• Sonuç bulunamadı

GEÇMĠġĠN ĠZLERĠNĠN DĠYARBAKIR KONAKLARINA YANSIMASI: CEMĠLPAġA KONAĞI ÖRNEĞĠ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "GEÇMĠġĠN ĠZLERĠNĠN DĠYARBAKIR KONAKLARINA YANSIMASI: CEMĠLPAġA KONAĞI ÖRNEĞĠ"

Copied!
22
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Ocak/January(2022) - Cilt/Volume:21 - Sayı/Issue:81 (184-205)

Makale Türü: AraĢtırma Makalesi – GeliĢ Tarihi:16.08.2021 – Kabul Tarihi: 16.11.2021 DOI:10.17755/esosder.985399

Atıf için: Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 2022;21(81): 184-205

GEÇMĠġĠN ĠZLERĠNĠN DĠYARBAKIR KONAKLARINA YANSIMASI:

CEMĠLPAġA KONAĞI ÖRNEĞĠ

REFLECTION OF THE TRACES OF THE PAST ON DĠYARBAKIR MANSIONS: THE CASE OF CEMĠLPASHA MANSION

Nursen IġIK1

Öz

GeçmiĢten günümüze ulaĢan yapılarda mekânlar, toplumun sosyo kültürel yaĢam biçimine göre ĢekillenmiĢ ve zaman içinde değiĢimlerine göre yeniden düzenlenmiĢtir. YaĢam tarzları, dini inançlar, aile birliğinin korunma isteği yapılardaki mekânların oluĢumunda büyük rol oynamıĢtır. Ataerkil aile sistemine sahip toplumlarda, yaĢam alanları ve mekânları ailenin büyüklüğüne uygun boyutlarda inĢa edilmiĢ, tüm ailenin bir arada zaman geçirdiği sosyal alanlar yaratılmıĢtır. Bu çalıĢmada; Diyarbakır geleneksel mimarisinde tarihi öneminin yanı sıra plan düzeni olarak çok özel ve önemli yeri bulunan CemilpaĢa Konağındaki geçmiĢten günümüze gelen mekânsal çözümlemeler ile günümüzdeki kullanımları incelenmiĢtir. CemilpaĢa Konağı Diyarbakır’daki konaklar arasında, harem-selamlık bölümlerinin günümüze ulaĢtığı tek yapıdır. Konağın mimarisi ve plan düzenindeki özgünlüğü ile geçmiĢteki izleri mekânlarda koruması bu konağı özel kılmıĢ ve çalıĢmamız için seçilmesinde önemli bir etken oluĢturmuĢtur. Konağın özgün mimarisi, günümüzde genel olarak değiĢmemiĢ olmakla birlikte konaktaki mekânların kullanımlarında belirgin düzeyde değiĢim ve dönüĢümler gözlemlenmiĢtir. Konakla ilgili literatür çalıĢması sonrası CemilpaĢa Ailesinin anlatıldığı kitaplar incelenmiĢ, konağın geçmiĢ kullanımları ile ilgili uzman kiĢilerle sözlü görüĢmeler yapılmıĢtır. ÇalıĢmada, CemilpaĢa Ailesine ait kiĢisel fotoğraf ve belgeler ile harem-selamlık mekânlarının geçmiĢteki kullanımları incelenerek, geçmiĢin izlerinin mekânların oluĢumuna etkisi ve yansıması araĢtırılmıĢtır. Günümüzde kent müzesine dönüĢtürülen CemilpaĢa Konağı’nın, yeniden iĢlevlendirilmesi ile ilgili tespitler yapılarak, çalıĢma tamamlanmıĢtır.

Anahtar Kelimeler: Diyarbakır, CemilpaĢa Konağı, Harem-Selamlık, Mekânsal Çözümleme

Abstract

In the structures that have survived from the past to the present, the spaces have been shaped according to the socio-cultural lifestyle of the society and have been rearranged according to their changes over time. Lifestyles, religious beliefs, the desire to protect family unity played a great role in the formation of spaces in the buildings.

In societies with a patriarchal family system, living spaces and spaces have been built in sizes suitable for the size of the family, and social spaces where the whole family can spend time together have been created. In this study, in addition to its historical importance in Diyarbakir traditional architecture, CemilpaĢa Mansion, which has a very special and important place in terms of plan layout, has been examined with the spatial analyzes from the past to the present day. CemilpaĢa Mansion is the only one among the mansions in Diyarbakır, where the harem and salutation sections have survived to the present day. The mansion's uniqueness in its architecture and layout and the preservation of the traces of the past in the spaces made this mansion special and constituted an important factor in its selection for our study. Although the original architecture of the mansion has not changed in general today, significant changes and transformations have been observed in the use of the spaces in the mansion. After the literature study about the mansion, the books about the CemilpaĢa Family were examined, and oral interviews were held with experts about the past uses of the mansion. In the study, the personal photographs and documents belonging to the CemilpaĢa Family and the past use of the harem-selamlık spaces were examined, and the effects and reflections of the traces of the past on the formation of the spaces were investigated. The work has been completed by making determinations about the re-functioning of CemilpaĢa Mansion, which has been converted into a city museum today.

Keywords: Diyarbakır, Cemilpasha Mansion, Harem- Selamlık, Spatial analysis

1 Dr., Dicle Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü, isikcn@gmail.com, Orcid:0000-0002-6125-1896

(2)

185 1.GĠRĠġ

Tarihi kentler, geçmiĢten günümüze bünyelerinde kültürel ve mimari mirası barındıran yerleĢim merkezleri olmuĢtur. Kültür mirası olarak kabul edilen anıtsal ve sivil mimari yapılar geçmiĢin izlerini taĢımaları, yaĢam biçimi ve kültürünü korumaları nedeniyle bu çok önemli fonksiyonları yerine getiren mimari kültü değerleridir. Bu anıtsal ve sivil mimari yapılar, bulundukları coğrafyalarda konumları ve kullanımları bakımından çeĢitlilik ve değiĢiklik gösterir.

Türkiye’nin birçok bölgesinde kültürel miras niteliği taĢıyan geleneksel evler ve konaklar bulunmaktadır. Geleneksel evler, konaklara göre daha küçük boyutlu bir mimariye sahiptir. Konaklar ise kentin ileri gelenleri (kent yönetiminde yer alan ve söz sahibi olan) ve varlıklı aileleri tarafından kullanılan büyük evlerdir. Konaklarda yaĢayan ailelerin kentlerdeki etkinliği ve varlık düzeyleri ile yaĢam biçimleri yaĢadıkları mekânlara yansımıĢ, mekân düzenleri ve dizilimleri bu yönde ĢekillenmiĢtir. Sivil mimari örneklerinden olan bu yapılar, bulundukları kentte mimari açıdan belli bir kimlik oluĢturmasının yanında sosyo-kültürel açıdan da zenginlik katmıĢtır.

Osmanlı döneminde inĢa edilmiĢ konakların birçoğu, aile ve hizmetlilerin kullandığı barınma amaçlı sıradan birer ev olmakla sınırlı kalmamıĢ, özellikle siyasi, ilmi, iktisadi ve fikri görüĢmelerin gerçekleĢtirildiği konutlar olma özelliğini de taĢımıĢtır (Ülger, 2008).

Ayrıca erkek bireylerin kullandığı selamlık bölümleri aynı zamanda kentin idari ve siyasi iĢlerinin görüĢüldüğü bir nevi günümüzdeki devlet dairesi iĢlevi üstlenmiĢ mekânlardan olmuĢtur (Hasol 2012).

Konaklar geçmiĢte esas itibariyle hükümet üyeleri ve vekiller ile varlıklı ailelerin oturdukları kıĢlık mekânlar olarak kullanılmıĢtır. Büyük konaklar, harem-selamlık olmak üzere iki bölümden oluĢmuĢtur. Selamlık bölümünün üst katında, konak sahibinin oturduğu ve erkek misafirleri ağırladığı “baĢoda” ile sokağa çıkma yapan cumbalı odalar mevcuttur.

Cumbalı odalar aynı zamanda konakların sokak siluetlerini oluĢturmaya önemli katkılar sunan estetik unsurlardır. Konakların zemin katında, hizmetlilerin kullandığı odalar, kiler ve kahve ocağı gibi servis mekânları yer almıĢtır. Harem bölümü ise ailenin büyüklüğüne ve varlık düzeyine göre inĢa edilmiĢ birçok odadan oluĢmuĢtur. (ġahsuvaroğlu, 1951). Büyük ailelerin kullandığı konaklardaki harem-selamlık bölümleri ayrı olabildiği gibi, birleĢik olarak inĢa edilmiĢ örnekleri de bulunmaktadır. Konaklardaki mutfak, hamam vb. gibi müĢtemilata ait mekânların sayıları ve büyüklükleri, hane halkının sayısına göre değiĢiklik göstermiĢtir.

(Eldem, 1986).

Osmanlı döneminde inĢa edilmiĢ konaklarda odalar, ortada konumlanan sofanın çevresinde dizilmiĢ plan düzeniyle oluĢturulmuĢtur. Gündüz yaĢam mekânı olarak sofa kullanılırken, yatma mekânları ayrı odalar içinde düzenlenmiĢtir. BatılılaĢmanın mimariye etkisiyle birbiri içinde tasarlanmıĢ plan düzeni yerine sofanın etrafına dizilmiĢ konut çözümlemeleri ön plana çıkmıĢtır. Harem-selamlık bölümlerinin bulunduğu konaklarda, bu bölümlerdeki mekânlar birbirine bağlı, ancak iĢlev olarak ayrılmıĢtır. “Selamlık” bölümüne kabul edilen misafirler “divanhane” olarak adlandırılan özel odalarda ağırlanmıĢtır.

Konakların ayrı yapılmıĢ selamlık bölümleriyle harem bölümüne koridor ve merdivenlerle bağlantı sağlanmıĢtır. Her iki bölümün giriĢleri ayrı yapılmıĢ, her bölümde hizmetli ve müĢtemilat odaları ayrıca konumlandırılmıĢtır (Faroqhi, 2005).

