• Sonuç bulunamadı

enfornıasyon çağında yaşıyoruz; sorun bir ınanıulü, bir hiznıeti en iyi şekilde üretnıekle bitıniyor... bunu nıüşterilerinize duyurnıak

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "enfornıasyon çağında yaşıyoruz; sorun bir ınanıulü, bir hiznıeti en iyi şekilde üretnıekle bitıniyor... bunu nıüşterilerinize duyurnıak"

Copied!
44
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

enfornıasyon çağında yaşıyoruz; sorun bir ınanıulü, bir hiznıeti en iyi şekilde üretnıekle bitıniyor. .. bunu nıüşterilerinize duyur­

nıak gerekiyor. siz de biliyorsunuz reklanı; şirketinizin ürün/

hiznıetlerini yeterince tanıtanııyor; ayrıca reklanı, pahalı bir ta­

nıtını aktivitesi, üstelik kanıuoyunun reklanıdan etkilenerek ter­

cihlerini saptar

..

düzeyi de giderek azalıyor. .. öyleyse çözüm;

şirketinizin bir dergiye sahip olnıası. .. dergi yayıncılığı için ela­

nıan istihdcınıı pahalı, uznıan elenıan bulanııyorunı diyorsanız, gelin bize ... size yardınıcı olalını; deneyinıli, uznıan ve en öneın­

lisi dergiciliği bilen kadronıuzla size yardım için hazırız ... tu­

riznıden sigortacılığa; tarınıdan denıir-çeliğe; sendikacılığa, be­

lediyeciliğe kadar pek çok alandaki dergilerinizi hazırlıyoruz ...

isterseniz derginiz için gereken hinı yazıların, fotoğrafların ha­

zırlcınınası ve dağıtınıın sorunıluluğunu da alabiliriz ... dergini­

zin ağırlığı ister ınagazin, ister teknik, isterse bilinısel olsun ...

bir telefonunuz yeter ...

tel: 479 10 84

(3)

-

Yil: 3 EYlUl- EKIM

t5ı:ot,.,ı;b�r O::cli-etJ

ı 992 (Iki oydo bi ı yoyınlonıı)

(1�"1 Bım.ııı:l>/y 1 Sohıbı ve Yoıı�leıi ,'!�duıu

tPubFı1lırr � EdıltJf (/;tel} J

NAZMi KOZAK Turizm Donısımını

(1 •UitSni(C/���(l( 1 MEHMET YEŞiLTAŞ

Ingilim Melin rlııgloh Imi MEHMET ARSLAN Yurtici Temsilcilikleri

(!J.Jnıtmr OffıwJ iSIAliBUl­

BÜLENT AGAOGLU

lEl:24617 94 i ZMiR HASAN KIRMIZI

TH: 59 04 25 AY0/11

- DOÇ.DR.BAHATTiN RIZAOGLU m· 1631 ı 569 o9

- -

- IIEVSEHiR

MERYEM AKOGLAN TEl: (485) 2 49 90

BAllKESiR AYHAN GÖKDENiZ

m 1661) 22 936 ı'ıii!ALYA

DOÇ.DR.AHMET AKTA$

TEl: 27 ·IS 50

CENGiZ EMRE

JEL-45�7 18 MUG LA METiN KOZAK

Hl:(611)460 14

- Yurtdısı Temsilcilikleri (lııı�ıgn (!ı.btıJI.'ci}Oflıces)

KOSIMIZ(ı\L'MHYA) AHMET ERTEKiN

l[l:(07531) 151 51 lAIIOSHUI (ALIMI/YA)

KENAN AVCI

1El:(49871)28618

YAZISMA ADRESi

{( amsp<Jr.denııt iııld�tss}

P .K. 589 0642 5 Kıııloy-ANKARA TEL: 479 1 O 84 Oızgi/lırma by

·P

2313968

B us kı/ Pumed by ÖZYURT MATBAACILIK

220 76 31

kopcık fotogr�h:

GIYAlEniN DEMIRHAN

3 5

9

14

21

23

25

30

32 34

39 40

ANATOLIA'dan ...

Dogaı Hayatı Koruma Etkinliklerinde Kamuoyu Yaratma Stratejilerinin Önemi ve Kitle İletişim

Araçlannın Kullanımı

DOÇ.DR AHMET HALÜK YÜKSEL

Y.u.ır ın.ık.ılesınt.lt•, k..unuoyu �ı,ır.ttma str.ıteıılı.•rini n� bu str;ıtejilt>rin k.ımuoyu yaratm.ıda n� orandd etkin oldukları klınu:-.umı .ıçıkl.ım.ıl-.t."'d ır. M.ık.ılt•nın sonr.ıkı ll(ılliml.ındt' ise k it ı� ilctişirn .ır..tçkırının k.ıınuoyu y;ıratın:ıd:ıki etkililik

�h·n·t.�>Jı.•rı cHll,ıtıl,ll'ılk, dı.)ı;,ıJ h.ıy.ıtın kortıllnltlS!l-'lkinJikll•rindı.• bu ill"ılÇi.ınJ,ın ne Şt>kildt.• y.tf(lrlcillılbiJcce�i .ınl,ıtılnMkttu.lır.

Türkiye'de Termal Turizmi Sempozyumu

NAZMi KOZAK

Bu vazıd.ı. 30 Eylull<l92ı.ırihindelloiı·adin Beh•diyesi ile An.ıdolu Üniversitesı Bolvadi n Meslek Yüksek Okulu t.ır,ıfınd.ın gt.•rçcklcştiıilen "1 ürkı�ıı.•'de Term.ıl Turizmi Sempotyumu"nda sunulan bildırilere yer verilmektedir.

Üniversitelerdeki Boş Zaman Etkinliklerinin Dogaı Hayatı Korumaya Yönlendirilmesi

DOÇ.DR. UGUR DEMiRAY

Bu m.ık:ıh>d.t.•, üni\'l'ı-sıtrlerdtıki bo:;. Z<lnıan C'tkınlikleri kaps..ım.ıııda dog.tl hayatın korunmasına yönt!lik olarak ıll'lt.•rınyapıldbılı.•ç('ğı ul'ı.'nnde Junılm.ıktadır.

Turizm Kuruluşlannın Sanata Katkı So

rum

luluklan

ATiLLA ÖZER

Y.11.ır, u lkı.·nuzdt' s.ınilt ve �.ınatçılctr.ı k;ırşı gOsterılen ıl�inin yönelimi vt• içf.lriği konusunda görüşlerini açıklamakta, n• tu ııtm ışlt•tmı.•lı.•rinın s..ın.Ha k..ılkı .und\'•IYI.ı nı.-'lt•r y.lpabilt'(egi üzt.>rınde durmakttıdır.

Eskişehir'de Kollokyum/Panel ve Çevre .

..

PROF.DR. SERAP KARA

Y.ız.ır, son yıll.ırd.ı ÇI?VI'l�vi onı.•mlı oranda tchd ıt eden toksik atıklar konusu nd n kasım ayı iç.erisindC' Eskişt.>hir'de gL"rçckleşti�ileet.•k \ll.ln kc;llokyum/ p:tn<'lı düzenlenll'nın drdınd.-1 yatan önemli bir çevre· sorunun U zerinde durm.ıktoıdır.

Dagcılıkta Spor-Turizm-Çevre ilişkisi.

..

GIYASETTiN DEMiRHAN

:Vt.ık.ıll', dıığnlıAın turizm, çc\·re \'C turizm ıiC' olan ilişkısı üzerıne kurulmuştur. Yazı, dngcılı�n tarihsel gelişimine ilı\'kın btt7ı .ıçıklnnı.ılt�rd l�k olar.ık, ),rlinümüzde ulaştıgı boyutlrır hakkmda bilgi vemlt>kte ve dnğcılıWn iç.inde bulundu);u sonınl.ırı .ıçıkl.ımakt,ıdır.

Turizm Alap ve Merkezlerinin İlanma ve Buralardaki Teşvikiere Ilişkin Esaslar

U u v.ı7ıd.ı, ı-u rızm .ıl.ın Vt� merk�·? lerinin ilaıun.ı Vt' buralilrda gerçekleştırilt>fek yatınn.Uara verilen leşyiklere ilişkin I"'W\'I.U.llı ınu'IL'Illl'kt�dır.

Çocuk ve Çevre ilişkisi

DOÇ .DR. DENiZ GÜLER

\ıl.ık.ıle, çocuğun >;clişinunde çı. .. vre uncourunun ne den."Ce öıwm taşıdıA,ma ilişkin açıkl�'\lara yer vennektedir.

Talih Oyunlan Sa.lonlan

YARD.DOÇ.DR. MEHMET OZDEMIR

l1u m.ık,ıl.ıdc, Türkiyc'dı.• talih oyunl.uı salonlannın kuruluşu v� işletnıedliSine yönelik hukuksal düzenlemeler ,mlcttılnlııkt,ıdır. Yahtr, talıh oyunl.ın salonlannın kunılnwısı Vi! işletılnıt..osın� ilişkin olarak hazırlannuş hukuki dLi7enlc>mclerın nl'drnlcri \'c Sonuçları b.\ kınundan konuya yaklaşmakta \'C bazı açıklaınılarda bulunmaktadır.

Kitap

KISA KISA

... (haberler)

ABONE KOŞULLARI

Alıone olmak için o�ğıdo belirtilen alıone bedelini Noznii Kozak adına Türkiye i� SonkOli Kınlay (Ankara) $ulıesi'ndeki 0720095 no'lu hesaba yolırdıklon sonra, alındı belge5inin fotokopisini P.K. 589 0642S Kızılty·ANKARA odre5ine göndermeniz yele�idir. Adınızı, 01rk adre5inizi, posta kodunuzu, lelelonunuzu ve hangi sayıdon itibaren alıone olmak i�lediğiniıi lütfen belirtiniz

Abııııe Bedelleri lı Aylık : 70.000 TL.

