• Sonuç bulunamadı

Kervankıran Yaşanmış Öyküler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Kervankıran Yaşanmış Öyküler"

Copied!
7
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Kervankıran

Yaşanmış Öyküler

Prof. Dr. Ensar ASLAN

4. Baskı

(2)

Prof. Dr. Ensar ASLAN KERVANKIRAN Yaşanmış Öyküler ISBN 978-605-241-242-8 DOI 10.14527/9786052412428 Kitap içeriğinin tüm sorumluluğu yazarlarına aittir.

© 2019, PEGEM AKADEMİ

Bu kitabın basım, yayım ve satış hakları Pegem Akademi Yay. Eğt. Dan. Hizm. Tic.

A.Ş.ye aittir. Anılan kuruluşun izni alınmadan kitabın tümü ya da bölümleri, kapak tasarımı; mekanik, elektronik, fotokopi, manyetik kayıt ya da başka yöntemlerle ço- ğaltılamaz, basılamaz, dağıtılamaz. Bu kitap T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı bandrolü ile satılmaktadır. Okuyucularımızın bandrolü olmayan kitaplar hakkında yayınevimize bilgi vermesini ve bandrolsüz yayınları satın almamasını diliyoruz.

Pegem Akademi Yayıncılık, 1998 yılından bugüne uluslararası düzeyde düzenli faa- liyet yürüten uluslararası akademik bir yayınevidir. Yayımladığı kitaplar; Yükse- köğretim Kurulunca tanınan yükseköğretim kurumlarının kataloglarında yer almak- tadır. Dünyadaki en büyük çevrimiçi kamu erişim kataloğu olan WorldCat ve ayrıca Türkiye’de kurulan Turcademy.com ve Pegemindeks.net tarafından yayınları ta- ranmaktadır, indekslenmektedir. Aynı alanda farklı yazarlara ait 1000’in üzerinde ya- yını bulunmaktadır. Pegem Akademi Yayınları ile ilgili detaylı bilgilere http://pegem.

net adresinden ulaşılabilmektedir.

1. Baskı: 2006 4. Baskı: Eylül 2019, Ankara Yayın-Proje: Şehriban Türlüdür Dizgi-Grafik Tasarım: Tuğba Kaplan

Kapak Tasarımı: Pegem Akademi

Baskı: Sonçağ Yayıncılık Matbaacılık Reklam San Tic. Ltd. Şti.

İstanbul Cad. İstanbul Çarşısı 48/48 İskitler - Ankara (0312 341 36 67)

Yayıncı Sertifika No: 36306 Matbaa Sertifika No: 25931

İletişim

Karanfil 2 Sokak No: 45 Kızılay / ANKARA Yayınevi: 0312 430 67 50 - 430 67 51 Dağıtım: 0312 434 54 24 - 434 54 08 Hazırlık Kursları: 0312 419 05 60

İnternet: www.pegem.net E-ileti: pegem@pegem.net WhatsApp Hattı: 0538 594 92 40

(3)

SUNUŞ

Türk Ulusunun çok geniş coğrafyalarda, binlerce yıllık kültür ve edebiyat arayışları, yüzyıl kadar önce Anadolu’da modern Türk öykücülüğünün oluşumuna ve doğumuna neden olmuştur.

Öykü; yaşanmış, yaşandığı düşünülen veya yaşanabilen olay- ları edebi bir dille anlatan kısa, düz yazılardır. Edebiyatımızda Tanzimat’la birlikte, Batılı anlamda gelişimini sürdüren bu yeni tü- rün usta temsilcileri, çeşitli dönemlerde verdikleri eserlerle, edebiya- tımıza güzel örnekler kazandırmışlardır.

Bizim bu kitapta sunduğumuz öyküler, Anadolu’nun sıradan insanlarının yaratıp yaşattığı olayların gerçek ve sade bir bakışla an- latımıdır.

Bu öykülerde halk kaynağı, edebiyat ve sanat için yaratıcı bir öğe olarak kullanılmıştır.

Kervankıran ve Hasan Dede öykülerinin konularının kaynağı, tarihte yaşanmış olaylardır. Bu bağlamda olay örgüsünü oluşturan bir dizi tarihi ve siyasi öğelerle, geleneksel halk kültürü ve gündelik halk yaşantısı kaynaştırılarak çağdaş bir yapı oluşturulmuştur. Bura- daki öykülerde bazı kişilerin adları değiştirilmiştir.

Bu durum halk yaşantısının, başka bir söyleyişle halk kültü- rünün çağdaş edebiyat ve sanat yapıtları için tükenmez bir kaynak olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. Buradaki öykülerin konuları tamamen yaşanmış gerçek olaylara dayanır.

