• Sonuç bulunamadı

İslam Te'lif Geleneğinde. Biyografi Yazıcılığı Kasıİn İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi. Editör: Prof. Dr.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "İslam Te'lif Geleneğinde. Biyografi Yazıcılığı Kasıİn İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi. Editör: Prof. Dr."

Copied!
15
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

· İslam Te'lif Geleneğinde Biyografi Yazıcılığı

10-11 Kasıİn 2016

İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi

Editör:

Prof. Dr.

HidayetAYDAR

İstanbul 2018

(2)

Giriş:

TÜRK

EDEBİYATINDA

HZ.

HATİCE METİNLERİ87

Reyhan ÇORAK

Hz. Hatice, Hz. Peygarober'in en sevgili zevzeci olması sebebiyle edebi eserlere konu edilmiştir. Adı, daha ziyade Efendimizle olan evliliği, O'na duydu-

ğu s~vgisi ve saygısı, iffeti, faziletleri ve cennetle müjdelenmesi gibi özellikle- riyle zikredilmiştir.

Türk-İslam Edebiyatı 'nda, siyer konulu pek çok edebi türde, Hz. Hatice'ye

ilişkin bilgilere rastlamak mümkündür. Fakat bu zamana kadar sadece Hz. Hati- ce' den bahseden manzum veya mensur eserler tizerine hentiz kapsamlı bir çalış­

ma yapılmamışhr. Yazma eser kütüphanelerindeki metinlerin yeniden tas~fi ve dijital ortama aktarılması vesilesiyle bu konuda pek çok metin tespit edilmiştir.

Bu metinler arasında tek bir eserin farklı nüshaları mevcut olduğu gibi birbirin~

den tamamen farklı eserler de bulunmaktadır.

Hz. Hatice, Kureyş eşrafından Huveylid'in kızıdır. Tahminen 556 yılında

Mekke'de doğmuştur.88 Soyu hem anne hem de baba tarafından Hz. Peygam- berle birleşir. İlk evliliklerine kadar olan hayah hakkında çok fazla bilgi bulun-

mamaktadır. Namuslu bir bayat sürmesi sebebiyle 'Tahire', ticaret yapması se- bebiyle 'Tacire' ve Hz. Peygamber' in en büyük hanımı olması sebebiyle 'Kübra'

lakaplarıyla anılmıştır. 89

Hz. Hatice, Hz. Peygamberle ticaret vesilesiyle tanışmış evlenme süre- cinden sonra da hayah boyunca Efendimize destek olmuştur. Risaletten sonra

gösterdiği tavır, müslüman bir kadının sabır, dirayet ve metanetine örnek teşkil

edilecek şekildedir. Bu duruş, edebi eserlerde, O'nun hayatının en fazla mevzu edilen bölümü olmuştur.

87 Hz. Hatice'ye da"ir metinlerin tamamı tarafımızca çalışılmaktadır.

88 M. Yaşar Kandemir, "Hatice" O.LA., C. 16, İstanbul 1997, s. 465.

89 Ömer Sabuncu, Son Peygambere İnanan İlk İnsan Müminlerin Annesi Hz. Hatice, Seınerkand Yayımlan, tsıanbu! 20 ı ı. s. 22, 23.

(3)

424 İSLAM TE'LİF GELENEGİNDE BİYOGRAFİ YAZICILIGI

Hz. Hatice Metinleri: .

Hz. Hatice 'te dair sadece yurt içi kütüphanelerinden şimdilik yirmi sekiz tane metin tespit edilmiştir. İkisi mensur diğerleri manzum olan eserlerin, alh tanesi Ankara Milli Kütüphane'de (06 Mil Yz. A 154/2 (bu numarada iki eser ka-

yıtlıdır), 06 Mil Y z. A 8631/2, 06 Mil Y z. A 8670, 06 Mil Y z. A 8902 (bu numara- da iki eser kayıtlıdır.)); biri Kahire Milli Kütüphane' de (Tarihi Türki 276) diğeri

Hidiv Kütüphanesi Türkçe Yazmalar Bölümü'nde (17560/1) olmak üzere ikisi

Mısır'da; dördü Koyunoğlu Müzesi Kütüphanesi'nde (10250/1, 10731, 12006, 11933), biri İl Halk Kütüphanesi'nde (42 Kon 2061) olmak üzere b9şi Kon- ya'da;biri Kastamonu İl Halk Kütüpbanesi'~de (37 hk 1531/2); beş tanesi Süley- maniye Kütüphanesi'nde (00226, 00224, 07477, 01339, 00523); üç tanesi Mar- mara Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi'nde (10017066, 12947/Y066.02, RE13778); ikisi Atatürk Kitaplığı'n.da (K849, 778); biri Koç Üniversitesi Suna

Kıraç Kütüphanesi'nde (PL 245.H55 1787); biri Sermet Çifter Kütüphanesi'nde (yer no: 256) ve biri de İslam Araştırmaları Merkezi Kütüphanesi'nde (yer no:

1537) bulunmaktadır. Aynca Abdülkadir Karahan'a ait "İlk Osmanlı Edebiya- hnın İncelenmemiş Dini Bir Mesnevisi: Hikayet-i Hadice Tezvic-i Muhammed Yahut Mevlid-i Hadicetü'l-Kübra" isimli makalede biri Karahan'ın özel kütüp- hanesinde diğeri de Paris'te Bibliotheque Nationale'de (Supplement Turc 1515) bulunan iki nüshadan daha bahsedilmektedir90.

