• Sonuç bulunamadı

EBEVEYN-ÇOCUK İLETİŞİMİ ÜZERİNE. Şehit Öğretmen Neşe Alten Anaokulu Psikolojik Danışman: Ayşe ASLANBAŞ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "EBEVEYN-ÇOCUK İLETİŞİMİ ÜZERİNE. Şehit Öğretmen Neşe Alten Anaokulu Psikolojik Danışman: Ayşe ASLANBAŞ"

Copied!
19
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

EBEVEYN-ÇOCUK İLETİŞİMİ

ÜZERİNE

Şehit Öğretmen Neşe Alten Anaokulu

Psikolojik Danışman: Ayşe ASLANBAŞ

(2)

Senin için yaptığım onca

şeyden sonra bana yapraklarını dökerek, boynunu bükerek mi

teşekkür ediyorsun?

Görürsün sen; sana gübre ve güneş yasak. Merdiven altında

aklın başına gelir. Burada kimin sözü geçeceğini göreceğiz.

Çocuklar Bitkilerden Daha Karmaşıktır

(3)

Çocuklara söylediğimiz her kelime onların öz değerlerini ve özgüvenlerini etkiler.

Çocuklar yetişkinler tarafından ciddiye alındıklarında, duygularının anlaşıldığını hissettiklerinde gerilimleri azalır, sakinleşirler ve

yetişkinle olan sevgi bağları kuvvetlenir. Ama biz çocuklarla sevgiden yoksun bir şekilde konuşursak onları dinlemezsek aramızdaki bağlantıyı koparırız.

Bağlantı zayıfladığında ya da koptuğunda çocuk işbirliğine yanaşmaz, düş kırıklığına uğrar veya öfkelenir.

Çocuklara uygun duygu geribildirimi yapıldığında, duyguları kabul

gördüğünde, hayal kırıklıkları ve kimi zaman acı veren gerçekler

karşısında daha dayanıklı ve esnek olabilirler.

(4)

Öncelikle neler yapılmaması gerektiği konusunda Isabelle Filliozat’ın

‘’Çocuğun Duygusal Dünyası’’ isimli kitabından bir alıntı ile başlayalım.

‘’Her türden emir, tehdit, vaaz, ders, tavsiye, eleştiri, küçük görme, pohpohlama, aşırı şekilde sakinleştirme, dikkatini dağıtma kesinlikle bırakılmalıdır. Çünkü burada çocukların tek anladığı duygularının hoş

karşılanmadığı ve onun kendi işini kendisinin halledemeyeceğini

düşündüğümüzdür. Onun yerine sorunları çözdüğümüzde özerkliğini de elinden

almış oluruz.’’

(5)

Çocuklara neleri yapmamaları gerektiğini söylememiz, onlara yapmalarını istediğiniz şeyleri öğretmez.

Çocuklardan hangi davranışları beklediğimiz konusunda bilgi vermek onlara da anlama fırsatı verir.

Çocukların zihinleri olumsuzlukları anlamayabilirler. Bu yüzden -ma kelimesi sanki emir ya da eleştiri gibi gelir. Emirler çocukların ihtiyaçlarının ve

duygularının önemli olmadığını düşünmelerine ve özgüvenlerinin zedelenmesine neden olur.

Eleştiri de çocukların kendini beceriksiz hissetmelerine neden YAPMA! DEMEK

olur ve öz değerlerini kemirir. Emirler ve eleştiriler bağlantıyı keser güç ve çatışma başlatır.

(6)

Çocuklara saygı içinde ne yapmalarını istediğimizi söylemek bağlantıyı korur ve çatışmaları azaltır.

Çocuk hayır derse biraz daha dinlememiz gerekir. Çocuk tüm acısını boşaltınca yeniden bağlantı kurmaya hazır olabilir.

YENİ BECERİLER:

ÖRNEK: Kız kardeşini vurma! demek yerine

OLAN DURUMU BETİMLEMEK: DUR, kız kardeşine vurduğunu görüyorum DUYGULARI AYNALAYIN: Kardeşin saçını seçtiği için ona kızdın haklısın BİLGİ VERİN: Vurmak canımızı acıtır, kız kardeşine vurman doğru değil İHTİYACINIZI BELİRTİN: İkinizin de güvende olmasını istiyorum.

