• Sonuç bulunamadı

Sincap2017-02

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sincap2017-02"

Copied!
36
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

O R M A N Ç O C U K D E R G İ S İ

FİYATI: 3 TL (KD V DAHİL) • YIL: 2017 • SAYI:2

(2)

Sevgili Çocuklar,

Ormanların korunması, temel ilkelerimiz arasında birinci sırada yer almaktadır. Ormanları, çevre-yi ve ekosistemi tehdit eden faktörlerin başında orman yangınları gelmektedir. Orman yangınları yalnız ülkemizde değil tüm dünyada bulunan ormanlar üzerindeki temel tehdittir.

Ülkemizin Akdeniz İklim Kuşağı’nda yer alması sebebi ile özellikle yaz ayları boyunca Orman Yan-gınları Ülkemiz ormanları üzerinde büyük tehdit oluşturmaktadır. Özellikle Hatay’dan başlayıp Akdeniz ve Ege sahil bölgelerinden İstanbul’a kadar uzanan kıyı bandı yangınlar açısından en riskli bölgedir. Orman yangınları ile mücadelede temel prensip erken ve etkili müdahaledir. Or-man yangınlarında dakikaların önemi büyüktür. Yangına müdahale için ekiplerimiz 24 saat bo-yunca nöbettedir. Orman yangınları ile mücadelede kullanılan kara ve hava araçlarının yanında eğitimli ve deneyimli personelin bulunması başarımızın temelini oluşturmaktadır.

Orman Genel Müdürlüğü orman yangınları ile mücadele başarısı açısından Akdeniz Ülkeleri ara-sında “Lider Ülke” konumundadır. Orman yangınları ile mücadele konusunda komşu ülkelere talepleri doğrultusunda uçak, helikopter ve ilk müdahale ekibi gönderilerek orman yangınları ile mücadelelerine katkı sağlamaktayız. Genel Müdürlüğümüz yalnız içinde bulunduğu bölgede değil, tüm dünyada sahip olduğu bilgi ve birikimi paylaşmaya hazırdır.

Hedefimiz; mümkün olduğunca yangınların çıkmasını önlemek ve çıkan orman yangınlarının da en az zararla neticelenmesini sağlamaktır. Sizin de orman sevginizi ve bilginizi diğer arkadaşları-nızla paylaşmanızı istiyor, yangınsız günler diliyor, gözlerinizden öpüyorum.

Editör’den...

İsmail ÜZMEZ Orman Genel Müdürü

(3)

Yazan ve Çizen: Sait Kıran

“ORMAN YANGINLARI”

GEYİK SAYFASI

Serin, bulutlu ve yağışlı günler yerini yaz mevsiminin sıcaklığına bırakmıştı. Okulların kapanmasıyla herkes tatil düşleri kurmaya başlamıştı. Deniz kenarına, köyüne, yaylalara gitmek

isteyenler, kampçılar ve doğa hayranları hazırlıklarını tamamlamış ve hatta yola çıkmışlardı. Yağmurlarla boylanan otsu bitkiler güneşin kurutmasıyla adeta yanıcı maddeye dönüşmüştü.

Bu durum güzelim ormanı ve ormancıları yangın korkusunu ve stresini yaşar hale getirmişti.

Böyle bir ortamda Bilge Sincap, Bıdık ile Bızdık ormanda sakin sakin dolaşmaktadırlar.

DERE TARAFINDAN BAZI SESLER GELİYOR BİLGE SİNCAP.. DUYDUNUZ MU ?

(4)

PAPATYA SAYFASI

HAYIRDIR.. NEYMİŞ, GİDİP BAKALIM ?

NİHAYET KAMPIMIZI KURDUK ÇOCUKLAR.

KAMP KURMUŞLAR. ŞİMDİ BUNLAR KAMP ATEŞİ DE YAKARLAR.

BABACIĞIM, ATEŞ YAKMAK İÇİN

ODUN TOPLAYALIM MI ? BEN DE SANA YARDIM EDEYİM KARDEŞİM. ALİ, AYŞE.. DURUN BAKALIM,ACELE ETMEYİN ÇOCUKLAR. ŞŞŞİİŞŞT... SESİZ OLUN... BEKLEYELİM. NELER YAPACAKLAR GÖRELİM BAKALIM ?

ÇOK GÜZEL OLDU BABACIĞIM. Bilge Sincap, Bıdık ile Bızdık’la beraber seslerin geldiği yere gizlice gelirler.

(5)

PALAMUT SAYFASI

ÖNCELİKLE SİZE, ORMANDA NASIL DAVRANILIR, ONLARI

ANLATAYIM..

ÇEVREYİ KİRLETMEYECEĞİMİZİ ÇOK İYİ BİLİYORUZ BABACIĞIM.

GENÇ FİDANLARA VE SÜRGÜNLERE ZARAR VERMEYECEĞİMİZİ DE BİLİYORUZ BABACIĞIM.

ORMAN YANGINLARININ ÇOK AZ BİR KISMI DOĞA OLAYLARINDAN KAYNAKLANMAKTADIR.

PEKİ O ZAMAN, SİZE ORMAN YANGINLARI İLE

BİLGİLER VEREYİM.

Baba orman yangınlarıyla ilgili anlatmaya başlar... AMA ORMAN YANGINLARININ ÇOĞUNU İSE İNSANLAR BİLİNÇSİZCE VEYA BİLEREK

(6)

NİLÜFER SAYFASI BİLİNÇSİZCE ÇIKARDIKLARI ORMAN YANGINLARI NELERDİR BABACIĞIM ?

BU YANGINLARIN EN BAŞINDA PİKNİK SONRASI SÖNDÜRÜLMEDEN BIRAKILAN PİKNİK ATEŞİ GELİYOR YAVRULARIM.

BİLİNÇSİZCE ÇIKARILAN YANGINLARIN İÇİNE ÇOBAN, AVCI VE KAMP ATEŞLERİ DE GİRER.