Ensar ASLAN

(4)

İÇİNDEKİLER

SUNUŞ ...iv

HASAN DEDE ...1

KERVANKIRAN ...33

HORTLAK ...71

ÇİLEM ...83

PİKNİK ...91

REKTÖR PAŞA...103

(5)

Günlerden beri gece gündüz aralıksız yağan yağmur, her yanı su ve çamur deryasına çevirmişti. Çevredeki dağ ve tepe- lerden aşağılara akan sel sularının sesi, köyün güney yamacını çevreleyen kayalıklarda yankılanıyordu. Köyün hemen altında, Cebeci çayına sert bir biçimde karışan Kars çayı, çarpışmanın yarattığı deli dalgalarla, etrafı kayalıklarla çevrili Büyük Dere de- nilen derin vadiye girerek, ileride Ermeni sınırında kavuşacağı Arpaçay’ına doğru uzun yolculuğuna başlıyordu.

Yukarılardaki karların erimesi ve bahar yağmurlarıyla taşan Kars Çayının iki yakasında bulunan ses uzaklığındaki iki köyün irtibatı tamamen kesilmişti. Diğer zamanlarda, insanların yaya olarak geçebildikleri çayın, bu mevsimde atla veya arabayla geçil- mesi bile olanaksızdı. Köylüler, coşkun sulara kapılıp gitmemele- ri için, hayvanlarını çayın kenarlarından uzak tutarlardı. Geçmiş yıllarda birçok hayvanın ve hatta insanların bile coşkun sulara kapılarak akıp gittiği ve kaybolduğu anlatılırdı.

Yağmurlar, Türk köyü olan Keçebörk köyünün taş ve kerpiç- ten yapılmış evlerinin yüzünü silip, yıkayıp götürmüştü. Sıvaları gitmiş evler, birer Karataş ve kerpiç yığını haline gelmişti. Toprak damların birçoğu çökmüş, kalanları da yağmur sularını olduğu gibi evlere, ahırlara akıtıyordu. Bu nedenle köylüler, sahip olduk- ları üç beş hayvanla birlikte, daha güvenli gördükleri ve yıkılma tehlikesi daha az olan evlerde veya ahırlarda oturuyorlardı.

Yöredeki Rus ve Ermeni işgali ve baskısı altındaki bütün Türk köyleri gibi, Keçebörk köyü de çok fakirdi. Köylülerin birer iki- şer ineği, koyunu veya bir çift öküzü vardı. Yıllardan beri devam eden Rus işgali, Ermeni yağması ve göçler nedeniyle yarı aç, yarı tok bir şekilde yaşamlarını sürdürmeye çalışıyorlardı. Son derece ilkel yöntemlerle topraktan elde edilen az miktarda arpa, buğday

HASAN DEDE

(6)

2 Kervankıran

ve patates dışında yiyecek edinmek zordu. Sık sık köylere gelen saldat (Rus askeri) larla, silahlı Ermeni çeteleri de bulabildikleri her şeyi yağmalayıp götürüyorlardı. Bu nedenle köylüler, yiyecek- lerini ve hayvanlarını toprağa kazdıkları kuyularda saklarlardı.

Bu durumu bilen çeteler, sonu ölümlere varan çeşitli işkencelerle köylülerden yiyeceklerinin yerini öğrenmeye çalışırlardı. Köylü- ler, canlarını ve namuslarını çetelerden kurtarmak için ellerinde avuçlarında bulunan her şeyi vermek zorunda kalırlardı. Bazı az- gın çeteler, bir şey bulamadıkları zaman, ailelerin tek geçim kay- nağı olan koyun, inek ve öküzlerini köylülere kestirip, parçalara ayırtarak, atlarının sırtında götürdükleri oluyordu.

*

Kars çayının öteki yakasında Ermeniler’in yaşadığı komşu Hahol köyü bulunuyordu. Keçebörk ve Hahol köyleri, uzun yıl- lardan beri barış ve dostluk içerisinde yaşıyorlardı. Hahol, var- lıklı, zengin bir köydü. İyi cins besili inekleri, büyük kadana at- larının çektiği ekin biçme makineleri, her çeşit ziraat aletleriyle, Gence yapımı at ve öküzle çekilen arabaları vardı. Nahcivan ve Ahıska’dan getirdikleri ağ buğday tohumlarından iyi verim alır, bembeyaz, pamuk gibi yumuşak ekmek yaparlardı. Bir cadde üzerinde, iki taraflı düzgün bir sırada kurulmuş çatıları çoğun- lukla sacla kaplı, beyaz kireçle sıvalı, teraslı, balkonlu evlerde otu- rurlardı.

Keçebörklüler’in birçoğu yazın Hahol’a giderek ziraat işle- rinde çalışır, iş hakkı olarak aldıkları bir miktar un veya tahılla akşam evlerine dönerlerdi.