Tespit edilen nüshalardan şu ana kadar yirmi bir tanesi görülebildi. Bunlar- dan sadece Koç Üniversitesi Suna Kıraç Kütüphanesi'nde bulunan eser ve Kon- ya Koyunoğlu Kütüphanesi 'nde bulunan bir eser mensur diğerleri manzumdur.

Manzum olanlardan, görülebilenler üç farklı metinden oluşmaktadır. Burada ta-

nıtılmak üzere nüshası en fazla olanın hacimce en az olanı tercih edilmiştir.

Mensur metinlerin müellifleri ve müstensihleri belli değildir. Manzum olanlardan sadece üç metnin müellifi bellidir. İstanbul Sermet Çifter Kütüphane- si 'nde tespit edilen eser Gulan:ll mahlaslı bir şaire aittir. Bu nüsha üzerine 2010 yılında Seda Garip tarafından Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimlt:r Enstilüsü bünyesinde bir yüksek lisans tezi bazırlanmıştır.91 Tezde dört farklı Gulami'den bahsedilmekte, eserin, dil ve imla özelliklerinden yola çıkılarak XVII. yüzyılda

90 Abdülkadir Karahan, "İlk Osmanlı Edebiy:ıtının İncelenmemiş Dini Bir Mesnevisi: Hikayeı-i Hadice Tezvic-i Muha:rıımed Yahut Mevlid-i Hadicetü '!-Kübra" Eski Türk Edebiyatı ,İncelemeleri, İstanbul 1980.

91 Seda Garip, Gulılmi'nin "Dasitan-ı Hadicetü'l-Kübra", Yayımlanınaniış yiiksek Lisans Tezi, Mannara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk İsl:im Edebiyatı A.B.D., Danışman: Prof. Dr. Hasan Aksoy, İstanbul

2010. ' .

(4)

EDEBİYAT VE SANATTA BİYOGRAFİ YAZlClLIGI 425

xaşamış olan Aşık Gulami mahlaslı şaire ait olduğu yönünde bir kanaat belirtil- . mekteclir. Adı Haza Dasıtan-ı Hadicetü'l- Kübra olan metnin ilk beyti:

Sen sultansın ey zü'l-Celal

Men za 'lf üftadeyem kim bi-mecal

şeklindedir.

Diğer metin Konya Koyunoğlu Müzesi Kütüphanesi'nde tespit edilmiştir.

İbadi isimli bir şaire aittir. Sonuncusunun ise müellifi Ayıntabi, müstensihi Meh- met Fevzi Karahisan'dir. Eser Milli Kütüphane'de kayıtlıdır. Sadece müstensihi belli olan metinler, Koyunoğlu Müzesi'nde bulunmaktadır. Biri Muhammed b.

İbrahim tarafından diğeri de Süleyman Nuri b. Mehmet tarafından istinsah edil-

miştir.

Bu makalede mevzu edilen metin Atatürk Kitaplığı'nda K 84992 arşiv nu-

marası ile kayıtlı bulunan eserdir. Harekeli nesih ile siyah mürekkep k:ullawlarak

yazılmış serlevha ve salavatlardan oluşan tekrar bölümlerinde kırmızı mürekkep

kullanılın.ıştır. Her sayfa on üç satırdan meydana gelmektedir. Nazım şekli mes- nevi, vezni 'fü'ilatiin fü'ilatün fü'ilün' kalıbı, başlığı ise 'Haza Mevlüdü Şerifti Hadicetü'l-Kübra'dır. Yaklaşık bin beyit kadardır ve:

Ey 'ademden 'alemi var eyleyen Yeri ka'im gögi devvar eyleyen

mısralarıyla başlamaktadır.

Çalışmanın bundan sonraki kısımlarında, 'Hz. Hatice metinleri' tabiriyle

yukarıdaki beyitle başlayan eserler kastedilecektir. Şimdilik on tane olduğu tespit

edilmiştir. Genel olarak bakıldığında transkripsiyonu yapılan metin ile diğerleri arasında ufak tefek imla ve kelime farklılıkları bulunmaktadır veya mevzular ek beyitlerle uzatılmış ya da beyit tasarrufu ile kısa tutulmuştur.

. .

