• Sonuç bulunamadı

BİLDİRİLER. Muhammet GÖRÜR. T.C. GAZi ÜNiVERSiTESi FEN-EDEBiYAT FAKÜLTESi SANAT TARİHİ BÖLÜMÜ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "BİLDİRİLER. Muhammet GÖRÜR. T.C. GAZi ÜNiVERSiTESi FEN-EDEBiYAT FAKÜLTESi SANAT TARİHİ BÖLÜMÜ"

Copied!
17
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

GAZi ÜNiVERSiTESi FEN-EDEBiYAT FAKÜLTESi

SANAT TARİHİ BÖLÜMÜ

X. ORTAÇAG-TÜRK

DÖNEMİ

KAZlLARI

VE

SA}'fAT TARİHİ ARAŞTıRMAL~ SEMPOZYUMU

PROF. DR. H. ÖRCÜN BARIŞTA'YA ARMAGAN (3.-6 Mayıs 2006)

BİLDİRİLER

Yayına Hazırlayan

Muhammet GÖRÜR

ANKARA-2009

(2)

SARIKAMIŞ'TAN BİRKAÇ KAYA KİLİSESi ÖRNEGİ

Hamza GüNDOGDU.

Kuzey-güney göç yollan üzerindeki kilit konumundan dolayı Sankamış

ve çevresi prehistorik devirlerden beri çeşitli devlet ve topluluklara yurtluk

etmiştir.'

Milattan önceki ve sonraki dönemlerde başta Kafkaslar olmak üzere ku- zey steplerinden, Orta Asya ve İran' dan gelen çeşitli kavipılerin güç hareket- leri, Sankamış ve çevresini hayli etkili kılmıştır.

Hurriler, Hititler, Haldil er gibi eski Anadolu kavimleri ile Milattan önceki X-VTI. yüzyıllar arasmda Urartulann kuzey sınırını teşkil eden Sarıkamış ve çevresinde M.Ö. 785'den itibaren Diau-Ekhi'ni krallığı kurulmuştur.2

M.Ö. VTI. yüzyılda Kafkaslar üzerinden gelen Kimınerler, daha sonralan M.Ö. 585'te de İskitler (Sakalar), buradaki Urartu hakimiyetine son verirler.3 İskitlerden sonra yöre, İran'daki Medler, Persler, Pasianlar, Taoklar, Gorga- renler, Makedonlar, Selevkoslar, Partlar ve Romalılar tarafından yönetilir.4

Roma'Ii.ııi ikiye ayrılmasıyla Doğu Roma (Bizans)'nın hissesine düşen tüm Anadolu gibi, Sankamış ve çevresinde bu dönemde, ilk Hıristiyan ma- bedleri yapılmaya başlanır. Bizans-Emevi, Bizans-Abbasi dönemlerindeki mücadelelerde yöre, XI. yüzyıla kadar sürekli el değiştirir.

XI. ve XII. yüzyıllarda Büyük Selçuklulann, x:ın. yüzyılda Anadolu

Prof. Dr. , Atatürk Üniversitesi, Fen-Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü.

Sankamış'ın tarihçesi ve kültür varlıklan ile ilgili olarak bkz. M.F. Kırzıoğlu, Kars Tari- hi, İstanbul 1953.; M. Erendil, Şehit Yıu·du Sarıkamış. Ankara 1993.; AM. Manser, Eski Doğu ve Ege Tarihinin Anahatları, İstanbul 1945.; H. Gündoğdu, VD., Sarıkamış ve Çevresindeki Tarihi Ka/mtı/01; Erzurum 1999.; A. Ceylan, Sarıkamış, Tarihi ve Arkeo/o- jik Araştırma/01; Erzurum 2001.; İ.K. Kökten, "Kars'ın Tarih Öncesi Hakkında İlk Kısa

Rapor", Belleten, C.7.s.601-613; Ay. yz. "Kars Çevresinde Dip Tarih Araştumaları ve