DEMEK Kİ NEYMİŞ ; “SİGARA HEM İNSANI HEM DE ORMANI

ÖLDÜRÜR” BABACIĞIM. ÇOK BİLİNÇLİ BİR ÇOCUK. EVET KARDEŞİM. ÇOCUKLAR.. SESSİZ OLUN DA BABAYI DİNLEYELİM... ORMANLIK ALANLARDAN GEÇERKEN ARABALARDAN SÖNDÜRÜLMEDEN ATILAN

(7)

KARDELEN SAYFASI KIRILMIŞ CAM PARÇALARI, GÜNEŞ IŞIĞININ

ETKİSİ İLE AYNI BİR MERCEK GİBİ OTLARI TUTUŞTURUP ORMAN YANGINI ÇIKARABİLİR.

KÖYÜN BİRİNDE ARSIZ, HUYSUZ, GEÇİMSİZ BİR ADAM VARMIŞ.

BİRGÜN KENDİNE BİR TARLA VEYA BAHÇE YERİ AÇMAK İÇİN AĞAÇLARI KESMEYE BAŞLAMIŞ... PEKİ, BİLEREK ORMANI

YAKAN İNSANLARIN GAYESİ NEDİR BABA ?

BAKIN, BUNUNLA İLGİLİ SİZE

BİR HİKAYE ANLATAYIM.. SENİ DİNLİYORUZ BABACIĞIM. HASAT SONRASI YAKILAN ANIZLAR HEM HAVA

KİRLİLİĞİ YAPMAKTA, HEM DE TOPRAKTAKİ FAYDALI MADDELERİ ÖLDÜRMEKTEDİR. ORMANA YAKIN YERLERDE İSE ANIZ YAKMAK ORMANLARIN YANMASINA SEBEP OLMAKTADIR. Baba konuşmasına kaldığı yerden devam eder...

(8)

PENGUEN SAYFASI

P

KESE KESE ÇOK YORULMUŞ.

BAKMIŞ Kİ AĞAÇLAR KESMEKLE BİTMEYECEK.

ORMANCILARIN ÜSTÜN GAYRETİYLE YANGIN SÖNDÜRÜLMÜŞ... ORMANDAKİ ALEVLER RÜZGARIN DA ETKİSİYLE

ÖYLE BÜYÜMÜŞ ÖYLE BÜYÜMÜŞ Kİ ORMANDA YAŞAYAN CANLILARI DA YERİNDEN YURDUNDAN

ETMİŞ. KAÇANLAR KAÇMIŞ KAÇAMAYANLAR DA ORMANLA BİRLİKTE YANMIŞ...

ORMANI YAKMAYA KARAR VERMİŞ. ALMIŞ ELİNE KİBRİTİ BİR KIVILCIMLA YAKMIŞ KOCA ORMANI.

SÖNDÜRME SIRASINDA GÖREVLİLERDEN

(9)

KAPLUMBAĞA SAYFASI ..BİTTİ.

YAPTIĞINA BİN PİŞMAN OLAN KÖYLÜ, YANAN ODUNLARDAN BİR TABELA YAPIP BOYNUNA ASMIŞ.

KÖY KÖY DOLAŞMAYA BAŞLAMIŞ..

TABELADA NE YAZIYORMUŞ BABA ?

HAYDİ ÇOCUKLAR BİZ DE

(10)

DiNOZOR

FOSiLi

MISIR’DA 95

MiLYON YILLIK

Kaynak: Bilim Çocuk Dergisi

AYI SAYFASI

Çi

zen

: Şener FAKIOĞ

LU

Pennsylvania

Üniversitesi’nden

araştırmacılar”Mısır’da

Bahariye Vadisi’nde

yaptıkları kazılar

so-nucu” dünyanın en büyük

ikinci canlısının fosilleşmiş

ka-lıntılarını gün ışığına çıkardılar.

Yapı-lan hesaplamalara göre bu dev

dino-zor” yaklaşık 30 metre boyunda” 70

ton ağırlığında otobur bir canlıydı.

Paralititan stromeri adı verilen

di-nozorun” günümüzden 94 milyon yıl

önce” dinozorların en parlak dönemi

olan Kretase Dönemi’nde yaşamış

olduğu belirlenmiş. Kazılar

sıra-sında araştırmacılar” çeşitli bitki

fosilleri” taş ve kaya fosilleri de

toplamışlar. Bu örneklerin

ince-lenmesi” dinozorların

yaşadığı

dönem-lerde Mısır’ın

büyük çöl

görünü-mündeki

bu

köşe-sinin

zen-gin tropikal ormanlarla kaplı olduğunu

göstermiş. Ancak bu ormanlar” bugün

tropik ormanları oluşturan yağmur

ormanlarına hiç benzemiyordu. O

dö-nemde çiçekli bitkiler henüz

ortaya çıkmamıştı. O

dö-nemdeki tropikal

orman-lar” mangrov adı verilen”

tuzlu suda yetişen ağaç

topluluklarından

(11)

ÇİLEK SAYFASI

Dünyanın En Kötü Kokan Çiçegi

Titan Arum

Çiçekler çoğunlukla çok güzel kokar; ama

bu çiçek hiç de öyle değil. Çiçeği koklayanlar

kokusunu şöyle tanımlıyorlar: çürümüş balık,

yanmış lastik, fare ölüsü, ayakkabı... Doğal

yaşam ortamı Endonezya’nın ormanları olan

bu bitkinin adı Titan arum. 40 yıl kadar

olan yaşamı boyunca bir ya da iki

kez çiçek açıyor. Çiçeği yaklaşık

6 saatte açıyor ve birkaç

gün sonra da soluyor. Çiçek

açtığında çevreye çürümüş

et kokusuna benzer bir

koku yayılmaya başlıyor.

ABD’de Wisconsin

Üniversitesi’nin

serasında yaşayan Titan arum

çiçek açtı.

Doğal ortamında

bulunmadığından,

normalde

böcekler

yardımıyla

çoğalan bu

bitkinin tozlaşmasına

bilimadamları yardım ettiler.

