• Sonuç bulunamadı

Üriner Stres Ýnkontinans Tedavisinde Kullanýlan Cerrahi TedaviYöntemlerinde Tedavi Etkinliðinin Karþýlaþtýrýlmasý

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Üriner Stres Ýnkontinans Tedavisinde Kullanýlan Cerrahi TedaviYöntemlerinde Tedavi Etkinliðinin Karþýlaþtýrýlmasý"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Üriner Stres Ýnkontinans Tedavisinde Kullanýlan Cerrahi Tedavi Yöntemlerinde Tedavi Etkinliðinin Karþýlaþtýrýlmasý

Özgür Dundar1, Cem Kýnýk2, Murat Muhcu1, Ferhat Ateþ3, Ali Rüþtü Ergür1, Ercüment Müngen1, Mehmet Vedat Atay1

1Gata Haydarpaþa Eðitim Hastanesi, Kadýn Hastalýklarý Ve Doðum Kliniði, Ýstanbul

2Mevki Asker Hastanesi, Kadýn Hastalýklarý Ve Doðum Servisi, Ýzmir

3Gata Haydarpaþa Eðitim Hastanesi, Üroloji Kliniði, Ýstanbul

Adres : Gmma Haydarpasa Training Hospital Department Of Obstetrics And Gynecology Tibbiye Street, Uskudar, Istanbul 34668 Istanbul – Türkiye

Tel: 0 286 218 00 18/2062 Cep: 0 532 471 64 83 e-mail: cananagartan@hotmail.com

ÖZET:

Amaç: Ýdrar kaçýrma þikayetiyle baþvuran ve stres üriner inkontinans tanýsý konan hastalarda kullanýlan cerrahi tedavi yöntemlerinde tedavi etkinliðini karþýlaþtýrmak.

Materyal ve Metod: Polikliniðimize eforla idrar kaçýrma þikayetiyle baþvuran ve stres üriner inkontinans tanýsý konan 27 olgu klinik durumlarýna göre Burch ve TVT operasyonunun seçimine göre 2 gruba ayrýldý. Gruplardaki baþarýlý ve baþarýsýz vakalarýn sonuçlarý birbirleriyle ve literatürdeki diðer anti-stres inkontinans operasyonlarýnýn sonuçlarý ile karþýlaþtýrýldý.

Bulgular: Oniki aylýk izleme sonunda baþarý oraný TVT operasyonunda %90.9 ve Burch operasyonunda %87.5 olarak saptandý.

Kliniðimizde elde edilen bu baþarý oranlarý literatürlerle karþýlaþtýrýldýðýnda, TVT ve Burch operasyonunda yüksek bulundu. Burch ve TVT operasyonlarýnýn baþarý oranlarý incelendiðinde istatistiksel olarak anlamlý farklýlýk bulunmadý Sonuç: Tekniðin kolay olmasý, morbiditenin az olmasý, operasyon, hastanede kalýþ süresi, kateterizasyon ve normal aktiviteye dönüþ süresinin daha az olmasý nedeniyle TVT operasyonu Burch operasyonuna göre ilk tercih edilecek yöntem olarak görülmektedir.

Anahtar Kelimeler: Stres üriner inkontinans, anatomik inkontinans, Burch oerasyonu, TVT operasyonu

SUMMARY:

Comparison of the treatment effectiviness of surgical procedures used in urinary incontinence treatment

Objective: To compare the treatment effectiviness of surgical procedures used in urinary incontinence treatment in patients who admitted with a complaint of urinary leakage and diagnosed as urinary stres incontinence.

Material and Methods : 27 cases who admitted to our outpatient clinic with urinary incontinence symptoms are included to the study. They are divided into Burch and TVT operation groups according to clinical conditions. In each group the results of succesful and unsuccesful cases are compared between each other and also between the results of other anti-stres incontinence operations in the literature.

Results: After a follow-up of 12 months success rate is recorded as 90.9% in TVT operation group and 87.5% in Burch operation group. Our clinic’s success rate in TVT and Burch operations are found higher when compared with those of the literature. There is no statistically significant differance between TVT and Burch operations success rates.

Conclusion: TVT operations are considered to be the first preferred method instead of performing Burch operation in urinary stres incontinence treatment because of easy performance, early return to daily activity, less hospitalisation duration, catheterisation and operation time.

Key words: Stress urinary incontinence, anatomic incontinence, Burch operation, TVT operation

(2)

GÝRÝÞ

Stres üriner inkontinans kadýn hayatýnda seksüel ve sosyal yaþamý olumsuz etkilemektedir. Multiparlarda daha sýk görülmesine raðmen, konu hakkýndaki araþtýrmalarýn eksikliði, hastalarýn çoðunun konuþmaktan çekinerek yaþamlarýnýn geri kalan kýsmýný idrar kaçýrarak geçirmeye devam etmesi yüzünden stres üriner inkontinansýn insidansýný tam olarak belirlenememektedir. Gerçek stres inkontinans, mesane detrusor kasýnýn kontraksiyonu olmadan öksürme, ýkýnma ve egzersiz gibi intraabdominal basýncý arttýran durumlarda üretra ve mesane boynundaki kapanma mekanizmalarýnýn yetersizliði ve intravezikal basýncýn maksimal intraüretral basýncý geçmesi sonucu ortaya çýkan istemsiz idrar kaçaðýdýr. Stres üriner inkontinans ile mesane instabilitesinin ayýrýcý tanýsý gerek tedavi gerekse de prognoz açýsýndan önemlidir.

Bu nedenle günümüzde hastalar ürodinamik yönden deðerlendirilmekte biyofiziksel ve elektronik sistemlerin bu alanda kullanýlmaya baþlanmasýyla hastalarýn üretrovezikal fonksiyonlarý hakkýnda en ayrýntýlý bilgiler elde edilmekte ve nörolojik hastalýklar ile anatomik bozukluklar arasýnda ayýrýcý taný yapýlabilmektedir.

Düzeltilmesi için çoðu kez cerrahi tedavinin gerektiði gerçek stres inkontinans olgularýnda, gerek vajinal gerekse de abdominal yoldan birçok cerrahi teknik geliþtirilmiþtir. Uygun tekniðin seçiminde her hasta ayrý olarak deðerlendirilmelidir. Cerrahide amaç, bozulmuþ anatominin düzeltilmesi, normal üriner fonksiyonun tekrar saðlanmasýdýr.

