• Sonuç bulunamadı

ABD DE KAMU BORÇ STOKU ÜST SINIRI UYGULAMASINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ABD DE KAMU BORÇ STOKU ÜST SINIRI UYGULAMASINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME"

Copied!
5
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ABD’DE KAMU BORÇ STOKU ÜST SINIRI UYGULAMASINA İLİŞKİN DEĞERLENDİRME

İktisadi Araştırmalar Bölümü Ağustos 2011

Erhan Gül

Uzman

Bütün yayınlarımıza http://ekonomi.isbank.com.tr adresinden erişebilirsiniz.

(2)

ABD’DE KAMU BORÇ STOKU ÜST SINIRI UYGULAMASINA

1

İLİŞKİN DEĞERLENDİRME İktisadi Araştırmalar Bölümü – Ağustos 2011

ABD’de krizden çıkış sürecinde, ekonomik aktiviteyi desteklemek için kamu harcamaları önemli ölçüde artırılmış, ABD Merkez Bankası (Fed) tarafından faiz oranları tarihi düşük seviyelere indirilmiş ve iki aşamada uygulanan miktarsal genişleme (quantitative easing) sürecine girilmiştir. Alınan olağanüstü önlemler ilk etapta krizden çıkışta etkili olmasına rağmen, konut ve işgücü piyasalarında halen istenilen düzeyde bir toparlanma görülmemesi ve ekonomik aktiviteye ilişkin öncü göstergelerin zayıf seyri büyümenin gücü ve sürdürülebilirliğine ilişkin endişelerin gündeme gelmesine neden olmuştur.

ABD ekonomisi 2011 yılının ilk çeyreğinde bir önceki yıla göre sadece %1,8 oranında büyümüş, tarımdışı istihdam artışı Şubat-Nisan 2011’de aylık ortalama olarak 220 bin kişi düzeyinde gerçekleştikten sonra Mayıs ayında sadece 54 bin kişi ile sınırlı kalmıştır. Mayıs 2011 itibarıyla ABD’de işsizlik oranı ise %9,1 ile kriz öncesi seviyelerin oldukça üzerinde gerçekleşmiştir. Ayrıca, ABD ekonomisine ilişkin öncü göstergeler, ekonomik büyümenin yılın ikinci çeyreğinde de ilk çeyreğe benzer bir seyir izleyeceğine işaret etmektedir. Haziran ayında para politikasında ikinci miktarsal genişleme uygulamasının sonuna gelinmiş olunması ve kamu borç stokunun borç üst sınırına ulaşması önümüzdeki dönemde para ve maliye politikalarının ekonomiye verebileceği desteğin sınırlı kalabileceğine işaret etmektedir.

Son yıllarda artan kamu harcamaları paralelinde ABD’de bütçe açığı genişlemiş ve kamu borç stokunda hızlı artış kaydedilmiştir. 2008 yılında %76,1 düzeyinde olan kamu borç stoku/GSYH oranı 2010 yılında %98,6’ya yükselmiştir. 2010 yılında bütçe açığı ise $1,3 trilyon civarında gerçekleşmiştir.

Kaynak: IMF, Congressional Budget Office

ABD’de kamu borç stokuna ilişkin yasal bir üst sınır bulunmakta, 1917’den bu yana geçerli olan bu düzenleme kamu borç stokuna getirilen bir mali kural niteliği taşımaktadır. Kamu borç stokuna ilişkin üst sınırın belirlenmesi de dahi olmak üzere her türlü yasal süreç Kongre tarafından yürütülmekte; onaylanan üst sınır içerisinde kalmak koşuluyla borçlanma yapma yetkisi Kongre tarafından ABD Hazinesi’ne verilmektedir. 1981 yılında ilk kez $1 trilyonun üzerine çıkarılan üst sınır, sonraki dönemde $13,3 trilyon artırılmış ve 2010 yılının Şubat ayında $14,3 trilyona yükseltilmiştir. Ancak, bu artışa rağmen, özellikle geçtiğimiz yılsonunda süresi dolmak üzere olan Bush dönemi vergi teşviklerinin sürelerinin ekonomiye destek verilmesi amacıyla uzatılması ve kamunun yüksek finansman ihtiyacı paralelinde artan borç stoku nedeniyle 2010 yılında belirlenen borç üst sınırına yaklaşılmıştır. 2011 yılının Mayıs ayı sonu itibarıyla ise yeni kamu borçlanması için limit boşluğu kalmamıştır. 2000’li yılların başında yılda ortalama $500 milyar seviyesinde artan kamu borç stoku yaşanan son