İSTEKTE BULUNUN: Nasıl hissettiğini kız kardeşini anlatmamızın daha güvenli bir yolunu birlikte arayalım mı?

(7)

Gün içinde ne kadar ''yapma'' kelimesini kullandığınıza bir göz atmanızı

isteyeceğim. -Me, -ma dan vazgeçmenin ne kadar zor olduğunu fark etmiş olacaksınız.

Gergin hissettiğimiz zamanlarda çocuğa yapma demek ne yapacağını

söylemekten daha kolayımıza gelir. Bazı anlarda da çocukları tehlikelerden korumak için anlık ağzımızdan çıkıverir.

Öyle durumlarda tek kelime kullanarak:

Dur,Tehlikeli, Sıcak, Keskin gibi..

Belki -ma’yı hayatınızdan tamamen çıkarmak

zor olacaktır ama en azından en aza indirmek, yapma dediğimiz zamanları fark etmek ve arkasından ne yapması gerektiğini söylemek daha işlevsel olacaktır.

(8)

En sevgi dolu ebeveynler bile bazen kendine hakim olamayıp bağırabilirler.

Bağırmak çocukların özgüven ve değer duygularını incitir ve bağlantıyı koparır.

Bağırmaya karşı çocuklar ya bize yine bağırarak geri döner ya da fiziksel veya duygusal olarak kaçmaya çalışarak kendilerini korumaya çalışırlar.

Çocuklar bizi taklit ederek bizim gibi olmaya çalışırlar.

Kasıtlı bir şekilde bağırdığımız zaman zorbalık dediğimiz davranışa

BAĞIRMAK

yönelirler, yani diğer insanlardan isteklerini alabilmek için bağırmayı öğrenirler.

Bağırmayı değiştirmek çok güç bir davranış şekli olabilir ama en azından

onun yarattığı duygusal hasarı azaltmaya çalışmalıyız.

(9)

Çok öfkelendiğinizde veya sinirlendiğinizde çocuklara duygularınızı

dürüstçe ifade edin ve yardım isteyin. Çok sinirli olduğumda yüksek sesle konuşursam beni lütfen uyar. Çünkü sana bağırmak ve kalbini kırmak

istemiyorum.

YENİ BECERİLER:

ÖRNEK: Beni uyardığın için teşekkür ederim, birden gerildim ve

bağırmamam gerektiğini unuttum.

TAMİR EDİN: Özür dilerim seni incitmek istemedim, yaptığın davranış

doğru değildi ama yinede sana bağırmam da doğru değildi. (Değer

duygularını hatırlatır.)

YENİDEN BAŞLAYIN: Hadi şimdi baştan alalım…. diyerek bağlantıyı

yeniden başlatmaya özen gösterin.

(10)

Çocuklara emir verdiğimizde çocuklar duygularının ve ihtiyaçlarının önemsiz olduğunu düşüneceklerdir ve bu durum aradaki bağlantının kopmasına sebep olabilir.

Haydi birlikte, bitirdiğimiz zaman, bitirir bitirmez, yapma zamanı gibi bilgi

veren geçiş cümlelerini kullanmak bağlantıyı ve iş birliğini sürdürmeye devam eder.

Davet ve geçiş bilgileri sonucunda bir işbirliği gelişmiyorsa ya bağlantısızlık ya da bu davranışa yol açan bir ilişkisizlik söz konusu olabilir.

EMİRLER VERMEK

YENİ BECERİLER:

ÖRNEK: Git çabuk dişlerini fırçala yerine, hadi birlikte dişlerimizi fırçalayalım davetinde bulunabilirsiniz.

Ya da şimdi diş fırçalama zamanı, yemeğimiz bitince el yıkama zamanı geliyor..

(11)

Çoğu zaman çocukları güvende tutmak için dikkatli olmalarını söylemeye programlanmış oluyoruz. Çocukları ikaz ederek değil, onlara bilgi vererek güven altına alabiliriz. Çocukların nasıl dikkatli olacaklarını bilmeye

ihtiyaçları vardır.

İKAZ ETMEK

YENİ BECERİLER:

Örnek: Merdivenlerden dikkatli çık demek yerine, küçük yavaş adımlar at, demirlerden iki elinle tutarak çık demek nerede ne yapacağını daha net anlamış olacaktır.

