultan Abdülaziz’in hal edilmesi sonrası Midhat Paşa ile birlikte hareket eden grubun içinde parlamentolu sisteme geçişin zamanlaması konusunda anlaşmazlıklar baş göstermiştir. Hüseyin Avni Paşa henüz koşulların olgunlaşmadığını savunurken Midhat Paşa hiç vakit kaybedilmemesi taraftarıydı.
Grubun her iki kesimi için de esas birleştirici unsur, iktidarın Bab-ı Âli’de kalması, sarayın konumunun salt sembolik bir güce sahip olmakla sınırlandırılması konusunda hem fikir olmalarıydı.
• Grup içindeki anlaşmazlık devam ederken meşrutiyet yanlısı paşalar toplantı halindeyken Bab-ı Âli’ye yapılan ve tarihimizde Çerkes Hasan Vakası olarak bilinen silahlı bir saldırı Hüseyin Avi Paşa’nın ölümüyle sonuçlanınca Midhat Paşa rakipsiz kalmış ve bir an önce parlamentolu sisteme geçilmesi gerektiği yönündeki görüş baskın hale gelmiştir.