Osmanlı Ġmparatorluğu’nda özellikle Tanzimat Dönemi’yle yoğunlaĢan BatılılaĢma hareketi sonucunda, Avrupai hayat tarzına yönelik hayranlık ve uyum çabası, Osmanlı toplumunun genel yaĢam tarzı ile özellikle yaĢadığı mekânların değiĢimine de neden

(3)

186 olmuĢtur. Dolayısıyla özellikle 19. yüzyıldan itibaren varlıklı ailelerin kullandığı saray, konak

ve köĢklerde değiĢim ve dönüĢümler baĢlamıĢ, modernleĢmenin etkisi mekânlara hızla yansımıĢtır (Düzgün, 2019).

Toplum içinde hızla yayılan ve kabul gören BatılılaĢma/modernleĢme isteği, sadece orta-ve üst sınıf ailelerin yaĢadığı ev ya da konaklarda değil, sokak ve mahalle, hatta tüm mekânsal alanlara etki edecek biçimde değiĢimlere neden olmuĢtur. BatılılaĢmayı benimseyen az nüfuslu aileler mekân tercihlerini, genellikle çok katlı konutlardan/apartmanlardan yana kullanmıĢlardır. Bu durum bahçeli ve en fazla iki katlı olan evleri kullanan ailelerin, BatılılaĢma/modernleĢme etkisiyle mevcut evlerinden ayrılmaları ya da evlerinin yıkılmasına izin vererek aynı zamanda apartman kültürünün doğmasına yol açmıĢtır. Modern ve lüks merakı, geleneksel ev kültürünü büyük ölçüde etkilemiĢtir. Evlerde, Batıdan gelen malzemelerle düzenlemeler yapılmıĢ, kendilerini “alaturka” bulan insanlar, bu düzenlemelerle

“alafrangalığa” adeta terfi etmiĢtir. Özet olarak konaklarda yaĢayan aileler, lüks ve modern olma/ görünme çabasıyla evlerinin yerine, büyük apartmanların yapılmasına izin vererek, özgün mimari özellikteki bu yapılardan vazgeçmiĢlerdir (Artıkoğlu, 2008).

BatılılaĢmanın etkisiyle apartman kültürünün cazip geldiği konak sakinleri, bu yapıları terk ederek, çok katlı konutlarda yaĢamaya baĢlamıĢlarsa da bazı varlıklı ve ataerkil aileler kendine özgü mimari üslubu ve karakteri olan bu evleri terk etmemiĢ ve BatılılaĢma hareketine deyim yerindeyse direnmiĢlerdir. Konak, köĢk ya da benzeri büyük konutlarda yaĢayan ailelerin sahip olduğu yapılarda “selamlık” ve “harem” bölümlerinin bulunması, gelenekselliğin sürdürülmesi ve hane halkının bir arada olmasını sağlayarak bu tarz konutlardan ayrılmaları engelleyen önemli etmenler olmuĢtur. Konutlardaki “selamlık”

bölümlerinin erkeğin tüm iĢlerini yönettiği mekân ya da mekân grubu olması, yine harem bölümlerinde de ailenin çocuk ve hanımlarının bulunduğu mekânların büyüklüğü ve serbestliği, bu yapıların tümüyle terk edilmesini önlemiĢtir. Ancak Tanzimat sonrası devlet iĢlerinin yeni yapılan idare binalarında görülmesi, bu tarz konutların idari açıdan kullanımını oldukça azaltmıĢtır (Ortaylı, 2006).

Geleneksel mimaride; toplumun ihtiyaçlarına göre ĢekillenmiĢ, kullanıcıların yaĢam tarzını yansıtan, gelenek ve görenekleri bünyesinde iĢlevleriyle koruyan konaklar, tarihi ve kültürel özellikleri ile sıklıkla tercih edilen yapılar olmuĢtur. Bu nedenledir ki, büyük ailelerin tüm yaĢam süreçlerinin geçirdiği konakları ve mekânlarını, kısacası geçmiĢlerini geride bırakıp gitmeleri kolay olmamıĢtır.

Tarihi Ģehir kimliği güçlü yerleĢim yerlerinden biri olan Diyarbakır’da Osmanlı döneminde birçok konak ve geleneksel evler inĢa edilmiĢtir. Behram PaĢa Konağı, Sait PaĢa Konağı, Ġskender PaĢa Konağı ve CemilpaĢa Konağı vb. kentin ileri gelen ailelerinin kullandığı büyük evlerdir. Bu konaklardan Behram PaĢa konağı, Ġskender PaĢa konağı ve Sait PaĢa konağındaki harem-selamlık bölümleri günümüze iĢlevlerini yitirerek ulaĢmıĢtır. Büyük konakların çevresinde genellikle konak sahiplerinin yaptırmıĢ olduğu cami, hamam gibi yapı grupları, konaklarla bir bütünlük oluĢturmuĢtur. Örneğin; Behram PaĢa konağı ile Ġskender PaĢa konağının yakınlarında, konaklarla aynı ismi taĢıyan camiler yer almıĢtır.

Diyarbakır’daki harem-selamlık bölümlerinin bulunduğu konaklardaki mekân dizilimi genellikle birbirine benzer özellikler göstermiĢtir. Örneğin selamlık ve harem bölümlerine giriĢlerin ayrı kapılardan yapılması standart bir özellik arz etmiĢtir. Bu çalıĢmaya konu olan CemilpaĢa Konağı, mimari niteliklerin neredeyse tamamını en üstün biçimde yansıtan ve günümüze kadar korunmuĢ bir yapı olarak haklı bir Ģöhrete sahip olmuĢtur. Dolayısıyla Diyarbakır’da geleneksel Osmanlı mimarisini yansıtan konaklar arasında, kentin en önemli ve büyük konaklarından biri olarak öne çıkmıĢtır.

(4)

187 CemilpaĢa Konağının sahibi Ahmet CemilpaĢa’dır. CemilpaĢazade Ailesine adını

veren Ahmet CemilpaĢa, Osmanlı Devleti ArĢivi Sicill-i Ahval Defteri’ne (IĢık, 2015)’göre Diyarbakır Eyaleti Tahrirat (Yazı ĠĢleri) kaleminde göreve baĢlamıĢtır (Diyarbakır Salnameleri, 1999). Diyarbakır ve baĢka vilayetlerde birçok idari görevde bulunan Ahmet CemilpaĢa ve CemilpaĢazade ailesinin Diyarbakır ve çevresindeki etkinliği hem bu önemli idari görevleri hem de geniĢ topraklara sahip olmasından kaynaklanmıĢtır (CemilpaĢa, 1992).

Ahmet CemilpaĢa’nın vefatından sonra, oğulları ve torunları CemilpaĢa konağında yaĢamlarını sürdürmüĢlerdir.

CemilpaĢa konağı, Diyarbakır geleneksel mimari özelliklerini taĢımakla birlikte harem-selamlık olmak üzere iki ayrı bölümden oluĢmuĢtur. Geleneksel evlere göre oldukça hacimli mekânlara sahip konakta, harem-selamlık bölümleri boyutları hane halkının ihtiyaçlarına göre düzenlenmiĢ, 42 oda ile iki avludan oluĢmuĢtur. Selamlık bölümünde;

misafir ağırlama odaları, avluda gelen misafirlerin ağırlandığı havuzlu eyvan ve üst katta sokağa bakan cumbalı oda/mekânlar bulunmaktadır. Harem bölümündeki odalar, mutfak (özgün bacalarıyla), geleneksel mimaride ayrı bir öneme sahip detaylar olarak harem-selamlık arasındaki döner dolap, harem bölümünden selamlık bölümüne yalıtılmıĢ geçiĢ mekânları(mâbeyn) bu çalıĢma içerisinde ayrıca irdelenmiĢtir. GeçmiĢten günümüze özgün mimarisiyle korunarak ulaĢan yapının özellikle harem-selamlık bölümlerindeki yaĢanmıĢlıklar ve izleri, bu çalıĢmaya önemli katkılar sağlamıĢtır.

Özetle bu çalıĢmada, CemilpaĢa Konağı’ndaki geçmiĢin izlerinin mekânlara yansıması ve harem-selamlık bölümleri özelinde değerlendirilmiĢtir. GeçmiĢteki kullanımlarına yönelik olarak aileyle ilgili bilgi sahibi olan kiĢilerle sözlü görüĢmeler yapılmıĢ, ailenin hayatı, konağın geçmiĢi ve kullanımı ile ilgili detaylı bir araĢtırma yürütülmeye çalıĢılmıĢtır. Konağın günümüz durumunu belirlemek amacıyla belirli periyotlarla alan çalıĢması yapılarak mimari özellikleri ve yapılan değiĢim ve dönüĢümler tespit edilmeye çalıĢılmıĢtır. Yapılan araĢtırma sonucunda, konaktaki mimari öğe ve mekânların geçmiĢ kullanımları ile kent ve konakla ilgili sosyal yaĢama yansıyan gelenek ve davranıĢ biçimleri kaynakçadaki eserlere göre anlatılmıĢtır. 2010 yılında yapılan restorasyon çalıĢması sonrasında, “Kent Müzesi” olarak iĢlevlendirilen konakta yapılan alan çalıĢmasının verileri de dikkate alınarak, günümüzdeki mekânsal değiĢim ve dönüĢümlerin yapının mimarisine etkileri değerlendirilerek çalıĢma tamamlanmıĢtır.

2. GELENEKSEL MĠMARĠDE MEKÂNLARIN OLUġUM SÜRECĠ 2.1. Harem-selamlık Bölümleri

Geleneksel evlerin fiziksel yapısı, dini inançlar, kültürel farklılıkları ve bulunduğu coğrafya ile iklimin etkisine bağlı değiĢiklik göstermiĢtir. Mahremiyetin ön planda tutulduğu, dini ve kültürel etkilerin mimariye yansıması, evlerde sokağa bakan pencerelerin az ve yüksek olması, evlerin avlu duvarlarıyla dıĢ ortamdan izole edilerek içe dönük düzenlenmesi gibi çözümlemelerle sağlanmıĢtır. Harem-selamlık mekânlarının oluĢum süreci, toplumların dini ve kültürel etkiye bağlı yaĢam tarzlarının belirlenmesiyle ortaya çıkmıĢtır.

