• Sonuç bulunamadı

Şibanîler ve Astrahanîler Devri Yerli Vakayinameleri Native Chronicles of the Shibanid and Astrahanid Periods

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Şibanîler ve Astrahanîler Devri Yerli Vakayinameleri Native Chronicles of the Shibanid and Astrahanid Periods"

Copied!
25
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

History Studies: International Journal of History ISSN: 1309 4173 (Online) 1309 - 4688 (Print)

Volume 4 Issue 2, p. 95-119, July 2012

Şibanîler ve Astrahanîler Devri Yerli Vakayinameleri

Native Chronicles of the Shibanid and Astrahanid Periods

Yrd. Doç. Dr. M.Bilal ÇELİK Sakarya Üniversitesi

Öz

1500 yılında Muhammed Han Şibanî tarafından kurulan Buhara Özbek Devleti 1920 yılına kadar hayatiyetini devam ettirmiş, bu süre zarfında yönetimde birbiri ardı sıra üç hanedan işbaşına gelmiştir: Şibanîler, Astrahanîler ve Mangıtlar. Bu hanedanların üyeleri bir yandan ülke topraklarını genişletmeye ve halkın refah ve huzurunu sağlamaya çalışırken, bir yandan da zaferlerinin ve halkı için yaptıklarının sonraki kuşaklar tarafından bilinmesi amacıyla eserler kaleme aldırmışlardır. Vakayiname denilen bu çalışmalarda vakanüvisler ülkede meydana gelen siyasi, sosyal, iktisadi ve kültürel olayları, zaman zaman güvendikleri kişilerden duyduklarına göre, zaman zaman da bu olaylara bizzat şahit olarak, kaleme almışlar ve araştırmacılar için zengin malzeme bırakmışlardır. Bu makalede Buhara Hanlığı’nda iktidar süren Şibanîler ve Astrahanîler hanedanları döneminde yazılan ve dikkati çeken yerli vakayinameler ele alınmış, temel özellikleri ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Anahtar Kelimeler: Şibanîler, Astrahanîler, Özbekler, Vakayiname, Tarihçilik, Kaynak Araştırmaları

Abstract

The Uzbek State of Bukhara, established in the sixteenth century by Muhammad Khan Shibani, survived until 1920. In the meantime, three dynasties came to power successively: the Shibanids, Ashtrahanids, and Manghits. The members of these dynasties, on the one hand, tried to expand the state lands and to provide affluence and peace for the people; on the other hand, they wanted to have somebody write books so that their victories and doings for their subjects would be known to later generations. In the books called “chronicles”, chroniclers recorded political, social, economic and cultural events of country, according to eyewitness and also contacts’

reports. Thus they left a plentiful data for researchers. This article traces the most prominent native chronicles written in the Shibanid and Astrahanid dynasties of the Khanate of Bukhara revealing their main features.

Key Words: Shibanids, Astrakhanids, Uzbeks, Chronicle, Historiography, Source Researches

1. Giriş

Mâverâünnehr bölgesinde kurulan Buhara Özbek Hanlığı, ismini başkentliğini yapan Buhara şehrinden alır. Devleti kuran Özbekler aslında bölgenin yerli halkı olmayıp Deşt-i Kıpçak‟tan buraya sonradan göç etmişlerdir. Onlar XV. yüzyılın ikinci yarısından itibaren

(2)

Şibanîler ve Astrahanîler Devri Yerli Vakayinameleri 96 Ebu‟l-Hayr Han (1428–1469) liderliğinde Mâverâünnehr‟e yağma akınları düzenlemişler ve burayı yakından tanıma imkânı bulmuşlardır. Ebu‟l-Hayr Han‟ın torunu Şibanî Muhammed Han (1500–1510) döneminde ise hanlık artık kesin olarak kurulmuş ve Ebu‟l-Hayr sülalesi yönetime hâkim olmuştur (1500–1599). Ancak onun 1510 yılında Safevî hükümdarı Şah İsmail‟e Merv yakınlarında yapılan savaşta yenilmesi, hanlığı güçsüz bırakmış ve II. Abdullah Han‟ın (1583–1598) iktidarı eline aldığı 1583 yılına kadar devlet muktedir hükümdarlardan yoksun kalmıştır. Onun taht kavgalarına engel olmak amacıyla hanedan üyelerinin hemen hepsini öldürtmesi hanedanın sonunu hazırlayan en önemli etken olmuştur. II. Abdullah‟ın ölümünden sonra hanlık tahtına çıkan oğlu Abdülmümin‟in de yaklaşık altı ay sonra ölmesi Ebu‟l-Hayrlı (Şibanî) Hanedanı‟nın ortadan kalkmasına sebep olmuştur.

Ebu‟l-Hayrlı Hanedanı‟ndan hükümdar olacak kimse kalmayınca, Özbek kabileleri Cengiz Han soyundan gelen başka bir aileye, Astrahanîler (Tukay-Timurlular), tahtı teslim etmişlerdir (1599–1756). Bu sülale devrinde devlet, bölgede önemli bir varlık gösterememiş, ülke Buhara ve Belh merkezli iki ana yönetim sahası içerisinde hayatiyetini devam ettirmiştir.

XVIII. yüzyıl başında, özellikle Subhan-Kulu Han‟ın ölmesinden sonra (1702) tahta geçen Ubeydullah ve Ebu‟l-Feyz Hanlar, Özbek kabile liderlerinin nüfuzu altına girerek etkin hükümdarlık vasıflarını kaybetmişlerdir. Sonunda Mangıt Kabilesi‟nden Muhammed Rahim, Astrahanî Hanedanı‟nı 1756 yılında yönetimden uzaklaştırarak Buhara Hanlığı tarihinde 1920 yılına kadar sürecek Mangıtlar dönemini başlatmıştır.1

Şibanîler ve Astrahanîler devri Buhara Hanlığı‟nın hükümdarları bir yandan devlet işleriyle uğraşırken, bir yandan da başarılarının sonraki kuşaklar tarafından bilinmesi için yaptıklarının kaydedilmesini istemişlerdir. Böylece hanlıkta tarih yazıcılığı daha ilk hükümdar olan Muhammed Han Şibanî‟den itibaren önem kazanmıştır.

Buhara Hanlığı tarihi kaynaklarından Zubdetu’l-Âsâr isimli eserde belirtildiğine göre, Keldi Muhammed Sultan b. Süyünç Han şöyle der: “ülkeler yöneten Cengiz Han ile Timur Bek‟in nesli olan bizler Türk‟üz. Niçin onlar hakkında yazılan bütün tarihî eserlerimiz (vakayinamelerimiz) Farsçadır? Onlar Türk olduğu için onlar hakkında yazılanlar da Türkçe olmalıdır.”2

Bu ifadeye veya anlayışa rağmen Buhara‟da bilebildiğimiz kadarıyla üç eser dışında3 hemen hemen bütün tarihî kaynaklar Farsçadır. Farsçanın Çağatayca lisanına göre daha çok tercih edilmesini temelde iki nedene dayandırmak mümkündür. Özbekler pek çok alanda olduğu gibi tarih yazıcılığı alanında da Timurlu mirasının bir uzantısı görünümündedir.

Timurlu tarih yazıcılığı Farsça olduğundan Buhara Özbek Hanlığı da bu geleneği devam ettirmiştir. İkinci neden ise İran‟da XVI. yüzyılın başında ortaya çıkan ve Şii inancına mensup Safevî Devleti‟nin kurulmasıdır. Bu devlet idaresi altında yaşamak istemeyen pek çok bilim adamı İran‟ı terk ederek başta Buhara Hanlığı olmak üzere diğer Sünni Türk-İslam devletlerine

1 Şibanîler ve Astrahanîler devri Buhara Hanlığı hakkında bütünsel ve Türkçe olarak yapılan en önemli çalışma Prof. Dr. Mehmet Alpargu‟ya aittir. Bkz. Mehmet Alpargu, “Türkistan Hanlıkları”, Türkler, c: VIII, Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, ss. 557–605.

2 Yuri Bregel, “Historiography XII: Central Asia”, EIr, c: XII, 2004, s. 396.

3 Aşağıda da belirtileceği üzere XVI. yüzyılın başında Buhara Hanlığı‟nda Farsça olmayıp Çağatayca yazılan üç tarih eseri şunlardır: Tevârih-i Güzide - Nusret-Name (1504), Şeybâni-Nâme (1510) ve Zübdetü’l-Âsâr (1525).

(3)

gitmişlerdir. Buhara Hanlığı‟na gelenler, mesela Fazlullah bin Ruzbehan Huncî, Farsça tarih yazım geleneğini de beraberlerinde getirerek sonraki devir tarih yazıcılığını etkilemişlerdir.

Buhara Özbek Devleti hakkında çok sayıda çağdaş kaynak mevcuttur. Bu kaynaklar yerli vakayinamelerden münşeat mecmualarına, arşiv belgelerinden başta Rusya‟dan olmak üzere yabancıların seyahatnamelerine kadar geniş bir alanda çeşitlilik gösterir. Ancak bütün bu kaynak çeşitliliği makalede ele alınmayacak, sadece Şibanîler ve Astrahanîler devrinde yazılmış yerli vakayinameler irdelenecektir.

Şibanîler ve Astrahanîler dönemi Buhara Hanlığı‟nın yerli kaynaklarının büyük kısmının çevirisi, hatta faksimile neşri bile yoktur. Bugüne kadar onların ancak bir kısmı incelenebilmiştir. Özellikle Astrahanî Hanedanı dönemi için konuşacak olursak, bu neşir ve tercüme konusunda A. A. Semenov önemli bir yere sahiptir. Onun çalışmaları sayesinde en azından bazı çağdaş kaynaklar bugün araştırmacılar için daha kolay ulaşılabilir durumdadır.

Buhara Hanlığı‟nı pek çok açıdan tasvir eden çağdaş kaynaklar, aşağıda tanıtmaya çalıştığımız vakayinamelerle elbette sınırlı değildir. Ancak bu çalışmanın hacmini aşmaması için sadece en önemli gördüğümüz ve nispeten ulaşılabilir olanları tercih etmeye çalıştık.