Yıliıiı : 170.0000 TL.

NOT: Alıone bedelleri, öğrenci, öğıelmen ve öğretim görevlileri için% 25 indirimli uygulanır.

(4)

Türkiye ve Dünya'daki Bilgileri Masanıza Getiriyor ...

SUNDUGUMUZ HiZMETLER

O Turizm olonında baskısı tÜkenmiş yerli ve yabancı doküman­

ların fotokopisi temin edilir ..

...

O Turizm alanında istenen konularda yerli ve yabancı kaynak- 1

lar için tarama yapılır ve tarama sonucunda elde edilen dokü­

manların fotokopileri sağlanır.

O Tarama ücreti ilk 25 kaynak için 200.000 TL, da ha sonraki her ı O adet kaynakçonın ücreti de ı 00.000 TL'dir. Bu tutarlara ilgili 1

dokümanların fotokopi ücretleri da hil değildir.

O Turizm ile ilgili alanlardaki araştırmalara bilgi ve danışmanlık 1

hizmeti verilir (Bu tür hizmetlerin ücreti karşılıklı görüşme ile sap­

tanır).

O Fotokopi ücreti her bir sayfa için ı 000 TL olup, fotokopi iste- 1

ğinde bulunulan makale, araştırma, rapor v.b. dokümanların sayfa sayısı l OO'den az olması durumunda, fotokopi ücreti ola- rak ı 00.000 TL alınır.

O Hizmetlerimiz posta ile ödemeli gönderilir. Postalama ücreti 1

alıcıya aittir.

'! çızışma Adresi: ı- ...,..

ANADOLIA DERGISI P.K.589 06425 Kızılay, ANKARA ı

TEL: 479 lO 84 T

(5)

Türkiye'de toplumsal gelişmenin ulaştığı aşama, kamu yönetimi uygulama ve düzenlemelerinin önüne geçmiştir. Mevcut uygulama ve düzenlemeler Türk toplumunun gereksinimlerini karşılamaktan uzaktır.

Çevre ile ilgili düzenlemelerde, turizmde veya kültür le ilgili olsun mevcut · yasalar, yönetmelikler vb. hukuksal düzenlemeler ihtiyacı karşılayamamaktadır ve gelişmeleri geriden izlemektedir.

Turizm sektörünü ele alalım ; 1983'lerde 2634 sayılı Turizmi Teşvik

Kanunu çıkarıldı ve bu yasa zamanına göre ileri uygulamalara sahipti. Ancak daha sonradan gerçekleştirilen ekleme ve değişiklikler ile birlikte 2634 sayılı yasa, şimdilerde turizm sektörünün gereksinimlerini karşılayamamaktadır . Orneğin, turizmin iyi korunmuş, temiz çevre ile olan ayrılmazlığına rağmen , bu yasada . hala çevreciliğe aykırı maddeler bulunmaktadır.

Öte yandan turizm sektörünün hizmetine sunulan turizm türleri giderek artmaktadır. Tennal turizm. dağ turizmi, yay la turizmi, mağara turizmi ... vb. gibi turizm türleri giderek daha önemli hale gelmektedir. Bu alanlarda giderek yatırımlar artmakta, buna bağlı olarak talep de artmaktadır. Ancak, bunlara ilişkin hukuki düzenlemeler, ya hiç yoktur ya da 50-60 yıl öncesinin yasaları,

yönetmelikleri geçerlidir. Turizme yeni açılan alanların korunması, uzun yıllar turizınin hizmetine sunulabilmesi ve bizden sonraki kuşakların da hizmetine bırakılabilmesi için, bu turizm türleri ile ilgili hukuksal düzenlemelere zaman geçirilmeden ihtiyaç bulunmaktadır.

Çevre korumacılık ile ilgili olarak yapılan hukuksal düzenlemeler

(yapılanlar) yeni olsalar bile günümüzün gereksinim ve koşullarını karşılayacak düzeyde ve içerikte oldukları konusu bile tartışmalıdır. Ayrıca çevrenin korunması alanında getirilmesi gereken yeni ve değiştirilmesi gereken eski pek çok ve · yönetmelik bulunmaktadır. Bizler doğal hayatın korunmasından söz ediyoruz, · . ancak dağlardan, göllerden, denizlerden yararlanma ile ilgili olarak hala

1930-19-lü'larda çıkarılmış yasalar geçerlidir. Örneğin, av hayvanlarının tespiti, av lanmaları gibi hususlarda çoğunluğu eski olan düzenlemeler uvgulanmadadır.

Yukanda bir-iki konu üzerinde durduk, görülüyor ki T'irkiye'nin zaman geçirilmeden çağın gereksinme ve koşullarına yönelik olarak yeni hukuksal düzenlemelere ihtiyacı bulunmaktadır. Diğer konulan bir yana bırakalım, konumuzu doğrudan ilgilendirdiği için turizm ve çevre alanında çok yakın zaman sonrasına değin gerekli dü zenlemeler yapılamazsa, pek çok şey, pek çok doğal güzellik bir daha geri gelmernek üzere yok olacaktır.

Saygılarımızla ...

NAZMi KOZAK

(6)

Derginiz ANATOLIA, turizm ve çevre alanlarında haber niteliği olan konulara sayfalarında yer verme kararı almıştır. Toplamı bir-iki sayfayı aşmayacak bir boyutta ve "Kısa Kısa" başlığı al­

tında yer vereceğimiz. bu bölümde, aşağıda sıralanan konular­

da kısa haberlere yer vereceğiz.

ANATOLlA Dergisi'nde yer almasını istediğiniz haberleri, dergi­

miz adresine göndermen izi' ric.a ederiz.

"Kısa Kısa" başlığı altındaki bölümde yer verilecek haberlerin konuları:

O Konferans, sempozyum, panel v.b. toplantılarla ilgili haberler, duyurular,

O Araştırma, rapor, tez (master, doktora, uzmanlık) haberleri,

O Kitap, dergi yayımlama haberleri,

O Lisans ve lisansüstü öğrencilerince gerçekleştirilen araştırma çalışmaları ile toplantı. haber ve duyurula rı,

O Turizm ve çevre ile ilgili a,lanlarda çalışmalar yapan

derneklernin çalışmaları, gerçekleştirdikleri faaliyetlere ilişkin haber ve duyurular,

O Kamu kurum ve kuruluşlarının etkinliklerine ilişkin haber ve duyurular.

yçızışma Adresi:

ANADOLIA DERGISI P. K.589 06425 Kızılay, ANKARA

TEL: 479 lO 84

(7)

DOGAL HAYATI KORU MA

. . .

ETKINLIKLE RINDE KAMUOYU YARATMA STRATEJiLERiNiN ÖNEMi VE

. . . .

KITLE ILETISIM ARACLARININ

KU LLAN IMI

DOÇ. DR. AHMET HALÜK YÜKSEL*

ABSTRACT

THE IMPORTANCE OF CR fATING PUBUC OPINION STRATEGIES ABOUT PROTECTING NATURE AND USING OF MASS MEDIA

The roles of mass coınınunicotion on d ınoss ınedio or e very iınportant in protecting noture. The lock of mass coınınunicotion is, to gel deloyed feed-bock in comınunicotion process. This meons that the source of comnıunicotion process con not have proper information about the changes that have happened in receiver. if this problem is solved, mass

coımnunicotion could be much nıore effective in profeeling nature.

( Ahmel HalUk Yükse( Associate Prolessor, Open Educalian Faculıy, Anadolu University, Esk�e/ıir, Turkey.

Günümüzde özellikle son on yıl içinde, insansal iletişim konu­

sunda yapılan bilimsel ar<ıştırma­

ların arhk şaşırtıcı boyutlar<ı ulaş­

tığı bilinmektedir. Asılnda, araş­

tırma çalı�malarında görülen ve cırtık "patlamcı" olarak nitelendiri­

lebilecek olan bu geli�me, iletişim kcıvranıının gittikçe geni� leyen kullanım alanı ve anlamından kayn<1ğıı1ı aln1aktadır. Buna bağlı ularak çt)k sayıda bilimsel disip­

lin ve c1lan da kendi ilgi ve ÇL'rçc­

velcri b<Jğlamında da olsa ileti­

şim konusunda çalışmakta ya da iletişimi kullanmaktadırlar.

ill'tişim ka vranunın çuk çeşitli bilim ve alanlcırla yakın ilişkisi ve değişik bilimsel disiplinlerin ileti­

şim kcıvramını ve kendi alanla­

rında kullanmaları, bu kavramın değişik biçimlerde tanımlanması­

da berabL'rinde getirmektL'dir.

Ooç.Dı·. Ahmet Halük Yuksel, Anadolu Unı­

versıtesı Açıkoğrewn Fakultesı'nde oğretım uyesıdw.

Aslında iletişim sözcüğü, birçok davranış biçimlerini de kapsama­

sı ncdeniyl� "sevgi" sözcüğüne çok benzemektedir. Bu açıdan, en geniş anlamiısından en dar an­

lamlarda ele alınan yüzden fazla iletişim tanımının varlığı bilin­

mektedir. Gündelik kullanıma en yakın ve en geniş anlamıyla ileti­

şim; herhangi bir bilgi (informati­

on) paylaşma eylemidir. Bu genel tanımlamadaki bilgi sözcüğünün kapsaını çok önemlidir. Eğer bilgi sözcugunu "data" anlamındaki bilgilerden ibaret sayıyorsak, o zaman bu tanımın da belli bir noktaya kadar eksik olduğu nu söyleyebiliriz. Çünkü, toplumsal yapı içerisindeki insanlararası iliş­

ki ve etkileşimlerde "data" anla­

mındaki bilgilerden öte, duygular ve kanaatler de söz konusudur.

