• Sonuç bulunamadı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ TÜRKİYE DE VAKIF YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARININ TAŞINMAZ EDİNİMİ.

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DÖNEM PROJESİ TÜRKİYE DE VAKIF YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARININ TAŞINMAZ EDİNİMİ."

Copied!
52
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

DÖNEM PROJESİ

TÜRKİYE’DE VAKIF YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARININ TAŞINMAZ EDİNİMİ

Murat AKYOL

TAŞINMAZ GELİŞTİRME ANABİLİM DALI

ANKARA 2013

Her hakkı saklıdır

(2)

ii ÖZET Dönem Projesi

TÜRKİYE’DE VAKIF YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARININ TAŞINMAZ EDİNİMİ

Murat AKYOL Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Taşınmaz Geliştirme Anabilim Dalı Danışman: Prof. Dr. Harun TANRIVERMİŞ

Türkiye’de Cumhuriyet döneminden itibaren önemli bir gelişim süreci içine giren yükseköğretim büyük ölçüde devlet tarafından verilirken, her geçen gün artan nüfusun yükseköğrenim taleplerini karşılamak amacıyla devlet kurumlarının yanında vakıf yükseköğretim kurumları da hizmet vermeye başlamıştır. 1984 yılında kurulan Bilkent Üniversitesi, Türkiye’nin ilk vakıf üniversitesi olup, bu tarihten günümüze kadar vakıf üniversitelerinin sayısı hızlı bir artış göstererek 2013 yılında 70’i bulmuştur.

Aldıkları ücretler nedeniyle “özel üniversite” olarak tanımlanan vakıf üniversitelerinin konuşlanacağı arazilerin kurucu vakıf tarafından temin edilmesi veya söz konusu arazilerin alınması için yeterli kaynağın üniversiteye tahsis edilmesi gerekmektedir. Bazı vakıf üniversiteleri devlet tarafından arazi tahsisi veya kamu arazileri üzerinde irtifak hakkı tesis edilerek desteklenmiştir. Kamu tüzel kişiliğine sahip olan vakıf üniversiteleri, devlet üniversitelerinden farklı usullerde taşınmaz temin etmektedirler.

Başlıca taşınmaz edinim yöntemlerinin; satın alma, bağış, irtifak hakkı tesisi, kiralama gibi olduğu gözlenmiştir. Vakıf üniversitelerinin kamulaştırma yoluyla arazi ve bina edinimi mümkün olamamaktadır. Bazı vakıf üniversitelerinin yeterli büyüklükte taşınmaz temininde sorun yaşamaktadırlar. Kent içinde farklı semtlerde genellikle yükseköğretim için uygun olmayan koşullarda eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürdükleri dikkati çekmektedir.

2013, 44 sayfa

Anahtar Kelimeler: Vakıf üniversiteleri, özel üniversiteler, arazi temini ve arazi yönetimi

(3)

iii ABSTRACT

Term Project

IMMOVABLE PROPERTY ACQUISITION BY HIGHER EDUCATION INSTITUTIONS OWNED BY FOUNDATIONS IN TURKEY

Murat AKYOL Ankara University

Graduate School of Natural and Applied Sciences Department of Real Estate Development Supervisor: Prof. Dr. Harun TANRIVERMİŞ

Whilst higher education which entered into a significant development process from Republican Period in Turkey has mainly funded by State, higher education institutions owned by foundations also started to offer service besides State owned institutions to meet higher education demands of population increased with each passing day. Bilkent University founded in 1984 is the first foundation university in Turkey, and number of foundation universities showed a rapid increase subsequently and now reached to 70 by 2013.

Lands on which foundation universities which are also referred as “private university” due to prices they required must be provided by founder foundation and/or sufficient funding to acquire said lands must be allocated for the university by foundation. It is also known that some foundation universities are supported by State, through allocating lands and/or constitution of servitude. Foundation Universities which has the status of public entity can procure immovable property by different procedures from state universities.

The main methods of acquiring immovable property; purchase, donation, easement facilities, rental is observed. Expropriation of foundation universities through the acquisition of land and buildings is not possible. Some foundation universities are experiencing problems in obtaining adequate sized immovable. In different districts in the city often in unsuitable conditions for higher education which they are operating is noteworthy.

2013, 44 page

Key Words: Foundation universities, private universities, land acquisition and land management

(4)

iv TEŞEKKÜR

Akademik ve mesleki çalışmalarımda bilgi ve deneyimlerini paylaşan, danışman hocam ve aynı zamanda bölüm başkanımız Sayın Prof. Dr. Harun TANRIVERMİŞ’e saygıyla teşekkürlerimi sunarım.

Yüksek lisans yapmam için maddi ve manevi olarak destekte bulunan annem ve ablalarıma, eğitim süresince vakit ayıramadığım eşim ve oğlumun gösterdiği sabra sonsuz teşekkür ederim.

Murat AKYOL Ankara, Aralık 2013

(5)

v

İÇİNDEKİLER

ÖZET ……… ii

ABSTRACT……….. iii

TEŞEKKÜR……….………..…… iv

ŞEKİLLER DİZİNİ ………....……….…. vii

ÇİZELGELER DİZİNİ……….. viii

1.GİRİŞ...………... 1

1.1 Kısa Tarihçe………...………..……….…... 1

1.2 Vakıf Yükseköğretim Kurumları……….………..……….…... 5

2.VAKIF YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARININ TAŞINMAZ EDİNİMİ ... 7

2.1 Kurucu Vakıf Tarafından Taşınmaz Temin Edilmesi.……..………... 7

2.1.1 Kurucu vakfın taşınmaz bağışlaması…...…....………... 8

2.1.2 Taşınmazların intifa hakkının üniversiteye verilmesi…..…………..…... 8

2.1.3 Kurucu vakıf tarafından vakıf üniversitesine bedelli veya bedelsiz olarak taşınmaz kullandırılması ..………..……... 9 2.2 Vakıf Yükseköğretim Kurumunun Taşınmaz Edinimi..……...…………... 9

2.2.1 Satın alma usulü ………..………..………... 9

2.2.2 Kiralama usulü ………...………... 11

2.2.3 Kamulaştırma usulü ..……….……..………... 11

2.2.4 İrtifak hakkı tesisi yoluyla taşınmaz edinilmesi…..……...………... 15

2.2.5 İntifa hakkı tesisi yoluyla taşınmaz edinilmesi ……...…..………... 17

2.2.6 Tahsis usulü ..…...………... 18

3. KONUYA İLİŞKİN ÖRNEK İNCELEMESİ ……..….……..………... 28

(6)

vi

3.1 Bilkent Üniversitesi Örneği .…..…….…………..………... 28

3.2 Koç Üniversitesi Örneği ……….……...………... 31

3.3 İstanbul Bilgi Üniversitesi Örneği ….…….…….………... 34

3.4 Çankaya Üniversitesi Örneği ...………... 37

3.5 Bezm-i Alem Üniversitesi Örneği ………..……...…..………... 38

3.6Bazı Üniversitelerin Taşınmaz Edinme Şekilleri………. 39

4. SONUÇ………....…...……….………... 43

KAYNAKLAR………..….……..………... 41

ÖZGEÇMİŞ…..………..….……..………... 44

(7)

vii

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 3.1 Bilkent Üniversitesi kampus haritası ……… 29

Şekil 3.2 Koç Üniversitesi kampus haritası………..…… 33

Şekil 3.3 İstanbul Bilgi Üniversitesi kampus haritası……….…. 37

Şekil 3.4 İstanbul Bilgi Üniversitesi kampus haritası……….. 35

Şekil 3.5 Çankaya Üniversitesi kampus haritası………... 40

Şekil 3.6 Çankaya Üniversitesi kampus haritası………... 41

.

(8)

viii

ÇİZELGELER DİZİNİ

Çizelge 1.1 Yıllar itibariyle vakıf üniversitesi sayıları……….………… 3 Çizelge 1.2 Vakıf üniversitelerinin listesi………..………... 4 Çizelge 2.1 Hazineye ait taşınmazlar üzerinde irtifak hakkı tesis edilen vakıf

üniversiteleri………... 17

Çizelge 3.1 Bazı vakıf üniversitelerinin taşınmaz edinme şekilleri……….. 39

(9)

1 1. GİRİŞ

1.1 Kısa Tarihçe

Cumhuriyet döneminde kamu üniversitelerinin kurulması bölgesel eşitsizlikleri gidermede bir politika aracı olarak algılanmıştır. Bu nedenle yükseköğretim hizmetleri devlet eliyle sağlanan bir kamu hizmeti olagelmiştir. Ancak, nüfus artışı ve yeni teknolojilerin gelişimi yükseköğrenime olan talebi dünya çapında artırmaktadır.