Ayrıca çağdaş kaynaklardan sadece tarihsel olaylara odaklananları seçmeye gayret ettik. Yoksa bu kaynaklar sadece tarihsel olayları anlatanlardan ibaret olmayıp edebiyat, doğa bilimleri, tıp vd. içerikli olanları da mevcuttur. Bu çerçevede Buhara Hanlığı hakkındaki dikkatimizi çeken çağdaş kaynaklar şunlardır:

2. Ebu’l-Hayrlılar (Şibanîler) Devri Kaynakları

2.1. Babürname: Buhara Hanlığı, erken Şibanîler devri hakkında bilgi edindiğimiz çağdaş kaynaklardan biri, kendisini Timurlu tahtının varisi olarak gören ve Buhara Hanlığı‟nın kurucusu Muhammed Han Şibanî‟nin en büyük rakibi olan Zahirüddin Muhammed Babür‟e (1483–1530) aittir. Babürname, Vekayi veya Tüzük-ü Babürî olarak adlandırılan eser, Türkistan‟da başarı gösteremeyerek Hindistan‟a giden Babür tarafından burada tamamlanmıştır. Çalışma Babür‟ün gün-gün tuttuğu notlardan oluşan bir hatırattır. Babürname, Türkistan, Afganistan ve Hindistan‟ın XV. yüzyıl sonu ile XVI. yüzyıl başına ait olayları anlatması açısından önem taşır. Siyasi olayların yanı sıra, Horasan, Mâverâünnehr, İran, Afganistan ve Hindistan‟ın kültürel hayatı hakkında zengin ve değerli bilgiler içerir.

Otobiyografik karakter taşıyan eser Çağatayca kaleme alınmıştır. Üç kısımdan oluşan eserin birinci kısmında Babür, XV. yüzyılın sonundan itibaren Mâverâünnehr‟deki siyasi gelişmeleri;

ikinci kısmında Afganistan‟da meydana gelen olayları, üçüncü kısmında da Kuzey Hindistan‟daki siyasi olayları, buranın doğal özelliklerini ve halkını işlemiştir.

Kaynağın Şibanîler devri için özel değeri, Babür‟ün Muhammed Han Şibanî ile çağdaş olmasından ileri gelir. Mesela, onun Şibanî Han ile Mâverâünnehr‟e hâkim olmak için giriştikleri üstünlük mücadelesi, özellikle, karşı tarafın bakış açısıyla ve karşılaştırma yapabilmek için önem arz etmektedir. Aynı şekilde Şibanî Han‟ın ölümünden sonra Babür‟ün bu yöndeki girişimlerini takip edebilmek için kaynak vazgeçilmezdir.

(4)

Şibanîler ve Astrahanîler Devri Yerli Vakayinameleri 98

Babürnâme pek çok yabancı dile tercüme edilmiştir. Bunlar arasında Annette Susannah Beveridge‟nin İngilizce,4 Jean-Louis Bacqué-Grammont tarafından Fransızca5 ve Özbekistan Bilimler Akademisi tarafından da Rusça6 çevirileri sayılabilir. Eser Türkiye Türkçesine ise Reşit Rahmeti Arat tarafından 1943–1946 yılları arasında çevrilmiştir.7 Aynı çeviri 2006 yılında özel bir yayınevi tarafından tekrar basılmıştır.8 Vekayi‟nin en son ve ciddi yabancı dildeki çevirilerinden biri de Wheeler M. Thackston tarafından İngilizce olarak yapılmıştır.9

2.2. Feth-Name: Şibanîler devri tarihçilerinden olan ve Gulam Şadi olarak da bilinen Molla Şadi tarafından yazılmıştır. Müellifin hayatıyla ilgili elimizde fazla bilgi yoktur. Onun hakkında Babür‟ün eserinde bazı bilgilere rastlamak mümkündür (mesela, Babür, 1987, s. 200, 209). Molla Şadi eserini Şibanî Han‟ın kardeşi Sultan Mahmud‟un hizmetindeyken yazmış ve ona ithaf etmiştir.10 Eserin başlığı “Zafer Kitabı” anlamına gelen Feth-Name olup diğer bir adı da Feth-i Hani‟dir. Kaynak manzum olarak “Şahname” tarzında (Muhammed Han Şibanî de Rüstem ile özdeşleştirilmiştir) hazırlanmış olmakla birlikte içerisinde yoğun şekilde Arapça kelimeler kullanılmıştır. Eser Tevârih-i Güzide - Nusret-Name ile hemen hemen aynı zamanda yazılmış olup iki eserin de içeriği birbirine yakındır.

1902‟de Türkistan‟ı ziyareti sırasında vakayinameyi Semerkand‟da keşfeden V. V.

Barthold‟un saptamasına göre, Molla Şadi‟nin, eserini yazarken Tevârih-i Güzide - Nusret- Name‟den yoğun şekilde etkilendiğini söylemek mümkündür.11 Eser genel olarak XV. yüzyılın son yıllarındaki olaylara odaklanmıştır. Eserde bahsedilen son olaylar 1501 yılına aittir. Ana tema Şibanî Muhammed Han ve fetihleridir. Zaten çalışmanın başlığı da bu hükümdarın başarılarını vurgulamak için seçilmiştir. Eserde Ebu‟l-Hayr Han, Mangıt Mirzaları, Yadigâr Han ve onun oğlu Bürge, Şibanî Muhammed Han ve onun Deşt-i Kıpçak ve Türkistan‟daki faaliyetleri, Moğol hanları ile Kazak han ve sultanlarına karşı seferleri işlenmiştir. Eserin bildiğimiz kadarıyla bugüne kadar tam metin neşri yapılmamıştır. Sadece Materialı Po istorii Kazahskih Hanstv XV-XVIII Vekov adlı eserde 56a-122b sayfaları arası Rusçaya tercüme edilmiştir.12 Vakayinamenin bilinen beş el yazması vardır. Bunlardan iki tanesi St. Petersburg

4 Zahiru‟d-din Muhammad Babur Padshah Ghazi, The Babur-Nama in English (Memoirs of Bābur), c: I-II, translated from the original Turki text by Annette Susannah Beveridge, London: Luzac, 1922.

5 Gazi Zahirüddin Muhammed Babur, Le Livre de Babur: Mémoires de Zahiruddin Muhammad Babur de 1494 à 1529, Présenté et traduit du turc tchaghatay par Jean-Louis Bacqué-Grammont; annoté avec la collaboration de Mohibbul Hasan, Paris: Imprimerie Nationale, 1985.

6 Babur-Name: Zapiski Babura, perevod M. Sale; obşaya redaktsiya i dorabotka S. A. Azimcanovoy, Taşkent: Glav. red. entsiklopediy, 1992.

7 Gazi Zahirüddin Muhammed Babür, Vekayi: Babur’un Hatıratı, Doğu Türkçesinden çeviren Reşit Rahmeti Arat, Ankara: Türk Tarih Kurumu, 1943-1946.

8 Gazi Zahireddin Muhammed Babur, Baburname, Doğu Türkçesinden çeviren Reşit Rahmeti Arat;

önsöz ve tarihi özet Y. Hikmet Baydur, İstanbul: Kabalcı, 2006.

9 The Baburnama: Memoirs of Babur, Prince and Emperor, translated, edited, and annotated by Wheeler M. Thackston, Washington, D.C.: Freer Gallery of Art: Arthur M. Sackler Gallery, Smithsonian Institution, 1996.

10 B. A. Ahmedov, İstoriko-Geografiçeskaya Literatura Sredney Azii XVI-XVIII vv., Pismennıe Pamyatniki, Taşkent: İzdatel‟stvo “FAN” Uzbekskoy SSR., 1985, s. 15.

11 V. V. Bathold, “Otçet O Komandirovke v Turkestan”, Soçineniya, c: VIII, Moskova, 1973, s. 127.

12 Materialı Po istorii Kazahskih Hanstv XV-XVIII Vekov, 1969, ss. 53–90. Eser bundan sonra (MIKH) olarak kısaltılacaktır.

(5)

Devlet Üniversitesi Kütüphanesi‟nde, iki tanesi Tacikistan Bilimler Akademisi‟nde, bir tanesi de Özbekistan Bilimler Akademisi‟nde muhafaza edilmektedir.

2.3. Tevârih-i Güzide - Nusret-Name: Eserin müverrihi kesin olarak belli değildir.

Ancak genel kanı onu yazanın Şibanî Han‟ın yakın maiyetinden biri olduğu, belki de hanın bizzat kendisi olduğu yönündedir. Eserin 1967 yılında edisyon kritiğini yaparak neşreden A.

M. Akramov‟un belirttiğine göre kronik Muhammed Salih tarafından yazılmıştır. Çünkü çalışmanın planı onun Şeybani-Namesi tarzındadır.13 Vakayiname 1502 yılı sonu itibariyle yazılmaya başlanmış, muhtemelen 1504 yılında da bitirilmiştir.

Çalışma hanedan tarihi niteliğindedir. Oğuz Türkleri, Moğol kabileleri, Cengiz Han ve soyundan (Şiban, Tukay-Timur ve Çağatay evladı) gelenlerin tarihi, Emir Timur ve Ebu‟l- Hayr Han dönemi ile Muhammed Han Şibanî dönemi olayları, onun kardeşi Mahmud Sultan ve oğlu Timur Sultan ele alınmıştır. Ayrıca vakayinamede Ebu‟l-Hayr Han‟ın ölümünden sonra Doğu Deşt-i Kıpçak‟ın durumu ile Kazak han ve sultanlarından bahisler vardır.

Eser aslında iki kısımdan mürekkeptir. Tevârih-i Güzide olan birinci kısmında Şibanî Han‟ın hükümdarlığının arka planı ele alınmış, Nusret-Name olan ikinci kısım ise onun Deşt-i Kıpçak ve Harezm seferleri ile Türkistan‟daki üstünlük mücadelesine hasredilmiştir.14 Az önce de belirttiğimiz üzere vakayiname A. M. Akramov tarafından 1967‟de neşredilmiştir. Eserin ayrıca Materialı Po istorii Kazahskih Hanstv XV-XVIII Vekov adlı derleme çalışmada 57a-128a sayfalar arası Rusça çevirisi mevcuttur.15

2.4. Şeybani (Şibanî)-Nameler: Bu isimle bilinen en az iki çağdaş eser mevcut olup bunlardan birinin müellifi Muhammed Salih, diğerinin ise Kemaleddin Binaî‟dir. Her iki vakayinamede de tema ve içerik neredeyse aynıdır.