Genellikle iç avlulu, avlu etrafında dizilmiĢ kanatlardan oluĢan evlerde, kanatlardaki pencerelerin tümü avluya bakmaktadır. Bu mekânlarda süsleme ve bezemelerin sadece hane halkı ve yakınlarının göreceği Ģekilde içe dönük mekânlarda olması, evlerdeki mahremiyet olgusunun etkin gücünü göstermiĢtir. Büyük bölümü iki katlı ve yığma yapım tekniğiyle yapılmıĢ, toprak damlı, ahĢap kiriĢli konaklar mimari özellik ve estetik varlıklı aileler için bir statü simgesi olmuĢtur. Konakların büyüklüğü ve ihtiĢamı, kullanıcıların ekonomisi-varlık düzeyine göre değiĢiklik göstermiĢtir. Bu konaklarda genellikle kentin ileri gelenleri, ticaretle uğraĢan eĢraf ile devlet yönetiminde görevli olanlar ikamet etmiĢtir.

(5)

188 Mekânların oluĢumunda Ġslamiyet’in ve dini inançların etkisi oldukça büyüktür.

Ġslamiyet’in kabulü sonrasında evlerdeki mekânların kullanımları farklı iĢlevlere göre ĢekillenmiĢtir. Ġslam Mimarisinde evlerdeki mekânlar “harem-selamlık” olarak ikiye ayrılmıĢtır. Harem-selamlık Ģeklindeki mekân ayrımları ve kullanım Ģekillerinin oluĢum süreci, Eskiçağlarda baĢlamıĢ ve hemen hemen çoğu kültürlerde görülmüĢtür. Günümüze ulaĢmıĢ konak ve köĢklerde bu mekânsal ayrımlar devam etmiĢtir (ĠpĢirli,1997).

Geleneksel evlerdeki harem-selamlık bölümlerindeki mekân ayrımları ve düzenleri, her dönemde farklı boyutlarla oluĢturulmuĢtur. Harem-selamlık bölümlerinin bulundukları yapı ve yapı grupları genellikle konak, köĢk gibi tanımlamalarla ayrılmıĢtır. Osmanlı döneminde selamlık bölümlerinin ve mekânlarının genellikle Ġstanbul’un varlıklı aileleri ile Anadolu’daki kent eĢrafına mensup ailelerinin oturduğu konaklarda bulunması ve yaygınlaĢması bu mekânların önemini arttırmıĢtır. Selamlık bölümleri, erkeklerin kullandıkları, genellikle evin giriĢine yakın konumlanmıĢ mekân gruplarından oluĢmuĢtur.

Selamlık bölümlerinde misafirlerin ağırlandığı ve idari iĢlerin konuĢulduğu “divanhane”

olarak da adlandırılan bir “baĢoda” bulunmaktadır (Faroqhi,2005).

“Harem” kelimesinin, sözlük anlamı “yasaklı, kutsal alan” olarak tanımlanmaktadır.

Arapça, h-r-m kökünden gelen harem, hane halkı dıĢında kimsenin giremediği, korunaklı mekânlardır (Pierce, 1998). Konaklardaki harem bölümleri, hane halkının en yaĢlı ve söz sahibi (genelde evin büyük hanımı) tarafından idare edilen mekânlardan oluĢmuĢtur.

Haremde, mutfak, çamaĢırlık, hamam, kiler ve hizmetlilerin kaldıkları müĢtemilat kısımları bulunmaktadır. Konağın ana giriĢine yakın selamlık bölümü ile harem bölümleri iki katlı ve bazen bodrum katlı olarak inĢa edilmiĢlerdir. Evlerin üst katlarında, sokağa doğru uzanan ve çıkma kiriĢlerle taĢıtılan cumbalar konumlanmıĢtır. Harem- selamlık bölümlerinde, her bölümdeki mekânlara hizmet edecek, merdiven, taĢlık ve giriĢ kapıları ayrı yapılmıĢtır.

Harem-selamlık bölümlerinin avluları ayrı olup, avlunun ortasında genellikle havuz vardır.

Haremdeki avlu zemininde genellikle taĢ ve mermer gibi malzemeler kullanılmıĢ olmasına rağmen, selamlık bölümü at arabalarının girebileceği kaldırım taĢı ve toprak zeminlidir. Üst kata çalmak için geniĢ basamaklı merdivenler kullanılmıĢtır (ġehsuvaroğlu, 1951).

2.2. Avlu ve Servis Mekânları

Konaklarda avlu, gündelik yaĢamın geçirildiği üstü açık sosyal mekânlardan biridir.

Avluların boyutları, konağın büyüklüğüyle orantılı yapılmıĢtır. Konaklarda mekân dizilimleri avlu çevresinde ĢekillenmiĢ ve avlu bu mekân ile bölümlerin ortak alanı olmuĢtur. Ayrıca konakların sokağa bakan cepheleri yüksek avlu duvarlarıyla çevrilmiĢ, böylelikle mahremiyet alanının evin içinde kalması sağlanarak, avlu ve iç mekânlar dıĢ ortama karĢı korunaklı hale getirilmiĢtir.

Geleneksel evlerde servis mekânları (mutfak, kiler, hela vb.) avluda konumlanmıĢtır.

Erzaklar ve yiyecekler, evin depolama alanı olan kilerde saklanır. Genellikle evin serin olan bodrum katında bulunan kiler, mutfağa yakın yapılır. Bu mekânların iĢlevleri ve kullanımları konağın diğer mekânlarıyla birlikte bir bütün oluĢturur. (Bozkurt ve diğ. 2013).

2.3. Geleneksel Mekânlarda DeğiĢim ve DönüĢümler

Sanayinin geliĢmesi ve modernleĢmeye olan yönelim, baĢta Avrupa olmak üzere tüm dünyayı etkisi altına almıĢtır. Osmanlı Ġmparatorluğu’nun Tanzimat Dönemi’yle baĢlayan değiĢim ve dönüĢüm süreçlerinde; yeni düzene uyum çabası, toplumda karĢılık bulmuĢ, geleneksellik ve geçmiĢe yönelik aidiyet duygusundan uzaklaĢılmıĢtır. DeğiĢim ve dönüĢümler, toplumların yerel kimlik ve geleneksel değerlerinin değiĢimine ivme kazandırmıĢtır (Kasaba, 2014).

(6)

189 ModernleĢme, toplumdaki sosyo-kültürel değiĢimlerin esas sebebi olmasının yanında,

geçmiĢte sürdürülen davranıĢ biçimleri ile alıĢkanlıklardan ayrılarak mekânlarda da değiĢim- dönüĢüm hareketini baĢlatmıĢtır. Bu etkiyle, konaklarda mahremiyet sınırları değiĢmiĢ ve buna paralel olarak, harem-selamlık mekânlarının özgün iĢlevleri değiĢtirilmiĢtir.

Geleneksellik ve yerel kimlikten uzaklaĢma eğiliminin artması, mahremiyetin ön planda tutulduğu harem-selamlık bölümlerinde yapılan yeni düzenlemelerle “modern ev” oluĢturma çabası hızlanmıĢtır. Zaman içindeki değiĢim ve dönüĢümün etkisiyle geçmiĢin izleri ile davranıĢ biçimlerini yansıtan harem-selamlık bölümleri, kısmen ya da tümüyle kaldırılmıĢtır (Bozdoğan, 2002).

Son yıllarda ülkemizde ve dünyada koruma bilincinin artması, geçmiĢe özlem, modernleĢme eğiliminin kısmen azalımı, harem-selamlık bölümlerinin bulunduğu yapılar baĢta olmak üzere; geçmiĢin izlerini bünyesinde barındıran ve yaĢatan yapılara olan ilgiyi arttırmıĢtır. Geleneksel konutlar ile kültürel mirasa bakıĢ açısının değiĢmesi, gelenekselliğin ve yerel kimliğin modernleĢme süreci içinde değerlendirilmesi yaklaĢımlarının artması, bu yapılara sahip çıkma bilincini de ortaya çıkarmıĢtır.

Sürdürülebilirlik, yeniden iĢlevlendirme, koruma-kullanma dengesi gibi kavramların tüm dünyada kabul görmesi, ülkemizdeki kültürel mirasın korunarak-kullanma çabalarını hızlandırmıĢtır. Son yıllarda kamu ve özeldeki kurumsal firmaların, bu yapılara ilgi ve tercihleri, korumada sürdürülebilirlik ve koruma kullanma dengesinin yaygınlaĢmasını sağlamıĢtır. Öte yandan vakıf yapıları dıĢında tescilli veya kültürel miras niteliğindeki konaklarla evler, taĢıdıkları sosyo-kültürel değerleriyle, özgün mimarisine müdahale edilmeden yeniden iĢlevlendirilmiĢtir. Bu yönde yapılan giriĢimler yeterli olmamakla birlikte yeni iĢlev verilmiĢ yapıların kente ve ekonomiye katkısı bu yapılara olan yönelimi de arttırmıĢtır.

3. DĠYARBAKIR’DAKĠ KONAKLARIN GENEL ÖZELLĠKLERĠ

Diyarbakır birçok medeniyetin izlerini taĢıyan tarihi bir kenttir. Suriçi Bölgesi, birçok han, hamam, kilise, cami, geleneksel ev ve konak vb. tarihi yapıların bulunduğu ve benzeri olmayan surlarla çevrili bir yerleĢim merkezidir.

Diyarbakır’daki konaklar, yığma yapım tekniğiyle tek veya iki katlı olarak inĢa edilmiĢtir. Sokaktan görünmeyen yüksek avlu duvarlarıyla çevrili konaklarda, yöresel bazalt taĢı kullanılmıĢtır. Ortada avlusu ve havuzu bulunan konaklarda, avlu etrafında “kanat” olarak tanımlanan mekânlar, iklimsel özelliklere göre konumlanmıĢtır. Konaklarda mahremiyet, ön planda tutulmuĢ, kültürel ve sosyal yaĢam davranıĢ biçimleri evlerdeki mekân diziliminde etkisini göstermiĢtir. Kentin ileri gelenleri ve büyük ailelerin ikamet ettiği konakların konumları ve boyutları, ailenin büyüklüğü ve varlık düzeyine göre değiĢiklik göstermiĢtir.