92 Bu eserin Ankara Milli Kilt11pbanede bulunan 06 Mil Yz A 8670

.

arşiv numarasıyla kayıtlı nilsbası i!zerine iki tane Yüksek Lisan Tezi hazırlanmıştır. ilki; Emine (Kara) Tursun, 'HAZA KiTAB-I I:lADİCETÜ'L­

KÜBRA' (GİRİŞ-İNCELEME-METİN-SÖZLÜK), Abant İzzet Baysal Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstit11sü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Bolu 2010. Diğeri; Necdet Öztürk, YAZARI BELLi OLMAYAN "HAZRET-1 HATiCE MANZUMESİ'; METİN-DİL İNCELEMESi, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, Kocaeli 2016. Aynca aynı nüsha, Atatürk Kitaplığı 'ndan elde edilen 849 arşiv numaralı nüsha ve iki matbu (H. 1279 (M. 1862) yılında İstanbul' da, Aşir Efendi Litoğrafya Desıgahı'nda İbrahim Nureddin tarafından yapılan baskı ve H. ı268 (M. 1859) yılında lstanbul'da, Tabbılne-i Amire'de, Taş Destgiih'ında Mehmet Recai tarafından yapılan baskı) nilsha

·arasında karşılaştırma yapılarak bir yüksek lisans tezi hazırlanmı.ştır: Rahim Erarslan, 'MANZÜME-1 HATİCETÜ'L KÜBRA' (METiN-iNCELEME), Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitilsil lslam Tarihi ve Sanatları Anabil im Dalı Türk İslam Edebiyatı Bilim Dalı, Sivas 20 ı 6.

(5)

426 İSLAM TE'LİF GELENEGİNDE BİYOGRAFİ YAZICU.IGI

Kastedilen eserde müellif veya müstensih hakkında herhangi bir bilgi bu- lunmamaktadır. İmlaya bakıldığında Eski Anadolu Türkçesi 'Din.son dönemlerine yani XV. yüzyılın sonları ile XVI.yüzyılın başlarına ait olduğu düşünülmektedir.

Dili sade ve anlaşılır, üslubu akıcıdır.

Eser, bütün kainatın Hz. Peygamber için yaratıldığını ifade eden beyitlerle

başlar:

Ol Muhammed yüzi suyuna heman Halk olupdur cümle mahluk ası1man

Arkasından kısaca dört halifenin methini yapar ve asıl mevzuya g~çer: , Hem Ebu Bekr ü Ömer Osman Al!

Hak Te'alanun bular makbül kulı

Bundan sonra:

Mustaranun hüb cemalin söyleyim Had1ce lıikayetin şerh eyleyim

beytiyle her ne kadar ana mevzu Hz. Hatice ise de eserin genel çerçevesini Hz. Peygamber'den bahseden beyitlerin çizdiği anlaşılmaktadır. Keza:

Ben dahı bir dasıtan-ı Musta!a Söyledim kim dinleyen bula sara

beyti ve sonrasındaki dua beyitleri bu mevzuyu destekler:

Kim ki söyler mevlid-i fahr-i Resül

Anıl ur meclisde du' a ile ol

Dahı medhin okudan bulur mesab Okuyan dinleyen bulur sevab

Metin salavatlarla bölünmüştür. İlk salavattan sonra Hz. Peygamber'in

doğumundan başlayarak Ebu Talib'in evine geldiği bölüm kısaca anlatılır. Bun- dan sonra evlilik konusu gündeme getirilmek üzere hikayeye Efendimizin halası

Al'ik.t: (r.a.).dabil olur. ili. Hatice'uin Şam'a gidecek kervaın, bu kervanı emanet

edebileceği güvenilir bir insan araması, daha öncesinde Efendimizi rüyasında

görmesi ve bu rüyayı tabir ettirmesi kısaca hikaye edilir. Ardından Hz. Peygam- ber' in Hz. Hatice tarafından hem aranılan güvenilir kişi hem de rüyada gördüğü kişi olması üzerinde durulur. Sonrasında Hz. Hatice'nin sevinci dile getirilir:

Sevindi didi kim bu idi ınaksüd

Dilerim ki müyesser ide Ma'bfıd

(6)

EDEBİYAT

VE

SANATTA BİYOGRAFİ YAZIClLIGI

Du 'amı ya İlahl sen kabfıl it

Habibin Mustafiiya sen kul it

Hadice geldi oturdı saraya Yüzi benzemiş idi bedr-i aya

Sevinüp şad oluban eve geldi Ki çaşni-gtrlerine emir kıldı

Ta' am çekildi ol yar-ı vefiiya Yedi içdi irişdi seraya

Yine gayret idüp aklını derdi Ki kendü kendüsiyle fikr iderdi

Eğer bu sırrı bir lcimseye dersem Bu gizli razımı izhar idersem

İşidenler kamusı dinleyeler Bu sırdan nice ma 'na anlayalar

Dimişler olısar sabr selamet İvenler 'akıbet olur melamet

427

Bundan sonra metne Hz. Hatice'nin yardımcısı Meysere dahil olur. Kerva-

nın yola çıkması için gereken hazırlıklar yapılır ve yola çıkılır. Ardından Rahip Bahira -metinde Buhra şeklinde yer almıştır-Efendimiz ile karşılaşır ve O'ndaki peygamberlik alametlerini farkeder. O'na peygamber olacağını söyler, kendisi- ni de ümmetinden saymasını rica eder. Ardından kervanın Şam'a ulaşmasından, Şam'da yaşananlardan ve Meysere ile Hz. Hatice'nin Efendimiz vasıtasıyla mek-

