• Sonuç bulunamadı

Trkede Ek Ylmas Olaylarnn Meydana Gelii zerine

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Trkede Ek Ylmas Olaylarnn Meydana Gelii zerine"

Copied!
8
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TURKCEDE

E K Y I ~ I L M A S I

OLAYLARININ

MEYDANA

G E L ~ S ~

U Z E R ~ N E

1.

5

Bir kavrami iflde iqin kullanilan, fakat ayni anlamda iki keli- menin belirli kaaideler geregince yan yana getirilmesi ile tegkil edilen ikiz kelimelerin (hendiadyoin) Turk dilinde oldukqa onemli bir yer tuttugu bilinmektedir. Ikiz kelimeler dilin anlama kuvvet, ifldeye geniglik, ince- lik ve zenginlik veren dgeleridir. Turkqede olugmasi bakimindan yine tekrarlanma eslsina dayanan, fakat nitelik bakimlndan ikiz kelimelerinki ile karigtirilmamasi gereken bir olay dapleonasmus'tur. Rizim ek yz~zlmusz terimi ile kargilamaga qahgtigimiz bu olay, tigitler 'prensler', slerler 'sizler', ii~iivlen 'iiqii birarada', kimisi, ugurlayznca 'gizlice' v. b. ornek- lerde goruldugu gibi, bir ekin yahut ayni vazifeyi goren gekilce farkli eklerin kelime iqinde arka arkaya siralanmasidir.

Ilk bakigta, sebepsiz ve dolayisiyle liizumsuz bir tekrarlanma gibi goriinen ek yiklmasi olaylarinin gerisinde, birtakim filolojik ve psikolojik sebepler bulunmaktadir. Dil ve dili meydana getiren ogeler canli birer organ durumundadirlar. Bundan dolayi dilin tarihi akigi iqinde deggme- ler gasterirler. Degigme blzan kelimeler, blzan da eklerin bunyesinde ortaya qikar. Bir devirde pek iglek olarak kullanilmakta olan bir ekin, bagka bir devirde iglekligini kaybedip, yerini ayni vazifeyi gorecek bagka bir eke biraktigi Turk dilinde sik gorulen hallerdendir. Ayni durum farkli etnik unsurlar ile, lehqe ve agizlar, h a t t l biz1 hallerde akrabl ve biribiri ile kultiir alig-veriai yapan komgu diller arasinda bile bahis ko- nusudur. fgte, bir ekin terkedilip yerini bagka bir ek ile degigtirmesi sirasinda, yine dilin bunyesinden dogan birtakim sebepler ile, eski ekin dugmeyip o kelimede kaldigi ve ayni vazifeyi goren yeni ekin de, onun arkasina getirildi@ goriilmiiatiir. flk ek, ya birlegtigi kelinle ile kaynagmig olarak kendini vekilce korumug; ya da, zamanla sonradan gelen ek ile kaynagarak birlegik bir ek meydana getirmigtir. 'Ek yigilmasi' olay- larinin meydana geliginde blzan da eski ekin vazifesinde kendini gos- teren her hangi bir zayiflama bahis konusu olmuyor. Tek gekilden farkli fonksiyonlann geligmesi sonunda, ikinci ek o kelimeye yeni bir vazife gormek uzere gelmig bulunuyor.

(2)

17 1. ZEI'NEP KORKMAZ

Turk dilinin gerek tarihi devirlerinde, gerek yaaayan lehge ve agizla- r ~ n d a nisbetcn seyrek rastlanan bu olay~n tesbit edebildigimiz tiirlerini ve degigik oluqma sebeplerini orneklere dayanarak biraz daha apk- lamaga qallgahm:

2. tj Uyg. at+rak+qa+kza sii 'pek az asker' ( ( G a b a i n , A. von, Hts. 6, 3); ozb. kiq tkine+gine Fzslaklar 'pek kiigiik koyler' ( G a b a i n , A. von Ozb. Gr.

