Y A B A N C I MİMARÎ :
i
BERLÎN KONGRE - HALL BİNASI
Mimarlar: Hugh A. Stubbins (Cambridge) Werner Düttmann ve Franz (Berlin)
Çeviren: Vedad ERDENER
Berlin Kongre salonu binası için, enternasyonal yapılar grubu arasındaki en modern bina denmektedir. Fakat bu modernlik esas olarak yeni, alışılmamış dış şekilde değil, daha ziyade değiştiril-miş yapı san'atı ve mühendislik ilminin yeni görüşlerinde belirmektedir.
Henüz bu cereyanın teşekkülünde beliren muhtelif temayüller bir anakro-nizm doğurmuştur. Bu şekilde bir taraf-tan iddialı, zarif, estetik bakımından da güzel eserler verilirken, diğer taraftan da, birçok mimarlar, mühendislerin son-radan inşa edebilme imkânları aramak zorunda kaldıkları yeni grafik şekiller tertip etmekte ve yahut da bu sahada evvelden beri yapılagelmiş olanları tak-lit etmektedirler. Bu yeni eserlerde bel-ki konstruksiyon - şebel-kil formülünü ifade eden işbirliği bir inkişafın ancak bir başlangıç adımı olarak kabul edilmeli ve henüz başlangıç devrinde olduğumuz unutulmamalıdır.
1950 de plânlanan, Berlin kongre binasını bir örnek teşkil eden ona
zeyen Amerikada, Ralleigh şehrindeki -State Fair A r e n a - binasını hatırlatırız.
Bu binalardaki yeni dam şekillerin-de mevcut olan formal imkânları gös-terebilmek için (bu binalar dış ve iç şekiller bakımından dam konstruksiyo-nuna kuvvetle bağlıdırlar). İnşaî kabi-liyet bakımından her iki binadan tama-men ayrı olan - Massachusettes İnsti-tute of Technology - nin Saarines spor salonunu da hatırlatırız.
Ayrıca mukayese için Amerikadaki bir spor sahası daha vardır. Bu bina klâsik konstruksiyonu (çelik bağlantılar) ile aynı büyüklükte bir geniş sahayı kap-lamaktadır. İşte burada anlaşılmakta-dır ki, teknik ilerlemeler estetik bakı-mından da faydalı şekiller verebilmek-tedir.
2) State* fair Arena, U.S.A. Yukarıda (plânı) altta, dış görünüş.
3) Alexander Memorial Center, Atlanta Mimarlar: Aeck Ass, Atlanta ( U S A ) . Georgia teknik enstitüsünün «Alexan-der Memorial Center'i «82 m kutrunda, basketbol ve spor salonunu içine alan
kubbemsi salondan teşekkül etmektedir. Binada yüksek okulun verici radyo is-tasyonu da bulunmaktadır.
32 taşıyıcı çelik kemerler (ellips) şek-linde, yükseklikleri 90 -130 cm. arasın-dadır ve ortada çelik bir halka ile bağ-lanmıştır. Çelik halkanın üstünde
van-tilatörler ve projektörler vardır. Zemin seviyesinde olan giriş yerinin üst kıs-mında klima tesisatları, radyo ve tele-vizon yerleri ve spiker kabineleri inşa edilmiştir. Betondan amfi şeklindeki tri-bünler tabii zemin betondan inşa edil-miştir.
Şehirlerimizde yüksek binalar git-tikçe artıyor. Fakat bunlara asansör temin etmek imkânı da, o nisbette azal-maktadır. Yerli asansör yapamadığı-ğimiz için, memleketin ihtiyacını, idhal edebildiğimizle karşılayamıyoruz.
Birkaç sene önce, değiştirilen güm-rük tarife kanununda, asansör (lüks) bir meta olarak kabul edilmiş ve % 75 azamî prime tabi tutulmuş! Radyo bile, % 50 prime tâbi iken, azamî tarifeye tâbi tutulması, ayrca % 40 hazine his-sesi alınması, bir sıhhî ve hayatî zaru-ret olan asansörü, maalesef, lüks, hali-ne getirmiş oldu!..
ASANSÖR BİR LÜKS M U D U R ? Böylece, vasati 12 - 1 5 bin liraya mal olan bir asansör, şimdi 40 - 50 bin lira gibi mühim bir paraya mal olmak-tadır. Başka memleketlerde, sıhhî bir zaruret olarak kabul edilen asansör! Böylece bizde sun'î olarak bir lüks ha-line getirilmiştir.
Geçen sene, Paris Tıp kongresinde, doktorlar, kalb hastalıklarının çoğalma sebepleri arasında, yorgun insanların merdiven tırmanmalarını dikkate alarak, üç katlıdan yüksek binalara mutlaka asansör konulmasını temin etmeleri için Fransız mimarlar Cemiyetine bir muh-tıra vermişlerdi!..
Vakıa, Belediyemiz yeni yapılmak-ta olan yüksek binalarda asansör yeri yapılmasını mecburî kılmakta ise de, asansörün konulmasına, mal sahiplerini mecbur edememektedir. Bir çok işleri-mizde olduğu gibi zahiren, Belediye, asansörü istemekte fakat temin edeme-mektedir.
Her şeyden önce, şu lüks! zihniye-tini tashih etmemiz icap eder. Bize kal-sa, asansörden % 75 prim almak değil, asansör koyanlara prim vermek lâzım-dır.
Belediyecilik ve halkın sihhatiyle alâkalanmak, bunu icap ettirmez mi?