Yazılıkaya Resimleri," Atatürk Konferans/arı, V, 1971-1972, s. 95.104.; A. Çilingiroğlu,

"Diauehi'de Bir Urartu Kalesi: Umudum Tepe (Kalortepe)", Anadolu Araştmnaları, VII, İstanbul 1980, s.l91-201,; O. Belli, "Urartular" Anadolu Uygarlıklan Ansiklopedisi, C.l, s.l39-208; K. Köroğlu, "Urartu Krallığının Kuzey Yayılııru ve Qulha Ülkesinin Taribi

Coğrafyası," Bel/eten, C. LXN, s.241, Ankara 2000, s. 715-747.

Bkz. 1 No 'lu dipnot/o anılan eseri er.

K. Köroğlu, a.g.m., s. 725 v.d.; O. Belli, a.g.m., s. 175.vd.

1 Nolu dipnotta anılan yayınlar.

(3)

Selçuklulannın, XIV. yüzyılda Celayirlilerin, XV. yüzyılda Karakoyunlulann, XVI. yüzyıl başlannda da Akkoyunlu ve Safeviierin hakimiyetinde kalan

Sankamış-Kars çevreleri, XVI. yüzyılın ikinci yansındanitibaren de tamarrıiyle Osmanlı hakimiyetine katılrnıştır.5 1877-78 Osmanlı Rus savaşından sonra bir müddet Rus yönetiminde kalan Sarıkamış, 5 Nisan 1918 yılında yeniden anavatan'a ilhak edilmiştir.6

Bu kısa tarihi girişten sonra Sarıkamış ve çevresinde yaşamlannı sürdü- ren Hıristiyan halkın ortaya koyduğu bazı kaya kiliselerine değinmek yerinde

olacaktır.

Bilindiği üzere İsa 'nın sağlığında ona inanan ve havari olarak adlandırılan oniki kişinin dışında hıristiyan bulunı:nuyordu. İsa'nın ölümü ile çok sıkı taki- bata alınan ve her biri farklı coğrafyalarda inanç ve düşüncelerini yaymak için faaliyet gösteren havari ve onlara inanan diğer azizler, el altından hıristiyan­

lığı yayarken katakomb ( catacombe) dediğimiz yer altı ibadet mekanlarında

ya da mağaralara oyulmuş mabedierde saklanmak zorunda kalmışlardır.7 IV

yüzyılın ilk çeyreğinden itibaren hıristiyanlığın serbest, hatta resmi din haline gelmesiyle de şapel, bazilika, kilise, katedral dediğimiz büyük programlı yer- yüzü ibadet mekanlan ortaya çıkmıştır.

Bazilikaların yanında yer alan ek mekan ya da daha küçük bağımsız ibadet rnekanianna "şapel" adı verilmektedir. Daha çok köy yerleşimlerinde ya da

hıristiyan halkın az bulunduğu bölgelerde karşımıza çıkan bu şapeller, küçük bir ön girişe (narteks) sahip olup, içerde Kudüs'ü işaret eden yarım yuvarlak apsisin bulunduğu küçük ibadet mekanından ibaret idiler.

Anadoluda hıristiyanlığın giderek güçlendiği VI. VTI. yüzyıllardan itibaren en küçüğünden en büyüğüne kadar hemen hemen her yerleşim biriminde ka- - · tearal,.~se, bazilikaya da şapel türünde hıristiyan ma bedleri yaygınlaşmıştır.

Aslında Xl-XII. yüzyıllara kadar DoğuAnadoluda hızlı bir yapılaşmanın

M.F. Kırzıoğlu, Osmanlıların Kafkas Ellerini Fethi, Ankara 1976.; "Kars İli'nin Tarihi ve Milli Tarihimizdeki Yeri", Kars İl Yı/lı ğı 1967, s. 11 O; D. Aydın, Erzwıun Beylerbeyfiği

ve Teşldlatı (Kuruluş ve Genişleme Devri 1535-1566.. Ankara 1998, s. 250-251.

