• Sonuç bulunamadı

Trkede Dini Tabirler zerine

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Trkede Dini Tabirler zerine"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Türk DilleriAraştırmaları 15 (2005): 2ı3-2ı8

TürkçedeDini Tabirler Üzerine

Mehmet Ölmez (İstanbul)

Türkler II.DoğuTürkKağanlığı, yaygın adıylaGöktürkler döneminden beri

değişikdinleregirmişler,kimi zaman bu dinlerin koruyucusu, kimi zaman da

yayıcısı olmuşlardır. Yine bu dinlerin kutsal kitaplarınaait çeviriler de bir yerde değişikTürk dillerinin koruyucusu olmuş, o döneme ait Türkçenin bugün bizlerce bilinirolmasını sağlamıştır. Eğeröyleolmasaydı,Budizme ve Maniheizme ait metinler Eski Uygurcaya çevrilmese ve bugün bizim elimize

ulaşmasaydı9- 1I.yüzyıl arasıOrtaasya Türkçesihakkındabugün çok azşey

biliyorolacaktık.ı Gerçekten de durum Eski Bulgarca için böyledir. Bizans tarihçilerinin kayıtlarısayesinde varlıklarındanhaberdar olduğumuzTuna Bulgarlarının dili hakkındabugün çok az şey biliyoruz.j Kısacası 10. yüzyıldan bir kaç yüzyıl önce Eski Bulgarcaya çevrildiğisöylenen İncil bugün elimizde olsaydıTürkoloji çalışmalarınınyeri, geldiği nokta farklı

olacaktı. Şöyle düşünebiliriz,bugüneğerKutadgu Bilig ve Divônu Lugati't-turk bize ulaşmamış olsaydı,Eski Uygurcanın çağdaşıolan Ortaasyaİslami Türkyazıdilihakkındafazla birşeybilemeyecektik.

Yaygın görüş Türklerin önce Eski Türkler döneminde kendilerine özgü

teıjri, kök tenriinancına bağlı oldukları,daha sonra Turfan, Uyguristan bölgesine göç eden UygurlarınBudizmi, Maniheizmi, Hristanlığıve niha-yetindeİslamiyetikabul ettikleridir.' Bu süreç içerisinde Uygurlar vegeniş manada Türk halkları aynı zaman diliminde birden fazla dini yan yana

yaşamışlardır.Bu durum özellikle de 10-i3.yüzyıllar arasındaTurfan

bölge-2

3

Uygurların, dahadoğrusuUygurKağanı BögüHan'ınManiheizmi kabulüyle ilgili olarak bak.Ş.Tekin 1963; BögüHan'ınManiheizmi kabulü yle ilgili olarak yer verilen 762yılının tartışıldığı çalışmaolarak ise bak. Clark 2000.

TunaBulgarlarıve dilleri ile ilgili olarak bak. Tekin ı987.

Budizm öncesi eski Türklerininançları için bak. Sinor 2000: 42i ve ötesi; Emel Esin, ı978: 42, 86.

(2)

sindeki Uygurlar için geçerliolmuştur.Bugün de Türkhalkları yaşadıkları

bölgelere göre birden fazla dine bağlıdır. Esas olarak Litvanya' da yaşayan

Karaylar Musevi, çoğunluğuMoldovya'da yaşayanGagauzlar ile Volga bölgesinde yaşayan ÇuvaşlarOrtodoks Hristiyan, Güney' Sibirya Türk

Halklarıile Yakutlar hem Ortodoks hem de bir ölçüdeŞamanisttirler.Tuvalar, Fuyu Kırgızlarıve SarıUygurlar ise Lamaisttir, yine Tuvalar da bir ölçüde

Şamanisttir.Geri kalan Türkhalklarıise esas itibariyleMüslümandır.

Tarih sahnesine çıktıklarıgünden bu yana farklı dinlere bağlanan,8.

yüzyıldanitibaren Budizmi ve Maniheizmikomşularından öğrenmeye başla­

yan Türkler, bu dinlere ait Türkçe bir terminolojiyi de geliştirmişlerdir.