Kamunun yükseköğrenim talebini karşılamada yetersiz kaldığı durumlarda özel yükseköğretim kurumları devreye girmektedir. Özel yükseköğretim kurumları dünya çapında hatırı sayılır bir sektör oluşturmaktadır. Türkiye’de kanuni düzenlemeler doğrultusunda özel yükseköğretim kurumları bulunmamakta, ancak kar amacı gütmeyen vakıflar tarafından kurulan vakıf üniversiteleri ve yükseköğretim kurumları bu boşluğu doldurmaktadır1.

1933 Temmuzunda çıkarılan 2252 sayılı Kanun ile Darülfünun ve ona bağlı bütün kurumlar, kadro ve örgütüyle lağvedilerek, yerine İstanbul’da Maarif Vekâletine bağlı yeni bir üniversite kurulması öngörülmüştür. İstanbul Üniversitesi 1 Ağustos 1933’de yeni bir kadro ve yapıyla açılmış ve 1 Kasım 1933’de Türkiye’nin ilk ve tek üniversitesi olarak eğitime başlamıştır2.

1946’da çıkarılan 4936 sayılı Üniversiteler Kanunu ile yeniden oluşturulan üniversite kurumuna kapsamı son derece geniş tutulmuş olan ilmi ve idari özerklik verilmiştir.

1950’lerden itibaren artan nüfus sayısına paralel olarak hızla artan lise mezunu sayısı, buna karşılık üniversite sayısı ve kapasitesinin fazla artmaması, üniversiteler dışında bakanlıklara bağlı yükseköğretim kurumları olan akademi ve yüksekokulların ortaya çıkmalarına neden olmuştur. Bu durum, yükseköğretim düzeyindeki bütün kurumların bir sistem bütünlüğü içerisinde yeniden düzenleme ihtiyacını ortaya çıkarmıştır.

1 http://www.fka.org.tr/ContentDownload/Vakif%20Universiteleri.pdf (Erişim Tarihi: 29.12.2013)

2 http://www.istanbul.edu.tr/genel/idari/basinhalk/HABERLER/03_03_10/PDF/netyazarlari_com_1.pdf (Erişim Tarihi: 29.12.2013)

(10)

2

1960’ların sonları ile 1970’lerdeki en önemli üniversite problemi ise, gittikçe artan terör ve şiddet olaylarıdır. Üniversitelerdeki terör ve şiddet olaylarından, sınırları son derece geniş tutulmuş olan “özerklik” sorumlu tutulmaya başlanmıştır. 1980 askeri darbesinden sonra, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu yürürlüğe girmiş ve üniversitelerin özerkliklerine gölge düşmüştür3.

1984 yılından bu yana Türkiye’de yükseköğretim sahnesinde yer alan önemli bir olgu da vakıf üniversiteleridir. Genç nüfusun hızlı artışı ile birlikte yükseköğretim ihtiyacının karşılanması amacıyla ortaya çıkmıştır. Hem devlet, hem de vakıf üniversiteleri 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’na tabidir. Bu anlamda vakıf üniversiteleri doğrudan devlete bağlı olmayan ve bir vakıf tarafından işletilen özerk kurumlardır. Ancak, buradaki “işletme” kavramından kar amacına yönelik olduğu algılanmamalıdır. Çünkü ülkemizde vakıf üniversiteleri, Anayasa’nın verdiği yetkiye dayanılarak kanunla kurulmaktadırlar.

Zamanla devlete destek amacıyla kurulması istenilen vakıf üniversitelerinin, devlet desteği olmadan faaliyetlerini yürütemedikleri anlaşılmıştır. Öncelikle ihtiyaç duydukları öğretim elemanlarını yüksek ücret ödeyerek devlet üniversitelerinden transfer etmişler, diğer taraftan zaman zaman devlet bütçesinden de kaynak almışlardır.

Bir diğer yardım kaynağı ise bu üniversitelerin arazi ihtiyaçlarının yine devlet tarafından karşılanmasıdır. Bu araziler için yapılan tahsisler zaman zaman dava konusu olmuş, hatta bu araziler için ödenen bedellerin rayiç değerleri yansıtmadığı hususu kamuoyunda tartışılmıştır.

Türkiye’de üniversiteler, askeri üniversiteler ve emniyet teşkilatınca kurulan üniversiteler dışında, devlet üniversitesi, vakıf üniversitesi, özel anlaşmalarla kurulan üniversiteler ve ileri teknoloji enstitüleri olabilmektedir4. 1984 yılında kurulan Bilkent Üniversitesi, Türkiye’nin ilk vakıf üniversitesidir. O tarihten günümüze kadar vakıf üniversitelerinin sayısı hızlı bir artış göstermiştir. Aralık 2013 tarihi itibariyle Türkiye’de bulunan vakıf üniversitelerinin sayısı 70’i bulmuştur (Çizelge 1.1).

3 http://tr.shvoong.com/humanities/history/2189233-t%C3%BCrkiye-%C3%BCniversitenin-tarihi/

(Erişim Tarihi: 29.12.2013).

4 http://www.fka.org.tr/ContentDownload/Vakif%20Universiteleri.pdf (Erişim Tarihi: 29.12.2013)

(11)

3

Çizelge 1.1 Yıllara Göre Vakıf Üniversitesi Sayıları

Aralık 2013 tarihi verilerine göre fiilen eğitim-öğretim yapan vakıf üniversitelerinin adı, kurulduğu yeri ve kuruluş tarihlerine aşağıda yer verilmiştir (Çizelge 1.2). Mevcut vakıf üniversitelerinin % 53’ü İstanbul’da yer almaktadır. Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2013 yılı verilerine göre toplam nüfusun % 18,5’i ile İstanbul’un en kalabalık şehir ve ortalama hane halkı gelir ve tüketim verilerine göre refah seviyesi en yüksek il ve bölge olması nedenleri ile Vakıf Üniversitelerinin İstanbul İli’ni kuruluş için tercih ettikleri gözlenmektedir. İstanbul İli’nin başka bir avantajı da yabancı öğrenciler tarafından yükseköğretim için tercih edilebilirlik düzeyinin yüksek bulunmasıdır. Buna ilave olarak yerli ve yabancı öğretim elemanı bulma açısından da İstanbul önemli konum avantajına sahiptir.

1 1 1 1 1 1 1 1 2 2 5 5

9

16 18 20 20

23 23 25 25 25 26 30

36 44

52 61

66 70

0 10 20 30 40 50 60 70 80

1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012 2013

Üniversite sayıla

Yıllar

(12)

4 Çizelge 1.2 Vakıf Üniversitelerinin Listesi

Sıra No Üniversite Adı Kuruluş Tarihi Kurulduğu İl

1 Bilkent Üniversitesi 1984 Ankara

2 Koç Üniversitesi 1992 İstanbul

3 Başkent Üniversitesi 1994 Ankara

4 İstanbul Bilgi Üniversitesi 1994 İstanbul

5 Sabancı Üniversitesi 1994 İstanbul

6 Atılım Üniversitesi 1996 Ankara

7 Fatih Üniversitesi 1996 İstanbul

8 Işık Üniversitesi 1996 İstanbul

9 Yeditepe Üniversitesi 1996 İstanbul

10 Beykent Üniversitesi 1997 İstanbul

11 Çankaya Üniversitesi 1997 Ankara

12 Çağ Üniversitesi 1997 Mersin

13 Doğuş Üniversitesi 1997 İstanbul

14 İstanbul Kültür Üniversitesi 1997 İstanbul

15 Kadir Has Üniversitesi 1997 İstanbul

16 Maltepe Üniversitesi 1997 İstanbul

17 Bahçeşehir Üniversitesi 1998 İstanbul

18 Haliç Üniversitesi 1998 İstanbul

19 Okan Üniversitesi 1999 İstanbul

20 Ufuk Üniversitesi 1999 Ankara

21 İstanbul Ticaret Üniversitesi 2001 İstanbul

22 İzmir Ekonomi Üniversitesi 2001 İzmir

23 Yaşar Üniversitesi 2001 İzmir

24 İstanbul Aydın Üniversitesi 2003 İstanbul

25 TOBB Üniversitesi 2003 Ankara

26 İstanbul Bilim Üniversitesi 2006 İstanbul

27 Acıbadem Üniversitesi 2007 İstanbul

28 İstanbul Arel Üniversitesi 2007 İstanbul

29 İzmir Üniversitesi 2007 İzmir

30 Özyeğin Üniversitesi 2007 İstanbul

31 Gediz Üniversitesi 2008 İzmir

32 Hasan Kalyoncu Üniversitesi 2008 Gaziantep

33 İstanbul Gelişim Üniversitesi 2008 İstanbul

34 İstanbul Şehir Üniversitesi 2008 İstanbul

35 Melikşah Üniversitesi 2008 Kayseri

36 Piri Reis Üniversitesi 2008 İstanbul

37 İstanbul Medipol Üniversitesi 2009 İstanbul

38 Mevlana Üniversitesi 2009 Konya

39 Nuh Naci Yazgan Üniversitesi 2009 Kayseri

40 TED Üniversitesi 2009 Ankara

41 Toros Üniversitesi 2009 Mersin

42 Turgut Özal Üniversitesi 2009 Ankara

43 Yeni Yüzyıl Üniversitesi 2009 İstanbul

44 Zirve Üniversitesi 2009 Gaziantep

(13)