M. Erendil, a.g.e .• s. 220.; Köprülülü Şerif Uden, Sarıkamış (Yay. haz. S. Önal), İstanbul 1998. s. 251 vd.

O. Koral, Taşkapıdan Taçkapıya Kapado/...ya, İstanbu12003, s. 31 vd.; A.M. Talbot, "Bi- zans Manastır Sistemine Giriş", Cogito, Sayı 17, İstanbul 1999, s. 161-176.; D.M. Nicol, Meteora, The Rock Monasteries ofThessaly, London 1975, s. 96.; N.M. Vaporis, Byzanli- ne Saints and Monasteries. Brooklyne, Massachuse tts 1985, s. 23 v.d

(4)

sürdürüldüğü hıristiyani dönemden günümüze, aradan bin-binbeşyüz yıl geç- mesine rağmen, sağlam mimarileriyle ayakta durmaya çalışan birçok kilise ve

şapele bolca rastlanmaktadır ..

Öte yandan bunların daha dayanıklı olabilenleri de insan ayağının fazla tahrip etmeyeceği, yerleşim yerlerinden nispeten uza~, ya da yumuşak dakulu

kayaların oyulması suretiyle onlann içine inşa edilmişlerdir. Bunların sadece Anadolu coğrafyasında olmayıp Suriye, Mısır, Filistin, Balkanlar, Kafkasya, Rusya ve tüm Avrupa 'ya da yayıldığı, ancak önemli bir kısmının da Orta Ana- doluda Kapadokya bölgesinde karşımıza çıktığı bilinen bir gerçektir. 8

1

1997 ve 1998 yöre araştumalarımız esnasında dikkatimizi çeken birkaç kaya kilise örneği, Sankaıinş ve çevresinde de bu türden birkaç örneğin bu-

lunduğunu ortaya koymuştur.

KA YA K.İLİSELERİN TANITIMI

a) Micingirt'teki Kaya Kiliseleri: Tarihi kaynaklarda Micingirt

(Fotoğraf 1) olarak anılan ve Cumhuriyet döneminde ad değiştirme modasına

uyularak İnkaya'ya dönüştürülen bu yerleşim merkezi, Sankamış'a 22 km.

uzaklıkta, Karaurgan beldesine bağlı, çevreye hakim, tarihi bir kalenin

eteğinde kurulmuştur.9

Savunmaya elverişli, yüksek ve sarp anakaya üzerindeki İç Kalenin batı yamacına kurulmuş İnkaya Köyü'nün içerisinde; birbirinden 50 m. uzaklıkta üç kaya kilisesi dikkat çeker. Küçük ölçekli olduklan için ~unlan şapel olarak

tanıtmak daha doğru olacaktır.

Kapadokya'nın coğrafi tanımı ve fiziki oluşumlar hakkında pek çok yayın bulunmakla birlikte dini anlamda kaya kiliselerinin yapıldığı dönem ve onların tanıtımı için kısaca

bkz.: G. Korat, a.g.e. ; O. Sağdıç, Cappadocıa, Ankara 1987.; Y. Ötüken, Göreme, ·An- kara 1987.; Y. Ötüken, Dılara Vadi si, Ankara 1990.; F. Hilde-Restle, Kappadokien (Kap- padokia, Charsianon, Sebasteia und Lykandos). Wien 1981.; S. Kostof, Caves and God The Monastic Environment of Byzantine Cappadocia, Cambridge 1972.; L. Rodley, Cave Monasteries of Byzantine Cappadocie, Cambridge 1985.; N.Thierry, "Notes Critiques a Propes des Peintures de Cappadoce, "REB, _26 (1968), s. 337-366.