9

426); kary. kzt+gzna+qeh 'k~zcaglz' (Z a j a c z kows ki, A., Sufiksi imienne i ctasownikowe w jetiku tachodniokaraimskim, Kralro- wje, 1932, s. 25,

9

7: klsaltmasi: Sufiksi; K o w a l s k i , T., Karaimische Texte im Dialekt von Troki, W. Krakowie, 1929 s. 231: Kar. Texte); ozb. bagka+ca+rak 'bambaqka' (t)zb. Gr.

5

179), bagkacarak bir tedbir 'bus- butun bagka bir tedbir' (gost. e. tj 31); sag. as+kzn+cak< *at+ktna +qak, tel. as+kzn+qak, tob. as+kzn+ya& 'azlclk' ( R a d l o f f , W; Wb. I,

544); Eski Anadolu tiirkgesinde bicine 01-< *bir+ce+gina 01-'bir baama kal-=bir yere kapan-, gizlen-' (Tanzklariyle Tarama Siitliigii, I, Istan- bul, TDK. 1943, s. 96: TTS) ; Anadolu agizlarlnda Pycene 'iyice'

<

*eyi- +ce+gzna : gah kycene fenalagdz (C af e r o gl u, A., Dogu fllerimit Agztlarzndan Toplamalar, Istanbul, TDK. 1942, s. 30-21: DfAT); qabukcana geldim ( K o r k m a z, Z., Giiney-Butz Anadolu Agztlarz: Ses Bilgisi, Ank. univ. DTCF yayini: 114, Ankara, 1956, Metinler, s. 6-1: GBAA); yahut, son tjekiller ile miiteradif yakzncaczk bir yir,<yakzn+ ca+czk; demincecik s6yledim; yava~caczk git v. b. orneklerde, tiirlu kii- gultme eklerinin arka arkaya s~ralanmasi olayl ile karallaalyoruz. Bu kelimelerde gbrdii@imiiz eklerin hepsi de iqlek durumdadlr. Bunlardan birinciler birer kiigiiltme eki vazifesi gormektedirler. Fakat, kiigiiltme ekleri aynl zamanda kuvvetlendirme (intensivum) vazifesi de gorebildik- lerinden, birincilerin arkasindan gelenler bunlarln vazifelerini ve eklen- dikleri kelimelerin anlamini kuvvetlendirmekte, dolaylsiyle de okliik kuvvetlendirme edatlna muadil birer vazife gormektedirler. fate, asllnda aynl nitelikte bulunan eklerin biribirinden farkli vazifeler gormek iizere yan yana gelmig olmalan keyfiyeti, ek y ~ g ~ l m a l a r ~ u ~ n bu tiirliisiinii do- gurmutjtur. Ettuhfetii'z-zekiyye'de ( A t a l a y , B. gevirmesi, Istanbul, TDK. 1945, s. 81-46a: Ettuh.) : at+quk+at, kul+cuk+at ve aynl eser s. 106-87b'de +cuk/+ciik eklerinin +at/+et, -tcak/+cek, +czk/+cik, +ca/+ce,+rak/+rek ekleri ile genialetilmesine dair agiklama ile ilgili gekiller; Eski Anadolu tiirkgesinde yer+ciig+et, su+cug+az ( B a n g u - oglu, T., SIV. tj 154); gag. at+cuk+as, it tciik+es ( B r o c k e l m a n n , C., Ost. Gr. tj 33/d, 1191~); Turkiye tiirkgesinde adamcagzt, kadzn-

(3)

cagtz gibi kelimelerdeki tekrarlanma olayinin sebebi de, bizce, 'kiiqult- me, sevgi, acima, kuvvetlendirme' gibi birkaq vazffe gormekte olan +cak/+cek ekindeki' 'acima' ve 'gefkat' ifiidesinin +az/+ez

b.