Şeybani-Name ismi verilen eserlerden ilkini kaleme alan kişi Muhammed Salih‟tir. O, Bilkut Kabilesi‟nden Emir Şah Melik‟in torunu, Nur Said Bek‟in oğludur. Önce Timurlu sarayında hizmet eden Muhammed Salih, 1490‟lı yıllara kadar Herat‟ta yaşamıştır. H. 900 (M.

1494–1495) yılında Semerkand‟a gelmiş, daha sonra Muhammed Şibanî‟nin maiyetine girmiştir. Tarih yazıcılığının yanı sıra idari işlerde de görev alan16 Muhammed Salih, H. 941 (M. 1534–1535) yılında vefat edinceye kadar Muhammed Han Şibanî, Mahmud Sultan ve Ubeydullah Han‟a hizmet etmiştir.17 Kaleme aldığı Şeybani-Name adlı eseri, aşağıda ele alacağımız Kemaleddin Binaî‟nin aynı ismi taşıyan eseriyle pek çok açıdan benzerlik gösterir.

Ancak bazı açılardan da daha değerlidir. Özellikle dönemin Mâverâünnehr, Harezm ve Fergana tarihini daha ayrıntılı inceler. Ayrıca askerî yapı, kabileler hakkında bilgiler, göçebe devlet sistemi gibi veriler Binaî‟nin eserine göre daha kapsamlıdır. Çalışma, H. Vambery

13 Tevarih-i Güzide - Nusret-Name, issledovaniya kritiçeskiy tekst, annotirovannoe oglavlenie i tablisa svodnıh oglavleniy A. M. Akramova, Taşkent: “Fan”, 1967, ss. 14–19.

14 Ahmedov, 1985, s. 13.

15 MIKH, 1969, ss. 16–43.

16 Muhammed Salih, 29 Mayıs 1500 tarihinde Buhara‟nın Şibanî Muhammed Han tarafından fethi sonrasında kısa süreliğine de olsa şehrin valiliğine (daruga) atanmıştır.

17 Ahmedov, 1985, s. 23.

(6)

Şibanîler ve Astrahanîler Devri Yerli Vakayinameleri 100 tarafından 1885 yılında Viyana‟da,18 P. M. Melioranskogo tarafından 1908 yılında St.

Peterburg‟da19 ve N. Devran tarafından da 1961 yılında Taşkent‟te20 neşredilmiştir.

Eserine Şeybani-Name ismini veren ikinci müverrih Kemaleddin Binaî olup onun tam adı Kemaleddin Şir Ali b. El-Muhammed el-Haravî‟dir. 1453 yılında Herat‟ta doğan Binaî, 1495 yılında Semerkand‟a gelerek Hoca Ubeydullah Ahrar‟ın oğlu Hoca Kutbeddin‟in hizmetine girmiştir. Bir ara Babür‟ün yanında bulunmasına rağmen, daha sonra Şibanî Han‟a tabi olmuş ve hayatının sonuna kadar onun maiyetinde yer almıştır. Şibanî Han ona Meliku’ş- Şuara unvanını vermiştir.21 O, 1512 yılında Babür ile Safevî komutanı Necm-i Sâni‟nin Karşı şehrini ele geçirmesi sırasında ölmüştür. Çağına göre oldukça eğitimli biri olduğunu rahatlıkla söyleyebileceğimiz müellifin divan şiirleri de mevcuttur. Müzikle de ilgilenen Binaî‟nin bizim için asıl önemi yazdığı Şeybani-Name‟den ileri gelir. Şibanî Muhammed‟in emriyle yazmaya başladığı eseri manzum tarzdadır. Şibanî Han‟ın resmî tarihi olarak vasıflandırabileceğimiz eserde XV. yüzyılın sonu ile XVI. yüzyılın başında Deşt-i Kıpçak ve Mâverâünnehr‟deki siyasi gelişmeler ele alındığı gibi her iki bölgede bulunan şehirlerin (mesela Savran, Sığnak, Özkend, Vezir) coğrafi özelliklerine ait değerli bilgiler de mevcuttur. Ayrıca her iki bölgede yaşayan kabileler (mesela Kuşçu, Nayman, Uygur, Kongrat, Ming kabileleri) hakkında etraflıca malumat edinebilmek mümkündür. Eserde son bahsedilen olay Muhammed Han Şibanî‟nin 1505 yılındaki Harezm seferidir.

2.5. Fütuhât-ı Hanî: Kemaleddin Binaî‟nin Şeybani-Name‟sinden sonraki diğer bir önemli eseridir. Aslında Şeybani-Name‟nin genişletilmiş hali olduğu söylenebilir. Özellikle eserde Şeybani-Name‟ye göre daha fazla şiir ve Kuran‟dan ayetler yer almaktadır. Vakayiname Şibanî Han‟ın fetihlerini konu almıştır. Eser muhtemelen 1504–1510 yılları arasında yazılmıştır ve 78 bölümdür.22 Bu eser de XV. yüzyılın ikinci yarısına ait Şibanîler tarihi kadar Kazak tarihi incelemeleri açısından dikkate değerdir.

2.6. Mihman-Name-i Buhara: Tam adı Ebu‟l-Hayr Fazlullah bin Cemaleddin Ve‟l- Hak Ruzbehan bin Fazlullah el-Huncî (şecere olarak) el-Şirazî (doğum yeri olarak) el-İsfahanî (ikamet yeri olarak) olan müellif, Şah İsmail‟in İran‟da yönetimi ele geçirmesinden hoşnut olmayarak ülkeyi terk etmiş ve Horasan‟a gelerek Timurlu Hüseyin Bayakara‟ya sığınmıştır.

Ancak onun gücünün de günden güne azaltmakta olduğunu anlayınca, Herat‟ı da terk ederek Muhammed Han Şibanî‟nin himayesine girmiştir.23 Hem onun, hem de halefi Ubeydullah Han‟ın danışmanlığını yapan Ruzbehan bir yandan da hanlıkta iki önemli eser kaleme almıştır.

Bu çalışmalardan Mihman-Name-i Buhara (diğeri Suluku’l-Mülûk olup daha çok Sünni

18 Muhammed Salih, Die Sheibanide: Ein özbegisches Heldengedicht in 76 Gesangen von prinz Mohammed Salih aus Charezm, text, Uebersetzung und Noten von H. Vambery, Viyana, 1885.

19 Muhammed Salih, Şeybani-Name, Çağataykiy Tekst, Posmertnoe İzdanie Prof. P. M.

Melioranskogo, St. Petersburg, 1908.

20 Muhammed Salih, Şeybaniyname, ed. N. Devran, Taşkent, 1961. Ayrıca, Muhammed Salih, Şeybaniyname, Taşkent: Gafur Gulam Namıdagı Edebiyat ve Sanat Neşriyatı, 1989.

21 Ç. A. Stori ve Yuri Bregel, Persidskaya Literatura: Bio-Bibliografiçeskiy Obzor, c: II, Moskova, 1972, s. 1117; D. Yusupova ve R. P. Celilova, Sobranie Vostoçnıh Rukopisey Akademi Nauk Respubliki Uzbekistan: İstoriya, Taşkent: İzdatelstvo “Fan” Akademi Nauk Respubliki Uzbekistan, 1998, s. 127.

22 Stori-Bregel, c: II, 1972, s. 1118.

23 Fadl-Ullah bin Ruzbihan İsfahanî, Muslim Conduct of State Based Upon the Suluk-ul-Muluk, tr.

Muhammad Alsam, Lahore: University of Islamabad Press, 1974, s. 15.

(7)

akidenin hanlıkta kurumsallaşması için yazılmıştır), klasik vakayiname tarzından çok seyahat notları şeklindedir. Çünkü hanlığa geldikten sonra hükümdarın yanından hiç ayrılmamış ve onun hemen hemen bütün seyahat ve seferlerine iştirak etmiştir. Sürekli Şibanî Han‟ın yanında olması eserini yazarken ona zengin malzeme sağlamış ve Buhara hükümdarının başta Kazaklar üzerine olmak üzere askerî seferleri, ordugâhtaki yaşam, Türkistan şehirleri hakkında bilgiler eserin sayfalarında canlı ve ayrıntılı bir şekilde okuyucuya sunulmuştur.

Aslında Mihman-Name-yi Buhara, Şeybani-Name, Feth-Name ve Tevarih-i Güzide - Nusret-Name ile hemen hemen aynı yıllarda yazılmıştır.24 Ancak bu eser pek çok açıdan çağdaşlarından ayrıldığı gibi pek çok konuda da daha değerli bilgiler ihtiva eder. Çünkü yukarıda ismini zikrettiğimiz eserler daha çok hanlığın dâhili siyasetine odaklanırken, Mihman-Name-yi Buhara hanlığın harici siyaseti hakkında da malumat verir. Ayrıca, Türkistan ve Deşt-i Kıpçak‟ın göçebe halklarının sosyo-ekonomik yaşamları, Kazaklar ile Özbekler arasındaki ticaret vakayinamede ele alınmıştır. Eserin önemini artıran belki de en önemli ayrıntı Şibanî Han‟ın 1508–1509 yılındaki Kazak seferini bütün ayrıntılarıyla okuyucuya sunmasıdır. Bu açıdan eser sadece Özbek tarihi açısından değil, Kazak tarihi açısından da önem arz etmektedir. Çalışma bir giriş, otuz dört bölüm ve bir sonuçtan oluşmaktadır.

Bildiğimiz kadarıyla vakayinamenin batı dillerinden Almancaya çevirisi vardır. Bu tercüme Ursula Ott tarafından yapılmıştır.25 Eserin Farsça olarak neşri ise Menuçehr Setudeh‟e aittir.26 Ayrıca R. P. Celilova tarafından faksimile baskısı, bir giriş ve yorumlarla birlikte Moskova‟da 1976 yılında yayımlanmıştır.27 Eserin Türkçe çevirisi bulunmamaktadır.

