Yanılmıyorsam 1992 yılında Bodrum Karada bir holding tarafından hazineden turistik tesis ve konut yapılmak üzere kiralanmıştı. Kara ada, hem tarihi hem de doğal sit alanı olması gereken bir yerdi. Ayrıca yapılaşmaya açılması Bodrum açısından büyük sorunlar yaratacaktı.
Yeşiller bir kampanya başlattılar. Kara ada Bodrumlularındır, bize sordular mı, Kara ada kara kalsın, kararı biz veririz, kapalı kapılar ardında alınan kararlara hayır, demokrasi hemen şimdi gibi sloganlar, toplantı ve protestolarla yarımadalıların, yerel yönetimlerin, çevrecilerin büyük çapta desteği ile holding geri adım attı ve kara ada projesi iptal edildi. Büyük çapta bir yerel inisiyatif sağlanmıştı. Bu olayda. yeşil düşünce, yeşil politika doğru konmuş ve başarıya ulaşılmıştı. İşin içindeki holdingler açısından bakılırsa, bu aynı zamanda küresel kapitalizme karşıda bir başarıydı.
Çünkü geri adım atmışlar ve proje iptal edilmişti.
Buna benzer bir başarı Bodrum hava alanının yapımında da elde edildi. Yine küresel boyuttaki iki holding uluslararası destek sağlanarak yenilgiye uğratıldı ve Bodrum hava alanı projesi iptal edildi. Kanaatimce yeşil düşünce ve
politikaların geleceği burada yatmaktadır. Yani yerel insiyatiflerin yaratılmasında. Bu alandaki başarılar yeşillerin geleceğini belirlemede tayin edici rol oynayacaktır. Bu aynı zamanda yeşillere olan inancı ve güveni de arttıracak, onların yerel politikalarda daha etkin hale gelmesini sağlayacaktır. Yeşillerin hayatın içine girmesi ve politikayı kendi gündemleriyle yapmaları da bu sayede mümkün olabilir. Sosyal,ekolojik ve demokratik bir toplum yaratabilmek için, bir taraftan mevcut sistem içinde sosyal ve ekolojik reformların yapılması için mücadele ederken,diğer taraftan yerel bağlamda projeler ve programlar geliştirmenin çabası içine girilmeli bunu yaparken ülkedeki sol partiler ve kapitalizm karşıtı guruplarla beraber çalışmanın zemini aranmalıdır.
Yeşil hareketlerin ortaya çıkış nedenlerinin başında küresel kapitalizme karşı olmaları gelmektedir. Yani yeşil
düşünce ve politikaların geleceği büyük oranda küresel kapitalizme karşı geliştirecekleri alternatif politikalara bağlıdır.
Yeşiller bu konudaki düşüncelerini çeşitli yayınlarla ifade etmektedirler. Hatta daha ötesinde çeşitli yeşil partiler bunları programlarında belirtmektedirler. Bunları burada tek tek ele alıp tartışacak değiliz. Ancak yeşil hareketlerin dikkat etmeleri gereken en önemli konu Avrupa’daki bazı yeşil partilerin evcilleşen muhalefetleridir. Özellikle biz Türkiye yeşilleri bu konudaki tavrımızı belirginleştirmeli ve toplumsal yaşamın her alanındaki düşünce ve siyasetimizi ortaya koymalıyız. Tabii ki muhalefet şeklimizi de.
Ülkemizde yeşil hareket geleceklerini tartışırken nasıl bir muhalefet yapacaklarını da tartışmalıdırlar. Günümüzde dünyanın birçok yerinde küresel kapitalizm karşıtları bir araya gelip çeşitli gösteriler yapmaktalar. Zaman zaman Türkiye yeşilleri de küreselleşme karşıtlarıyla bu gösterilerde yer almaktadır. Bu küresel boyuttaki bir muhalefet tarzıdır. Benim asıl değinmek istediğim konu ise yerel muhalefetlerin nasıl örgütleneceğidir. Bizi yaşatacak, politik gündemdeki yerimizi belirleyecek, kendimizi topluma ifade edeceğimiz asıl muhalefet tarzı bu olmalıdır. Bu aynı
zamanda bizim örgütlenmemizin de temel dayanağıdır. Yeşil harket, politik birikimlerini, güç ve olanaklarını bu yöne kanalize etmelidirler.