b. ekler ile daha qok belirtilmesi amaclna dayanmaktadir. Ayni sebep ile meydana gelmig yigilma olayini, Orta ve Dogu Anadolu agizlarindaki, zarf tegkil eden vurgusuz +ca eki ile+man, miibalaga eki birlegmesinde de gormekteyiz: grz davganz bigirene gadar iyicemen sir ktmig (C a f e r o glu, A., Orta Anadolu Agrzlarrndan Derlemeler Istanbul, tfniv. yaylnlan: 346, ~ s t a n b u l , 1948, Kirgehir, 106

- 26: OAAD

) ; bahti qi padigah ky c e m e n fikre dalmr~ (DfAT. 195-ag. 5) v. b.

3.

5

Yigllma olaylarinin bagka bir boliimundc, eklerden birinin, daha dogrusu birincisinin vazffcsi bakimindan bir kaliplagmaya ugramasi bahis konusudur. Eldeki orneklerde kaliplagma olayi degigik gekiUerde kendini gosteriyor: Uyg. anqa 'biraz', anqa+kta 'biraz, azcik' ve anqat kta yme 'ayni anl. ( C a f e r o g l u , A., Uygur Sozliigii, Istanbul, 1934, s. l l ; G a b a i n , A. von, Alt. Gr.5351; Miiller, F. W.K. UIVA,272); Kom. anqa+kzna 'azicik' ( G r 6 n b e c h, K., Komanisches Worterbuch, Tiirkischr Wortindex zu Codex Cumanicus, Kopenhagen, 1942, s. 37: KW.); anqa qakk 'o kadar' (gost. e.); Uyg. anqulayu< *an+qa+la-y-u 'boyle, boylece, munqulayu< *bu+n+qa+la-y-u (Hts. 19-320; Alt. Gr.

5.

190,418, 453) yahut, munGa+kaPtegi "gimdiye kadar, ( U 111,82-14); Harz. bir anca+ ga tegi, bir anqa+ga tegrii 'o kadar' (Kitab fi-fmii'n-neSg6b, Istanbul, Bayezid Umumi Ktb. Veliyiiddin Ef. TY. 3176, s . 21b-2: N e ~ ~ a b ) ornek- lerindeki y~j$lmalarin sebebi, kelime ~ e k i m i ve yapisinda kullanilan +qa ekinin daha once turlu zamirler ile kaynagip yeni anlamda kelimeler meydana getirmig olmasi ile izah edilir l). fgte boyle bir kahplagma

sonunda ekin artik kaybolmug bulunan ilk fonksiyonunu, yahut fonksiyonlamdan birini kargilamak uzere yeni eklere yahut son ~ e k i m edatlanna luzum hasil olmugtur.

Kaliplagma olayi biizan da kelime koku ile ilgili olmaksizin, iki ekin yahut bir ek ile bir edatin kaynagip, birleaik bir ek veya edat mey- dana getirmesi geklinde kendini gosterir. Mesell barmak kadarrnca (Neg- gab. 19), su girdiigi yo1 kadarrnca iite ( K u 1

M

e s'u d Kelile vii Dimne Tercemesi, Suleymaniye, LIleli Ktb. TY. 1897, 2a-18;

Z

a j a cz k o w s ki,

'

Daha fazla bilgi iqin bk. K o r k m a z, Z., Turk Dilinde

+

qn eki ve bu ek ile yapz- lan isim tejkilleri uzerine bir deneme, (ozet) Tiirk Dili Aragtlrmalarl Yllllgl, 1958, s. 42-68, 8 29-72; +Fa ekinin kalaplajmasc. Klsaltmasi:

+

qa eki her.

(4)

176 ZEYNEP KORKMAZ

A., Studya nad jezrkiem staroosmanskim, I Kalila i Dimna, Krakowie, 1934 : Kelile) orneklerinde goriilen kadarznca

<

kadar+z t n+ca 'kadar' edatinda oldugu gibi.