tuplaşmalarından bahsedilir.

Kervan Mekke'ye döndükten sonra artık yavaş yavaş mevzu Hz. Hatice ile Hz. Peygamber'in evliliklerine doğru çevrilir. Bu bölümde dikkat çeken nok- talar Hz. Hatice'nin, babası Huveylid'den istenme rivayetinin tercih edilmesi, Huveylid'io bu evliliğe karşı çıkması ve ancak sarhoş edilerek ağzından söz alın­

masıdır. Aşağıdaki beyitler babanın evlilik teklifini reddinden sonraki bölümden

alınmıştır:

(7)

428 . İSLAM TE'LİF GELENEGİNDE BİYOGRAFİYAZICILIGI

Ebfi Talib Atike oldı melil Didiler Kadir durur Rabb-i.Celil

Çün Hadlce işidüp bu.sözleri

Oldı mahzı1n ağlayuban gözleri

Akile kamile görür ne ider Mekkenün uluların da 'vet ider

Ebı1 Süfyan geldi kibarlar ile

Ebı1 Talib Ebı1 Bekr ile bile

Cümlesi bir arada cem' oldılar

Dürlü ta' am yiyüben şad oldılar

Babası gayetde serhoş idesiz Tolu kase içirüp nfrş idesiz

Sözün tutup ana içirüpdiler

Serhoş idüp kend 'özin geçirdiler

01 dem anı aluban götürdiler Hadicenün evine getürdiler Ol gice Hadiceyi gör kim nider

Babasının etegine reng ider

Pes za'feran civid ile bil ey yar Eteginin bir kanş yerin boyar

Ol zamanda bir kişi serhoş iken

Kızını ahdeylese bi-hüş iken

Reng sürerlerdi anın etegine Ta ki dönmeyeler ahdinden gine

Çün sabah ola anı bile yakın

Gördi etegindeki rengi hemin

{

(8)

EDEBİYAT VE SANATTA BİYOGRAFİ YAZICILIGI

Dir Hadiceye eya can-ı cihan Nedir bu etegimdeki nişan

Dir Had1ce babasına vay seni

Niçün virdiniz Muhammede beni

429

Burada eteği boyama adeti ilgi çekicidir. Kaynaklarda bu bölüm Hz. Ha- tice'nin, amcası Amr bin Esed' den istenmesi ve onun rıza göstermeme ihtimali üzerine, bu defa amcanın içkisine müdahale edilerek onun sarhoş edilip üstüne safran kokan bir kaftan giydirilmesi, kokudan kendini kaybeden amcanın nikahı tasdik etmesi, kendine geldiğinde de bunu kabul etmemesi şeklinde anlatılır.93

Metnin bundan sonraki kısmı, kısaca, Efendimizle Hz. Hatice'nin evlen- melerine, risalet geldiğinde Hz. Hatice'nin duruşuna, birlikte mücadele etmele- rine ve evlat sahibi olmalarına ayrılmıştır. Eser, Hz. Ömer'in müslüman olması müjdesi, Hz. Bilal 'in ezan okuması, kılınan Cuma namazı ve Efendimizin min.:.

berde hutbe okuması ile devam eder. Bu bölümler birkaç beyit ile hikaye edilmiş­

tir. Sonun~a hutbe vesilesi ile müslüman olanlardan bahsedilir ve bir dua beytiyle metin bitirilir:

Okuyanı dinleyeni yazanı

Rahmetinle yarlıgagıl ya Gani

Eserin

Edebi ve Kültürel Yönü:

Genel olarak esere bakıldığında, her ne kadar başlıkta Hz. Hatice var ise de sanki muhtasar bir siyerin içine Hz. Hatice ile ilgili bölümler, daha uzun tutu- larak, yerleştirilmiş gibidir. Aynca Hz. Hatice'ye dair bilgiler sadece Efendimizle ilgisi nispetinde eserde yer almıştır ve daha ziyade nikah akitleri üzerinde durul- muştur. Çünkü Hz. Hatice ile ilgili bu tür hikayelere zemin oluşturabilecek ve

aynı zamanda tarihi gerçekliği de bulunan bir başka hacimli mevzu yoktur. Aynca siyer türü içinde kahramanın Hz. Hatice olduğu tek mevzu nikah akdi kısmıdır.

