• Sonuç bulunamadı

Diyaliz Nedir? Diyaliz sizi makineye değil hayata bağlar.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Diyaliz Nedir? Diyaliz sizi makineye değil hayata bağlar."

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Diyaliz Nedir?

Diyaliz sizi makineye değil hayata bağlar.

“ ”

(2)

BÖBREKLER VE GÖREVLERİ

Böbreklerin en önemli görevi, kanı zararlı artıklardan te- mizlemek, vücudun su ve tuz dengesini düzenlemek ve böylece tüm organ ve sistemlerin belirli bir uyum içinde çalışmasını sağlamaktadır. Söz konusu görevler tam ola- rak yapılmazsa, vücutta zararlı maddeler, su ve değişik yapıda tuzlar birikir ve kimyasal denge bozulur. Bu du- rumda, başta kalp ve beyin olmak üzere tüm diğer or- ganlar görevlerini yerine getiremez hale gelir.

Böbrekler, ayrıca çeşitli hormonlar salgılarlar. Bu hor- monlar, kan yapımı, kemik gelişmesi ve tansiyonun belirli düzeyde tutlmasına yardımcı olur. Böbrek Yetersizliği du- rumunda bu hormonların salgılanmasında bozukluklara ek olarak kansızlık, kemik hastalıkları ve tansiyon ayarsız- lıkları da ortaya çıkar.

İnsan vücudunda, normalde iki böbrek bulunur; ancak sağlıklı olan ve yeterli çalışan tek bir böbrek de vücudun tüm gereksinimlerini rahatlıkla karşılayabilir.

Böbreklerin görevlerini yapamaz hale gelmeleri ile ortaya çıkan hastalık tablosuna son dönem böbrek yetersizliği yada kısaca üremi denir.

Böbrek yetmezliğinin tedavileri;

1-Sürekli düzenli hemodiyaliz 2-Sürekli periton diyalizi

3-Canlı veya kadavra vericilerden (donörlerden) yapılan böbrek naklidir.

Diyaliz Nedir?

Böbrek yetmezli- ğinde kanda biriken zararlı maddeleri özel zarlar kulla- narak süzmek ve böylece kanı temiz- lemektir.

Diyalizin iki tipi vardır:

1) Hemodiyaliz (makina diyalizi) 2) Periton diyalizi (karın diyalizi) HEMODİYALİZ

Hemodiyaliz hastanın kanının özel filtreler aracılığıyla temizlenmesidir.Bu amaçla diyaliz cihazları kullanılır ve bu işlem genelde haftada üç kez yapılır. Hemodiyalizde vücuttan 3-4 saat içerisinde 60-80 litre kan diyaliz ciha- zındaki özel membranlardan geçirilerek vücuda geri ve-

(3)

rilir. Bu nedenle yüksek kan akımı olan bir da- mar yolu oluşturulması gereklidir. Damar yolu gereksinimi geçici veya kalıcı olabilir. Geçici damar giriş yolu büyük damarlardan birine ka- teler yerleştirilmesiyle sağlanır. Kalıcı damar giriş yolları arasında Ar- terio-Venöz fistüller (AV

Fistül) arterio-Venüz greftler (suni damar) ve kalıcı kate- terler yer almaktadır.

A.V.fistüller bir atar damar (arter) ile bir komşu toplar da- marın (ven) birleştirilmesiyle oluşur.Bu operasyondan en az 14 gün sonra fistül kullanılabilir hale gelir. A-V fistül olgunlaşmasını hızlandırmak için fistüllü kolda lastik topla egzersiz önerilmektedir. En güvenli ve en uzun süreli kalı- cı damar giriş yoludur. A.V. greft ise bu iki damar arasında bağlantı sentetik materyalden elde edilmiş bir tüp greft (yapay damar) kullanılarak sağlanır.

Kalıcı kateterler damarları iyi olmadığondan dolayı fistül açılamayan veya greft takılamayan hastalarda alternatif olarak kullanılır.

Arteriovenöz fistüllerin bakımı:

Hastanın hemodiyaliz cihazına bağlanabilmesi için genellikle el bileğinde açılan arteriovenöz fistü- lünün dikkatle takip edilmesi ge- rekmektedir. Fistülün bulunduğu koldan tansiyon ölçülmemeli, en- jektörle kan alınmamalı ve tedavi yapılmamalıdır. Bu bölgedeki ısı artışı, ağrı, şişlik ve renk değişikli- ği halinde doktora başvurulmalıdır.

