• Sonuç bulunamadı

G20 Liderler Zirvesi için C20 Mesajları

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "G20 Liderler Zirvesi için C20 Mesajları"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

G20 Liderler Zirvesi için C20 Mesajları

Amaç

C20 2015 Bildirisi temel alınarak hazırlanan bu belge, C20’nin G20 liderlerine medya çalışmaları ve diğer faaliyetler aracılığıyla iletmek istediği ana mesajları bir araya getirmektedir.

Bu belge, C20 temsilcilerinin G20 Liderler Zirvesi boyunca yapacakları medya ve diğer iletişim çalışmaları için bir kılavuz olması ve C20’nin mesajlarının iletilmesinde C20 temsilcileri arasında ortak ve tutarlı bir söylem yaratmak amacıyla oluşturulmuştur. Bu doğrultuda, 2015 yılında sivil toplumun öncelik alanlarına ilişkin iletilmesi istenen ana mesajları ve destekleyici istatistikleri içermektedir.

Burada vurgulanan mesajlar, 15-16 Eylül 2015 tarihlerinde İstanbul’da gerçekleştirilen C20 Zirvesi’nde 600 kişinin oy birliği ile kabul ettiği C20 2015 Bildirisi’ni temel almakla birlikte G20 gündemine ilişkin son dönemde öne çıkan konular da göz önüne alınarak güncellenmiştir.

Ana Mesajlar Kapsayıcı Büyüme

- Eşitsizlik dünya genelinde giderek artmaktadır. Credit Suisse’in yakın zamanda yayımlanan bir raporunnda, dünyanın en zengin yüzde 1’lik kesiminin geliri tüm dünyanın geri kalanı ile neredeyse aynı seviyede olduğu belirtilmektedir.

- Artan eşitsizlik, kadın ve erkeklerin ekonomik büyümenin faydalarına erişimini olumsuz etkilerken aynı zamanda insani potansiyelleri önünde bir engel teşkil etmektedir. Çevrenin ve doğal kaynakların korunmasına yönelik yeterli önlem almayan büyüme politikaları, sosyal ve ekonomik zararı artırıyor ve sürdürülebilirliği tehdit etmektedir.

- G20 ülkeleri kendilerini büyümenin en büyük destekleyicisi olarak konumlandırmaktadır;

ancak, bu alanda halen atılması gereken birçok adım olduğu göz ardı edilmemelidir. Mevcut varsayımların aksine ekonomik büyüme, başta kadınlar, gençler ve diğer dezavantajlı gruplar olmak üzere toplumdan ekonomik olarak dışlanmış gruplara yönelik ayrımcı sonuçları doğrudan azaltmamaktadır. Bu çerçevede, etkileri açısından daha kapsayıcı büyüme stratejilerinin oluşturulması ve büyümenin faydalarından herkesin daha eşit şekilde yararlanabileceği yeniden dağıtım mekanizmalarının kurulması gerekmektedir.

- G20 liderleri, büyümenin faydalarından herkesin yararlanabileceği adil bir dünya ekonomisi yaratarak eşitsizliğin çok boyutlu yapısıyla mücadele etmelidir. Bu amaç doğrultusunda, G20 liderleri özellikle ulusal ve uluslararası vergilendirmede artan oranlı vergi sistemlerinin geliştirilmesine ve eğitim, sağlık ve sosyal koruma başta olmak üzere temel hizmetlere erişimi kolaylaştırmaya yönelik adımlar atmalıdır.

- G20 ülkeleri toplumun en yoksul %40’lık kesiminin en zengin %10’luk kesime göre gelir artış oranlarını sistemli olarak takip etmeli ve büyüme stratejilerini bu oranlara göre düzenlemelidir.