Metinlerde doğrudan Hz. Peygamber ile ilgili bölümler gayet kısa tutulmuş Hz.

Hatice mevzuya dahil olduğunda konu uzamıştır. Öte yandan, mesela, Hz. Hati- ce 'nin önceki evliliklerinden. veya doğduğu evden bahsedilmemiştir.

Metnin diline, üslubuna, veznine ve nazım şekline bakıldığında sanki

. I

tamamen halkı bilgilendirmek amacıyla, sosyal bir ihtiyacı karşılamak üzere ya- zılmış gibidir. Burada iki önemli mevzu dikkat çekicidir. İlki böyle bir metin için 93 Muhammed Hamidullab, İslam Peygamberi, İrfan Yayımcıltk, İstanbul 1993, s.62, 63.

(9)

430 İSLAM TE'LİF GELENEGİNDE BİYOGRAFİ YAZICILIGI

çok fazla nüshanın bulunmuş olması, ikincisi de eserin kahramanının Hz. Hatice

olmasıdrr.

Bir metnin ne kadar çok nüshası varsa, bu, o eserin o kadar çok talep gör-

düğü ve okunduğu anlamına gelir. Bu okuma fiili, insanların bir arada bulunabi~­

diği pek çok farklı ortamlarda olabilir. Adı geçen eser de, edebi özellikleri göz önünde bulundurulduğunda, daha ziyade krraat meclislerinde okunan, dinlenen hatta ezberlenen metinlere benzemektedir.

· "Okunan bir kitabı dinlemek üzere bilinçli olarak bir araya gele~ fertle- rin oluşturduğu meclisler"94 diye tarif edilen krraat meclisleri, Selçuklfilardan beri Anadolu' da devam edeiı eski ve köklü bir okuma ve dinleme geleneğidir.

Bu meclislerin oluşmaya başladığı yüzyıllar Orta Asya'dan Anadolu'ya göçün en fazla olduğu yüzyıllardrr. Bu dönemlerde daha ziyade imam, ibadeti, ahlakı

ve tarihi anlatan eserler okunup dinlenmekte idi.95 Bir başka deyişle dönemin

ihtiyaçlarına cevap veren metinler tercih edilirdi.

Geleneğin tevarüsünde çok önemli bir rol oynadığı düşünülen krraat mec- lisleri, Osmanlı toplumunun temel, sosyal ve ilml faaliyetlerinden kabul edilınek­

tedir. Konu edilen Hz. Hatice metni de bu yüzyıldaki sosyal bii: ihtiyaçtan dol.ayı

çok okunmuş, dinlenmiş dolayısıyla çoğaltılmış olabilir.

Yukarıda bahsedilen ikinci önemli mevzu ise eserin kahramanının Hz. Ha- tice olmasıdrr. Büyük bir kısmı evlilik üzerine kurulan ve kahramanı da hanım

olan bir hikayenin, tamamen erkeklerden oluşan bir meclisten ziyade sadece ha-

nımlardan oluşan bir meclisde okutulmuş olabileceği düşüncesini akla getirmek- tedir. Ancak bu güne kadar hanımlardan oluşan okuma meclislerinin varlığı ko- nusunda sadece tarihi iki küçük malumat bulunabildi. Yaygın bir 'gelenek miydi' . bunu bilmiyoruz.

Öte yandan kıraat meclisleri geleneğinin :XX. yüzyılın başlarına kadar sür-

dürül~üğü düşünülürse, bu kadar geniş bir zaman aralığında mutlaka hanımlara

yönelik okuma-dinleme ortamlarının da oluşturulduğu düşünülebilir. Bu durum bir başka eser üzerinden örneklendirilebilir. Krraat meclislerinde, daha önce bah- si geçen kitaplarla beraber, özellikle XVI. yüzyıla doğru muhtevaları aşk, macera ve kahramanlık olan eserler de okunmaya başlamıştrr. Bunlardan bir tanesi yine çok fazla nüshası bulunan ve Hz. Hamza 'nın kahramanlıklarını anlatan Ham- . zanamelerdir. Bu eserin, XVII ve XVIII. yüzyıllarda, konaklar, yalılar ve köşkler

94 Zebra Öztürk, "Osmanlı Döneminde Kıraat Meclislerinde Okunan Halle Kitapları" Türkiye Araştınnalan Literatür Dergisi, Eski Türk Edebiyatİ Tarihi 1, C. 5, S. 9, İstanbul 2007, s. 401.

95 a.g.e., s. 401,402.