459

1.413 1.294

%76,1

%89,7

%98,6

0 400 800 1.200 1.600 2.000

%0

%20

%40

%60

%80

%100

%120

2008 2009 2010

Bütçe Açığı (milyar $) (sağ eksen) Toplam Kamu Borç Stoku/GSYH (%) ABD’de Bütçe Açığı ve Kamu Borç Stoku

milyar $

4 6 8 10 12 14

1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010

trilyon $

Kamu Borç Stoku Borç Üst Sınırı

ABD’de Kamu Borcu ve Borç Üst Sınırı

(3)

krizin ardından 2009 yılında $1,9 trilyon, 2010’da ise $1,7 trilyonluk artış sergilemiştir. Kriz sonrasında borçlanma ihtiyacının ulaştığı seviyeler dikkate alındığında ABD Hazinesi’nin aylık ortalama $125 milyar seviyelerinde seyreden borçlanma ihtiyacını mevcut kısıtlar içerisinde önümüzdeki dönemde nasıl karşılayacağına ilişkin bir belirsizlik ortamı oluşmuştur. 2011 yılı bütçesi öngörüleri çerçevesinde borç üst sınırının $783 milyar daha artırılması gerektiği ifade edilmektedir.

Borç üst sınırının yükseltilmesi konusu Nisan 2011’de kredi derecelendirme kuruluşu Standard and Poor’s’un (S&P) ABD’nin kredi notu görünümünü artan kamu borcu ve bütçe açıklarına karşı nasıl önlem alınacağının netleşmemesini gerekçe göstererek negatife çevirmesiyle yeniden gündeme gelmiştir. Böylece, ABD’nin kredi notu bir kredi derecelendirme kuruluşu tarafından 1996 yılından bu yana ilk kez negatif izlemeye alınmıştır.

2011 yılı başından itibaren ABD Kongresi’ne 3 kez limit artışı talebini içeren yazı gönderen ABD Hazine Bakanı Geithner, Mayıs ayında ise ABD’de borç üst sınırına yaklaşıldığını, limit artırımının gerçekleştirilmemesi durumunda 2 Ağustos’tan itibaren Hazine’nin yükümlülüklerini yerine getirememeye başlayacağını ifade etmiştir. Nitekim, Ağustos ayında ABD hükümetinin, $100 milyar civarındaki bütçe açığının yanı sıra $500 milyar tutarında tahvil geri ödemesini finanse etmek durumunda olduğu belirtilmektedir.

ABD’de hızla artan kamu borç stoku nedeniyle limit artışının yanında bütçe harcamalarının kontrol altına alınması konusu da gündemde yer almaktadır. Bu çerçevede, borç üst limitine ulaşılması ABD’de bütçe harcamalarına ilişkin siyasi tartışmaları artırmıştır. Nitekim, Cumhuriyetçiler tarafından bütçe harcamalarında kesintiye gidilmesi borç limitinin artırılması konusunda ön şart olarak ileri sürülmüştür. Ancak, ekonomideki toparlanmanın zayıf görünümü dikkate alındığında, bütçe harcamalarındaki kesintilerin ABD’nin toparlanmasını kısa vadede olumsuz etkilemesi riski bulunmaktadır.

Bu gelişmelerin ardından Fitch ve Moody’s tarafından da ABD’de borç üst sınırına ulaşılmasının piyasalar için bir risk unsuru olabileceği belirtilmiştir. Ayrıca, 14 Haziran’da Fed Başkanı Bernanke, borç üst sınırının bütçe kesintilerinde pazarlık unsuru olarak kullanılmasının doğru olmadığını ve limitin artırılmamasının finansal piyasalarda ciddi bozulmalara neden olabileceğini belirtmiştir. Bernanke konuşmasında borç sınırının artırılmaması durumunda ABD’nin sosyal güvenlik harcamaları ve askeri harcamalarda yükümlülüklerini yerine getiremeyebileceğini ifade etmiştir.