Çalýþmamýzda üriner inkontinans þikayetiyle polikliniðimize gelen hastalara gerçek stres inkontinans tanýsý konduktan sonra Burch ve Tension-free Vaginal Tape (TVT) operasyonlarý uygulandý. Bu iki tekniði operasyon süresi, üriner kateterizasyon süresi, hastanede kalýþ süresi, normal günlük yaþama dönme süreleri, komplikasyonlar ve baþarý oranlarý açýsýndan karþýlaþtýrdýk.

MATERYAL METOD

Polikliniðimize eforla idrar kaçýrma yakýnmasý ile baþvuran 48 olgu çalýþmaya

alýndý. Çalýþma Gülhane Askeri Týp Akademisi Ýlaç Araþtýrmalarý Yerel Etik Kurulu’ndan onay alýnarak planlandý. Tüm olgular ayrýntýlý anamnez (idrar kaçýrmanýn özellikleri, cinsel yaþam, parite, menopoz, vücut kitle indeksi, hormon replasman tedavisi), Bristol sorgulama formunun alt üriner sistem yakýnmalarýný deðerlendiren 3 sorusu (1), litotomi pozisyonunda ayrýntýlý pelvik muayene, öksürük stres test ve supin stres test, bir saatlik ped testi, tam idrar ve idrar kültürü tetkiki ve Üroloji servisi bünyesinde bulunan ürodinami merkezinde yapýlan basýnç-akým çalýþmalarý ile deðerlendirildi. Ürodinamik deðerlendirme Life-tech Janus 4.04 ürodinami cihazý ile yapýldý. Hasta litotomi pozisyonuna alýndý ve yarý oturur pozisyonda iken lokal antiseptik solüsyonla perine temizliði yapýldýktan sonra steril 7F 3 yollu sistometri kateteri üretraya yerleþtirildi. 20 ml’lik balonu olan rektal kateter de rektuma yerleþtirildi. Rezidüel idrar ölçümü yapýldýktan sonra, sistometrik deðerlendirmeye baþlandý. Dolum sistometrilerinde mesane kapasitesi 10 ml/sn hýzla, oda sýcaklýðýndaki serum fizyolojik ile doldurulmaya baþlandý ve 200 cc’de valsalva manevrasý yaptýrýlarak hastalarda detrusor basýncý ve eðer kaçýrma mevcut ise kaçýrma aný abdominal basýnç ölçüldü. Valsalva sýrasýnda olan veya valsalva dýþý zamanda inhibe edilemeyen detrusor kontraksiyonlarýna baðlý kaçýrmalar kaydedildi.

Çalýþmaya dahil edilme kriterleri:

1. Gerçek stres üriner inkontinans (Gerçek stres inkontinans tanýsý, abdominal basýnçtaki artmaya baðlý detrusor kontraksiyonu olmaksýzýn üriner inkontinansýn olmasý olarak tanýmlandý. Abdominal kaçýrma basýncý 60 cmH20 altýnda olan hastalar internal sfýnkter yetmezliði (ÝSD), 60 cmH20 üstündeki hastalar ise anatomik stres inkontinans (Genuine stres inkontinans) olarak deðerlendirildi (2).

2. Pozitif stres test

Çalýþma dýþý býrakýlanlar:

1. Aþýrý aktif mesane sendromu ve urge inkontinanslý hastalar

2. Daha önce anti-inkontinans ve prolaps cerrahi tedavisi olan hastalar

(3)

3. Daha önce pelvik patoloji nedeniyle operasyon olanlar

4. Nörolojik hastalýklar 5. Üriner enfeksiyon

Altý hasta detrusor instabilitesi, 5 hasta geçirilmiþ pelvik patoloji operasyonu, 7 hasta geçirilmiþ anti-inkontinans operasyonu ve 3 hasta nörolojik hastalýk nedeniyle çalýþma dýþý býrakýlarak toplam 27 hasta çalýþmaya alýndý.

Bu deðerlendirmelerden sonra hastalar randomize edilerek 16 hastaya Burch, 11 hastaya da TVT prosedürü uygulandý.

Teknik

Burch operasyonu:

Genel anestezi altýnda abdomen betadin ile boyandý ve steril örtüldü. Üretraya 20-22 numara foley sonda takýldýktan sonra simfizis pubisin 2-3 cm üzerinden 5-6 cm alt transvers kesi yapýldý. Batýn piramidal kaslara kadar açýldýktan sonra bu kaslarýn aralanmasýyla ve künt diseksiyonlarla retzius mesafesine ulaþýldý.

Bu arada vajende sondanýn hafif retraksiyon ile mesanedeki sonda balonu hissedilerek mesane boynu belirlendi. Daha sonra paraüretral dokular çýplaklaþtýrýldý ve vajinal tuþe eþliðinde paraüretral dokulara üretradan en az 2 cm uzaklýkta ve avasküler olarak deðerlendirilen alana karþýlýklý olarak iki adet 00 ethibond (Ethicon®, Inc) ile sütür kondu. Her iki taraftan Cooper ligamentlerinden geçilerek bu sütürler baðlandý (Þekil 1).

Þekil 1 :Burch kolposuspansiyonu

Vajinal tuþede mesane boynunun elavasyonu hissedildi. Kanama kontrolü yapýldý.

Foley kateteri tüm opere edilen olgularda postoperatif birinci gün çýkarýldý. Sonda çekildikten sonra iþeme sonrasý mesanedeki rezidüel idrar durumu takip edildi. Postoperatif

üçüncü güne kadar hastalara sýk sýk idrara çýkmalarý söylenerek mesane gerilmeleri önlendi.

Tension Free Vaginal Tape (TVT) Genel anestezi altýnda vulva ve vajen betadinle silindi. 16-18 sonda ile mesane boþaltýldý. Simfizis pubisin hemen üzerine orta hattýn her iki tarafýna 0.5-1 ml’lik cilt insizyonlarý yapýldý. Eksternal üretral meatusun 1 cm altýndan baþlayan yaklaþýk 1.5 cm’lik vertikal insizyon yapýldý. Vajinal duvar, üretradan bistüri yardýmýyla uzaklaþtýrýldý. Künt diseksiyon makasý ile birkaç milimetre sub ve paraüretral olarak ilerlendi. TVT rehberi biraz içe ve laterale doðru yönlendirildi. Bu þekilde mesane boynu sola kaydýrýlarak, sað tarafta retropubik alanda yeterli alan saðlandý. TVT iðnesi sað paraüretral insizyon alanýna yerleþtirildi.