Türklerde dini terimlerle ilgili kimi makaleleriTürk DilleriAraştırmaları'nın şuan okumaktaolduğunuzcildinde bulabilirsiniz. Tarihi metinlerdekarşımıza çıkan,eski dönemlere ait kimi sözcükler, terimler, bugün hemen her Türk

halkınındilinde bir ölçüdeyaşamaktadır.En eski dönemlerdenbaşlayarak

ÖrneğinTürkleriniranlılardan değildeOrtaasyalı,bir iran kavminin dilinden

aldıklarıroçsözü eski dönemde Türkçede,r-ilebaşlayansözcüklerdebaşta

türeyen bir ünlüyle (bu sözcükte0-ile) dilimizegirmişolup bugün de bizim Türkçemizde oruç biçiminde yaşamaktadır.Bu ses olayıve oruç konusu.

ŞinasiTekin'ceayrıntılıolarak elealınmıştır (Ş.Tekin 1989). Yine o döneme ait, 720 yılındankalmayazıtlardageçen türid:ıdukyerisubı,sözündekiyer subsözü bugün dini bir içeriktaşımasada "dünya, yeryüzü"anlamıylaöteki Türk dillerine en uzak bir dilde, hiç tahmin edemeyeceğimizbir dilde,

Çuvaşçadaslr-şıvolarakyaşamaktadır."ilginç olan bubirleşiğin Çuvaşçada bugüne kadar gelmesidir. Clauson bu söz için yalnızcaHakasçadan(ada çir

suanayurt), Yeni Uygurcadan(yer su)ve Karakalpakçadan(cer suw) tanıklar

getirmektedir (ED 954 a-b). Oysa bu sözü 1982baskısı Çuvaşçasözlükte de

bulmaktayız ıçep-ıuue3eMfl5l, IIOQBa, rpyırr,ÇuvRS 414 a). Clausorı'unyer

verdiği dillere Çuvaşçanın dışında Kıpçakdillerinin çoğundanörnekler getirebiliriz: Kazakçada jer-su "orman, dağ, ırmak, göl vb. genel adı"

(KazTS 176 a); Karaycada yer-suv"yurt, vatan, anayurt" (Troki ve Haliç

ağızları,KarRTS 274 b), Karaçayca-Malkarcadacer-suv"yer su, yeryüzü ve su (3eMfl51 J1sona)" (Kar-MRS 244 a); Kırgızcadacer-suu "yeryüzü - su; ·4 ÇuvRS 413 b; sözcükÇuvaşça dışındabugün Hakasçada ada "baba" ile ada çir suu "anayurt" (HakRS ı7 a), Yeni Uygureada yer su, Karakalpakçada cer suw, Kazakçada jer-su "orman, dağ, ırmak, göl vb. genel adı" (KazTTS ı76 a), Karayeada yer-suv "yurt, vatan, anayurt" (Troki ve Haliçağızları, KarRPS 274 b) olarakyaşamaktadır.

(3)

MEHMET ÖLMEZ 215

mitolojideEski TürklerinTanrısı" (KırRS249 b üst) olarakyaşamaktadır.

TarihiTürk dillerindekidini terimlere, tabirlere gelince, Türkiye'de bu konulara ilk önce R. R. Arat ve S.çağatay değinmişlerdir.

Saadetçağatay,"Türkçede Dini Tabirler"başlıklımakalesinde tenri ve "Tanrı" kavramı içinkullanılansözcükleredeğinmiştir.Buna göreİslamiyet öncesi metinlerdeteıjri sözcüğü yaygınken İslamiyetlebirlikte idi "sahip, efendi", ugan "kadir; Allah", çalap, bayat sözcüklerinin görüldüğünü

belirtir. Devamla Budist metinlerde yer alan burhan "Buddha", edgü, edgiilük "hayır ~ mukaddes", buyan "sevap", kirtgünç (~kertgiinç !) "inanç, iman" sözlerine; İslami metinlerde görülen savçı "peygamber" sözüne, Hristiyanlığaait olan metinlerde görülen kimi terimlere yer verir (Çagatay 1968: 191 ve ötesi).

Dikkat çekici olan Budist Uygur metinlerinde görülen kimi sözcüklerin İslamiyetlebirlikteİslamibir içerikle dekullanılmayadevam etmeleridir. Bu sözcükler arasındayükün- eylemi özellikle anılabilir.Budist metinlerde

"eğilmek, saygıyla eğilmek, saygıgöstermek" anlamlarındagörülen sözcük İslamidönemde "secde etmek, namazkılmak" anlamlarıylagörülür (ED 913b). Yine Uygurca metinlerde "iyidavranış, hayır;erdem; sevap"

anlam-larındagörülen edgii (UW 338-347), Nehcü'f-Feradis'te 'amel"davranış"

(ET kılınç)sözüyle birlikte "sevap"anlamını kazanır:edgii amellerNF 2.15, 119.2, 232.7, ~60.3. Aynıibare Uygurcadakılınçile yine "sevap" anlamıyla

(Sanskrit punyakarşılığı)edgükılınçolarakgörülür(UW 348-350).