Örnek: Okulda dikkatli ol demek yerine, okulda nelere dikkat etmesi

gerektiğini açıklayabilirsiniz.

(12)

Çocuklarla iletişimi başlatırken çocuklara soru sorarak başlamak genelde çok işlevsel olmuyor ve çocuklar cevap vermeyebiliyor. Böyle durumlarda iletişimi başlatmak için o anki durumu aynalamak çocuğun içinde yaşadığı durumunu daha iyi anlamlandırmasına yardımcı olacaktır.

Senin için zor bir gün olmalı……

Görüyorum ki bugün biraz üzgünsün/mutsuzsun/kızgınsın…

Bu durum seni biraz endişelendirdi…

Birisi senin canını sıkmış…

Şu an neye neye ihtiyacın var/sana şu an ne iyi gelir?

Çocuklarla konuşurken göz hizasına gelerek, göz teması kurarak konuştuğumuzda onu dinlediğimizi bilirler.

ÖZGÜVEN, ÖZDEĞER VE BAĞLANTI KURAN İLETİŞİM BİÇİMLERİ SEVGİ İLE DİNLEME ÖRNEKLERİ

(13)

Gözlemler: ……. Görünce (yargı ve yorum eklemeden o an ne gördüğünüzü belirtin.)

Duygular: ……… hissediyorum (düşüncelerinizi değil, duygularınızı belirtin.) İhtiyaçlar: Çünkü ……… ihtiyacım var.

İstekler: davet: …….. yapmak ister misin/beraber yapalım mı?

Odanı dağınık gördüğüm zaman geriliyorum, çünkü evi düzenli tutabilmek için sana ihtiyacım var. Oyuncaklarını yerlerine kaldırmayı ister misin?

Eğer cevap ‘’hayır’’ ise bir bağlantı sorununuz var demektir. Zira çocuklar bağlantıda oldukları zaman ihtiyaçlarımızı ve duygularımızı önemserler.

Sevgiyle dinleyerek yeniden bağlantı kurmayı denemeliyiz.

Ben cümleleri ile konuşmak, çocuğa savunma yapmak yerine dinleme fırsatı verir.

BEN DİLİNİ KULLANARAK BAĞLANTIDA KALIN

(14)

Çocuklara mümkün olduğunca hayırdan çok evet deyin, çocuklar sürekli yapamayacakları şeyleri işiterek büyürler.

Çocuklara sürekli olarak yapmalarını istediğimiz davranışları vurgulamalıyız.

Çocuklar o anda karşılayamayacağınız bir şeyi istediği zaman hayır demeden biraz düşünüp, ne zaman yapabileceklerini, neyi

şimdi yapamayacaklarını açıklayın.

Örneğin: Çikolata yiyebilir miyim? Diye sorduğunda

evet, eve gidince yiyebilirsin, evet yemekten sonra yiyebilirsin gibi.

(15)

Çocuklar yaşamlarını kontrol edebilmek için biraz yetkiye ihtiyaç duyarlar. Onlara seçenekler tanıdığımızda, kendilerine yetki vermiş olur ve güç çatışmalarına da engel

oluruz.

Seçenekler çocuğun yaşına uygun olmalı ki seçim yapabilsinler. Tabi ki her konuda seçim şansı olmayabilir.

Doktor iyileşmen için bu ilacı verdi. İçmemek gibi bir seçimin yok. Kaşıkla mı içmek istersin, yoksa suyla beraber mi? Şimdi mi içmek istersin, 5 dk sonra mı? Mutfakta

mı yoksa odan da mı?

Evde oyun oynamak istediğin için okula gitmek istemiyorsun, okula gitmemek gibi bir seçimin yok. Beni özlüyorsun biliyorum.. Okuldan çıktıktan sonra en sevdiğimiz

Örnek:

Diyerek inatlaşmaların önüne geçmiş olursunuz., Örnek:

… yapmaya ne dersin?

(16)

Eğer seçimler sunduğunuz halde işbirliğine yanaşmıyorsa, yapılması gerekenleri sıralamayı bırakıp duygularını dinlemek gerekir.

Ama bazı durumlar da vardır ki seçenek sunamazsınız.