Uygur, Cagatay, Eski Anadolu tiirkqesi, Azeri ve Altay lehqelerinde rastlanan -cqzlayu<

*

+qa+la-y-u,Tqalayzn<

*

+qa+la-y-un ve hece kay- nagmaslna ugram~g +qzli< *+qa+la-y-u (bk. +qa eki

5

2813; W B . I. qag.;

T e m ir, A., Die Konjunktionen und Sataeinleitungen im Alttiirkischen, Oriens IX, s. 9 anqulayu: Konj.) birlrgik eklerindeki kallplagmalar ise, sanlm~zca y u k a r ~ d a gosterdigimiz anqulayu, munqulayu v. b. ornek- lere benzetme (analogie) ile meydana gelmigtir. HattP, bu ekler sonradan bencileyin, sencileyin ve bizcileyin orneklerindeki gibi (SN.

5

104; E r g i n , M., Kadl Rurhaneddin Divanz Uzerinde bir granler denemesi, ist. ffniv. Turk Dili ve Edebiyat~ Dergisi, IV, 1951, S. 3, s. 306) yalnlz zamirlere degil, blzl metinlerde ve lehqelerde isimlere de eklenen birlegik bir benzetme ve mukayese eki halini almigtir: Uyg.'bulzt

+

qulayu 'bulut gibi' (Hts. 19-320); Pbak. puga+czli 'boga gibi'

<

*puga+qa~la-y-u, Prob. 11, 515-812) v. b.

4.

5

Kal~plagma o l a y ~ n ~ n bir bapka tiiriinii de, ekin, zamanla her han- gi bir kelime iqinde gekil ve vaziCesi bakim~ndan eriyip, o kelime ile bir gekil birligi meydana getirecek tarzda kaynagmig olmas~ tegkil eder. Fakat bu kaynagma s~raslnda, ek, bundan onceki paragrafta gosterdi- gimiz gibi kelimenin anlamma her hangi bir gekilde etki yapmi! deaildir. Ekin vazifesi kelime iqinde zamanla erimig ve unutulmugtur. MeselP, Koktiirk metinlerinde bol bol rastlad~gim~z ilgerii 'ile dogru, doguda7 kelimesi bugiin Tiirkiye tiirkqesinde>ileri gekline girmig- tir. Bahis konusu kelime o devirden bugiine kadar geqirdigi ses ve anlam degigmeleri sonunda, bunyesindeki +guru ekinin vazifesini busbiitiin unutturacak bir hale gelmigtir. Bugun biz a r t ~ k , mesell ileriye ifiidesinde verme ve yon gosterme ekleri ile geniqletmig oldugumuz bu kelimeyi, asl~nda bir ek y~ijllmaslna ugratt~g~rnizin f a r k ~ n d a bile olma- yiz. Metinlerde ve lehqelerde belki k~smen de ses degigmeleri ile ilgili olarak, bu tarzda meydana gelmig kallplagmalar nisbeten fazla goriilmek- tedir. Igte, zamanla, blzi kelimrler iqinde vazifesi unutulrnug ve erimig olan ekler yanlna ayni nitelikte yeni ekler getirmig olmak keyfiyeti, dilde yeni ek y ~ g l l m a s ~ olaylarina yo1 aqmigtir: Uyg. er 'erkek', er+en 'erkekler': b i ~ yiiz eren 'begyiiz erkek' ( O r k u n , H. N., Prens I<alyanamkara ve Papamkara Hikiiyesinin Uygurcasz, Istanbul, TDK. 1940, st. X X V I I I :

(5)

erkek' (gost. e. st. X X I I I ) ; Orta t u r k ~ e erenler 'erkekler'; Yak. er

+

der 'erkekler' fakat hosiin er 'kahraman' tamlamaslnda daiml hosdn er I ett ter; Yak. tiiiiiir t iit t ter d u n u r l e r ; innetter 'kii~iik kardegler'