M. 1099-1100 yıllarında Micingirt ve Karakurt dolayianna yerleşen Türkmen Artuklularla yöredeki Ani Emiri Manuçehr ile Kıpçak ve Gürcnler arasında akın ve saldınlar devam et- miştir. Konu ile ilgili olarak bkz. O. Turan, Doğu Anadolu Tıirk Devletleri Tari i, istanbul 1993, s. 136 v.d.; M.F. Kırzıoğlu, Kars Tarihi, s.182.; Ah bariid-devlet-is Selçukiye, s.l51 .;

M. Erendil, a.g.e., s. 13.; G. Solmaz, Ortaçağda Erzunım-Kars, Kaleleri, Erzurum 2000, s. 56 v.d.; Buradaki Saltuklulara ait bir tUrbenin tanıtımı için bkz. R.H. Ünal, "Az Tanınan ve Bilinmeyen Doğu Anadolu Kümbetleri,"Vak!fiar Dergisi. Sayı XI, Ankara 1976, s. 156- 159.

(5)

I. Şapel: Daha kuzeyde yer alan bu şapel, anakaya içerisinde yer alır.10Yer aldığı anakayanın yüzeyi hafifçe düzenlenmiş olup, tek nefli bu şapele, güney- de yer alan ve zeminden 2.50 m. yükseklikte 0.98xl.50 m. boyutlanndaki bir

kapı ile ulaşılmaktadır (Fotoğraf2, Çizim 1).

Üst örtüsü parçalanarak tahrip olmuş şapelin ölçüleri yaklaşık; 2,70x4,10 m. kadardır. Doğu-batı doğrultusunda konumlandırılımş şapelin doğusunda,

üst kısmına yuvarlak kemer görüntüsü verilmiş yanm yuvarlak bir apsis, ap- sisin sağında küçük bir pastaphorion hücresi ile duvarlarda da karşılıklı derin birer ni ş açılmıştır.·

Apsisin önünde zeminden yaklaşık 35-40 cm. yükseklikte bir seki bulun- makta ve apsis kemerinin tam_ö!lünde deprizmal şekilde yükseltilmiş bir ba- samak yer almaktadır. İki yanda, apsis yuvadağına geçişi belirleyen duvar payesi görünümünde iri prizmal şekilli bir kademelen.me vardır.

ll. Şapel: Birinci şapelin yaklaşık 50 m. kadar güneyinde bulun.maktadır11 (Fotoğraf 3). Dıştan pramit şeklindeki bir anakaya içine oyulmuş olan bu ka-

lıntı da, tek nefli bir şapel uygulamasıdır

Şapele, güneyden yuvarlak kemerli bir kapı ile girilmektedir. Bu kapı bi- rincide olduğu gibi yükse~e ~~ğil, ~emin seviyesindedir. Ölçüleri yaklaşık;

1,02xl,57 m. olup, kayanın parçalanması ile özelliğini yitirmiştir.

Orta kısmı çatlamış olan kayanın beşik tonoz örtüsünün tepe noktasındaki

yuvarlak şekildeki açıklığın, aydınlık menfezi olduğu anlaşılmaktadır.

Doğu yöndeki apsisin önü, zeminden iki basamak boyu (30 cm) yüksel- tilmiştir (Fotoğraf 4). İç içe üç çerçeveden oluşan yuvarlak kemerlerle takvi- ye edilen apsis, yuvarlak bir niş şeklindedir. Apsisin orta kısmında yuvarlak -kem~rli bir açıklık, sonradan örülerek kapatılmıştır. Ayrıca apsis yuvarlağının

sağ ve sol yanında yuvarlak kemerli, derin oyulmuş birer niş bulun.maktadJ!

(Fotoğraf 5).

Kilisenin ölçüleri yaklaşık; 2.70x4.20 m. yükseklik 3,50 m.dir.

m.

Şapel: I. ve II. Şapellerin güneyinde ve II. Şapelden 50-55 m. uzak-

lıkta yer alan bu şapelin de kaya içine oyulmuş, tek neften ibaret olduğu an-

10 Bu şapelin tanıtımı için bkz. H. Gündoğdu, v.D., Sankam1ş ve Çevresindeki Tarihi Ka/m- ulaı; Erzurum 1999, s. 39-40.; A. Ceylan, a.g.e:, s. 62-63.; G. Solmaz, a.g.e., s. 59.