Bunun için, rastlantısal olarak

birkaç gün önce başka bir

kentte açmış olan bir başka Titan

arum’un çiçektozları Wisconsin’e

getirildi. Ancak, bu kez çiçektozu

taşıyıcılığını böcekler yerine

kargo firması yaptı.

(12)

G E Z E L İ M

TA N I YA L I M

Çi

zen

: Şener FAKIOĞ

LU

TAVŞAN SAYFASI

Hakim ağaç türünü Kızılçam’ın oluşturduğu şehir ormanında; Kermes meşesi, Pırnal meşe, Akça kesme, Saçlı meşe, Saçsız meşe ve Macar meşesi

türlerinin yanında; Kayacık, Gürgen, Akçaağaç, Dışbudak, Üvez, Kavak ve Çınar gibi yapraklı

türleri görmek mümkündür. 1.000’e yakın bitki türünün şehir ormanı içerisinde

bulunduğu tahmin edilmektedir.

Mevki

Flora

İlin güneyinde Amanos Dağları’nın eteğinde yer alan, Zorkun Yaylası yolu üzerinde bulunan ve şehir merkezine 10 kilometrelik asfalt yolla bağlı olan şehir ormanı, Osmaniye halkı ile yerli

ve yabancı turistler için bulunmaz bir rekreasyon alanıdır. 110

ha’lık ormanlık alanda şehir ormanı olarak

düzenlenmiştir.

Osmaniye

(13)

LEYLEK SAYFASI

Tavşan, yaban domuzu, sincap, porsuk, sansar, gelincik, kurt, çakal, tilki, yaban keçisi, karaca ve kirpi belli başlı memeli hayvanları oluştururken, doğan, kartal, sülün, atmaca, baykuş, pulcu baştankaralar, karatavuk, guguk kuşları, ispinoz, serçe, çulluk, ağaçkakanlar ve ötücü

kuş türleri bulunmaktadır. 10’a yakın yılan türü, 3 çeşit kaplumbağa ve 2 çeşit kurbağa

bulunmaktadır. Akrep ve kırkayak belli başlı böcek türlerini

oluşturmaktadır.

Bu Şehir Ormanı ile yaklaşık olarak 165 ton karbon depolanmakta bu da atmosferdeki 605 ton karbondioksite karşılık

gelmektedir.

Şehir ormanı içerisinde hakim noktalarda 2 adet seyir

terası (gözetleme kulesi), ahşap çeşmeler, ahşap giriş kulübesi, tuvalet, spor alanları,

şehir ormanını tanıtıcı ve yönlendirici levhalar, ahşap

banklar, ziyaretçi tanıtım merkezi, kameriye ve yaklaşık

30 km. uzunluğında yürüyüş patikaları bulunmaktadır.

Fauna

T

a

bii

ve

Su

ni

K

ay

n

a

kl

ar

Ç

ev

re

ye

K

a

t

k

ı

s

ı

(14)

Kaynak: www.tubitak.gov.tr

Çi

zen

: Şener FAKIOĞ

LU

Bir insanın

Kan GruBu

DeğişeBilir mi?

Kan hücrelerinin büyük kısmı bazı kemiklerin içindeki boşluklarda bulunan ve süngerimsi bir yapıya sahip olan kemik iliği tarafından üretilir. Bir insanın kan grubu kemik iliği nakli sonrası değişebilir.

Kan hücreleri nakilden sonra vericiden gelen kemik iliği tarafından üretildiği için hastanın kan grubu birkaç hafta içinde vericinin kan grubuna döner. Kemik iliği nakli için hasta ile verici arasında doku uyumu olması çok

önemlidir. Bunun için kan gruplarının değil, beyaz kan hücrelerinin yüzeyinde bulunan antijenlerin (HLA) uyumlu olup olmadığına bakılır. İlik naklinin yanı sıra çok nadir de olsa bazı hastalıklar kan grubunun değişmesine neden olabilir.

Baykuşların kanatları büyük ve

geniştir. Bu nedenle kanatlarına binen yük miktarı düşüktür. Düşük hızlarda daha az kanat çırparak uçmalarına imkân veren bu özellik baykuşların sessiz uçmasının nedenlerinden biridir.

Baykuşların başka kuşlardan çok daha sessiz uçabilmesinin temel nedeni ise

kanatlarındaki tüylerin üç özelliğiyle ilişkili. Kanadın ön kısmındaki tüylerin tıpkı bir tarağın dişleri gibi düzgün bir şekilde dizilmiş olması, kanadın arka kısmındaki tüylerin

esnek, yumuşak ve aralıklı olması ve kanatların üst kısmındaki kadifemsi yumuşak tüylerdir.

DAL SAYFASI

BayKuşlar nasıl

ÇoK sessiz uÇar?

(15)

Kahverengi ve beyaz yumurtaların besin değerleri ve tatları arasında bir fark yok. Çünkü yumurtaların lezzeti kabuk rengiyle değil tavuğun neyle beslendiğiyle ilgili. Kabukların kalınlığına gelirsek, yumurtaların kabuk kalınlığı tavuğun yaşına göre değişir. Buna göre genç tavukların yumurtası genellikle daha serttir. Bu durum farklı renkteki tüm yumurtalar için geçerlidir.

FarKlı

renKteKi

yumurtalar

GerÇeKten

FarKlı mı?

FİL SAYFASI

E

PanDalar

neDen siyah

BeyazDır?

Pandalar vücutlarının büyük

oranda beyaz olması sayesinde karlı

ortamlarda, kollarının ve bacaklarının siyah olması sayesinde de gölgenin bol olduğu ormanlık alanlarda rahat gizlenmelerini sağlar.

Yüzlerindeki ve kulaklarındaki koyu rengin saklanmaya değil iletişim kurmaya yaramaktadır.

Koyu renkli kulakların pandalara yırtıcı bir hayvan izlenimi verdiği ve avcıları korkutma görevi yapabileceği öne sürülüyor.

