ÇİN TARİHİ
• Geleneksel Çin asil hanedanlardan gelen bir imparator tarafından yönetilen imparatorluk aristokrasisidir. İktidar soylu aileler arasında el değiştirmiştir. Hiyerarşik ve geleneksel bir toplum yapısına sahip olan Çin’de üst sınıflar iyi bir eğitim alarak varlıklı bir yaşam sürdürürken; alt sınıflar çeşitli yoksunluklara ve eşitsizliklere katlanmak zorundadır (Nochimson, 2013, s.383-384).
• Komünist Devrim (1949): Mao Zedong’un öncülüğünde gerçekleştirilmiştir. Yoksul işçi ve köylülerin geleneksel Çin’deki toplumsal eşitsizliklere ve adaletsizliklere yönelik tepkilerinin bir ürünüdür. Ayrıca Çin’in 19.y.y.’da yaşadığı durgunluk da devrime giden koşulları oluşturmuştur. Çünkü Avrupa ekonomik üstünlüğü ele geçirmiş ve Çinliler Batı’nın ve Batılı teknolojilerin etkisine giren, kendilerini doyurmayan bir ülkede yaşamlarını sürdürmeye başlamıştır.
• Kültür Devrimi (1966-1976): Kızıl Muhafızlar ordusu kurulmuş ve Çin’in
yüksek kültürünün ya da Mao’nun ideolojisiyle çelişen yabancı unsurların
etkileri azaltılmaya çalışılmıştır. ÇHÇ’nin düşmanı olarak görülen kişiler
hapsedilmiş, rehabilitasyona gönderilmiş ya da öldürülmüştür
(Nochimson, 2013, s. 385).
ÇİN SİNEMASI
• Çin sineması 1896’da Şangay’da Beijing operası hakkında çekilen bir kısa film gösterimiyle başlamıştır. Yabancı gösterimciler sinemayı Şangay’dan büyük kıyı kentlerine ve imparatorluk başkenti Pekin’e taşımıştır. Sinema başlangıçta dağıtım ve gösterim faaliyetleriyle yabancıların etkisi altındadır (Berry, 2008, s.467; Nochimson, 2013, s.386). 1920’lerde Çin’de yerli yapımcılık faaliyetleri atılım göstermiş;
“komediler, melodramlar ve herkesin bildiği halk masallarından uyarlanan filmler çekil(miştir)” (386). Melodramatik ve duygusal nitelikleriyle öne çıkan bu filmlerde, modern kent yaşamındaki çelişkiler ifade edilmiştir. 1930’larda yıldızlar ortaya çıkmış ve aynı dönemde “solcu” ya da “ilerici” olarak adlandırılan filmler gerçekleştirilmiştir. 1948 yılında çekilen, bir aşk hikayesini anlatan Küçük Bir Kasabada Bahar adlı film, sinemanın sanat olarak gelişiminde önemli bir aşama olarak görülmüştür.
• 1949 yılındaki Komünist Devrim’den sonra 1966 yılına kadar sosyalist gerçekçi işçi-köylü-asker filmleri yapılmıştır (Yau, 2008, s.789). Kültür Devrimi sırasında ise sinemacıların büyük kısmı sürgüne gitmiş;
devrimci opera denilen filmler çekilmiştir.
• 1956 yılında Çin Halk Cumhuriyeti Beijing Film Akademisi’ni kurmuştur.
Akademide komünizmi destekleyen filmlerin yapılması amaçlanmış;
yapım masrafları hükümet tarafından karşılanmıştır. Ancak 1965 yılında Akademi yeni öğrenci alımını durdurmuş ve ancak Kültür Devrimi sona erdikten iki yıl sonra (1978’de) tekrar kapısını öğrencilere açmıştır.