5

45 Avrasya Üniversitesi 2010 Trabzon

46 Bezmiâlem Vakıf Üniversitesi 2010 İstanbul

47 Canik Başarı Üniversitesi 2010 Samsun

48 Fatih Sultan Mehmet Üniversitesi 2010 İstanbul 49 İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi 2010 İstanbul 50 İstanbul Sabahattin Zaim Üni 2010 İstanbul

51 Karatay Üniversitesi 2010 Konya

52 Süleyman Şah Üniversitesi 2010 İstanbul

53 Alanya Hamdullah Emin Paşa Üni. 2011 Antalya

54 Ankara Bilge Üniversitesi 2011 Ankara

55 Bursa Orhangazi Üniversitesi 2011 Bursa

56 Gedik Üniversitesi 2011 İstanbul

57 İpek Üniversitesi 2011 Ankara

58 İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi 2011 İstanbul

59 Şifa Üniversitesi 2011 İzmir

60 Türk Hava Kurumu Üniversitesi 2011 Ankara

61 Üsküdar Üniversitesi 2011 İstanbul

62 İstanbul Mef Üniversitesi 2012 İstanbul

63 Murat Hüdavendigar Üniversitesi 2012 İstanbul

64 Nişantaşı Üniversitesi 2012 İstanbul

65 Sanko Üniversitesi 2012 Gaziantep

66 Uluslararası Antalya Üniversitesi 2012 Antalya 67 İstanbul Esenyurt Üniversitesi 2013 İstanbul

68 Konya Gıda Tarım Üniversitesi 2013 Konya

69 Selahattin Eyyubi Üniversitesi 2013 Diyarbakır

70 Kanuni Üniversitesi 2013 Adana

Kaynak: Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı (Aralık 2013)

1.2 Vakıf Yükseköğretim Kurumları

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu5‘nun 101.maddesinde; “Vakıflar, gerçek veya tüzel kişilerin yeterli mal ve hakları belirli ve sürekli bir amaca özgülemeleriyle oluşan tüzel kişiliğe sahip mal topluluklarıdır. Bir malvarlığının bütünü veya gerçekleşmiş ya da gerçekleşeceği anlaşılan her türlü geliri veya ekonomik değeri olan haklar vakfedilebilir” hükmü doğrultusunda vakıflar bir mal veya gelirin bir amaca özgülenmesidir. Kar amaçları olmamasına rağmen aldıkları ücretler nedeniyle “özel üniversite” olarak tanımlanan vakıf üniversiteleri, yükseköğretim sistemimizde önemli bir yer tutmaktadır. Vakıf üniversitelerinin yasal temelleri Anayasa ile belirlenmiş olup, bu kurumlar 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’na tabidirler.

5 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu; 08.12.2001 tarih ve 24607 sayılı Resmi Gazete

(14)

6

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın6 yükseköğretim kurumları başlıklı 130.maddesinde;

“Çağdaş eğitim-öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde milletin ve ülkenin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirmek amacı ile ortaöğretime dayalı çeşitli düzeylerde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapmak, ülkeye ve insanlığa hizmet etmek üzere çeşitli birimlerden oluşan kamu tüzelkişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip üniversiteler Devlet tarafından kanunla kurulur.

Kanunda gösterilen usul ve esaslara göre, kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile vakıflar tarafından, Devletin gözetim ve denetimine tabi yükseköğretim kurumları kurulabilir….

Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları, mali ve idari konuları dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen hükümlere tabidir”

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun7 Ek 2.maddesinde; “(Ek: 17/8/1983 - 2880/32 md.; Değişik : 18/6/2008-5772/7 md.) Vakıflar; kazanç amacına yönelik olmamak şartıyla ve mali ve idari hususlar dışında, akademik çalışmalar, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden bu Kanunda gösterilen esas ve usullere uymak kaydıyla, Yükseköğretim kurumları veya bunlara bağlı birimlerden birini veya birden fazlasını ya da bir üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsüne bağlı olmaksızın, ekonominin ihtiyaç duyduğu alanlarda yüksek nitelikli işgücü yetiştirmek amacıyla, bu Kanun hükümleri çerçevesinde kalmak şartıyla meslek yüksekokulu kurabilir. Bu meslek yüksekokulu, kamu tüzel kişiliğini haiz olup, Yükseköğretim Kurulunun görüşü alınarak Bakanlar Kurulu kararı ile kurulur. Kurulacak meslek yüksekokullarına, meslek ve teknik eğitim bölgesinde gereksinim duyulması esastır”

Ek 6.maddesinde; “(Ek: 17/8/1983 - 2880/32 md.) Kurulacak yükseköğretim kurumu, vakıf tüzelkişiliği dışında ayrı bir tüzelkişiliğe sahip olur ve bu kurumun gelirleri, geçici

6 2709 Sayılı T.C. Anayasası; 09.11.1982 tarih ve 17863 sayılı Resmi Gazete

7 2547 Sayılı Yükseköğretim Kurulu Kanunu; 06.11.1981 tarih ve 17506 sayılı Resmi Gazete

(15)

7

olarak dahi hiç bir suretle vakıf mamelekine veya hesaplarına intikal edemez. Vakıf yükseköğretim kurumuna doğrudan doğruya bağış ve yardım yapılabilir”

Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin8 vakıf üniversitesi başlıklı 5.maddesinde; “Vakıf üniversitesi gelirlerini sadece kendi üniversitelerini ve mülkiyeti üniversitelere ait kurum ve kuruluşları geliştirmek amacıyla harcamak kaydıyla, vakıflar tarafından kanunla kurulmuş bulunan kamu tüzel kişiliğine sahip, yüksek düzeyde araştırma, eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapan, fakülte, enstitü, yüksekokul, meslek yüksekokul, destek, hazırlık okulu veya birimleri, benzeri kuruluş ve birimlerden oluşan bir yükseköğretim kurumudur” hükümleri yer almaktadır.

Söz konusu hükümler doğrultusunda; vakıf yükseköğretim kurumları, vakıflar tarafından kanunla kurulun, vakıf tüzelkişiliği dışında ayrı bir kamu tüzelkişiliğine sahip, kazanç amacına yönelik olmayan yükseköğretim kurumlarıdır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda; mali ve idari konuları dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasa’da belirtilen hükümlere tabi olduğu belirtilmiş, ayrıca 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamı dışında tutularak Devlet eliyle kurulan üniversitelerden ayrılmıştır.

8 Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği; 31.12.2005 tarih ve 26040 sayılı Resmi Gazete

(16)

8

2.VAKIF YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARININ TAŞINMAZ EDİNİMİ

2.1 Kurucu Vakıf Tarafından Taşınmaz Temin Edilmesi

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun Ek 3.maddesinde; “ (Ek: 17/8/1983 - 2880/32 md.) Vakıf veya birden fazla vakfın yetkili yönetim organlarının yükseköğretim kurumu kurma ile ilgili karar veya kararları Vakıflar Genel Müdürlüğünün olumlu yazısı ile birlikte ve aşağıdaki belgelerle Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına sunulur:

a)Kurulacak yükseköğretim kurumunun bina, araç, gereç ve diğer maddi yapıları ve malzemelerinin hazır bulunduğunu veya bunların sağlanması için yeteri kadar bir meblağın tahsis edildiğini gösterir belge” hükmü yer almaktadır. Söz konusu hüküm doğrultusunda; kurucu vakıf tarafından kuruluş aşamasında yükseköğretim kurumunun ihtiyaç duyduğu taşınmazların temin edilmesi veya yeterli miktarda meblağın kurulacak yükseköğretim kurumuna tahsis edilmesi gerekmektedir.

2.1.1 Kurucu vakfın taşınmaz bağışlaması

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun9 285.maddesinde bağışlama sözleşmesi ile ilgili olarak; “bağışlayanın sağlararası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağışlanana karşılıksız olarak bir kazandırma yapmayı üstlendiği sözleşmedir” hükmü yer almaktadır. Kurucu vakıf tarafından karşılıksız olarak taşınmaz bağışlanarak vakıf üniversitesinin mülkiyetine geçirilmektedir.

2.1.2 Taşınmazların intifa hakkının üniversiteye verilmesi

İntifa hakkı ile ilgili olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 794.maddesinde;

“İntifa hakkı, taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya bir malvarlığı üzerinde kurulabilir.