Bir elle introducer yardýmýyla iðne simfizis pubis arkasýndan retropubik aralýða ve oradanda cilt insizyonuna doðru yönlendirilirken, diðer elin bir parmaðýyla üretranýn lateraline doðru yönlenmesi saðlandý. Bu iþlem yapýlýrken, iðne kavsinin elin ayasý içine oturmasý saðlandý.

Ürogenital diyaframý penetre etmeden önce, iðne laterale doðru bir miktar açýlandýrýldý. Bu þekilde mesane perforasyon riski en aza indirilmiþ oldu.

Yumuþak ve kontrollü bir þekilde iðne ilerletildi.

Abdominal kas fasyasýna gelindiðinde ikinci bir direnç hissedildi. Ýðnenin ucu ciltten çýktýktan sonra introducer iðneden çýkarýldý. Mesane 250 ml serum fizyolojik ile dolduruldu. Ýðne henüz yerindeyken, sistoskop ile mesane kontrol edildi.

Daha sonra mesane boþaltýldý. Sistoskopi sonrasýnda iðne ile prolen bant ciltten 5-6 cm yukarý çekildi. Ýðne abdomen üzerine býrakýlarak introducer diðer iðneye takýldý. Ayný iþlemler karþý tarafta da uygulandý (Þekil 2). Bantýn kendi etrafýnda dönmemesi ve düz olmasýna dikkat edilirek, bu tarafta da iðne geçirildikten sonra sistoskopi yapýldý.

Þekil 2 : Tension Free Vaginal Tape (TVT)

(4)

Üretra ile bant arasýna bir pens yerleþtirildi. Bantýn her iki ucu kesilerek iðneler ayrýldý. Daha sonra bant ve üretra arasýna bir makas yerleþtirildi ve bantýn dýþýndaki plastik kýlýf her iki uçta tutularak yukarý doðru çekilerek çýkarýldý. Böylece bant gerilimsiz bir þekilde üretra orta bölümünün altýndaki yerine yerleþmiþ oldu. Vajinadaki insizyon kapatýldýktan sonra, bantýn abdominal uçlarý cildin hemen üzerinden kesildi. Þeridin

“balýk sýrtý” gibi tek yöne geçiþ izni verme özelliði nedeniyle þeridi ayrýca sütüre etmeye gerek kalmadý. Abdomen üzerindeki insizyonlar sütüre edilerek operasyona son verildi. Foley kateteri tüm opere edilen olgularda postoperatif birinci gün çýkarýldý.

Postoperatif üçüncü güne kadar hastalara sýk sýk idrara çýkmalarý söylenerek mesane gerilmeleri önlendi ve bu arada sonda çekildikten sonra iþeme sonrasý mesanedeki rezidüel idrar durumu takip edildi. Hastalar operasyon sonrasý 6. ve 12. aylarda ayrýntýlý anamnez, stres test, bir saatlik ped test ve Bristol sorgulama formunun alt üriner sistem yakýnmalarýný deðerlendiren 3 sorusu ile yeniden deðerlendirildi. Baþarý kriteri olarak 12. aydaki negatif stres test, negatif 1 saatlik ped testi ve Bristol skorundaki %50’den fazla iyileþmeler kabul edildi. Her iki prosedür hastanede kalýþ, operasyon süresi, intraoperatif ve postoperatif komplikasyonlar, kateterizasyon süresi, postoperatif normal aktiviteye dönüþ süresi, intraoperatif ortalama kan kaybý açýsýndan karþýlaþtýrýldý.

Ýstatistiksel incelemeler SPSS 1 1.0 versiyonu ile deðerlendirildi. Tedavi ile, deðerlendirilen parametrelerde meydana gelen deðiþiklikler Wilcoxon testi, incelenen parametrelerin iki tedavi grubu açýsýndan farklýlýðý deðerlendirmede Mann- Whitney U testi kullanýldý. Gruplar arasýnda tedavi baþarýsý Chi-square testi ile deðerlendirildi. Her iki deðerlendirmede de p deðerinin 0.05’den küçük olmasý anlamlý kabul edildi.

BULGULAR

Hastalarýn yaþ, parite ve vücut kitle indeksine (VKÝ) göre deðerlendirilmesi Tablo 1’de gösterildi. Gruplar arasýnda yaþ, parite, VKÝ karþýlaþtýrýldýðýnda istatistiksel olarak

farklýlýk saptanmadý. Burch operasyonu olan grup 1’deki hastalarýn 9’u (%56.3) postmenopozal dönemdeydi. ve 3’ü (%18.7) hormon replasman tedavisi alýyordu.

Hastalarýn tümünde grade 1 sistosel mevcut idi. TVT operasyonu uygulanan grup 2’deki hastalarýn 9’u (%81.8) postmenopozal dönemdeydi ve 3’ü (% 27.2) hormon replasman tedavisi alýyordu. Grup 2’deki hastalarýn 10’unda grade I, 1’inde ise grade II sistosel mevcut idi.

Tablo 1 : Hastalarýn demografik özellikleri

Tedavi gruplarýna göre incelenen parametrelerin tedavi öncesi ve tedavi sonrasý 6. ve 12. aydaki deðerlendirmeleri Tablo 2’de gösterildi. Gruplar arasýnda ped testi, frequency, noktüri ve aðrý deðerlerinin preoperatif ve postoperatif 6. ve 12. ay deðerlendirmeleri karþýlaþtýrýldýðýnda istatistiksel olarak anlamlý farklýlýk saptandý (Tablo 2).

Tablo 2 : Hastalarýn demografik özellikleri

Her iki grupta tedavi baþarýsý ele alýndýðýnda Burch operasyonu uygulanan grup 1’deki 16 hastanýn 14’ünde (%87.5) baþarýlý sonuç alýnýrken, TVT operasyonu uygulanan grup 2’deki 11 hastanýn 10’unda (%90.9) baþarýlý sonuç alýndý. Gruplar tedavi baþarýsý açýsýndan karþýlaþtýrýldýðýnda istatistiksel olarak anlamlý farklýlýk saptanmadý (p=0.386) Hastalarýn operasyon süresi, operasyon

(5)

esnasýndaki ortalama kan kaybý, postoperatif kateterizasyon süresi, postoperatif dönemde hastanede yatýþ süresi ve operasyon sonrasý normal aktivasyona dönüþ süresi incelendi (Tablo 3). Ýncelenen tüm parametrelerde TVT operasyonunun Burch prosedüründen daha avantajlý olduðu saptandý. TVT operasyonu yapýlan 1 hastada mesane injürisi geliþmesi üzerine kateter postoperatif 3. gün çekildi.