2.7. Zübdetü’l-Âsâr: Eser Mevlana Abdullah bin Ali Belhî tarafından kaleme alınmıştır. Bazı kaynaklarda ismi Abdullah bin Muhammed bin Ali Nasrallahî şeklinde de geçen müellif XVI. yüzyılın başında Timurlu hizmetindeyken, Belh‟in Şibanîlerin eline geçmesi ve Hüseyin Baykara‟nın ölümünü müteakip Şibanî Han‟ın yanına gitmiştir.28 Zübdetü’l-Âsâr ismini verdiği eserini 1525 yılında tamamlayan Mevlana Abdullah onu Çağatayca kaleme almıştır. O bu eseri “Sultanlar Sultanı” olarak isimlendirdiği ve 1525–1533 yılları arasında Taşkent hâkimliği yapan ve Şibanî Muhammed‟in kuzeni olan Keldi Muhammed Sultan bin Süyünç Han‟a ithaf etmiştir. Çalışma fasl adı verilen on bir bölümden oluşmaktadır.29

Vakayiname bir dünya tarihi niteliğindedir. Kitaptaki olaylar Süyünç Han‟ın vefat ettiği 1525 yılına kadar gelmektedir. Çalışma Türk-Moğol kabilelerinin Yafes‟ten itibaren efsanevi tarihi ile başlayıp Çağatay Ulusu ve Timurlu tarihi ile devam etmektedir. Daha sonra

24 Eserin yazımına Ocak-Şubat 1509‟da başlayan yazarımız onu 9 Eylül 1509‟da tamamlamıştır.

Bkz. Ahmedov, 1985, s. 27.

25 Fadlallah b. Ruzbihan Hunği, Transoxanien und Turkestan zu Beginn des 16. Jahrhunderts; das Mihman-nama-yi Buhara, Übersetzung und Kommentar von Ursula Ott, Freiburg im Breisgau, K.

Schwarz, 1974.

26 Fazl Allah ibn Ruzbehan Hunci, Mihmanname-yi Buhara (Tarih-i Padişah-ı Muhammed Şibani, ed: Menuçehr Setudeh, Tahran: İntişarat-ı Bengah Tercüme ve Neşr-i Kitab, 1341 hş.

27 Fazl Allah Ruzbahan Isfahani, Mihman-nama-i Buhara, aks-i nusha-i hatti, tercüme, piş‟guftar bi- qalam-i Rana Celilova; taht-i nazar-i A. K. Arinds, Moskova: “Daniş”, 1976.

28 Barthold, 1973, s. 133.

29 Yusupova-Celilova, 1998, ss. 73–75.

(8)

Şibanîler ve Astrahanîler Devri Yerli Vakayinameleri 102 ise 1525 yılına kadarki Özbek tarihi ele alınmıştır.30 Mesela son dönem ile ilgili olarak, Babür ile Şibanîlerin Mâverâünenhr ve Taşkent‟teki üstünlük mücadelesi (1511–1512), Süyünç Han ile Sultan Said Han arasında Fergana bölgesindeki çatışma (1512–1514), Özbeklerin Horasan üzerine düzenlediği seferler (1514, 1524–1525) eserde ayrıntılı şekilde işlenmiştir. Derleme bir eser olmasına rağmen eserin orijinalliği müellifin ya gördüğünü ya da olayların çağdaşı kişilerden dinlediklerini kaleme almasında yatar. Özellikle Timurluların son döneminden itibaren 1525 yılına kadarki zaman dilimi içinde anlatılanlar orijinaldir. Eserin Özbek tarihi açısından olduğu kadar Kazak tarihi açısından da önemi büyüktür. Bu eserde de Muhammed Han Şibanî‟nin Kazak seferi ayrıntılı işlenmiştir.

Vakayiname bugüne kadar neşredilmemiş olmasına karşın Materialı Po istorii Kazahskih Hanstv XV-XVIII Vekov isimli kitapta az bir kısmı Rusçaya tercüme edilmiştir.31

2.8. Tarih-i Ebu’l-Hayr-Hanî: Mesud bin Osman Kuhistanî‟nin kaleme aldığı bu eser bir dünya tarihidir. Büyük bir kısmında Hz. Âdem‟den itibaren bütün peygamberler (7a-13b), Hz. Muhammed (13b-18a), Dört Halife (18a-29b), Emeviler, (29b-30b), Abbasiler (31a-41b), Saffârîler, Sâmâniler ve Gazneliler gibi İran ve Orta Asya‟da kurulmuş devletler (92a-103b), Selçuklular (103b-130b), Cengiz Han ve evladı (131b-178a), Çağatay ve evladı (188a-192a), Timurlular (192a-209b) bahisleri işlenmiştir.32 Esas önemli ve orijinal kısım ise 209a-240a sayfaları arasıdır. Bu kısımda Ebu‟l-Hayr Han‟ın iktidara gelmeden önceki hayatı, bu dönemde Deşt-i Kıpçak‟ın durumu, onun tahta çıkışı, Timurlularla ilişkiler, onun Harezm seferi, Sığnak‟ın ele geçirilmesi gibi konular eserin sayfaları arasında yer almıştır. Tarih-i Ebu’l-Hayr Hanî, Özbek tarihinin yanı sıra 1430–1460 yılları arası Deşt-i Kıpçak ve Kazak tarihi açısından da önem arz etmektedir. 1540 yılında tamamlanarak Abdullatif Han‟a (1540–1555) ithaf edilmiştir.33 Ebu‟l-Hayr‟ın biyografisi bir giriş, on iki bölüm ve bir sonuç halinde vakayinamede ele alınmıştır.

Vakayinamenin bilinen nüshaları Taşkent‟te, St. Petersburg‟da ve İngiltere‟deki British Museum‟da bulunmaktadır. Bugüne kadar eserin tam bir çevirisi yapılmamıştır. Ancak S. K. İbragimov vakayinamenin bir kısmının çevirisini bildiri olarak sunmuştur.34 Ayrıca vakayinamenin bir kısmı Materialı Po istorii Kazahskih Hanstv XV-XVIII Vekov adlı eserde Rusçaya tercüme edilmiştir.35

2.9. Bedâyiu’l-Vekayi: Vakayiname Zeynüddin Mahmud Bin Abdulcelil Vasifi tarafından yazılmıştır. 1485 yılında Herat‟ta doğan Vasifi, 1507–1510 yılları arasında medrese eğitimi almıştır. Ancak Herat‟ın Şah İsmail tarafından işgali nedeniyle Buhara Özbek Hanlığı‟na gelmiştir.36 Zeyneddin Vasifi, Timurlu ve Şibanî pek çok şehzadenin eğitimini bizzat üstlenmiştir. Sultan Keldi Muhammed ile birlikte onun valiliği sırasında Taşkent‟te bulunmuş, onun ölümünden sonra ise Ebu‟l-Muzaffer Hasan Sultan ile Nevruz Ahmed Han‟a

30 Ahmedov, 1985, s. 31.

31 MIKH, 1969, ss. 133–134.

32 Ahmedov, 1985, s. 37.

33 B. A. Ahmedov, Gosudarstvo Koçevih Uzbekov, Moskova: Izd. “Nauka”Ahmedov, 1965, s. 27.

34 C. K. İbragimov, “Soçineniya Mesuda bin Kuhistani: „Tarih-i Ebu‟l-Hayr Hani‟”, İzvestiya Akademi Nauk Kazahskoy SSR, Seriya İstorii Arheolojii i Etnografii, No 3 (8), Alma-Ata, 1958, ss. 86–

102.

35 MIKH, 1969, ss. 140–171.

36 Stori-Bregel, c: II, 1972, s. 1123; Yusupova-Celilova, 1998, s. 132.

(9)

öğretmenlik yapmıştır. Vasifi, Horasan ve Türkistan‟ın pek çok şehrini gezmiş ve bu şehirleri yakından tanıma imkânı bulmuştur.

Vakayiname aslında hatırat tarzındadır. Müellif eserini yazmaya H. 923 (M. 1517) yılında Semerkand‟da başlamış, H. 938 (M. 1531–1532) yılında da Taşkent‟te tamamlayarak Hasan Sultan‟a ithaf etmiştir. Onun eserinin satır aralarında XV. yüzyıl sonu ile XVI. yüzyıl başına ait Horasan ve Türkistan edebi tarihinin izlerini sürmek mümkündür.37 Kronik İran, Afganistan ve Türkistan tarihi açısından değerli bir kaynaktır. Son dönem Timurlu tarihi, Şibanîler tarihi ve Safevî Devleti ile Buhara Hanlığı arasındaki ilişkiler hakkında dikkat çekici malumat verir. Ayrıca Ubeydullah Han ile Köçküncü hanların 1516–1517 kışı Kazak seferi ile 1537 tarihli Kazaklara yönelik sefer de eserde yer almaktadır. Siyasi olayların yanı sıra, bilim adamı ve şairler gibi pek çok tarihî şahsiyetten de eserde söz edilmiştir.

İlmi çalışmalarını neredeyse tamamen Vasifi ve Bedayiu’l-Vekayi‟ye hasreden A. N.

Boldırev hem vakayinameyi neşrettiği gibi,38 hem de vakayinameyi temel alarak dönemin tarihine ışık tutan nitelikli çalışmalar kaleme almıştır. Bunlar arasında olmak üzere XV. ve XVI. yüzyıl Orta Asya ve Horasan‟da kültürel hayat39 ile XV. ve XVI. yüzyılda Herat toplumunu40 işlediği makaleleri oldukça değerlidir.

2.10. Mecmuu’l-Garâib: 1569 yılından sonra Belh müftüsü Sultan Muhammed b.

Mevlana Muhammed Derviş tarafından yazılan eser, Belh yöneticiliği yapan Ebu‟l-Hayrlı Pir Muhammed Han‟a (1546–1566) ithaf edilmiştir. O, 12 Mayıs 1573‟te vefat etmiştir.

