• Sonuç bulunamadı

[Yazt ve Fotoğraflar]

GIVASETTiN DEMiRHAN * *

2. Bir ü l keye

veycı bölgeye tu­

rist ÇL'kmek için al man ekonomik, kült

ü

re

l

,

teknik önlcmll'rin, yapı­

lcın çal ı�pı,ılcırı n tü müdür 'TOK Tiirkce Sii:::hik, 1 988).

ÇL'vre sosyolojik olcırcık, "hcıya­

tın g

e

l

i

şınes

i

nd

e etki yapcın do­

ğal, toplu msal, kül türel

dış

fcık­

t

ü

r

ll'

r

i

n

tümüdür. Belli bir çev­

rede

yaşayan ki

şill'

r

in sağlığını et­

ki

l

eyen dı� fakt

ö

r

l

er w

a

l

ı

mın

ön­

lemler

ise çevre scığlığı"

(TOK Tiirk(l' Sii:::llik, 1 988) o

la

r

a

k

tanım­

l

nmcıktcıd

ı

r.

Yu kcırıdcıki tcınımlcır

incelendi­

ğinde g

ö

l

mektcd

i

r

ki spor,

tu-rizm ve çevre kcıvrcıınları ilc ya­

kındcın ilişkilidir. Dağcılık sporu­

nun ise bu ılişkide özel bir yeri vcırdır. Çünkü dağcılık, doğa ile ve onun başdöndürücü güzelliği ile ilişki kurduran sporlcırdandır.

Ycırışma kavrcınu ise en az tartışıl­

maktadır.

TARIHSEL GELİŞİM

Dağlcır, inscınoğlunun varlığın­

dcın daha önce ol uşmuştur. insan­

lar uzun zamcııı onlcırla fiili ilişki­

den çok d uygusal ilişki kurınuş­

lcırdır; bazen yollarıncı çıkcın bir engel olarak gördüler, bcızen deef­

scınelerc, cışk hikayelt'rine konu

25

y<ıptılar; cinkrin, �wrikrin, cana­

varbrın, t<ın rı lmın yurtları olarak gördü ler; şiirlc·r, öykülcr, roman­

lar yazdıl<ır. Ağıtlar yaktılar, tür­

kükr söyledi ler, kısacası, insan ruhunun ckri nliklerine işledi dağlar. Sabit )'l'rk'şiın, merak ve bilimsel çalışmalar hıziandıkça fi­

i l i ili şki dl' başlad ı .

i talyan ozan Francesko Petrar­

ca 1 335'dc Mont Vcntou'ya çıkışı bilinen ilk dağcılık aktivitcsidir.

Fakat ·ı 7K6 yılınd a · Dr. Michel Gabricl Pacc<ırd ilc cş_v;ıları taşı­

yaıı JacquL'S B<ılmat'ın Mont Blaı ıch'a hrmanışları çağd aş an­

l amc a dağcılık sporunun başlan­

cı :ayılabilir (Ano Brita n n ica, Ci/t.6: 546). ilk olarak Alplerde ortaya :;ıktığı için de, dünyan her yerinde Alpi nizm olarak anı­

l ır.

A vrup;ı'daki dağh-nın tırına­

nışl<ırı tama mlandığında bi rçok Rus, Alman, ingiliz, İsviçre ve A­

vu

s

turya'lı

dcığcı

Hiıncılay, And, Kcı fkcıs ve Kuzey Amerika d cığla­

rına vüncldill'r. Bu cırada birçok kişi Anadolu dağları ile de ilgi­

l endi (Ağrı, Kaçkar, Aladağlar, Cilo vb. ) Bu gelişmeler, 1 953 yı­ l ın d cı Evcrcst'c(Himalayô, 8848

m.) tırmcını şla doruğa ule1ştı. Ed­

mund Hillary ve Tenzing Nor­

gay' ın dü nymıın daınma tırmcınış­

ları büyük ynkılar uye1nd ırdı.

Daha sonra Rcinhold. Mesner ve ]crzy Kukuczka dünyanı n bü tün sekiz binlik dağlarına tırmanmayı başardı lar.

5 Haziran 1 941 günü Lough­

borough'da tren istasyonunda tople1ncın 2000 kişi çağdaş turizm organizasyonunun ilk öncüleri sa­

yılabilir. Dünya tarihine ilk orgô­

nizc tu r olcırak geçen bu gezi "Le­

iccster TL'ınpcrance Society" e1dına düzenlenen bir at yarışı izleme gezisiydi. Are1dan ı so yıl geçti, spor ve turizm yine yan yana (Ekin Turizm Bı-aten i 1 99 1 : 1). Tu­

rizm adına yapılan bu ilk organi­

zas-yonun öncüsü Thomas Co­

ok'tu r. Bugün, diğer spor ve turizm e1ktivitclerinin yanında 50'ye yakın ülkede sportif amaçlı dağcılık kulüpleri bulunmakta ve birçok turizm firması doğa ve dağ turları organizasyonları yapmak­

tad ır. Doğaya giden insan sayısı arthkça yeni tesisler kurulmakta, buna parelel olarak da çevre so­

nınları artmaktadır.