Tablo 3 :Gruplarýn operasyon sonrasý deðerlendirmeleri

Burch operasyonu uygulanan hastalarýn postoperatif dönemde 5’inde (%31.2) üriner sistem enfeksiyonu, 2’sinde (%12.5) ateþ, 1’inde (%6.2) ven trombozu saptandý. TVT operasyonu uygulanan hastalarýn postoperatif dönemde 2’sinde (%18.1) üriner sistem enfeksiyonu, 1’inde (%9) ateþ, 2’sinde (18.1) vajinal enfeksiyon, 1’inde (%9) hematom ve 1’inde (%9) mesane injürisi saptandý.

TARTIÞMA

Öksürme, gülme, aðýr kaldýrma gibi karýn içi basýncýnýn ani arttýðý durumlarda, artan basýnca baðlý olarak detrusor kasýlmasý olmaksýzýn oluþan, istem dýþý idrar kaçýrma stres üriner inkontinans olarak tanýmlanýr.

Stres üriner inkontinans oluþumunda iki mekanizma sorumludur. Anatomik inkontinans olarak sýnýflandýrýlan birinci mekanizma %90- 95 oranýnda görülür. Bu mekanizmada mesane boynu ve proksimal üretra destek yapýlarýný kaybetmiþtir. Ancak mesane boynu ve proksimal üretranýn intrinsik sfinkter fonksiyonu saðlamdýr. Karýn içi basýncýnýn ani arttýðý durumlarda mesane boynu ve proksimal üretra aþaðýya, abdominal kavitenin dýþýna doðru yer deðiþtirir. Bu durumda, ani artan karýn içi basýncýnýn iletimi, mesane ve üretraya eþit oranda olmaz. Artan basýncýn mesaneye iletilmesi ve mesane içi basýncý yükselirken, üretra içi basýncýn ayný þekilde yükselmemesi neticesinde oluþan basýnç

farkýnýn klinik yansýmasý, hastanýn drar kaçýrmasýdýr. Ýkinci mekanizmada ise üretra, artýk sfýnkter fonksiyonunu yerine getirememektedir. Maksimum üretral basýnç düþüktür ve karýn içi basýncýný artýran küçük bir hareket dahi idrar kaçýþýna sebep olur.

Ýntrinsik sfinkter disfonksiyonu denilen ve fizyopatolojisinde mesane boynu ve proksimal üretranýn aþaðýya doðru yer deðiþtirmesi bulunmadýðýndan, bu tip inkontinanslý hastalarda operasyondan elde edilen baþarý diðerine göre daha az olmaktadýr (3).

Gerçek stres üriner inkontinans için uygulanan cerrahi giriþimlerde amaç: Ýntraabdominal basýnç artýþý esnasýnda üretral mobiliteyi engellemek, subüretral (puboservikal) fasyayý desteklemek ve stabilize etmek, mesane tabanýnýn posterior rotasyonel hareketine izin vermek Üretranýn plikasyonunu ve komprese olabilirliðini korumak, üretral sfinkterik mekanizmalarý bozmamaktýr (4).

Taný ve tedavi yöntemleri teknolojideki ilerlemelerle çok hýzlý deðiþmektedir. Bu deðiþime paralel olarak yýllardýr kullanýlan cerrahi tekniklerde de modifikasyonlar gözlenmektedir. 1949 yýlýnda tanýmlanan Marshall-Marchetti-Krantz operasyonundan bu yana, stres üriner inkontinans tedavisi için 60’dan fazla cerrahi teknik uygulanmýþtýr (5).

Günümüzde cerrahinin amacý tam þifa ile birlikte minimum morbidite ve mortaliteyle en kýsa zamanda, hastayý normal yaþamýna döndürmektir (6). Abdominal sistoüretropeksi operasyonlarý ile karþýlaþtýrýldýðýnda, birkaç santimetrelik abdominal kesiler ve daha az morbidite avantajlarý ile endoskopik transvajinal iðne suspansiyon operasyonlarý popülarite kazanmýþtýr (7). Abdominal sistoüretropeksi operasyonlarý ile endoskopik transvajinal iðne suspansiyon operasyonlarýnýn 3’er aylýk erken dönem baþarý oranlarý birbirine çok yakýndýr. Ancak 12 aylýk izlemlerde baþarý oranlarý, Burch sistoüretropeksi için %89, Pereyra transvajinal iðne suspansiyonu için

%65, anterior kolporafi için ise %63’tür.

Hastalarýn uzun dönem takiplerinde (beþinci yýlýn sonunda) baþarý oranlarý Burch için %82, Pereyra için %45, anterior kolporafi için ise

%37 olarak raporlanmaktadýr (8).

Amerikan Üroloji Derneði ve Kadýn Stres Üriner Ýnkontinans Klinik Önerileri Paneli,

(6)

1997 yýlýnda, sling iþlemi ve retropubik suspansiyonlarýn kadýn stres inkontinansýnda en etkili cerrahi tedaviler olduðu sonucuna varmýþtýr. Araþtýrmacýlar, retropubik suspansiyon ve sling ameliyatlarýnda baþarý oranlarýný sýrasýyla %84 ve %83, iðne suspansiyonlarda %67, kolporafý anteriorda ise %61 olarak bildirmektedirler (9).

Kadýndaki stres üriner inkontinans cerrahi tedavisinde en yeni yöntem olan TVT minimal invazif iþlem olup, prolen bir bantýn genellikle üretra orta kýsmýnýn altýna yerleþtirildiði aský ameliyatýdýr (10). Bu ameliyatla, mesane repozisyonu ya da periüretral dokularýn pelvik yapýlara asýlmasý iþlemi yapýlmadan üretral destek mümkün olmaktadýr. TVT ile saðlanmak istenen; puboüretral ligamentleri tekrar iþlevsel hale getirmek yani üretrayý pubik kemiðe asmak, subüretral vajinal desteði yani vajinal hamaðý saðlamak, önemli ürogenital yapýlarý Ýntegral Teoriye göre birleþtirmektir (11).