Suriçi Bölgesi’nde CemilpaĢa Konağı, Ġskender PaĢa Konağı, Behram PaĢa Konağı, Sait PaĢa Konağı günümüze ulaĢan büyük konaklardır (ġekil 1).

(7)

190 ġekil 1. Suriçi Bölgesi KAĠP Planı (Koruma Amaçlı Ġmar Planı/Diyarbakır

BüyükĢehir Belediyesi)

Diyarbakır’daki konakların konumları ve mimari özellikleri birbirine benzer olmasına rağmen, konakların kendi özelinde farklı mekânlara sahip olduğu bilinmektedir. Harem- selamlık bölümleri konakları özel kılan ve birbirinden ayıran önemli farklardan biridir.

Konaklarda, harem-selamlık bölümlerinin tam ve eksiksiz olarak günümüze ulaĢtığı tek yapı

“CemilpaĢa Konağı’dır. Ġskender PaĢa Konağı, Behram PaĢa Konağı ve Sait PaĢa Konakları, harem-selamlık bölümlerinin özgün kullanımları değiĢtirilmiĢ veya tümüyle kaldırılmıĢ olarak günümüze ulaĢmıĢtır.

Ġskender PaĢa Konağı, tek katlı ve üç kanattan oluĢmuĢtur. Behram PaĢa Konağı’nın güney kanadı, iki katlı olup, diğer kanatları tek katlıdır. Sait PaĢa Konağının kuzey, güney kanatları iki katlı diğer kanatları ağır hasarlı olarak günümüze ulaĢmıĢtır. CemilpaĢa Konağında, selamlık bölümü ile haremin doğu kanadı iki katlı, kuzey, doğu ve batı kanatları ise tek katlı ve bu kanatlarda bodrum katları bulunmaktadır (ġekil 2).

CemilpaĢa Konağı (1) Behram PaĢa Konağı (2)

Sait PaĢa Konağı (Süleyman Nazif Evi) (3) Ġskender PaĢa Konağı (4) ġekil 2. Diyarbakır’da günümüze ulaĢan konaklar (2021)

(8)

191 Diyarbakır, yazları sıcak, kıĢları soğuk geçen karasal iklim etkisinin olduğu bir kenttir.

Ġklimin etkisi ev ve konaklardaki mekânların düzenlenmesinde göz önünde bulundurulmuĢ, yazlık odalar, eyvan, mutfak, kiler ve ıslak hacimler kuzeye yönlendirilmiĢtir. Konaklarda banyo mekânları küçük tutulmuĢ, banyo yerine mahallelerde konumlanmıĢ hamamlar tercih edilmiĢtir. Evlerde avludan birkaç basamakla inilen bodrum katları konumlanmıĢtır. KıĢlık erzak ve yiyeceklerin muhafaza edildiği kilerlerin pencereleri avluya açılmıĢtır. Evlerdeki mekân sayıları ve boyutları ailenin büyüklüğüne göre değiĢmiĢtir. Yapılarda üst örtü olarak ahĢap kiriĢli toprak dam kullanılmıĢtır.

3.1. CemilpaĢa Konağı’nın Konumu ve Mimari Özellikleri

CemilpaĢa Konağı, Suriçi Bölgesi’ndeki Ali PaĢa Mahallesi, Binici Sokakta yer almaktadır. Harem-selamlık bölümlerinin bulunduğu konağın, selamlık ve harem bölümü arasında “mâbeyn2” olarak tanımlanan aralık bulunmaktadır. Konağın ana giriĢi, selamlık bölümünden sağlanmakta, ikinci giriĢi günümüzde kapalı olan mâbeyn bölümünde yer almaktadır. Bu bölümde selamlık ve harem bölümlerine açılan geçiĢler vardır.

Kentin önemli ailelerinden biri olan CemilpaĢazade Ailesine ait olan konak, klasik tarzda harem-selamlık olmak üzere iki ayrı bölümden oluĢmuĢtur. Selamlık bölümünde, esas olarak hane halkından erkeklerin kullandığı, misafirlerin ağırlandığı ve idari iĢlerin yürütüldüğü mekânlar yer almıĢtır. Selamlık bölümü zemin katındaki eyvanın güneyinde bulunan merdivenle üst kata çıkılmaktadır. Selamlık bölümünün doğusunda, hizmetlilerin kullandığı servis mekânları (kahve ocağı vb.) ile helalar vardır. Konağın, harem-selamlık bölümlerinde toplam 42 oda bulunmaktadır. Yığma yapım tekniğiyle inĢa edilmiĢ konakta yöresel bazalt taĢ kullanılmıĢtır (ġekil 3, ġekil 4, ġekil 5).

ġekil 3. CemilpaĢa Konağının Suriçi Bölgesindeki Konumu ( URL 2)

ġekil 4. CemilpaĢa Konağı Zemin Kat planı (Diyarbakır BüyükĢehir Belediyesi ArĢivi)

2 Mâbeyn, Harem ve selamlık arasında kalan, bir kapısı selamlığa diğeri harem bölümüne açılan aralık bölümüdür. PaĢa ve beylerin idari iĢler için dıĢarıda olduğunda kapılar kilitlenir, evin büyük hanımının izni olmadan mâbeynin kapısı açılmazdı (Karay, 2009).

(9)

192 ġekil 5. CemilpaĢa Konağının Selamlık bölümü (2021)

Harem bölümü, konağın batısında yer almakta olup dört kanattan oluĢmuĢtur. Harem bölümüne giriĢ, kuzeydoğu yönündeki kapıyla sağlanmaktadır. Ancak günümüzde güvenlik nedeniyle, bu giriĢ kapatılmıĢ, harem bölümüne giriĢ selamlıktan “mâbeyn” olarak adlandırılan aralığa açılan kapıdan yapılmaktadır.

Harem bölümü kuzey kanadının ortasında iki kemerli eyvan bulunmaktadır. Eyvana avludan dört rıhtlı merdivenle ulaĢılmaktadır. Eyvanın, doğu ve batı yönünde duvarlarında niĢleri olan odalar yer almaktadır. Kuzey kanadında banyo, hela ve mutfak ile restorasyon sonrasında eklenmiĢ engelli tuvaleti bulunmaktadır (ġekil 6).

ġekil 6. Harem bölümü kuzey kanadı ve kuzeydoğu yönündeki mutfak (IĢık, 2021) Harem bölümünün batı kanadındaki eyvana avludan basamaklarla çıkılarak ulaĢılmaktadır. Eyvanın kuzey ve güneyinde iki ayrı oda bulunmaktadır. Bodrum katı bulunan batı kanadının güney kısmında restorasyon aĢamasında eklenen cam cepheli bir kafeterya mevcuttur (ġekil 7).

ġekil 7. Harem bölümü batı kanadı ve sonradan eklenmiĢ cam cepheli kafeterya

bölümü (IĢık, 2021)

(10)

193 Harem bölümünün, doğu kanadı iki katlı, 6 oda, 4 eyvan ve bir aralıktan (mâbeyn)

oluĢmuĢtur. Kanadın güney ve kuzey yönünde kemerli eyvanları bulunmaktadır. Güney yönünde, silindir formlu sütunla taĢıtılan eyvan çift kemerlidir. Doğu kanadının üst katında güney ve kuzey yönünde, sepet kulplu kemerli eyvanlar vardır. Bu kanadın, kuzeyinde ise üst kata çıkan merdiven giriĢi bulunmaktadır. Doğu kanadının kuzeyinde sokağa çıkma yapan, cumba yer almaktadır (ġekil 8).

ġekil 8.Harem Bölümü doğu kanadı (IĢık, 2021)

Harem bölümünün güney kanadı yıkılmıĢ olup, restorasyon sonrasında, özgüne uygun projelendirilerek yapıya eklenmiĢtir. Güney kanadı, ortada kemerli eyvan ve eyvanın doğu ve batısında iki odadan oluĢmaktadır. Odalara restorasyon aĢamasında eklenen, yaklaĢık 1 metre yüksekliğinde ahĢap basamaklı metal merdivenle ulaĢılmaktadır (ġekil 9).

ġekil 9. Harem Bölümüne sonradan eklenen güney kanadı (IĢık, 2021) 3.2. CemilpaĢa Konağı’ndaki GeçmiĢe Dair Mekân Çözümlemeleri

3.2.1. CemilpaĢa Konağı’ndaki Harem-Selamlık Mekânları

GeçmiĢten gelen gelenek, görenek ve alıĢkanlıklar esas itibariyle doğdukları toplumun davranıĢ biçimlerini de belirlemiĢlerdir. Mekânların oluĢumu ve yaĢanılır duruma getirilmesinde toplumdaki tüm alıĢkanlık ve davranıĢlar önemli rol üstlenmiĢtir.

Aile büyüklerinden öğrenilen davranıĢ biçimleri ve gelenekler, bir sonraki kuĢağa iletilerek, ailenin bu yönde ortak bir kültürle yetiĢmesini sağlamaktadır. Anadolu’nun birçok bölgesinde sürdürülmeye devam eden gelenek ve görenekler, her bölgede farklılık göstermiĢ olmasına rağmen, genellikle çıkıĢ noktaları aynıdır.

Anadolu’yu yurt edinmiĢ etnik ve dinsel toplumlardan günümüze kadar gelmiĢ birçok davranıĢ biçimleri bulunmaktadır. Etnik ve dinsel çeĢitliliğin bulunduğu Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgeleri geleneksel davranıĢ biçimlerinin yaygın kullanıldığı bölgeler

(11)

194 olmuĢtur. Farklı din ve etnik kökene sahip insanların yaĢamlarını sürdürdükleri

mekânlardaki gündelik yaĢam pratikleri, her bölgede farklılık göstermiĢtir (URL 3).