Göz çevrelerinde bulunan koyu renk halkaların ise pandaların birbirlerini tanımasına ya da rakiplerin

(16)

YÖRELERİMİZ

Kaynak: www.sanliurfa.bel.tr

Çi

zen

: Şener FAKIOĞ

LU

Şanlıurfa merk

ez ilçesine

112 km mesafe

de olan

ilçenin batısında Gazi

antep

iline bağlı Arab

an, Yavuzeli

ve Nizip ilçeler

i, kuzeyinde

Adıyaman iline b

ağlı Besni

ilçesi, doğusun

da Bozova,

güneyinde ise Bir

ecik ilçesi

bulunan Halfet

i’nin denizden

yüksekliği 525 m

etredir. İlçe

merkezinin Fıra

t sahili yeşil

bir kıyı şeridi şek

lindedir. İlçe

merkezi bu kıyı şe

ridi üzerinde

ve sarp kayalık

kurulmuştur.

ların yamacında

İlçe de hububat, fıstık ve

üzüm üretimi önemli bir yer

kaplamaktadır.

Halfeti arazisindeki ekilebilir alanlar dışındaki taşlık ve kır

aç araziler,

halkı küçükbaş hayvan yetiştiriciliğine yöneltmektedir.

İlçenin iklimi Fırat Nehrinin etkisiyle Akdeniz iklimi karakteris

tiği gösterir.

(17)

ŞEHİRİN AKDENİZ, GÜNEYDOĞU ANADOLU, DOĞU ANADOLU BÖLGELERİYLE GÜCLÜ BİR KARA

YOLU BAĞLANTISI VARDIR. ANKARA, İZMİR, İSTANBUL’DAN

HAVA YOLU İLE ULAŞIM GERÇEKLEŞMEKTEDİR.

Rumkale, Asurlular döneminde Şitamrat ismiyle tanınmıştır. Daha sonra Urima

adını almış. 1292 yılında Memluklu Sultanı Melik el-Eşref tarafından ele

geçirilmiştir. 1516 yılında Mercidabık Savaşı’ndan sonra Osmanlı egemenliğine

giren Rumkale, Halep Eyaletine bağlanmıştır. 1737 yılında eyalet haline

getirilerek, derebeyleri ve yerel yöneticiler tarafından idare edilmiştir.

XX.yüzyılın başlarında kazanın nüfusunu Kürtler ve Türkler, köylerin

nüfusunu ise Ermeniler ve Yezidiler oluşturmaktaydı. Rumkale’de bugün

gezilip görülebilecek eserler şunlardır: Kale harabeleri, Aziz Nerses Kilisesi

harabeleri ve Barşavma Manastırı harabeleri.

KARTAL SAYFASI

f

Kentin simgesi haline gelen

‘siyah gül’ yerli yabancı tüm

konukların ilgisini çekmekte,

önemli bir ticaret potansiyeli

içermektedir.

İlçenin büyük bir kısmı Birecik

Barajı’nın göl suları altında kalmıştır.

Yeni yerleşim yeri olarak ilçe merkezine

7 km. mesafedeki Karaotlak mevkii

(18)

Hüseyin Amca, bize orman yangınları ile ilgili bilgi verir misiniz?

Hüseyin Amca: Orman yangınlarının olmasını

hiç kimse istemez. Ama ne yazık ki ülkemiz di-ğer Akdeniz ülkeleri gibi orman yangınları riski taşıyan ülkeler arasındadır. Orman yangınları sı-cak ve nemin çok düşük olduğu kuru havalarda çıkar. Orman yangınları en çok insan eliyle çık-maktadır. Bunu önlemek için insanların ormanı sevmesi ve yangınlar konusunda bilinçlenmesi gerekir.

Orman yangınlarına nasıl hazırlanıyorsu-nuz?

Hüseyin Amca: Orman yangınları genellikle

yaz aylarında çıkar. Yangın sezonuna girmeden önce aynı bir asker gibi bedensel olarak eğitim yaparız. Orman yangınlarında yapacağımız iş ve işlemleri geliştirmek için yangın söndürme tat-bikatları yaparız.

Orman yangını çıktığında ne yaparsınız ?

Hüseyin Amca: Orman yangınlarını 24 saat

nöbetleşe bekleriz. Yangın kulelerinden veya Yangın Harekat Merkezleri’nden gelen ihbarla birlikte hemen hazır bekleyen arazözlere ve he-likopterlere ekipler halinde bineriz. En kısa za-manda yangın bölgesine gideriz.

Orman yangınını nasıl söndürürsünüz ?

Hüseyin Amca: Yangın bölgesine geldiğimizde

eğitim ve tatbikatlarda öğrendeğimiz şekilde ekip başımızın direktifleri ve program dahilinde yerlerimizi alırız. Yangını, aynı savaşta düşmanı sarar gibi dört bir taraftan sararız. Bazı ekipler rüzgarın estiği yöne gider yangının yayılmasını önlemek için karşı ateş yakar.

Eğer yangın çok büyürse o zaman helikopterler ve uçaklar devreye girer. Helikopterler en yakın yangın göletlerinden su alırlar. Uçaklara ise

yan-Konuştuk..

Yangın Savaşçısı

Hüseyin Amcayla

KESTANE SAYFASI

Orman Genel Müdürlüğünde orman yangınlarını söndürmekle görevli yangın işçisi Hüseyin Amcayla konuştuk.

(19)

gın söndürücü madde doldurulur. Böylece ekip arkadaşlarımız ile birlikte, arazözler, helikopter-ler ve uçaklarla yangını söndürürüz.

Orman yangınlarının söndürülmesine OGM ekiplerinin yanında başkaları da yar-dım eder mi ?

Hüseyin Amca: Yangınların kontrolden

çıkaca-ğı anlaşılırsa, yerel itfaiyelerden ve askeri bir-liklerden de yardım istenir. Çünkü ormanlarımız vatanımızın en değerli parçalarından biridir. Biz ormancılar orman yangını ile mücadeleyi vatan savunması olarak görürüz.

Orman yangını sonrası neler yapılır ?

Hüseyin Amca: Yangının tamamen

söndürül-düğünden ve en küçük kıvılcımın kalmadığın-dan emin oluncaya kadar soğutma çalışmaları yapılır. Çünkü gözden kaçan veya küllerin içinde kalmış küçücük bir ateş yangının tekrar başla-masına neden olabilir. Sonra da yanan alanın ağaçlandırılması için çalışmalara başlanır.