Önemli İstatistikler

 Dünya üzerindeki en zengin 85 kişinin toplam mal varlığıyla dünyanın geri kalanının toplam mal varlığı birbirine eşittir. (Oxfam)

(2)

 Dünyada her 10 kişiden 7’si son 30 yılda eşitsizliğin arttığı ülkelerde yaşamaktadır. (Paris School of Economics)

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği

- G20 liderlerinin, büyümeyi olumsuz etkileyen ve yoksulluk ile eşitsizliği artıran kadın ve erkeklerin istihdam oranları arasındaki farkı azaltma hedefi önemli bir adım olmakla birlikte bu hedefin gerçekleştirilmesi için öncelikle sosyal altyapıya yatırım yapılması gerekmektedir. Çocuk ve yaşlı bakımı başta olmak üzere sosyal altyapıya yatırım, G20 liderleri tarafından geçtiğimiz yıl belirlenen 2025 yılına kadar 100 milyon kadının işgücüne katılması hedefinin yerine getirilmesi için oldukça önemlidir. Kadınlara ücretli iş sağlama konusunda katkı sağlayacak olan söz konusu yatırımlar, G20’nin fiziksel altyapı yatırımları ile birbirini tamamlayacaktır.

- Kadınların işgücüne katılımını sağlamak, ücretsiz bakım ekonomisinin tanınmasını ve azaltılmasını gerektirmektedir. Yapılan hesaplamalara göre, kadınların ücretsiz bakım işinin parasal değerinin GSYH’nin yüzde 10’u ila yüzde 39’unu oluşturacağı tahmin edilmektedir.

G20 liderleri aynı zamanda, cinsiyete dayalı gelir eşitsizliğini ortadan kaldırmak için yasal ve siyasal çerçeve oluşturmalı; istihdam, kamu ihaleleri ve şirket yönetimlerine cinsiyet kotası getirilmesini teşvik etmelidir.

- G20 liderleri cinsiyet eşitliğine ilişkin belirledikleri hedeflere yönelik ilerlemeyi ölçmek için başlangıç verilerini saptayan, niteliksel ve niceliksel veriler yoluyla toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadının güçlendirilmesinde sağlanan ilerlemeyi sistematik olarak ölçen ulusal izleme mekanizmaları kurmalı ve bu mekanizmaları finanse etmelidir.

Önemli İstatistikler

 Dünya çapında kadınlar erkeklerden ortalama %33 daha az kazanmaktadır. Yüksek gelir grubundaki kadınlar söz konusu olduğunda bu farkın arttığı görülmektedir. Mevcut koşullar değişmediği takdirde, kadın erkek arasında ücret adaleti 2086 yılına kadar sağlanamayacağı belirtilmektedir. (Uluslararası Çalışma Örgütü - ILO)

 Kadınların küresel işgücünün yüzde 40’ını oluşturduğu gerçeğine karşın, ILO’ya göre kadın işsizliği küresel istihdam açığının yüzde 73’ünü oluşturmaktadır. .

 Yapılan hesaplamalara göre, kadınların ücretsiz bakım işinin parasal değerinin GSYH’nin yüzde 10’u ila yüzde 39’unu oluşturacağı tahmin edilmektedir. .

 Kadınların ücretsiz yaptıkları işlerin parasal değerinin gayrisafi yurtiçi hasılanın %10-%39’u arasını oluşturduğu tahmin edilmektedir. (Birleşmiş Milletler Sosyal Kalkınma Araştırmaları Enstitüsü – UNRISD)

Sürdürülebilirlik

- Paris İklim Konferansı’ndan yalnızca 2 hafta önce bir araya gelen G20 liderleri, uzun süredir beklenen iklim sözleşmesini gerçeğe dönüştürme gücüne sahiptir. Dünyanın en güçlü ekonomileri olan G20 ülkeleri küresel sera gazı emisyonunun çok büyük bir bölümünden sorumludur.

(3)

- G20 liderleri, küresel ısınmanın etkilerini azaltacak ve yoksulların değişen iklim koşullarına uyum sağlamalarına destek olacak başarılı bir iklim sözleşmesinin hayata geçirilmesi için kritik bir öneme sahiptir.