Geleneksel ve bazı büyük konaklarda bulunan harem-selamlık bölümleri, geçmiĢten gelen gelenek, görenek ve davranıĢ biçimlerine bağlı oluĢan mekân oluĢumlarıdır. Bu mekânlar, konaklarda ayrı veya bitiĢik konumlanmıĢtır. Selamlık bölümü, çoğunlukla konak sahibi olan erkeklerin kullandıkları, günlük ve idari iĢlerini gerçekleĢtirdikleri mekânlardan oluĢmuĢtur. Harem bölümü, genellikle hane halkından kadınlar ve çocukların kullandığı birçok odadan oluĢan büyük bir mekân topluluğudur. Geleneklerden kaynaklanan kadın ve erkek mekânlarının ayrımı harem-selamlık bölümleriyle çözümlenmiĢtir. Ancak, ayrı mekân çözümlemelerine rağmen, bu mekânlarda yaĢayan kadın-erkek arasında kuvvetli bir bağ bulunmaktadır.

Harem-selamlık arasındaki bağ, erkek-kadın arasındaki geleneksel iliĢkiyle örtüĢmektedir. GeçmiĢteki harem-selamlık mekânlarının getirmiĢ olduğu mahremiyet anlayıĢı zaman içinde değiĢmiĢ, farklı yönlere evirilmiĢtir. GeçmiĢte özel mekânlar yapılarak sağlanan mahremiyet anlayıĢı, günümüzde küçük mekânlara sığdırılmaya çalıĢıldığında amacından uzaklaĢır hale gelmiĢtir. Bu durum kadın erkek iliĢkileri ile bu yöndeki bakıĢ açısına yansımıĢ ve maksadını aĢan eylemlere dönüĢmüĢtür. Günümüzde küçük mekânlara sığdırılmıĢ mahremiyet ile erkek-kadın arasındaki iletiĢim Ģöyle ifade edilmiĢtir.

“Harem selamlığın dayanılmaz hafifliği diye bir şey var bilir misiniz?

Misafir gelince, herkesi bir yere doluşturmazsınız. Kadınları bir yere erkekleri başka bir yere buyur edersiniz.

Çocuklar olduğu için, kadınlar genelde salona geçer.

Harem selamlığın özel bir dili ve ritüeli vardır. Herkes bilmez bunu.

Hanımlar çayları, ikramlıkları hazırlar. Evin hanımı yavaşça erkeklerin kapısını tıklatır. Erkeklere çay servisini, evin erkeği veya oğulları yapar.

Harem selamlık uygulanan evde erkek odun3 gibi oturup kadının misafire hizmet etmesini beklemez. Kalkar çayları tazeler. Sehpaları getirir, kaldırır. Mutfağa mutlaka girmek zorundadır.

Bardakları mutfağa taşırken, "Ortam müsait mi?" diye sorar.

Eşi görünmesin diye kapıyı kollar.

Harem selamlık İslam'ın bir güzelliğidir.

Harem selamlık uygulanan evlerin bir insicamı vardır. Ne erkekler kadınların ne de kadınlar erkeklerin sınırlarını çiğneyebilir.

O evlerde erkekler; kadınların özel mevzularını dinleyemez, şakalaşıp gülüşmelerini izleyemez. Veya kadınlarla laubali olamazlar.

İslâm ihtimalleri hesaba katar. Harem selamlık ise kötü ihtimallere karşı kapıları kapar.

Mümin erkek ve kadınlar, gerektiği yerde usulünce konuşabilir fakat genel olarak harem selamlık kişinin duruşunu belirler. Mesafeleri korumak açısından önemli ve elzemdir.

"Zor ve sıkıntılı değil mi?" diye soran olursa: Kesinlikle zor değil.

Bilakis huzur verir.

İslâm dini fıtrata uygundur. Uygulaması zor değildir.” (URL 4)

3 Yazar tarafından kullanılan “Odun gibi” ifadesinin yazarın kadın kimliği ve ataerkil kültüre duyduğu tepkisi nedeniyle kullandığı düĢünülmektedir.

(12)

195 Yukarıdaki metinde, harem-selamlık mekânları ve davranıĢ biçimleri dar kalıplara

sığdırılmıĢ ve bu davranıĢ biçimleri Ġslam diniyle iliĢkilendirilmiĢtir. “Harem-selamlık ise kötü ihtimallere karĢı kapıları kapar” cümlesinde erkek ve kadınların iletiĢimlerinin sınırlılığına dikkat çekilmiĢtir. Oysa geçmiĢte, özellikte harem-selamlık bölümlerinin bulunduğu konaklarda, kadın ve erkek iletiĢiminin doğru sağlandığı mekân ve öğeler yapılmıĢtır (ġekil 14).

CemilpaĢa Konağı, harem-selamlık bölümlerinin özgün iĢlevleriyle günümüze ulaĢtığı ve bu özellikleri ile kent kültürü ve kimliğine değer katan önemli bir mimari mirastır.

Konakta bulunan harem-selamlık bölümlerindeki mekânlar, geniĢ aile yapısına uygun yapılmıĢ ve konakta bu mekânlar günlük yaĢamın tüm zamanlarının geçirildiği alanlar olmuĢtur.

Selamlık bölümü, konak sahibinin idari iĢleri için kullandığı ve misafirlerini kabul ettiği mekânlardan oluĢmuĢtur. Misafirliğe ya da görüĢmek için gelenler konağın selamlık bölümüne atlarıyla alınır, bu bölümün batı ve kuzey yönündeki avlu duvarlarındaki yemliklerin bulundukları alanlara atların bağlandığı alanlar oluĢturulmuĢtur. Yemlikler, duvara açılan niĢlerde konumlanmıĢtır. Selamlık bölümündeki yemlikler, kentteki konaklar arasında günümüze ulaĢan tek konaktır (ġekil 10, ġekil 11).

ġekil 10. Misafirlerin ve konak sahibinin ġekil 11. Selamlık bölümündeki atlarıyla girdiği Selamlık bölümü hayvan yemlikleri (2021)

(ReĢit Cemiloğlu ArĢivi)

Selamlık bölümünün zemin katında, kuzeye bakan iki kemerli eyvan bulunmakta, yaz aylarında misafirler bu mekânda ağırlanmaktaydı. Ortasında kadehli dikdörtgen havuzu bulunan eyvanın önünde, spiral formlu su kanalı yer almaktadır. GeçmiĢte sedirler konularak oturma alanı olarak kullanılmıĢ eyvan ve önündeki avlu misafirlerin olmadığı zamanlarda hane halkından çocukların oyun alanları olarak kullanılmaktaydı (ġekil 12).

ġekil 12.Selamlık Bölümü eyvanında misafirlerin ağırlandığı havuzlu eyvan havuz ve su kanalı

(13)

196 Selamlık bölümünde, konak sahibinin misafirlerine ikramda bulunduğu kahve

ocağı, ayrı bir mekân olarak düzenlenmiĢtir. Kahve ocakları, sadece büyük aileye mensup ailelerin yaĢadığı konaklarda yer almıĢtır.

Kadri CemilpaĢa, CemilpaĢa Konağı’ndaki kahve ocağından; “Bundan üççeyrek asır evvel Diyarbakır içtimai (sosyal) hayatında ehemmiyetli bir yer alan konakların kahve ocakları, tadına doyulmaz bir muhabbet ve sohbet yerleri idi. Bu tarzda Diyarbekir ’de üç beş tanınmış kahve ocakları vardı. Bizim evin kahve ocağında da mahalle ihtiyarları ve konağa mensup ağalar ve hizmetçiler toplanarak sohbet ve muhabbetle vakit geçirirlerdi”

(IĢık, 2015) Ģeklinde ifade etmiĢtir.

CemilpaĢa Konağı’nda kahve ocağı, selamlık bölümünden sağlanan ana giriĢe yakın yerde konumlanmıĢtır. Kahve ocağında, biri servis malzemelerinin konulduğu, diğer ikisi kahvenin piĢirildiği toplam üç niĢten oluĢmuĢtur. Kahvenin piĢirildiği niĢ, altında kahve piĢirilirken ocağın ısınmasını sağlayan yakacakların konulduğu iki bölümlüdür.

Ortası delik olan niĢin altındaki bölüm yakacak (odun, kömür vb.) yardımıyla ısıtılarak kahve piĢirilmiĢ ve misafirlere burada piĢirilen kahvelerin ikram edildiği kaynaklarda4 belirtilmiĢtir. Kahve ocağının bulunduğu niĢin üzerinde dumanın tahliyesi için baca konumlandırılmıĢtır. Kahve ocağının boyutları büyük olmamakla birlikte, özgün mimarisinde bu mekân, günümüzde güvenlik odası içinde kalmıĢtır (ġekil 13).

ġekil 13. CemilpaĢa Konağı Selamlık bölümündeki kahve ocağı mekânı (Halifeoğlu, 2011, 2021)

Konağın, selamlık bölümünden hareme geçiĢ, avlunun kuzeydoğusundaki “mâbeyn”

bölümündeki kapıyla sağlanmaktadır. Bu bölümde, Anadolu’daki birçok konaktaki harem- selamlık bölümünde yer alan döner dolap bulunmaktadır. Bir niĢin içinde konumlanan ortası raflı döner dolap, harem bölümünde piĢirilen yemek veya ikramlıkların selamlığa iletilmesi için kullanılmıĢtır (ġekil 14). Harem taĢlığı (mâbeyn) ile selamlık bölümü batı duvarı içine gömülmüĢ döner dolap, çevrilerek iki mekân arasındaki servis elemanı görevini üstlenmiĢtir. Ortasında dönmesini sağlayan demir mili olan döner dolap, ahĢap malzemeden yapılmıĢtır.

Selamlık bölümünün ihtiyaçlarına göre dolabın önüne gelinerek, harem bölümünde bekleyen hizmetliye istekler söylenir ve iki bölümde hizmet yapanlar birbirlerini görmeden görevler tamamlanırdı. Döner dolabın, üstlendiği diğer bir görevi daha vardı. Kadının erkeklerle münasebetinin sınırlı olduğu dönemlerde, döner dolap muaĢakaları (gönül eğlendirmeleri) bu dolapla yapılırdı. Dolaplar, genç erkek ve kadınların birbirlerinin yüzünü görmeden, sesleriyle birbirine âĢık oldukları ve birbirlerine mektup, not gönderdikleri iletiĢim araçları idi (Ayverdi, 2009).

