• Sonuç bulunamadı

Preoperatif potent hastalarda uygulanan sinir koruyucu robot yardımlı radikal sistoprostatektominin erektil fonksiyonlara etkisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Preoperatif potent hastalarda uygulanan sinir koruyucu robot yardımlı radikal sistoprostatektominin erektil fonksiyonlara etkisi"

Copied!
1
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Preoperatif potent hastalarda uygulanan sinir

koruyucu robot yardımlı radikal sistoprostatektominin erektil fonksiyonlara etkisi

ERKEK CİNSEL SAĞLIĞI Güncel Makale Özeti

Kas invaziv mesane tümörü, tekrarlayan veya yüksek riskli kas invaziv olmayan mesane tümörlerinde ideal teda- vi yöntemi radikal sistoprostatektomidir (RS). Kullanılan di- versiyon tipinden bağımsız olarak genel hayat kalitesi yük- sek saptanmakla birlikte bu cerrahinin yaşam boyu süren seksüel disfonksiyonu olmaktadır. Walsh tarafından sinir koruyucu prostatektominin tanımlanmasından sonra ben- zer işlem RSP için de uygulanmıştır. Açık cerrahi ile yapılan serilerde ve özellikle 65 yaşından genç hastalarda bu yön- temin potense olumlu etkisi gösterilmiştir. Onkolojik ve fonksiyon sonuçlarının klasik yöntemle karşılaştırılabildiği bu teknik, laparoskopik yöntemlerle de yapılabilmektedir.

Robot yardımlı RS (R-RS) teknikle daha az kan kaybı ve transfüzyon oranlarına ulaşılmış, kanser kontrolü ve erektil fonksiyon, kontinans gibi sonuçlarda açık serilerle karşılaş- tırılabilir sonuçlara ulaşılmıştır. Bu çalışmada da R-RS ope- rasyonun potens üzerine etkileri değerlendirilmiştir.

2003-2012 yılları arasında R-RS yapılan 254 hastanın verileri incelendi. Çalışmaya preoperatif penetrasyon için yeterli ereksiyonu olabilen potent (ihtiyaç halinde PDE5 kullananlar da dahil edilmiştir), 65 yaş ve altı, bilateral ka- vernozal sinir korunan 29 erkek hasta çalışmaya alınmış.

Bu hastaların 26’sına ortotopik, 3 tanesine kontinan kuta- nöz diversiyon uygulanmış. Bu hastalara düzenli bir penil rehabilitasyon uygulanmamış. Cerrahiden 6 hafta sonra komplikasyon yoksa ve kontinans sağlanmışsa, ilk tercih olarak PDE5 inhibitörleri önerilmiştir. Penetrasyon için ye- terli ereksiyon sağlanamıyorsa ilave olarak vakum cihazı, intraüretral alprostatil veya intrakavernozal enjeksiyon önerilmiştir.

Çalışmaya alınan hastaların yaş ortalaması 56 (51-60), ortalama vücut kitle indeksi 29.2 (27.2-33.4) olarak sap- tanmış. Patolojik evreleri 9 hastada <T2, 6 hastada T2 ve 5 hastada >T2 saptanmış. Pozitif cerrahi sınır saptanmamış- tır ve takipte 4 hastada uzak metastaz saptanmıştır. Ope- Ken H., Kristina W., Bertram Y., et al.

Journal of Endourology 2014, 28(11): 1352-1356.

rasyon öncesi PDE5i kullanan 3 hasta (%10.3) gözlenmiş.

On üç hastada (%44.8) postoperatif potens korunmuş ve bunların da 7’sinde (%53.8) postoperatif PDE5i kullanması gerekli olduğu gözlenmiş. Preoperatif PDE5i gereksinimi olan hastaların 2’sinde postoperatif potens izlenmiştir. Altı hastada (%20.7) ise yeterli ereksiyon için intrakavernozal enjeksiyon kullanıldığı saptanmış. İntrakavernozal enjeksi- yonun da başarısız olduğu hastalarda ilave başka hastalık- lar, cinsel istek ve ilginin azalması gibi sorunlar saptanmış- tır. Postoperatif potensi olan ve olmayanlar arasında sigara kullanımı, komorbiditeler veya hastalığın evresi arasında istatistiksel fark saptanmamıştır. Benzer şekilde iki grup arasında operasyon zamanı, kan kaybı ve çıkarılan lenf nodu sayısı arasında da istatistiksel fark saptanmamış- tır. Hastaların 12, 24 ve 40 ay takiplerinde potens sırası ile %38, %46 ve %65 ve potens sağlanması ortalama 5.4 ayda olduğu saptanmıştır.

Robotik cerrahi konusunda deneyimli olan bu klinik- te yapılan çalışmada sinir koruyucu R-RS ile %45 potens korunmakla birlikte bu oran intrakavernozal enjeksiyon- ların da eklenmesi ile yaklaşık %66 olarak saptanmıştır.

Bu cerrahi yöntemin robotik cerrahi ile diğer yöntemlerle kıyaslanabilir sonuçlarla yapılabileceği ifade edilmektedir.

Yazar, postoperatif potens oranının, prostat veya prostat kapsül koruyucu gibi diğer modifiye yöntemlerle artabile- ceğini ifade etmekle birlikte bunun da onkolojik sonuçları olumsuz etkileyebileceği riskinin göz önünde bulundurul- ması gerektiğini belirtmektedir. Hasta sayısının az olması, retrospektif bir çalışma olması ve potens tespitinde erektil fonsiyon sorgulama formunun kullanılmaması çalışmanın eksik yönleri olarak belirtilebilir.

Çeviri

Uzm. Dr. Ercan Kazan, Uzm. Dr. Akın Soner Amasyalı Adnan Menderes Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Üroloji AD

250

Referanslar

Benzer Belgeler

Lokalize böbrek tümörü nedeniyle RN ile NKC yapılan hastalar karşılaştırıldığında da kansere özgü sağkalımda fark yokken genel sağkalımın RN yapılan grupta

SONUÇ: Onkolojik, cerrahi ve erken dönem fonksiyonel sonuçlar ba- kımından konvansiyonel yöntemle benzer olan 3-port eLRP, daha iyi kozmetik sonuçlarla erektil fonksiyonları

Gruplar arasında yaş, PSA, preoperatif ve postoperatif gleason skoru, patolojik evre, nörovasküler demet korunma oranı, cerrahi sınır pozitiflik oranı ve preoperatif

Bilateral sinir koruyucu radikal prostatektomi sonrası fazla sayıda fosfodiesteraz tip-5 inhibötürü kullanımının tek öngörücüsü operasyon öncesi erektil fonksiyondur..

Bu analizde bilateral sinir koruyucu (BNS) cerrahide her iki sinir için skor 1 veya 2 olarak, tek taraflı sinir rezeksiyonunda rezeke edilen sinir için kabul edilen skor 3 veya

Sinir koruyucu radikal prostatektomili erektil disfonksiyonu olan erkeklerde, penil protez implantasyonu ve oral pde-5 inhibitörü tadalafil tedavisi arasındaki etkinlik

Sural sinir greftlemesi yüksek hacimli kanser için ra- dikal prostatektomi uygulanan potent hastalarda erektil fonksiyonun korunması için seçeneklerden biridir..

Sonuçta hastanın preoperatif durumu ne olursa olsun medikal tedavi kullanımı EF’de önemli ölçüde düzelme sağlamasına rağmen, orta riskli hastalar BNSRP sonrası PDE5-i