11 H. Gündoğdu, v.D., a.g.e., s. 69-70.

(6)

laşılmaktadır. 12 Ancak 2/3 'ü tahrip olarak ortadan kalkmış olan şapelin, apsis bölümü ayaktadır (Fotoğraf 6, Çiziın 3).

Kuzeybatı-güneydoğu eksenindeki kayaya oyulmuş bu kalıntının aydın­

landığı güneydeki tek açıklık, dikdörtgen biçimindedir.

Nefin güneydoğusunda duvarlar daralnlarak, iizeri _de yuvarlak kemerli hale getirilerek apsis oluşturulmuştur. Apsis kısmı, diğer örneklerde olduğu

gibi normal zeminelen iki hasarnakla yükseltilmiş, iki yanında açıklık ve niş

izleri bulunmaktadır (Fotoğraf 7-8). Bunun üstünün de -II. Şapelde olduğu gibi-beşik tonazla öıtülü olduğu anlaşılmaktadır. Giriş kapısının güneybatıya baktığı, kalan izlerden çıkarılabilir. Yaklaşık ölçüleri; 3,1Px4.80 m. olmalıdır.

Micingirt (İnkaya)'te geçmiş dönemlerde, küçük ölçülerde daha birçok kaya-kilisenin bulunduğu çevrede gelişigüzel atılmış taş ve kaya parçaların­

dan anlaşılınakla birlikte yakın çevredeki parçalı arazide de sığınma mekanı

olarak bu tür kalınnlara rastlanınaktadır (Fotoğraf 9).

b- Çadır Kiliseler: Sankamış'ın güneyinde, orman içerisinde, şehirden yaklaşık 17-18 kın. uzakta, Süphan Dağı 'nın güney yamacında, ıssız ve dikkat çekmeyen İznos (Eznos) adı verilen mevkide, yan yana ve birbirinden 10-12 m. uzakta, iki kilise kalınnsı bulunmaktadır.

Bu kiliseler eski Sankamış-Karakurt kestirme yolunun güzergahına ya-

kındır. Ancak günümüzde yolun belli bir kısmına kadar araçlar işleyebiliyor,

geri kalanı ise hayvanlarla ya da yaya olarak yürünebile~ek bir özellik göster- mektedir. Şapellerin ıssız ve ayak altından uzak bir yerde yaphnlmış olma lan,

bunların Erken_Bizans döneminden (Vll-Vlll. yüzyıllardan) kalmış olabile- ceklerini düşündürmektedir.

I. Şapel: Doğuda yer alan bu yapı; ana kaya içine oyulmuş olup, _çadı­

ra benzemesi sebebiyle de halk arasında Çadır Kilise olarak adlandınlmıştır (Fotoğrafi O, Çiziın 4).

Konikal şekilli, kalker oluşumlu bir kayanın içine oyulmuş Şapelliı, kaya-

nın şekline uydurolmuş vaziyette ve yiıvarlak taban üzerinde, çadır biçiminde

olduğu görülür (Fotoğraf 1 1).

Güneye açılan girişin önünde; güneyhan-kuzeydoğu ekseninde dikdörtgen bir alan üzerinde, düzgün, kesme taştan inşa edilmiş bir ek bölüm (Jamatun)

12 H. Gündoğdu, v.D .. , a.g.e., s. 70-71.

(7)

bulunmaktadır (Fotoğraf 12). Dıştan iki yana meyilli, içten manastır tonozu ile örtülü Jamatun kısmının, kaya içine oyulmuş esas bölümün önüne daha sonraki (belki de XV.-XVI.) asırlarda yaptırılmış olabileceği anlaşılmaktadır.