(10)

EDEBİYAT VE SANATTA BİYOGRAFİ YAZICILIÔI 431

gibi özel alanlarda da okunup dinlendiği bilinmektedir.% Özellikle şehir merkez- lerinde kurulan meclisler.in harem bölümlerinde Hamzaname okutulduğu iki ka-

yıtta belirtilmiştir. Ali Emiri Kütüphanesi 'nde bulunan Hamzaname nüshalarının

53. cildinde "Bu kitabı devletlü Paşa Efendimizin harem-i hassında97 ••• " diye devam eden bir not mevcuttur. Kağıt kesilcliği için yazı burda bitmiştir. Diğer

nüspa da ise; "Haza bu kitab Beglerbegi'nde Hacı? 'Ata Efendi'nin Harepıinde?

k.ıra'at itmişlerdir.98" şeklinde bir başka not bulunmakta~ır.

Demek ki Mesnevi ve Bubari okumalm gibi bir geleneğe. dönüşmüş ol- masa da, bu tür hikaye okuma-dinleme meclisleri hanımlar arasında da olabil- mektedir. Harem bölümlerinde oluşturulan bu meclislerin günümüze daha yakın yüzyıllarda olduğu tahmin edilmekte ise de ilk örneklerinin daha erken dönemler- de görülebilme ihtimali de mevcuttur. Bir başka ilıtimaE de mevlid okuma gelene-

ğiyle ilgilidir. Bazı mevlid metinlerinin sonuna 'Geyik Hikayesi' gibi veya 'Ke-

sikbaş Hikayesi' gibi mevzulann eklendiği ve okunduğu bilinmektedir. Herhangi bir mevlidin sonuna eklenmiş bir Hz. Hatice metnine rastlanmamakla beraber bu metinlerin mevlid törenlerinde de okunuyor olabileceğ\ düşünülmektedir.

Dolayısıyla Hz. Hatice metinlerinin hanımlara yönelik olarak çoğaltılmış olduğu kabul edilebilir. Amaç da Hz. Hatice'ye bas, ev içi ve sosyal ortamlarda- ki davranış kalıplarının hanımlara örnek olarak sunulması olabilir. Mesela Hz.

Hatice'nin Efendimizle evlenme arifesinde göstediği sabır metinde şöyle ifade

edilmiştir:

Dimişler olısar sabr selamet İvenler 'akıbet olur melamet

Bu işe ben sabr ideyim ne ola Kim bile kim Atike bunda gele

Hz. Hatice'nin Şam ticareti dönüşünde Hz. Peygamber'in ücretini bilerek geciktirmesine dair Ebu Talib'in Atike (r.a)'yı sakinleştirmesi:

Dir Ebu Talib ana sakin ol

Kimsenin hakkın yemez ol öyle bil

96 Tülün Değirmenci, "Osmanlı İstanbul'unda Hamzaname Geleneğine Göre Kamusal Okuma'', Büyük İstanbul T3rihi, C. 7, İstanbul 2015, s. 646.

97 a.g.e., s. 647, aynca bkz, Ali Emiri 104. vr.18a.

98 a.g.e., s .. 647, aynca bkz,Ali Emiri 105. vr.29b.

(11)

432• İSLAM TE'LİF GELENEGİNDE BİYOGRAFİ YAZICILIGI

Hz. Hatice'nin evlendikten sonra bütün malını Efendimize devretmesi:

Kamu Meleke halkı anda geldiler Er ü avret cümlesi cem oldılar

Cümle bunlar yeyüp içdiler ta' am Küllisi tümletdi bunda hass u am

Bunlara gayet konukluk eyledi Pes ta' anıdan sonra tursunlar didi

Gör ne kıl ur Hadke ba 'de-t-ta' am Bir hartr döşek getürdi ol hümam

O döşek büyüklügini bil ey yar Dört yüz arşun idi bil ey yar

Döşek üzre dökdiler şol denlü mal Kimse anı şerh idebilmek muhal

Er boyunca dört küp incü var idi

Dahı her danesi cevher-dar idi

La' 1 ü yfilillt her biri kıymetlü taş

Bi-hisab bi-kıyas zerrin kumaş

Şol-kadar kim oldı ineli sim ü zer

Turdı iki yanına pes ilci er

Bakuban biribirin görmediler Kimse bunun sırrına irmediler

Didi kim bu denli malı biz kimsede Görüben işitdiniz mi dünyada

'

(12)

EDEBİYAT' VE SANATTA BİYOGRAFİ YAZICILIGI

Didiler kimse işidüp görmedi Kimsenin bu sırra 'aklı irmedi

Didi Mekk:e ulularına bilin Siz benim bu sözüme şahid olun

Bu kadar deve katır mal tavar

Hep Muhammedin durur her ne ki var

Bilünüz bu işi böyle işledim Kamusı Muhammede bagışladım

Destiniz oldı ana Rabb-ı Celil

Dostları şad oldı düşmaw melil

433

Beyitlere bakıldığında tamamen sabırlı, sakin ve destekçi bir 'bilge kadın' şahsiyeti görülmektedir.

Hz.