Size kolaylıklar dileriz Hüseyin Amca. Ar-kadaşlarımıza iletmek istediğiniz bir me-sajınız var mı?

Hüseyin Amca: Orman yangınlarının

çıkma-ması için bilinçli olsunlar. Ormanda bir duman veya ateş gördüklerinde hemen ALO 177’yi ara-sınlar. Çünkü ne kadar erken müdahale edersek yangını büyümeden söndürmüş oluruz.

Ve çocuklara diyorum ki:

Her an yangın çıkacakmış gibi tetikte ola-lım. Elinle yaktığın ateşi gözyaşın söndü-remez.

(20)

Çi zen : Şener FAKIOĞ LU TİMSAH SAYFASI

A

Konumu:

Akdeniz Bölgesi’nde Antalya ili, Korkuteli ilçesi sınırları içerisinde ve Toros Dağları üzerinde yer almaktadır.

Ulaşım:

Antalya’ya 34 km uzaklıkta olup, Antalya-Korkuteli karayolu ile ulaşılır. Antalya’n›n kuzeyinde geniş düzlükler meydana getiren traverten basamaklar›ndan sonra yükselen Toroslar›n Güllük Da¤› yamaçlar›nda yer

alan antik Termessos şehrini, Anadolu’nun yerli ›rk› olan Solimler kurmuştur. Termessos’un tarih sahnesine ç›k›ş› M.Ö. 334’de ‹skender’in bölgeden geçti¤i tarihle başlar.

(21)

Milli park içerisindeki idare merkezi, her türlü donan›m›yla ziyaretçilere

park hakk›ndaki bilgileri verebilecek şekilde hizmet

vermektedir.

GERGEDAN SAYFASI

U

Milli park; antik Termessos şehri kal›nt›lar›,

Güllük Da¤›’n›n de¤işik jeolojik ve jeomorfolojik oluşumlar›, Akdeniz bitki topluluklar›n›n sergilendi¤i orman ve maki

topluluklar›, zengin fauna gibi do¤al ve kültürel pek çok özellikleri ile görülmeye

(22)

Uzun solungaçları, iri patlak gözleri olan küçük, şakacı, sarı bir balıktı. Gider kuytu bir kayanın en gizli yerine saklanır, kendisini arayan arkadaşla-rını, ağzına aldığı suyu “fış fış!” diye püskürterek korkuturdu. Arkadaşları ona bu yüzden, “Şakacı Fışfırık” adını takmıştı. Fışfırık’ın aklı fikri mazlıktaydı. Annesi onun bu haline kızıyor, yara-mazlık yapmaması için, karşısına alıp nasihat etse de işe yaramıyordu.

Fışfırık aslında yaramaz değil, meraklı ve araş-tırmacıydı. Bu yerler ona dar geliyor, can sıkıntı-sından yaşamını hareketlendirmeye ve yeni bilgiler öğrenmeye çalışıyordu. Annesinin, onun kafasın-dan geçenlerden haberi yoktu. Hayal ettiklerini bir bilseydi, şaşkına dönerdi. Fışfırık, bunu bildiği için hayallerinden ulu orta söz etmez, hatta ak-lından geçen çılgınca fikirleri hiç kimseye söyle-mezdi.

Bir gün arkadaşı Camgöz’le yosunların arasın-da yüzerken parlak bir madde gördüler. Merakla ona doğru yüzdüler. Cismin ne olduğu belli değildi, üzeri yosunlanmıştı ve boru şeklindeydi. Fışfırık, başını borunun içine sokup oynamaya başladı. Kor-kusuz ve meraklıydı. Camgöz, iri gözlerini daha da açarak arkadaşını bu cesaretinden ötürü eleştirdi.

- Yapma Fışfırık! Ne olduğunu bilmiyoruz, an-nem, “Yabancı maddeler sana zarar verebilir, fazla yaklaşma” demişti, hadi uzaklaşalım. Küçük, şakacı balık, arkadaşının ürkekliğine güldü.

- Ne olduğunu bilmediğimiz şeylerden ürker-sek, onları araştırmazsak, merak etmezürker-sek, na-sıl bilgileneceğiz, nana-sıl öğreneceğiz söyler misin? dedi.

Camgöz, “Doğru!” diye düşündü. Fışfırık, arka-daşının endişesini anlamıştı, ona açılmaya karar verdi. Günlerdir kafasında olanları onunla paylaş-malıydı.

- Camgöz biliyor musun, ben buralardan gitme-yi düşünüyorum. - Nasıl yani? - Basbayağı… Uzak sulara yüzeceğim, hem solungaçla-rım, yüzgeçlerim güçlenecek hem de yeni yerler tanıyıp bilgi-mi, görgümü arttıracağım, yeni bilgiler edineceğim, bu daracık yerde tıkılıp kalmaktan bıktım. Camgöz şaşkındı. Fışfırık’ın yine şaka yaptığını dü-şündü. Fakat bu kez Fışfı-rık şaka yap-mıyordu, son derece cid-diydi. Camgöz, arkadaşı adına kaygılanmaya başladı. Dinleme-yeceğini biliyordu ama yine de onu uyarmak istedi.

- Yapma Fışfırık, uzak sular, derinler türlü tehlikelerle dolu-dur, başına tatsız olaylar gelebilir, hem ben seni çok özlerim, gitme ne olur! Buranın suyu mu çıktı?

.

-Yaza n: Hülya ŞİMŞEK Ç ize n : Zeynep Seymen AĞAÇKAKAN SAYFASI

(23)

Fışfırık, onun kaygılarını anlamıştı.

- Korkacak ne var ki! Merak etmezsek nasıl öğreneceğiz? Belki bir gün geri döner, sana gördüğüm yerleri anlatırım.