Borç üst sınırı tartışmalarının yanısıra küresel risk algılamasının arttığı son dönemde ABD 10 yıllık Hazine tahvilleri güvenli yatırım aracı olarak görülmeye devam edilmektedir. Nitekim, sözkonusu tahvilin faizi Nisan ayındaki %3,6 seviyesinden %3’e kadar gerilemiştir. Ayrıca, bir diğer güvenli yatırım aracı olarak değerlendirilen altının ons fiyatı da yükseliş trendini sürdürmektedir.

Kaynak: US Treasury, Reuters

ABD ekonomisinde toparlanmanın zayıf görünümü dikkate alındığında, kısa vadede kamunun harcamalarının kısılması ekonomiye ilişkin kırılganlıkları artıracak, ekonomide resesyon riskini gündeme getirebilecektir.

Bununla birlikte, kontrolsüz bir biçimde artan bütçe açığı ve kamu borç stokunun, orta ve uzun vadede

(4)

ABD’DE KAMU BORÇ STOKU ÜST SINIRI UYGULAMASINA

3

İLİŞKİN DEĞERLENDİRME İktisadi Araştırmalar Bölümü – Ağustos 2011 ekonomiyi faiz oranları ve enflasyon kanalıyla olumsuz yönde etkileme riski bulunmaktadır. Bu nedenle borç üst sınırının artırılması konusu, ABD’de ekonomik ve siyasi olarak önemli tartışmaların ortaya çıkmasına neden olmaktadır.

Önceki yıllarda borç üst sınırının gerek görüldüğünde artırıldığı dikkate alındığında bu dönemde de borç üst limitinde artışa gidilmemesi ihtimalinin düşük olduğu görülmektedir. Ayrıca, ABD’de kamu borç stokundaki artış eğilimi göz önüne alındığında (aylık yaklaşık $125 milyar) limit artışına gidilmesi durumunda da önümüzdeki yıllarda aynı konunun yeniden gündeme gelmesi ihtimali bulunmaktadır.

Borç limitinin artırılmaması halinde ise:

 ABD’de kamunun hizmetlerinin durması ya da borç geri ödemesinde bir sorun yaşanması beklenmemektedir. Nitekim, Hazine Bakanı’nın yıl içerisinde ABD Kongresi’ne gönderdiği mektuplarda ihtiyaç duyulan limit artışın gerçekleşmemesi halinde uygulamaya alınabilecek “olağanüstü tedbirlere” de yer verilmiş; bu kapsamda örneğin kamu personelinin maaş ödemelerinin bütçe dışı fonlardan gerçekleştirilmesi gibi alternatif yöntemlere vurgu yapılmıştır.

 Kamunun yükümlülüklerini borç yaratmadan yerine getirebilmesi için gelirleri artırıcı (vergi artışı, varlık satışı vb.) ve giderleri azaltıcı (askeri ve sosyal güvenlik harcamaları vb.) yönde önlemler alınabilecektir. Bu durumda halihazırda zayıf bir görünüm sergileyen ekonomik aktivite artışı olumsuz etkilenebilecektir.

 Kredi derecelendirme kuruluşları ABD’nin kredi notunda ya da kredi notu görünümünde değişikliğe gidebilecektir.

 ABD başta olmak üzere uluslararası finansal piyasalarda risk algısı olumsuz yönde etkilenebilecektir.

Bu çerçevede, ABD’de piyasalar Temmuz ayı boyunca Kongre’de yapılan ve üst sınıra ulaşmış olan kamu borç stokunu hedef alan bütçe görüşmelerine odaklanmıştır. Kongre’de yapılan görüşmelerin tahmin edilenden uzun sürmesi de piyasalardaki risk algılamasının yükselmesinde etkili olmuştur. Nihayet, 31 Temmuz 2011’de ABD’de bütçe görüşmelerinde uzlaşma sağlanmış ve kamu borç stoku üst sınırının $2,1 trilyon artırılması hususunda anlaşmaya varılmıştır. Buna karşılık bütçe harcamalarında 10 yıllık bir dönemde $2,4 trilyona kadar kesintiye gidilebileceği öngörülmüştür.