Hatice Metinleri Biyografik Bir Eser Olarak Kabul Edilebilir mi?

Öncelikle metinlerin başlıklarındaki farklılıklar dikkati çekmektedir. Aynı eserin farklı nüshaları için 'hikaye, destan, manzılme, mesnevi, menkıbe,mevlid'

gibi başlıklar kullawlmıştır. Bu çeşitlilik, farklı isimler altıdaki metnin muhteva-

sıwn farklı olduğundan veya farklı bir üslupla yazıldığından ileri gelmemekte- dir. Sadece aynı eser için farklı başlıklar kullanılmıştır. Aynca bu isimlerin uzun mesnevilerde bölüm başlıkları olarak da yer aldığı ve günümüz manalarını ifade

etmediği de düşünülürse, eserin başlıklarından hareketle, biyografik kabul edilip edilmemesine ilişkin bir karmaşa mevcuttur demektir. Yani hangi edebi tür içinde

değerlendirileceğine karar verilebilmesi için bir başlık birliğine ihtiyaç vardır.

Öte yandan Türk Edebiyatı 'nda bu tür isimlerle anılan eserler, genel olarak

menkıbevi eser veya menakıbname olarak adlandırılabilir. Dolayısıyla metin bu türün başlığı altında değerlendirilebilir .

. Menakıb kelimesi bir kişiyi methetme anlamıyla ilk defa IX. yüzyıldan

itibaren kultawlmaya başlamıştır. Hadis kitaplarında ashabınin faziletlerine dair hadisleri ihtiva eden bölümlerin adı olarak geçer. Aynca halifeler ve mezhep

(13)

434 İSLAM TE'LİF GELENEGİNDE BİYOGRAFİ YAZICILIGI

imamları hakkında yazılan eserlerin veya kutsal şehirleri tasvir eden metinlerin isimlendirilmelerinde de bu kelime kullanılmıştır.99

Menakıbname başlığı; IX. yy dan sonraki dönemlerde sadece tasavvufi ni- telik taşıyan eserler için tercih edilmiş; XII. yüzyıldan itibaren de tarikat pirleri,

şeyhler veya sfıfıler hakkında menakıb kitapları yazılmıştır.100 Bu meyanda mena-

kıbnamelerin içine tasavvuf büyüklerine atfedilen kerametler ve olağanüstülükler

de 4ahil olmuştur. Buna rağmen "konularının gerçek ve kutsal kişiler olması,

bunlan·n yaşadıkları zaman ve mekaillİl bilinmesi, anlatılan olayın gerçek oldu-

ğuna inanılması, sade bir üslupla yazılmış olmaları itibariyle"101 masal, efsape ve destan gibi türlerden ayn tutulmuştur.

Bu tanımlama, Hz. Hatice metinlerinin ınenakıbname adı altında değer­

lendirilebilmesinin yolunu açar. Çünkü anlatılan olaylar ve kahraman gerçektir, zaman ve mekan bellidir, sade bir üslupla yazılmıştır. Menakıbnamelerdeki ola-

ğanüstü olaylar ve tasvirlere duyulan ihtiyaç, bu metinde Hz. Peygambei'i ve Hz.

Hatice'yi övücü tasvirlerle veya bazı geleneklerin uzun uzun anlatılmasıyla -etek boyama hikayesi gibi- ya da dua beyitleriyle giderilmiştir.

eder:

Mesela Rahip Buhra Hz. Peygamber'i ilk gördüğü anda O'nu şöyle tasvir

Ki anda gördi mi serverin yüzüni Olup hayran unutdı kend'özüni

Yanagı gonca gülden dahı terdür Yüzi güneş anun alnı kamerdür

Dişi dürri ruhı yakfıt u ahmer Sözü sükker lebidür ab-ı Kevser

Siyah ebrulan dönmiş hilale Diler kim benzer ne haddine 15.le

Sanasın servidir ol kadd-i bala Musavver hfıb yaratmış Hak Te'ala

99 Haşim Şahin, "Menfilcıbname" D.LA., C. 29, İstanbul 2004, s. 112.

100 a.g.mad., s. 112.

101 a.g.mad., s. 112.

(14)

EDEBİYAT VE SANATrA BİYOGRAFİ YAZICILICI 435

Atike (r.a.) Şam'a gidecek kervan için Hz. Hatice'ye Efendim.izi tavsiye etmek için söze dua beyitleriyle başlar:

Atike eyder dilerim var olasın

Hemişe devletlü yar olasın ·

Dahı ömrün mezid payende olsun Nice şahlar kapuna bende olsun

Güler yüzün cihanda solnıasun hlç Mübarek kalbine gam gelnıesün hlç

Muradım budur ey devletlü hanım

Velakin dimege varmaz zebanım

Yine Atike (r.a.) ve Ebu Talib'in Şam kervawnın yola çıkma hazırlıkla­

rı sırasında Hz. Hatice'yle ettikleri bir sohbetde Hz. Hatice'ye dcı.ir. düşünceleri şöyledir:

Atike Ebu Talib dinlediler

Katı mürüvvetli hatun didiler

Genel olarak bakıldığında Hz. Hatice'nin doğumundan ölümüne kadar tüm bayatı metinlerde yer almamıştır. Buna rağmen mevzu edilen bölümler,. her ne kadar menakıbname özelliğinde de olsa, tamamen, zaman, mekan ve kahramanın gerçekliği bakımından tarihi olaylarla örtüşmektedir. Bundan dolayı metinler bi- yografik bir eser olarak kabul edilebilir.

