WWC(Dünya Su Konseyi)’nin 2009 Mart’ında İstanbul’da düzenleyeceği WWF(Dünya Su Forumu) toplantısına karşı suyun temel bir hak olduğunu savunan kesimlerin hazırlıkları sürüyor.
İstanbul’da düzenlenen geçtiğimiz hafta sonu düzenlenen “Kapitalizmin kıskacında SU” başlıklı uluslararası konferans ile suyun metalaşmasına ve su hizmetlerinin ticarileşmesine karşı mücadelede önemli bir adım atıldı. Yıldız Teknik Üniversitesi’nde düzenlenen konferansa akademisyenler, demokratik kitle örgütleri ve sendikalar, çeşitli meslek örgütleri ve su hakkı mücadelesi yürüten çeşitli ülkelerden konuklar katıldı.
22 Mart Cumartesi günü Organizasyon Komitesi adına Gaye Yılmaz’ın ve YTÜ Rektörü Durul Ören’in
konuşmalarıyla başlayan konferansta ilk oturumun başlığı “Suyun ticarileşmesinde devletler ve kurumların rolleri” idi. Prof.İzzettin Önder’in kolaylaştırıcılığını yaptığı oturumda Jeoloji Mühendisleri Odası’ndan Tahir Öngür, Marmara Üniversitesi’nden Prof. Mehmet Türkay, DİSK Genel-İş sendikasından Serhat Salihoğlu ve Uluslararası Kamu Hizmetleri Sendikası’ndan David Boys katıldı. İkinci oturumda Marmara Üniversitesi’nden Prof. Fuat Ercan metalaşma sürecine karşı muhalefetin politik önemini anlattı. İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Türkel Minibaş ise özelleştirmede yeni bir biçimi “Kamulaştırarak Özelleştirme” üzerine bir sunuş yaptı.
İskele Meydanı’nda basın açıklaması
Öğle arasında ise katılımcılar Beşiktaş iskele meydanına inerek “Dünya Su Günü” ile ilgili kitlesel bir basın
açıklaması yaptılar. Prof. Türkel Minibaş’ın okuduğu açıklamada suyun evrensel bir hak olduğu üzerinde durularak “Yüzyıllardır emeğimize, ürettiklerimize el koyanlar, doğal kaynaklarımızı tahrip edenler, daha fazla kar ve daha fazla güç için yaşamımıza kast edenler en sonunda yaşam kaynağımızı suyu da elimizden almak istiyorlar” denildi. Öğleden sonraki ilk oturumda Doç.Dr. Oğuz Gündoğdu’nun kolaylaştırıcılığında su kullanımı ile çeşitli alanların etkileri tartışıldı. Dev Maden Sen Genel Başkanı Çetin Uygur madenciliğin su kaynakları üzerindeki etkilerini anlatırken, Birleşik Metal İş Genel Sekreteri Selçuk Göktaş hem makine ve metal imalat sanayinde su kullanımını hem de suyun metalaşmasının emekçiler üzerindeki etkilerini anlattı. Elektrik Mühendisleri Odası’ndan Kurtuluş Kaya enerji üretiminde su üzerine bir konuşma yaparken, Halkevleri’nden İlknur Birol suyun ticarileşmesinin kentlerde yaşayan yoksul emekçileri üzerindeki etkilerini ve gelişen muhalefet deneyimlerini anlattı. Aynı başlıkla düzenlenen ikinci oturumda ise Tüm Bel Sen 4 nolu şube başkanı Saadet Yeğin suyun ticarileşmesinin belediye emekçileri üzerinde yarattığı olumsuz etkileri taşeronlaştırma ve güvencesiz çalışma bağlamında ortaya koydu. TMMOB Gıda Mühendisleri odasından İbrahim Kaya ise suyun metalaşmasının gıda zincirini nasıl olumsuz etkilediğini ifade etti. TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Atalık ve Türkiye çiftçi Sendikaları Konfederasyonu adına Abdullah Aysu suyun ticarileşmesinin tarım, özellikle de küçük üreticiler üzerindeki etkilerini anlatırken, Tarım ve Ticaret Politikaları Enstitüsü(IATP)’nden Shiney Varghese tarımda kapitalistleşmenin su kullanımına etkisi üzerine bir sunuş yaptı.
