• Sonuç bulunamadı

DIKKAT EKSIKLIĞI VE HIPERAKTIVITE

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "DIKKAT EKSIKLIĞI VE HIPERAKTIVITE"

Copied!
20
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DIKKAT

EKSIKLIĞI VE

HIPERAKTIVITE

Burcu Kılıç Tülü

(2)

Kişinin beyin yapısında normale göre ufak tefek farklılıklar

olmakla beraber bunlar DEHB oluşturacak düzeyde olmaz. Kişi DEHB olmadan hayatını

sürdürür. Kişide «bozukluğa yol açmayacak» düzeyde olan bu genetik yatkınlıkla çevresel biyolojik etkenlerin etkileşimi durumu bir tür «DEHB

taşıyıcılığı» olarak

nitelendirilebilir.

(3)

Genetik yatkınlık ve çevresel biyolojik faktörlerin birbiriyle etkileşimi DEHB

oluşturacak düzeyde olduğunda bebeğin

beyninde bazı bozukluklar oluşmaya başlar. Bu

bozukluklar beynin ön bölgesi (frontal lob) ve onunla yakın ilişkide olan beyin bölgelerinde

(striatum ve beyincik) normalden eksik bir gelişemeye yol açar.

Doğum sırasında ve

sonrasında bebeğin ilk

birkaç yaşında beyindeki

bu bozukluklar artma ve

azalma eğilimi gösterebilir.

(4)

DEHB olan bireyin genetik ve çevresel biyolojik faktörlerin etkileşimi sonucunda beynin kimyasal yapısı da bozulur. Beynin ön bölgesinin çalışmasını düzenleyen Dopamin ve Noradrenalin DEHB olanlarda normalden az aktivite gösterir.

Bunun bir sonucu

olarak da DEHB

belirtileri görülür.

(5)

GENETIK ETKENLER VE ARAŞTIRMALAR

 Ailesel yüklülük çalışmaları

Kardeş çalışmaları %32

Anne-baba çalışmaları %50

 Evlat edinme çalışmaları

 İkiz çalışmaları

Tek yumurta ikizlerinde %80 dolaylarında

 Moleküler genetik çalışmaları (aday genler)

(6)

GENETIK ETKENLER VE ARAŞTIRMALAR

 Dopamin D4

DRD4 olarak tanımlana bu genin tekrarlayan 7. alelini taşıyan kişilerde DEHB görülme oranının

taşımayanlardan daha yüksek olduğu görülmüştür.

DEHB olanlarda beyinde eksik olan bu maddeler ile DRD4 yakından ilişkilidir. Aynı zamanda DEHB’nin en önemli özelliklerinden olan ‘yenilik arayışı’ ile DRD4’ün ilişkili olduğu gösterilmiştir. (%70) DRD2 bağımlılık geni

 Dopamin taşıyıcı gen (DAT1) DEHB tedavisinde

kullanılan stimulan ilaçların etki mekanizmasıyla

ilişkili olması nedeniyle bu gene ilgi artmıştır.

(7)

GENETIK ETKENLER VE ARAŞTIRMALAR

Çevresel biyolojik etkenler

Gebelik, annenin sağlık durumu, gebelikte kanama, yüksek tansiyon, uzun süren doğum, O2

Nörolojik faktörler

İlk çekilen Mr da DEHB çocukların beyin hacminin %4 daha düşük olduğu ve 10 yıl sonra aynı durumun devam ettiği bulunmuştur.

Ön lob daha küçük, daha az aktif, daha az kanlanma var.

Ön lobda yer alan singulat girus, dikkat gerektiren durumlarda aktif olması gerekirken DEHB olanlarda singulat girus değil, korku ve

panik halinde aktif olması gereken yerler aktiftir.