Fışfırık, Camgöz’ün yalvarmalarını dinlemi-yordu, gözleri ışıl ışıl yanıyor, solungaçları hızla açılıp kapanıyordu. Kararını vermişti, geri dö-nemezdi. Onu endişelendiren yalnızca annesiy-di. Arkasından meraklanacak ve ağlayacaktı. Fışfırık da annesini çok özleyecekti ama an-nesiyle birlikte kim sonsuza dek yaşıyordu ki? Üstelik artık kocaman bir balıktı, uzun zaman yüzebilir, kendini tehlikelerden koruyabilirdi. Büyük balıklardan da korkmuyordu. Onların gi-remeyeceği kadar küçük deliklere girer sakla-nırdı. Ömür boyu bu daracık kaya kovuğunda, annesinin gölgesinde yaşayamazdı. Bilinmeyen-de onu çeken bir gizem vardı. Kuyruğunu hızlı hızlı salladı, planlarını uygulama zamanı gelmiş-ti, Camgöz’e döndü:

- Bak arkadaşım, ben bugün buralardan ayrı-lıyorum. Sen anneme uygun bir şeyler söylersin artık. İlk günler onu yalnız bırakma,

ağlaması-na engel ol, bilirsin seni de en az benim kadar sever. Annemi avutmak görevi sana

düşü-yor artık, göreyim seni arkadaşım.

Camgöz, onun ne kadar kararlı olduğunu an-lamıştı, gözleri doldu. İki arkadaş kucaklaştılar, çırpınan solungaçları denizi dalgalandırdı, ayrı-lık gözyaşları tuzlu sulara karıştı. Fışfırık, ar-kasında baloncuklar bırakarak hızla ileri atıldı, karanlık sularda yeni umutların, yeni macerala-rın peşinde kayboldu. Yosunlar dalgalandı, kum-lar havalandı, hareketlenen denizde göz gözü görmez oldu.

Camgöz artık yalnızdı, birlikte büyüdüğü sevgili arkadaşı Fışfırık, sonsuz sularda kaybol-muştu. Acaba bu, en son şakası mıydı? Camgöz, en sevdiği arkadaşından ayrılmanın ve onu şim-diden özlemenin verdiği üzüntüyle gözleri dolu dolu evin yolunu tuttu. İçinden eve gitmek hiç gelmiyordu. Şimdi arkadaşının annesine ne di-yecekti? Hiç yalan konuşmazdı, yalan konuşmayı sevmezdi. Bir çıkmazın içinde olduğunu düşü-nüyordu. Evin yolu, karanlık bir çukurdu san-ki, bitmek bilmiyordu. Bir yandan solungaçları ile bulanık suları dövüyor, bir yandan da kendi kendine söyleniyordu:

“Ah Fışfırık ah! Seni hiç anlamıyorum canım arkadaşım, ben şimdi sensiz ne yapacağım? Ne vardı sanki gidecek, buraların suyu mu çıktı? Hadi geri dön ne olur! ”

O günden sonra Fışfırık’ı bir daha ne gören oldu ne de ondan bir haber geldi. Annesi gün-lerce ağladı, Fışfırık’ın yerine Camgöz’ü koydu. Onu da oğlu gibi seviyor, onunla avunuyordu. Camgöz de arkadaşının annesini anlıyor, üzülmesin diye her gün onlara

uğruyor-du.

Günler ayları, aylar yılları ko-valadı, dalgalar kıyıları dövdü,

coştu, kabardı duruldu. Bazı günler, yağmur denizi dövdü, bazı günler güneş, bazı geceler ay ışıkları dalgalarda oynaştı durdu.

Yaşam, denizlerde de aynı hızla sürüyor, yavrular doğuyor,

büyü-yor ve yuvayı terk edi-yordu. Dünya aynı hızla dönüp duruyordu.

(24)

Bu sabah Latife Öğretmenimiz, “Hem der-simi iyi dinliyorsunuz hem de devamsızlık yap-mıyorsunuz. Bazı sınıflara derse girerken ayak-larım geri geri gidiyor. Bu sınıfa ise koşarak, öğretmenliğimin ilk yıllarındaki heyecanla gi-riyorum.” dedi. Öğretmenimizin bu sözleri bizi çok mutlu etti ve alkışlamaya başladık. Bir iki arkadaşımız da ıslık çaldı. Bunun üzerine sınıf-ta büyük bir gürültü oldu. Öğretmenimiz elini, sertçe masasına iki kez vurdu. Sonra şöyle dedi:

- Söylediğim güzel sözleri geri almama az kaldı. Bunu istemezsiniz değil mi çocuklar?

Hepimiz domates gibi kızardık, başımızı öne

eğdik. Azra, parmağını kaldırarak izin aldı ve öğretmenimizden sınıf adına özür diledi. Bunun üzerine, Aziz Sadi şöyle bağırdı:

- Yağcı, yağcı. Yağcılarda inecek var!

Bu söze çok sinirlenen ve biricik arkadaşı Azra’nın ağlamasına üzülen Birsu:

- Sen bir sus kepçe kulak, dedi.

Öğretmenimiz elindeki kalemi masasına bı-raktı, kollarını birleştirdi ve şöyle dedi:

- Aziz Sadi ve Azra oturun. Birsu sen de otur. Şimdi beni dinleyin. İngilizce dersi elbette çok önemli bir ders. Dersime olan ilginiz demin de

Yaza n: Mine TAŞDEM İR Çizen : Levent KIRA N

INECEK VAR!

.

YAGCILARDA

ÇAM SAYFASI

i

(25)

dedim, beni çok mutlu ediyor. Benim güzel çi-çeklerim, şunu unutmayın ki “saygı” dediğimiz şey hem İngilizce’den hem de diğer bütün ders-lerinizden daha önemli, daha kıymetli. Eğer say-gınızı kaybederseniz, her şeyinizi kaybedersiniz. Saygıdan yoksunsanız, isterseniz milyonlarınız olsun, en fakir insan sizsiniz. Birbirinizin sözünü pat diye kesmeniz, birbirinize hoşa gitmeyecek lakaplar takmanız, birbirinizin arkasından hoşa gitmeyecek şeyler söylemeniz… Bu kötü örnek-leri çoğaltmak mümkün. Bunlar çirkin şeyler ve yanlış şeyler…

Benim güzel yavrularım, ben bu güzel sınıf-tan sadece yazılı puanlarını değil; güzel huyla-rını çoğaltmasını da beklerim. Ve bunu sadece ben değil tüm öğretmenleriniz bekler, ister. Size yakışan şey; insanı, hayvanı ve doğayı sevmek. Yoksa az önce örnek verdiğim çirkin davranış ve sözler değil!