Bölgedeki çeşitli sosyal ve siyası çalkantılara karşın, bu iki köy arasında ciddi bir olay yaşanmıyordu. Zaten Türker’in kıpır- dayacak bir gücü ve imkânları da yoktu. Ermeniler de köylülerin bu durumlarını gördükleri için onlara dokunmuyorlardı. Hatta bazı Türk ve Ermeni aileleri arasında çok iyi ilişkiler ve dostluk bağları kurulmuştu. Dini bayramlarda karşılıklı ziyaretlerde bu-

(7)

3 Hasan Dede

lunur, düğünlerine katılır, sofralarında otururlardı. İki ayrı din ve etnik gruba mensup bu köyler, eşine az rastlanan bir uyum ve dostluk içerisinde komşuluklarını sürdürüyorlardı.

*

Hahol köyünden Ermeni Artin Ağa ile Keçebörklü Hüseyin’in aileleri arasındaki dostluk ve arkadaşlık ilişkileri bunun en güzel örneği idi.

Artin Ağa, Hahol köyünün zenginlerindendi. Köyün orta ye- rindeki en güzel evler onundu. Çatısı kırmızı saclı, bodrumlu tek katlı büyük binanın, geniş bir aralığa açılan iki büyük odası vardı.

Bunlardan birisi erkeklerin oturduğu ve aynı zamanda hiç eksik olmayan misafirlerin ağırlandığı odaydı. Büyük binanın caddeye bakan tarafında veranda ve alçak bir balkon vardı. Odaların içi geçmeli tahtadan yapılmış geniş ahşap sekilerle kaplıydı. Misafir odası halı ve halı yastıklarla döşenmişti. Kirişsiz ve direksiz tahta tavanın oymalı göbeğinde, gövdesi beyaz çinko kaplı büyük bir lüks lambası asılıydı. Yemek masası, dolaplar, duvarda asılı Rus malı büyük duvar saatin ahşap kısımları ile altındaki boy aynası, oymalı ceviz ağacından yapılmıştı. Köşedeki komodinin üzerin- de, Rus çarlığının damgası bulunan, altın sarısı renginde, ışılda- yan bir semaver vardı.

Büyük binanın güney tarafında, ekmek pişirilen tandır evi ve aynı zamanda mutfak olarak kullanılan Aşhane bulunuyordu.

Yiyecek ambarları ve demirhanenin devamında, geniş aralıklarla paralel bir şekilde uzanan hayvan ahırları vardı.

Artin Ağa, hoş sohbet, sözüne güvenilen, Türk, Ermeni, her- kes tarafından sevilen ve sayılan bir kişiydi. Ermeni büyükleri ve Leçennik (Rus askerî kaymakam) geldiğinde onun evinde misafir olur, ondan bilgi alırlardı. Karısı Anuş, Hahol kadınlarının baş bileniydi. Herkesin derdine koşan ve yardımsever bir kadın olan Anuş, Artin Ağa’nın evinin kâhyasıydı. Otuz yaşlarındaki oğul- ları Zaven’ın, taş ustalığından demirciliğe, baytarlıktan, maran-

Referanslar

Benzer Belgeler

Avrupa ülkelerinden Almanya, Fransa, İsveç, Norveç, Danimarka, Avustralya gibi birçok ülkelerde Nâzım’la ilgili anma törenlerine davet edildiğini biliyorum?. Ama

Kahve gibi kaynama, yüreğim i dağlama, İşte ben gidiyorum. Saf mı, hileli

İnsan etkinlikleri sonucunda salınan karbonu takip eden bilim insanlarından oluşan Global Carbon Project (GCP) adlı grubun hazırladığı rapora göre 2017 sonunda fosil

Xbox One X 4K çö- zünürlüğü ve HDR görüntü kalitesini desteklese de henüz piyasada yeteri sayıda 4Ks çözünürlükte oyun olmadığı için çoğu oyunu yine HD

Burada, Koya-Goshu modeli ile Brody, Von Bertalanffy, Richards, Weibull, Monomoleküler, Mitscherlich, Gompertz, Klasik Lojistik, Genelleştirilmiş Lojistik ve Genelleştirilmiş

Işık yok, yolcu yok, ses yok, bütün hilkat kesirmiş lâl; Bu istiğrakı tek bir nefha olsun em iyor ihlâl.. Muhitin hali insaniyetin timsalidir

Fakat bu on yedi yılı bir kül halinde alarak eski devir­ lerle mukayese edersek, özva- tanın bu kadar düşünülmüş, memleket davaları üzerinde böyle

SİPARİŞ ADRESLERİ İSTANBUL ANKARA ANKARA ANKARA GAZİANTEP ELAZIĞ DİYARBAKIR ESKİŞEHİR ADAPAZARI BALIKESİR SAMSUN : ESİN YAYINEVİ Taşsavaklar Sk.. Abdullah Alpdoğan