Konferansın ilk günü Marmara Oyuncuları Sahnesi OYUNSU isimli oyunlarını sergilemesiyle son buldu. İkinci gün
İkinci günün ilk oturumunda suyun ticarileştirilmesinin sağlık, çevre ve doğal kaynaklar üzerine etkileri üzerine yoğunlaşan bir oturumla başladı. İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Hüseyin Demirdizen’in kolaylaştırıcılığını yaptığı oturumda YTÜ’den Prof.Beyza Üstün, Türk Tabipler Birliği’nden Vahide Bilir, SES Genel Başkanı Köksal Aydın ve Dev Sağlık İş Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu birer sunuş yaptılar.
Saat 11’den sonraki oturumlarda ise uluslar arası mücadele deneyimleri sergilendi. Transnational Institute’den Örsan Şenalp’in kolaylaştırıcılığındaki ilk oturumda Kanadalılar Su Konseyi’nden Anil Naidoo, Şirket Avrupası
Gözlem(CEO)’den Olivier Hoedeman, İtalya Su Dünya Sözleşmesi Kurulu’ndan Emilio Molinari kendi deneyimlerini aktardı. Metin Yeğin’in kolaylaştırıcılığını yaptığı ikinici oturumda ise Uruguay’dan Devlet Su İşletmesi İşçileri Sendikası’ndan Carlos Sosa, Bolivya deneyimini anlatmak üzere Food and Water Watch’dan Maj Fiil, Hindistan’daki mücadeleyi anlatmak için Focus and Global South ve Mambai Paani adına Afsar Jafri, Filipinler’den Mary Ann Manahan ve İtalya Su Hareketi Forumu’ndan Renato Di Nicola sunuşlar yaptılar. Türkiye’den ise Edirne’de suyun özelleştirilmesine karşı mücadele eden ve bu süreci durdurmayı başaran Edirne Su Yaşamdır Platformu adına Dr. Ertuğrul Tanrıkulu umut veren bir sunuş gerçekleştirdi.
Saat 16’dan sonra kolaylaştırıcılığını Halkevleri’nden Umar Karatepe’nin yaptığı Dünya Su Forumu’na karşı alternatiflerin tartışıldığı bir forum yapıldı. Hasankeyf’teki mücadelenin anlatılmasıyla başlayan forumda söz alan katılımcılar Türkiye’de çeşitli bölgelerde görülen su mücadelelerinin birleştirilmesi gerektiği üzerinde durdular. Yapılan konuşmalarda 2009’a kadar var olan mücadelelerin bir araya getirilmesi kadar yeni mücadele alanları,
bölgeleri yaratılması fikri dile getirildi. Bir diğer önemli vurgu da kadınların mücadeledeki rolü ve köylülerin de etkili bir dinamik olabileceği idi. WWF’ya karşı mücadelenin birleşik bir mücadele olarak örgütlenmesi de katılımcılar tarafından sıklıkla vurgulanırken, bu mücadelenin genel olarak kapitalizme karşı mücadeleden kopuk
düşünülemeyeceği, önemli bir hareket noktası olduğu da çeşitli konuşmacılar tarafından dile getirildi. Bu noktada suyun asla metalaştırılamayacağı fikrinin geniş bir cephenin birleştirici ortak paydası olabileceği üzerinde duruldu. Forum çiftçi Sendikaları Konfederasyonu’ndan Abdullah Aysu’nun, diğer ülkelerden gelen konuklara peştamal ve organik fındık hediye etmesiyle son buldu. Sahneye çıkan konukların hep bir ağızdan “Ek Peublo, Unido Jamas Sera Vencido” (Örgütlü Bir Halkı Hiçbir Kuvvet Yenemez) sloganı atması salonda ayakta alkışlanırken, forum Meksika’da WWF’ye karşı düzenlenen eylemleri anlatan “AQUA MI SANGRE” belgeselinin gösterimiyle son buldu.