Vakayiname seksenden fazla eserden istifade edilerek hazırlanmıştır ve daha çok coğrafya kitabı gibi telakki olunabilir. Türkistan şehirlerinin pek çoğu (Buhara, Belh, Merv, Tirmiz, Semerkand vd.) eserde tasvir edilerek, bu şehirlerde bulunan nehirler (Ceyhun, Kuhek, Murgab vd.) ve dağlar gibi coğrafi özellikler de eserde yer almıştır. Bunun yanı sıra XVI.

yüzyılın ilk yarısına ait siyasi olaylardan da söz edilen çalışmada hanlığın seçkin simalarından (yöneticiler, şeyhler, ilim adamları, şairler vd.) bahsedilmiştir.41

2.11. Şeref-Name-yi Şahî (Abdullah-Name): Ebu‟l-Hayrlı Hanedanı döneminin belki de en kapsamlı eseri olarak kabul edebileceğimiz Şeref-Name-yi Şahî adlı eserin diğer ismi Abdullah-Name olup Buhara Özbek Devleti hükümdarlarından II. Abdullah Han‟a (1583–

1599) ithaf edilmiştir. Esere Şeref-Name-yi Şahî isminin verilmesinin özel bir anlamı vardır.

Ebced hesabına göre bu ismin harflerinin sayısal toplamı 992‟dir ve bu sayı da eserin yazılmaya başlandığı 992, yani 1584 yılına karşılık gelmektedir. Eser dönemin saray tarihçisi Hafız Taniş tarafından 1584–1590 yıları arasında kaleme alınmıştır. Müellifin tam ismi Hafız

37 MIKH, 1969, s. 174.

38 Zeyneddin Mahmud Vasifi, Bedayiü’l-Vekayi, ed: Aleksander Boldırev, c: I-II, Tahran: İntişarat-ı Bünyad-ı Ferheng-i İran, 1350 h.ş.

39 A. N. Boldırev, “Memuarı Zayn ad-Din Vasifi kak İstoçnik dlya izuçeniya kulturnoy jiznii Sredney Azii i Horasana na rubeje XV-XVI vekov”, Trudı Otdela İstorii, Kulturı i İskusstva Vostoka Gosudarstvennogo Ermitaja, c: II, Leningrad, 1940, ss. 203–274.

40 A. N. Boldırev, “Oçerki iz jizni Geratskogo Obşestva na Rubeje XV-XVI vekov”, Trudı Otdela İstorii, Kulturı i İskusstva Vostoka Gosudarstvennogo Ermitaja, c: IV, Leningrad, 1947, ss. 313–422.

41 Ahmedov, 1985, s. 138.

(10)

Şibanîler ve Astrahanîler Devri Yerli Vakayinameleri 104 Taniş b. Mir Muhammed el-Buharî‟dir. Babası gibi Buhara sarayında görev yapan vakanüvis kendi ifadesine göre eseri otuz sekiz yaşında yazmaya başlamıştır.42

Vakayiname XVI. yüzyıl Türkistan, Kazakistan, İran ve Afganistan tarihi incelemeleri için vazgeçilmez bir kaynak durumundadır. Hafız Taniş, giriş kısmında eserinin planını okuyucuya sunmaktadır. Buna göre, vakayiname giriş (kitabın yazılma sebebi, Abdullah Han‟ın şeceresi, Cengiz Han ve nesli gibi konular), iki bölüm (birinci bölümde Abdullah Han‟ın 940/1533–1534 yılındaki doğumundan itibaren onun 1583 yılında tahta çıkışına kadar Türkistan‟da meydana gelen olaylar; ikinci bölümde ise onun tahta çıkışından H. 997 [M.

1588–1589] yılına kadar Türkistan, Deşt-i Kıpçak ve çevre bölge ve ülkelerde meydana gelen siyasi gelişmeler) ve bir sonuçtan (Abdullah Han‟ın şahsiyeti, onun zamanında yaşayan şeyhler, vezirler, emirler ve şairler hakkında bilgi, yapılan binalar) oluşacaktı. Ancak eser planlandığı gibi yazılamamıştır. Vakayinamede ikinci bölüm birinci bölüme dâhil edilmiş, sonuç kısmı da oldukça kısa tutulmuştur.43

Vakayinamede XVI. yüzyılda Türkistan‟da meydana gelen siyasi gelişmelerin yanı sıra bölgenin sosyo-ekonomik ve kültürel hayatı hakkında değerli bilgiler mevcuttur. Bundan başka, Buhara Özbek Devleti‟nin İran, Hindistan, Türkiye, Kaşgar ve Rusya ile siyasi ve iktisadi ilişkileri ele alınmıştır. Belki de diğer çağdaş kaynaklarda işlenmeyen en önemli ayrıntı XVI. yüzyılda hanlıkta gelişme kaydeden zanaatkârlıktır. Buhara, Semerkand, Taşkent ve Belh‟te yaşayan zanaatkârlar ipekli ve pamuklu ürünler, ev aletleri, altın ve gümüşten yapılan ziynet eşyaları, silahlar üretip bunu hanlık içinde satışa sundukları gibi hanlık dışına da ihraç ettiklerine dair kayıtlar vardır.44

Eser M. A. Salahetdinov tarafından 1983 yılında Rusçaya tercüme edilerek yayımlanmıştır.45 Ayrıca 1999 yılında da Sadık Mirzayev tarafından Özbekçe çevirisi neşredilmiştir.46

2.12. Musahhiru’l-Bilâd: Muhammed Yar b. Arab Katagan tarafından yazılan eser Ebu‟l-Hayrlı Hanedanı‟nı Ebu‟l-Hayr Han‟dan itibaren ele alarak son hükümdar Abdulmümin Han‟a kadar getirmektedir. Vakayiname Astrahanî hükümdarı Baki Muhammed Han (1605–

1610) zamanında yazılmıştır. Eser, Ebu‟l-Hayrlı Hanedanı‟nı hem bir bütün olarak ele alması, hem de kendinden önceki vakayinamelerde bulunmayan pek çok değerli bilgiyi içermesi açısından önemlidir.

Musahhiru’l-Bilad‟ın bir diğer ismi de Tarih-i Şibanî‟dir. Vakayinamenin giriş kısmında müellif çalışmanın bir giriş, sekiz bölüm ve bir hatimeden oluşacağını belirtmiştir.

Ne var ki yedinci ve sekizinci bölümler vakayinamede yoktur. B. A. Ahmedov‟un orijinal

42 Ahmedov, 1985, s. 48.

43 N. D. Mikluho-Maklay, Opisanie Tacikskih i Persidskih Rukopisey Instituta Vostokovedeniya, Moskova: Izdatelstvo “Nauka”, 1975, c: III, ss. 296–297.

44 Ahmedov, 1985, s. 52.

45 Hafız-ı Taniş Buhari, Şeref-Nama-yi-Şahi (Kniga Şahskoy Slavı), Faksimile Rukopisi D 88, Perevod C Persidskogo, Vvedenie, Primeçaniya i Ukazateli M. A. Salahetdinovoy, c: I-II, Moskova:

“Nauka”, 1983-1989.

46 Hafız Taniş el-Buhari, Abdullah-name, “Şerefnamayi Şahi”, Fars dilinden Sadık Mirzayev tercümesi; ilmi muharrir, neşrge tayërlovçi, söz başı ve izahlar müellifi, Boriboy Ahmedov, Taşkent:

“Şark”, 1999.

(11)

nüshayı tasvirine göre, birinci bölümde Şah Budak Sultan b. Ebu‟l-Hayr Han ve nesli, ikinci bölümde Semerkand yönetimini üstlenen Köçküncü Han ve nesli, üçüncü bölümde Taşkent‟i yöneten Süyünç Hoca Han ve nesli, dördüncü bölümde II. Abdullah Han ve ataları, beşinci bölümde Abdülmümin Han ve kısa süren hükümdarlığı, altıncı bölümde hanlıkta yaşayan şeyhler, şairler ve bilim adamları ele alınmıştır.47

Vakayiname XVI. yüzyılı bir bütün olarak ele alması, bölgedeki siyasi gelişmeler kadar Safevî Devleti ile ilişkiler hakkında bilgi vermesi açısından önemlidir. Safevî Devleti ile ilişkilerde de sadece siyasi meselelere temas edilmeyip aynı zamanda kültürel ve dilsel bağlantılara da değinilmiştir.48 Bu bağlamda, mesela vakanüvis, Farsçanın Özbek ülkesinde ne kadar etkin olduğunu vurguladığı gibi, Şii bir devlet idaresinde yaşamak istemeyen din ve devlet adamlarının İran‟ı terk edip Mâverâünnehr‟e gelişinden söz eder. Bunun yanı sıra, eser coğrafya açısından da değerlidir. Ülke şehirleri hakkında ayrıntılı veri bulunmaktadır.

Eserin bilebildiğimiz kadarıyla iki nüshası olup bunlardan biri Özbekistan Bilimler Akademisi, Biruni Şarkşinaslık Enstitüsü‟nde, diğeri de St. Petersburg‟da muhafaza edilmektedir. Vakayinamenin neşri Farsça olarak Nadire Celalî tarafından 2006 yılında Tahran‟da yapılmıştır.49

3. Astrahanîler (Tukay-Timurlular) Devri

Dünya bilim âleminde, R. D. McChesney ve Audrey Burton istisna tutulursa, Astrahanî Hanedanı konusunda çalışan yok gibidir. O yüzden bu hanedan dönemi, özellikle sülalenin ilk dönemleri ile ilgili kaynaklar neredeyse hiç çalışılmadık durumdadır. A. A.

Semenov‟un özel gayretleri sayesinde ise son dönem kaynakları nispeten neşredilmiş ve bu alanda çalışanlar için bu kaynaklar bilinir duruma gelmiştir. Dönemin kaynakları arasında öne çıkanlar şunlardır:

3.1. İmam-Kulu-Name: Eserin müellifinin ismi bilinmemekle birlikte takma adı Süheyl‟dir. Astrahanî hükümdarlarından en muktediri olarak kabul edebileceğimiz İmam-Kulu Han‟a (1611–1642) ithaf edilen vakayiname manzumdur. Eser tarih olaylarını anlatmaya Emir Timur‟un doğumu ile başlar. Çalışmanın son kısmı kayıptır.50

3.2. Bahru’l-Esrar Fî Menâkibu’l-Ahyar: Bir dünya tarihi olarak kabul edebileceğimiz eseri kaleme alan Mahmud b. Emir Veli, H. 1004 (M. 1595–1596) yılında Belh‟te doğmuştur. Dönemin seçkin ilim adamlarından ve oldukça zengin bir kütüphane sahibi olan ablasının eşi Mirak-Şah Hüseynî‟nin yanında kendini yetiştiren vakanüvis, otuz yaşında Hindistan ve Sri Lanka‟yı ziyaret etmiş, bu ülke şehirlerinde yazacağı kitaplar için malzeme toplamıştır. 1631 yılında Belh‟e dönen Mahmud b. Emir Veli, Nadir Muhammed‟in kütüphanecisi (kitapdâr) olmuş ve kendisini tamamen çalışmaya vermiştir.51

47 Ahmedov, 1985, s. 58.

48 Muhammed Yar bin Arab Katagan, Musahhiru’l-Bilâd, ed. Nadire Celalî, Tahran: Miras-ı Mektub, 2006, s. XXXII.

49 Muhammed Yar bin Arab Katagan, 2006.

50 Stori-Bregel, c: II, 1972, s. 1135; Yusupova-Celilova, 1998, s. 156.

51 Ahmedov, 1985, s. 67.

(12)

Şibanîler ve Astrahanîler Devri Yerli Vakayinameleri 106 Mahmud b. Emir Veli, Bahru’l-Esrar‟dan başka eserler de kaleme almıştır.52 Ancak onun en önemli ve hacimli eseri Bahru’l-Esrar‟dır ve H. 1044 (M. 1634) ile H. 1050 (M.