<

kokt. ini ' k u ~ i i k kardeg'; uyg. ksrksn 'klzlar'

<

bsz'dan rotasizmus. fkiz kelime geklinde kzzlar kzrkzn yanlnda ksrkzn+lar 'cariyeler' (Kaly. st. XLIV) ve yinqge kzrksnlar 'cariyeler, odallklar' (U

I11 42-24; G r o n b e c h, K., Der Tiirkische Sprachbau, Kopenhagen, 1936, § 86 sonu: Sprachb.); Yak. kzrgzt+t6r (Mater. Morph. s. 54: -kun/-kiin); Uyg. tigit 'prensler'

<

tigin, fakat aynl zamanda tigit+ler 'prensler' ( U 111, 42-24, Manichaica 111 34-6, 36-5, teferruat i ~ i n bk. Morph. s. 54 -kun/-kiin,-an/-en,-n-lar/-n-ler; Sprachb. $82-87)Xamirlerde: Mater. Otii. senler, kklp. senler, sender, senner, seller, siller v. b. yaninda oyr. slerller yahut uyg., tag., osm., krm. az. siz-ler, trkm. sidtler, bu gekil tob. tum., tara, tur. sesler, kazk. sezder; lere muvazi olur biztler, kklp. bistler, biz-der, trkm. bidler v.b. (Mater. Morph. s. 10, 11). Ozb. fiil ~ekimlerindeki iqti-iiiz-ler h a t t l keldi-leri-iiiz (Ozb. Gr.

3

246) v. b. kelimelerdeki ylgilmalar, -n,+t, +gun/ tgiin, tlar/+ler ve +a gibi turlu ~ o k l u k eklerinin bu tarzda tekrarlanmasi sonunda meydana gelmigtir.

Dilimizde arapCa ~ o k l u k gekilleri ile yerlegmig, fakat yeniden t i i r k ~ e +lar ve A r a p ~ a t a t ekleri ile genigletilmig bulunan osm. tulebeler, ev- raklar, ozb. hayvanatlar, ahbarat (Ozb. Gr. § 112) kelimeleri de, iki defa ~ o k l u k eki almlg olmalarl dolayisiyle, ylglllna olaylarl araslna sukulmak llzlm gelir. Bu kelimelerdeki yigilmalar, halk agzinda aslllarln~r~ ~ o k l u k geklinde oldugunun bilinmemesi yahut unutulmug olmasl ile izah edilir. Agagida ornekleri ile gostermege ~aligtigimiz turlu birlegik ekler de bu gruba sokabilecegimiz ylgllma mahsulleridir: Eski Anadolu turk- ~ e s i n d e -"mts benzerlik ekinden (ekgimti v. b.) genigletilmig Tomtz+rak (bk. ve krg. E r g i n , Dr. M., Turk Dil Bilgisi, s. 152): yegilimtzrak sarsm- tzrak; Kary. b'etart rak (< f. ;A: 'daha fena'+ +rak mukayese eki, Suf

fiksi, s. 27, § 9); eski t u r k ~ e d e k i ttzn ayrilma hali ekinin yapisina dair turlu gorugler arasinda Ramstedt'in< tz-tung. vasita hali t d i

+

vasita hali-n (Einfiihrung in die altaische Sprachwissenschaft, 11, Formenlehre, MSFOu, 10412, s. 46: Formenl.; Mater. Morph. 62-Abl.) geklindeki izahi; tahsis fonksiyonundaki +qa eki

+

+kk tahsis eki kaynagmaslndan meydana gelen gekiller: girincelik 'bayram ve dugiinlerde geline gonderi- len t a t h hediyeler' ( K og ay, H. Z.-I g i t m a n , I. R,, Anadilden Derlemeler Istanbul, 1932: Ana); bayramcalzk 'bayramllk' ( A k s o y ,

0.