Fistülün bulunduğu kolun üstüne

yatılmamalı, ağır işler o kolla yapılmamalı, sıkı ve kolu saran kıyafetler giyilmemeli ve bu bölgeler darbeden ko- runmalıdır.

Kateterlerin bakım:

Kateter hastaya takıl- dıktan hemen sonra di- yaliz işlemi başlatılabilir.

Kateter takılırken hasta bazı problemlerle karşı- laşılabilir.

(4)

• Eğer kateter boyun damarlarına takılırsa , akciğer za- rında zedelenme sonucunda akciğere hava kaçması ve akciğerde kanama meydana gelebilir. Şiddetli gö- ğüs ağrısı ve nefes darlığı oluşabilir. Bu durumda has- taya acilen müdahale etmek gerekir.

• Kateterin takıldığı bölgedeki sinirlerde ve damarlarda zedelenme sonucu şişlik, şiddetli ağrı, morarma ve da- mar tıkanıklığı gelişebilir.

• Kateter takılma işlemi esnasında boyun ya da kasıktaki atar damara girilirse kanama ve dokuda kan birikimi (şişlik ve çürük) gelişebilir.

• Kateter takıldıktan sonra temiz tutulmazsa mikrop ka- pıp o bölgede bazen de tüm vücutta infeksiyon yayıla- bilir. Bu nedenle banyo yaparken kateterin bulunduğu bölgeye su kaçmamasına dikkat edilmeli, pansuman- lar temiz tutlmalıdır. Özellikle evden kateterli olarak hemodiyalize gelen hastalar kateterlerin yerinden çıkıp oynamamasına özen göstermelidir.

Kasık bölgesinden bir kateter takılması durumunda di- yalizinizin düzgün olması ve kateterin kıvrılmaması için ayağa kalkmamanız, bacağınızı yatak içerisinde hareket ettirmemeniz istenecektir. Boyun bölgesinden kateter takılması durumunda ise ani ve aşırı boyun hareketlerini yapmamanız istenir.

PERİTON DİYALİZİ Karna takılan plastik bir tüp (karater) ve karın boş- luğuna verilen özel bir sıvı (periton diyaliz solüsyo- nu) aracılığı ile, hastanın periton zarından (karın zarından) yararlanılarak yapılan diyaliz yöntemidir.

Periton zarı, karın duva- rını ve karın içindeki tüm organları saran, üze-

ri delikli, ortalama 1 m2’lik yüzeye sahip, yarı geçirgen bir zardır ve dolayısıyla doğal bir filtredir. Kandaki zararlı maddeler, peritondaki delikler sayesinde, kandan karın boşluğuna doldurulan sıvıya geçer.

Böyle bir tedaviyi uygulamak için böbrek hastalıkları uz- manı veya cerrah tarafından karın boşluğuna yerleştirilen bir kateter kullanılır. Kateter yarıdımıyla periton diyaliz sı- vısı karın boşluğuna verilir. Bir süre karında bekletilir. Bu sırada vücuttan atılması gereken üre, kreatinin gibi atık ürünler ve biriken su, periton zarı vasıtasıyla bu sıvıya geçer. Bekleme süresinin sonunda bu sıvı yine kateter vasıtasıyla karından dışarı atılır.

(5)

Diyalizde kullanılan sıvılar (solüsyonlar), Y şeklinde bir sete bağlı, bir dolu, bir boş torbadan oluşur. Vücudu- muzda biriken atık maddeleri ve suyu uzaklaştırabilmek için diyaliz sıvıları, içinde bulunan glukoz (şeker) miktarına göre 3 türlüdür. Bunlar %1.36 - %2.27 - %3.86 oranında glukoz içerirler. Hangi sıvının kullanılacağına doktorunuz veya hemşireniz karar verecektir.

Periton diyaliz tedavisinin başlangıcında karna verilen diyaliz sıvısının karında belirli bir süre bekledikten sonra karından boşaltılması ve yeni bir diyaliz sıvısının karna doldurulması bir ‘değişim işlemi’ olarak adlandırılır. Karın- daki sıvıyı boşaltmak ve doldurmak için kullanılan set ve torbalara değişim işlemi sırasında bağlanılır.

