Gazetecilik Etiği ve Toplumsal Sorumluluk
Dünyada ve Türkiye’de
Etik İlkelerin Gelişimi
• Basın, serbest piyasa koşullarında, bu “icad edilmiş” konumuyla güçlü ve bağımsız bir erk olarak gelişmeye başlıyor. 4. güç olarak temel görevi, demokrasinin varlığını korumak,
geliştirmek ve sürdürmek olarak tanımlanan
basının, bu görevini yaparken bazı sorumlulukları olduğu üzerinde duruluyor.
• İlk dönemlerde bu temel sorumluluk, doğruları yazmak ve objektiflik olarak tanımlanıyor. Erken dönemde henüz kapsamlı bir etik dizgeden söz etmek mümkün değil.
• Ignacio Romano, Medyanın Zorbalığı, Om İletişim, ss.9-14
Gazetecilikte sorumluluk ve kendi kendini denetleme
• Gazetecilik toplumsal yaşam açısından, özellikle de kamuoyu oluşturma ve
yönlendirme faaliyetleri açısından bu denli
önemli bir hale gelince, davranışları açısından sorgulanır bir hale gelmiştir. Bu denli önemli bir gücün, “ifade özgürlüğü” kavramını siper ederek, herhangi bir kontrol ya da
sorumluluktan uzak oluşu, bu kez farklı
sorunları da beraberinde getirmeye başladı.
• Gazetecilerin toplumsal sorumluluğu
çerçevesinde, olası yanlışlıklarını denetleyecek ve düzeltecek mekanizmalar aranırken, “kendi kendini denetleme – özdenetim” anlayışı
geliştirildi.
• Zira, özellikle basın alanında yapılan yanlışları gidermek için yapılan dışsal müdahaleler, ne denli iyi niyetli olursa olsun nihayetinde
“sansür”e doğru ilerleyen bir dizi gelişmeyi tetikliyordu.
20. yy başlarından
2. Dünya Savaşı sonrasına
• Bu dönem, gazeteciliğin endüstrileştiği yıllardır.
• (İLETİŞİM TARİHİ DERSİNİ HATIRLAYINIZ)
• Telgraf, telefon, radyo, film, fotoğraf vb.
gelişmelerin tümü gazetecilikteki gelişmeleri tetikledi. Baskı teknolojisi gelişti. Reklam
gelirleri nedeniyle gazeteler ucuzladı ve
yaygınlaştı. Hem bu ticari faaliyetten, hem de yeni güç ilişkilerinden pay almak isteyen gazete patronları, o zamana kadar basit bir kural olarak benimsenmiş olan “objektiflik”ten uzaklaşmaya başladılar.
Gazetecilik etiğine ilişkin
tartışmaların nirengi noktaları
“Etik Kodlar”ın ilk örnekleri
• Medya faaliyetleri sırasında karşılaşılan
durumlarda yol gösterici olmak üzere, bugün, hemen hemen her ülkede hem ulusal düzeyde, hem de uluslararası düzeydeki kuruluşlar
tarafından kayıt altına alınmış ve ilan edilmiş yüzlerce “etik kod” mevcuttur.
• (Oya Tokgöz, Temel Gazetecilik, 141-158)
Gazetecilik alanındaki ilk etik dizge:
“Canons of Journalism”
• Sigma Delta Chi, 1909 yılında ABD’de
gazeteciler tarafından kurulan bir topluluktur.
Temel amacı basın özgürlüğünü savunmaktır.
1926 yılında Profesyonel Gazeteciler Derneği’ne dönüşmüştür.
• ASNE’nin (American Society of News Editors - Amerikan Haber Editörleri Derneği), kuruluş
çalışmalarına 1922 yılında başlanmış ve ilk genel kurulunu 1923 yılında yapmıştır. Amerikan Haber Editörleri Derneği, Cannons of Journalism adıyla bilinen etik kodları 1922 yılında yayınlamıştır. Bu kodlar, Sigma Delta Chi 1926 yılında Profesyonel Gazeteciler Derneği’ne dönüştüğünde, bu
derneğin yapısına uygun bir biçimde revize edilmiştir. Bu doküman basın alanındaki etik ilkelere dair ilk belge olarak bilinmektedir.