1640–1641) yılları arasında yazarak Nadir Muhammed Han‟a ithaf etmiştir.53 Girişte eserinin kapsamlı bir mukaddime, yedi ciltlik ana bölüm (mücelled, her bir mücelled de dört kısım [rükn]) ve bir sonuçtan oluşacağını ifade etmiştir.

Birinci cilt coğrafya bahsine ayrılmıştır. Burada astronomi, coğrafya, tarihî coğrafya, dünyanın yaratılışı, mineraller, botanik ve veterinerliğe temas edilmiştir. İkinci ciltte Hz Muhammed‟den önceki peygamberler, eski İran kralları, Arap ve diğer halkların kralları hikâye edilmiştir. Üçüncü ciltte Hz. Muhammed dönemi ele alınmıştır. Dördüncü ciltte Dört Halife, Emeviler ve Abbasiler devri anlatılmıştır. Beşinci ciltte Tahirîler, Saffârîler, Sâmâniler, Gazneliler, Selçuklular ve Harezmşahlılar gibi devletler tasvir edilmiştir. Tarihî bilgi açısından bizim için daha önemli olan altıncı cildin 1. rüknünde Cengiz Han ve evladının tarihi, 2.

rüknünde Mâverâünnehr ve Kaşgar‟da hüküm süren Çağatay evladının tarihi, 3. rüknünde Cuci evladı ve Şibanîlerin tarihi, 4. rüknünde 1640–1641 yılına kadar Astrahanî Hanedanı‟nın tarihi ile Belh‟in ayrıntılı bir tasviri ve çeşitli Türk kabileleri hakkında malumat verilmiştir. Yedinci ciltte Timurlu tarihi betimlenmiştir.54

Eserin tam bir neşri veya çevirisi yoktur. Materialı Po istorii Kazahskih Hanstv XV- XVIII Vekov adlı kitapta altıncı cildin ikinci rüknünün 79b-137b sayfalar arası Rusçaya çevrilmiştir.55 Eserin bazı bölümlerinin Riyazu‟l-İslam56 ve Hâkim Muhammed Said, Seyyid Muinu‟l-Hak, Ensar Zahid Han57 tarafından Farsçası neşredilmiştir.

3.3. Acâibu’t-Tabakât: Mevlana Seyyid Muhammed Tahir b. Ebu‟l-Kasım tarafından 1648 yılında yazılan vakayiname Astrahanî hükümdarı Nadir Muhammed Han‟a ithaf edilmiştir.

Coğrafya kitabı olarak niteleyebileceğimiz çalışma, kendisinden önce yazılmış pek çok tarih ve coğrafya eserinden yararlanılarak hazırlanmıştır. Ayrıca müellifin kendi gözlemleri de eserde yer almaktadır. Kaynağın belki de en değerli ve aynı zamanda en hacimli kısmı üçüncü bölümüdür. Burada Türkistan ve çevre bölge şehirleri (Belh, Endican, Taşkent, Tirmiz vd.) hakkında değerli malumat vardır.58 Mesela Belh şehrinin yirmi iki sefer inşa edildiği, şehirlerin kısımları, şehirlerde mezarı bulunan kutsal şahıslar, meydana gelen depremler gibi bilgiler eserin sayfaları arasında yer almıştır.

3.4. Destûru’l-Mülûk: Ahlaki ve didaktik bir eser olan Destûru’l-Mülûk hükümdarlara rehber kitap olarak hazırlanmıştır. Ancak bunun yanı sıra Abdulaziz Han‟ın son

52 Mesela, Ravâih-i Tayyibe, Muhabbet-Name, Necm-i Sâkib, Risale-yi Bahariye, Ahlak-ı Hüseyni ve 50.000 beyitlik bir divan.

53 Barthold, 1973, s. 171, 192.

54 Stori-Bregel, c: II, 1972, ss. 1136–1137; MIKH, 1969, s. 323.

55 MIKH, 1969, ss. 329–368.

56 Mahmud b. Emir Veli Belhî, Bahru’l-Esrar fî Menakibu’l-Ahyar: Sefer-Name-yi Hind ve Seylan, be-ihtimam ve mukaddime-i Riyazu‟l-Islam, Karachi: Institute of Central & West Asian Studies, University of Karachi, 1980.

57 Mahmud b. Emir Veli Belhî, Bahru’l-Esrar fî Menakibu’l-Ahyar, tedvin-i Hakim Muhammed Said, Seyyid Muinu‟l-Hak, Ensar Zahid Han, Karaçi: Pakistan Historikal Sosayeti, 1984-.

58 Ahmedov, 1985, s. 142.

(13)

dönemi ile Subhan-Kulu Han dönemi ile ilgili oldukça ayrıntılı bilgiler mevcuttur. 1695‟ten sonra yazılan eserin müellifi Hoca Muhammed Tirmizî mahlasını kullanan Karşı şehrinin reisi Muhammed Beka Hoca‟dır.

Vakanüvis, Astrahanî hükümdarlarından Abdulaziz Han (1645–1681) ile Subhan Kulu Han‟ın (1681–1702) çağdaşıdır ve eserinde bu iki yöneticiden bahis vardır. Aslında vakayiname 22 bölümden oluşmaktadır ve bu bölümlerden ilk yirmi bölüm ile son bölüm hükümdarlara öğüt veren ahlaki ve didaktik karakter taşır. Tarihsel olaylar ise sadece yirmi birinci bölümde yer almaktadır.

Ahlaki öğretinin işlendiği bölümler derleme olup başta XIII. yüzyıl şairlerinden Ebu Abdullah Muslihuddin Sadi-i Şirazî‟nin Bostan ve Gülistan‟ı, Hüseyin Vaiz-i Kâşifi‟nin Envar-ı Süheyli‟si ve Hacı Yusuf‟un İlm-i Ahlak‟ından faydalanılarak hazırlanmıştır. Yirmi birinci bölüm ise tamamen orijinaldir ve müverrihin ya gördüğü ya da duyduğu hadiselerden mürekkeptir. Eserde Buhara Hanlığı‟nda 1681 ile 1695 yılları arasında meydana gelen olaylar ele alınmıştır.59

Vakayinamede özellikle Buhara Hanlığı‟na yönelik Hive hanı Anuşa‟nın seferleri ayrıntılı işlenmiştir. Bunun yanı sıra XVII. yüzyılda Buhara Hanlığı‟nda yaşayan kabilelerden ayrıntılı şekilde bahsedilmiştir. Bu kabileler arasında olmak üzere özellikle Kerayit, Saray, Kıpçak, Nayman, Utarçı, Hitay-Kıpçak ve Kongrat başı çekmektedir. Bu kabilelerden bahsederken onların yerleştikleri bölgelerden ve hanlığın siyasi ve toplumsal hayatına etkilerinden de zaman zaman söz edilmektedir.60

3.5. Subhan Kulu Name: Muhammed Salah Siyahgirdî Belhî tarafından H. 1065 (M.

1654–1655) yılında Subhan Kulu Han‟ın emri üzerine yazılmıştır. Manzum şekilde yazılan eser 5.000 mısradan oluşmaktadır. Eser bölge coğrafyası ve kabileleri hakkında bilgi vermesinin yanı sıra asıl tema olarak çocukluğundan yazıldığı tarihe kadar Subhan Kulu Han‟ı işlemektedir.61 Çoğu zaman Subhan Kulu Han‟dan şah olarak söz eden Muhammed Salah, onu anlatırken bir yandan da hanlığın siyasi tarihini okuyucuya sunmaktadır. Bunlar arasında olmak üzere, Nadir Muhammed Han‟ın hac yolculuğu ve ölümü, 1646–1647 yılında hanlığa yönelik Babürlü Devleti‟nin seferi, Subhan Kulu Han‟ın seferleri sayılabilir. Vakayinamede pek çok olayın en ince ayrıntısına kadar anlatılması, dönemi çalışan araştırmacılar için kaynağı vazgeçilmez kılmaktadır.

3.6. Muhîtu’t-Tevârih: Vakayinamenin müellifi Muhammed Emin b. Mirza Muhammed Zaman Buharî Sufyanî olup lakabı Kirak-Yarakçı‟dır. Vakanüvisten eserini kaleme almasını Astrahanî dönemi soylularından İbrahim Koşbegi istemiştir. Bir dünya tarihi niteliğinde olan eser 1110/1699 yılında tamamlanmıştır. Vakayiname en eski zamanlardan XVII. yüzyılın sonuna kadar meydana gelen siyasi olayları ele alır. Kaynak bir önsöz ile on bölümden (bölümlerin fasl ismi verilen alt-bölümleri de vardır) meydana gelmektedir.62 Çalışmanın son kısmı hariç derleme bir kitaptır ve Muhammed Emin‟in önsözde belirttiğine

59 Hoca Semender Tirmizî, Dasturu’l-Mülûk (Nazidanie Gosudaryami), Faksimile Stareyşey Rukopisi Perevod s Persidskogo, Predislovne, Primeçaniya i Ukazateli M. A. Salahetdinovoy, Moskova:

İzdatel‟stvo Nauka, 1971, s. 10.

