SUYUN ÖZELLİKLERİ
• Doğal sular, çözünmüş ve askı halinde bulunan yabancı maddeleri ihtiva eder.
• Suların özellikleri 4 ana grupta oluşur;
1)Fiziksel 2)Kimyasal
3)Bakteriyolojik
4)Radyoaktif
FİZİKSEL ÖZELLİKLERİ
a) Sıcaklık : 7-12 ⁰C
b) Bulanıklık: Kil, Parçalanmış organik madde,bakteri(TKEDY)
c) Renk: Su da çözünmüş yabancı madde varlığını gösterir.
d) Tat ve Koku: Mikroorganizmalar, H2S, Metan, CO2, Sodyum Klorür….. Suya renk ve koku
verir.
KİMYASAL ÖZELLİKLER
Yer altı sularının kimyasal özellikleri : Zemin Özellikleri
Yerüstü suların kimyasal özellikleri :
Hidrolojik havzanın karakterine bağlıdır
KİMYASAL ÖZELLİKLER
a) pH Değeri: Saf su pH = 7 pH > 7 Bazik
pH < 7 Asidik
b) CO2 : Fazla miktarda CO2 içeren sular korozyona sebep olur.
c) Sertlik : Kalsiyum(1000mg) ve magnezyum(200-400 mg) tuzları sulara sertlik verir. En çok kullanılan “Fransız Sertlik Derecesi”
1 Fr = 10 mg Kalsiyum ve Magnezyum bikarbonata eşittir.
Demir: Suya kötü tat verir.
Manganez: Suda ekseriye demir ile birlikte bulunur. Manganez miktarının 0.5 mg/lt ‘yi geçmesi halinde suyun tadı bozulur. Aynı zamanda suya siyah renk verir.
Klorür: Suyun tadını bozar.
Azot bileşikleri: Organik kirlenmeye sebep olurlar.
Toplam organik madde: Bakteri ve mantarların teşekkül edip suda çoğalmalarına sebep olur.
Zehirli maddeler: İnsan sağlığı için tehlikeli maddelerdir. Suda bulunmaları tehlikeli sonuçlara neden olabilir.
BAKTERİYOLOJİK ÖZELLİKLER
Salgın hastalıkları yapan
mikroorganizmaları ihtiva eder.
RADYOAKTİF ÖZELLİKLER
Sanayi tesislerinden, nükleer deneme merkezlerinden … vb karışır.
Su Kirliliğinin Tanımı
Doğal olarak kirlenmemiş bir su ortamında bulunan canlılar o su ortamıyla belirli bir denge içindedirler. Dıştan gelen herhangi bir olumsuz etken o ortamdaki doğal dengeyi bozabilir.
En genel anlamıyla su kirlenmesi, su ortamının doğal dengesinin mineral oranı, tat, berraklık, asılı partiküllerin bozulması şeklinde tanımlanabilir.
Su Kirliliğinin Tanımı
Kısaca, suya karışan maddeler suların fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini değiştirerek su kirliliği diye adlandırılan olayı ortaya çıkarır.
Söz konusu özellik değişmeleri aynı zamanda sularda yaşayan canlı varlıkları da etkiler.
Böylece su kirlenmesi sudaki ekolojik dengeleri bozar ve giderek suların kendi kendini temizleme kapasitesinin
Tarımsal Faaliyetlerin Neden Olduğu Kirlilik
Tarım alanlarında kullanılan pestisid (tarım ilaçları) ve herbisitler (zararlı otlarla mücadele ilaçları), suda doğal olarak güç parçalanan bileşiklerdir.
Bu tür bileşiklerin bir kısmı, canlı bünyelerde yukarıda ağır metaller için anlatılanlara benzer şekilde birikme ve toksit etkilere neden olurlar.
Tarımsal Faaliyetlerin Neden Olduğu Kirlilik
Diğer bir kısım ise, canlı bünyede mutajen ve kanserojen etkiler yaparlar.
Yoğun tarım yapılan arazilerde kullanılan tarım araçları genellikle çok dayanıklı olduklarından ayrışmaları yıllarca sürebilir.
Bunlar, hem toprak kirlenmesine, hem de su kaynaklarının kirlenmesine neden olmaktadır.
Tarımsal Faaliyetlerin Neden Olduğu
Kirlilik
Tarımsal Faaliyetlerin Neden Olduğu Kirlilik
Bir başka kirlenme tipi de erozyondur.
Erozyonla çok miktarda tarıma elverişli toprak kaybı söz konusudur.
Verimli toprağın yok olmasından dolayı tarımsal üretimdeki düşüş, kalite bozulması, besin zincirindeki eksikliklerin yanı sıra erozyonla taşınan topraklar, denizlerde ve akarsularda bulanıklık oluşturarak su içi ekolojik dengeyi etkilemektedir.
