• Sonuç bulunamadı

İlk kadın felsefecimiz Fatma Aliye Hanım

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "İlk kadın felsefecimiz Fatma Aliye Hanım"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

26 TEMMUZ 1994 SALI

FELSEFE YOLUNDA

ARSLAN KAYNARDA«-,________

İlk Kadın Felsefecimiz

Fatma Aliye Hanım

İlk kadın romancımızdır Fatma Aliye Hanım, aynı za­ manda ilk kadın felsefecimizdir. Felsefecilerin Yaşa-

möyküleri ( l ), Cisimlerin incelenmesi (2) adındaki kitap­

ları ve çeşitli yazılarıyla onun ilk kadın felsefecimiz oldu­

ğunu söyleyebiliriz. ,

Tanzimat dönemindeki ünlü tarihçi, hukukçu ve devlet adamı Cevdet Paşa’nın kızıdır. 1862’de İstanbul'da doğ­ du. Kültürlü bir aile çevresinin olanaklarından yararlan­ dı. özel öğretmenlerden eğitim gördü. Ağabeyi Ali Se­

dat, mantık ve kimya çalışmaları yaparken o, edebiyat,

felsefe ve toplumbilime yöneldi. Fransızca, tarih, edebi­ yat ve felsefe dersleri alıyordu. Fransızcadan çeviriler yapmaya başladı.

Değerli edebiyatçı Ahmet Mithat’ın kitaplarını yutar- casına okuyarak bu aydınlanmacı yazarımızın etkisi al­ tında kaldı. Onayazdığı mektuplarda, anılarını nasıl oku­ duğunu anlattı. Sözünü ettiğim anılar daha sonra, Ah­ met Mithat’ın, Bir Osmanlı Kadın Yazarın Doğuşu (3) adındaki kitabında yayımlandı.

O kitaptan öğrendiğimize göre Fatma Aliye Hanım da filozoflaşma gençlik çağında başlamıştır. Olayları dik­ katle incelemesi, çeşitli ailelerdeki gözlemleri onu felse­ fe yapmaya götürdü.

Felsefeye merakı arttıkça daha çok kitap okuyor, bir Fransız olan kız arkadaşıyla bu konuları tartışıyordu. Ahmet Mithat’ın yayımladığı Kırkanbar dergisinde eski filozoflarla yeni filozofların karşılaştırıldığı bölümü gö­ rünce kendisini "yeni bir dünyada" buldu.

Babasıyla felsefe konusunda söyleşiler yapardı, ibn-i

Haldun Çevirisi'ni birlikte okuyor, Aristoteles ve Platon

ile Ibn-i Rüşt ve Gazali’nin felsefelerini karşılaştırıyor­ lardı. Çok zevk aldığı bu konuşmaları, Descartes, Spino- za, Darvin, Auguste Comte gibi filozoflara kadar uzat­ masını babasından istemişti (4).

Ahmet Mithat, onun, "hayat" ve "ruh” konularında yazdığı yazıları kendisine yolladığını, yayımlansalar küçük bir kitap olacağını söylüyor. Yazık ki bu kitap ya- yımlanamamıştır.

Fatma Aliye Hanım, 1904’te, bizdeki ilk felsefe tarihini yazmıştır. Küçük çapta basit bir kitaptır bu. Ama ne olur­ sa olsun yine de felsefe tarihidir. Bakın orada ne diyor:

"Eskiden filozof denildiğinde dinsiz birtakım insanlar anlaşılırdı. Dünya ilerleyince bu anlayış değişti."

Kitabına Thales’le başlayan Fatma Aliye Hanım, ilk çağ filozofları hakkında sırayla bilgi veriyor, övücü söz­ ler söylüyor. Şu satırlar onundur:

"Platon, büyük bir anlayış, ahlak temizliği, yazma ye­ teneği ile herkesi hayran bırakmıştı. Kendisine Tanrısal

Platon ve Felsefenin Homeros’u denilmişti. Mezar taşı­

nın bir yanında şunlar yazılıdır: ■

‘Burada yatan Tanrısal Platon’dur ki, yüksek ahlakı ve adil oluşu ile zamanında en büyük insan o idi. Bugün kim felsefeyi överse Platon'u övmüş olur. Zira felsefe denilen şey en çok onda vardır.’