60 Ahmedov, 1985, ss. 81–82.

61 Stori-Bregel, c: II, 1972, s. 1143.

62 Yusupova-Celilova, 1998, ss. 99–100.

(14)

Şibanîler ve Astrahanîler Devri Yerli Vakayinameleri 108 göre, eser hazırlanırken kendisinden önce yazılmış 37 kaynaktan istifade edilmiştir.63 Vakayinamenin altıncı bölümü Emeviler ve Abbasiler; yedinci bölümü Sâmâniler ve Gazneliler; sekizinci bölümü Cengiz Han ve evladı; dokuzuncu bölümü Timur ve Timurlular bahsine ayrılmıştır.64 Çalışmanın ana teması ve bizim için de önemli olan tarafı son bölüm olup burada Subhan Kulu Han‟dan söz edilmiştir.

Vakayinamede siyasi konuların yanı sıra kültür tarihine dair malumat da mevcuttur.

Özellikle müellifin çağdaşı ulema hakkında verilen bilgiler dikkat çekicidir.

3.7. Ubeydullah-Name: Orijinal ismi bilinmeyen, ancak daha çok Ubeydullah-Name, Tarih-i Ubeydullah Han veya Mecmua-i Mir Muhammed Emin-i Buharî olarak maruf olan vakayinameyi kaleme alan Mir Muhammed Emin Buharî, 1645 yılında doğmuştur. Ubeydullah Han‟ın tahta geçişi ile birlikte münşilik (sekreter) görevine atanmış, böylece hükümdarın daha ilk günlerinden itibaren onun yakın maiyeti içerisinde yer alarak devletin işleyişini ve gelişen olayları yakından izleme imkânı bulmuştur. Ubeydullah Han‟ın tahta çıkış töreni sırasında devletin ileri gelenlerinden Muhammed Masum Pervaneci ondan bu olayı kaydetmesini istemiş, böylece Ubeydullah-Name‟nin yazılması gündeme gelmiştir.65 Vakayiname Ubeydullah Han dönemini bir bütün olarak ele aldığı gibi, eserin devamında bahsedilen son olay Müftü Habibullah‟ın vefat ettiği 1 Nisan 1716 tarihlidir. Zaten eserin yazımı da bu yılda tamamlanmıştır.

Vakayiname A. A. Semenov tarafından 1957 yılında Rusçaya çevrilmiştir. Kitapta bir giriş, seksen bölüm ve bir sonuç yer almaktadır. Girişte Mir Muhammed Emin Buharî, hanın hizmetine girişinden, Abdulaziz Han ile halefi Subhan Kulu Han‟dan bahsetmektedir.

Çalışmanın ana gövdesini oluşturan seksen bölümde ise vakanüvis, olayları Ubeydullah Han‟ın tahta geçmesiyle başlatıp vefatına kadar götürmektedir. Eserde devletin günden güne zeval buluşunu, Özbek kabilelerinin birbirleriyle çatışmalarını, saray entrikalarını, başarısız askerî seferleri, paranın ayarıyla oynanmasını vb. canlı bir şekilde aktarmaktadır.66 Sonuç kısmında ise dönemin ilim adamları, kadıları ve şairleri tanıtılmaktadır.

Önümüzdeki dönemde, Özbekistan Bilimler Akademisi, el-Biruni Şarkşinaslık Enstitüsü‟nde görev yapan kıymetli bilim adamlarından Sanjar Guliomov bu enstitüde bulunan vakayinamenin nüshalarının edisyon-kritiğini yaparak neşretmeyi planlamaktadır.

3.8. Tezkire-i Mukim-Hanî: Vakayiname Tarih-i Mukim-Hanî olarak da meşhurdur.

Çalışma 1702–1707 yılları arasında Belh hâkimliği yapan Muhammed Mukim Han‟ın isteği üzerine Muhammed Yusuf Münşi tarafından kaleme alınmıştır. Müverrih hakkında bilgi oldukça azdır. Onun en iyi bilinen yönü eserini de ithaf ettiği Belh valisi Muhammed Mukim Han‟ın yakın hizmetinde bulunduğudur. Tarihî çalışmasına 1697 yılında başlamış, 1704 yılında da tamamlamıştır.

63 Mikluho-Maklay, c: III, 1975, s. 144.

64 Stori-Bregel, c: II, 1972, ss. 1143–1444.

65 Ahmedov, 1985, s. 88.

66 Mir Muhammed Emini Buhari, Ubeydulla-Name, Perevod s Tadjikskogo s primeçaniyami çlena- korrespondenta Akademii Nauk Uzbekskoy SSR Professora A. A. Semenova, Taşkent: İzdatel‟stvo Akademii Nauk Uzbekskoy SSR, 1957, ss. 5–6.

(15)

Muhammed Yusuf Münşi her ne kadar eserini iki cilt olarak planlasa da, bu amacında ithaf ettiği kişinin erken ölümü nedeniyle başarılı olamamıştır. Çalışma bir giriş ile üç bölümden mürekkeptir. Giriş kısmında müellif, Türk-Moğol halklarının atalarından ve Cengiz Han‟dan söz etmiştir. Birinci bölümde Ebu‟l-Hayrlılar (Şibanîler), ikinci bölümde Astrahanîler döneminde Buhara Hanlığı‟nın siyasi tarihinin yanı sıra sosyo-ekonomik tarihi ve çevre bölge ve ülkelerle ilişkileri, üçüncü bölümde de 1702–1704 yılları arası Buhara Hanlığı tarihi, özellikle de başkent ile Belh arasındaki üstünlük mücadelesi konu edinilmiştir.67

Eserin Batı dillerinden nispeten ilk ciddi çevirisi Fransızca yapılmıştır.68 Diğer bir tercüme A. A. Semenov tarafından Rusçaya yapılmıştır.69 Farsça olarak ise vakayinameyi Ferişte Sarrafan neşretmiştir.70

3.9. Tarih-i Rakim: Vakayiname Tarih-i Seyyid Şerif Rakim-i Semerkandî, Tarih-i Rakimî, Tarih-Name-yi Kesire, Tarih-i Kesire olarak da maruf olup müellifi Mir Seyyid Şerif Rakim Semerkandî‟dir. Vakanüvis eserinde bu kitabı yazma amacını kendinden önce ve kendi döneminde meydana gelen olayları kaydetmek olarak belirtmektedir. Yine eserinde üç faklı yerde iki farklı şekilde kitabın yazım tarihi olarak 1120 (1708–1709) ve 1108 (1696–1697) yıllarını vermiştir.

Vakayiname Timur‟un doğumundan (H. 736, M. 1335–1336) H. 1054 (M. 1644–1645) senesine kadar Türkistan, Horasan ve Afganistan tarihi açısından önemli bir kaynaktır.71 Eser özellikle bahsi geçen dönemde yaşayan meşhurlar hakkında bilgi vermesi açısından dikkat çekicidir. Şibanî Hanedanı dönemi, bu hanedanın Timurlular ve Safevîler ile mücadelesi, hanedan üyeleri, yöneticiler, şeyhler ve şairler hakkında kısa kısa bilgiler, kamu ve dinî binalar hakkında veriler ve bazı öne çıkan siyasi olaylar eserin sayfaları arasında yer almıştır.

3.10. Tarih-i Ebu’l-Feyz Han: “Tali” lakaplı Abdurrahman Devlet tarafından yazılan vakayinamenin esas ismi bilinmemektedir. Tarih-i Ebu’l-Feyz Han ismiyle ünlenen vakayiname konu olarak Buhara Hanı Ebu‟l-Feyz‟in hükümdarlığının ilk on yılını (1711–

1721) kapsamaktadır. Astroloji, şiir ve tarih alanında kendini yetiştiren müellif hanın maiyetinden biri olmuştur.

Başı ile sonu kayıp olan vakayinamenin elimizde sadece 161 yaprağı vardır. Metinde yer alan son sayfa 161b‟dir. Çalışmanın aslında Ubeydullah-Name‟nin devamı niteliğinde olduğu kabul edilebilir. A. A. Semenov 1959 yılında eserin 11 başlık altında Rusça tercümesini yayımlamıştır.72 Metni okuyan biri hanlıkta bahsi geçen dönemde ortaya çıkan

67 Mikluho-Maklay, c: III, 1975, s. 301; Ahmedov, 1985, s. 83.

68 Joseph Senkowski, Supplément A L’Histoire Générale Des Huns, Des Turks et Des Mogols, St.

Petersbourg, 1824.

69 Muhammed Yusuf Münşi, Mukim-Hanskaya Istoriya, perevod s Tadjikskogo, predislovie, primeçaniya i ukazateli professora A. A. Semenova, Taşkent: Izdatelstvo Akademi Nauk Uzbekskoi SSR, 1956.

70 Muhammed Yusuf Munşi, Tezkire-i Mukim Hani: Seyr-i Tarihi, Ferhengi ve ictima-i Mâveraünnehr der ahd-i Şibaniyan ve Aştarhaniyan, mukaddime, tashih ve tahkik-i Ferişte Sarrafan, Tahran: Miras-ı Mektub, 2001.

71 Mir Seyyid Şerif Râkım Semerkandî, Tarih-i Râkim, ed: Menuçehr Setudeh, Tahran, 2001, s. I;

Stori-Bregel, c: II, 1972, s. 1141.

72 Abdurrahman Tali, Istoriya Abulfeyz-Hana, Perevod s Tadjikskogo, Predislovie, Primeçaniya i Ukazatel‟ Professora A. A. Semenova, Taşkent: Izdatel‟stvo Akademi Nauk Uzbekskoy SSR, 1959.

(16)

Şibanîler ve Astrahanîler Devri Yerli Vakayinameleri 110 siyasi ve iktisadi buhranı, bağlı şehirlerin isyanlarını, devletin üst yönetimini ele geçirmek için kabile liderlerinin birbirleriyle yaptıkları kanlı mücadeleleri görebilir. Bunun yanı sıra hanlıkta bulunan kabileler, mesela Nayman, Ming, Kongrat, Mangıt, Keneges vd., hakkında tafsilatlı bilgi edinebilir.

