Manisa Çal Dağı'nda doğa katliamı sürüyor. Bugüne dek 100 bin kızılçamın kesildiğini söyleyen CHP Manisa Milletvekilli Hasan Ören, bölgeye sülfirik asit fabrikası kurulacağını ve Gediz havzasının yok olacağını belirtti. Her şey 3 Nisan 2009’da Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’nun imzasıyla yayınlanan orman tahsis belgesiyle başladı. Belgeye göre, Manisa’nın Turgutlu, Gölmarmara, Saruhanlı ve Akhisar ilçelerinin tam ortasında yer alan, Gediz Ovası’nın merkezindeki Çal Dağı’nın 2 milyon 56 bin metrekarelik alanı, 2026’ya kadar nikel çıkartılması için İngiliz sermayeli madencilik şirketine tahsis edildi.
Uzun süre “deneme üretimi” adı altında faaliyetini sürdüren İngiliz firması, Çevre ve Orman Bakanlığı’ndan tahsis iznini alınca, bir yandan kızılçam ağaçlarıyla kaplı ormanı düzlemeye başladı, diğer yandan nikel madenciliği
faaliyeti için havuzlar açtı. Kamuoyunda oluşan tepki bitmek bilmeyince, İngiliz firma madeni 15 Eylül 2011’de satışa çıkararak VTG Madencilik adlı firmaya sattı.
GEDİZ NEDEN FEDA EDİLİYOR?
CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören ise yaşanan bu sürece tepki göstererek, Çal Dağı’nda ağaçların yok edilerek doğa katliamı yapıldığını belirtti. Yurt’a konuşan Ören, testereler ve dozerlerle sadece çal Dağı’nın değil, Gediz Ovası’ndan Turgutlu, Akhisar gibi birçok yerin yok edildiğini vurgulayan Ören, şunları söyledi:
“Çal Dağı’nda bir katliam yaşanmaktadır. İngiliz maden firması çal Dağı’nı bir cehennem çukuruna çevirmiştir. Her gün yüzlerce ağaç kesilmektedir. çal Dağı’nda şirketin söylediğine göre 160 bin, bakanlığın söylediğine göreyse 150 bin ağaç kesilecek. Bunun karşılığında maden firması, 1.2 milyar dolar ciro yapacak. Oysa ki Manisa, Akhisar, Turgutlu, Salihli, Alaşehir borsalarında tescil edilmiş ürün 4.2 milyar liradır. Gediz Ovası’nı neden feda ediyorsunuz? ”
PEPE’NİN SİYASİ HAYATI BİTMİŞTİ
Bu soruyu soru önergesi vererek, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu’na da sorduğunu kaydeden Ören, Eroğlu’nun TBMM kürsüsünden yanıt verdiğini ve “Benden önce izin verildi” diyerek gerisini getiremediğini de hatırlattı.
Önceki bakan Osman Pepe ise söz konusu tahsis belgesine imza atmayınca bir sonraki seçimde hem bakanlıktan hem milletvekilliğinden olmuştu. İngiliz maden şirketine tahsis izni vermediği için siyasetten tasfiye edilen Pepe, “Bu, bir güç meselesidir. Güçlü olan kazanıyor. Birileri, Türkiye’yi çiftliği haline dönüştürmeye çalışırken, ben de bu ülkenin hiçbir gücün çiftliği haline gelmemesi için mücadele ettim. Nikel madeni için tahsis ruhsatını imzalamadım” diye konuşmuştu.
İTÜ Kimya Metalurji Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Duman ise, bölgeye dünyanın ikinci büyük sülfürik asit fabrikasının kurulacağını ifade ederek, “En büyük sülfürik asit fabrikası Amerika’da, çölün ortasında. Başka bir yerde kurulmasına da izin verilmez zaten. Burada kurulacak fabrikanın iseÇED’i yok” dedi.