Periton diyalizinde değişim işlemleri elle veya makine yar- dımı ile yapılabilir.

Değişim elle yapıldığı periton diyaliz tipi ‘Sürekli Ayaktan Periton Diyalizi’ (SAPD), makine yardımı ile yapılan tipi ise

‘Aletli Periton Diyalizi’ (APD) diye adlandırılır.

SÜREKLİ AYAKTAN PERİTON DİYALİZİ (SAPD):

Sürekli ayaktan periton diyalizi, değişim işlemlerinin, biz- zat hasta (veya hasta yardımı muhtaçsa eğitilmiş bir yar- dımcı) tarafından, elle yapıldığı bir periton diyalizi tipidir.

Yani hasta veya yardımcısı tedaviyi bir makineye ve di- yaliz merkezine gereksinimi olmaksızın, kendi doktor ve hemşiresinin öğrettiği şekilde, kendi evinde veya iş yerin- de, kendisi yapar.

Günlük değişim sayısı, karna verilen solüsyonun hacmi ve içerdiği şeker miktarı ve her değişimde karna doldu- rulan solüsyonun karında bekleme süresi, hastadan has-

(6)

taya değişir. Sürekli ayaktan periton diyalizinde genellikle günde 4 veya 5 değişim yapılır. Her değişim işlemi yakla- şık yarım saat sürer. Diyaliz solüsyonunun karında bekle- me süresi genellikle gündüz 4-5 saat, gece 8-10 saattir.

ALETLİ PERİTON DİYALİZİ (APD):

Periton diyalizi değişimlerini yapmak için bir makine- ye (periton diyaliz makinesi) kullanılır. Eğer doktorunuz, hemşireniz ve siz, sizin için en uygun tedavinin APD ol- duğuna karar vermişseniz, gece yatağa yatmadan önce, set ve solüsyon torbalarını periton diyaliz makinesine yer- leştirmeniz ve makinenizi doktorunuzun önerdiği şekilde programlamanız gerekir. Makineye yerleştirdiğiniz setlerin bir ucu karnınızdaki katetere bağlanır. Siz uyurken ma- kine değişimleri yapar. Gereksiminize göre sabah kar- nınızdaki bir miktar temiz diyaliz solüsyonu bırakılır veya bırakılmaz. Uyandığınızda değişim işlemleri bitmiştir. Artık karnınızdaki kateteri setlerden ayırabilir ve günlük işlerini- zi yapmaya koyulabilirsiniz.

PERİTON DİYALİZİNİN İYİ VE SAKINCALI YÖNLERİ:

İyi yönleri:

1. Hasta kendi tedavisini kendi yapar, hastaneye bağımlı değildir.

2. Gıda ve su alımı hemodiyalizdekine göre daha ser- besttir.

3. Kan basıncı kontrolü oldukça kolaydır.

4. Diyaliz işlemine bağlı kan kaybı olmaz.

5. Hasta kontrol için genellikle ayda bir kez diyaliz mer- kezine gider.

6. APD’de genellikle gündüz değişim yapılmadığı için hastanın günlük yaşantısı kesintiye uğramaz.

Sakıncalı yönleri:

1. SAPD’de günde 4 veya 5 değişim yapmak gerekir.

2. APD’de hasta gece makineye bağımlıdır.

3. Hasta karnında sürekli bir kateter taşır.

4. Periton zarının iltihaplanması (peritonit) riski vardır.

5. Kateter çıkış yerinin iltihaplanması riski vardır.

6. Periton diyaliz solüsyonları şeker içerdiği için hasta şişmanlayabilir.

7. Hasta en az bir ay yetecek kadar periton diyaliz solüs- yonunu evinde depolamak zorundadır.

Periton Diyalizi Uygulamasında Karşılaşabileceği- niz Sorunlar Nelerdir?

1. Peritonit: Periton zarının (karın zarının) iltihaplanması-

(7)

dır. Mikropların periton boşluğuna ulaşmaları farklı yollar- dan olabilir ve,

a. Kateter veya kullanılan diyaliz sistemi set veya torba- larının delinmesi halinde,

b. Kateter çıkış yeri iltihabı tedavi edilmediği zaman, c. İshal, kabızlık veya genel bir enfeksiyon geçirildiğinde, d. Bağlantı işleminin kurallara göre uygulanmaması ha-

linde peritonit gelişebilir.