Aksine düzenleme olmadıkça bu hak, sahibine, konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlar.”

795.maddesinde; “İntifa hakkı, taşınırlarda zilyetliğin devri, alacaklarda alacağın devri, taşınmazlarda tapu kütüğüne tescil ile kurulur”

9 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu; 04.02.2011 tarih ve 27836 sayılı Resmi Gazete

(17)

9

796.maddesinde; “İntifa hakkı, konusunun tamamen yok olması ve taşınmazlarda tescilin terkini; yasal intifa hakkı, sebebinin ortadan kalkması ile sona erer”

797.maddesinde “Tüzel kişilerin intifa hakkı, en çok yüz yıl devam edebilir” hükümleri yer almaktadır.

Bu doğrultuda mülkiyeti kurucu vakfa veya üçüncü kişilere ait taşınmazların intifa hakkı üniversiteye verilerek te üniversitenin taşınmaz ihtiyacı karşılanabilmektedir.

2.1.3 Kurucu vakıf tarafından vakıf üniversitesine bedelli veya bedelsiz olarak taşınmaz kullandırılması

Kurucu vakıf taşınmazların mülkiyetini veya intifa hakkını veremediği ya da vermediği durumlarda kendisine ait taşınmazları, yetkili yönetim organlarının aldığı bir kararla üniversitenin kullanımına bırakabilmektedir.

Borçlar Kanunu’nun kira sözleşmesinin tanımını yapan 299.maddesinde; “Kira sözleşmesi, kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanmayla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan kira bedelini ödemeyi üstlendiği sözleşmedir” hükmü yer almaktadır. Borçlar Kanunu’ndaki kira sözleşmesi hükümlerine uygun olarak kurucu vakıf taşınmazlarını bir bedel karşılığında vakıf üniversitesine kiralayabilmektedir.

2.2 Vakıf Yükseköğretim Kurumunun Taşınmaz Edinimi

2.2.1 Satın alma usulü

Bağımsız bir tüzel kişiliğe sahip olan vakıf yükseköğretim kurumları ihtiyaç duyduğu taşınmazı doğrudan kendileri de satın alabilirler. Satış ile ilgili olarak Borçlar Kanunu’nun 207.maddesinde; “Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler. Durum ve

(18)

10

koşullara göre belirlenmesi mümkün olan bedel, kararlaştırılmış bedel hükmündedir”

hükmü yer almaktadır. Vakıf üniversitesi bedelini ödeyerek dilediği taşınmazı satın alabilecektir. Ancak taşınmaz satın alırken hangi usule uyması gerektiği sorusu akla gelmektedir.

4734 sayılı Kamu İhale Kanunu’nun10 kapsam başlıklı 2.maddesinin c) bendinde;

“(Değişik: 30/7/2003-4964/1 md.) Sosyal güvenlik kuruluşları, fonlar, özel kanunlarla kurulmuş ve kendilerine kamu görevi verilmiş tüzel kişiliğe sahip kuruluşlar (meslekî kuruluşlar ve vakıf yüksek öğretim kurumları hariç) ile bağımsız bütçeli kuruluşlar”

hükmü yer almaktadır.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda mali ve idari konular dışında Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumlarından ayrı tutulması ve 4734 sayılı Kamu İhale Kanunun kapsamında yer almaması nedeniyle ihale kanununa tabi olmadan satın alma işlemlerini yürütebilmektedirler. Ancak ihale kanununa tabi olmamaları hiçbir kısıtlama olmadığı anlamına gelmemektedir.

Vakıf yükseköğretim kurumlarının alım satım işlemlerine yönelik, Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin; faaliyetten alıkoyma ve kapatma başlıklı 26.maddesinin (c) bendinde; “ … alım satım ve ihalelerde kalite, dayanıklılık, tecrübe ve fiyat kriterleri açısından serbest rekabet kurallarına uyulmadığının, kurucu vakfa veya üçüncü şahıslara doğrudan veya dolaylı kaynak aktarıldığının tespit edilmesi,

…halinde ilgili vakıf üniversitesi/yüksek teknoloji enstitüsü veya birimi veya vakıf meslek yüksekokulu Yükseköğretim Genel Kurulu kararı ile faaliyetten alıkonulur ve kapatılır.”

Kaynakların kullanımı başlıklı 31.maddesinde; “Vakıf yükseköğretim kurumlarının inşaat ve her çeşit alım, satım, kiralama işlerinde, mütevelli heyet tarafından kabul edilen ve Yükseköğretim Kurulu tarafından onaylanan yönetmelik hükümleri uygulanır” hükümleri yer almaktadır.

10 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu; 22.01.2002 tarih ve 24648 sayılı Resmi Gazete

(19)

11

Alım-satım işlemlerinde serbest rekabet kurallarına uyulması gerektiği ve belirli bir standartlarda işlem yapılması amacıyla vakıf yükseköğretim kurumları mütevelli heyetlerinin belirleyip Yükseköğretim Kurulu tarafından onaylanan yönetmelik hükümlerinin uygulanması hüküm altına alındığından belirli kaidelere göre alım yapmaları gerekmektedir.

4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi Ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun11‘un 4/i maddesinde;

“(Değişik ikinci fıkra: 16/7/2004-5228/51 md.)Üzerinde münhasıran eğitim veya sağlık amaçlı sınırlı aynî hak tesis edilmiş taşınmazlarda (b) bendine göre yapılan satışlarda, hak sahibinin vakıf üniversitesi veya Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıf olması halinde satış bedeli, 492 sayılı Harçlar Kanununun 63 üncü maddesinde yer alan harca esas değerin yarısıdır” hükmü yer almaktadır. Söz konusu hüküm doğrultusunda bedelin hesaplanmasında harca esas değerin yarısı esas alınarak vakıf üniversitelerine

%50 indirimli satış imkanı getirilerek Devlet tarafından vakıf üniversitelerinin desteklendiği görülmektedir.

2.2.2 Kiralama usulü

İhtiyaç duyulan taşınmazlar kiralama yoluyla da edinilebilmektedir. Bu durumda da Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 31.maddesi ile kiralama işlerinde mütevelli heyet tarafından kabul edilen ve Yükseköğretim Kurulu tarafından onaylanan yönetmelik hükümlerine göre yapılması gerekmektedir.

2.2.3 Kamulaştırma usulü

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın kamulaştırma başlıklı 46.maddesinde; “Devlet ve kamu tüzel kişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir” hükmü yer almaktadır. Bu hükümden hareketle

11 4706 sayılı Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi Ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun; 18.07.2001 tarih ve 24466 sayılı Resmi Gazete

(20)

12

kamulaştırmayı; Devlet veya kamu tüzel kişilerinin, kamu yararının gerektirdiği hallerde kamu gücünü kullanarak, özel kişilere ait taşınmazlara karşılığını ödemek suretiyle el koyması ve bunları kamu hizmetine özgülemesi şeklinde tanımlayabiliriz.

2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun12 amaç ve kapsam başlıklı 1.maddesinde; “Bu Kanun; kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların, Devlet ve kamu tüzelkişilerince kamulaştırılmasında yapılacak işlemleri, kamulaştırma bedelinin hesaplanmasını, taşınmaz malın ve irtifak hakkının idare adına tescilini, kullanılmayan taşınmaz malın geri alınmasını, idareler arasında taşınmaz malların devir işlemlerini, karşılıklı hak ve yükümlülükler ile bunlara dayalı uyuşmazlıkların çözüm usul ve yöntemlerini düzenler”

Satın alma usulü başlıklı 8.maddesinde, “idarelerin, bu Kanuna göre, tapuda kayıtlı olan taşınmaz mallar hakkında yapacağı kamulaştırmalarda satın alma usulünü öncelikle uygulamaları esastır. İdare, …satın almak veya idareye ait bir başka taşınmaz malla trampa yoluyla devralmak istediğini resmi taahhütlü bir yazıyla malike bildirir.…tutanak malik veya yetkili temsilcisi ve komisyon üyeleri tarafından imzalanır. …… Malik veya yetkili temsilcisi tarafından idare adına tapuda ferağ verilmesi halinde, kamulaştırma bedeli kendilerine ödenir. Bu madde uyarınca satın alınan veya trampa edilen taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakkı, sahibinden kamulaştırma yolu ile alınmış sayılır ve bu şekilde yapılan kamulaştırmaya veya bedeline karşı itiraz davaları açılamaz. Anlaşma olmaması veya ferağ verilmemesi halinde bu Kanunun 10 uncu maddesine göre işlem yapılır” yönünde düzenleme yapılmıştır.