İŞLEYİŞ

"Turizm, dünyanın en büyük endübrilerinden biri haline dö­

nüştü. Turizmde 50 milyon kişi çalışıyor, bu, uluslararası ticaret hizmetlerinde çalışan personeli n

% 25'ini oluşturuyor. Business Quarterly'nin bir çalışınasma gö­

re, uluslararası turizm gelirlerinin 1 996 yılında 3 trilyon dolara u laş­

ınası bekleniyor (Coustea11, Cımı­

hllriyet Gazetesi Bilim teknik Dergi­

s i). Bu denli yüksek bir geliri hiçbir ulus görmezlikten gele­

mez .. A ncak, gelecek kaygıları da unutmamak gerekmektedir.

Spor ve turizmin ortak yönü uluslararası ilişkileri geliştirmek, kül tür aktanını ve d ostluk köprü­

leri kurınaktır. Bu nedenle biribi­

rine parelel olarak gelişmektedir­

ler. Günümü zd e ise turizm, hiçbir şeyin kaçıp kurtulaınayacağı bir döngü oluşturu yor. Her geçen gün yeni yerler keşfediliyor ve bunlardan övgüyle bahsediliyor.

Deniz-kum-güneşe dayalı turizm bazı turistler için sıkıcı olmaya başlayınca yeni keşifler moda ol�

d u . Tatilini sadece oyun, eğlence ve denizin ötesine taşıyan, heye­

can arayan turizm talebine doğal olarak yanıt vermek gerekmekte­

dir. Fakat doğa turizminin özelli­

ği (özelde dağ turizmi) güven, dar grup, çevre koruma, doğayla bü tünleşme, az da olsa bilimsel çalışına ve yaşamda farklılıktır.

Diğer turizm ve spor organizas­

yonları gibi yumuşak d eğil, aktif­

tir ve açık mekanda yapılır. Reh­

berin görevi sadace dil sorununu çözmek, kültürel ve tarihsel akta­

rıın yapmak değil, aynı zamanda, güvenliği sağlamak, ratayı çiz­

mek, dağdaki organizasyonu yap­

maktadır. Türkiye'de ise dağ reh­

berliği siitemi bulunmamaktadır. · Günümüzde kentler i nsanı olumsuz etkilemektedir. Bu tür ortamlarda yaşayan i nsanlar

do-ğaycı olan gereksinimlerini tu­

rizm VL' spor külhirüyle giderme­

ye ça lışmakta d ır. Kırsal alanda yaş,ıycm in�anl<Hda görülmeyen bu olgu, kent insanını n chığaya ol<ın gereksiniminden kayncıklan­

maktcıdır. Doğaya giden inscın scı­

yısının cırhı1<ısı iil' kirlilik ve tah­

riba t da artmaktad ır. Fakat da­

ğlcırdan akan sular içilmekte, o t­

laklarda ycti ŞL'n hcıyvanların etle­

ri yenilnwkte, sebzeler tüketi l­

mektedi r. Su ların ki rlennıesi, bit­

ki iirtti sünün bnzulması VL'Va nr­

Alpkrde başlayan dcığcılık sponı doğal olcıı·ak en çok A lpleri

ımıya devam l'tnwkted irlcr. "Dağ­

larla, nnlcırı ktıruy,ıra k birlikte kuruınıcısı girişimleri bulumıl­

ıncıkta ha tta Ağrı Dcığı

'

nın kiralcı­

mır a k tl'IL'ferik hattı VL' villalcır ya­

pılması düşünülmektedir (fkono­

JJii:;t, saıtt 73, 1 99 1 ). Kıcasası, dcığ­

l anı nL' ·aıncıçla ve ne or<mda gid i­

lirse gidilsin, birÇok sorun ortcıycı çıkmcıktcıdır. Bu sorunlar iÇL'risin­

şünülıncden yapılan beton bincı­

lar oluşturmaktadır. Bunun en açık örneği Rizt

'-

Çamlıhemşin­

Ayd cr yaylcısındcı görülmektedir.

Trabzon-Çcıykara-Uzungöl'deki bu ngalowlar ile N iğde Çcımardı­

Deınirkazık'tcıki dağevi uyumlu yapılcışnıcının örneği olarak göste­

rikbilir. Kaçkcır dağlarının Dilber­

düzü kamp yeri veya Ağrı Dcı­

ğı

'

nın 4200 metresinde kuru ıcıcak olcın bir dcığ L'vini hayal bile ct­

nwk istemiyorum. Yerleşi m yerin­ den uzakta, kış koşullarıncı daycı­

nıklı olcırcık yapıl<ıccık olcın sığı­

naklar ise bazı bölgl'kr için gerek­

sinmedir. Faka t Türkiye'deki dcığ artı k özel aracınız ik hrmancıbilir­

siniz. Önümüzdeki yıllarda belki daha yukarılcırcı da çıkcıbileccksi­

niz; belki Kaçkar'dcı Öküz Çayı­

rı'nda, belki Dilberdüzü'ne, belki dL' Aladağlar'daki Yedigöllcre de ... "Nt' kadar hnyalcisiniz diye ?" için ülkemizde tam anlamıy la hiz­