Klutke ve ark. TVT öncesi ve sonrasýnda Q tip test ile deðerlendirme yapmýþlar ve postoperatif dönemde kontinan hale gelen hastalarda proksimal üretral hipermobilitenin minimal deðiþtiðini ve tedavi için bu mobilitenin deðiþmesinin þart olmadýðýný belirtmiþlerdir (12). Atherton’un çalýþmasýnda da bantýn, istirahat sýrasýnda mesane boynunun pozisyonunu yükseltmediði, fakat valsalva sýrasýnda mobilitesini kýsýtladýðý gösterilmiþtir (13). Ayný sonucu ifade eden baþka bir çalýþmada TVT sonrasýnda, iþeme sýrasýnda üretral rezistansýn arttýðý ve kontinansý saðladýðý saptanmýþtýr (12). TVT, Ulmsten ve ark. tarafýndan ilk tarif edildiðinde 75 hastada

%85’lik bir kür bildirilmiþtir (10). Ayný yazar, genel jinekoloji kliniklerindeki baþarýyý ve emniyeti göstermek amacýyla yürüttüðü çok merkezli çalýþmada %91 kür ve %7 düzelme (12 aylýk izleme) (14), 3 yýllýk takip sonrasýnda da %86 kür ve %11 düzelme saptamýþtýr (15).

Çalýþmalarda TVT operasyonu yapýlan olgularda objektif kür oraný (öksürük-stres test, ped testi ve ürodinami) %67-91 arasýnda bildirilirken (13,16,17,18,19), bu oran Burch operasyonu yapýlan olgularda %68-95 arasýnda bildirilmektedir (13,18,19,20). Stres inkontinansda etyolojik faktörler arasýnda doðum travmalarý, multiparite, menopoz, yaþ,

obezite, akciðer hastalýðý, sigara içimi ve histerektomi öyküsü bulunmaktadýr (21).

Literatürde Burch ve TVT yapýlan olgularda parite sayýsý 1-3 olarak bildirilmektedir (22,23,24). Çalýþma grubumuzda parite ortalamalarý Burch operasyonu yapýlan grupta 2.8±1.4, TVT operasyonu yapýlan grupta 3±1.6 olarak saptandý.

Ward ve ark., TVT operasyonu yapýlan olgularda VKÝ 27 (24-30), Burch operasyonu yapýlan olgularda VKÝ 27 (24-30) olarak raporlamýþlardýr (23). Liapis ve ark., Burch operasyonu yapýlan olgularda VKÝ 26.6±2.1, TVT operasyonu yapýlan olgularda VKÝ 27.2±2.2 olarak bildirilmiþlerdir (24). Bizim çalýþmamýzda Burch operasyonu yapýlan olgularda VKÝ 27±1.4, TVT operasyonu yapýlanlarda ise 26.6±1.2 olarak saptadýk. Bu sonuç literatürlerle uygunluk göstermekteydi.

Ward ve ark., TVT operasyonu yapýlan olgularda %66’sýnýn HRT aldýðýný, %34’ünün HRT almadýðýný, Burch operasyonu yapýlan olgularda %64’ünün HRT aldýðýný, %36’sýnýn HRT almadýðýný raporlamýþlardýr (23).

Çalýþmamýzda Burch operasyonu yapýlan olgularýn %18.7’'si HRT alýrken, %81.3’ü HRT almýyordu. TVT operasyonu yapýlan olgularýn %27.2’si HRT alýrken, %72.8’i HRT almýyordu. Çalýþmamýzda HRT almayanlarýn oranýnýn yüksek oluþunun nedeni hastalarýmýzýn postmenopozal dönemde olmasý idi. Ancak hastalarýmýzýn çoðu daha önceki dönemlerde 2-5 yýl kadar HRT almýþlardý. Biz çalýþmamýzda takip süresince HRT alanlarý çalýþmaya dahil ettik. Operasyon için hasta seçimi ve postoperatif deðerlendirilmesi için mesane boynu ve proksimal üretranýn anatomik pozisyonunun istirahatte ve streste saptanmasý gerekir. Biz de bu amaçla vakalarýmýzýn hepsine hipermobiliteyi tespit etmek için operasyon öncesi ve sonrasý durumunu deðerlendirmek için öksürük stres test ve supin stres test uyguladýk.

Çalýþmamýzda klinik olarak her bir operasyonda operasyon öncesi ve sonrasýnda stres test sonuçlarýna göre anlamlý bir farklýlýk bulunurken, operasyonlarýn kendi aralarýnda anlamlý bir farklýlýk saptamadýk. Preoperatif dönemde uyguladýðýmýz stres testinin pozitif olmasý paraüretral dokunun yetersizliði sonucu ortaya çýkan inkontinansý belirlemektedir. Bu

(7)

testin düþük üretral basýnçlý þiddetli gerçek stres inkontinans tanýsýnýn konulmasýnda yardýmcý olabilmekte ve böylece yorumlanmasý ve yapýlmasý zor olan karmaþýk ürodinamik üretral çalýþmalarýn yapýlmasýna gerek kalmamaktadýr.

Ped test idrar kaybýnýn ölçümünde kullanýlan objektif verilere dayanan bir testtir.

ICS standardizasyonu bir saatlik ped testi bir takým karmaþýk adýmlar ihtiva eder (2). Hemen hemen bütün çalýþmalar göstermiþtir ki idrar kaçaðýnýn miktarý mesanenin volümüne baðlýdýr ve bundan dolayý modifiye edilmiþ bir saatlik ped testleri bu deðiþiklikleri standardize etmektedir. Mesane volümü standardize edilen inkontinanslý kadýnlarýn

%50’sinde test-retest sonucunda 24 gram ve üzeri deðiþimlerde kaçýrma olduðu bulunmuþtur (25). Ward ve ark., TVT operasyonu yapýlan 170 olguya preoperatif 1 saatlik ped testi uygulamýþlar ve hastalarýn 6 ay sonunda 1 saatlik ped testi negatiflik oraný

%73 olarak tespit edilmiþ, ayný çalýþmada Burch operasyonu yapýlan 150 olgunun 1 saatlik ped testi negatiflik oraný %64 olarak bildirilmiþtir. Çalýþmada ped aðýrlýðýndaki deðiþim gruplar içinde anlamlý iken, gruplar arasýnda anlamlý farklýlýk bulunmamýþtýr (23).