• 1970’lerin sonunda okula kabul edilen öğrencilerin Çin sinemasında Beşinci Kuşak olarak adlandırılmasının ardından, o tarihe kadar film çeken diğer Çinli yönetmenler de farklı kuşaklar etrafında yorumlanmıştır. “Kültür Devrimi yüzünden kariyerleri başlamadan biten 1956’nın sinemacıları Dördüncü Kuşak, II. Dünya Savaşı öncesindeki sinemacılar Üçüncü Kuşak, 1930’ların sinemacıları İkinci Kuşak, onların öncüleri de Birinci Kuşak” olarak adlandırılmıştır (Nochimson, 2013, s.386).
BEŞİNCİ KUŞAK
• Bu yönetmenler Kültür Devrimi nedeniyle delikanlılık dönemlerinde
kent merkezinden sürgün edildikleri ya da marjinalleştirildikleri için
ülkeleri hakkındaki hayal kırıklıklarını filmlerinde dile getirmişlerdir
(Yau, 2008, s.796).
• Kızıl muhafızların temsil ettikleri her şeye karşı çıkmış; yerleşik siyasal kültürün dilini ve ideolojisini parçalamışlardır (Nochimson, 2013, s.386;
Yau, 2008, s. 796, 798).
• Klasik sanat geleneklerindeki uzmanlıklarını yansıttıkları pek çok film, çarpıcı güzellikleri ve renkleriyle dikkat çekmiştir.
• Hanedanlık döneminde geçen öykülere ve Mao’nun Batılı bir yönelim taşıdığını düşündüğü romantik, tutkulu hikayelere yer vermişlerdir.
• Estetik olarak, önceki jenerasyonun temel aldığı edebi geleneğin önceliğini reddetmiş ve sinema tekniklerine, görsel işitsel unsurlara daha fazla yer vermişlerdir.
BEŞİNCİ KUŞAĞIN ÖNEMLİ FİLMLERİ VE YÖNETMENLERİ
• Bir ve Sekiz (Zhang Junzhao, 1984): Çin Japonya savaşı sırasında komünistler tarafından esir alınan prangalı tutsakların öyküsünü anlatmaktadır.
• Sarı Toprak (Chen Kaige, 1984): “Halk türküleri derlemek için Sarı Nehir üzerindeki bir köye gelen bir askerin hikayesi” anlatılmaktadır.
Asker, köyde ailesi tarafından sevmediği bir kişiyle evlendirilen bir
kadınla tanışmakta; bu karşılaşmanın ardından ikisi de hayatıyla ilgili
önemli bir dönüşüm yaşamaktadır.
Asker, kendisini türküleri derlemesi için gönderen ve köylüleri idealize eden yönetimin, taşrada eğitimsiz köylüler arasında yaşanan sorunların ve acıların farkında olmadığını anlamaktadır. Genç kadın ise kendisine sunulan hayatın dışında farklı seçenekleri olduğunu keşfetmektedir. Kültür Devrimi’nin ilkelerine açıkça karşı çıkan bir filmdir. Çünkü Devrim’in ideolojisine göre eğitimsiz köylülerin iyi yurttaşlar olmaları amacıyla taşraya gönderilen entelektüeller için rol modeli olmaları, onları anti komünist kültürden arındırmaları beklenmektedir.
Oysa filmde köylüler “kusursuz yurttaş” örneği olmaktan oldukça uzaktır.
• Bu film, aynı zamanda 6. Kuşak yönetmenler arasında yer alan Jia Zhangke’ın sinemaya yönelmesinde ve resmi ideolojiyi sorgulamasında etkili olmuştur (Nochimson, 2013, s.387).
• Elveda Cariyem (Chen Kaige, 1993): Çin halkının Kızıl Muhafızların baskısı nedeniyle çektiği acıları dolaylı yollardan anlatan bir filmdir. “1920’lerde Pekin (Beijing) operasında kadın rollerini canlandırması için yetiştirilen genç bir oğlanın iğdiş edilmesini” konu almaktadır (Nochimson, 2013, s.387). Çin’in geleneksel tiyatro kültürünü öven film, aynı zamanda Pekin operasının geleneklerinin Kızıl Muhafızlar tarafından yok edilmesi nedeniyle acı çeken sanatçıların trajik yaşamını görselleştirmektedir (Nochimson, 2013, s.387).