Bunun yanı sıra, iletişim olgusu belli bir süreç yapısını da taşır.

Belli birtakım iletiler, kaynaktan çıkar, belli oluklar (channels ) kul­

lanıl<ırak alıcıya ulaşır. İletiyi alan alıcı da birtakım etkiler ve bağlı olarak da birtakım değişiklikler meydana gL'lir. Bu aşamadan son­

ra da, alıcıdan kaynağa (ilk iletiyi gönderen kayncığın daha sonra göndereceği iletileri düzenlemek ve iletisinin etkilerini ölçmektc kullanabileceği) bir yansıına (fe­

ed-back) yollanır. Bu durum ileti­

şim olgusunun sahip olduğu "sü­

reç" niteliğini ortaya çıkarma­

ktadır.

Yapısı gereği iletişim i lişkileş­

me ve etkileşime dayanan bir ol­

gudur. Bu ilişkileşıne ve etkileşim bir bireyle bir d iğeri veya bir bi­

reyle birçokları arasinda kurul abi­

lir. Bu ilişkileşınenin özü ve teme­

li belli bir uyum (in tu ne) içinde olmaktadır. Kaynak ve alıcının uyum içinde oluşu her iki tarafın da bilgiye eğilmiş ve onunla ilgi­

lenmekte oluşu anlamını taşır. Bu ilişkileşmenin mu tlaka yüzyüze gerçekleşmesi de gerekmez. İleti­

leri oluşturan sembolllerin boşluk yoluyla -havadan- alınınası ve senıbollerin gittikçe gelişen tek­

nolojiye paralel olarak d aha yo­

ğun bir şekilde saklanabilmesi gi­

bi yöntemler yüzyüze ilişkileş­

menin mutlak gerekliliğini orta­

dan kald ırmışhr. Bir başka deyiş­

le, kitle iletişim araçlarının yapısı ve gelişmesi a nılan zorunluluğu azaltmıştır.

iletişimi; belli bir bilginin pay­

laşılmasını mümkün kılan bir iliş­

kileşme ve paylaşma süreci ola­

rak nitelendirmek mümkündür.

Bu nitclendirmenin ışığında ileti­

şim kavramının tanımını şöyle gcrçckleştirebiliriz: İnsanlararası iletişim; bilgi, düşünce, tutum ve kanılarla davranış biçimlerinin kaynak ile alıcı arasındaki bir iliş­

kileşme yoluyla bir insandan di­

ğerine bazı oluklar kullanılarak aktarılması sürecidir. Burada tek tek insanların biribirleriyle olan iletişimleriyle birlikte, insanların 5

(8)

kurumlarla VL' kurumların diğer kurumlarla kurduğu; başka de­

yişle insanların içinde yer aldığı tüm iktişim olayları insansal ile­

tişim kapsamında düşünülmekte­

dir. Kısacası; iktişim temelde ilc­

tiye hedef olan alıcıdem belli bir değişiklik yaratmak amacıylCI ger­

çekleştirilen bir bilgi paylaşma eylemi olarCik ele alınabilir. Kay­

nağın başla thğı ill'ti�im süreci, alıcının sCiyısı ve iktişimi gcrçek­

lcştirmcde ku Ilanı lan olu k ların yapısına· glirc ki ticsel boyu tCI d ö­

nüşür.

Herhangi bir iletişim si.irL'Ci gcrçekleştirilirkeni iinem tCişıy<m bazı iktişim ögelerine kısaca bak­

mak gerekmektedir. iletişim sün'­

cini başlatan, iletiyi gönderen iige

oiCin kaynak, iletiyi hedefe göndv·

ren kişi, grup ya dCI kurum ol,ıbı­

Jir. iktişim yapısı gereği, önce ki­

şi ya da kişilerin duygu, düşünn·.

kCinı, bilgi ve gereksinimkrini iletmek isteyen bynağı gcrL'ktirir ve onunla başlar. Kişilerarası ik­

tişim, başka deyişle yüzyüze ileti­

şiınin, en sık ve önL'mli biçimi dil ile olmaktadır. Kitk iletişiminde ise, kitlc iletişim araçları kullanı­

larak iletişim gerçekleştirilir. Her iki durumda da kaynak kendi ile­

tisinin kodlayıcısı olmaktadır.

Başka deyimle kaynak, iilişkileş­

mede paylaşım konusu etmek is­

tediği bilgiyi, duyguyu, kanıyı alıp iletcbilecek bir biçimde dile getirmektedir. İletiler, bir kez kodlanıp hedefe gönderildiğinde, kaynağın elinden kurtulmakta ve iletinin gerçekleştireceği şeyleri önleyip, değiştirmek kaynağın gücü dışında kalmaktadır. Bu anlamda, ilctilerin olması gerekti­

ği gibi kodlanıp sürece sokulması gerekmektL'dir. Aslında bu nokta­

da birçok etken kaynağı etkile­

mektedir. Bu etkenler; kaynağın iletişim becerisi, tutumları, dene­

yim ve bilgi düzeyi ile çevresel ve toplumsal, kültürel ve ekonomik ögeleridi r.

ileti (massage), kaynaktan alı­

cıya giindcrilcn bir uyarı, bir dü­

şünce, duygu, kanı ya da bilginin

kaynak tarafından kodlanmış ha­

lidir. Kodlama; bir bilginin, dü­

şüncenin, duygunun veya kanı­

nın ilctime uygun ve hazır bir ileti biçimine dönüştürülmesidir.

Kayncığın kafasında kalan ve di­

ğer kişilere aktarılmayan düşün­

celer doğal olarak iletişimin bir parçası olamazlar. Bu nedenle, kaynağın düşüncesi başkalarının da anlayabileceği bir biçimde ifa­

de edilmelidir.

K

odaçma ise, alıcı­

ya ve alınan bir uyarının başka iletinin yorumlanarak anlamlı bir

-....=--

biçime sokulmasıdır. İletişim sü­ reci içerisinde iletiler ancak kod­

açma yoluyla kağıt ü zerindeki

"anlamsız" işaretler ya da birta­

kım ses ve görün tü sinyalleri ol­

maktan çıkıp anlam kazanır. 1Ieti­

şim gerçekleştirilirken kodlamaile kodaçmanın önemi bir anlamda iletişimin gerçekleşmesi ile eş de­

ğer taşır. İletişimin başarısını öl­

çen en önemli sorun iletinin alıcı tarafından kodaçmanın yapılma­

sıdır. Bu durumun en önemli öl­

çütü ise alıcı ile kaynağın dene-

(9)

im ve yaşantılarının çakışması

, ı da en azından kesişınesidir.

Ortak denevimin bir parçası ola-

- -

k, iletişimele kullanılan ortak dil, kodaçnıanın gcrçekleştirilmc­

nin ilk koşuludur. Burada ele alınması gereken bir nokta da ba-

ntı çerçevesi (cycle of rdcrcncc­

framc of rcferencc) dir.Aslında, '"""'\ğıntı çerçevesi kodlama Vl' ko­

daçma işlemlerinin ve bağlı ola­

)k iletişim sürecinin sağlıklı bir şekilde gcrçcklcşebilmcsindeki ö-

'ınli ögelerden birisidir. Bağıntı çerçevesini; "insanların sahip ol­

�ıkları tüm bil yükü" olarak ta­

nımlamak mümkündür. Bireyle­

""'tıı bağıntı çerçevelerinin keşiştiği

alan ilctişimin gerçekleştiği alan­

"""ır ve bu keşişme alanı ne denli nüyük olursa, iletişimin sağlıklı­

.ı..k oranı da o denli büyük olur.

iletişim süreci içerisindeki o­

)k (channcl) kayncığın iletinin fi­

ziksel iletimiyle ilgili olan ögedir.

.ısacası oluk, ilctiyi kaynaktan a­

lıcıya götürl'n araçhr. Oluğun ya­

·ısı gerçekleştirilen iletişinıin bo­

yut ve niteliğine uygun olmasının anı sıra, alıcıya kolaylıkla ulaşa­

bilecek bir yapı da taşımalıdır.

""\yrıca, iletişim sürecinde bilgi cıktarım kapasitenin yüksekliği

�ir oranda oluğun kapasitesine bağlıdır.

İletişim sürecinde alıcı, kayna- .,ııın gönderdiği ilctiye hedef olan

;csimdir. Alıcı, bir kişi örgütlen­

miş ya da örgütlenmemiş bir Jnıp ya da toplum olabilir. Alıcı, kullanılan ilcti�im oluklarıncı gö­

�e ya da kişilik, toplumsal yapı ve örgütlenme biçimine bağlı olarak

"'\ktif; başka deyişle kaynak tara­

fından gönderilen ilctilere tepki

"';österen ya da pasif, tepkisini belli etmeden salt ilctiyi alan biri ':Ic olabilir.

Herhangi bir iletişim sürecini gcrçeklcştircbilmek ve bağlı ola­

.rak lx,lli bir konuda k;:mıuoyu o­

luşturabilmek amacıyla iletişim­

J.."le bulunmada işlev gören ilcti­

�im süreci ögelerinden birisi de .yansıma (feed-back) dır. Yansı-

ma, alıcının kayncığın iletisine verdiği cevaphr. Kaynak bu ceva­

bı algılayıp iletilerini söz konusu cevabı ölçüt olarak değiştirmek amacıyla kullanabilir. Bir başka deyişle yansıma, kaynağa iletişi­

min yeterince etkin olup olmadığı konusunda ipucu veren bir ileti biçimidir. Yansıma adı verilen ile­

ti, kayncığın kendi kendisini kont­

rol etmesi imkanını verir.