Eski Uygurca vesonrasınaaitS,çağatay'ınbukısa yazılannın yanı sıraR. R. Arat'ın yalnızcaUygur metinlerindeki Buddhist terimleri ele alançalışması

bu alandaki öncüçalışmalardandır.

Bu terimler tarihi ve günümüz Türk dillerineyapılanbütün kutsal metin-lerin, kutsal kitaplarınçevirisiyle ortayakonmalıdır.Kuran ve İncil çeviri-lerinde yer alan terimler bütün Türk dilçeviri-lerindeki eski ve yeni çeviriler göz önünde bulundurularak incelenebilir. BubağlamdaErmeniKıpçakçasınaait terimleri E. Tryjarskietraflıcaelealmıştır.Tryjarski'nin buçalışmasındayeri gelince Ermeni Kıpçakçasınaait terimleri Codex Cumanicus'taki (~CC) örneklerlekarşılaştırmasıçokyararlı olmuştur:

CC yihov,ErKıp(=Ermeni Kıpçakçası)yigov, yixov, yuxow"ternplum / ibadethane">

5 Krş. Grerıbech,s. 132:yı/ı-öv "tapınak,kilise", Karaçaycaıyıh-kün"pazar günü",

(4)

CC tengrilik, ErKıp t'engrilik' "divinus / ilahi, kutsal"

CC kutkardaç,ErKıphutharuçi "Salvator /kurtarıcı"(Tryjarski 63) Tryjarski bu karşılaştırmalardan sonra Ermeni Kıpçakçasımetinlerde görülenHristiyanlığaait terimleri tasnifedilmişbir şekilde sıralar. Bunlar

arasındaTürkiye Türkçesine benzeyen yaratuçi "yaradan, yaratıcı", arı

"kutsal (~ temiz)", olar kunu (harfiyen 'ölür günü') "ahiret", Eski Türkçeye kadar uzanan tamu "cehennem", xoltxa "rica, arz", yazıx

"günah" sözcükleri dikkati çeken örneklerdendir.

Buddhist, Müslüman ve Hristiyan Türklerden kalma metinlerin dilinin

yanı sıraMusevi Türklere ait metinlerin dili de bir o kadar ilgi çekicidir. Bu

açıdan Karayca sözlükten yaratuvçu "Tanrı,yaradan", uçmah "cennet" (Eski Türkçe <SoğdcaDTS 617 b) örneklerini verebiliriz.

Kutsalkitapların çeşitliTürk dillerine 20. yüzyılda yapılan çevirileri bir ölçüde "Neologismus" adıverilen yeni sözcükleri, yeni türetimleri, deyim yerindeyse yeni türetilmiş sözcükleri daha çok içermektedir. Buaçıdan 20. yüzyıldanönceki dönemlere ait çeviriler daha ilgi çekici olacaktır. Örneğin 19.yüzyılaait Yakutçaİncilçevirisi bu yönüyle dikkat çeker:

tıl:Sözcük "dil, söz" anlamının yanı sıra"haber"anlamıylaütüö tıl"iyi haber-7Evangelium" olarakkullanılmaktadır(Stachowski 37).

Yine ET tın "can, ruh" sözü burada Rusça bir sözcükle Svyatoy tın

"kutsal ruh, Ruhulkudüs" olarakkullanılmaktadır(Stachowski 38).

Günlük dile ait uol "oğul" sözcüğütanara "Tanrı" ile Tanara Uola "Tanrının oğlu", Tanara Uolaİisus "Tanrının oğlu İsa" şeklinde kullanıl­

maktadır(Stachowski 38).