Kamulaştırma bedelinin mahkemece tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili başlıklı 10.maddesinde; “Kamulaştırmanın satın alma usulü ile yapılamaması halinde idare,

…asliye hukuk mahkemesine müracaat eder ve taşınmaz malın kamulaştırma bedelinin tespitiyle, bu bedelin, peşin veya kamulaştırma 3 üncü maddenin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise taksitle ödenmesi karşılığında, idare adına tesciline karar verilmesini ister.

Mahkeme, idarenin başvuru tarihinden itibaren en geç otuz gün sonrası için belirlediği

12 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu; 08.11.1983 tarih ve 18215 sayılı Resmi Gazete

(21)

13

duruşma gününü, dava dilekçesi ve idare tarafından verilen belgelerin birer örneği de eklenerek taşınmaz malın malikine meşruhatlı davetiye ile veya idarece yapılan araştırmalar sonucunda adresleri bulunamayanlara, 11.2.1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanununun 28 inci maddesi gereğince ilan yoluyla tebligat suretiyle bildirerek duruşmaya katılmaya çağırır. Duruşma günü idareye de tebliğ olunur.…hakim, tarafların ve bilirkişilerin rapor veya raporları ile beyanlarından yararlanarak adil ve hakkaniyete uygun bir kamulaştırma bedeli tespit eder. …İdarece, kamulaştırma bedelinin hak sahibi adına yatırıldığına veya hak sahibinin tespit edilemediği durumlarda, ileride ortaya çıkacak hak sahibine verilmek üzere bloke edildiğine dair makbuzun ibrazı halinde mahkemece, taşınmaz malın idare adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin hak sahibine ödenmesine karar verilir ve bu karar, tapu dairesine ve paranın yatırıldığı bankaya bildirilir. Tescil hükmü kesin olup tarafların bedele ilişkin temyiz hakları saklıdır…”

Bir idareye ait taşınmazın diğer idareye devri başlıklı 30.maddesinde; “Kamu tüzelkişilerinin ve kurumlarının sahip oldukları taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakları diğer bir kamu tüzelkişisi veya kurumu tarafından kamulaştırılamaz. Taşınmaz mala; kaynak veya irtifak hakkına ihtiyacı olan idare, 8 inci madde uyarınca bedeli tespit eder. Bu bedel esas alınarak ödeyeceği bedeli de belirterek mal sahibi idareye yazılı olarak başvurur. Mal sahibi idare devire muvafakat etmez veya altmış gün içinde cevap vermez ise anlaşmazlık, alıcı idarenin başvurusu üzerine Danıştay ilgili idari dairesince incelenerek iki ay içinde kesin karara bağlanır. Taraflar bedelde anlaşamadıkları takdirde; alıcı idare, devirde anlaşma tarihinden veya Danıştay kararının tebliği tarihinden itibaran otuz gün içinde, 10 uncu maddede yazılı usule göre mahkemeye başvurarak, kamulaştırma bedelinin tespitini ister…Mahkemece, 10 uncu maddede öngörülen usule göre kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen miktarın, peşin ve nakit olarak mal sahibi idareye verilmek üzere belirleyeceği bir bankaya yatırılması ve yatırıldığına dair makbuzun ibraz edilmesi için alıcı idareye onbeş gün süre verilir.

Gereken hallerde bu süre bir defaya mahsus olmak üzere uzatılabilir. Alıcı idare tarafından kamulaştırma bedelinin mal sahibi idare adına bankaya yatırıldığına dair makbuzun ibrazı halinde mahkemece, taşınmaz malın alıcı idare adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin mal sahibi idareye ödenmesine karar verilir ve bu karar, tapu

(22)

14

dairesine ve paranın yatırıldığı bankaya bildirilir. Tescil hükmü kesin olup tarafların bedele ilişkin temyiz hakları saklıdır.

Bu suretle devir alınan taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakkı, sahibinden kamulaştırma yolu ile alınmış sayılır ve devir amacı veya devreden idarenin izni dışında başkaca bir kamusal amaçla kullanılamaz. Aksi takdirde devreden idare, 23 üncü madde uyarınca taşınmaz malı geri alabilir. Bu husus tapu kütüğünün beyanlar hanesine şerh verilir” hükümleri yer almaktadır.

2809 sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında Kanun’un13 ek maddelerinde, vakıf yükseköğretim kurumlarının kamu tüzel kişiliğine sahip oldukları açıkça belirtildiğinden özel kişilere ait taşınmazları kamulaştırabildikleri gibi, 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 30.maddesi uyarınca başka kamu idarelerinin taşınmazlarını da talep edebilmekte idiler. Ancak, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun Ek 7.maddesine 03.04.2013 tarihli 6456 sayılı Kanun’un14 24.maddesi ile eklenen

“Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları kamulaştırma yoluyla taşınmaz edinemez” ek fıkrası uyarınca bu tarihten itibaren vakıf yükseköğretim kurumları kamulaştırma yoluyla taşınmaz edinememektedirler.

Anayasa’nın 46.maddesinde; “Devlet ve kamu tüzelkişileri; kamu yararının gerektirdiği hallerde, gerçek karşılıklarını peşin ödemek şartıyla, özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını, kanunla gösterilen esas ve usullere göre, kamulaştırmaya ve bunlar üzerinde idarî irtifaklar kurmaya yetkilidir” hükmü ile kamu tüzel kişilerinin, kamu yararının bulunduğu durumlarda kamulaştırma yapabileceği hüküm altına alınmıştır.

2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 1.maddesinde; “Bu Kanun; kamu yararının gerektirdiği hallerde gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerinin mülkiyetinde bulunan taşınmaz malların, Devlet ve kamu tüzelkişilerince kamulaştırılmasında yapılacak

13 2809 sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında Kanun; 30.03.1983 tarih ve 18003 sayılı Resmi Gazete

14 6456 sayılı Kanun Kamu Finansmanı Ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun; 18.04.2013 tarih ve 28622 sayılı Resmi Gazete

(23)

15

işlemleri…” 2/a maddesinde “İdare: Yararına kamulaştırma hak ve yetkisi tanınan kamu tüzelkişilerini, kamu kurum ve kuruluşlarını, gerçek ve özel hukuk tüzelkişilerini”

hükümleri yer almaktadır. İdare tanımı içerisinde yer alan kamu tüzelkişilerine kamulaştırma yapma yetkisi verilmiştir. Anayasa’nın 123.maddesinde de; “Kamu tüzelkişiliği, ancak kanunla veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak kurulur”

hükmü ile de kamu tüzelkişiliğinin nasıl kurulacağı hüküm altına alınmıştır.

Kamu tüzel kişilerinin iki temel özelliğinden söz edilebilir. İlki, tüzel kişiliğin yasama organı tarafından yasayla ya da yasanın açıkça verdiği yetkiye dayanarak idare tarafından idari işlemle kurulmuş olması ve diğeri ise tüzel kişiliğin kamu gücü ve ayrıcalıkları ile donatılmış olmasıdır. Kamu tüzel kişisinin varlığı açısından bu iki özellik birlikte düşünülmelidir15. 2809 sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Hakkında Kanun’un ek maddelerinde, vakıf yükseköğretim kurumlarının kamu tüzel kişiliğine sahip oldukları açıkça belirtilmektedir. Dolayısıyla kamu tüzelkişiliği buluna vakıf yükseköğretim kurumlarının kamulaştırma yapmaları gerekmektedir.

Kamu tüzel kişiliği Devlet eliyle kurulan üniversitelerin anayasal vasfı olup, üniversitenin varlığı devam ettiği sürece kamu tüzel kişiliğinin devamı da anayasal bir zorunluluktur. Dolayısıyla, bir üniversitenin tüzel kişiliğini sona erdirebilecek olan kanun koyucu, tüzel kişiliği sona erdirmeden, yani üniversiteyi kaldırmadan sadece kamu tüzel kişiliğine son veremez. 2547 sayılı Kanuna eklenen “Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları kamulaştırma yoluyla taşınmaz edinemez” hükmü ile kuruluş kanunlarında açıkça kamu tüzel kişiliğine sahip olduğu belirtilen vakıf yükseköğretim kurumlarının kamu yararının gerektirdiği hallerde kamulaştırma yetkisinin kaldırılmış olmasının anayasaya aykırı olduğu söylenebilir16.