Lin ve ark., TVT operasyonu yapýlan 24 olguda ortalama ped aðýrlýðýnda postoperatif 3. ay azalma görüldüðünü, 6. ve 12. ayda deðiþmediðini tespit etmiþlerdir (26). Ulmsten ve ark., TVT operasyonu yapýlan 20 olguda ped testinde anlamlý bir þekilde azalma olduðu bildirmiþlerdir (14). Çalýþmamýzda da 1 saatlik ped testi ile hastalarý inceledik. Her bir grup içinde operasyonlar tek tek ele alýndýðýnda 0- 6 ve 0-12. ayda 1 saatlik ped testi anlamlý farklýlýk bulundu. Ancak gruplar arasýnda anlamlý farklýlýk tespit edilmedi. Sonuçlarýmýz literatürler ile uygunluk göstermekteydi.

Çalýþmalarda TVT operasyon süresi 20-42 dakika, Burch operasyon süresi 50-68 dakika arasýnda bildirilmektedir (15,23,24,27,28).

Çalýþmamýzda ortalama operasyon süresini Burch operasyonu yapýlan olgularda 51.6±4.9 dakika, TVT operasyonu yapýlan olgularda ise 34.3±3.5 dakika olarak saptadýk.

Çalýþmamýz literatürler ile uygunluk göstermekte idi. Çalýþmamýzda ortalama kan kaybý incelendiðinde Burch operasyonu

yapýlan olgularda 94±10 ml ve TVT operasyonu yapýlan olgularda 44±5 ml olarak saptadýk. Hastalarýmýza kan kaybý nedeniyle transfüzyon yapýlmadý. Burch operasyonu yapýlan olgularda ortalama kan kaybý 128- 500 ml, TVT operasyonu yapýlan olgularda ise 50-300 ml olarak bildirilmektedir (23,27,28). Çalýþmamýzda operasyon esnasýndaki kan kayýp oranlarýný literatürlere göre daha az saptadýk. Ward ve ark., TVT operasyonu yapýlan olgularda postoperatif hastanede yatýþ süresi 1 (1-2) gün, Burch operasyonu yapýlan olgularda 5 (5-7) gün olarak bildirilmiþtir (23). Liapis ve ark., TVT operasyonu olgularda hastanede yatýþ süresi 2.1±1.1 gün, Burch operasyonu yapýlanlarda 5.7±2.2 gün olarak bildirilmiþtir (24).

Colombo ve ark., Burch operasyonu yapýlan olgularda hastanede yatýþ süresini 6.7 (5-12) gün olarak saptamýþlardýr (22). Çalýþmamýzda postoperatif ortalama hastanede kalýþ süresini Burch operasyonu yapýlan olgularda. 3.8±0.7 gün, TVT operasyonu yapýlan olgularda 2±0.6 gün olarak saptadýk. Çalýþmamýzda literatürlere göre Burch operasyonlarýnda hastanede yatýþ süreleri daha kýsa, TVT operasyonunda ise literatürlerle uygunluk gösterdi. Ward ve ark., normal aktiviteye dönüþ zamanýný TVT operasyonu yapýlan olgularda 3 (2-4) hafta, Burch operasyonu yapýlan olgularda 6 (4-8) hafta olarak bildirilmiþlerdir (23). Liapis ve ark., TVT operasyonu yapýlan olgularda normal aktiviteye dönüþ zamanýný 10 gün, Burch operasyonu yapýlan olgularda 21 gün olarak saptamýþlardýr (24). Çalýþmamýzda normal aktiviteye dönüþ zamanýný Burch operasyonu yapýlan olgularda 3.8±0.7 hafta, TVT operasyonu yapýlan olgularda 3.5±0.5 hafta olarak saptadýk. Çalýþmamýzda Burch operasyonu yapýlan olgularda postoperatif normal aktiviteye dönüþ zamanýný literatürlere göre daha kýsa, TVT operasyonu yapýlan olgular da ise literatürle uyumlu saptadýk.

Liapis ve ark., TVT operasyonu yapýlan olgularýn %11.1’inde mesane injürisi,

%13.9’unda üriner sistem enfeksiyonu,

%16.7’sinde detrusor instabilitesi saptarken, Burch operasyonu yapýlan olgularýn

%5.7’sinde üriner sistem enfeksiyonu,

%14.3’ünde detrusor instabilitesi, %5.7’sinde

(8)

hematom, %8.6’sýnda üriner retansiyon saptamýþlardýr (24). Ward ve ark., TVT yapýlan olgularýn %8.8’inde mesane injürisi,

%2.9’unda vajinal perforasyon, %0.6’sýnda ateþ, %2.4’ünde vajinal enfeksiyon, %1.8’inde hematom, %22.4’ünde üriner sistem enfeksiyonu saptarken, Burch operasyonu yapýlan olgularýn %2.1’inde mesane injürisi,

%4.8’inde ateþ, %2.1’inde derin ven trombozu ve %31.5’inde üriner sistem enfeksiyonu saptamýþlardýr (23). Çalýþmamýzda Burch operasyonu sonrasý %31.3 hastada üriner sistem enfeksiyonu, %12.5 hastada ateþ, %6.3 hastada ven trombozu saptandý. TVT operasyonu sonrasý üriner sistem enfeksiyonu, vajinal enfeksiyon %18.2 hastada, ateþ, hematom ve mesane injürisi %9.1 hastada saptandý. Çalýþmamýzda en sýk görülen komplikasyon üriner sistem enfeksiyonu olup bu komplikasyonun sýklýðý literatürle uygunluk göstermektedir. Mesane injürisi Burch operasyonuna göre TVT operasyonunda daha sýk görüldü. Bu da literatürle uygunluk göstermekte idi.

Dianer ve ark., Burch kolposuspansiyonda

%69 ile %90 arasýnda deðiþen uzun dönem sonuçlarý ile birlikte primer inkontinans cerrahisinde baþarýnýn daha yüksek olduðunu bildirmiþlerdir (29). Ostegard (30), 1771 sling ile 551 Burch kolposuspansiyon hastasýný karþýlaþtýrdýðý metaanalizde, baþarý oranlarý açýsýndan her iki tekniðin birbirine yakýn olduðunu, ancak komplikasyonlar açýsýndan Burch kolposuspansiyonun daha güvenli olmasý nedeniyle, her tip gerçek stres inkontinans için slingin uygun olmadýðýný ve sling için hasta seçiminde, Enzelsberger ve ark. (31) önerdiði gibi, üretral kompenenti fazla olan þiddetli inkontinans ve rekürrens inkontinans endikasyonlarýnýn gerekliliðine katýldýðýný bildirmiþtir. Appell (32), bunun aksine retropubik suspansiyon ve TVT’in, anterior kolporafi ve iðne suspansiyon tekniklerinden daha iyi sonuçlar verdiðini, ancak Burch kolposuspansiyonun yüksek sonuçlarýnda, seçilen hastalarýn genç ve primer cerrahi hastalarý aðýrlýðýný taþýdýðýný, oysaki TVT gruplarýnýn daha komplike ve rekürrens cerrahi hastalarý olduðu halde yüksek baþarý sonuçlarý vermesinden hareketle, TVT operasyonunun her tip gerçek stres inkontinans

tedavisi için uygun olabileceði görüþünü savunmaktadýr. Liapis ve ark., 24 aylýk bir izlem sonunda TVT operasyonu için kür oranýný %84, iyileþme oranýný %7, Burch operasyonunda kür oranýný %86, iyileþme oranýný %6 olarak bildirmiþlerdir (24).