3.11. Tarih-i Kıpçak Hanî: Müellifi Subhan Kulu Han dönemi soylularından İmam- Kulu Koşbegi‟nin oğlu Hocam Kulu Belhî olup lakabı Kıpçak Han‟dır. Vakanüvis 1107/1695–

1696 yılında Belh‟te doğmuştur. Babası Belh şehrinin idari görevlilerindendir. Babasıyla birlikte hacca giden Hocam Kulu, dönüşte Lahor‟da kalmış ve eserini burada yazarak Pencap hâkimi Seyfuddevle Abdussamed Han Bahadır‟a ithaf etmiştir.

Eser genel bir dünya tarihi niteliğinde olup anlatılan olaylar H. 1134 (M. 1721–1722) yılına kadar gelmektedir. Ancak N. D. Mikluho-Maklay‟ın ifadelerine göre, tarihî olayların anlatımı müverrihin eserini tamamladığı 1726 yılına kadar gelmektedir.73 Eserin tamamlanma yılı da 1726‟dır. Vakayinamenin bitiş tarihi konusunda farklı algılamaların belki de en önemli nedeni Hocam Kulu‟nun eserine sürekli ilaveler yapmasıdır.74 Vakayiname bir giriş, beş bölüm (bazı nüshalarda dokuz) ve bir de sonuç kısmından oluşmaktadır. Birinci bölümde Hz.

Muhammed‟den önceki peygamberler, ikinci bölümde eski İran tarihi, üçüncü bölümde İslam Öncesi Arap Yarımadası, Mezopotamya, Türkistan, Avrupa, Hindistan ve Çin tarihi, dördüncü bölümde Hz. Muhammed, Dört Halife, Emeviler, Abbasiler, beşinci bölümde de Moğol, İlhanlı, Timurlu, Safevî, Şibanî ve Astrahanî tarihleri ele alınmıştır.75 Eserin esas değerli parçası beşinci bölümün son iki kısmı olup burada XVI. yüzyıldan XVIII. yüzyılın ilk yarısına kadar Türkistan, Deşt-i Kıpçak ve Afganistan tarihi işlenmiştir.

Eserin tam bir neşri veya çevirisi olmamakla birlikte Materialı Po istorii Kazahskih Hanstv XV-XVIII Vekov isimli kitapta 482a-506a sayfalarının Rusça tercümesi mevcuttur.76

3.12. Silsiletü’s-Selâtin: Eserin müellifi Astrahanî Hanedanı şehzadelerinden Hacı Mir Muhammed Selim b. Muhammed Rüstem Sultan b. Muhammed Sultan b. Muhammed Yar Sultan b. Payanda Muhammed Sultan b. Tursun Muhammed Sultan b. Hacı Yar Muhammed Sultan‟dır. Taht kavgalarına bulaşmak istemeyen ve Ubeydullah Han‟ın katline de tanık olan şehzade hayatını seyahatle geçirmiş ve bu amaçla İsfahan, Bağdat, Halep, Şam, İstanbul, Mekke ve Hindistan‟da bulunmuştur. Türkiye‟ye III. Ahmed (1703–1730) zamanında gelen müverrih dört yıl İstanbul‟da kalmıştır. Hindistan‟a gittiğinde ise bir müddet Babürlü Muhammed Şah‟ın hizmetinde bulunan Muhammed Selim, eseri Silsiletü’s-Selâtin‟i ona ithaf etmiştir.

H. 1143 (M. 1730–1731)‟te yazılan vakayiname XVI. yüzyıl ile XVII. yüzyılın ilk yarısında Türkistan‟ın siyasi ve toplumsal tarihine odaklanmıştır. Vakayiname bir giriş ile dört bölümden oluşmaktadır. Geleneksel bir girişten sonra birinci bölümde (6b-106a) Hz.

Muhammed‟den önceki peygamberler, eski Türkler ve Moğollar, Timurlular ve Babürlülerden bahsetmiştir. İkinci bölümde (106a-109a) Tuğluk Timur‟dan Soyurgatmış‟a kadarki Moğol tarihi işlenmiştir. Orijinal olan üçüncü bölüm (109a-161b) ile dördüncü bölüm (161b-338a) ise

73 Mikluho-Maklay, c: III, 1975, s. 146.

74 I. Hurşut, “„Tarih-i Kıpçak Han‟ i Evo Spiski”, Obşestvennıe Nauki v Uzbekistane, No. 1, 1982, ss. 67–68.

75 Ahmedov, 1985, s. 97.

76 MIKH, 1969, ss. 389–397.

(17)

Şibanîler ile Astrahanîler tarihine hasredilmiştir.77 Bu iki bölümde Türkistan tarihinin XVI.

yüzyıldan itibaren XVIII. yüzyılın ilk çeyreğine kadarki zaman diliminde gerçekleşen siyasi ve toplumsal olaylar hakkında değerli bilgiler mevcuttur. Buhara Hanlığı‟nın İran, Hindistan ve Kaşgar ile ilişkileri de eserde zikredilmiştir.

4. Sonuç ve Değerlendirme

Şibanîler ile Astrahanîler dönemi yerli kaynakları elbette bunlarla sınırlı değildir.

Özellikle menakıbname ve antoloji türü eserlerde de hanlığın siyasi olduğu kadar kültürel hayatı hakkında bilgi edinmek mümkündür. Bununla ilgili olarak özellikle müellifi Nisarî lakaplı Seyyid Hoca Bahaaddin Hasan Buharayî olan Müzekkiru’l-Ahbâb isimli çalışma dikkati çekmektedir. Bu eser Farsça ve Türkçe eser kaleme alan 284 şairin bir antolojisidir. H.

974 (M. 1566–1567) yılında tamamlanan eser Cuybari şeyhi Hoca Muhammed İslam‟a (1493–

1563) ithaf edilmiştir. Vakayiname Necib Mayil Haravî tarafından 1999 yılında Tahran‟da neşredilmiştir.78

Yine Bedreddin b. Abdusselam b. İbrahim el-Hüseynî el-Keşmirî tarafından muhtemelen 1590 yılından önce Farsça yazılmış bir çalışma olan Ravzatu’r-Rıdvan ve Hadîkatu’l-Gılman da Cuybari hocalarından Muhammed İslam (1493–1563), Hoca Sa‟d (1531–1589) ve Hoca Taceddin Hasan‟ın (1574–1646) hayat hikâyelerine odaklanmasına rağmen satır aralarında verilen ayrıntılar Buhara Hanlığı‟nın XVI. yüzyılına ait pek çok siyasi, toplumsal ve iktisadi meselesine ışık tutacak niteliktedir.

1641 yılında doğan ve “Maleha” müstear ismini kullanan Muhammed Badi b.

Muhammed Şerif tarafından kaleme alınan Müzekkiru’l-Ashâb da, çoğu Buhara, Semerkand ve İran‟da yaşayan 200‟den fazla şairin biyografisinin anlatıldığı bir antoloji kitabıdır. Çalışma 1682–1692 yılları arasında yazılmıştır. Eser XVII. yüzyılda bölgenin siyasi, sosyo-ekonomik ve kültürel tarihi açısından dikkate değer bir kaynaktır.

Şibanîler ve Astrahanîler devri Buhara Hanlığı kaynakları genel bir değerlendirmeye tabi tutulduğunda şu sonuçlara ulaşılabilir:

Buhara Hanlığı hükümdarları başarılarının ve yaptıklarının sonraki kuşaklar tarafından bilinmesi için dönemlerinde şiir ve inşa yeteneği güçlü olan şahıslara vakayiname olarak isimlendirilen kitaplar yazdırmışlardır. Bazen bu vazifeyi devletin ileri gelenlerinden biri, bu evsaftaki kişi veya kişilere vermiştir. Bazen de bu niteliklere sahip kişiler kendilerini göstermek ve birtakım ödenekler elde etmek amacıyla eserlerini kaleme almışlar ve bunları hükümdarlarına takdim etmişlerdir. Ancak şunu söyleyebiliriz ki, İran ve Osmanlı ülkelerinde varlığını bildiğimiz vakanüvislik görevi resmî anlamda Şibanîler ve Astrahanîler devrinde Buhara Hanlığı‟nda deruhte edilmemiştir.

Bir bütün olarak Orta Asya‟da Farsça tarih yazım geleneğini X. yüzyılda kaleme alınmış ve daha çok Taberi Tarihi ismiyle meşhur olan Tarih-i Rusûl ve’l-Mülûk‟un Balamî

77 Ahmedov, 1985, s. 104.

78 Hasan Hoca Nakibü‟l-Eşref Buhari, Müzekkiru’l-Ahbab: Adab ve Ferheng-i Farsi der Karn-ı Dahum-i Hicri, mutahhalis bih Nisarî; mukaddime, tashih ve telikat, Necib Mayil Haravî, Tahran: Neşr- i Merkez, 1999.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ancak, insan sa ğlığı açısından ciddi riskleri olan baz istasyonuna karşı oluşan tepkilere başta AKP’li Malatya.. Belediyesi olmak üzere

Kısa bir süre sonra İngiltere’nin Kabil yenilgisi ve iki İngiliz subayının ajan olmadıklarına dair üstlerinden bir belge veya mektup isteme girişimleri sonuçsuz kalınca

Bu hayvanlar Buhara Emirliği’nde fakir insanlar tarafından çok sık olarak kullanılırdı.. 110 Eşekler köylerden kasabalara ve pazarlara süt, meyve, yeşillik,

Silindirik kabuklar, döner kabuklar ve her- hangi şekildeki kabuklar için ve özellikle Pa- rabolid Hiperbolik için Mambran hale te- kemmül eden denge izah edilmiştir. Mambran,

盡可能保持每日於相同時間服藥,忘記服藥時,只要服用下次的藥。不可一次 服用兩次的藥量。

Yani, tane boyu 6 mm’den fazla ve ayn› zamanda uzunluk/genifllik oran› 2’den fazla, 3’den az olan ya da tane boyu 6 mm’den fazla ve ayn› za- manda uzunluk/genifllik

Zeynep Özal’ın, Civan skandalından sonra ilk kez kendisini savunduğu Mete Akyol’un programına izleyiciler “danışıklı dövüş” diye tepki gösterdi.. •Z e y n e p

Araştırma bulguları, modelde yer alan fonksiyonel uyum öncülleri (uygunluk ve misafirperverlik) ile birlikte gerçek benlik uyumu, yaşam tarzı uyumu ve marka özdeşleştirme