Peritonite yakalanmamak için;

a. Sıvı değişimini uygun bir ortamda uygulayın.

b. Değişim sırasında çok dikkatli olun ve hemşirenizin öğrettiği tekniğe sadık kalın.

c. Vücut temizliğine özen gösterin.

d. Genel sağlığınıza önem verin.

Peritonit belirtileri:

a. Drenaj sıvısının (karından boşaltılan sıvı) bulanık olması b. Karın ağrısı

c. Ateş

d. Bulantı, kusma

e. Sıvı akışında yavaşlama veya miktarında azalma f. Sıvıda fibrin görülmesi

Her torba değişiminde çıkan sıvının miktarını, görüntüsü- nü ve akış şeklini dikkatle incelemeniz gerekir.

(8)

Peritonit belirtileri ortaya çıktığında vakit geçirmeden pe- riton diyalizi merkezinizi aramalısınız!!!

Peritonit tedavi edilmediği takdirde çok ciddi sonuçlar doğurabilir, hatta hayatınızı tehlikeye sokabilir.

2. Kateter çıkış yeri enfeksiyonu:

a. Kızarıklık b. Ağrı

c. Çıkış yerinin etrafında ısı artışı d. Çıkış yerinde ve etrafında şişlik e. Çıkış yerinin etrafında akıntı görülmesi 3. Tünel enfeksiyonu:

Kateterin periton zarına girdiği yer ile çıkış yeri arasında, deri altında, kateter tüneli oluşturulur. Bu tünel mikropların vücut derinliğine girmesine bir engeldir ve aynı zamanda kateterin yerinden oynamamasını sağlar. Çıkış yeri enfek- siyonunun tedavisi yapılmamışsa veya mikropların vücu- da girişi engellenememiş ise tünel enfekte olabilir.

Tünel enfeksiyonunun belirtileri:

Ciltte tünel boyunca kızarıklık ve ağrıyla birlikte belirgin bir şişlik oluşur. Mikroplar tünel boyunca ilerledikçe ateş, şiş- kinlik, üstündeki cilt renginin değişmesi ve akıntı görülür.

4. Cilt altı sızıntı:

Üreme organlarında veya karın duvarında belirgin ve tek bir bölgede cildin şişmesi (portakal kabuğu şeklinde) o bölgede diyaliz sıvısı sızıntısı olabileceğini düşündürür.

Ağır egzersiz, kabızlık, karın içi basıncının çok yüksek veya karın ön duvarının zayıf olması cilt altı sızıntısına ne- den olabilir.

5. Vücutta sıvı birikimi (Hipervolemi):

Vücuda giren sıvı miktarı çıkan miktardan fazla ise vücut- ta bir birikim oluşur.

Sıvı birikiminin belirtileri:

a. Tansiyon yükselmesi

b. Vücudun çeşitli yerlerinde ödem oluşması c. Kilo artışı

d. Nefes darlığı veya öksürme

6. Vücuttan aşırı sıvı kaybı (Dehidratasyon):

Torba değişimi uygulamasında fazla miktarda yüksek şe- kerli sıvı kullanılırsa ve ishal varsa vücuttan aşırı sıvı kaybı oluşur.

Buna bağlı olarak

a. Vücut ağırlığında azalma

(9)

b. Tansiyon düşmesi c. Baş dönmesi ve baş ağrısı d. Kramplar, uyuşukluk e. Halsizlik

f. Ağız kuruluğu ve susama hissi görülebilir.

7. Çıkan sıvının miktarının azalması:

Kabızlık, barsaklarda aşırı gaz olması, kateterde katlan- ma veya kan pıhtısı ile tıkanma, peritonit gibi nedenlerle drenaj sıvısının miktarı azalabilir.

SAPD İLE GÜNLÜK YAŞAM:

SAPD, kişinin aktif olarak katıldığı bir tedavi yöntemidir.

Periton diyalizi sürekli bir işlem olduğu için, günlük ya- şamdaki aktivitelerin bir parçası haline gelir.