4IĢık, S.U. (2015) Kadri Cemilpaşa- Bir Kürt Milliyetçisinin Portresi. Avesta Yayınları. 1. Baskı; 34, Ġstanbul

(14)

197

ġekil 14.CemilpaĢa Konağı’ndaki döner dolap (IĢık, 2021)

Döner dolaplar, Osmanlı dönemindeki tarihi konaklarda da (Safranbolu, Ġstanbul, Ġzmir vb.) harem-selamlık bölümlerinde, hizmet edenlerin birbirini görmeden servis yaptıkları servis elemanı olarak kullanılmıĢtır. Harem bölümünde raflara bırakılan yiyecek ve içecekler, dolabın çevrilmesiyle selamlık bölümüne ulaĢtırılarak servis hizmeti sağlanmıĢtır. Halk arasında “ne dolaplar çeviriyorsun” cümlesindeki dolabın, sadece servis elemanı olarak kullanılmadığını, baĢka iletiĢim araçları olarak da tercih edildiği Ģu ifadeyle vurgulamıĢtır. Rivayete göre; İzmir Urla’daki Karantina Adasındaki iki genç arasındaki mektuplaşmada döner dolap kullanılmıştır. Erkeklerin kaldıkları oda ile kadınların kaldıkları oda duvarı arasında yerleştirilen dolap kullanılarak, mektup alışverişinde bulunulurmuş. Mektup getiren erkek dolaba vurur, arkada sevgilisinin sesini duyunca mektubu koyup, dolabı çevirirmiş. Bu şekilde kadın erkek arasında bu dolap önemli bir iletişim aracı olmuştur. Ancak bir süre sonra adada bu durum duyulmuş ve iki genç çağrılarak, “siz ne dolaplar çeviriyorsunuz” söylenerek, yaptıklarının duyulduğu belirtilmiĢtir. Böylelikle, bu cümle günümüze kadar gelmiĢ ve “gizliden iĢ çevirmek”

anlamında günlük hayatta sıklıkla kullanılmıĢtır (URL 5).

CemilpaĢa Konağı’nda selamlık ve harem bölümlerindeki oda ve eyvan duvarlarının içine gömülmüĢ niĢler bulunmaktadır. Bu niĢler hanenin refahını, zenginliğini gösteren estetik öğelerdir. NiĢlerin sayıları ve konumları odaların büyüklüklerine göre değiĢiklik göstermiĢtir. Konakta, süslü ve bezemeli niĢler, genellikle misafirlerin kabul edildiği

“baĢoda” da yer almıĢtır.

Alçı malzemeden yapılmıĢ, kabartmalı çiçek motiflerinin bulunduğu niĢler dar ve yüksektir. Bu niĢlerin iç raflarına süs eĢyaları konulur ya da boĢ bırakılırdı. Yatak odası olarak kullanılan mekânlarda niĢ boyutları büyük ve yüksek olup, bu niĢlerin içerisine yataklar konulurdu. NiĢlerin bazılarında kapak olduğu gibi genellikle kanaviçe iĢli özel örtüleri bulunmaktaydı. “Yüklük” olarak tanımlanan bu niĢlerdeki yataklar, sıralı ve çok düzenli yerleĢtirilerek, önündeki örtüyle gizlenmekteydi (ġekil 15)

ġekil 15. CemilpaĢa Konağındaki yüklük ve süslü niĢ örnekleri (IĢık, 2018)

(15)

198 Konaktaki niĢlerin birçoğunun özel kullanımları vardı. Eyvan kemerlerinin içinde

dilimli veya sivri kemerli ve “kandillik” olarak adlandırılmıĢ niĢler bulunmaktaydı.

Aydınlatma aracı olarak kullanılan kandiller bu niĢlere konulmaktaydı. Eyvan ve avluda ise;

su testilerinin konulduğu küçük niĢlerde bulunmaktaydı. Odaların önündeki sofa ya da eyvan bölümlerinde “ayakkabılık” adı verilen zemine yakın niĢler bulunmakta, ayakkabılar bu niĢlere konulduktan sonra odalara girilmekteydi (ġekil 16).

ġekil 16. CemilpaĢa Konağındaki niĢ örnekleri (IĢık, 2021) 3.2.2. CemilpaĢa Konağı’ndaki Avlu ve Servis Mekânları

CemilpaĢa Konağı’nda selamlık ve harem bölümlerinde ortasında havuzları bulunan iki ayrı avlu bulunmaktadır. Selamlık bölümü eyvanında dikdörtgen formlu bir havuz daha vardır. CemilpaĢa Konağı selamlık bölümünün doğusunda, günümüzde dört ayrı yapıya bölünen servis bölümleri (müĢtemilat) bulunmaktadır. Konağın bir bölümü olan, ancak mülkiyetinin el değiĢtirmesiyle özgün mimarisinde değiĢikliğe gidilen servis mekânları (müĢtemilat), konağın restorasyon aĢamasında konağa dâhil edilememiĢtir. Konak dıĢında kalmıĢ, servis mekânlarında, kullanıcılar tarafından niteliksiz müdahaleler yapılmıĢ, özgün mimarisi kısmen korunmuĢtur (Halifeoğlu, 2016).

CemilpaĢa Konağı, harem bölümündeki mekânlar ile avlusu, günlük yaĢantının büyük bölümünün geçirildiği alanlar olmuĢtur. Avluda yemekler yenilir, sohbetler yapılır, misafirler kabul edilir ve sıcak yaz günlerinde yatılırdı (ġekil 17).

ġekil 17.CemilpaĢa Konağı harem bölümündeki havuz ve avluda sosyal yaĢam örnekleri (URL 6)

Avluda yer alan havuz ve çevresi, yaz günlerinde ferahlatıcı etkisiyle en çok tercih edilen bölüm olmuĢtur. Misafirler yaz aylarında genellikle avluda ağırlanır, hanım sohbetleri yapılır, çocuklar zamanlarını avluda oynayarak geçirirlerdi. Dört kanattan oluĢan harem bölümündeki avlu, tüm yaĢam aktivitelerinin (yeme, içme, yatma vb.) gerçekleĢtirildiği sosyal alan görevini üstlenmiĢtir.

Diyarbakır’da geleneksel evlerin damlarındaki “taht/çardak” lar, geceleri etrafı

“Sitare” adı verilen bezlerle çevrili ahĢap yataklıklardır. Yaz aylarında üzerinde yatılan

(16)

199 tahtlar, yaz gecelerinin vazgeçilmez öğeleriydi (Mgunt, 1950). AhĢap dört ayak üzerinde sedir

görevindeki “tahtlarda, hane halkı geceyi açık havada geçirirdi. CemilpaĢa Konağı’nda “taht”

harem avlusuna konulmuĢtur. Taht, çocukların etrafında oyun oynadıkları ve gece yattıkları avlunun önemli tefriĢ elemanlarından biri olmuĢtur (ġekil 18, ġekil 19)

ġekil 18.Geleneksel evlerde taht örneği ġekil 19. CemilpaĢa Konağında taht ve (URL 5) çocuklar

(ReĢit Cemiloğlu arĢivi)

CemilpaĢa Konağı’nda, hane halkı, harem bölümündeki küçük boyuttaki banyoyu kullanmamıĢ, yıkanmak için mahalle hamamlarına gitmiĢlerdir. Konağın kuzey kanadındaki banyo, genellikle hizmetlilerin kullandığı ve çamaĢırların yıkandığı mekân olarak kullanılmıĢtır (Say, Z, 2021). ÇamaĢırlar, konağın hizmetlileri tarafından bu mekânda yıkanır ve avluda kurumaya bırakılırdı (ġekil 20). Konakta bulunan banyo mekânının bir bölümü, günümüzde, restorasyon sonrası engellilere ait tuvalet olarak düzenlenmiĢtir.

ġekil 20. CemilpaĢa Konağı servis bölümünde yıkanan çamaĢırların avluda kurutulması (Halifeoğlu, 2010)

3.3. CemilpaĢa Konağı’nın Yeniden Kullanımı

CemilpaĢa Konağı’nın 2010 yılında baĢlayan restorasyon çalıĢması yaklaĢık dört yıl sürmüĢ, restorasyon sonrası BüyükĢehir Belediyesi tarafından “kent müzesi” olarak iĢlevlendirilmiĢtir. Yeni iĢlevlendirmede, konağın harem-selamlık bölümündeki mekânların büyük bölümü teĢhir salonuna dönüĢtürülmüĢtür. Selamlık bölümü üst katındaki odaların bir kısmı günümüzde BüyükĢehir Belediyesinin idari büroları olarak kullanılmaktadır. Ayrıca, konağın harem bölümünün yenilenen güney kanadındaki odalar müzenin idari büroları olarak iĢlev görmektedir.

Konağın, selamlık bölümündeki ana giriĢi aktif olarak kullanılmakta olup, konağın giriĢ bölümüne güvenlik bölümü ile engelli bireylerin kullanacağı asansör eklenmiĢtir.

Asansörün eklenmesi konağa gelen yaĢlı ve engelli bireylerin üst katlara çıkmasını ve bu mekânları görmesini sağlamıĢtır.

(17)

200 Konağın selamlık bölümü giriĢindeki güvenlik odası, kahve ocağının bulunduğu alanın

kapatılmasıyla oluĢturulmuĢtur. GeçmiĢte misafirlere kahve sunumlarının hazırlandığı kahve ocağının güvenlik bölümünün içinde kalarak izole edilmesi, bu mekânın görünürlüğünü engellemiĢtir. Güvenlik bölümünün bu alandan çıkartılarak, kahve ocağıyla ilgili bir tanımlama yapılması, konaktaki geçmiĢ kullanımlarına göre tefriĢ malzemeleriyle sergilenmesi bu mekân için farkındalık yaratacaktır (ġekil 21).

ġekil 21.CemilpaĢa Konağı selamlık bölümünde yer alan güvenlik bölümündeki kahve ocağı (2021)

Konağın batı kanadı ile güney kanadının birleĢim noktasında, cam ve çelik malzemenin kullanıldığı ve müze ziyaretçilerine yönelik bir kafeterya yapılmıĢtır.

Kafeteryanın avluya bakan cephesinin cam yapılması ile konak silueti, gün ıĢığında bu mekâna yansıyarak konak cephesinde sürekliliği sağlamıĢtır (ġekil 22).