Yerleşim Yerlerindeki Atıkların Neden Olduğu Kirlilik
İnsan yaşamıyla ilgili (antropojenik) kaynaklardan kanalizasyon sistemine verilen suların toplamına atık sular denir.
Bunlar, bir yerleşim biriminin birçok pisliklerinin bir araya geldiği son derece kirli sulardır. İçlerinde, suda çözünen asitlerin bazıları yanı sıra suda çözünmeyen katılar, sıvılar, süspansiyon, emülsiyon ve ayrıca çok çeşitli zararlı ve zararsız bakteriler bulunur.
Yerleşim Yerlerindeki Atıkların Neden Olduğu Kirlilik
Önemli bir kısmı insan atıklarından mutfak suyu, sebze ve yiyecek artıklarından meydana gelir.
Bu atık su, taze olduğu zaman bulanık gri veya sarı renklidir. Belli bir kokuya sahiptir.
Kendisini teşkil eden maddelerin oksijen sarf edici özelliklerinden dolayı çok az oksijen içerirler.
Yerleşim Yerlerindeki Atıkların Neden Olduğu Kirlilik
Evsel atık sularda, bakteriler ve bilhassa insan ve hayvan bağırsaklarından gelen ve çok miktarda rastlanan normal zamanda zararsız olan kolibakterilerde de bulunur.
Bilolojik olarak arıtma tesislerinde hastalık yapan mikroplar zararsız hale getirilmesine rağmen tamamen ortadan kaldırılmamaktadır.
Su Kirliliğinin Çevresel Etkileri
İnsan Sağlığına Etkisi
Kolera, tifo, paratifo, dizanteri, hepatit, ishal, çocuk felci, sıtma gibi hastalıklar ne yazık ki sağlıksız sulardan kaynaklanmaktadır. Bütün dünyada ve ülkemizde su kaynaklarına olan ihtiyaca paralel olarak sınırlı olan bu kaynaklar üzerindeki kirlilik giderek artmaktadır. Su kirliliğine etki eden başlıca unsurlar; sanayileşme, şehirleşme, nüfus
Su Kirliliğinin Çevresel Etkileri
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre dünyada her gün yaklaşık 25 bin kişi sağlıksız su kullanımından dolayı ölüyor. Tifo, kolera, dizanteri gibi ölümcül hastalıklar su ile insana geçtiği gibi, gerek atık suların gerekse zirai gübrelerin kuyu sularına bulaşması sonucu amonyak ve nitrit gibi kimyevi maddelerden insan sağlığı bozuluyor. Ayrıca yeraltı sularına ulaşan zirai ilaçlardan meydana gelen zehirlenmeler de insan
Su Kirliliğinin Çevresel Etkileri
Doğaya Etkisi
Atık sulardaki kimyasal maddeler ve organik bileşikler suda çözünmüş olan oksijenin miktarının azalmasına sebep olur. Bu da suda yaşayan bitki ve hayvanların ölüm oranlarını artırmaktadır. Bu tür sular daha koyu renge ve pis kokuya sahiptirler. Hatta bazı göller veya derelerde aşırı kirlenme sonucu canlı yaşamı sona ermiş ve içerisinde atıklardan
Su Kirliliğinin Çevresel Etkileri
Çiftçiler tarafından daha verimli ürün elde edebilmek için kullanılan gübreler, yağmur gibi etkenlerle yeraltı ve yerüstü sularına karışmaktadır.
Yüksek oranda nitrat ve fosfat içeren gübreler suya karıştığında suda yosunların daha fazla üremesini sağlar bu da yosunların diğer canlılardan daha fazla oksijen kullanmasına sebep olur ve diğer canlıları tehdit eder.
Su Kirliliğinin Çevresel Etkileri
Su Kirliliğinin Çevresel Etkileri
Su Kirliliğinin Önlenmesi
Suyun yaşamın devamı açısından ne denli önemli bir kaynak olduğu bilinciyle bizden sonra gelecek kuşaklara sağlıklı içme suyu ve yaşanabilir bir çevre bırakmamız gerektiği konusunda büyük görev düşmektedir.
• Su kirliliğini önlemek için devlet tarafından yapılacak müdahalelerde ilk akla gelen girişim, kirlilik standartlarının belirlenmesidir.
Su Kirliliğinin Önlenmesi
• Yüzeysel ve yeraltı sularında kirlenmelere neden olabilecek katı atıklar çeşitli yöntemlerle bertaraf edilmelidir.
• Yerleşim yerlerindeki atık sular arıtma istasyonlarından geçirildikten sonra bertaraf edilmelidir.
• Fabrikalara filtre ve arıtma tesisleri konulmalıdır.
Su Kirliliğinin Önlenmesi
• Üretimde doğaya zarar vermeyecek maddeler kullanılmalıdır.