Son olarak dini terimler konusunda en zengin en eski dilolan Eski Uy-gurca kimi örneklere ve bu konuda yapılan çalışmalara kısaca değinmek isti-yorum:

Uigurisches Wörterbuch, hemen her maddesiyle, sözcüklerin metinlerdeki

işlevlerinegöre elealınması,Sanskrit ve Çince denkleriyle elealınmasıylaEski Uygurca bir sözlükten ziyade neredeyse bir terim sözlüğüdür(bak. UW). Yinesözlüğün yazarınınterimler konusuna ayrıbir önem vermesini konuyla

ilgiliçeşitlimakalelerdençıkartabiliyoruz(bak. Röhrborn 1985, 1986). Eski Uygurca metinyayımlarındaklasik usullehazırlanandizinlerin yerine kavramlar, terimler dizininin öneçıkartılmasınagüzel bir örnek Eski Uygurca Altun Yaruk Sudur'un birinci bölümüne ait örnekyayındagörülmektedir (bk. Zieme 1996, s. 197 ve ötesi). YineaynıEski Uygurca metinde Buddhizme ait trikiiya "üç beden, üç vücut" (Skr. nirmônakaya = ET b(a)lgürtma atöz;

(5)

MEHMET ÖLMEZ 217

sambhogakiiya

=

tüş atöz; dharmakiiya

=

nomlug atöz) kavramıyla

aynn-tısıylaele alınmıştır(konu için bak. Wilkens s. 5 ve ötesi; Eski Uygurca

kavramlarıngeçtiği satırlariçin bak. s. 100,satır0060 ve ötesi).

Eski Uygurcasonrasıbu dile, edebr dilegirmişolan Sanskrit sözcüklerin, terimlerin büyük çoğunluğubugün Türk dillerinin çoğunda hiçbir iz bırakmaksızın kaybolup gitmiştir. ÖrneğinUygurcada aldıklarıbiçimiyle arhant, açari, şastr, lakşan, nizvani gibi sözcükler bugün Türk dillerinin tümündekaybolmuştur.Ancak kimi Sanskrit sözcükler Lamaist Tuvalarda

Moğolcadakibiçimleriyle benzerşekilde yaşamaktadır: şajın

«

Skr. sôsana, bak. ET şazanAtG 364 b;buyan "iyidavranış,iyilik, sevap"

«

Skr.punya

AtG 333 a.

Bugün Türk dillerindegörülmeyen, ancak Buddhist Uygur metinlerinde

karşılaştığımızTürkçe kökenli kimi sözcükler de zikredilmeyedeğer: bışrun­

"meditasyon yapmak", bışrunmak"meditasyon",boşgut "öğreti,akide". Ancak Eski Uygurca bir sözcük, ayıg "kötü, fena" (ayıg kılınç"kötü

davranış,günah") bugün Yakutçada benzer anlamda yaşar ayı"günah, kabahat".

Kaynaklar

Arat, R. R. 1942: "Uygurlarda Istilahlara Dair", Türkiyat Mecmuası, VII-VIII, 1940- 1942: 56-81.

AtG=Gabain, Annemarie von, 31974:Alttürkische Grammatik, Wiesbaden. Clark,' Larry 2000:"The Conversion of Bügü Khan to Manichaeism",Studia

Manichaaica, IV, Internationaler Kongre.f3 zum Manichaismus, Berlin 14.-18. Juli 1997, ed. Ronald Emmerick et alii, Berlin: 83-123.

Clauson, Sir Gerard, 1972: An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth-Century Turkish, Oxford.

Çagatay,Saadet, 1968: "Türkçede DiniTabirler",Necati LugalArmağanı,

Türk Tarih Kurumu, Ankara: 191- 198.

- , 1972, "DivanüLügati't-Türk'teİnançlaİlgiliSözler",Bilimsel Bildiriler 1972, I. Türk DiliKurultayınaSunulan Bildiriler,Ankara: 385-391. ÇuvRS =Skvortsov, M.İ. 1985:Çuvaşsko-russkiyslovar', Moskva. DTS=bak. Nadelyayev 1969

ED =bak. Clauson 1972

Esin, Emel, 1978: "İslamiyetten Önce Türk Kültür Tarihi ve IslamaGiriş", Türk Kültürü El-Kitabı, Seri II, Cild lIb, ed. E. Esin, O. Sertkaya, İstanbul:1-360.

(6)

ET=Eski Türkçe

HakRS=Baskakov, N. A., (ed.), A.

i.

İnkijekova-Grekul, 1953: Hakassko-russkiy slovar', Moskva.

Kar-MRS

=

Goçiyayeva, S. A. ve H.

i.

Suyunçev, 1989: Karaçayevo-balkarsko-russkiy slovar', Moskva .