ġekil 22.CemilpaĢa Konağı’nda sonradan eklenen kafeterya (2021)

CemilpaĢa Konağı’ndaki harem-selamlık bölümündeki mekânların büyük bölümü özgün iĢleviyle kullanılmamıĢ ve bu mekânlar teĢhir salonlarına dönüĢtürülmüĢtür. Ancak bazı mekânlarda günümüz koĢullarına uygun düzenlemeler yapılmıĢtır. Harem bölümü kuzey kanadındaki banyonun bir kısmı engelli tuvaleti olarak iĢlevlendirilmiĢtir (ġekil 23)

ġekil 23. CemilpaĢa Konağı’nda restorasyon sonrasında eklenen engelli tuvaleti ve banyo (2021)

(18)

201 Kent müzesi olarak iĢlevlendirilen konakta, odaların büyük bölümü teĢhir salonu

olarak düzenlenmiĢtir. TeĢhir salonlarına dönüĢtürülen mekânlarda, CemilpaĢa Ailesine ait tüm belge, fotoğraf ve özel eĢyalar sergilenerek ailenin geçmiĢ yaĢantılarına ait bir koleksiyon oluĢturulmuĢtur. Ayrıca aileye ait eĢyaların yanında kent kültürüne zenginlik katan geçmiĢte kullanılmıĢ malzeme ve eĢyalar sergilenmiĢtir (ġekil 24).

ġekil 24. CemilpaĢa Konağı’nda restorasyon sonrası teĢhir salonuna çevrilen mekânlar (2021)

CemilpaĢa Konağı’nın “kent müzesi” olarak iĢlevlendirilmesi sonrasında, konağın harem-selamlık bölümlerindeki avlularda çeĢitli etkinlikler düzenlenmiĢtir. Harem avlusunun daha büyük olması nedeniyle kültürel aktiviteler için tercih edilen bir mekân olmuĢtur.

Restorasyon sonrasında çeĢitli sergi organizasyonları ile tiyatro gösterisi yapılan konağa böylelikle iĢlevsellik kazandırılmıĢtır (ġekil 25)

ġekil 25. CemilpaĢa Konağı harem bölümündeki açılıĢ töreni 22.04.2014 (Halifeoğlu, 2014) ile CemilpaĢa Konağı’nda “kent müzesi “olarak iĢlevlendirme sonrası yapılan sergi etkinliği

(URL 7) SONUÇ

Kentlerdeki tarihi konaklar, kent kültürü ve kimliğini yansıtan ve geçmiĢ yaĢam tarzı ile davranıĢ biçimlerini mekânlarında koruyan özellikli yapılardır. Kentin ileri gelenleri ya da varlıklı ailelerin yaĢadıkları konaklarda, mekânsal çözümleme ve düzenlemeler, konaklara kimlik kazandırmıĢ ve bu yapılar bulundukları toplumlarda özel bir yere sahip olmuĢlardır.

Konaklar ve içindeki mekânlar, gündelik yaĢamların geçirildiği, davranıĢ biçimlerinin sergilendiği alanlardır. Toplumun geçmiĢten bugüne getirdiği davranıĢların, mekânlara yansıması, mekânların yaĢatılması ve sürdürülebilirliği açısından oldukça önemlidir.

Kullanılmayan, boĢ ve terkedilmiĢ konaklar ve mekânları ruhsuz, kimliksiz, soğuk yapılar olmaktan öteye gidememiĢtir. Bu nedenle konakların varlığı ve kimliği içinde yaĢayanlarla anlam kazanmıĢtır.

(19)

202 Toplumlardaki gelenek, görenek ve alıĢkanlıkların geçmiĢten günümüze getirdiği izler,

geçmiĢin geleceğe aktarımını sağlayarak, kültürel ve etnik “hafıza” sının oluĢmasını sağlamıĢtır. Toplumların kültürel mirası olan ve modernleĢme etkisiyle terk edilmeye yüz tutan gelenek, görenek, tutum ve davranıĢlar yavaĢ yavaĢ yok olarak yaĢam alanlarımızın dıĢında kalmıĢtır. Gelenekler, zaman içinde özgün davranıĢ biçimlerinden uzaklaĢarak ticarileĢtirilmiĢtir. Bu ticarileĢme, birçok yapıyı özgün mimarisi ve kültüründen uzaklaĢtırmıĢtır. Ticari kaygı ve koruma bilinci eksikliği kültürel miras niteliğindeki yapılarda farklı mekânsal çözümlemelere gidilmesine neden olmuĢtur. Bu çözümlemeler, tarihi konaklardaki mekânlara yansımıĢ, yapılan ticari uygulamalar, tarihi mekânların ruhunu ve kimliğini zedelemiĢtir.

ModernleĢmenin ve modern olma isteğinin hızla geliĢmesi, geleneksel konut mimarisinde ve özellikle konaklarda bulunan harem-selamlık bölümlerinin özgün iĢleviyle kullanılmasını sınırlamıĢ, hatta tümüyle ortadan kaldıran değiĢimlerle bu mekânların dönüĢümüne neden olmuĢtur. Bu dönüĢümler geçmiĢin izlerinin mekâna yansımasını engellememiĢ, ancak var olma biçimini etkilemiĢtir.

ModernleĢmeye bağlı olarak meydana gelen değiĢimler, toplumun her kademesinde farklı etkiler yaratarak bugüne ulaĢmıĢtır. Günümüz gençliğinin, yaĢadıkları mekânlarla ilgili olarak bir “mahremiyet” anlayıĢ/kavrayıĢ ve duygusuna sahip olmaması ve geçmiĢteki harem- selamlık bölümlerinde yaĢanmıĢ tüm davranıĢ biçimlerinin “önemsiz bir ayrıntı” olarak kabul etmesi anlayıĢını oluĢturmuĢtur.

GeçmiĢ davranıĢlar ve geleneklerin mekâna yansımaları, geleneklerin sürekliliğiyle ilgilidir. Bu nedenle, mekânın kullanımı ve iĢlevi değiĢtikçe geçmiĢteki kullanılabilirliği azalmakta ya da tümüyle yok olmaktadır. Dolayısıyla toplumsal hafızanın korunması ve kültürel devamlılık gelenek ve sosyal davranıĢların geçmiĢten geleceğe aktarılması ile sağlanabilmektedir. GeliĢen dünya ve toplum üzerinde geçmiĢteki alıĢkanlık ve davranıĢ biçimlerinin etkisi azalmakla birlikte geleneksel toplumlarda bu davranıĢ ve alıĢkanlıklar belirli sınırlar içinde devam etmektedir. Geleneksellik ve mahremiyetin yitirilmemesi, gelecek nesillere aktarılması, gençlerin geçmiĢlerini bilmelerini ve toplumsal hafızasını yaĢatmalarını sağlayacaktır.

CemilpaĢa Konağı, CemilpaĢazade ailesine ait, mimarisi ve yaĢam biçimlerinin mekânlara yansıtıldığı, kentin özgün konaklarından biridir. Konağın geçmiĢ kullanımları ve hane halkının gündelik yaĢam tarzı ve davranıĢ biçimlerinin mekânlar üzerinde etkisi ile yansıması bu çalıĢmanın ana konusunu oluĢturmuĢtur. Ayrıca konaktaki harem-selamlık bölümleri, tüm mekânlarıyla incelenmiĢ geçmiĢin izleri ve alıĢkanlıkların mekâna etkileri ve yansımaları değerlendirilmiĢtir.

CemilpaĢa Konağı harem-selamlık bölümlerinin günümüze ulaĢtığı ve özgün mimarisiyle korunduğu tek konaktır. Mimari ve toplumsal açıdan kentte önemli bir yere sahip konağın, harem-selamlık bölümlerindeki, mekânlarda mimari çözümlemelerde, geçmiĢ alıĢkanlıklar ve yaĢanmıĢlıkların izleri, mimari öğelerle korunarak günümüze kadar gelmiĢtir.

Konaktaki harem-selamlık bölümlerindeki mekânsal çözümlemelerin özgünlüğü, çekiciliği ve mekânsal çözümlemelerinin örneğinin bulunmaması, konağın bu yönde incelenmesini sağlayan etkenlerden biridir. Bu nedenle, CemilpaĢa Ailesine ait konak özelinde harem- selamlık bölümlerinde çözümlemeler ve değerlendirmeler yapılmıĢtır.

CemilpaĢa Konağı, 2010-2014 yılları arasında restorasyon sürecine girmiĢ, restorasyonun tamamlanmasıyla “Kent müzesi” olarak iĢlevlendirilmiĢtir. Kent müzesi olarak iĢlevlendirilen konağın, harem-selamlık bölümlerindeki mekânların büyük bölümü teĢhir salonuna dönüĢtürülmüĢtür. Restorasyon sonrasında, konaktaki mekânların bir kısmı (idari

(20)

203 büro, engelli tuvaleti, laboratuvar vb.) farklı iĢlevlerde kullanılmıĢtır. Selamlık bölümündeki

“baĢoda”, ailenin özel eĢyalarının bulunduğu mekân özelliğini korumuĢtur.

GeçmiĢte, harem-selamlık bölümlerinin özgün iĢleviyle kullanıldığı konakta, günümüz iĢlevlendirilmesi sonrasında geçmiĢin izlerinin, sadece mekân çözümlemelerde ve mimari öğelerde kaldığı görülmüĢtür. Harem-selamlık bölümlerinin özgün mimarisiyle günümüze ulaĢtığı konaktaki mekânlarda, geçmiĢ kullanımlarındaki mahremiyetin ortadan kaldırılmasına rağmen geçmiĢin izlerinin mekânlarda hissedilmesi, konağın “gelenekselliğini ve kimliğini”

koruduğunu göstermiĢtir.