2. Dünya Savaşı Öncesi: İsveç Basın Konseyi
• Savaş öncesi, bütün dünyada otoriter rejimler egemendir ve mevcut medyayı kendi amaçları doğrultusunda kontrol altında tutmak için
yeterince araçları mevcuttur. O dönemlerde
toplumsal sorumluluktan söz ederken, ağırlıkla, basının iktidarla olan uyumlu ilişkisinden söz
edilmektedir. Bu dönem için not edilmesi gereken en önemli nokta, basının kendi kendini
denetlemesi ile ilgili yapılar arasında önemli yeri olan basın konseylerinin ilk uygulamasının 1916 yılında İsveç’te görülmesidir.
Savaş sonrası: 45’lerden 80’lere
• 1947 Hutchins Komisyonu (The Commision on Freedom of the Press)
• Televizyon Haberciliğinde Etik, s.16-19
• Toplumsal sorumluluk anlayışı, kapitalist basını kontrol etme çabasında kamusal müdahaleyi bir seçenek olarak koymak yerine, klasik liberal bakış açısı içinden devlet denetimi tehlikesine dikkat çekmiş ve panzehir olarak sorumluluk eksenli bir özdenetim mantığını savunmuştur (s. 17)
Türkiye’deki gelişmeler
2. Dünya Savaşı Sonrasında Türkiye
• Çok partili siyasal yaşama geçiş
• Soğuk savaş dönemi
• Truman Doktirni
• Marshall Planı
• Tarımda makineleşme
• Köyden kente göç
• Şehirleşme
• İthal ikameci sanayi
• 50’den 60’a DP’li yıllar
• İlk kitle gazetelerinin ortaya çıkışı
DP’nin basın alanındaki uygulamaları
• Yandaş basın yaratma politikası ve özellikle radyoyu partizanca kullanma yöntemleri.
• Resmi ilanların dağıtımında yanlı tutum.
• Gazetecileri susturmaya yönelik adli ve cezai tedbirler.
• Dönemin gazetecilik etiği açısından en önemli sorunu, basının iktidar ile ekonomik çıkar
üzerinden kurduğu ilişkide yatar.
27 Mayıs 1960 müdahalesinin basın alanındaki sonuçları
• 5953 sayılı «Basında Çalışanlarla Çalıştıranlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanun» 1952 yılında çıkarılmıştı. 1961 yılında çıkarılan 212 Sayılı Kanun ile, 5953 Sayılı
Kanunda çalışanlar lehine önemli değişiklikler yapıldı.
• Yine 1961 yılında çıkarılan 195 sayılı kanunla Basın İlan Kurumu kuruldu.
Türkiye’deki gelişmeler
• 1908 Matbuatı Osmaniye Cemiyeti girişimi
• 1917Osmanlı Matbuat Cemiyeti – 1919 Türk Matbuat Cemiyeti – 1921 İstanbul Matbuat Cemiyeti
• 1930 T ürk Gazeteciler Birliği
• 1938-1946 Türk Basın Birliği
• Mesleki örgütlenmeler etik konusuna duyarlı değildir.
1946 Türkiye Gazeteciler Cemiyeti
• Mesleki örgütlenmeler etik konusuna duyarlı değildir.
Gazetecilik etiği konusunda ilk girişim
• Basın Şeref Divanı 1960
• Türk basınında otokontrol amacıyla kurulan ilk yapı.
• Çalışmalara 1 Haziran 1960 tarihinde başlanıyor.
• 24 Temmuz 1960 tarihinde 10 maddelik basın ahlak yasası ilan edildi ve basın şeref divanı kuruldu.