Yörede birçok kilisede benzer uygulamalar ya da yapının aslından olan jamatun şeklinde eklentiler yaygındır. 13

Kalker kayaya oyulmuş esas kısmın içerisine giriş, güneyden açılmış bir

kapıdan sağlanmaktadır (Fotoğraf 12). Ancak hemen her yerde rastl~dığımız

türden illegal define arayıcılan tarafından bu girişin <Şnü, şapelin içerisi ve ek- lenti yapının da hem eşik kısmı hem de içerisi, baştan başa derince kazılarak

tahrip edilmiştir.

Yuvarlak planlı şapelin içerisinde; birbirinden eşit aralıklarla ve aralan duvar payesi şeklinde taşıntılarla üzerieri de yuvarlak kemerli profillerle be-

lirlenmiş mihrap nişi biçiminde yedi adet niş bulunmaktadır (Fotoğraf 13-14).

Nişlerin üst bizasından 60 cm. kadar üstte, yine iri profillerle başlayan bir silme ile kubbeye geçilmektedir. içte daha ince 2-3 sıra profilden sonra kubbe

eteği düz olarak başlamaktadır. Bu düzlüğü takiben kubbe merkezine doğru

giderek küçülen profilli silmeler, eo içte iri halat şeklinde bir profilli silmey- le devam eder, Halat şekilli bu silmenin oluşturduğu daireden sonra kubbe

yuvarl~ğı, ~çte düzgün bir şekilde sonuçlanır. Kubbe, hafif basık yanm küre

şeklindedir.

Kubbenin doğuya bakan üst kısmında, 20-25 cm. çapında, tam dairevi olmayan bir aydınlık ya da havalandırma menfezi bulunmaktadır.

I. Şapelin önündeki ek yapıya doğuya bakan yönde, yuvarlak kemerli bir kapı ile girilmektedir. İri blok kesme taşlardan inşa edilmiş dikdörtgen planlı ve kısa beden duvarlı bu eklentinin üzeri, dıştan taş kaplamalı, dik ve iki yöne - · ·-eğimli bir çatı ile örtülüdür. Kapı açıklığından başka burasının, güneybatıya

baka"iı bir pencere açıklığı daha vardır. Ancak bu pencere, şapelin iki yana meyilli üst örtüsünün altındaki üçgen alana uydurulduğu için, alta doğru ge-

nişleyen ikizkenar bir üçgeni batırlatmaktadır.

IJ Kilise önlerindeki adianna Jamatun denilen ek yapılarta ilgili olarak bkz. Y. Karaca, Doğıı

Anadolu Bölgesi Hıristiyan Dini Yapilarmda lamatım Yapıları, YÜZÜncü Yıl Üniversite- si Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sanat Tarihi Anabiliı;n Dalı, BastlmamJŞ Doktora Tezi, Van 2004. Söz konusu tezde; Kars merkez St. Gregory Illwninator Manastın (Çiz.l6), Vierges Hripsimiennes Manastın (Çiz.l8), Holly Apostles (Çiz.20), Koşavank Horomos Manas-

tın (Çiz. 22), Digor Bağnayr Manastır Kiliseleriııin önlerindeki Jamatun (ön giriş, revak)

bulunmaktadır. Aynca bkz. J. M. Thierry-P. Donabedian, Annenian Art, New York 1989.;

J.M. Thierry, Le Couvent Armenien d'Horomos, Louvain Paris 1980.

(8)

II. Şapel: I.Şapel'in 10 m. kadar batısında bulunmaktadır (Fotoğraf 15).

Bu şapel de arazi yapısını oluşturan kalker kayaya oyulmuş ikinci çadır kilise dir.14 Ancak diğerinden farklı olarak içten, tam bir kare prizmal şekle sahiptir.

Doğudaki örneğe göre daha kaba özellikteki Il Şapel'in girişi, dağın ya-

macına uygun şekilde (eğim güneye doğru azalmakta) ve güneye b akmakta dır .

Üzerinde, içerinin aydınlatılmasını sağlayan, güney eğime uygun olarak

açılmış bir havalandırma menfezi bulunur.