- G20 liderleri, Paris sözleşmesine bağlı olarak gelecek 10 yıl içinde emisyon azaltım taahhütlerini gözden geçirmeli ve artırmalıdır. En yoksul kesimler başta olmak üzere tüm dünyayı etkileyecek olan küresel ısıdaki 3 derecelik artışı önlemek için gelecek 10 yılda daha fazla emisyon azaltımına ihtiyaç olduğu göz ardı edilmemelidir. Bu doğrultuda, her ülkenin kendi üzerine düşeni yapması gerektiği gibi özellikle emisyon azaltım taahhütlerini yerine getirmeyen zengin ülkelerin bu konuda liderlik etmesi oldukça önemlidir.

- G20, 2030 yılına kadar herkes için güvenilir, güvenli, sürdürülebilir ve temiz enerji erişiminin sağlanması için öncü rol üstlenmelidir. G20 ülkeler,i 2050 yılına kadar yüzde 100 yenilenebilir enerji geleceğine yönelik taahhütte bulunmalıdır.

- G20 liderleri, daha önceden verilen taahhütlere bağlı kalarak 2020 yılına kadar fosil yakıt teşviklerini adil bir yaklaşımla tamamen ortadan kaldırmak için acil önlem almalıdır.

- G20 liderleri, yeni ve yenilikçi kaynakların kullanımıyla kamu iklimi finansmanını artırarak gelişmekte olan ülkelerin iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamalarına ve karbondan arınmaya yönelik dönüşüm sürecine katılmalarına imkan sağlamalıdır.

Önemli İstatistikler

 Küresel fosil yakıt emisyonlarının yüzde 84’ü G20 ülkelerinden kaynaklanmaktadır.

(Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü – OECD)

 En fazla karbondioksit salınımı yapan ilk 20 ülkeden 17’si G20 üyesidir. (Enerji Bilgi Yönetimi – EIA)

 Dünyada 1,4 milyardan fazla insanın elektriğe erişimi bulunmamaktadır. (BM Kalkınma Programı – UNDP)

 2010 yılında fosil yakıt türevleri için harcanan 409 milyar doların yalnızca yüzde 8’i dünya nüfusunun en yoksul yüzde 20’sine ulaştı. (Uluslararası Enerji Ajansı – IEA).

Vergilendirme

- Vergilendirme, sürdürülebilir kalkınma için kilit önem taşımaktadır. Uluslararası kurumsal vergilendirmenin yeniden düzenlenmesi; vergilendirme meşruiyetinin yeniden sağlanması ve sermaye kaçışını kolaylaştırma ve suç ve yolsuzluk gelirlerinin perdelenmesi üzerine kurulu vergi cennetleri ile denizaşırı mahremiyet sisteminin kullanımının sonlandırılması bakımından en temel gerekliliklerden biridir.

- Küresel vergi sistemini yeniden düzenleme görevi halen sona ermemiştir. Matrah Aşındırma ve Kar Erozyonu (BEPS) vergi paketine ilişkin G20 tarafından onaylanan 15 Eylem, önemli ileri adımlardır ancak yeterli değildir. En önemlisi, BEPS paketi, ekonomik bir etkinliğin meydana geldiği her yerde vergilerin ödeneceği yönünde güvence verme konusunda başarısızdır.

- G20, bütün ülkelerin eşit şekilde parçası olacağı, ikinci jenerasyon daha derin vergi reformlarını desteklemeli ve böylelikle, çoğunluğun menfaati doğrultusunda bir vergi sistemi kurulmalıdır. Daha derin vergilendirme reformları, çok uluslu şirketlerin iş yaptıkları yerlerde vergi vermelerini sağlamak ve vergi cennetlerinin önüne geçilmesini sağlamak adına gereklidir.

(4)

Önemli İstatistikler

 Dünyanın en büyük şirketlerinin yüzde 73’ü, yabancı ülkelerde ödedikleri vergi miktarına ilişkin kamuoyu ile herhangi bir bilgi paylaşmamaktadır. (Uluslararası Şeffaflık Derneği)

 Gelişmekte olan dünyanın, 2003-2012 yılları arasında, yasadışı finansal akışlardan kaynaklı kaybı 6,6 trilyon dolar değerine ulaşmıştır. (Global Financial Integrity).