CemilpaĢa Konağı’nın, geçmiĢin izleri diğer deyiĢle hafızası ile günümüze ulaĢması, kent için büyük kazanımdır. GeçmiĢin izlerini bünyesinde barındıran “hafıza” kültür ve kimliğin devamlılığını sağlayan en önemli olgudur. GeçmiĢi, yaĢanmıĢlıkları ve izleriyle toplum ve kent hafızasında canlı tutmak, var olduğu toplumlara kültürel zenginlik katmaktadır. CemilpaĢa Konağı, geçmiĢin izleri, kültürünü tüm mekânlarında yansıtan ve kültürel zenginliği hissettiren önemli bir yapıdır. Bu özellikleri konak özelinde kalmamıĢ, çevresindeki yapılarda da geleneksel dokunun varlığı ve mahalle kültürü ve koruma anlayıĢı konağın çevresiyle birlikte bir bütünü oluĢturmuĢtur.

Bu bağlamda; CemilpaĢa Konağı kent için bir “değer”, bir “simge” dir. Konak, toplumsal davranıĢ biçimlerini gündelik yaĢantılarında sergileyen ve bu olguyu mekânlarında yaĢatan/taĢıyan özellikleri ile kentte kimlik kazandıran en önemli yapılardan biri olmuĢtur.

Kent mimarisinde önemli yere sahip olan CemilpaĢa Konağının özgün mimarisi, geleneksel dokusu ve geçmiĢin izlerini mekânlarında koruması ve yansıtması özellikleri ile benzer yapılara göre ön planda tutulmasını sağlamıĢtır. Konağın tüm mekânlarıyla eksiksiz olarak günümüze ulaĢması, koruma-kullanma dengesi gözetilerek yeniden iĢlev verilmesi ve aktif olarak kullanılması mimari açıdan sürdürülebilir özellikte bir yapı olduğunu göstermiĢtir.

KAYNAKÇA

Artıkoğlu, (2007). Batılılaşmanın Osmanlı Aile Yaşamındaki İzleri. 38. ICANES Uluslararası Asya ve Kuzey Afrika ÇalıĢmaları Kongresi, Ankara. 47-58.

Aydın, N. (2015). Hadislerde mesken mahremiyetini tehdit eden unsurlara karĢı alınan önlemler”. Ekev Akademi Dergisi, (19), 63: 287-314.

Ayverdi, S. (2009). İbrahim Bey Konağı. Semiha Ayverdi Külliyat, Kubbealtı NeĢriyatı Yayıncılık. Ġstanbul.

BaĢbakanlık Osmanlı ArĢivi Sicill-i Ahval Defteri

Bilgili, A.S. (2004). Osmanlı İran ve Azerbaycan’ı I: 16 ve 18. Yüzyıllar Sosyal Ekonomik Tarih, Bozkır Yayınları. Erzurum.

Bozdoğan, S. (2002). Modernizm ve Ulusun İnşası: Erken Cumhuriyet Türkiye’sinde Mimari Kültür. Ġstanbul. Metis Yayınları.

Bozkurt, G. Çekiç, H. (2013). Anadolu’da geleneksel konut ve avluların özellikleri ile tarihsel geliĢiminin Safranbolu Evleri örneğinde irdelenmesi. (63), 1: 69- 91, İstanbul Üniversitesi, Orman Fakültesi Dergisi.

CemilpaĢa, E. (1992). Muhtasar Hayatım. Beybün Yayınları. Ankara.

Cemiloğlu, R. KiĢisel ArĢivi. (2021).

Düzgün, D.(2019).Geç Osmanlı ve Erken Cumhuriyet romanlarında yer alan İstanbul konaklarında “Harem-selamlık”. Süleyman Demirel Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü. YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi. Isparta.

(21)

204 Eldem, S.H. (1986). Türk Evi II: Osmanlı Dönemi, Ġstanbul: Türkiye Anıt Çevre Turizm

Değerlerini Koruma Vakfı.

ErginbaĢ, D. (1954). Diyarbakır Evleri. “ĠTÜ Mimarlık Fakültesi Yayınları. Ġstanbul.

Faroqhi, S. (2005). Osmanlı kültürü ve gündelik yaĢam-orta çağdan yirminci yüzyıla, Tarih Vakfı Yurt Yayınları. 48.

Halifeoğlu, F.M. (2010). CemilpaĢa Konağı restorasyon projesi danıĢmanı, kiĢisel arĢivi.

Halifeoğlu, F.M. (2014) CemilpaĢa Konağı restorasyon projesi danıĢmanı, kiĢisel arĢivi.

Halifeoğlu, F.M. (2016). “Diyarbakır CemilpaĢa Konağı Restorasyon ÇalıĢması” Kârgir Yapılarda Koruma ve Onarım (KUDEB) Semineri Kitabı (8)”. 42-53 Ġstanbul BüyükĢehir Belediyesi, Yayınları.

Hasol, D. (2012), Konak. Ansiklopedik Mimarlık Sözlüğü, Ġstanbul, Yapı Endüstri Merkezi Yayınları:522.

IĢık, S.U. (2015) Kadri Cemilpaşa- Bir Kürt Milliyetçisinin Portresi. Avesta Yayınları. 1.

Baskı; 34, Ġstanbul

ĠpĢirli, M. (1997) Osmanlı Devleti’nde Harem. Türkiye Diyanet Vakfı Ġslam Ansiklopedisi 16.

TaĢçı, H.(2016). DüĢünceden. Şehir ve Düşünce Dergisi, (8) ISSN:2147-849X Karay, R. H. (2009). Bu, bizim Hikâyemiz. Ġnkılâp Kitabevi, Ġstanbul

Kasaba, R. Bozdoğan (Eds) (2014). Eski ile Yeni Arasında Kemalizm ve Modernizm, Türkiye’de ModernleĢme ve Ulusal Kimlik, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, Ġstanbul.

Köse, A. (2005). Türkiye’de Geleneksel Kırsal Konut Planlarında Göçebe Türk Kültürü Ġzleri üniversitesi. Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, (7), 2, 181.

Afyonkarahisar.

Küçükerman, Ö. (1991). Kendi Mekânının ArayıĢı Ġçinde Türk Evi. Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu, Ġstanbul. 51-80.

Mgunt, D. (1950). Amida Yankıları, (1), New York.

Orman, Ġ. (2014). Konak. (26), 159-161.Türkiye Diyanet Vakfı. İslâm Ansiklopedisi Ankara.

Ortaylı, Ġ. (2006), Osmanlı Toplumunda Aile, Pan Yayınları. Ġstanbul.

Pıerce, L. P.(1998) Harem-i Hümayun, Osmanlı İmparatorluğundaki Hükümranlık ve Kadınlar, çev. AyĢe Berktay, Tarih Vakfı Yurt Yayınları.

ReĢitoğlu Cemil KiĢisel arĢivi

ġehsuvaroğlu, H.Y, (1951) Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği Taha Toros Arşivi, Ġstanbul

ġehir Üniversitesi, Türkiye Turing ve Otomobil

Kurumu,https://core.ac.uk/reader/38305935).

ġenyurt, O. Gülser, Z. (2019). Avrasya Terim Dergisi, 2019, 7 (1): 18-25

Tellioğlu, Ö. (Ed.). (1999). Diyarbakır Salnameleri. 1286-1323 (1869-1905). (1): 45-103.

Diyarbakır BüyükĢehir Belediyesi Yayınları, Ġstanbul.

Ülger, (2008). 19. Yüzyıl Osmanlı Fikir Hayatında Konakların Yeri. Fırat Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 13 (1): 197-206.

(22)

205 YaĢ, Z. (2021). Sözlü görüşme. Kent müzesi kurucusu, müze araĢtırmacısı. Diyarbakır

BüyükĢehir Belediyesi (Sözlü görüĢme tarihi, 20.09.2021)

URL 1 https://www.biyografya.com/biyografi/3598 EriĢim Tarihi:14.08.2021

URL2.earth.google.com/web/search/cemil+paĢa+konağı/@37.90964182,40.23796424,662.95 387213’a EriĢim Tarihi:12.08.2021

URL 3. Ongunlu, A.C “Anadolu’nun inanç ve ritüelleri”

https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/ali-canip-olgunlu/anadolu-nun-inanc-ve- rituelleri-2541421 EriĢim Tarihi: 10.08.2021

URL 4. https://www.facebook.com/CahideSultann/posts/2184147984963760/ EriĢim Tarihi:12.08.2021

URL 5. https://bisorubicevap.com/genel-kultur/ne-dolaplar-ceviriyorsunuz-sozu-nereden- gelmektedir EriĢim Tarihi:14.08.2021

URL 6. https://diyarbakirhafizasi.org/gelinle-damat-olmanin-kadim-hikâyesi EriĢim Tarihi:15.08.2021

URL 7. http://www.haberyirmibir.com/genel/tarihi-cemilpasa-konaginda-resim-sergisi- h16260.html (EriĢim Tarihi 14.08.2021)

Referanslar

Benzer Belgeler

BACKGROUND: This study is to determine whether occupational stress (defined as high psychological demands and low decision latitude on the job) is associated with increased

These data support the notion that the down-regulation of mitochondrial RNA by defective oxidative phosphorylation genes possibly affects oocyte quality including ertilization

Hüseyin ~ahbaz Ha- san'~n doktora tezinde (Kerkük A~z~, ~st. Fak., ~stanbul 1979) kaydedilen Kurt ve Kuzu hikayesini, Tamahkar Kurt ~eklinde aynen Ba~dad ~ahseven a~iretinin

□ OsmanlI’nın Şirket-i Hayriye’sinden Şehir Hatları İşletm esi’ne kalan “Küçük- su”yu 40 milyon liraya AvustralyalIlar al­ dı.. Son seferini yaptıktan sonra

Oy­ sa Osmanlı’danberi, Devlete sahip olanlar sınıfı, insanları “havas” ve “avam” olarak ikiye ayırmış, “avam” dediği “halk”a, değer ver­

Bayan Poffet geçen yıl kendini biraz geri çekerek Endüstriyel İlişkiler Müdürlüğü’nü üstlenmiş, bu yıl ise kendini emekliye ayırırken yerini yi­ ne bir

Kültür Sûrası’nda bu konuda söz alan 11 üyeden, 8’i Aynaroz Kadısı’nın Türk adaletini zedeleyip zedelemediğini tartıştı1. 'Toplantıda Suna Kan Mercedes

Amaç: Bu yazıda endemik bölgelerde bulunma öyküsü olan ateşli hastalarda ön tanılar arasında sıtmanın mutlaka yer almasının ve bu bölgelere seyahat edecekler için