İçte, güneydoğu köşede ve kuzey duvarda birer niş yer alır.

1

Batı yönde, dışarı ile bağlantılı bir ocağın bulunması, burasının ibadet

mekanı yanında bir barınak, sığınma yeri olarak da kullanılmış olabileceğini düşündürmektedir.

Gözden geçirmiş olduğumuz bu şapellerin çoğu, Anadoludaki hıristiyan­

lık döneminde küçük yerleşim merkezlerinde görülen örneklerdendir. Yörede;

Kars, Ardahan, Erzurum, Iğdır illeri ve çevrelerinde, benzer şekilde tek nefli

şapellere sık rastlanmaktadır.

Ancak Micingirtte (İnkaya) olduğu gibi anakayalar içerisine bin bir güç- lükle oyulmuş kilise örnekleri fazla yaygın değildir. Kuşkusuz bunların en yakın benzerleri Kapadokya'da karşımıza Çıkar. Özellikle Ortahisar ilçesinin güneyindeki tek apsisli, arkaik üsluptak:i Tavşanlı Şapeli15 (Çizim: 5), yine Ortamsar'daki Pancar/ı Kilise16 (Çizim: 6) diye adlandırılan tek nefli kayaya

oyulmuş kiliseler, Sarıkamış kiliseleri ile benzeşirler. Ancak Kapadokya' da kalkersi oluşumların yumuşaklığı nedeniyle içierinin oyularak her türlü yer-

leşime müsait hale getirilmesi daha kolaydır. Bunun sonucu olarak lhlara Vadisi'nde, Belisirma Şapeli17 (Çizim 7) ile Ürgüp, Göreme, Ortahisar ve çev- relerinde manastır tarzında kaya oyma kiliseler, tüm Ortaçağ boyunca bura- daki hıristiyan halkın ve hıristiyan mistisizminin ibadet mekanlan olmuştur.

Kapadokya bölgesindeki Çanklı, Y ılanlı, Elma lı, St. Barbara kilise ve ma-

nastırlan çok geniş programlı yapılar h_aline getirilirken bunların içinde tek nefli şapellere de yer verilmiştir. Ancak yukarda belirtildiği gibi Tavşanlı ve

14 ıs

16 17

H. Gündoğdu, v.d., a.g.e., s. 60-63.

O. Sağdıç, Kappadocia, Ankara 1987, s. (verilmemiş); G. Korat, a.g.e., s. 203.

O. Sağdıç, a.g.e., s (verilmemiş).; G. Korat, a.g.e., s.216.

S.Y. Ötüken, !h/ara Vadisi, Ankara 1990, s. 18, çizim 2.,

(9)

·Pancarlık Kiliseleri tek nefii, ayrı birer şapel olmakla Micingirt'teki kaya ki- liseleriyle benzeşirler. ·

-

. ._ ..

Bunlardan Ortahisar'ın 3 kın. güneyindeki Tavşanlı Şapeli 913-920 ta- rihlerinde inşa edilmiş, Pancarlık Kilisesi de düz tavan yapısına sahip bir X.

yüzyıl kilisesidir. Ancak bunların her ikisi de XX. yüzyıla kadar faaliyet gös-

termiştir.

Micingirt kaya şapellerinin de Vlll. veya IX. yüzyılda yörenin hıristiyan düşüncesi bakımıpdan yoğun olduğu dönemde oyularak, ibadete açıldıkları

düşünülebilir. ·

Öte yandan İznos mevkiinde yer alan Simkamış şapellerinin, çadır şek­

lindeki kayaların içlerine oyularak bunlardan birisinin çadırın biçimine uy- gun olarak yuvarlak kubbeli, diğerinin de benzerlerine az rastlanan bir formda prizmal şekilde örtüldüğü dikkati çekınektedir. Bunlardan doğudakinin önüne sonradan (XVI. yy.) eklenen kısım, Doğu Anadoludaki birçok kilise önünde bulunan Jamatunlan hatırlatmaktadır.