(8)

DSM V’E GÖRE

Dikkat eksikliği

Aşırı

hareketlilik ve dürtüsellik

Birleşik

görünüm

(9)

DIKKATSIZLIĞIN BASKIN OLDUĞU TANI ÖLÇÜTLERI

Çoğu kez, ayrıntılara özen göstermez ya da okul

çalışmalarında işte ya da etkinlikler sırasında dikkatsizce yanlış yapar.

Çoğu kez, iş yaparken ya da oyun oynarken dikkatini sürdürmede güçlük yaşar.

Çoğu kez, doğrudan kendisine konuşulurken, dinlemiyor gibi görünür.

Çoğu kez, verilen yönergeleri izlemez ve okulda verilen

görevleri, sıradan günlük işleri ya da iş yeri sorumluluklarını

tamamlayamaz.

(10)

 Çoğu kez, işleri ve etkinlikleri düzene koymakta güçlük yaşar.

 Çoğu kez, sürekli zihinsel çaba gerektiren işlerden kaçınır, bu işleri sevmez ya da bu işlere girmek

istemez.

 Çoğu kez, iş ya da etkinlik için gerekli nesneleri kaybeder.

 Çoğu kez, dış uyaranlarla dikkati kolaylıkla dağılır

 Çoğu kez, günlük etkinliklerde unutkandır.

(11)

GÜNLÜK HAYATTA SIKLIKLA KULLANILAN SIFATLAR

 Dalgın, Odaklanamaz

 Maymun iştahlı, Bir konudan diğerine atlar

 Unutkan, Plansız

 Dağınık

 İstikrarsız, Hep erteler

 Son dakikaya bırakır

(12)

ÖĞRETMEN CÜMLELERI

 Aslında zeki ama kendini derse vermiyor, istese daha başarılı olabilir.

 Kendi sınıfta aklı başka yerde

 Kendini derse verdiği zaman çok güzel algılıyor ama dikkatini toplamak da güçlük çekiyoruz.

 Hiç tekrar yapmıyor, yapsa çok başarılı olur.

 Dersi dinlemiyor zannedip soru sorduğumda biliyor.

 Yanındakiyle konuşmaktan derse vakti kalmıyor.

 Sürekli defterine bir şeyler çiziyor, dalıp gidiyor.

 Bazen en zor soruları yapıyor, en kolay sorularda

çuvallıyor.

(13)

ÖĞRETMEN CÜMLELERI

 Sözlüde çok güzel cevapladığı soruyu sınavda cevaplayamıyor.

 Sürekli araç gereçlerini ödevlerini unutuyor.

 Yazı yazmaktan kaçınıyor.

 Basit işlem hataları yaptığı için soruyu da kaçırıyor.

 Soruları dikkatli okumadığı için yanlış yapıyor.

(14)

ANNE-BABA TANIMLAMALARI

Bilgisayara/telefona/dizilere canı istediği şeye verdiği

dikkatin yarısını derslerine verse çok daha başarılı olurdu.

Ahmet’e ders demede ne dersen de

Hadi kızım demekten dilimde tüy bitti

Hep ödevini almayı, sınav günlerini unutur ama dizileri hiç unutmaz

O kadar dağınık ki uyarmadan edemiyoruz.

Ne zaman derse otursa hep bir bahane bulup kalkıyor.

(15)

AŞIRI HAREKETLILIK VE DÜRTÜSELLIĞIN BASKIN OLDUĞU TANI ÖLÇÜTLERI

 Çoğu kez, kıpırdanır ya da ellerini, ayaklarını vurur, oturduğu yerde kıvranır.

 Çoğu kez, oturmasını beklendiği durumlarda ayağa kalkar.

 Çoğu kez, uygunsuz ortamlarda, ortalıkta koşturur ya da bir yerlere tırmanır (ileri yaşlarda bu durum

kendini huzursuz hissetmekle sınırlı olabilir).

 Çoğu kez, boş zaman etkinliklerine sessiz bir biçimde

katılmaz ya da sessiz bir biçimde oyun oynamaz.

(16)

 Çoğu kez, her an hareket halindedir, sanki motor takılmış gibi davranır.