SAPD UYGULAMA ORTAMI:

SAPD uygulaması için evde veya işyerinizde uygun fizik- sel koşulların önceden oluşturulması gerekir.

Öncelikle, değişim işleminizi gerçekleştireceğiniz bir oda- nın ayrılması gereklidir. Bu odada az eşya bulunmalı, oda aydınlık ve temiz olmalıdır. Değişim işlemi sırasında oda- da sizden veya yardımcınızdan başka kimsenin olmama- sına özen göstermelisiniz.

SAPD uygulaması sorunsuz yürütebilmeniz için temizlik çok önemlidir. Tırnakların kısa kesilmiş olması, değişim öncesi ellerin yıkanması, hergün iç çamaşırlarının değişti- rilmesi enfeksiyon riskini engellemek açısından büyük bir önem taşır.

İŞ YAŞAMI:

Çalışan bir bireyseniz, SAPD tedavisine başladıktan 1-2 ay sonra tekrar çalışma hayatınıza geri dönebilirseniz. Bir ya da iki değişiminizi iş yerinde yapmak zorundaysanız, evdeki değişim ortamını işyerinde de sağlamanız gerek- mektedir. Ayrıca işvereninizle konuşarak çalışma saatleri- nizi düzenleyebilirsiniz.

SPORTİF AKTİVİTELER:

Sizi zorlamayan, başkaları ile fizik temas gerektirmeyen ya da kateterinize zarar vermeyen her türlü sporu yapabi- lirsiniz. Yürüyüş, yüzme, bisiklete binme yapabileceğiniz uygun sporlardır. Özellikle, hergün yürüyüşe çıkmanız, hem kalp sağlığınızı korumak, hem de barsaklarınızın daha iyi çalışması ve fazla kilo almanızı engellemek açı- sından yararlı olacaktır.

SEYAHAT:

Seyahat etmenizde sakınca yoktur. Bir seyahat planı ya- parken doktor ve hemşirenizin onayını alınız. Kullanaca-

(10)

ğınız malzemelerin bir listesini yapınız ve bu malzemelerin gideceğiniz yere önceden ulaşmasını sağlayınız. Yolculuk sırasında taşıt içerisinde değişim yapmak enfeksiyon ris- kini artıracaktır. Bu nedenle yola çıkmadan önce değişi- minizi yapınız ve yolculuğunuz 8 saati aşmadığı ve uygun bir ortam bulmadığınız sürece değişim yapmayınız. Gide- ceğiniz yerdeki sağlık merkezlerini öğreniniz.

BANYO - HAVUZ - DENİZ:

Banyonuzu duş şeklinde haftada en az 2 kez yapmalı- sınız. Banyo sırasında çıkış yerinizin kapalı olması gere- kiyorsa, su geçirmeyen bantlarla kapatmanız ve banyo sonrası pansumanınızı tekrarlamanız gerekmektedir. Çı- kış yerinizin açık kalmasında sakınca yoksa, banyodan çıkmadan önce çıkış yerinizi anti-bakteriyel özelliği olan bir sabunla yıkamalı ve kuru kalmasına özen gösterme- lisiniz.

Durgun sularda mikroorganizma yoğunluğunun artma- sı nedeniyle havuza girmeniz önerilmemektedir. Yüksek tuz oranı ve su akıntısı nedeniyle açık denize girmenizde sakınca yoktur. Denize girmeden önce çıkış yerinizi su geçirmeyen bantlarla kapatmanız ve daha sonra da pan- suman yapmanız önemlidir.

ARABA KULLANMAK:

Araba kullanmanızda sakınca yoktur, ancak kateter takıl- dıktan 1-2 ay sonra, yani kateteriniz karın içinde sabitleş- tikten ve çıkış yeri bütünlüğü sağlandıktan sonra araba kullanmanız daha uygundur. Uzun yolculuklarda sık sık mola veriniz. Emniyet kemerinin çıkış yerinizin üzerine gelmemesine özen gösteriniz.

CİNSEL YAŞAM:

Böbrek yetersizliği ile birlikte cinselliğe duyulan ilgi azalır.

Kanda biriken zararlı maddeler için (üre, kreatinin vb.), kansızlık, hormonlardaki değişiklikler, kullandığınız ilaçlar buna sebep olabilir.