·-.

(10)

Çizim I: Micingirt'tek.i I. Kaya kiliseye ait kesit-perspektif.

Çizim 2: Micingirt'tek.i II. Kaya kiliseye ait kesit-perspektif.

Çizim 3: Micingirt'teki ill. Kaya kilisenin gravür tarzında bir yorumu.

(11)

Çizim 4: Sankamış 1 İznos'taki I. Kaya Kilisenin (Çadır Kilise) kesit-perspektifi.

Çizim 5: Ortahisar yakınında Tavşanlı Şapeli (O.Sağdıç'tan).

- · -

Çizim 6: Ortahisar Pancarlı Kilisesi (O.Sağdıç'tan).

(12)

Çizim 7: Ihlara 1 Belisiıma (Panagia Theotokos) Kilisesi (S.Y. Ötüken'den).

Fotoğraf 1: Micingirt Kalesi'nin İnkaya Köyü'nden görünüşü.

Fotoğraf2: Micingiit Kalesi'ndeki I. Kaya kilisesinin görünüşü.

(13)

Fotoğraf3: Micingirt Kalesi'ndekj ~:Kaya kilisesinin görünüşü.

Fotoğraf 4: Micingirt Kalesi'ndeki ll. Kaya kilisenin önündeki merdiven kalıntısı.

- ·-.

Fotoğraf 5: II. Kaya kilisesinin apsisi.

(14)

Fotoğraf 5: IL Kaya kilisesinin apsisi.

Fotoğraf 6:

m.

Kaya kilisesi.

(15)

Fotoğraf?: III. Kaya kilisesi (içten).

Fotoğraf 8:

m.

Kaya kilisesinin yan duvarlan.

Fotoğraf9: Micingirt'teki diğer kaya kilisesi kalıntdan.

(16)

Fotoğraf 10: Sankamış 1 İznos'taki I. Kaya kilisesi (Çadır Kilise).

Fotoğraf ll: Çadır Kilise'nin güneydoğudan görünüşü.

Fotoğraf 12: Çadır Kilise'nin girişi.

(17)

Fotoğraf 13: Çadır Kilise'nin üst örtüsü.

Fotoğraf 15: İznos'taki II. Kaya Kilise (Çadır Kilise).

Referanslar

Benzer Belgeler

İstanbul Kültür Üniversitesi Psikoloji Bölümünde dört yıllık lisans hayatım boyunca kendimi hep bir ailenin parçası olarak hissettim ve mezun olsam da kendimi bu ailenin

Bu yaklaşım kitle parametrelerinin en çok olabilirlik tahmin edicilerine dayalı bir yöntemdir. Öncelikle

İlköğretim sosyal bilgiler dersi tarih konularının öğretiminde resimlendirilmiş öykülerin tarihsel düşünme becerilerinin gelişimine etkisi, Marmara

bu üç yapının yan yana olmaması bu yoruma imkan vermemektedir. Bize göre Amasya Tarihi 'nde yerleri açıklanan bu iki yapıdan birincisi bugünkü Doğan Şah

Uzaktan eğitim için gerekli olan yeterli teknolojik bilgiye sahip olma konusunda erkekler kadınlara, kentlerde yaşayanlar kırsal alanda yaşayanlara ve sosyo-ekonomik durumu

mamıştır. 5-Hazar Mescidi: Yapının giriş kısmı doğu cephesinde yer almıştır.. şik ölçüsü 120 metrekare alana oturduğu anlaşılmaktadır. Yapının kuzeyinde ma ğaralar

Her iki yapının hanisi olarak adı geçen Elti Hatun, gerek kaynakların çoğunluğunda ve gerekse yerel halk tarafından, Akkoyunlu Sultam Uzun Hasan'ın kız

Hedef: Öğrencilerin insan davranışlarının kökünde yatan zihinsel, duygusal, sosyal ve kültürel yapılar ve süreçleri anlamalarına yardımcı olmak; bilgi