A., Gaziantep T . D Z ' L Y~lhgr F. 12

(6)

178 ZEYNEP KORKMAZ

Agzz 111, sozluk: Gaz. III); gurtumcalrk' bir sikint~dan kurtulmanin giikrunu odemek igin yapilan ig, kurban kesme, nlfile namaz kilma v. b. '(Turkiyede Halk Agzrndan Soz Derleme Dergisi, TDK. 1939-1951: DD.;+ga ekindeki tahsis fonksiyonu iqin bk.+qa eki, 95,105);

K

i t a b u'- 1-i d r a k'te kir+lik+ge 'yastik ortusu' ( C a f e r o gl u

,

A. yaylmi, Istanbul, 1931); say1 adlar~nda gokluk gosteren eklerden +agulan/+egulen

(< topluluk eki +agu, + ~ I L

+

topluluk eki +la

+

vasita hali eki +n):

harz., gag. ikeiilen, iiteiilen, kary. ek'ovlan (sujiksi, 38), kirg. iikilii, $or igcle, gile, kzl. ~;kiilo"ii, hakas. ikileii, sag., belt., kaq, koyb. ikkg Zen ve ikjleii, soy. iiicle v. b. (Mater. Morph. s. 86). Birlegmig faktitivus eklerinden -tar-1-ter-< -"p+ -Or- (Ramstedt, G. J., Verbst, 28; Mater. Morph. s. 158; Sujiksi, s. 123, 12:<-t-+-ar-: ahtar - 'aktar-, yomdar- 'topla'-); -tzr/- tir- (<-t-+-ar-: dzb. Gr. 95,98; Sujiksi, s. 121,s 11) ~ . b . ~

5.

5.

Blzl yihlma olaylannin meydana geliginde ise, ilk ekin yeni bir fonksiyon ile geligmig olmasi rol oynamlgtir. Bilindigi gibi, Kokt., Uyg., Karahanli, Harezm ve Cagatay metinlerinde, fiil kok ve tabanla- nndan sonra gelen -gznga/-ginqe ekinin ( > -g+z+n+ga) 'bir zamana kadar= bir zamandan once' anlam~nda zarflar yapmasi yaygndlr: bargzga 'vanncaya kadar' olmeginge 'olunceye kadar= olmeden once'

( U

111, 34-2), tutmagznga 'tutuncaya kadarztutmadan once' ( A r a t ,

R. R.

Kutadgu Bilig, s. 105-881) v. b. Fakat bu ek bir taraftan da '"-nca, -dl& zaman' anlaminda zarflar tegkil etme ozelligi ile geligince, gok muhtemeldir ki, .bu ozdligi geligtirmig olan slhalarda, ekin bundan onceki vazifesini kargilamak igin, ek ve edat birlegmesinden meydana gelmig -gznga+ka tegi,/-ginge+ke tegi birligik gekli ortaya gikmigtir: uyg., harz. tukegingeke tegi 'bitinceye kadar' (Hts. 36-2; Anonim Tejsir, Leningrad Asya Muzesi "Cod. Mus. As. 332 Co Walidow 1914, nr: 2475" ten fotokopi, s. 40-31: Anon.) yahut tukel bolgunqaga tegi 'ayn. a d . '(Anon. 40a-33) v. b. Bugun Tiirkiye turk~esinde kullandi@m~z gelinceye kadar ('< kelginge + y e kadar) v. b. orneklerde de yukandakilere muvazi bir ylgilma olayl mevcuttur.

Guney-bat1 lehgelerinin gelecek zaman kipleri tegkilinde k u l l a d a n -a-cakl-e-cek ekindeki durum da aynid~r. Eski bir gelecek zaman ekinden

'

Osm. geq-ir-t., gec-ir-t-tir-, -yapq-ttr-t-, kary. yat-ttr-Qtz-, atlan-gu-dtr- (Sufiksi, s. 118.8 7 . 1 4 ) . v. b orneklerdeki iist iiste gelmig faktitivus eklerini ek y~g~lrnalar~ ile karlgt~rmamak gerekir. Burada her faktitivus ekinin can11 ve biribirine bag11 olmayan miistakil vazifesi vard~r.

