Sinop'un Gerze İlçesi'nde 'İklim Adaleti ve Termik Santraller' adı altında oluşturulan platform, Türkiye çapından birçok çevre örgütünün de katılımıyla termik santralleri masaya yatırdı.
Sinop'un Gerze İlçesi'nde İklim Adaleti Koordinasyonu ve Yeşil Gerze Çevre Platformu'nun (YEGEP) ev sahipliğinde onlarca çevre örgütünün katılım ile 'İklim Adaleti ve Termik Santraller' konulu bir toplantı yapıldı. Gerze Belediyesi Toplantı Salonu'nda yapılan toplantıda ilk olarak atölye çalışmaları yapıldı. Atölye çalışmalarında, iklim krizinin yeryüzündeki canlı yaşamı ve özellikle küresel güney halkları ve yeryüzündeki milyarlarca yoksul ve canlının
varlığına ciddi bir tehdit oluşturduğundan hareketle iklim krizinin aşılmasında sermaye ve hükümetlerin önceliklerinin değil küresel adalet ve eşitlik ilkelerinin esas alınmasının gereği hayati bir öncelik olarak değerlendirildi.
'DOĞAMIZI DA SÖMÜRÜYORLAR'
Toplantılarda, kömüre dayalı termik santraller, nükleer santraller, suya kelepçe vurularak ticarileşmesi anlamına gelen HES'ler gibi sözde enerji yatırımlarının, doğa ve emek üzerinde sermayenin sömürüsünü ve tahakkümünü arttırıcı politikaların yerine yenilenebilir kaynaklara dayalı bir enerji devriminin küresel ısınmanın engellenmesinde temel yaklaşım olması gerektiği vurgulandı. Türkiye'de doğayı ve kültürü korumaya yönelik mevzuatın esnekleştirilerek, kuralsızlaştırılma politikaları sonucunda yargının kültür ve doğa varlıklarını koruma kalkanının zayıfladığına işaret edildi. Bu noktadan hareketle hukuk mücadelesini yargısal süreçlerle, hakkın yeniden tesisine indirgemeden en temelde hukuksal mücadeleyi toplumun kendi geleceği hakkında alınan kararlara katılma, bu kararların ortaya çıkartılması sürecinde etkin rol alma ve en temelde de kendi kendini yönetmeye yönelik pratiklerinin geliştirilmesi süreci olarak kavramak gerektiği vurgulandı. Bunun için de Anayasa'nın temel hak ve özgürlükler kısmında suyun, toprağın, havanın hakkının tanınması gerektiği anlatıldı.