Pulitzer ödüllü Seymour Hersh bir haber analizinde Suriye’de geçen ağustos ayında sivillere karşı gerçekleştirilen kimyasal silah saldırısının arkasında Türkiye’nin bulunduğunun istihbarat dinlemeleri üzerine kanıtlandığını öne sürdü.
Hersh, “21 Ağustos’ta düzenlenen saldırıya ilişkin telefon dinlemeleri ve diğer veriler toplandıkça, istihbarat camiası şüphelerini destekleyecek kanıtlar gördü” diye yazdı.
Hersh’e konuşan eski bir istihbarat yetkilisi saldırı ile ilgili şunları söylemiş: “Bunun, Obama’nın kırımızı çizgiyi aşması için Erdoğan’ın adamları tarafından planlanan gizli bir eylem olduğunu artık biliyoruz. (Bu adamlar) BM yetkilileri daha önceki gaz kullanımlarını araştırmak için 18 Ağustos’ta Şam’a gittiğinde kentte ya da dışında bir gaz saldırısı düzenlemek için durumu tırmandırmaları gerektiğini düşünüyordu” dedi.
Yetkili, Türkiye’nin ‘olağanüstü‘ bir durum planladığını ve istihbarata göre ‘sarini hem tedarik edip hem de kullanımı konusunda eğitim verdiğini‘ söyledi.
‘TÜRK YETKİLİLER ÇOK KEYİFLİYDİ’
Hersh makalesinin bu noktasında, şu çarpıcı ifadeleri kullandı: “Bu değerlendirmeye yönelik desteğin büyük kısmı Türklerin kendilerinden, saldırının hemen sonrasında dinlenen konuşmalardan geldi. Öncelikli kanıtlar, Türklerin saldırıdan sonra çeşitli dinlemelerdeki keyifli ve sırt sıvazlar gibi görünen halleriydi. Operasyonlar planlama
aşamasında her zaman son derece gizli tutulur fakat iş bitip övünme noktasına gelindiğinde, operasyonu düzenleyenler başarıdan pay kazanabilmek için kendilerini tutamaz” (HABER MERKEZİ)
BEYAZ SARAY AÇIKLAMA YAPTI
ABD’li gazeteci Seymour Hersh’in ortaya attığı iddiaya Beyaz Saray’dan yanıt geldi. Beyaz Saray'dan ABD’de yayınlanan POSTA212 gazetesine yapılan açıklamada ünlü gazetecinin iddialarına dair şu ifadeler kullanıldı: "Gazeteci Hersh’in son yazdığı haberi gördük. Bu haber sadece isimsiz kaynaklara dayanan bilgiler ışığında 21 Ağustos’da Suriye meydana gelen Kimyasal Silah saldırısı hakkında tamamen yanlış sonuçlara ulaşmaktadır. Aşağıdaki yalanlama, on-record olarak Sn. Hersh’in kendisine, ODNI (Milli İstihbarat Ajansı) İletişim Direktörü ve sözcüsü Shawn Turne tarafından ve Beyaz Saray Milli Güvenlik Konseyi sözcüsü Caitlin Hayden tarafından,
yayınlanmadan önce sunulmuştur.
Libya’dan silahların taşınması hakkındaki sorunuzla ve başkalarının (başka ülkelerle kastı Hersh’in söylediği Türkiye) 21 Ağustos Kimyasal Silah saldırısından sorumlu olabileceği hakkındaki fikirlerinizle ile ilgili olarak Shawn Turner’in cevabı şudur:
'Biz bu anlattığınız kimyasal silah saldırısı ile ilgili her yanlış yöne yorum yapmayacağız ama bir şey kesin ki 21 Ağustos kimyasal silah saldırısından sadece ve sadece Esad rejimi sorumlu olabilirdi. Biz bu sonuca, Amerikan ve müttefikleri tarafından toplanan istihbarat sayesinde ulaştık. Bu görüş, uluslararası toplumun büyük çoğunluğunca paylaşılmaktadır ve bu görüşbirliği daha önce görülmemiş bir ortaklık ile Esad’ın Kimyasal Silah depolarının ortadan kaldırılmasına götürmüştür. İstihbaratın baskı altına alınması veya değiştirilmesi hakkındaki imzalarınız en
basitinden yanlıştır. Aynı şekilde, ABD’nin Libya’dan Suriye’ye silah yardımı yaptığı da yanlıştır.'
Suriye muhaliflerinin kimyasal silah kapasitelerine ilişkin hazırlandığı söylenen istihbarat raporu hakkındaki soruya gelince, yine Shawn Turner’in açıklaması şudur:
'Hiçbir zaman istihbarat kurumlarından ne böyle bir rapor istenmiştir ne de onlarca hazırlanmıştır.' Suriye ile ilgili olarak askeri planlamalar hakkındaki sorulara gelince, Cailtin Hayden’in cevabı:
'Uzun zamandır, Suriye için bütün ihtimallerin masa üstünde olduğuna ve uygun acil askeri planlamaların da
kullanılmasına cevap olarak kısıtlı askeri saldırı yapacağını açıklamıştır. Bu saldırının amacı Esad’ı bir daha
kimyasal silah kullanımından caydırmak, rejiminin bu tür silahları kullanmak kapasitesini azaltmak ve dünyaya bu tür silahların kullanılmasının tolere edilmeyeceğini açıklıkla göstermek içindi. Ama Başkan’ın, 2 Eylül günü kesinleşmiş bir askeri müdahele yapmak üzere karar verdiği haberi tümüyle yalandır. Başkan Obama’nın 31 Ağustos günü
söylediği gibi, askeri saldırı emiri vermek otoritesi kendisinde olduğu halde, ABD’nin milli güvenliğine doğrudan ve acil bir tehdit olmadığı için, Başkan bu kararını Kongre’ye götürmeye karar vermştir. Yaptığı budur ve Eylül ayının 10′unda ise, Kongre liderlerine kuvvet kullanma ile ilgili oylamanın ertelenmesini istemiştir -ki böylece diplomatik yolu izleme ve bu şekilde Suriye’nin kimyasal silahlarının ortadan kaldırma sonucuna ulaşılmıştır.’"