2.2.4 İrtifak hakkı tesisi yoluyla taşınmaz edinilmesi

İrtifak hakkı ile ilgili olarak 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 779.maddesinde;

“Taşınmaz lehine irtifak hakkı, bir taşınmaz üzerinde diğer bir taşınmaz lehine konulmuş bir yük olup, yüklü taşınmazın malikini mülkiyet hakkının sağladığı bazı

15 http://notoku.com/kamu-tuzel-kisiligi-kavrami-ve-turleri/#ixzz34bDbQxfO (Erişim Tarihi:14.06.2014)

16 http://tbbdergisi.barobirlik.org.tr/m2013-108-1306 (Erişim Tarihi:14.06.2014)

(24)

16

yetkileri kullanmaktan kaçınmaya veya yararlanan taşınmaz malikinin yüklü taşınmazı belirli şekilde kullanmasına katlanmaya mecbur kılar.Yapma borçları, irtifaka başlı başına konu olamaz; ona ancak yan edim olarak bağlanabilir”

780.maddesinde; “İrtifak hakkının kurulması için tapu kütüğüne tescil şarttır. İrtifak hakkının kazanılmasında ve tescilinde, aksi öngörülmüş olmadıkça taşınmaz mülkiyetine ilişkin hükümler uygulanır. İrtifak hakkının zamanaşımı yoluyla kazanılması, ancak mülkiyeti bu yolla elde edilebilecek taşınmazlarda mümkündür.”

781.maddesinde; “İrtifak hakkının kurulmasına ilişkin sözleşmenin geçerli olması, resmî şekilde düzenlenmesine bağlıdır.”

998.maddesinde; “Bağımsız ve sürekli hakların kaydedilmesi için gerekli koşullar ve usul tüzükle belirlenir. Süreklilik koşulunun gerçekleşmesi için hakkın süresiz veya en az otuz yıl süreli olması gerekir” hükümleri yer almaktadır. Söz konusu hükümler doğrultusunda vakıf üniversiteleri ihtiyaç duyduğu taşınmazları irtifak hakkı tesisi yoluyla da temin edebilmektedirler. Uygulamada genellikle Hazineye ait taşınmazlar üzerinde vakıf yükseköğretim kurumları lehine irtifak hakkı tesis edildiği görülmektedir.

Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelik17‘in 79.maddesinde; “Kamu yararına çalışan dernekler ve vergi muafiyeti tanınan vakıflarca sağlık, eğitim ve spor tesisleri yapılması amacıyla tesis edilen irtifak hakları ve verilen kullanma izinleri ile vakıflarca kurulan yükseköğretim kurumları ve 24/11/1994 tarihli ve 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun hükümlerine göre gerçek ve tüzel kişiler lehine tesis edilen irtifak hakları ve verilen kullanma izinlerinde hâsılat payı alınmaz”

hükmü yer almaktadır. Söz konusu hüküm uyarınca Hazine taşınmazlarından vakıflarca kurulan yükseköğretim kurumlarına tesis edilen irtifak hakları ve verilen kullanma izinlerinden hasılat payı alınmayacağı hüküm altına alınarak vakıf üniversiteleri lehine avantaj sağlanmaktadır. Hazineye ait taşınmazlar üzerinde irtifak hakkı tesis edilen vakıf üniversitelerinin listesi aşağıda gösterilmektedir (Çizelge 2.1).

17 Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelik; 19.06.2007 tarih ve 26557 sayılı Resmi Gazete

(25)

17

Çizelge 2.1 Hazineye ait taşınmazlar üzerinde irtifak hakkı tesis edilen vakıf üniversiteleri Sıra No ÜNİVERSİTE ADI İrtifak Hakkı Kurulan Alan

(m2)

1 İstanbul Bilgi Üniversitesi 62.995,00

2 Başkent Üniversitesi 647.455,00

3 Atılım Üniversitesi 121.428,00

4 Ufuk Üniversitesi 55.817,00

5 Fatih Üniversitesi 12.947,00

6 Turgut Özal Üniversitesi 213.311,00

7 Çankaya Üniversitesi 268.310,29

8 Uluslararası Antalya Üniversitesi 205.079,70

9 TOBB Eko. ve Teknoloji Üniversitesi 4.225,97

10 Zirve Üniversitesi 46.794,23

11 Kadir Has Üniversitesi 10.380,00

12 İstanbul Medipol Üniversitesi 6.681,97

13 İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi 97.303,00

14 Acıbadem Üniversitesi 19.545,00

15 Kapadokya Meslek Yüksekokulu 1.000,00

16 Avrasya Üniversitesi 8.250,00

Toplam 1.781.523,16

Kaynak: Milli Emlak Genel Müdürlüğü (Aralık 2013)

Vakıf üniversitelerinin sayısal olarak % 22’sine Hazine arazileri üzerinde irtifak hakkı tesisi yoluyla taşınmaz edinim imkanı verilmiş ve bu yolla toplam 1.781.523,16 m2 arazinin kullanımı söz konusu olmuştur.

2.2.5 İntifa hakkı tesisi yoluyla taşınmaz edinilmesi

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 794.maddesinde; “intifa hakkı, taşınırlar, taşınmazlar, haklar veya bir malvarlığı üzerinde kurulabilir. Aksine düzenleme olmadıkça bu hak, sahibine, konusu üzerinde tam yararlanma yetkisi sağlar”

795.maddesinde; “İntifa hakkı, taşınırlarda zilyetliğin devri, alacaklarda alacağın devri, taşınmazlarda tapu kütüğüne tescil ile kurulur. Taşınır ve taşınmazlarda intifa hakkının kazanılması ve tescilinde, aksine düzenleme olmadıkça, mülkiyete ilişkin hükümler uygulanır. Taşınmaz üzerindeki yasal intifa hakkı tapu kütüğüne tescil edilmemiş olsa bile, durumu bilenlere karşı ileri sürülebilir. Tescil edilmiş ise, herkese karşı ileri sürülebilir.”

(26)

18

797.maddesinde; “İntifa hakkı, gerçek kişilerde hak sahibinin ölümü; tüzel kişilerde kararlaştırılan sürenin dolması, süre kararlaştırılmamışsa kişiliğin ortadan kalkmasıyla sona erer. Tüzel kişilerin intifa hakkı, en çok yüz yıl devam edebilir” hükümleri yer almaktadır.

Hâlihazırda üzerinde yapı olan taşınmazlar vakıf üniversitesine lehine intifa hakkı tesis edilerek üniversitenin kullanımına bırakılmaktadır.

2.2.6 Tahsis usulü

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’na 03.04.1991 tarih ve 3708 sayılı Kanun18 ile eklenen ek 18.maddesinde; “Vakıflar tarafından kurulmuş yükseköğretim kurumlarına eğitim-öğretim ve araştırma tesisleri, öğretim üyesi lojmanları, öğrenci yurtları, sosyal ve kültürel tesisler kurmak üzere, Bakanlar Kurulu kararıyla, Hazine veya muvafakatları alınmak suretiyle, kamu tüzelkişilerine ait arazi ve tesisler tahsis edilebilir. Bu şekilde tahsis edilen arazi ve tesisler, başka gerçek ve tüzelkişilere devredilemez” hükmü yer almakta idi. Söz konusu hüküm uyarınca Hazine ile kamu kurumlarının mülkiyetinde bulunan taşınmazlar ile tesisler mülkiyet sahibi kurumların da muvafakatleri alınarak tahsis edilebilmekteydi.

Anayasa Mahkemesi’nin 29.06.1992 günlü ve Esas Sayısı: 1991/21, Karar Sayısı:

1992/42 sayılı kararı19 ile; “…İstemin maddenin tümüne yönelik olmasına karşın inceleme, her fıkra için ayrı olarak ancak aykırı düştüğü ileri sürülen Anayasa’nın üç maddesi yönünden birlikte yapılacaktır. 1. Maddenin Birinci Fıkrasının İncelenmesi:

Vakıflar tarafından kurulmuş yükseköğretim kurumlarına; fıkrada belirtilen gereksinimlerini karşılamak üzere Hazine arazi ve tesislerinin doğrudan, kamu tüzelkişilerine ilişkin olanlarında muvafakatları alınarak Bakanlar Kurulu’nca özgülenmesi (tahsisi)ni öngören kural devlet katkısına olanak sağlamaktadır. 2547 sayılı Yasa’nın ek 3. maddesi gereğince, yükseköğretim kurumu kurmak için yapılan başvuruya eklenen belgelerle akçalı durumunun yeterli olduğunu kanıtlayıp

18 3708 sayılı 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi, Bu Kanuna Dört Ek Madde Eklenmesi ve Bir Ek Maddesinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun; 09.04.1991 tarih ve 20840 sayılı Resmi Gazete

19 http://www.kararlar.anayasa.gov.tr/kararYeni.php?l=manage_karar&ref=show&action=karar&id=1030&content= (Erişim Tarihi:

30.12.2013).