Bu anlamda iletişimin sonucu ve amacı olarak nitelendirilebile­

cek olan iletişimin etkilerini; ileti­

nin kaynak tarafından gönderil­

dikten sonra, alıcı kesimin iletiyi alıp yorumlaması ile birlikte, yine alıcı kesimin davranışlarında ileti­

nin etkinliğine koşut olarak orta­

ya çıkan gelişme ve değişmelerdir biçiminde tanımlamak mümkün­

dür.· Kaldı ki, iletişimin temel amacının bilginin payiaşılacağı ya da ilişkileşilecek alıcının davra­

nışlarında istendik yönde bir de­

ğişim yaratmak olduğu bilinmek­

tedir. Bu anlamda, etkin iletişimin ölçüsü, kaynak tarafından amaç­

lanan davranışın ve davranış de­

ğişikliğinin alıcıda görülmesidir.

iletişimin etkilerini üç grupta top­

lamak mümkündür;

a) alıcı kesimin bilgi düzeyin­

deki değişme,

b) alıcının tutumunda (attitu­

de) görülen değişme,

c) alıcının açık davranışında görülen değişme.

Sözü edilen üç değişme grubu çoğunlukla ard arda görülebilir.

Başka deyişle, alıcının bilgisinde­

ki değişme, tavır takınmadan ön­

ce, tavır takınma ise, davranış de­

ğişikliğinden önce gelir.

iletişimin etkinliğini sağlamak için bazı ögelerin varlığı gerekir.

Bunlardan ilki; iltilerin gücünü ve etkisini arttırmak için çoklu oluk­

kullanmak, başka deyişle gerekti­

ğinde alıcının birden çok duyusu­

na seslenmek gereği olarak kar­

şıımza çıkmaktadır. Ayrıca, ileti­

şin<in etkilerini görmek de önem-

lidir. Bunun dışında, alıcının ba­

ğıntı çerçevesinin iyi bilinmesi ile, kaynakla alıcının bağıntı çerçeve­

lerinin kesişme alanın büyüklüğü iletişimin etkilerini arttırma da önem taşımaktadır.

Kamuoyu oluşturmada büyük önem taşıyan kitle iletişiminin ta­

nımlanmasını şöyle gerçekleştir­

mek mümkündür. Kaynak kesi­

min, paylaşma ve ilişkileşme amacıyla, bilgi, düşünce, kanı ve tutumları alıcı kesim durumunda­

ki büyük ve dağınık bir kitleye, ki tl e iletişimini gerçekleştirmek üzere geliştirilmiş araçlarla iletil­

mesi sürecine 'kitle iletişimi" adı verilir. Aslında kitle iletişimi ge­

rek kullanırken, gerek kullanır­

ken teknik araçlar, gerek iletinin biçimi ve kodlanması, gerek alıcı çerçevesinden ancak kestirimsel olarak belirlenebilmesi, gerekse ulaştığı veya ulaşmayı hedefle­

diği insanların sayısı açısından yüzyüze iletişimden bazı ayrılık­

lar gösterir. Bu anlamda, kitle ile­

tişimini yüzyüze iletişiminden ayıran iki önemli özellik ortaya çıkmaktadır. Bunlardan birincisi, kitle ilteşiminin, kişiler arasında yüzyüze değil, bir toplum içinde aynı yapıda olmayan (heterojen), ayrışık ve bilinmeyen bir kitle ile gerçekleştirilen bir iletişim tara oluşudur. İkincisi ise, kitle iletişi­

minde; iletiyi yollayan kaynak ile alıcı arasında, kimi genel ilişkiler dışında hiçbir ilişkinin söz konu­

su olmayışıdır. Kaldı ki , bu du­

rum kitle iletişiminin doğası gere­

ği ortaya çıkar.

Toplumsal iletişimi gerçekleş­

tirme araçları olarak karşımıza çı­

kan kitle iletişim araçlarının hiçbi­

risi kendine özgü birtakım özel­

liklere ve etkilenme gücüne sa­

hiptir. Görsel-işitsel yapısı ve yay­

gınhğı nedeniyle toplumsal yapı­

daki etkililiği diğerlerine oranla yüksek olan televizyonun da bir­

takım eksikliklerinden söz edile­

bilir. Bu eksikliklerin en önemlisi olarak karşımıza televizyonla alı­

cıya ulaştırılan iletilerin tekrarla­

namaz bir niteliğe sahip oluşu 7

(10)

çıkmaktadır. Ayrıca, tell'vizyon haberlcrinck "altl'rna tif yorum ve değL•rlendirınckr" yapılmasına da imkAn bulunmamaktadır. Bu da tekvizyon izkyicilerinin olay­

ları tL•k yönlü olc:ırak algılamaları­

na yol açmaktadır. Televizyonun üstünlüğü ise, Lizelli klc bizim toplulumumuzda (neredeyse gc­

lcnckselle�mi� okumu-yaz teın­

bl'll iği d� gLiZ iinünt> ,ıl ınırsa) lwr­

h·s tar;- ıfıncLm kolayl ıkla ul,ışı­

l<ıbikn yapısı, birden çok duyu org,ınıncı hitap etmesi nedeniyle etkililiğinin yü ksek olması Vl' da­

ha çok eğkndirerck eğihıwsi gibi özellikleri olMak ortaya çı kınak­

tadır . Bunların yanı sıra, telcviz­

yonda seslenilen hedd kitlenin türdc� l)lmayan y,ı pısı, bağıntı ÇL'rÇL'VL'Sinin saptanmasını daha kcstiriınscl hale gl'tirnıekte. Bu da vansımanın Liıll'mini arttu­

ımıkt(ldır-.Oysa, ki tle iletişim Maçlarının bütününde olduğu gi­

bi televizyoncıa da yansıma ge­

cikmeli (dclaycd ) türdedir. Bu durum ise, kaynağın yeni ilctileri­

ni düzenlcmcdc ölçüt bulabiime­

sini ve LincL·ki i l tclerinin etkililik derecini lwlirlemcsini güçkştir­

nıcktedir.

Gazete w diğer basılı kitle ile­

tişim <ı raçl<ı rının diğL•rlcrinc oran­

la en öıwınli üstünlüğü, bu tür iktişim araçları ilc cı !ıcı ya ula�hrı­

lan ilctilerin tekrarla nabilir ycıpı­

larının olmasıdır. Böylelikle ilcti­

lerin kodaçımının daha tam'a ycıkın yapılabilnwsi mümkün ol­

maktcıdır. Ayrıca kitle ileşim araç­

larının "alternatif yorum ve de­

ğerlend irmeler" yapabilme şansı­

na sahi p oluşu bir başka üstün­

lüktü r. Ancak, ülkemizde okuma­

yazma bilnw oranının düşüklüğü ve yazılı iletişim türünı.:• olan yak·

laşımımız göz önüne alındığıııd;·

bu tür kitk ikti�im arcıçlarınır liıll'mli bir etkililik sorunu ort,ı vcı çıkmış olur. Bunların y<ını sırcı bcısılı ki tlt' iletişim araçlarının da­

ğıtım sorunları nedeniyle hedef kitcleye ulaşılması güçlükiL•ri, her gün okuyucuların gazeteye para iideyip aıma "kül fetlerine" ka tlan-

maları gibi bazı noktalar da bu tür kitk� ileti�im araçlarının etkili­

liğini zayıfla tır.

Radyo, ki tl e iletişim araçları içerisinde en yaygın VL' en pratik olanlardan birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak, radyonun oluk olarak kullanıldığı iletişim süreçkrinde en önemli eksiklik, bu aracın sadeec bir tek duyu or­

ganına sesknmesi olarak ortaya çıkmaktadır. Bu anlamda radyo bütün kamuoyu oluşturma çaba­

larında olduğu gibi doğayı koru­

ma çabalarında da etkin olarak kullanılabilir.

En gelişmiş ve toplumun hiz­

metine en son sunulmuş kitle ile­

tişim aracı ise video'dur. Video, televizyonun tekrarlanamaz özel­

liklerini ortadan kaldırınası nede­

niyle önem kazaımuştır. Ayrıca, yine hem göze, hem de kulağa hi­

tap eden bir yapı taşıdığından et­

kililik oranı tck bir duyu organıncı hitap eden kitle iletişim araçların­

dan daha ileri boyutludur. Bu an­

lamda video kamuoyu oluşturma çabalarında oldukça etkin olarak kullanılabilecek bir araçtır.

Doğal hayatı koruma etkinlik­

lerinde çok etkin ve yoğun olarak kullanılan bilimsel anlamdaki toplumsal iletişim olgusunun de­

ğişik boyutlarda irdclenmesi ha­

yati öneme sahip olan bu konuda farklı bir anlam taşır. Bu önemli noktaya bağlı olarak, iletişimin ta­

nımı ve oluşh.ırduğu ya da oluş­

turması gerektiği düşünülen de­

ğişme ve etkilcmcler de aynı biçimde bu etkinlik alanında do­

ğal olarak geçerlidir.

iktişim ve toplumsal iletişimi gerçekll'ştirme araç ve yöntemi 'larak kitll' iletişimi doğal hayatı

orumada;

- a) doğal hayatın varlığı ve de­

\ ,mı lı lığın ın insan yaşıyışı açısın­

dan önemini,

b) doğal hayıtın korunmasının önemi (bu aşamada eğer doğal haya't koruımıazsa neler olabilir

biçiminde ortaya çıkabilecek J-.i.r soruya da cevap aranması gere mektedir),

c) gelecek kuşaklara zengin bir doğal çevre barakınanın anlamdakültürün d evaınlılığının sağlanması bağlaınında bir gör - olduğu,

d ) tüm bunlara bağlı olar·

geleceğin yetişkinlerine doğal hrı­

yatın ne denli önemli bir miras d uğunun ve korunmasının Ön"'­

mının anlatılması bağiamın işlev görınelidir.