(15)

KAYNAKÇA

Abdülkadir Karahan, "İlk Osmanlı Edebiyatının İncelenmemiş Dini Bir Mes- nevisi: Hi.kayet-i Hadice Tezvic-i Muhammed Yahut Mevlid-i Hadice- fü'l-Kübra" Eski Türk Edebiyatı İncelemeleri, İstanbul 1980.

Emine (Kara) Tursun, "Haza Kitab-ı Hadicetü'l-Kübra" (Giriş-İnceleme-Me­

tin-Sözlük), Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Abant İzzet Baysal Üni- versitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı,

Danışman:

Doç. Dr. Gülsel Sev, Bolu 2010. { Haşim Şahin, "Menaktbname" D.I.A., C. 29, İstanbul 2004.

M. Yaşar Kandemir, "Hatice" D.I.A., C. 16, İstanbul 1997.

Muhammed Hamidullalı, İslam Peygamberi, İrfan Yayımcılık, İstanbul 1993.

Necdet Öztürk, Yazarı Belli Olmayan "Hazret-i Hatice Manzumesi" Metin-Dil İncelemesi, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Türk Dili ve Edebiyatı Anabiliın Dalı, Danış­

man: Prof. Dr. Adnan Rüştü Karabeyoğlu, Kocaeli 2016.

Rahim Erarslan, "Manzfıme.-i Haticetü'l-Kübra" (Metin-İnceleme), Yayımlan­

mamış Yüksek Lisans Tezi, Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Ens- titüsü İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı Türk İslam Edebiyatı Bilim Dalı, Danışman: Pr9f.. Dr.

Alim

Yıldız, Sivas 2016.

Ömer Sabuncu, Son Peygambere İnanan İlk İnsan Müminlerin Annesi Hz. Hati- ce, .Semerkand Yayımlan, İstanbul 2011.

Seda Garip, GutaınJ'nin ''Dasitan-ı Haclicetü'l-Kübra", Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Türk İslam Edebiyatı A.B.D., Danışman: Prof. Dr. Hasan Aksoy, İstanbul 2010.

TÜlün Değirmenci, "Osmanlı İstanbul 'unda Hamzaname Geleneğine Göre Ka- musal· Okuma", Büyük İstanbul Tarihi, C. 7, İstanbul 2015.

Zehra Öztürk, "Osmanlı Döneminde Kıraat Meclislerinde Okunan Halk Kitapla-

rı" Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, Eski Türk Edebiyatı Tarihi I, C.

5, S. 9; İstanbul 2007.

Referanslar

Benzer Belgeler

Dördüncü bölümde, tezin amacına uygun olarak nesnelerin interneti döneminde reklamcılığın geleceğine yönelik reklam uygulayıcıları ve reklam akademisyenlerinin

Yapılan ki- kare analizi sonucunda katılımcı tipi “Toplam kalite yönetimi uygulamaları çerçevesinde iletişim kaynakları etkili ve verimli kullanarak iletişim

İkinci bölümde, yukarıda belirlenen kıstaslar çerçevesinde ülke karşılaştırmaları (ABD, İngiltere, Fransa) yapılacaktır. Bu karşılaştırmalar ile hükümet

Buna göre araştırmaya katılan ve doktorluk mesleğini tatmin edici bulmayan 54 doktordan 13’ü doktorluk mesleğini tatmin edici bulmama nedenini ülkenin içinde

İnternet üzerinden yapılacak tanıtımlarda kurum logo ve bannerinın yer alması Katılımcı firmalara verilecek teşekkür belgelerinde logo ve isim kullanımı Program

Devlet muhasebesi alanındaki reform çalışmalarına ülkemizde 1995 yılında genel ve katma bütçeli idarelerde tahakkuk esasına geçilmesini amaçlayan Kamu Mali

Yeni Medya Çağında Televizyon, Bölüm adı:(Sayısal İletişim Teknolojileri Bağlamında TV Haberciliği) (2015)., ÖZEL SEDAT,GÜRER MERT,COŞKUN MESUT,Dirsen Şahin,TANSEL

Süleyman Değirmen I am pleased to introduce the inaugural issue of the Journal of the Institute of Social Sciences at Mersin University (SSIe-J). The Institute of Social Sciences