Bütün sınıf, pür dikkat bir o kadar da mahcup bir şekilde öğretmenimizi dinliyorduk. Aziz Sadi parmağını kaldırıp, konuşmak için izin aldı ve:

- Azra, az önceki kaba davranışım ve sözle-rim için senden özür dilesözle-rim. Öğretmenim siz-den de çok özür dilerim, dedi.

Sonra Birsu parmağını kaldırdı ve o da Aziz Sadi’den ve öğretmenimizden özür diledi. Bu-nun üzerine sınıfça onları alkışladık. Ama bu se-fer kimse ıslık çalmadı. Öğretmenimizin anlat-tığı şu fıkra ile neşemiz yerine geldi, kıkır kıkır gülmeye başladık:

İngilizce dersinde bir öğretmen, konuyu an-latmayı bitirmiş ve öğrencilerine:

- Ders bitti, bana sorusu olan var mı? diye sormuş.

Bir öğrenci izin alarak ayağa kalkmış ve sor-muş:

- Öğretmenim, zilin çalmasına kaç dakika var?

Öğretmenimiz fıkrayı anlattıktan sonra: - Haydi, canlarım, şimdi defterlerinizi açın ve tahtaya yazacağım ödevi not edin, dedi.

Bu sefer arka sıralarda oturan arkadaşımız Arda, öğretmenimizden izin isteyerek ayağa kalktı ve büyük bir merakla sordu:

- Öğretmenim, teneffüs ziline kaç dakika kal-dı?

Teneffüs zili çaldığında Latife öğretmenimiz dâhil hepimizin yüzünde kocaman bir gülümse-me vardı.

DAĞ KEÇİSİ SAYFASI

J

(26)

Geçen sayı yayınlamış olduğumuz Artvin Orman Bölge Müdürlüğünce 21 Mart

Dünya Ormancılık Günü etkinlikleri çerçevesinde Resim dalında dereceye

giren arkadaşlarımıza ait resimleri geçen sayımızda yayınlamıştık. Şiir ve

kompozisyon yarışmasında dereceye giren arkadaşlarımızın eserlerini bu

sayılarımızda yayınlıyoruz.

Yasemin Betül SAKLAR Artvin Anadolu İmam Hatip lisesi

ÖRDEK SAYFASI

Q

1.

Şevval ÇAĞAL Merkez Atatürk Ortaokulu

1.

(27)

İpek YAKAR Orhan Cemal Fersoy ilkokulu 2-C/ANKARA

MANTAR SAYFASI

Gizem BECERİKLİ Ağa Ceylan İlkokulu

ANKARA

Selma ARSLAN Ağa Ceylan İlkokulu

(28)

Sevgi Tuğçe KÖSEOĞLU 4-A Çamlıktepe İlkokulu

Araklı-TRABZON

Gülcan KÖSE 4-A Çamlıktepe İlkokulu

Araklı-TRABZON

Esra Nur KÖSE Esra Nur KÖSE 3-A Çamlıktepe

İlkokulu Araklı-TRABZON

(29)

Elif Dengiz OGM KREŞ

EŞEK SAYFASI

z

Elçin Adal MURATOĞLU Ağa Ceylan İlkokulu

ANKARA

Ahmet Erdem KESER Çanakkale Onsekiz

Mart Üniversitesi Çocuklar Evi Kreş ve

Anaokulu 5/B Hoşgörü Sınıfı

(30)

Ece Duru DAL OGM KREŞ

Arda YILMAZ

Açıkalın ilkokulu 2.Sınıf MAMAK /ANKARA

KURT SAYFASI

V

Berat SARIDUMAN 2/A Cebesoy İlkokulu

(31)

AT SAYFASI

H

Alp Temur FİDAN 2/A Cebesoy İlkokulu

ANKARA

Toprak Ali ÇALIK

Açıkalın ilkokulu 2.Sınıf MAMAK /ANKARA

Ebrar BOZBOĞA 2/A Cebesoy İlkokulu

(32)

FOK SAYFASI

S

Ela UYSAL Telsizler İlkokulu ANKARA Tuğçe ÇAKIR Telsizler İlkokulu ANKARA Nisan Sağıcak

Açıkalın ilkokulu

(33)

Q W

E

R

T

Y

U

I

O

P

´

¨

A

S

D

F

G

H

J

K

L

Ñ

2

3

4

5

6

7

8

9

?

!

Z

X

C

V

B

N

M

;,

:.

KUŞ SAYFASI

ı

Orman

Orada büyük bir bahçe

Renkleri birbirinden güzel

Mis kokan gül ağaçları

Ağaçların, ardından saklı bir cennet

Ne güzel sarmaşıklar üzerinde güller,

Orayı herkes hayal edemez

Resim gibi manzarası

Meleklerin yuvası orası

Anısı çok olur aranın,

Ne çok misafiri vardır.

Orası saklı bir cennet

Resmen sonsuz bir güzellik

Misafirin oldu hayvanlar

Ah doğanın kendi şarkısı var sanki

Ne güzel kuşların cıvıltısı

Tuğçe ÇAKIR Telsizler İlkokulu 4/F

(34)

OGM

MAYMUN SAYFASI

m

Sincap Çocuk Tiyatrosu

Hacivat Karagöz Gösterileri, Orta Oyunları, yarışmalar

Küresel Çevre Fonu (GEF) tarafından finanse edilen

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Orman Genel Müdürlüğü (OGM) işbirliğinde yürütülen ve Küresel Çevre Fonu (GEF) tarafından finanse edilen Akdeniz Entegre Orman Yönetimi projesi kapsamında Adana-Pos, Muğla-Köyceğiz, Kahraman-maraş-Andırın, Mersin-Gülnar ve Antalya-Gazipaşa İşletme müdürlüklerinde 2 gün boyunca Sincap Çocuk Tiyatrosu, Hacivat Karagöz Gösterileri, Orta Oyunları, yarış-malar vb. etkinlikler düzenlenmiştir.