KarRPS = Baskakov N. A., A. Zajaczkowski, S. M. Szapszal, 1974: Karaimsko- russko-pols'kiy slovar', Moskva.

KazTS =Koç, Kenan, (ed.) 2003:Kazakşa-TürikşeSôzdik; Ankara.

KırRS=Yudahin, K.K., 21965: Kirgizsko-Russkiy slovar', Moskva. Nadelyayev, V.M., et alii 1969: Drevnetyurkskiy slovar', Leningrad.

Röhrborn, Klaus, 1985: "Sünyavada und Vijfianavada. Zentralasiatische Resonanzen eines Schulstreits", Ural-Altalsche Jahrbücher, Neue Folge, 5: 123-145.

- , 1986: "Zur Rezeption der chinesisch-buddhistischen Terminologie im Alttürkischen", Wiener Zeitschrift für die Kunde Südasiens, 30:

179-187.

Sinor, Denis, 2000: "[Kök] TürkİmparatorluğununKuruluşuve Yıkılışı", çev. Talat Tekin, ErkenİçAsya Tarihi,İstanbul:383-424.

Stachowski, Marek, 1995: Studien zum Wortschatz der jakutischen Übersetzung des Neuen Testaments, Stachowski, Polska Akademia Nauk-Oddzial w Krakowie, Prace Komisji Orientalistycznej, Nr. 23, The Enigma Press, Krak6w.

Tekin,Şinasi,1963: "Mani Dininin Uygurlar Tarafnndan Devlet Dini Olarak KabulEdilişinin1200.YılDönümüDolayısıile (762-1962)", Türk Dili

Araştırmaları Yıllığı- Belleten 1962: 1-11.

- , 1989: "YabancıKelimelerin TürkçeyeGiriş Yollarıve oruç Kelimesinin Hikayesi", Tarih ve Toplum, 72: 9- 11.

Tekin, Talat 1987: TunaBulgarları ve Dilleri, TDK, Ankara.

Tryjarski, Edward, 1993: "Religious Terminology in Armeno-Kipchak", Journal of Turcology, 1, 1:59-1iı.

UW = Röhrborn, Klaus, 1977- 1998: Uigurisches Wörterbuch. Sprach-material der vorislamischen türkisehen Texte aus Zentralasien, 1-6, Wiesbaden.

Wilkens, lens, 2001: Die drei Körper des Buddha (trikaya). Das dritte Kapitel der uigurischen Fassung des Goldglanz-Sütras (Altun Yaruk Sudur) eingeleitet, nach den Handschriften aus Berlin und St. Petersburg herausgegeben, übersetzt und kommentiert,Turnhout,

Referanslar

Benzer Belgeler

Bizim sınıflandırmamızda sözcük tek başınayken ya ‘ad’ ya da ‘eylem’dir. Yani Türkçede iki tür sözcük vardır.. Bugüne kadar yaygın bir biçimde tür

Kısacası iyelik eki olarak kabul edilen bu eklere ister tamlanan, ister nitelenen veya belirtilen eki densin sonuçta bu eklerin bir sahiplik bildinnediği ortaya

Zarfların .sadece sıfat, zarf ve fiilleri bir kelime olarak açıklaması Türkçe dilbilgisindeki diğer gramer sınıflarını açıklayan kelime ve ke- lime gruplarının

İlk aşamada oradaki {-l} ekinin dönüşlülük eki olduğunu ve kendisinden sonra edilgenlik için (bu örnekte öznesiz çatı) zorunlu olarak {-n} ekine gereksinim duyduğu bilgisini

doğru yönelmiş (24) tüyleri; kında gizlenmiş gibi ud yeri; (25) desdeğirmi vücudu, eğilmemiş viicütla (26) diz kapağına değer; ai~eya adlı geyiğinki (27) gibi

yüzyıl Türk yazını ürünlerinde, Eski Anadolu Türkçesinin başiangıcında yabancı öğelerin oranı, sanıldığı kadar yüksek değildir.. Dede Korkut Kitabı'nda

rinde bıraktığı izi ortaya çıkarmak Batı’yı tanıma yollarımızdaki eksiklerden birisini de tamamlamış olacaktır. Bu yazıda yüzeyden yapılacak bir gezinti ile

Grubun ikinci unsuru tanıdıklarımdan biri, çocuklardan ikisi örneklerinde olduğu gibi iyelik eki taşıyabilir.. Ancak iyelik ekli biri, ikisi kelimelerinin