 Çok uluslu şirketler, 2012 yılında, yıllık karlarının çeyreğine denk gelen 500 ila 700 milyar doları; Birleşik Krallık, Almanya, Fransa, Hindistan, Çin ve diğer birtakım yerlerden, düşük veya sıfır vergili ülkelere kaydırmıştır.

 Çok uluslu şirketlerin kar kaydırması uygulamasını durdurmaları durumunda Honduras, sağlık hizmetlerini ve eğitime harcanan kamu gelirini yüzde 10 ila 15 oranında artırabilir.

Yolsuzlukla mücadele

- Yolsuzluk, dünya genelinde milyonlarca insanı olumsuz etkilemektedir. Öte yandan yolsuzluk, adil piyasa yapıları aksatarak, rekabet ortamını bozarak ve ihtiyaç duyulan kalkınma ve insani yardımların kötü yönetimine sebep olmaktadır. G20, bu hususta örnek alınacak bir yol gösterici konumundadır.

- C20; G20’yi, yolsuzlukla mücadele için gereken adımları atmaya çağırmaktadır. Bu çağrı kapsamında; Gerçek Lehdarlık Şeffaflık İlkelerinin etkin şekilde uygulanmasına yönelik bir eylem planı yayımlanması ve düzenli aralıklarla ilerlemeye ilişkin raporlama yapılması öngörülmektedir. Gerçek Lehdarlık kayıt sisteminin genişletilerek, kamuya ve dünya çapındaki yargı sistemine açık hale getirilmesi; kamu ihalelerine ilişkin tedarik süreçlerinin tamamının kamuoyuna açılması; şeffaflığın sağlanması ve yolsuzlukla mücadele için önem teşkil eden kilit veri setlerinin açık veri formatında paylaşılması, yolsuzlukla mücadele için atılması gereken adımlar arasında yer almaktadır.

Önemli İstatistikler

 Dünya, her yıl kamu ve özel sektörde yolsuzluk nedeniyle en az 1 trilyon ABD Doları zarara uğramaktadır. (Uluslararası Şeffaflık Derneği).

 Yolsuzluk, ulusal kamu ihale bütçelerinin yüzde 20 ila 25’ini tüketmektedir. (OECD)

 G20 ülkelerinin GSMH’larının toplamı üzerinden düşünüldüğünde, açık verilerin G20 için değeri yıllık değeri 2,6 trilyon ABD Doları civarındadır. (Omidyar Network)

Göç

- Dünya genelinde çatışmaların şiddeti gittikçe artarken, milyonlarca insan evlerini terk etmeye zorlanmaktadır; genellikle de güvenli ve onurlu bir hayata sahip olabilmek adına riskli ve ölümcül geçiş yolları kullanmak gibi bir takım yollara başvurmaktadır.

- Çatışmadan kaçan insanların umutlu ve onurlu bir hayat sürdürebilmesi sağlanmalıdır.

Sığınmacılar, kendi geçimlerini sağlayabilecekleri ve ailelerine destek olabilecekleri iş imkanlarına sahip olmalıdır. Bunun yanı sıra, sağlık hizmetleri ve eğitim gibi temel hizmetlere erişimleri olmalıdır. Bu olanaklar; sığınmacıların, kabul edildikleri ülkenin ekonomisine ve toplumuna katkıda bulunmalarını sağlamanın yanı sıra, muhtemel eve dönüşleri için de kilit önem taşımaktadır.

(5)

- G20’nin bu konuda atacağı adımlar, insani yardım sağlamanın ötesinde, sığınmacılara ve ev sahibi ülkelere orta-uzun vadeli ekonomik destek de içermelidir. Yapısı ile birlikte jeopolitik ve ekonomik nüfuzu göz önüne alındığında G20 Zirvesi, bu desteğin sağlanması adına etkin bir niteliğe sahiptir.