Diyaliz tedavisi sırasında, zararlı maddelerin uzaklaştırıl- ması ve kansızlığın düzelmesi ile cinsel istek geri gelebilir.

Ancak yine de bazı problemlerin olması beklenebilir. En sık rastlanan problemler, cinsel arzu duymama, erkek- lerde ereksiyon (sertleşme) olmaması, bayanlarda genital organlarda ıslanma olmamasıdır.

Vücudunuzda sürekli olarak bir kateterin ve sıvının varlığı, cinsel ilişki sırasında sizi, fiziksel ve ruhsal açıdan rahatsız edebilir. Alınacak basit önlemlerle seks hayatınız normale dönebilir: Örneğin, cinsel ilişki öncesinde karın içindeki sıvının boşaltılması, kateter ve transfer setini sabitleyecek ve örtecek bir kuşak kullanılması cinsil ilişkinin normal ol- masına yardımcı olabilir.

(11)

Böbrek yetersizliği olan erkek ve kadınların üretkenliği azalır. Fakat yeterli diyaliz uygulanan bazı hastalar çocuk sahibi olabilir.

Böbrek yetersizliği olan bayanların adet düzenleri normal olsa bile hamile kalma olasılıkları azdır. Bununla birlikte doğum yapan pek çok hasta vardır. Ancak hamilelik ko- nusunda mutlaka doktorunuza danışmanız gereklidir.

Sağlıklı bireylerde uygulanan hamilelikten korunma yön- temleri, periton diyalizi hastaları için de geçerlidir. Uygun yönteme doktorunuzun önerileri doğrultusunda eşinizle tartışarak karar vermeniz en doğrusudur.

BESLENME:

Periton diyalizi tedavisine başlamadan önce, böbrek ye- tersizliği nedeniyle bazı yiyeceklerin (özellikle protein ve potasyumdan zengin yiyecekler) alımı kısıtlanmış olabilir.

Periton diyalizi tedavisine başladıktan bir süre sonra di- yetiniz serbestleşecektir. Ancak dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır:

Proteinli gıdalar, büyüme ve gelişmenin sağlanması, do- kuların onarımı ve vücut savunması için en önemli besin türüdür.

Periton diyalizinde, istemediğiniz halde vücudunuzdan bir miktar protein de atılmaktadır. Bu nedenle bol protein içeren yiyeceklerden yeterli miktarda alınmalıdır.

Proteinden zengin yiyecekler:

Et, balık, tavuk, hindi, süt, yoğurt, peynir, yumurta, fasul- ye, mercimek gibi besinlerdir.

Karbonhidratlar, vücuda enerji sağlamak için kullanılır ve tahıllarda fazla miktarda bulunur. Diyaliz sıvısında yoğun bir karbonhidrat kaynağı olan şeker vardır ve bu şekerin bir kısmı vücudumuz tarafından emilir. Bu da fazladan enerji ve şişmanlığa neden olur. Bu nedenle fazla kar- bonhidrat içeren gıdalardan kaçınılmalıdır.

Karbonhidratlardan zengin yiyecekler:

Şeker, bal, reçel, ekmek, makarna, bisküvi, pirinç, pata- tes, nişastadır.

Yağ, enerji kaynağıdır. Vücudumuzda bazı vitaminlerin (A, D, E, K) kullanılması için gereklidir. Ancak periton diyali- zinde kanda yağ artışı olabildiği ve şişmanlığa yol açtığı için az yağlı yiyecekler tercih edilmelidir.

*Gıdalarda aldığımız bazı maddeler diyalize vücuttan ye- terli miktarda uzaklaştırılmayabilir. Bunlar fosfor ve tuzdur.

Fosfordan zengin yiyecekler, proteinden de zengin yiye- ceklerdir. Proteinli diyetli birlikte alınan fosforun fazlasını vücuttan uzaklaştırmak amacıyla doktorunuzun önerdiği fosfor bağlayıcı ilaçları düzenli kullanmak çok önemlidir.

(12)

Tuz, bir taraftan vücutta suyun tutulmasına neden olur- ken, diğer taraftan susuzluk hissini artırarak daha fazla su içilmesine neden olur. Suyun fazlası ise vücutta birikir. Bu da ayaklarda, ellerde, yüzde şişmeye, tansiyonun yüksel- mesine neden olur. Bu nedenle tuzlu yiyeceklerden (özel- likle salamura, turşu, zeytin, konserve gibi) kaçınılmalıdır.