Taşın öbür yanında ise Toprak, Platon’un vücudunu

örtmüştür, ama ruhu sonsuza ulaşmıştır’ diye yazılıdır.” Kitabın "Diyojen" bölümünde şu öykü anlatılıyor:

"Bu filozof öldükten sonra vücudunun çöplüğe atılma­ sını istemişse de, dostları onu pek tantanalı bir törenle gömdüler. Mezarının üstüne bir köpek resmi yaptılar"

(5).

Bilindiği gibi Diyojen, "erdem "in alçakgönüllülükte ol­ duğunu söyleyen, kendilerini "köpek" kadar değersiz gören "s in ik "filozofların en ünlüsü idi.

Fatma Aliye Hanım kitabının ikinci bölümünü İslam felsefesine ayırmıştır. Cisimlerin İncelenmesi adındaki kitabında ise “maddeye ilişkin" kuram ve bilgileri anlat­ maktadır. Anlatılanlar ilkeldi, ama yararlıydı.

Romanlarında çoğu zaman toplumsal sorunları ele alan bu kadın yazarımızın, sayfalar arasında felsefeye de yer verdiği görülmektedir. Örneğin, Udi adındaki ro­ manında, musikinin felsefe ile ilişkisine değinmiştir.

Toplum ve tarih konularında da yazı yazan Fatma Ali­ ye Hanım "kadın haklarını savunuyor, onların erkeklerle

eşit olmasını" istiyordu.

Bundan önceki bir yazımda "İstanbul Felsefe Bö-

lümü'nün ilk kız öğrencileri"nden söz etmiştim (6). Bu­

gün "ilk kadın felsefecimiz"i anlattım. "Kadın felsefeci­

lerim iz" konusunu sürdürerek günümüze kadar getir­

meyi düşünüyorum. 1) Teracim-i Ahval-I Felasite, 1904 2) Tetkik-i Ecsam, 1900

3) Fatma Aliye Hanım. Yahut Bir Muharrlre-i Osman iyenin Nes eti. 1893 4) A.g.y. (sayfa 182)

5) Alıntılarda kısaltm a yapılım? ve günümüzün dilm e çevrilmiştir. 6) Cumhuriyet 28 Haziran 1994,

Referanslar

Benzer Belgeler

Karaköyde liman, Tünel de Kolaro, Beyoğlu'nda Degüstasyon ünlü işadamlarının gittiği, yemeklerinin kalitesi hiç bozulmayan lokantalardı w KİŞİ de pek büyük

-(Ferzan) Tabii ikimiz de çok duyarlı çalıyoruz fakat ben da­ ha duygusal ve daha sakinim Ferhan daha canlı.. - İkinizin de gözleriniz

Örneğin kemik, ten- don, deri gibi yapılarda kolajen lif şeklin- de iken, bazal membran dediğimiz epitel- yum hücrelerin üzerinde oturduğu yapı- larda daha çok ağ

Denizaltı vadileri sığ yerlerden başlayıp 2000-3000 metre derinliğe kadar uzanabilen, çok büyük jeolojik yapılardır... Bülent Gözcelioğlu

Origanum majorana (Labiatae) (MARE 14401, 14434) Kekik, Yağ kekiği Aerial parts - Spice Botanical name, Family and Voucher number Local name Plant part used Preparation Usage.. Tablo

Hikâye, roman, deneme, inceleme türlerinde 15 eser yayınlamış bulunan Burhan Arpad, çağdaş Alman dili edebiyatlarından yap­ tığı (Remarque, S. yazarlardan

Gerçekten de Ali Paşa Çarşısı, gerek yeri ve konumu gerekse biçimi ve oran­ larıyla Edirne’deki Roma kültürüne öylesine saygılı ve Hadrianapolis’in

“Çırpınıp içinde döndüğüm deniz," “ Yıllarca aradım kendi kendimi” “Bir küçük dünyam var içimde benim” “Şekilsiz, gölgesiz canlar, nefesler Duyulan