(27)

19

çalışmalarını sürdürmekle birlikte kamusal nitelik taşıyan kimi hizmetlerini doyurucu hiçimde yerine getirebilmesi için arazi ve yapıların başka gerçek ya da tüzel kişilere devredilmemek koşuluyla verilmesi, devlet varlığının azaltılmasıdır. Vakıf üniversitesi devlet üniversitesiyle eş düzey sayılsa da bu özgülemenin gerekleri, koşulları, sınırları bir yasayla belirlenerek yapılması asıldır. Devrin Bakanlar Kurulu’na bırakılması, bu bırakışın bir yasayla öngörülmesi, özgülemenin yasadan kaynaklandığı anlamına gelemez. Özgülemeye ilişkin ayrıntıların yasayla düzenlenmesi gerekir. Ek 18. madde, üniversite ya da 2547 sayılı Yasa’nın 3.maddesinin (c) fıkrasında sayılıp da yine vakıflar tarafından kurulan öbür yükseköğretim kurumları ayrımını yapmadan, hepsini kapsayan biçimde yükseköğretim kurumlarına yardımı öngörmektedir. Devletin, vakıf üniversitesine yardım yapması, kendi üniversitelerinin tüm gereksinimlerini karşılaması koşuluna bağlanamaz. Yardım zorunlu olmadığı gibi, yapılabilecekse bunların hukuka uygunluk içinde gerçekleştirilmesi gerekir. Devletin, kendi üniversitelerinin yoksunluklarının giderilmesine koşut olmasa da gerekli düzeyde vakıf üniversitelerine yardımı, devletin kendi üniversitelerine açtığı olanaklara engel değildir. Kaldı ki, devlet üniversitelerini vakıf üniversiteleriyle yarışta güçsüz bırakacak bir ölçüsüzlükte yardım yapılacağı varsayımına dayanılamaz, Yasa koyucunun takdirine bağlı olan yardımın oran ve düzeyini kapsayan temel ölçü, Anayasa’nın 130. maddesi gereğince, bir yasayla açıklığa kavuşturulmalıdır. Vakıf üniversitesi, devlet üniversitesi düzeyinde kabul edilmekle birlikte yine birisi vakfın, öbürü devletin kurumudur. İyelik ve yapı özelliği, ayrı durumu göstermektedir. Ayrı durumda olanlar için ayrı kural, Anayasa’ya aykırı düşmediğinden birinci fıkranın, Anayasa’nın 10. maddesine aykırı bir yanı yoktur.

Vakıf üniversitelerine yapılacak yardımların, Anayasa’nın maddi olanaklardan yoksun başarılı öğrencilere öğrenimlerini sürdürmeleri amacıyla öngördüğü devlet yardımlarını engellemesi söz konusu olamayacağından fıkranın, Anayasa’nın 42. Maddesine aykırılığı savı da yerinde görülmemiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle Anayasa’nın 130. maddesine aykırı olan fıkra İPTAL edilmelidir” gerekçesiyle iptaline karar vermiştir.

(28)

20

Ek 18.madde yaklaşık bir buçuk yıllık süre yürürlükte kaldıktan sonra 19.11.1992 tarih ve 3843 sayılı Kanun20 ile yürürlükten kaldırılmıştır.

6831 sayılı Orman Kanunu21‘nun 17.maddesinde; “Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlenmesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır. Devlet ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan yerlerde husule gelen enkaz hiçbir suretle eşhasa satılamaz. Bunlar resmi daire ve müesseseler ihtiyacına tahsis olunur. (Değişik:

22/5/1987 - 3373/7 md.) Turizm alan ve merkezleri dışında kalan Devlet ormanlarında kamu yararına olan her türlü bina ve tesisler için gerçek ve tüzelkişilere, Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığınca bedeli karşılığı izin verilebilir. Bu izin süresi kırkdokuz yılı geçemez. Devletçe yapılan tesisler dışında kalan her türlü bina ve tesisler izin süresi sonunda eksiksiz ve bedelsiz olarak Orman Genel Müdürlüğünün tasarrufuna geçer.

Ancak işletmenin maksadına uygun faaliyet gösterdiği Orman Genel Müdürlüğünce belgelenen hak sahiplerinin kullanma hakları yer, bina ve tesislerin rayiç değeri üzerinden belirlenecek yıllık bedelle doksandokuz seneye kadar uzatılabilir. Bu durumda devir işlemleri bu uzatma sonunda yapılır. Turizm amaçlı tesisler için hak sahipleri adına tapuda irtifak hakkı tesis edilir. İzin ve irtifak hakları amaç dışı kullanılamaz. (Ek: 23/9/1983 - 2896/10 md.) Yukarıdaki fıkrada belirtilen bina ve tesislerin, hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanlarda veya hususi ormanlarda yapılmak istenmesi halinde, Maliye Bakanlığının görüşü alınmaksızın Tarım ve Orman Bakanlığınca izin verilebilir. Bu takdirde, kullanım bedeli, süresi, yapılan bina ve tesislerin devri gibi hususlar genel hükümlere uygun olarak taraflarca tespit olunur” hükmü yer almakta idi.

20 3843 sayılı Yükseköğretim Kurumlarında İkili Öğretim Yapılması, 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanununun Bazı Maddelerinin Değiştirilmesi Ve Bu Kanuna Bir Ek Madde Eklenmesi Hakkında Kanun;

27.11.1992 tarih ve 21418 sayılı Resmi Gazete

21 6831 sayılı Orman Kanunu; 31.08.1956 tarihli ve 9402 sayılı Resmi Gazete

(29)

21

Anayasa Mahkemesi’nin 17.12.2002 günlü ve Esas Sayısı: 2000/75, Karar Sayısı:

2002/200 sayılı kararı22 ile “…Orman Kanunu’nun 17. maddesinin üçüncü fıkrasının ilk tümcesi uyarınca, Anayasa ile korunan ve yasaklanan alanlar, kapsam dışı bırakılmaksızın ve kamu yararının zorunlu kıldığı durumlarla ilgili herhangi bir çerçeve çizilmeksizin, turizm alan ve merkezleri dışında kalan Devlet ormanlarında kamu yararına olan her türlü bina ve tesis yapılması için Orman Bakanlığı’nca gerçek ve tüzelkişilere bedeli karşılığı izin verilebilmektedir. Bu durumda, orman arazilerinin bedeli karşılığında tahsisi için sadece kamu yararının varlığı yeterli görülmekte, ancak bu kavramın sınırlarının belirlenmemesi ve çerçevesinin çizilmemesi nedeniyle idareye çok geniş takdir yetkisi tanınmış olmaktadır. Anayasa’nın 169. maddesinde öngörülen

“kamu yararı dışında irtifak hakkına konu olamaz” tümcesine dayanılarak kamu yararının bulunduğu gerekçesiyle gerçek ve tüzel kişilere bina ve tesisler yapmak üzere orman arazileri tahsis edilemez. Devlet ormanlarının gerçek ve tüzelkişilere tahsisinin, karayolları, telefon, elektrik, su, gaz, petrol boru isale hatları, savunma tesisleri, sanatoryum gibi öncelikli kamu hizmetlerinin ormandan geçmesi ya da anılan bina ve tesislerin orman arazileri üzerinde yapılması zorunluluğu bulunduğu hallerle sınırlı olması gerekir. Başka bir anlatımla, kamu yararının bulunması ve zorunluluk hallerinde Devlet ormanları üzerinde ancak irtifak hakkı tesisine olanak tanınabilir. Öte yandan, Anayasa’nın 169. maddesiyle ormanların özel olarak korunduğu gözetilerek bu maddede geçen “kamu yararı” kavramının hangi durumları kapsadığının yasayla belirlenmesi gerekirken, bu yola gidilmeyerek söz konusu kavramın kapsam ve içeriğinin tespitinin idareye bırakılması, yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesiyle de bağdaşmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural, Anayasa’nın 7. ve 169.

maddelerine aykırıdır. ….3373 sayılı Yasa ile değiştirilen üçüncü fıkrasının birinci tümcesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, B- Üçüncü fıkrasının, birinci tümcesinin iptali nedeniyle uygulanma olanağı kalmayan diğer tümceleri ile maddenin dördüncü fıkrasının, 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 29. maddesinin ikinci fıkrası gereğince İPTALİNE” karar verilmiştir.