Bunu yaparken de, iletişim sü­

recinin oluşturduğu değişimi dizgesinin belli birtakım yöntem­

ler kullanarak test edilmesi g rekmckted ir. Test etmenin yolu ise, alıcı kesimin kaynağa gönde d iği yansıma (feed-back) ların d e­

ğerlend irilmesi anlamında ge çekleşir. Böylelikle doğal hayatı koruma konusunda uygulana yol ve yöntemlerin etkililiği ve sağlıklılık derecesini belirlem-- ve buna gerektiğinde d a ha etkili yol ve yöntemler izlemek gerekı;_

bilir. Bu durumda da, ya yansıma alınabilecek iletişim kanalları ku­

lanılmalı, ya da yansıına alma ve değerlendirilme yöntemleri geliL tirilmclidir.

Öncelikle, görsel-işitscl yapı ve okuma-yazma bilme gereksit ­ mesi söz konusu olmadığında

"televizyon" ve televizyonun tek ­ rarlanamama eksikliğini ortadaPr-­

kaldırması özelliği nedeniyle "vi­

deo" bu konuda yoğun bir kullan ma alanına sahiptir. Televizyo­

nun basılı kitle iletişim araçla karşısındaki en önemli engellerin­

den birisi olan "alternati f yoru ve değerlendirmeler" yapamam?

engeli d e video kullanımı yoluy la; tekrarlanamama engeli ise, y?

video kullanımı ilc ya da prog ram yayınlarının belli periyodlar-­ la tekrarının gerçekleştirilmesi yo luyla aşılabilir.

NOT:

Kaynaklar konuswıda yaza­

rından ayrıntılı bilgi elde ectilebilir.

(11)

TUR KiVE'DE TERMAL TURiZMi SEMPOZYUMU

Anadolu Üniversitesi Bolvadin .,Meslek Yüksek Okulu i le Bo lvadin Belediyesi , 30 Eylül 1 992 tarihinde

"Türkiye'de Termal Turizmi Sem­

pozyu mu"nu düzenlediler. "Bolva-

�in'in Kurtu luşu ve Geleneksel 8.

Kaymak Şenlikleri Haftası" do layı­

..ş ıyla Bolvadin Belediyesi'nin ger­

çekleştirdiği bir dizi sosyal ve kül­

-;ürel aktivitelerin devamı niteliğin­

de düzenlenen se mpozyum, ter­

oo(llal turizm alanı nda çalışmaları bu­

lu nan bilim adamı, araştırmacı ve -özel sektör temsi lcileri nin katılı­

mıyla yapıld ı . Bolvadin Belediyesi ..ı-Jeybeli Termal Tesisleri'nde ger-

NAZMi KOZAK

çekleştirilen sempozyuma toplam sekiz konuşmacı katıldı ve birer bildiri sundu.

Başkanlığını Anadolu Üniversi­

tesi 1-. I. B.F. Iktisat Bölümü öğretim üyeleri nden Prof. Dr. Nejat Berbe­

roğlu'nun yaptığı sempozyumda i lk konuşma Hacettepe Üniversi­

tesi Uluslararasi Karst Su Kay­

nakları Uygulama ve Araştırma Merkezi'nden Doç. Dr. Şakir Şim­

şek tarafından yapıldı. Doç.Dr.

Şimşek

,

"

Türkiye'de Termal Kay­

nak Kullanımı ve Bolvadin - Heybeli Kaynağ ının Önem i"

başl ığı altı nda sunduğu bildirisin­

de şu görüşlere yer verdi :

" Vur­

dumuz termal kaynaklar, ma­

den suları ve içmeceler bakı­

mından dünya üzerinde en ön­

de gelen ü lkeler arasında bu­

lunmaktadır. Tü rkiye'de kaplıca geleneğ i bulunmasına rağmen, termal kaynakları n bulunduğu yerlerde yeterince modern tesis kurulamamıştır. Ancak son yıl­

larda ülkem iz turizm etki nlikleri ile yatırımların teşviki ve halkın tedavi amacıyla kullanma talebi de bu kaynaklara olan ilgiyi ö­

nemli ölçüde attırmıştır. Bu

9

(12)

SEMPDZ

30 EYLUL

Nızametten Şentürk

önem li kaynakların bi risi de Af­

yon-Bolvad i n-Heybeli sahasın­

da görülmektedir. Termal kay­

nak olarak debi ve sıcaklığı (57

°C) olan ve coğ rafik bakımdan önem li bir konumda yer alan Heybeli 'Termal Alanı'nın gerek tesis, gerekse işletme açıların­

dan değerli bir ö rnek teşkil et­

mesi beklenmekted ir."

Sempozyumun ikinci konuş­

macısı olarak kürsüye gelen MT A

Genel Müdü rlüğü Enerji Dairesi Başkanı Nizarnettin Şentürk de

"Türkiye'de Termal Kaynaklar ve Bolvadin-Heybeii

Kaplıcala­

nnın Jeotermal Özellikleri" baş­

lığını taşıyan bi ldirisini sundu . Şentürk bi ldirisi nde MTA Genel Müdürlüğü'nün bu alandaki çalış­

maları nı anlattı . Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü'nün ger­

çekleştirmekte olduğu sondajlar sonucunda şu an 700 dolayında termal kaynak grubu bulunduğu-

HEYBELi TERMAL

Dr Alı Y.ıııı.m

nu açıklayan Şentürk, bu sayının her geçen gün artmakta olduğun

söyledi . Konuşmasının ikinci bölü­

münde Bolvadin-Heybeli termal sahasının jeotermal özelliklerini anlatan Şentürk,bu sahada açı lan kuyularla kaynak debisinin beş misli arttırıldığını beli rtti. Nizarnet­

tin Şentürk, Heybeli termal saha-.

sında gerçekleştiri lecek olan yatı­

rımların planlama aşamaları nda termal kaynak koruma alanları nın dikkate alı nması n ı istedi ve yetkili­

leri bu konuda uyard ı . 1

"Jeotermal Kaynakların Al-1

ternatif

Kullanımı "

adl ı bildirisiyle sempozyu ma katılan ORM E Jeo - r termal A.Ş. Yönetim Kuru lu baş­

kanı Orhan Mertoğlu konuşma­

sında, jeotermal kaynakların ter­

mal turizme entegre olan diğer' kullanım alanları üzerinde durdu.

Mertoğlu konuşmasının bir bölü- 1 münde şu görüşlere yer verdi :

"Jeotermal enerji temiz enerji. ' dir; ü retim, ısı değ işim i, ısıtma,

elektrik

ve re-injeksiyon yapıl­

ması durumund a

jeotermal e­

nerji çevreyi kirletmez. Jeoter­

mal enerji i le;

1)

elekrik enerj isi üretil ir,

2)

ısıtma yapılır (şehir, sera, konut, ev, otel vb.)

3)

soğutma yapılır,

4)

kaplıca amaçlı olarak kul­

lanılır (termal turizmde),

5) kimyasal

maddeler ü reti­

l i r."

Dü nyada halen 600 MW civa­

rı nda e lektrik enerjisinin jeoter­

mal enerjiden ü reti ldiğine dikkat­

leri çeken Orhan Mertoğlu , jeo­

termal enerji ile ısıtma uygulama­

larının ilk kez ABD'de gerçekleşti­

rildiği ni ve dünyanın pek çok ülke­

sinde jeotermal enerji ısıtması yapıldığını söyledi. M e rtoğlu, I rian­

da'nın başkenti nin tümüyle jeoter­

mal enerji ile ısıtıldığ ı n ı , bu a landa

Türkiye'de de Balıkesir Gönen'de

(13)

987 yılından beri 1 400 ko nut ısıtma eşdeğerinde termal tesisle­

-fi n, evlerin, sera ve tabakhaneie­

ri n prosesesinde suyun ısıtılmas ı­

"'\Jygulamaları başarıyla gerçekleş­

ıirilmekte olduğunu vurgulad ı . Ko­

'11Utların 24 saat kullanı lan sıcak suyun temin ve ısıt ı lması için ay-

"':.:la 1 30 bin lira işletme gideri ödenmekte olduğunu söyledi.­

Jeotermal enerji ile ıs ıtmanı n en ekonomik uygulama olduğunu ve

"diğer yakıttarla (doğal gaz) ısın­

maya göre en az

1 O

misli daha ucuz olduğunu vurgulayan M er­

toğlu, Türkiye'de konunun önemi

"anlaşı ldığmdan Kırşehi r, Simav, lzmir, Afyon, Aydı n gibi i llerimizde

"konut ıs ıtma çalışmalarının devam ettiğini ve en yakın bir tari hte Kü-

"tahya'nın-Simav i lçesinde 6500 konut 1 . kademesinin jeotermal enerji ile ısıtılmasının başlanaca­

ğını ifade etti.

Turizm Bakanlığı Sağlık ve Jermal Turizm Koordinatörü Dr.