Colombo ve ark., Burch operasyonu için subjektif kür oranýný %86, objektif kür oranýný

%74 olarak raporlamýþlardýr (22).

Ward ve ark., objektif kür olarak ped testi ve sistometriyi kabul ettikleri çalýþmada, TVT operasyonu yapýlan olgularda negatif ped testi

%73, negatif sistometri %81 olarak bulmuþlar, Burch operasyonu yapýlan olgularda negatif ped testi %64, negatif sistometri %67 olarak bildirmiþlerdir. Her iki kriter ele alýndýðýnda TVT operasyonunun objektif kür oraný %66, Burch operasyonunun %57 olarak bildirilmiþtir. Ayný çalýþmada Bristol alt üriner semptom skorlamasýna göre kür oraný TVT operasyonunda %59, Burch operasyonunda

%53 olarak bildirilmiþtir (23). Primer ürodinamik stres inkontinans sonrasý yapýlan Burch ve TVT operasyonlarý sonrasý 5 yýllýk takip sonucunda kür oranlarýnda istatistiksel olarak fark olmadýðý ancak, enterosel ve rektosel oranlarýnýn Burch operasyonlarýndan sonra fazla olduðu bildirilmektedir (33).

Sadece TVT olgularýnýn 5 ve 7 yýllýk takiplerinin bildirildiði çalýþmada, 5 yýllýk kür oraný %83 iken 7 yýllýk takip sonucunda kür oraný %80 olarak raporlanmaktadýr (34). TVT olgularýnýn 11 yýllýk takibinin yapýldýðý çalýþmada ise objektif kür oraný %90 olarak bildirilmektedir (35).Ulmsten ve ark., TVT operasyonu yapýlan olgularda kür kriteri olarak negatif ped test, negatif stres test ve kaliteli yaþam evaluasyon formu olan visual analog skalasý ele almýþlar ve hastalarýn %86’sýnda tam kür, %12’sinde iyileþme bildirilmiþlerdir (15). Moran ve ark., TVT operasyonunda iyileþme kriteri olarak stres test, ped testi ve ürodinamik incelemeyi kabul ettikleri çalýþmalarýnda, subjektif kür oranýný %80, objektif kür oranýný %95 olarak bildirmiþlerdir (27). Ulmsten ve ark., TVT operasyonu yapýlan olgularda ped testi ve stres test iyileþme kriterleri ele almýþlar ve kür oranýný

%91 olarak raporlamýþlardýr (14).

Çalýþmamýzda baþarý kriteri olarak 12. aydaki negatif stres test, negatif 1 saatlik ped testi ve Bristol skorundaki %50'den fazla iyileþmeler

(9)

kabul edildi. Burch operasyonu uygulanan grupta l4 hastada (%87.5) baþarýlý sonuç alýnýrken, TVT operasyonu uygulanan grupta 10 hastada (%90.9) baþarýlý sonuç alýndý. Her iki grup açýsýndan tedavi baþarýsý açýsýndan istatistiksel fark saptanmadý (p=0.386).

Sonuç

Tekniðin kolay olmasý, morbiditenin az olmasý, operasyon, hastanede kalýþ süresi, kateterizasyon ve normal aktiviteye dönüþ süresinin daha az olmasý nedeniyle TVT operasyonu Burch operasyonuna göre ilk tercih edilecek yöntem olarak görülmektedir.

KAYNAKLAR

1. Comiter CV. Sacral neuromodulation fort he symptomatic treatment of refractory interstitial cystitis: a prospective study. J Urol 2003;169:1369-73.

2. Nager CW, Albo ME. Testing in women with lower urinary tract dysfunction. Clin Obstet Gynecol 2004;47:53-69.

3. Blaives JG, Olsan CA. Stres incontinence:

Classification and surgical approach. J Urol 1988;131:727-31.

4. Liu CY. Laparoscopic treatment of stress urinary incontinence. Obstet Gynecol Clin North Am 1999;26:149-67.

5. Gomella LG, Albala DM. Laparoscopic urological surgery:1994. Br J Urol 1994;74:267- 73.

6. Monyak MJ. The light at the end of the tunnel:

One view of the future of laparoscopy. Semin Urol 1992;10:205-12.

7. Sakti D, Keith JP. Laparoscopic colposuspension. J Urol 1995;154:1119-21.

8. Bergman A, Elia G. Three surgical procedures for genuine stress incontinence: five-year follow- up of a prospective randomized study. Am J Obstet Gynecol 1995;173:66-71.

9. Leach GE, Dmochowski RR, Appell RA, Blaivas JG, Hadley HR, Luber KM et all.. Female stress urinary incontinence clinical guidelines panel

summary report on surgical management of female stress urinary incontinence. The American Urological Association. J Urol 1997;158:875-80.

10. Ulmsten U, Henrikson L, Johnson P, Varhos G. An ambulatory surgical procedure under local anesthesia for the treatment of female urinary incontinence. Int Urogynecol J Pelvic Flor Dysfunct 1996;7:81-5.

11. Ulmsten U, Hilton P, Ferrari A, Fischer W, Jacquetin B. TVT procedure: a micro-invasive surgical technique for GUI. 22nd Annual meeting of The International Urogynecological Association July30-August 2, 1997 Amsterdam.

12. Klutke JJ, Carlin BI, Klutke CG. The tension- free vaginal tape procedure: correction of stress incontinence with minimal alteretion in proximal urethral mobility. Urology 2000;55:512-4.

13. Atherton MJ, Stanton SL. A comparison of bladder neck movement and elevation after TVT and colposuspension. BJOG 2000;107:1366-70.

14. Ulmsten U, Falconer C, Johnson P, Jomaa M, Lanner L, Nilsson CG, Olsson I. A multicenter study of TVT for surgical treatment of stress urinary incontinence. Int Urogynecol J Pelvic Flor Dysfunct 1998;9:210-3.