(7)

pikmig olan -a(< -ga), gekil degigmesi ile birlikte, vazife degigigkligine de ugrayarak genig zaman, gelecek zaman, emir ve gereklilik-dilek kip- leri tegkil etmege baglayinca, bu geqig ekin gittikpe gereklilik dilek if%- desini kuwetlendirecek ve hirpok yerlerde gelecek zaman kavramini zayiflatacak bir nitelik giistermigtir. fgte, -a ekinin biinyesinde ilk vazi- fesi bakimlndan meydana gelen bu aginma ve kayip, ona sonradan eklenmig olan +cak eki ile tazelenmek i~tenmigtir.~)

6. §. Son olarak, Uyg. anqa + gznqa 'bu esnada, bu sirarla'

(Manichaica I. 6-19; Alt. Gr. §. 190 ve 236 sonu); soiiiikinge tegi turgmqa 'kemiklerine kadar, U 111, 23-9); tagdzn+dtn 'digandan' (Alt. Gr.

3

183); Kary. erft'a+n' b ~ l a ) ~ 'tan vakti' (Kar. Tezte, s. 185; B a n g , W., Kosm. I. § 57; Sufzksi, $. 31 16); Eski Anadolu tiirkpesinde ugurlayznca 'gizlice'

<

*ogrz+laytn+ca (TTS. I. 511); u,$runca 'ayn. anl.' <ogrt+n +ca ( gost. e.) Anad. agzl. Birecik urguncanak 'gizlice' I 9. Cevher fiili eki -venin ile: benvenin toprak ile su, sen giinegsin bil bunt (Kelile. s. 172,

8

19; TTS I, 760); valliihi gad olmazvenin. (Kelile, s. 107

-

8,

6); osm. hepsi

<

hep+i+si (krg. Sufiksi, s. 53, fj 38 Kary. kopov< *kop- agu> ; osm. kob+u+su); kimt i+si; bir+i+si; tar., ozb. iiq+ii+sii; bunu+st+nt, biitiinsi <*biitiin+i+si ( d z b . Gr. fj 247 ; Sprachb. fj 137). gag. dana burnusu 'dana burnu' (Doerfer, G., Das Gagausische, Fundamenta 268,

5

31 /321.7), alt., tel. kugkaqak kugca@z7 (< kug+ kac +ak Prob. I, 88-101, 103); Barb. lehqelerinde kuskafak 'ayni anl. '(Prob. IV, 12-24 v. b.); Abak. lehpelerinde olgacak 'oglancik' (Prob. 11, 3-73, 74, 79)5; Ettuhfetii7z-zekiyye7de at .mineyip 'ata binerek'

<

min-e-y-ip, yahut at mineyin 'ayni anl.'

<

min-e-y-in (s. 113-7633); kary. algasavuh 'korku'

<

algasa-v-uh; yasnavuh 'parlaklik' pag. kaynavuk 'girdap7< kayna-(Sufiksi,~ 75, fj 9) orneklerinde de birer ek yi@lmasi vardir. Bun-

Bu hususta fazla bilgi iqin bk. Korkmaz, Z, Tiirkgede -aeak/-ecek geleeek zamnrs (futurum) ekinin yapzst iizerine, DTCF Derg. C XVII, S. 1-2 (Mart-Haziran 1959) s.

159-168.

Son qekirn edatlarl vazifeleri baklrnlndan eklerden farkl~ olmad~klarl iqin, ek ve edat tekrarlanrnasi geklindeki y~g~lrna orneklerini de buraya alrnakta bir sak~nca gorrnedik.

5 +gag v e + a k kiiqiiltme ekleri iqin bk. Sufiksi, s. 21,s 4; s. 17.5 I ve orada giis-

terilen bibliyografya; Ost. Gr. 103, 5 31.