Toros Özbek sempozyuma "Sağ­

lık Turizmi Kapsam ında Termal Turizm i n Türk iye'deki Önem i

"ve Yeri, Bolvadin-Heybeli Kaplı­

calarının Sağ l ık ve Termal Tu­

"rizm Açısından Değerlendiril­

mesi" başlığ ı n ı taşıyan bildirisiyle

"kat ıldı . Dr. Özbek konuşmasına termal turizmin önemini anlatarak

�başlad ı . Dünyanın pek çok ülke­

si nde termal tu ri zmin giderek ö nemsenen bir sektör haline gel­

diğini vurgulayan Dr. Özbek, Al-

,manya, Macaristan, Japonya ve

son yılla(da da Çin ve ABD'nin bu alanda öne mli tesis yatırı mları gerçekleşti rdiğini açıkladı . Tü rki­

ye'de termal turizm sektörünün h ızla geliştiğini iki özel sektör ile

1 8 kamu yatırım çalışmalarının

devam ettiği ni, termal turizmin bu

� nedenle iç turizme lokomotif göre­

vi yapacağ ını açıklad ı . Türkiye'de

• kıyı ve tarih turizmi nde yoğunla­

şan turizmin termal turizmle en-

tegre edilerek, 1 2 ay turizm yapıl- mas ı n ı n gerektiğini, mevcut 1 70

kaplıcanı n stardartlara göre reha­

bilite edilerek, gerek tesis ve ge­

rekse büyük termal kaynak potan­

siyelinin değerlendirilmesi i le tu rizmde önemli bi r şans yaratı la­

cağını vu rgulad ı . Modern termal tesislerin uzman özel sektör tara­

fından kurulup işleti lmesi , özel sektöre termal su ve arazi ve di­

ğer finansmantarla etkin teşvik sağlanmasının gerektiğini ifade et­

ti . Dr. Toros Özbek daha sonra Heybeli Kaplıcaları ile ilgili olarak şu öneri ve açıklamalarda bulun­

du :

1 ) Heybeli termal sahası, tu­

rizm merkezi ilan edi lektir. Böyle­

likle termal alandaki yapı laşmalar Turizm Bakanlığı'ndan onayl ı imar planı ile denetlenecek.

2) Heybeli Termal Tesisleri nde

kür merkezi bulunmamaktadır. Bu nedenle, bu tesisin sağlık tesisi olarak nitelendi rilmesi için termal otel - termal kür merkezi e nteg­

rasyonuna gidilmesi gerekmekte­

dir. Tesislerde doktor ve ilgili ü ni­

teler bulunmamaktad ır. Ayrıca en kısa zamanda gerekli hijyenik ön­

lemleralınmalıdır.

3) Artık "hamamcılık" yerını rekreatif ve tedavi amaçlı termal sistemlere bırakmalıdır. Bu neden­

le, standartiara ve yönetmeliklere

uygun proje ve tesis yapılmalı ve

bu tesislerde 1 2 ay süren termal turizm gerçekleştirilme lidir. Proje­

ler, konunun uzmanları nca çizil­

mediği ve uygulanmadığı için amaçtan uzak, ekonomik olma­

yan tesisler ortaya · çıkmaktadı r.

Bunları n önlenmesi gerekir.

l l

(14)

Dr. Toros Özbek

4) Boşa akan termal suyun je­

otermal enerjisinden yararlanarak tesis, :ıavuz vs. ıs ıtı lması sayesin­

de önemli bi r ekonomi sağ­

lanabi lir. Ayrıca çevrede seracılık da yapı labi lir.

5) Termal suya soğuk su ka­

rıştırılarak soğutmak, termal su ­ yun şifa özelliğini bozmaktadı r.

Bu nedenle, kışın jeotermal ısıt­

madan özelliği bozulmadan çıkan balneoterapiye uygun s ıcaklıktaki-

su kullanılmal ı ; yaz aylarında ise

"plate aşanjör" ile su, kullan ım sı­

caklığına düşürülmelidir.

6) Heybeli Termal Tesislerine yapı lacak kapalı havuzlar ile talep artırı labilir.

7) Konaklama tesisleri (otel­

motel-apart otel) eğer belge ala­

cak ise mutlaka Tu rizm Bakanlığı yönetmeliklerine uygun olarak re­

haplite edi lmesi gerekmektedir.

TÜRKIYE. O TERMAL TURIZ r SE OZYUMU

30 EYLUL 1992

HEYBEli TEliMAl TESlSI.iR

8) Termal otel - termal kü r merkezi - kür parkından oluşan termal kompleksler, amaca ve tekniğe uygun olarak yapıldığında kısa sürede yatı rımı geri ödeyen, karlı tesis yatı rımlarıdır. Bu sistem­

le, kür merkezi ve rekreatif h avuz- 1 lar talebi arttırıcı fonksiyon yaratı r-

lar.

1

I .T.Ü M aden Fakültesi'nden , Doç. Dr. Nevin Çekirge ile l.ü. Tıb­

bi Ekoloji ve Hidro-Kiimatoloji Anabilim Dalı Başkan ı Prof. Dr.

Nurten Özer, son anda sempoz­

yuma çeşitli nedenlerden dolayı katılamadı lar. Her iki katı lımcının da bildi risini l.ü. Tıbbi Ekoloji ve Hidro Klimatoloji Anabilim Da­

l ı'ndan Dr. Ali Yamen okudu . Doç. Dr. Nevin Çekirge

"Türki­

ye'deki Kapiica Mimarisin i n O­

luşumu ve Soru nları"

başlığı nı taşıyan bildirisinde şu görüşlere yer vermiş

: "Sıcak ve soğuk maden sularının değerlendiril­

mesi, konu ile ilgi l i uzmanların koordineli ve geniş kapsamlı çalışmaları sonucu mümkün olmaktadır. Bu kapsamda; su­

lar ile ilgili hidrojeoloji, su kim­

yası ve kaptaj konuları nda ça­

lışmalar yapılması ve tıbbi değerlendi rmede bulunu lması gerekir. Kaplıcaları n hangi a­

maçla kullanılacakları ö nceden belirlenmelidir. Kaplıcalarımız­

da gözlenen bir başka m imari sorun da, kapiica mekanıarı na dönüktü r. Bu mekanların teknik özelliklerinin ve nasıl kullanıla­

caklarının belirlenmemesi so­

nucu , yanlış düzenlemeler ve teknik hatalar ortaya çıkmakta­

dır."

Dr. Ali Yamen tarafı ndan oku­

nan bi ldirisi nde Prof.Dr. Nurten Özer, termo-mineral suların teda­

vide kullan ılması üzerinde dur­

muştur. Prof. Dr. Özer, termal su­

ların dünyanın pek çok yerinde

Orhan Mertoğlu

tedavi amacıyla değerlendirildiğini

anlatarak, ancak bu tür tedaviler-

(15)

YU U

30 EYLUL 1992

HEYBELt TERM L TES L

Doç. Dr. $akir Şimşek

melerine farklılık kazandıran öge­

leri üç ana başlık altında şu şekil­

de açıklad ı :

1) Termal turizm işletmelerine gelen müşterileri (küristler) farklı beklentilere sahip olan insanlar­

dır. Çünkü baz ı müşteri ler sağlık, bazı ları dinlence, bazı küristler de hem kür hem de dinlence amacıy-

la bu tesisiere gelmektedirler.

2) Termal tesiste gerçekleşti ri­

len konaklamaları n süresi , kü r merkezi uygulamaları nedeniyle iki -üç hafta aras ında değişmekte­

dir.

3) Termal turizm tesislerine gelen müşterilerin hem iki-üç haf­

ta arası nda konaklamak zorunda olmaları, hem de bir günün yalnız­

ca bir-iki saatini kür merkezindeki t ıbbi uygulamalar için harcamala­

rı , ortaya büyük bir boş zaman çı­

karmaktadır. Bu nedenle terma­

lizm tesislerde rekreatif üniteler büyük önem kazan maktad ı r.

Sempozyu mun son konuşma­

cısı olan Anadolu Üniversitesi Es­

kişehi r M eslek Yüksek Okulu öğ­

retim üyelerinden Yard . Doç. Dr.

Fermani M aviş de "Termal Tu­

rizm işletmelerinde Pazarlama Faal iyetleri" baç.l ığını taşıyan bil­

dirisini sundu. Yard. Doç. Dr. Ma­

viş, bildirisinde termal turizm işlet­

melerinin pazarlama faaliyetlerin­

de hangi pazarlama stratejilerinin izlenmesi gerektiği üzeri ndeki gö­

rüşleri ni açıkladı .:!

de uyulması gereken birtakı m ku ­ rallar bulunduğunu açıklad ı . Baz ı hastaların termal tedavide tersine sonuçlar verdiğini, bu nedenle de tıangi tıastal ıkları n termal tedavi açı sı ndan oluml u , hangilerinin o­

lumsuz sonuçlar verdiğini n çok iyi bilinmesi, uygulamada da buna ti ­ tizlikle uyulması geretkiğine dik­

katleri çeken Prof. Dr.Özer, bu hastal ıkların neler olduğunu ayrı ayrı bildirisinde açıklamıştır.