• Birey olarak çevremizdekileri daha az kirletme konusunda uyarabiliriz.
• Alıcı ortamların durumu iyileştirilmelidir. Örneğin, su değişim potansiyeli düşük olan koy ve körfezlerde alınabilecek bazı önlemlerle su sirkülasyonu arttırılabilir.
Ülkemizde su kirliliğine etki eden unsurlar;
1. Sanayileşme, 2. Şehirleşme, 3. Nüfus artışı,
4.Zirai mücadele ilaçları (Pestisid) ve kimyasal
gübreler olarak gruplandırılabilir.
• AKARSU KİRLİLİĞİ
Su Kirliliği Kontrol Yönetmeliği’ne göre kıta içi yüzeysel su kategorisine giren akarsular 4 ana sınıfa ayrılmıştır.
• Buna göre;
• Sınıf I : Yüksek kaliteli su,
• Sınıf II : Az kirlenmiş su,
• Sınıf III : Kirli su, Sınıf
• IV : Çok kirlenmiş su.
Yüksek Kaliteli Su
• Yalnız dezenfeksiyon ile içme suyu temini.
• Rekreasyonel amaçlar (yüzme gibi vücut teması gerektirenler dahil),
• Yalnız dezenfeksiyon ile içme suyu temini,
• Alabalık üretimi,
• Hayvan üretimi ve çiftlik ihtiyacı,
Az Kirlenmiş Su
• İleri veya uygun bir arıtma ile içme suyu temini,
• Rekreasyonel amaçlar,
• Alabalık dışında balık üretimi,
• Teknik Usuller Tebliği’nde verilecek olan
sulama suyu kalite sınırlarını sağlamak şartıyla sulama suyu olarak,
• . Sınıf I dışındaki diğer bütün kullanımlar.
Kirlenmiş Su
• Gıda, tekstil gibi kaliteli su gerektiren endüstriler hariç olmak üzere uygun
arıtmadan sonra endüstriyel su temininde
kullanılır.
Çok Kirlenmiş Su
• Yukarıda I, II ve III sınıfları için verilen kalite parametreleri bakımından daha düşük
kalitedeki yüzeysel suları ifade eder.
DENİZ KİRLİLİĞİ VE KAYNAKLARI
• Deniz kıyıları boyunca kurulmuş bulunan
yerleşim merkezleri ve sanayi tesislerinden,
• Hava yolu araçlarından,
• Denizlerde kurulmuş bulunan platform ve boru hatlarından,
• Gemi ve deniz araçlarından meydana
gelmektedir.
Gemilerden meydana gelen kirlenmeler;
• Kazadan kaynaklanan kirlenmeler,
• Kasıtlı veya bilgisizce yapılan kirlenmeler
olarak iki ana grupta incelenebilir.
EGE DENİZİ
1-Yerleşim sonucu evsel atıklarla,
2-Sanayiden kaynaklanan atık su deşarjlarıyla, 3-Yağış sonucu yıkanma ve çözülmeyle,
4-Tarımsal faaliyetler sonucuyla,
5-Liman faaliyetleri ve deniz trafiğiyle,
6-Denize ulaşan nehir ve akarsular yolu ile
ulaşırlar
• Ege Denizi’ne, Türkiye sahillerinden,
• 7’si akarsu ağzı,
• 6’sı irili ufaklı evsel ve turistik yerleşim bölgesi,
• biri de endüstriyel yerleşim bölgesi olmak
üzere toplam 15 noktadan atık su boşaltımı
yapılıyor.
MARMARA DENİZİ
• Marmara denizi ise hem kara (evsel atıklar, endüstriyel deşarjlar, nehirlerden kaynaklanan kirlenme)
• Deniz kökenli (ulaşımdan kaynaklanan) kirlenme tehlikesini yaşıyor.
• Altyapının yetersiz olması,
• Kanalizasyon toplama şebekesi ve arıtma tesislerinin bulunmaması ve
• İşletme maliyeti nedeniyle arıtma tesislerinin
çalıştırılamaması, evsel kirlilik problemlerinin temelini teşkil ediyor.
MARMARA DENİZİ
• İstanbul civarında bulunan 4500 – 5000 kadar endüstri kuruluşundan, 0,3 milyon metreküp civarında atık su deşarj ediliyor.
• Bu atık suların yüzde 50’si ise arıtılmadan denize bırakılıyor.
• Yapılan son araştırmalara göre,
• İzmit Körfezi’ne günde,
• 6,6 kg kurşun,
• 43,2 kg çinko,
• 1,9 kg bakır,
• 209 kg krom,
• 5,1 kg civa gibi ağır metallerin yanı sıra
• 10,9 ton azot ve
• 30,8 ton atık karışıyor.
• Marmara’ya, bölge genelinde 2,1 milyon metreküp evsel atık su deşarj ediliyor.