met veren bir sığınaktan söz ede­

meyiz. Erciyes, Aladağlar (Yedi­

göller) gibi yerlerdeki sığımıklar yarım ka lmışlcır vcycı tahrip edi l­

mişlerdir. Fcıkat durum ne olursa olsun sığınaklcınn yerleşim yerin­

den uzcık olması ve yürüyerek

ulaşılması anlcımlıdır. Bu neden­

lerden dolayıdır ki "Nereye kadar yol yapılmalı?" sorusu tarhşılma­

lıdır.

3)

SABİT KAMPLAR

Kaçkar, Aladcığlar ve Ağrı Da­

ğı'nda yaz aylarında kurulan sa­

bi t kamplar doğal çevreyi olum­

suz etkilediği gibi, d ağlara turizm dışındcı gidenlere kamp yeri bı­

rakmamaktcıdır. Dcığda zcıten çok az olcın bu tür yerler bazı grup ve turizm firmalarınca kcıpatılmaktcı, turist olnıad ığı zaman çad ırlar boş kalmcıktcıdır. Bu d urum hem kamp yeri

,

hem de doğal yapının bozulması sorunlarını ortaya çı­

karmaktadır. Sabi t yerleşim yerle­

rinin ycırattığı kirlilik ise ayrı bir sorundur. Bu nedenledir ki, "Dağ­

larda s cı bit kampların kurulması doğru mud ur?" sqrusu tarhşılına­

lıdır.

lcışırsınız. Tırmcınırken dereden su içcrsiniz. Kcımp yerine ulaşhğı­

nızda bir de bakarsınız ki su içti­

ğiniz derenin ü zerine tuvaJet ve duş kurulmuştur (Kaçkar Dilber­

d üzü). Çöp sorunu özellikle, Ulu­

dcığ, Aladcığlar, Erciyes Dağı, Kaçkcır Dağlcırı, Ağrı Dağı ile, So­

laklı ve Fırtına derelerinde açık olcırak görülmektedir. Türkiye'de, düzenli olarak çöp toplcıyan hava köprüsü bulunmadığındcın sorun daha da büyümektedir. Çünkü, dağcıycı da sorscınız, turizmciye de sorsanız çöpünü şehire indirdiğini söyler. Ancak dağlardcı halen çok fcızlcı çöp bulunmaktadır. U­

n u tulmamalıdır ki atıkleırın dağ

­

lardcı kalıncısı sadece inscın sağlığı­

nı değil, sadece görüntüyü değil, 27

orcıda, ycışayan ccınlılcırı dcı etkile­

ıneklt'dir. Öylcyst' "Çöpler nic;iıı şe­

lı iriere ta�llllllnlıdır?" sorusu dcı tcır­

lı�ılımılıd ı r.

5)

HUKUKİ BOŞLUKLAR

Türkiye'dt' milli pcırklcır ülke yüzölçümünü n ı1c. 0.3'ünü tut­

m,ıktadır( Dı>llıim.ı!nk,'/ 988). Bu oran clhl'ttl' ki veterli de<"ildir ve o .::ı mil l i pcırk olma iizelliğini tcı�ıycın birçok bölge, bunların ıçerisinde Lk birçok dağ bul u nmcıktcıdır.

Doğu Anadolu, K<ırcıdeniz ve Ak­

ckniz biilgekri bu konuda zengin

<.kğL'rlcn' scı lıiptir. Fcı kat neden­

dir bil innwz "fvl illi Pcırk" ala nlcırı d,ı hızla t<ı hrip olmcıktcıdır. Ulu­

d cığ Milli Pcırk aleını bun;ı bir ör­

ıwktir.

Tü rkiyv'dc bugün dağ turiz­

mi, d�ığ turizmi altycıpısı ve dağ l'L'hlwrliği yönetmel ikleri bulun­

nıcımakti1d ı r. Bunlar şu <1nda t<1S­

li1k hcılind t' tcırtışılm,ıktdır. Ne znm<ı n w n<ısıl çık<ıccığı ise belli d eğild i r.

Dağları n ki rlcnnwsinc neden olcın i.-i�ı ve gnıplora veycı ku­

nı ml<ıra ne ti.i r yaptırımların uy­

gul<m<ıcağı, bunun ncısıl yapılcıccı­

ğı, ycıpılıynr.a örıwkleri bulun­

m,ımaktcıdır.

Bu ve benzeri eksi k likleri gi­

dL'rmck VL' olumsuzl uklmı orta­

d<m ka ldı rırıok içi n " c tü r huku ­ ki yaptırıml<ıra gt'reksinim du­

y ulmakt<ıd ır ve bu nun soru ml usu kimdi r" snnı:-u t<ırtışılmcılıd ır.

Benzer Belgeler