Sempozyumun diğer bir ko­

nuşmacısı olan Nazmi Kozak da

"Termal Tu rizm işletmeciliği"

konulu bildirisini sundu . Konuş­

masının baş ında termal turizm iş­

letmeciliğinin, en az bu tesislerin planlanması , inşa edi lmesi kadar önemli olduğunu, zira bu tesisle­

ri n karl ı l ığın ın tümüyle iyi işletilme­

leri ile yakın bi r i lgisi bulunduğunu belirtti . Termal turizm işletmeleri­

nin klasik konaklama işletmeleri­

ne göre kendi lerine özgü bi rtakım özelliklere

sahip

olduğunu örnek­

ler vererek anlatan Kozak, bu farklı l ığırı termal turizm tesislerin işletmeciliğindeki önemi arttıran ögelerden bi ri olduğunu açıklad ı . Nazmi Kozak, termal turizm işlet-

EYLÜL 1992

HEY EL\ T

Nazmi Kozak

13

(16)

U N iVERSiTELERDE BOS ZAMAN ETKiNLi KLERiNfN

DOGAL HAYATI KORUIVJAYA YÖNLENDiRiLMESI

ABSTRACT

INTEGRAliNG STRATEGIES FOR MASS DISTANCE EDU CA TION TO PROTECT NATURAL LIFE IN LEISURE In this study the role on d importonce of the universities in the social life of university students, ocodeınic and odıninistrolive personnel wos exomined.

The obility of the university in forming public opinion orıd the spesilic aspecls ol this obility in protecting noturol life wos rıoted. The importonce of utilizing leisure time ol university students, especiolly distonce educotion, wos emhosized.

Uğur Demir oy, Associate Pıofessor, Foculty of Open Education, Eık�elıir, TURKEY.

GiRiŞ

Bilindiği gibi üniversitcr kuru­

luşlcır; içerisinde bulundukları topluma, daha ötesi tüm insanlığa yön verici, toplumu bilimsel, tek­

nolojik ve toplumsal gelişmelere itici, bir başka açıdan bcıkılırs<ı on­

ları btı gelişmelere çekici olarcık nitelend irilen motor konumundcı­

ki kurumsallaşmış yapılard ır. Bu yapı iÇL'risinde yeralan; öğrenci­

den öğretim ekmcınıncı, işçiden nwmura, hata bu yelpcıze içerisin­

de olu �turulan nıerkez, kulüp ve dernckll'r çalışanları da dahil her­

kes, ün i ver si tl'! erin çok boyu tl u çalışmalarında destekleyici görev

<ılırlar. Kimileri bu çalışmaları sa­

dece VL' sadeec "gi)rev" gibi

görür­

ken, kimil<d!"i dL' bu görevlerinde görevin ötesinde şu ya da bu ölçü­

de kişisel bir doyum da elde ede­

bilirkr.

' Doç.Dr. Uğur Demıray, Anadolu Universitesi Acık Oğr·etını Fakultesı'nde ogı·etrm Liyesıdw.

DOÇ.DR. UGUR DEMiRAY*

iştL' bu yapı içerisinde, toplu­

ITlun gelişmişliği ilc koşut olcırcık yol alan bilim de, ancak uluslaşma sürecini tamamlamış toplumlar­

da, toplumsal

V<:'

kültürel yapıyı etkileyen önemli bir ku rumsal öge olarak yer alır.

Bilim kurumları olarak üniver­

si teler, Yunan ve Roma öğretim felsefelerine kadar uzanan derin bir tarihsel geçmişe sahiptirler

(jaııne 1 973: 5).

Bilimsel çalışmalar ve örgütlenmeler, toplu mdaki iş­

levlerini sanayi öncesi dönemler­

de dini kurum yapıları içerisinde sürdürmüşlcrdir. Günümüz üni­

versite anlayışı ise sanayi devrimi sonrasında Almanya, ingiltere ve Fransa gibi ülkelerde yapılandırıl­

mıştır

"(jan ne1 973 :1 1 ).

Sanayi dev­

rimi sonrasında, bilim ve teknolo­

jinin giderek toplumsal ve kültürel yaşamda önem kcızanmasıyla üni­

versite anlayışı ve üniversitcr ku­

ruluşlar gelişmiş günümüz üni­

versi telerinin çekirdek yapısını oluşturmuştur.

Günümüz topl umlarında de­

vingcn

toplumsal iletişim o

r

ta

­ mında en önemli belirleyici öge olarak yerini alan

üniversiteler,

toplumların sosyo-ekonomik du­

rum ve buna bağlı tüm d�'ğerlcri içeren sistemler durumuna uluş­

mışlardır. Gelişmişlik düzeyi fark­

lılıklarına göre ve toplumdan top­

luma çeşitlilik gösteren bu değerler; bir yandan toplumların

;;

değerlerini öte yandan da gerek sinmc duyulan bu değerleri farklı kılmaktadır. Bu farklılıklara kar­

şın tüm toplumlarda ortak olan özellik gelişme, nüfus artışı, kent·

lcşme gibi nedenlerle açıklanabile­

cek değerlerin (özellikle azgeliş·

miş toplumlardaki çarpık) bi­

çimdcki işleyişi ortadadır.

Hızlı bir değişim süreci; top-­

lumsal gereksimnelerin karşılcın-..

ması karşısında, birer toplumsal kurum olan üniversi telerden bek lentiler; her geçen gün daha da art- _ maktadır. Bu beklentilerin başın da artan eğitilıne gereksinmesi, eği timin de uzmanlığa yöneltilme­

si, yaygınl�_ştırılması, konuları gel-_

mcktedir. Otc yandan bilimin ilcr�

lemesi, yeni bilim dallan ile yeni alanların gelişmesini birinci plan­

da tutmayı yeğleyen bilim adam­

larının, toplumsal gelişmelerle anında ilgilenmelerinin de kaçınıl­

mazlığı ortadıdır.

Böylesi çok yönlü işlevleri yük­

lenmesi istenen ü niversitelerin, kendisinden beklenenleri yerine getirebilmesi için, aşması gereken sorunlarsa bir

o

kadar da fazladır.

Bu sorunlar ekonomik, cıl tyapı ek­

siklikleri, niccl ve nitelik açıdan öğretim elemanı yetersizliği, yasal düzenlemeler, baskı grupları ve _ kapasite üstü hizmet beklentileri şeklinde sıralana bilir.

Ülkemizdeki üniversitelerin

(17)

toplumsal ortam içerisindeki ko­

numlarıncı b<ı kıld ığın d a , genel olarak vukandaki sorunlardan so­

yu tlanam<ıyacoğı, buna ek olarok gl'lişmck tc olon toplum görünü­

;ınü ik toplumsal kültü rümüzden koynaklona n özgün sorunlarla uğ­

ıraşm<ısı zorunluluğu görülmckt<:'­

dir.

Özellikle günümüz üniversite­

ikrimizin içinde bulunduğu du­

, rum, toplumsal gereksinmL'ler açı­

lsından, üni versitelerden beklenen önemli hizmetin yü kseköğrenim , talcbini karşıla ması olduğu bilin­

mekted ir. Oysıı geleneksel öğre­

tim vôntcrniıw bağlı sistemimiz­

'de,

ını rl ı kapasi t�yc solıip üni­

versitelerimizin bu tokbi k<ırşılo­

rnoda, mekan, ekımın, öğretim , üyL'Si ve bL'nzcri sınıriılıklor nede­

niyle soruno çözüm getircmeyece- 1ği gözkr (inündcd i r. Ancak bu ta­

lebin bir bölümü, 1 982 yılındon bL'ri 2547 soyılı k<ınun, 41 savılı ko­

' n un lıü kmÜndeki kororno�ıw ile uygulaması tüm ü ni versitclerc verikn şimd ilik sadeec Anodolu Üni versitesi tarofından kitle ilcti- 'şim oraçlorının devreye sokularak uygul,ınan uzakton liğrctim, eşde­

, yişlc yay�ın iiğretim yöntemiyle k<ırşılonmıştır. Eğitim olanl<ırının çcşitlcnmcsiylc bu talep çözümle­

nebilir bir soru ndur. Ancak gelin görün ki; üniversitelerimiz, bu­

gün bu sorunlarla gereğinden faz­

la Zonıan lı<ıre<ımaktodır. Oyso ünivcrsitclerin çi'ızüm bekleyen bir yığın sorun k<ırşısın d <ı ki bu ç<ı­

b<ıları yeterli olamornaktad ır.

Bugün toplurnsııl yaşamımız içerisinde ün i VL'r:,i tc ort,ımı, öğre­

tim elcnı'Clnı öğrenci Vl' diğer çalı­

şonlarıyla birlikte yoklaşık y<ırım milyonu aşkın bir ki tleye sohiptir.

Bu geniş aik bir başko i fodcylc, toplanı n ü fusu muzu n yüzde biri­

ne eşi t ti r. Ycıkloşık y<ırım milyon ü yesi bulu non bu yükscköğrL'tim kurumu ailesinin yakloşık üçyüz bini örgün eğitinı, ikiyüzel li binini ise yaygın eğiti m gören üniversite gençliği, nndört - on beşbinini öğ­

retim elcm,ınlan, yirmi beşbin do-

loyında da üniversite çolışanları oluştu'rmaktadır.