15. Ulmsten U, Johnson P, Rezapour M. A three- year follow up of TVT for surgical treatment of female stress urinary incontinence. BJOG 1999;106:345-50.

16. Peschers UM, Tunn R, Buczkowski M, Perucchini D. TVT for the treatment of stress urinary incontinence. Clin Obstet Gynecol 2000;43:670-5.

17. Deval B, Jeffry L, Al Najjar F, Soriano D, Darai E. Determinants of patient dissatisfaction after a TVT procedure for urinary incontinence.

J Urol 2002;167:2093-7.

18. Güney S, Duman Ý, Sönmez CN, Arýsan S, Dalkýlýç A, Ergenekon E. Stres inkontinans cerrahi yaklaþýmlardan vajinal duvar aský, tansiyonsuz vaginal tape ve Burch kolposüspansiyon yönteminin klinik baþarý ve ürodinamik bulgular açýsýndan karþýlaþtýrýlmasý. Türk Üroloji Dergisi 2005;31:259-64.

19. Doðan E, Erata Y, Güçlü S, Göl M, Karas Ç, Alpaydýn O. Gerçek stres inkontinansýn tedavisinde

(10)

genel anestezi altýnda uygulanan gerilimsiz vajinal bant (TVT) operasyonunun sonuçlarý. Jinekolojik ve Obstetrik Dergisi 2004;18:215-20.

20. Weber AM, Walters MD. Burch procedure compared with sling for stress urinary incontinence: a decision analysis. Obstet Gynecol 2000;96:867-73.

21. Aþkar N. Üriner inkontinans ve pelvik organ prolapsusunda epidemiyoloji. Turkiye Klinikleri J Surg Med Sci 2007;3(48):1-4.)

22 Colombo M, Vitobello D, Proietti F, Milani R.

Randomised comparison of Burch colposuspension versus anterior colporrhaphy in women with stress urinary incontinence and anterior vaginal wall prolapse. BJOG 2000;107:544-51.

23. Ward KL, Hilton P: UK and Ireland TVT Trial Group. A prospective multicentre randomised trial of TVT and colposuspension as primary treatment for stress incontinence: two-year follow up. Am J Obstet Gynecol 2004;190:324-31.

24. Liapis A, Bakas P, Creatsas G. Burch colposuspension and TVT in the management of stress urinary incontinence in women. Eur Urol 2002;41:469-73.

25. Lose G, Rosenkilde P, Gammelgaard J, Schroeder T. Pad-weighing test performed with standardized bladder volume. Urology 1988;32:78-80.

26. Lin LY, Sheu BC, Lin HH. Sequental assessment of urodynamic findings before and after TVT operation for female genuine stress incontinence. Eur Urol 2004;45:362-6.

27. Moran PA, Ward KL, Johnson D, Smirni WE, Hilton P, Bibby J. TVT for primary genuine stress incontinence: a two-centre follow up study. BJU Int 2000;86:39-42.

28. Maher C, Dwyer P, Carey M, Gilmour D. The Burch colposuspension for recurrent urinary stress incontinence following retropubic continence surgery. BJOG 1999;106:719-24.

29. Dainer M, Hall CD, Choe J, Bhatia NN. The Burch procedure: a comprehensive review. Obstet Gynecol 1998;54:49-60.

30. Ostegard DR. Primary slings for everyone with genuine stress incontinence? The argument

against. Int Urogynecol J Pelvic Dysfunct 1997;8:321-2.

31. Enzelberger H, Hemler H, Schatten C.

Comparison of the Burch and lyodura sling procedures for repair of unsuccessful incontinence surgery. Obstet Gynecol 1996;88:251-6.

32. Appell RA. Primary slings for everyone with genuine stress incontinence? The argument for…. Int Urogynecol J Pelvic Dysfunct 1998;9:249-51.

33. Ward KL, Hilton P; UK and Ireland TVT Trial Group. Tension-free vaginal tape versus colposuspension for primary urodynamic stress incontinence: 5-year follow up. BJOG 2008;115:226-33.

34. Liapis A, Bakas P, Creatsas G. Long-term efficacy of tension-free vaginal tape in the management of stress urinary incontinence in women: efficacy at 5- and 7-year follow up. Int Urogynecol J Pelvic Flor Dysfunct 2008;Jun 10.

(Epub ahead of print)

35. Nilsson CG, Palva K, Rezapour M, Falconer C. Eleven years prospective follow-up of the TVT procedure for treatment of stress urinary incontinence. Int Urogynecol J Pelvic Flor Dysfunct 2008;Jun 6. (Epub ahead of print)

Referanslar

Benzer Belgeler

Erken dönemde standart grupta bir hasta sað ventrikül yetmezliði ve bir hastada akut rejeksiyon ile kaybedildi.. Bikaval grupta ise erken dönemde bir hasta multiorgan

Sonuç olarak Dacron ve PTFE prostetik vasküler greft kullanýlan hastalarda erken dönem komplikasyonlarda anlamlý bir farklýlýk gözlenmezken, geç dönem komplikasyonlarda

Her iki cerrahi tekniðin ilk kez karþýlaþtýrýldýðý çalýþmamýzda, ilk kademe prosedürü olarak hemi-Fontan veya BDG þantý uygulanan hastalar arasýnda, erken

Çalýþmamýzda; HBsAg seropozitiflik oranlarý ile yaþ arasýnda istatistiksel olarak anlamlý bir farklýlýk saptamazken, anti-HBs seropozitiflik oranlarý ile yaþ

Sonuç: Kısa hastanede kalış suresi, minimal kan kaybı ve kabul edilebilir komplikasyonları ile transperitoneal laparoskopik Burch Kolposüspansiyonu, stres

11 Bu çalýþmada retrospektif olarak infantil spazm tanýsý alan hastalarýmýzýn özellikleri, izlemleri belirtildi ve ACTH+ (piridoksin) B6 veya vigabatrin kullanan hastalarýn

Benzer şekilde tütün kullanı- mına bağlı onlarca kanser türünün görülme sıklığı da an- cak o şekilde alt sıralara inebilir.. Tütün ürünleri doğru- dan DNA hasarına

Yan etki profili, klinik etkinlik, uzun süre kullanýmda güvenilirlik gibi ölçütler gözönüne alýndýðýnda trisiklik antidepresan ilaçlar öncelikle seçilmemeli,