·

Örnek:

Sokakta oynamak tehlikelidir. Seni güvende tutmak benim görevim. Bahçede mi yoksa evde mi oyun oynamak istersin. Eğer seçimi reddederse sınır

koymaya devam edip aynı zamanda duygularını dinlemek gerek. Gerilimlerini

boşalttıktan sonra daha iyi düşünüp bir seçim yaparlar.

(17)

Etkili iletişimde dinleme, duygulara saygı gösterme, görüşünü kabul etme, duygulara değil davranışa cevap verme ve davranışı düzeltme esastır.

Duyguları değiştiremeyiz ve sahip olunan duygular nedeniyle eleştirilmek,

yargılanmak hiç kimseye iyi gelmez; ama davranışların doğru olmadığı belirtilmeli, değiştirmeye gayret edebiliriz.

"Kardeşimden nefret ediyorum!" diyen bir çocuğa, "Nefret çok kötü bir duygu! Bu ailede herkes birbirini sever." demeniz sorunu çözmeyeceği gibi olumsuz

duyguların şiddetini artırabilir. "Oyununu bozduğu için kardeşine

kızgınsın. Sen kule yaparken yanına yaklaşmasını istemiyorsun. Bunda haklısın, ama kardeşine vurman doğru değil. Bir

dahaki sefere seni rahatsız ettiğinde lütfen benden yardım iste." dediğinizde, çocuğunuza hem "duygularını anlıyorum", hem "yanlış olan

davranışını onaylamıyorum" hem de "sorunlarını nasıl çözeceğine dair kabul edilebilir bir yol gösteriyorum" demiş olursunuz.

(18)

Aşırı övgüden kaçının. Sizler, yaptığınız geri bildirimlerle çocuklarınıza bir tür ayna tutmuş oluyorsunuz.

Çocuğunuz bir karalama yaptığında "Mükemmel bir resim yapmışsın!"

demeniz ya çocuğunuzu şüpheye düşürür ya da kendisiyle ilgili abartılı fikirlere kapılmasına yol açar. Okul hayatında öğretmeninden veya

arkadaşlarından, sizin yaptığınıza benzer övgüler duyamadığında, resim yapmak konusunda kendisine duyduğu güveni yitirebilir.

Abartılı bir övgü yerine sadece durumu tanımlamanız çocuğunuz için

Çocukların özgüvenini abartılı övgülerde bulunarak değil, onların ne

yaptığının farkında olarak, onları dikkatle dinleyerek, onları görmezden gelmeyerek artırabilirsiniz.

çok daha yararlı olacaktır: "Mavi rengi kullanmayı seviyorsun sanırım",

"Vay canına! Kocaman bir daire çizmişsin."

(19)

Bizler kendi davranışlarımızı değiştirirsek çocuklarda kendi davranışlarını değiştirirler.

Çocuklarınızla etkili iletişim kurabildiğiniz, az çatışma,

bol mutluluk yaşadığınız bir dönem diliyorum hepinize.

Referanslar

Benzer Belgeler

Her çocuk için zaman zaman korku, kaygı, öfke, üzüntü gibi zorlayıcı duyguları deneyimlemek doğaldır..

• Öğrenme ve bellek ile ilgili 2006 yılında yayınlanan bir araştırma, bir şeyi öğrendikten sonra 3 saat içinde uyuyan öğrencilerin, 10 saate kadar uyumadan bekleyen gruba

Genel Ort..

Sayfadan Devam Bölgen n hava, kara ve den z ulaşımında c dd yatı- rımları bulunduğuna d kkat çeken Başkan Hasan Çakır- mel koğlu, “Orta ve Doğu Karaden z Bölges ’n n

• Ders çalışırken olabildiğince farklı kaynaktan bilgi edinmek , çalıştığınız konu hakkında daha geniş bilgiler

*Konuşanın düşüncelerini ve duygularını daha iyi ifade edebilmesi için açık uçlu sorular sormak (Örneğin,“Bu konuya katılıyor musun? Demek yerine “Bu konuda

Özellikle çocukların “her şey kontrol altında” algısının zarar görmemesi için sizin gözetiminizde yaşlarına ve gelişimlerine uygun bazı işlerde size yardımcı

İlginin başka bir yöne kayması ile asıl konuyu kaçırma,.. Eşyaları koyduğunuz yeri unutma veya eşyalarınızı sağda solda