Bu aile üyeleri, az önce de sözü edild iği gibi iş ya da ders dışı za­

nıanlarında, bünyesinde bulunan bazı örgü tsel yapılarla, gerek gö­

rev gerekse de insanca doyum el­

de edebilmek için şu ya da bu ölçü­

de karşı karşıya gelmektedir. Bu örgütsel yapılardan b<ızıları; semi­

ner, konferans, panel gibi bilimsel etkinlikler, sinema, tiyatro, havacı­

l ık, fotoğrof, karikatür, cl becerile­

ri geliştirme, sportif çalışmalar, dağcılık çalışmoları, kantİn ya do izlence salonları gibi iletişim or­

tamları, nıediko-sosyal merkezler, çay-balo, gece toplan hlorı ve son yıllarda yaygınlaşan doğa kulüp­

leri şeklinde sıralana bilir.

işte böylesi sosyo-kül tür etkin­

likleri içeren ort<ımlar, hemen her konud<ı öncelikle üniversite ailesi­

ne seslenebiiecek, kamuoyu oluş­

tu rabilecek ortamlar olarak ni te­

Icnd irilcbilinir. Öte yandan bu etkinliklerden bazılarına sade va­

tandaşl<ır ilc ilgili alanlardaki kişi­

Ierin ve basının da kotılabileceği düşünüldüğünde, herhangi bir konud<ı oluşturulmak istenen ka­

muoyu uğroşıl<ırı, ilctilrnek iste­

nen mesajlorın net olması halinde hedefe u laşnıada ortam bulmuş ()labilir. Bu <ıçıd<ın değerlendirildi­

ğinde, üniversite ortanıının isten­

nilen konuda, kamuoyu oluştur­

ma etkinliğinin scrgilcnebilcceği en uygun ortamlar olarak nitelen­

dirilmesi düşünü lebilir.

b) Kamuoyu oluş turu l ması is­

tenen toplum kesiminin eşdeyişle hedef kitlenin çok iyi belirlenmesi.

c) Kamuoyu oluşturma süre­

cinde kullanılacak yöntem, araç­

gereç ve oluştu rulacak iletişim or­

tama.

d) Zamanlama.

Bu noktalor biraz daha açıldı­

ğında kuşkusuz birinin d iğerine üstünlüğü, ya da birbirinden ayrıo d üşünülmesi söz konusu değildir.

A ksine her bir nokta belli bir öne­

me sahip ve biribiri ile mutlak eş­

güdümü gerektirmektedir.

Kamuoyu yaratmada zamanla­

ma, koı .unun güncelliği, önemi, hedef kitleye u laşabilme, ki tleden yansımayı (besleyici yankıyı) al­

ma, mesajı yeniden kodlama, i leti­

şim sürecinin tamamlanması açı­

smdon önemlidir. Yine kamuoyu oluşturma sürecinde kullanılan iletişim araçlarının da zamanlama ile çok yakın i lişkisi bulunmakta­

dır.

Kamuoyu oluştu rmado zaman­

lama, hedef kitlenin konuya ayıra­

bileceği zaman oçısından da kuş­

kusuz ayrıcalıklı · bir öneme sahiptir. Kitlenin mesajı en rahat algılayabilecek en iyi zamanı, baş­

ka deyişle boş zamanını yakalaya­

bilmek, gerekirse bireyin sahip ol­

d uğu bu zaman dilimine göre farklı iletişim araçlarına başvur­

mayı gerektirir. Daha ö tesi, bire­

yin boş zamanın<ı göre iletişim or- Buna ek olarak üniversitelerin, tamlarının di.izenll'nmesi farklı farklı do o Iso bir bölümünün gerekebilir. Burada kamuoyu sahip olduğu bazı teknik olanaklar oluşturma sürecinde "zamanla­

gözönüne alınırsa kamuoyu oluş- ma" ilc yakın i lgisi olacağı düşün­

turmadaki etkin konumu, konu- cesiyle, kamuoyu oluşturma süre­

nun gereği kuruluşlarla da işbirli ··· "' ci nde değerlendirilecek olan bir ği yapması halinde daha da güçli' olanok olarak

boş

zamandan söz olacağı kuşku götürmez. Ancak n� . tmenin yarorh olacoğı ileri sürü- vor ki; burada vazgeçilemeyecek lebı ;:r.

bazı öneml i ııoktolar vardır. Bun- lar:

a) Kamuoyu oluştu rulması is­

teıwn konunun çok net belirlen­

mesi.

Boş zam,m Cr<ındall tarafından

"Herhangi bir güdüye kazandırı­

l<ın gereksinimler içi n harcanan z<ıman d ilimi" (Crandall 1 980, :45) olarok tanımlanmıştır. Boş zcıma-

1 5

(18)

nın ün i ver si tL'r iletişim ortamına uygun diğn bi r genel tanımın ise;

Bireyin zorunlu gereksiniınlerini kar�ıladıktan sonr;ı iş ve d ers dı­

�ında zaman kalan ve toplum nornılarıyla bl'lirtikn etkinlikler­

de bulun;ıbikccği dilimidir oldu ­ ğ u söyleıwbilir

Wı'lllimy

1 987:.8).

K;ınıuoyu oluştu rmil sü reci i çerisinde bireyi n yukcırıdaki ta­

nımlara 'uygun dü�ccek bo� z;ı­

manlcırında algılama nwrkczlcrini u varmak "zamanlama" konusu­

nun tenıci lwd l'fi nlnı<ılıdır.

Kamuoyu olu�tura sli n'cin­

dc "zame:ıııloma" kısa ya da çok u zun sürl'li ckğil, konu nun gerek­

tirdiği ıK' inanı lan en yeterli süre­

yi k;ıpsamaladır. Her iki du ru­

mun tersi halinde, bu süreçten amaçlan<ın boşa çıktıbilir. Bu açı­

dan kamuoyu oluştu rma sürecin­

de zamanlama ile birlikte, kulla­

mlnı<1sı k<1çıııılm;ız olmak d üşü­

nülmesi gereken bir diğer nokta da; bu sü reç içerisinde kulanılacak Maçlar ve bu araçbrın etkin kula­

nılabileceği nrt;ıınlardır. Genel olarak bu araçlara iletişim ve kitle iktişim araçl;ırı ;ıd ı Vl'ril mcktedir.

Film (sinema), televi zyon, r;ıd­

yo, video, basılı nıcılZL'llll', gibi kit­

le ilcti�inı, fntoğr;ı f, sestcybi, tepe­

göz vb. i lctişinı araçları, kamuuyunun oluşh.ırulma süre­

cinde zamanlamayla eşgüdü mlü kulanıını gerektiren başlıca araç­

lardır. Hangi iktişim ortammda, hangi aracın, nt' süreyle kullanıl­

ması gerektiği ise; ka muoyu oluş­

tu rma sürecinin temel sorunları­

dır.

Kuşkusuz bu sorunlm, ki tleye ulaştırılacak olan nws;ıjı n içeriği ile de yakından ilgilid ir. Hangi nıesajm hangi cıraç ilc ne süreyle verilmesi gerektiği, aracın sahip old uğu nitelik ve özgün yapısmm işlcvselliğiıw b<1ğlıdır.

Çok lıızlcı ve gidcrL'k karmaşık- 1<1şan yapısıyla gL'lişen iletişim teknolojisi karşısmda, kamuoyu oluşturnvı çcıbaları VL' kitleye ses-

lcncbime olanakları farklılaşmak­

tadır. Görsel ve işitsel iletişim araçları, aracın özgün yönüyle farklı sürelerde, farklı etkilerde bulunmaktadır. Televizyonun, radyoya, radyonun basılı malze­

nıclerL', basılı malzemelerin ise di­

ğer iletişim araçlarına göre farklı­

lıkla·rından kaynaklanan yöntem, uygulama alanları ve kullanım po­

litikaları bulunmaktadır.

Sual h zenginlikleri ile bu or­

tamdaki doğal hayah kamuya en etkili biçimde sunmak istiyorsa­

nız, bunu en iyi şekilde vermek için televizyonunu 1 videoyu, baş-

ka deyişle görüntüyü, görsel ileti­

şim ortamını seçmekten başka şaı sınız yoktur. Kuşkusuz bu kon u basılı malzemede fotoğraflarla d verilebilir. Ancak zamanlamayı çok iyi yapmışsanız ve televizya nun ya da videonu n özelliklerini yerinde, üstelik kitlenin en uyguı zamanında kullannıışsanız yük­

sek maliyete karşın en yüksek d ü zeyd e etkiyi elde etmiş olu rsunuz.

Aynı konuda bir başka etkili yön tem ve iletişim ortamı olarak, me:..

sajı çok iyi kod lanmış 1 5-20 dk'lık bir doğa belgeseli (çok yakn1 ilişki­

d(_' bulunup gösterill'rin denetlen

Referanslar

Benzer Belgeler

• Çevresel duyarlılığı arttırır: Turizmin gelişmesinin koruma için gerekli olduğunun anlaşılması, daha önce çevreye karşı fazla duyarlı olmayan halkın

Brown ve Ulgiati (2001) Meksika ve Papua yeni Gine’de turizm yatırımları açısından ekonomik taşıma kapasitesini araştırmışlar, kısa ve uzun dönem taşıma

Sistem, birbirine bağımlı değişik parçalardan oluşan, parçaları arasında bir eşgüdüm ve işbirliği bulunan, bu işbirliğinde her parçanın belirli bir işlevi olan

Biyoçeşitliliğin amaçlarına tam olarak ulaşabilmek için, bir ekosistemin genetik, tür, ekosistem çeşitliliğine ek olarak, işlevsel çeşitliliğinin de

yapılaşma biçimlerinde fiziksel çevrenin bir parçasıdır .Fiziksel çevre doğal çevre ve yapay çevre olmak üzere 2’ye ayrılır... • Doğal Çevre: İnsan emeğine

Aynı biçimde toplumsal yapıdan bağımsız ondan etkilenmeyen bir fiziksel çevre de düşünülemez... • Fiziksel ve toplumsal çevre birbirini sürekli

• Hava kirliliği, canlıların sağlığını olumsuz yönde etkileyen ve havadaki yabancı maddelerin, normalin üzerinde miktar ve yoğunluğa ulaşmasıdır.. • Bir başka

Toprakta doğal olarak bulunan kirleticilerin seviyeleri doğal olarak bulunması gereken seviyeleri aşarsa, toprak kirliliğinden bahsedilebilir.... • Hızlı nüfus artışı