22 http://www.kararlar.anayasa.gov.tr/kararYeni.php?l=manage_karar&ref=show&action=karar&id=1750&content=

(Erişim Tarihi: 20.11.2013)

(30)

22

Bunun üzerine 17.06.2004 tarihli ve 5192 sayılı Orman Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun23‘un 1.maddesi ile “Orman Kanununun 17 nci maddesinin ikinci fıkrasının son iki cümlesi metinden çıkarılarak fıkranın sonuna aşağıdaki cümle eklenmiş ve maddenin Anayasa Mahkemesince iptal edilen üçüncü ve dördüncü fıkraları aşağıdaki şekilde yeniden düzenlenmiştir. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir. Savunma, ulaşım, enerji, haberleşme, su, atık su, petrol, doğalgaz, altyapı ve katı atık bertaraf tesislerinin;

sanatoryum, baraj, gölet ve mezarlıkların; Devlete ait sağlık, eğitim ve spor tesislerinin ve bunlarla ilgili her türlü yer ve binanın Devlet ormanları üzerinde bulunması veya yapılmasında kamu yararı ve zaruret olması halinde, gerçek ve tüzel kişilere bedeli mukabilinde Çevre ve Orman Bakanlığınca izin verilebilir. Devletçe yapılan ve/veya işletilenlerden bedel alınmaz. Bu izin süresi kırkdokuz yılı geçemez. Bu alanlarda Devletçe yapılanların dışındaki her türlü bina ve tesisler iznin sona ermesi halinde eksiksiz ve bedelsiz olarak Orman Genel Müdürlüğünün tasarrufuna geçer. Söz konusu tesisler Orman Genel Müdürlüğü veya Çevre ve Orman Bakanlığı ihtiyacında kullanılabilir veya kiraya verilmek suretiyle değerlendirilebilir. İzin amaç ve şartlarına uygun olarak faaliyet gösteren hak sahiplerinin izin süreleri; yer, bina ve tesislerin rayiç değeri üzerinden belirlenecek yıllık bedelle doksandokuz yıla kadar uzatılabilir. Bu durumda devir işlemleri uzatma süresi sonunda yapılır. Verilen izinler amaç dışında kullanılamaz. Yukarıdaki fıkrada belirtilen bina ve tesislerin hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanlarda veya hususi ormanlarda yapılmak istenmesi halinde de Çevre ve Orman Bakanlığınca izin verilebilir. Bu takdirde kullanım bedeli, süresi, yapılan bina ve tesislerin devri gibi hususlar genel hükümlere uygun olarak taraflarca tespit edilir” hükmü getirilmiştir.

6831 sayılı Orman Kanunu’nun 17. maddesinin 17.6.2004 günlü, 5192 sayılı Kanunu’nun 1. maddesiyle yeniden düzenlenen üçüncü ve dördüncü fıkralarının Anayasa’ya aykırı olduğuna yönelik açılan dava sonucunda; Anayasa Mahkemesi’nin 22.11.2007 günlü ve Esas Sayısı: 2004/67, Karar Sayısı: 2007/83 sayılı kararı24 ile Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE karar verilmiştir.

23 5192 sayılı Orman Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, 03.07.2004 tarih ve 25551 sayılı Resmi Gazete

24 http://www.kararlar.anayasa.gov.tr/kararYeni.php?l=manage_karar&ref=show&action=karar&id=2505&content=

(Erişim Tarihi: 23.11.2013).

(31)

23

25.06.2010 tarihli ve 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun25‘un 33.maddesi ile 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 17.maddesinin üçüncü fıkrasının ilk cümlesi değiştirilmiş ve ek 11.madde ile geçici 8.madde eklenmiştir.

19.04.2012 tarihli ve 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun26‘un 13-7 maddesi ile 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 17.maddesinin birinci fıkrası değiştirilmiştir.

06.03.2013 tarihli ve 6444 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun27 İle Orman Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 3.maddesi ile 6831 sayılı Orman Kanununun ek 11.maddesine (e) bendi eklenmiştir.

Yapılan değişikliklerden sonra 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 17.maddesi ve ek 11.maddesi ile geçici 8.maddenin son hali aşağıdaki gibidir.

Madde 17 – “(Değişik birinci fıkra: 19/4/2012-6292/13 md.) Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; otlatma planı yapılan alanlarda yıllık otlatma süresi dâhilinde hayvanların planlı otlatılmasını sağlayan, gecelemesini emniyet altına alan ve dağılmalarını engelleyen geçici çevirmeler şeklinde düzenlemeler dışında, her çeşit bina, ağıl ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması, tarla açılması, işlenmesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır. Ancak, Devlet ormanlarında 31/12/2011 tarihinden önce toplu yerleşimin bulunduğu; yaylak ve otlak olarak kullanılan alanlar içindeki yerler ile yılın belirli dönemlerinde geleneksel yaylacılık maksadıyla yerleşim

25 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun: 13.07.2010 tarih ve 27640 sayılı Resmi Gazete.

26 6292 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun; 26.04.2012 tarih ve 28275 sayılı Resmi Gazete.

27 6444 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun; 15.03.2013 tarih ve 28588 sayılı Resmi Gazete.

(32)

24

yeri olarak kullanılan alanlar kullanım bütünlüğü de dikkate alınarak Orman Genel Müdürlüğünce tespit edilir. Tespit edilen bu alanlardan uygun görülenler Orman ve Su İşleri Bakanlığının teklifi üzerine Bakanlar Kurulu kararı ile yayla alanı olarak ilan edilir. İlan edilen yayla alanlarında 31/12/2011 tarihinden evvel yapılmış, hakkında müsadere kararı bulunanlar da dâhil her türlü bina ve tesisler mevcut haliyle vaziyet planında gösterilerek Orman Genel Müdürlüğü sabit kıymetlerine alınır. Yayla alanlarında bulunan bina ve tesisler orman idaresi tarafından işletilir, işlettirilebilir veya kiraya verilebilir. Elde edilen gelirler Orman Genel Müdürlüğü döner sermayesine gelir kaydedilir. Giderler ise Orman Genel Müdürlüğü döner sermayesinden karşılanır. Bu alanlardaki bina ve tesislerin kullanıcıları orman idaresince tespit edilir, ilgili kaymakamlık ve muhtarlıklar vasıtasıyla bir ay süreyle ilan edilir. Bu süre içinde yapılan itirazlar bir ay içinde orman idaresinde mevcut bilgi ve belgelere göre, bunun mümkün olmaması hâlinde başvuru sahiplerinin elindeki bilgi ve belgelere göre sonuçlandırılarak ilgililere bildirilir. Kullanıcısı tespit edilen bina ve tesisler vaziyet planına göre kullanıcısına, tespit tarihinden itibaren bir yıl içinde talebi hâlinde rayiç bedel üzerinden 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu hükümlerine göre kiraya verilebilir. Kullanıcıları tarafından kiralanmayan bina ve tesisler ise yıkılır.

Kiralanan bina ve tesislere ilişkin, ilgili kurumlarca orman idaresine bildirilen eksikliklerin tamamlanması yönünde kiracıya tebligat yapılarak en geç bir yıl içinde eksikliğin giderilmesi istenir. Eksikliklerin giderilmemesi hâlinde yapılan kiralama işlemi iptal edilir. İlgili mevzuattan doğacak her türlü zarar ve hukuki sorumluluk kiracıya aittir. Yayla alanı olarak ilan edilen yerlerde orman idaresince nüfus yoğunluğu, yöresel ihtiyaç ve sosyal problemler dikkate alınarak gerekli her tür ve ölçekte planlar Orman Genel Müdürlüğünce yapılır veya yaptırılır. Yapılan bu planlar Orman ve Su İşleri Bakanlığınca onaylanır. Yayla alanlarında mevcut bina ve tesislerin kiralayan tarafından iki yıl içinde planlara uygun hale getirilmesi istenir. Uyumlu hale getirenlerin kira sözleşmeleri yenilenir. Aksi halde kira sözleşmesi iptal edilir. Yayla alanlarına ilişkin iş ve işlemler yönetmelikle belirlenir.

Devlet ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve

Referanslar

Benzer Belgeler

Yaptığımız özet açıklamalar gereği yüksek bakiyeli kasa hesapları ve şirketin ortaklarına ya da ilişkili kişi veya kurumlara kullandırmış olduğu paralar

Yolcu ve eşya taşımaları, kanunlara ve taşımacı ile yolcu ve gönderen arasındaki sözleşmelere uygun olarak yapılır. Yolcu taşımaları biletsiz veya taşıma

a) Memurun hastalık raporunun düzenlendiği günü takip eden mesai bitimine kadar elektronik ortamda veya uygun yollarla görev yaptığı kurumdaki disiplin amirine

Bu Kanunun 149 uncu maddesine göre devamlı bilgi vermek zorunda olanlardan istenilen bilgiler ile beyanname, bildirim, yazı, dilekçe, tutanak, rapor ve diğer belgelerin,

• Orman kadastro komisyonları, Orman Genel Müdürlüğünce atanacak bir orman yüksek mühendisi veya orman mühendisinin başkanlığında, bir orman yüksek mühendisi veya

Madde 54 – Taahhüdün, sözleşme ve şartname hükümlerine uygun olarak yerine getirilmesini sağlamak amacıyla, sözleşme yapılmasından önce müteahhit

Madde 43 – Kapalı teklif usulü ile yapılan ihalelerde, istekli çıkmadığı veya teklif olunan bedel komisyonca uygun görülmediği takdirde, ya yeniden aynı usulle ihale

“(1) Bir ticari işletmeye bağlı olup ister merkezinin bulunduğu sicil çevresi içerisinde isterse başka bir sicil çevresi içinde olsun, bağımsız sermayesi