- G20, sığınmacılara çalışma haklarının tanınması ve bu hakkın etkin şekilde uygulanması için gereken önlemleri almalıdır. Aynı zamanda, Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşları yönlendirerek, emek programları yoluyla sığınmacılar için iş imkanlarının yaratılmasını sağlayabilir; misafir ülkelerdeki ulusal kuruluşlarla bir arada çalışarak, sığınmacılar için beceri geliştirme programları finanse edebilir ve her iki taraf için de yarar sağlayacak yenilikçi ekonomik uygulamalara teşvik için somut önlemler alabilir. Bu önlemler, misafir ülkelere gelen sığınmacıların sosyal entegrasyonunu desteklemek adına oldukça büyük önem taşımaktadır.

- Lübnan, Ürdün, Irak ve Türkiye; Suriyeli mültecilerin çoğunluğuna ev sahipliği yaparken G20, uluslararası yardımlaşma ruhu içerisinde harekete geçmeli ve komşu ülkelere göç etmeye zorlanmış Suriyelilerin adil bölüşümü konusunda yeni ortak düzenlemeler gerçekleştirmelidir. Aynı zamanda, ev sahibi ülkelerin omzundaki yükü hafifletmek adına, temel sosyal hizmetlerin ve sığınmacıların ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik yatırımlar artırılmalıdır.

Önemli İstatistikler

 Dünyada yaklaşık 60 milyon mülteci bulunuyor ve gittikçe artmaktadır. Bu rakam, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana, yerinden edilmiş insan sayısının ulaştığı en yüksek değer olma özelliği taşımaktadır.

 Dünyadaki mültecilerin yüzde 86’sı düşük ya da orta gelirli ülkelerce misafir edilmektedir.

Avrupa ve diğer yüksek gelirli bölgeler ise görece daha az sayıda mülteciye ev sahipliği yapmaktadır. Türkiye halihazırda 2 milyonun üzerinde Suriyeli sığınmacıya ve buna ek olarak Afganistan, Irak, İran ve Somali gibi ülkelerden 230.000 sığınmacıya ev sahipliği yapmaktadır.

Ürdün ise 2 milyondan fazla Filistinli ve neredeyse 1 milyona yakın Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapmaktadır.

 Son 4 yıl içerisinde, 10 milyondan fazla Suriyeli sığınmacı evlerinden uzaklaştırılmış durumdadır. Bunların 7,6 milyonu ülkesinde yerinden edilmiş kişilerken, 4,1 milyonu mülteci konumunda ve büyük ölçüde komşu ülkeler tarafından misafir edilmektedir. 2 milyonun üzerinde mülteci Türkiye’de, mültecilerin 1.1 milyonu Lübnan’da, 629.000’i Ürdün’de ve 248.500’ü ise Irak’ta yaşamaktadır. Nisan 2011 ve Ağustos 2015 tarihleri arasında Avrupa’ya giriş yapan Suriyeli mültecilerin sayısı 428.000 olarak belirlenmiştir; bu sayı, AB nüfusunun yüzde 0.1’inden daha azdır. Avrupa’ya ulaşan mültecilerin %43’ü Almanya ve Sırbistan’da misafir edilirken, kalan yüzde 17’lik kısım, diğer 27 Avrupa ülkesine bölüştürülmüş durumdadır.

 Suriyeli sığınmacıların %50’sinden fazlası çocuklardan oluşmaktadır ve bu çocukların çoğu yıllardır örgün eğitimden mahrum vaziyettedir.

C20 ve Sivil Toplum

C20, dünyanın karşı karşıya kaldığı sorunlara ilişkin ulusal ve uluslararası sivil toplum örgütlerinin G20 karar alıcılarıyla diyalog kurması için oluşturulmuş ve resmi olarak tanınan

(6)

bir platformdur. 14 ulusal ve uluslararası sivil toplum örgütünden oluşan C20 Türkiye Yürütme Kurulu sürdürülebilir kalkınmayı gündeme taşımak ve dünya çapındaki eşitsizlikleri azaltmak için çalışmaktadır.