Etkinlikler kapsamında çok sayıda öğrenciye kalem, defter, şapka, sincap çocuk dergisi vb. hediyeler dağıtılmıştır.

Konya Orman Bölge Müdürlüğü tarafından il ve ilçelerde bulunan okullarda öğrencilere yönelik “Ağaç sevgisi ve ormanın önemi ” bilincini oluşturmayı amaçlayan eğitimler yapılmıştır.

Eğitimlerde; ormanın oluşması, tanımı, topluma sağladığı faydalar, insan hayatı için taşıdığı önem anlatılmış, orman yangınları ve sonucunda oluşan zararlar konusuna değinilmiş, yangınlara sebep olmamak için dikkat edilmesi gereken konular üzerinde durulmuş ve özellikle orman yangınlarının haber verilmesi için “ALO 177 Orman Yangını İhbar Hattının önemi vurgulanmıştır. Eğitimlerde öğrencilere çeşitli hediyeler verilmiş ve fidan dağıtımı yapılmıştır.

Orman Sevgisi

(35)

KANGURU SAYFASI

K

MERHABA ÇOCUKLAR

AŞAĞIDAKİ 2 GÖRSEL ARASINDAKİ

7 FARKI BULABİLECEK MİSİNİZ?

GEÇEN SAYIDAKİ

BULMACANIN CEVABI

2

3

(36)

İnternet adresimiz: www.ogm.gov.tr

SİNCAP DERGİSİNİ OKUYUN, OKUTUN, ABONE OLUN. SAHİP ÇIKIN...

NASIL ABONE OLUNACAK ?

Orman Genel Müdürlüğünün Vakıflar Bankası Ankara Şubesindeki IBAN: TR04 0001 5001 5800 7302 3113 84 No’lu hesabına “Sincap Orman Çocuk Dergisi yıllık abonelik bedeli” notu ilave edilerek 7,5 TL yatırılıp, yatırılan banka dekontu ile abonenin açık adresi aşağıdaki iletişim adreslerinden birine gönderilerek aboneliğinizi başlatabilirsiniz.

ADRES:

Orman Genel Müdürlüğü

Beştepe Mah. Söğütözü Cad. No: 8/1 Yenimahalle 06560 ANKARA Tel: (0312)2964035 Faks: (0312)2964036

E-POSTA: sincap@ogm.gov.tr

SİNCAP ORMAN ÇOCUK DERGİSİ’nin OGM adına Sahibi: Musa KAYA • Sorumlu Yayın Yönetmeni: Sezgin KARA

• Yazar-Çizer Ekibi: Sait Kıran, Şener Fakıoğlu, Mine Taşdemir, Levent Kıran, Cüneyt Kıran, Hülya Şimşek, Dinçer Turan, Şenay Çelik • Bu dergi üç ayda bir Orman Genel Müdürlüğü’nce Basın ve Ahlak Yasasına uygun olarak yayınlanmaktadır.

• Grafik Organizasyon ve Baskı: CTA LTD (0312) 222 66 77

• Haberleşme Adresi: Orman Genel Müdürlüğü - Beştepe Mah. Söğütözü Cad. No: 8/1 Yenimahalle 06560 ANKARA. Tel: (0312) 296 40 35 Faks: (0312) 296 40 36

• E-Posta Adresi: sincap@ogm.gov.tr (Şiir, resim, çizim, öykü ve anılarınızı bu adrese ad, soyad, okul, sınıf ve ilinizi belirterek gönderiniz) Orman Genel Müdürlüğü mobil uygulaması, Apple Store

ve Google Play de yayınlandı. Uygulama ile haber, duyuru, ihale ilanları, yangın durumu, fidan sorgulama, yakınımdaki türler, şehir ormanları, Sincap Çocuk ve iletişim bilgileri artık cebinizde. Kamuoyunun ihtiyaçları doğrultusunda, verilecek hizmetin kalitesi ve çeşitliliği artırılmaya devam edecektir.

Referanslar

Benzer Belgeler

İklim Değişikliği, Biyolojik Çeşitlilik ve Çölleşmeyle ilgili üç tematik alanda kapasite geliştirmek için hazırlanan Ulusal Kapasite Eylem Planı; Dokuzuncu Kalkınma

Bu yöndeki çalışmaları kurumsal gelişimine katma değer sağlayan unsurlar olarak gören Şirket, bu rapor formatları bağlamında proje geliştirme ve üretme, teknik ve

Akenerji 2009 yılı raporu, faaliyet raporlarının Oscar’ı sayılan ARC (Annual Reports Competition) 2010 Ödülleri’nde, Elektrik Üreticisi kategorisinde Altın Ödül’e,

Akbank 2011 Faaliyet Raporu, Yarışma’nın en önemli kategorilerinden biri olan Bankacılık kategorisinde en büyük ödül olan Platin’e değer görülürken, yine Akbank,

Şirketimiz, faaliyet raporu başta olma üzmek yatırımcı ilişkileri alanında müşterilerinin hizmetine sunduğu iletişim araçları ile tasarım ve içerik kalitesi

Çeyrek yüzyıla yaklaşan bir kurumsal deneyim ve uzmanlığın temsilcisi olan Finar Kurumsal, Türkiye’nin önde gelen özel sektör kuruluşlarının raporlama süreçlerine

Amerika İletişim Profesyonelleri tarafından düzenlenen ve bu sene 24 farklı ülkeden, 6.000’den fazla faaliyet raporunun yarıştığı, LACP’ta Akbank 2012 Faaliyet Raporu

Odun Dışı Orman Ürünleri: Kekik Değer Zinciri Araştırması, Orman Genel Müdürlüğü tarafından Küresel Çevre Fonu (GEF) finansal desteği ile Birleşmiş Milletler