 Çoğu kez, aşırı konuşur.

 Çoğu kez, sırasını bekleyemez.

 Çoğu kez, başkalarının sözünü keser ya da araya

girer. İzin almadan başkalarının eşyalarını kullanmaya başlayabilir; yaşı ileri gençlerde ve erişkinlerde,

başkalarının yaptığının arasına girer ya da birden

kendi yapmaya başlar.

(17)

APA KRITERLERI

 12 yaşından önce bunlardan birkaçının gözlenmiş olması

 Belirtiler iki ya da daha fazla ortamda gözlenmiş olması

 Bu belirtilerin bireyin toplum, iş, okul hayatındaki işlevselliğini bozması ya da niteliğini etkilemesi

 Bu belirtilerin başka bir ruhsal bozukluk ile daha

iyi açıklanamıyor olması

(18)

GÜNLÜK HAYATTA SIKLIKLA KULLANILAN SIFATLAR

 Şımarık, telaşe memuru, sinirli

 Günü gününü tutmaz

 Aceleci, kurtlu

 Hep ilgi çekmeye çalışır

 Tez canlı, sabırsız

 Patavatsız, küt diye konuşur

 Saygısız, geveze, mızıkçı

(19)

ÖĞRETMEN CÜMLELERI

 Sınıfta gezinip duruyor.

 Sırasında bir türlü durmuyor.

 Önüyle yanıyla sürekli bir şeylerle uğraşıyor

 İstese daha başarılı olur, hep aceleciliğinden kaybediyor.

 Başkalarının söz sırasında da konuşuyor.

 Derste birtakım sesler çıkarıyor.

 Hep kendi dediği olsun istiyor.

 Çabuk sinirleniyor.

 Sanki hızlı çekimde gibi, gözle takip edemiyorum.

(20)

ANNE-BABA TANIMLAMALARI

Düz duvara tırmanıyor.

Eli dursa ayağı durmuyor.

O kadar çok tuttur ki insanı canından bezdiriyor.

İstediği yapılmadı mı kıyamet koparıyor.

Onu bir yerde zaptetmek imkansız

Ele avuca sığmıyor.

Misafirliğe gittiğimizde ev sahibi neredeyse kalkın gidin diyecek.

Öyle konuşur ki susmak nedir bilmiyor.

Referanslar

Benzer Belgeler

 Merkezi sinir sisteminden gelen uyarıları hedef organlara iletir.... Merkezi

Bazı sinir hücresi türlerinde akson olarak adlandırılan, diğer tüm dentritlerden çok daha uzun olan bir dentrit vardır.. Uzunluğu bir metrenin üzerinde olan aksonlar

Kurşun düzeyleri ve DEHB ilişkisini inceleyen çalışmalar, maruziyetin yüksek ol- duğu çocuklara daha fazla DEHB tanısı konduğunu (Braun ve ark. 2009), özellikle Kombine Tip

Çalışmaya alınan tüm çocuklara tedavi öncesi WISC-R, Görsel Anlık Bellek Uzamı (GAB), Bender Gestalt Görsel-Motor A lgı Testi (BGT) ve Stroop Renk Kelim e Testi

Ancak bu tür davranışlar tüm çocuklarda bazı zamanlarda görülebileceğinden, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tanısı almak için mutlaka uzman görüşü gerekir..

Ramachandran kayıt- lara baktığında bu hastaların ampütas- yondan önce kol veya bacaklarını kont- rol eden periferal sinirlerinde bir neden- le zedelenme olduğunu,

İ nsan beyni üzerine yapılan genetik bir araştırma, beyinde iş- lev gören genlerin etkinliğinin günün saatlerine göre belirli bir düzende değişim gösterdiğini,

Yapılan immunohistokimyasal değerlendirmeler sonucunda somatostatin immunoreaktif (IR) hücreler, bulbus olfaktoryusun periglomeruler bölgesinde, eksternal pleksiform ve granüler hücre