Öte yandan, 6 Ağustos 2011’de uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor’s alınan önlemlere rağmen orta vadede bütçe performansındaki olumsuz görünüm nedeniyle ülkenin “AAA” olan kredi notunu bir basamak indirmiştir. ABD’de kamu borç stoku üst sınırının artırılmasına ilişkin belirsizliklerin kısa vadede giderilmesine karşılık kamu harcamalarının kısılmasını içeren tasarruf planının olumsuz etkisi ve kredi notu indirimi önümüzdeki dönemde ABD’de ekonomik aktivitenin zayıf bir performans sergilemeye devam edeceği yönündeki endişeleri güçlendirmiştir.

(5)

YASAL UYARI

Bu rapor Bankamız uzmanları tarafından güvenilir olduğuna inanılan kamuya açık kaynaklardan elde edilen bilgiler kullanılmak suretiyle, sadece bilgilendirme amacıyla hazırlanmıştır ve hiçbir şekilde finansal enstrümanların alım veya satımı konusunda tavsiye veya finansal danışmanlık hizmeti sağlanması olarak yorumlanmamalıdır. Bu raporda yer verilen görüş ve değerlendirmeler, hiçbir şekilde Türkiye İş Bankası A.Ş.’nin kurumsal yaklaşımını yansıtmamakta olup, raporu kaleme alan uzmanların kişisel görüş ve değerlendirmeleridir. Türkiye İş Bankası A.Ş. bu raporda yer alan bilgi, görüş ve değerlendirmelerin doğru, değişmez ve eksiksiz olması konusunda herhangi bir şekilde garanti vermemektedir. Türkiye İş Bankası A.Ş. bu raporda yer alan bilgilerde herhangi bir bildirimde bulunmaksızın değişiklik yapma hakkına sahiptir. Bu rapor ve içindeki bilgilerin kullanılması nedeniyle doğrudan veya dolaylı olarak oluşacak zararlardan Türkiye İş Bankası A.Ş. hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmemektedir.

İşbu rapor üzerinde Bankamızın telif hakkı olup, Bankamızın yazılı izni alınmaksızın herhangi bir kişi tarafından, herhangi bir amaçla, kısmen veya tamamen çoğaltılamaz, dağıtılamaz veya yayımlanamaz. Tüm haklarımız saklıdır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yurt dışında ihraç edilen borçlanma senetlerinden (eurobond) itfasına bir yıl ve daha kısa vade kalanlar için yapılacak

2012 yılı Aralık sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stoku, 2011 yılsonuna göre % 23 oranında artışla 101 milyar dolar olarak gerçekleşti.. 1 yılda kısa vadeli dış

Piyasa Riski, Faiz Oranı Riski, Ortaklık Payı Fiyat Riski, Kur Riski, Karşı Taraf Riski, Likidite Riski, Kaldıraç Yaratan İşlem Riski, Operasyonel Risk, Yoğunlaşma

Bununla birlikte, BIST katılım endeksindeki paylara, TL cinsinden katılma hesaplarına, borsada işlem görmesi kaydıyla bankalar tarafından çıkarılan faizsiz

Hazine tarafından ihraç edilen TL cinsinden borçlanma araçları, GOS ve/veya kira sertifikalarına fon portföyünün en az %75’i oranında yatırım yapar. BIST

Bununla birlikte, BIST katılım endeksindeki paylara, TL cinsinden katılma hesaplarına, borsada işlem görmesi kaydıyla bankalar tarafından çıkarılan faizsiz

Bununla birlikte, BIST katılım endeksindeki paylara, TL cinsinden katılma hesaplarına, borsada işlem görmesi kaydıyla bankalar tarafından çıkarılan faizsiz

Bununla birlikte, BIST katılım endeksindeki paylara, TL cinsinden katılma hesaplarına, borsada işlem görmesi kaydıyla bankalar tarafından çıkarılan faizsiz