C20’nin 2015 yılı öncelik alanları kapsayıcı büyüme, toplumsal cinsiyet eşitliği, sürdürülebilirlik, yolsuzlukla mücadele ve vergi adaleti olarak belirlenmiştir. Bu öncelikler, 91 ülkeden 388 kuruluşu temsil eden 1.169 kişinin katıldığı açık ve şeffaf bir online istişare süreciyle belirlenmiştir. 2015, toplumsal cinsiyet eşitliğinin tek başına bir öncelik alanı olarak ele alındığı ilk yıl olma özelliğini taşımaktadır.

Sivil toplum alanı, yoksullukla mücadele ve sosyal adaletin sağlanması için önemli bir unsurdur. Yoksulluk, eşitsizlik ve adaletsizliğe karşı örgütlenme ve ifade özgürlüğü, sivil toplum için yasal, siyasal ve sosyal bir alan gerektirmektedir. Bu alan yurttaşların katılımını garanti altına alırken, hükümetlerin ve büyük şirketlerin hesap verebilir olmasını sağlamaktadır. Öte yandan, son yıllarda birçok ülkede hükümetler, sivil toplumun faaliyet alanını büyük ölçüde sınırlayan yasalar, politikalar ve kısıtlamalar uygulamaya koymaktadır.

Sivil topluma tanınan kısıtlı alan, devletin ve devlet kaynaklarının toplumun bazı kesimleri tarafından ele geçirilmesine ve muhalefet alanının daralmasına neden olmaktadır.

Bu nedenle C20, G20 liderlerine vatandaşların katılım sağlayabileceği, vatandaşlık haklarına ilişkin devamlı bir müzakere sürecine dahil olacakları ve hükümetler ile büyük şirketleri hesap verebilir tutmalarını sağlayan sivil toplum platformlarını korumaya yönelik taahhütlerini yerine getirme çağrısında bulunmaktadır. G20 böylece, daha kapsayıcı, katılımcı ve ihtiyaçlara cevap verebilir yönetişim sistemlerinin kurulmasına ilişkin küresel talebin yerine getirilmesinde lider konumunda olacaktır.

Önemli İstatistikler

2015 yılında C20 politika oluşturma ve istişare sürecine 91 ülkeden 500’e yakın sivil toplum kuruluşunu temsil eden 5.000’e yakın kişi katılmıştır. Bu sayılar, online anketlere, tartışma forumlarına ve düzenlenen toplantılara olan katılımı belirtmektedir.

C20 Bildirisi, 15-16 Eylül 2015 tarihlerinde İstanbul’da Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleşen C20 Zirvesi’nde nihai hale getirilmiş ve Zirve katılımcıları tarafından oy birliği ile kabul edilmiştir.

Referanslar

Benzer Belgeler

OpenAIRE Rehberi FP7 Açık Erişim plot projesiyle kurumsal arşivlerin uyumlu hale getirilmesi için tüm açıklama ve gereksinimleri içerir..

10 Ders kitapları kültürel çeşitliliği teşvik et- mek ve özellikle kültürü en geniş anlamıyla beslemek için kullanılabilir ve "bir toplumu veya sosyal grubu

Alüminyum alaşımı pistonlar, normal dökme demir pistonlar gibi silindirik olarak yapılsaydı, alüminyum genleşme katsayısı fazla olduğu için pistonun yüksek

15 Ekim tarihlerinde İstanbul Kongre Merkezi’nde gerçekleşen ‘’SAP Forum’’unda 150 kişilik ekibimizle hizmet verdik.. Teknoloji dünyasının kalbini tutan

2015, sürdürülebilir kalkınma için kritik bir yıldır ve eylemlerimizin düşük gelirli gelişmekte olan ülkeler de dahil olmak üzere kapsayıcı ve

OECD, Dünya Bankası ve Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan ve ülkelere has koşullar ile gelişmişlik düzeylerini dikkate alarak oluşturulmuş yeşil

 Çok taraflı kalkınma bankalarının net gelirlerinden düşük gelirli ülkelere yönelik kredi imkanlarına mümkün olduğu takdirde kaynak transferi yapılması

Kapsayıcı, güçlü, sürdürülebilir ve dengeli bir büyüme sağlamak için birlikte çalışmalıyız; bu büyüme geniş istihdam olanakları ve herkes için, ancak