Potasyum, vücut sıvılarının dengesinin korunmasında ve normal vücut faaliyetleri için gereklidir. Kanda potasyum yükselmesi kalbin ritmini bozabilir ve kalbi durdurabilir.

Potasyumdan zengin yiyecekler:

Ispanak, semizotu, pazı, asma yaprağı, lahana, patates, havuç, mantar gibi sebzeler, muz, kavun, kayısı, kivi, bö- ğürtlen, kuru meyveler (kayısı, incir, erik), çikolata, kahve, kakao, pekmez, bulgur gibi diğer yiyeceklerdir.

Periton diyalizi sıvıları potasyum içermediğinden SAPD hastalarında potasyum yüksekliği çok kolay meydana gelmez. Ancak yine de potasyumdan zengin yiyecekleri çok tüketmekten ve bir öğünde fazla miktarda potasyum almaktan kaçınılmalıdır. Sebzelerin pişirilirken küçük par- çalara ayrılması ve haşlanıp suyunun dökülmesi potasyu- mu uzaklaştırmak için basit bir yöntemdir.

Özetle, periton diyalizi hastaları için uygun diyet:

Bol proteinli Bol lifli Az tuzlu Az yağlı

Az karbonhidratlı yiyeceklerden oluşmalıdır.

SIVI DENGESİ:

Periton diyalizinde sıvı dengesinin kontrolü çok önemlidir.

Bu nedenle yiyecek ve içecek şeklinde aldığınız gıdaları kontrol etmeniz gerekir. Vücutta fazla sıvı bulunması kal- be ve akciğere fazladan yük getirir, tansiyonunuzu yük- seltir; az sıvı bulunması da sizi halsiz bırakacak, ayrıca tansiyonunuzu düşürecektir. Bu nedenle sıvı dengesini kontrol altında tutmak için yapmanız gereken günlük ta- kipler vardır. Bunlar, vücut ağırlığının ve her değişimde alınan ve boşaltılan sıvı miktarlarının saptanmasıdır. İdeal kilonuza ulaştıktan sonra alınması gereken günlük sıvı miktarı, diyaliz yoluyla fazladan çıkan sıvı ve varsa, idrarı- nızın toplamı kadar olmalıdır.

Günlük takiplerinizi sizlere verilen SAPD defterine düzen- li olarak kaydetmelisiniz. Poliklinik kontrollerine gelirken kayıt defterinizi yanınızda getirmeniz tedavinizin planlan- masına yardımcı olacaktır.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bu çal›flmam›zda amac›m›z, sürekli ayaktan periton diyalizi (SAPD) uygulanan hastalarda kateter ç›k›fl yeri infeksiyonu (KÇ‹) s›kl›¤›n›, etken

The beta value indicates the amount of change in the in need of variable (increase productivity) due to change in independent variables (Increment Policy,

Buna ek olarak, bu yeni sentezlenen ftalonitril bileşiğindeki kalan klor grubunun da reaktivitesi 4- ve 5- pozisyonlarında dietilmalonat ve alkilsülfanil veya

Bu makalede, yaklafl›k iki y›ld›r, yürümede güçlük, proksimal kas zay›fl›¤›, kas ve kemik a¤r›lar› flikayetleri olan 34 yafl›ndaki kad›n hasta,

MATEMATİK AB C İlkokul derslerim kanalıma abone olmayı unutmayın.

Bu raporda, Micrococcus türleri arasında yer alan Kocuria rosea’ya bağlı sürekli ayaktan periton diyalizi (CAPD) peritoniti gelişen bir olgu sunulmaktadır..

URFA Dün sabah dokuzda Urfa şehri içinde Fransız işgal kuv­ veti ile savaş başlamış ve bü­ tün gün ateş teatisi şeklinde devam etmiştir.. Gece geç

• ALARM DEVRESİNDE ANAHTAR OLARAK ALARM DEVRESİNDE ANAHTAR OLARAK TEK SIVI METAL OLAN CİVANIN ELEKTRİK TEK SIVI METAL OLAN CİVANIN ELEKTRİK.. AKIMINI İLETMESİN DEN