6 Zajaczkowski, -vuh ekini < - ~ - u h < - ~ u - u f ~ fiilden isim yapan iki ekin kaynagma- slndan meydana gelmi# birlegik bir ek olarak kabul ediyor. Bk. s. 63.5. 4; s. 73, 5. 8; s. 75, 5. 9.

(8)

180 ZEYNEP KORKMAZ

lardan anqagzn~a zarfinln, -gznqa eki ile yapllmlg oteki zarf-fiillere (bk. Alt. Gr. tj 236 sonu); ugurlaycnca'n~n mukabil ugrunca ve gizlice gibi zarflara; iyelik ekleri ile genigletilmig birisi, iiqiisii v. b. kelimelerin iki+si kelimesine benzetme yolu ile yapllmlg tegkiller oldugunu zannedi- yoruz. (krg. (Jzb. Gr. tj 247). +en-in I. gah. cevher fiili ekindeki y~gllma da, Eski Anadolu tiirk~esinde karlg~k olarak kullanllan -zn/-in ve -van/-ven cevher fiili eklerinin dil hafizaslnda karlgtlrllmaslndan meyda- na gelmig olmalldlr.

*

Bu konuda yukarldan beri yaptlglmiz aqlklamalarl bagllca gu iki noktada toplayarak, diyehiliriz ki: 1) E k ylgllmasl olaylarlnln bir k l s m ~ herhangi bir ekin iglek olan vazifcsinin aynl ek veyl aynl nitelikte bagka bir ek ile kuvvetlendirilmesi; 2) gercekte yahut dil hafizaslnda aglnrnaya ugramlg olan bir ekteki vazlfenin tazelenmesi, i h t i y a ~ l a n n - dan dogmugtur. Ylgllma olaylnln hangi cins eklerde meydana geldigini kaaide hllinde tesbit ettirecek bir durum mevcut d e g d i r . Fakat aglnma, kahplagma yahut degigik fonksiyonlar kazanma ozelligi gosteren eklerde, vukuu muhtemel bir olaydlr. Bu konudaki malzemenin incelenmesi, blzl eklerin aglnma ve terkedilme devirlerini-nisbi ve takribi de olsa- t l y i n etme bakimlndan da ayrlca ijnem taglr.

Referanslar

Benzer Belgeler

Zarfların .sadece sıfat, zarf ve fiilleri bir kelime olarak açıklaması Türkçe dilbilgisindeki diğer gramer sınıflarını açıklayan kelime ve ke- lime gruplarının

Tarihi metinlerde karşımıza çıkan, eski dönemlere ait kimi sözcükler, terimler, bugün hemen her Türk.. halkının dilinde bir

Sapa daşkı eşiklerini geyip, kövşüni ayağına govallaŋ sokdı (N.Esenmıradov, Yaş Naturalist). Bir zadıŋ üstüne yapılyan zat, üst örtği.. O halde

rinde bıraktığı izi ortaya çıkarmak Batı’yı tanıma yollarımızdaki eksiklerden birisini de tamamlamış olacaktır. Bu yazıda yüzeyden yapılacak bir gezinti ile

Ancak „bazı kelimelerle bazı eklerin kaynaşarak oluşturdukları yeni eklerin bir kısmında ise bir kelimenin ekleşme sürecini tamamlamadan bir ekle, veya bir

“sana” vb… (Poppe 1955: 198) Bu son ek sadece “i’li” diftonglar ve konsonantla biten köklerde görülür, Klasik Öncesi Moğolcada: tavlai-a

O hâlde, Türkçede zarf anlamlı sözcüklerden birleşik çekim edatı ve asıl fiillerden yardımcı fiil elde etmek için kullanılan ekler son ek veya ön ek değildir.. Bu

nügüge edür: yarından sonra ulcaidu edür: talihli gün.. orci edür: dünden önceki gün, evvelki gün edürer: