• Sonuç bulunamadı

Hayvan Isırık İnfeksiyonlarıAnimal Bite Infections (2564 Defa Görüntülendi)

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Hayvan Isırık İnfeksiyonlarıAnimal Bite Infections (2564 Defa Görüntülendi)"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Fügen ÇOKÇA, Oktay MEÇO

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Klinik Bakteriyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı, ANKARA

ÖZET

Hayvan ›s›r›klar›n›n %70-93’ünü köpek, %3-15’ini kedi ›s›r›klar› oluflturur. Yara bak›m›ndan gecikilmesi ve-ya delinme fleklindeki ve-yaralanmalar infeksiyon riskini yükseltir. Is›r›k ve-yaras›nda infeksiyon etkeni mikroorga-nizma; hayvan›n a¤›z flora bakterileri, kiflinin cilt floras› veya yaralanma ortam›ndan kaynaklan›r. Stafilokok türleri, streptokok türleri, anaeroblar ve Pasteurella multocida en s›k izole edilen bakterilerdir. Is›r›k yarala-r›na medikal ve cerrahi tedavi yan›s›ra gerekti¤inde tetanoz ve kuduz profilaksisi uygulanmal›d›r.

A

Annaahhttaarr KKeelliimmeelleerr :: Hayvan Is›r›klar›, ‹nfeksiyon, Tedavi, Profilaksi.

SUMMARY Animal Bite Infections

Seventy to ninety three percent of animal bites are caused by dogs whereas 3-15 % by cats. The delay in wound management or puncture wounds increase the risk of infection. The infecting microorganism of bite wounds arise from the oral flora of the animal, skin flora of the victim and from the environment. Staphylo-coccus spp., streptoStaphylo-coccus spp., anaerobes and Pasteurella multocida are the most frequently isolated bac-teriae. Besides medical and surgical management of bite wounds, tetanus and rabies prophylaxis should be performed when needed.

K

(2)

GİRİŞ

Gerek hasta gerekse hekim tarafından, hayvan-ların ısırması ile meydana gelen yarahayvan-ların zararsız olduğu düşünülür. Ancak epidemiyolojik veriler hay-van ısırklarının önemli bir sağlık problemi olabilece-ğini göstermiştir. Hayvan ısırığında infeksiyon insi-dansı ve yaralanmanın bakteriyolojisine ait veriler, karşılaştırmalı olmayan, retrospektif çalışmalara da-yanır. Sık rastlanan bu yaralanmaların tedavisi ko-nusundaki bilgiler çelişkilidir. Bu makalede hayvan ısırık infeksiyonu etkenleri, tedavi ve profilaksi yak-laşımları gözden geçirilmiştir.

EPİDEMİYOLOJİ

Her yıl dünyada çoğunluğu köpek ısırığı olmak üzere, 300-700/100.000 oranında hayvan ısırığı meydana geldiği bildirilmiştir. Köpek ısırıkları, tüm hayvan ısırıklarının %70-93’ünü, kedi ısırığı %3-15’ini, vahşi hayvan ısırıkları ise %1’den azını oluş-turur (1,2).

Amerika Birleşik Devletler’inde yılda 1-2 milyon kişinin köpekler tarafından ısırıldığı tahmin edilmek-tedir; acil servise başvuran hastaların yaklaşık %1’i ısırık yaralarıdır (3).

Köpek ısırıklarının %85’i, kendi sahipleri tarafın-dan provake edilen hayvanlarla meytarafın-dana gelir. Ço-ğu yaralanmalar laserasyon, delinme, çizilme gibi minör travma şeklinde olup, tıbbi bakım gerektir-memekle birlikte; %10’u dikiş koymayı, %1-5’i has-taneye yatırmayı gerektirebilir. Bir kısmında da sel-ülit, infeksiyöz artrit, osteomiyelit ve abse gelişimi gibi komplikasyonlar görülebilir.

Köpek ısırıkları daha çok alt ekstremitelerde meydana gelir; bunu el, kol, yüz ve gövde ısırıkları izler. Kedi ısırığı ise daha çok ellerde meydana gelir; bunu kol, alt ekstremite, yüz ve gövde izler. Köpek tarafından ısırılan kişilerin yarısı ve/veya üçte ikisi 20 yaşın altındaki kişilerdir; 5-9 yaş arasında köpek ısırığı insidansı en yüksek düzeydedir. Fatal yaralan-malar daha çok yüz, baş, boyun bölgesini ilgilendirir ve evde kendi besledikleri hayvan tarafından ısırılan çocuklarda bu tür yaralanma riski fazladır. Köpek tarafından ısırılan kişilerin %60-70’i erkektir. Mesle-ki olarak köpek ısırması sonucu yaralananların ba-şında postacılar ve hayvan bakım merkezlerinde ça-lışanlar gelir.

Literatürde hayvan ısırığı ile ilgili epidemiyolojik verilerin çoğu yalnızca köpeklere ait bilgilerden olu-şur. Evcil kediler ile oluşan yaralanmaların epidemi-yolojisi, köpeklerden önemli farklılıklar gösterir. Ke-di ısırığı en çok 21-35 yaş arasındaki kadınlarda gö-rülür; yaralanmanın şekli de genellikle el ve

par-maklarda tırmalanma şeklindedir.

Kedi ve köpek dışındaki hayvanlarla temas; bu hayvanları beslemek, avcılık, mesleki temas (veteri-nerler, bilimsel araştırmacılar, çiftçiler gibi), vahşi hayvanların bulunduğu bölgelerde yaşamak gibi ne-denlerle meydana gelebilir. Bu hayvan ısırıklarını ta-kiben gelişen infeksiyonlar, hayvanların ağız flora bakterileri ve ısırılan kişinin cilt florası bakterileri ile meydana gelir (4). Kedi, köpek, domuz, tavşan, fa-re, horoz ve kurt ısırıkları sonucu gelişen infeksiyon-larda en sık infeksiyon etkeni Pasteurella

multoci-da’dır. Nehir, göl ve deniz sularında meydana gelen

yaralanmalar sonucunda da infeksiyon meydana ge-lebilir. Isırık yarasında infeksiyon gelişimini kolaylaş-tıran bazı faktörler vardır. Bu faktörler Tablo 1’de verilmiştir (2,5).

Eklem ve kemik yapıların cilde yakın olduğu vü-cut bölgelerinde meydana gelen ısırık yaralanmala-rında ciddi komplikasyonlar oluşabilir. Bu nedenle elde meydana gelen delici yaralar ve ağır laseras-yonlarda detaylı radyolojik inceleme ve cerrahi de-ğerlendirme gerekir (6). Yara yerinde infeksiyon ge-nellikle ısırılmadan sonraki 8-24 saat içerisinde geli-şir. 8 saatten önce infeksiyon bulgusu çıkması na-dirdir (2,7).

İnfeksiyon Etkeni Mikroorganizmalar Hayvan ısırık yarası infeksiyonlarında, infeksiyo-na yol açan bakterinin kayinfeksiyo-nağı; yaralanma ortamı, kişinin cilt florası ve sıklıkla da ısıran hayvanın nor-mal ağız florası bakterileridir (3,4). Hayvanların ağız flora bakterilerinin, ısırık yolu ile yumuşak doku, ke-mik ve eklemlere direkt inokülasyonu sonucu infek-siyon meydana gelir.

Kedi ve köpeklerin ağız florasından çeşitli aerob ve anaerob mikroorganizmalar izole edilebilir. Bu hayvanlarla meydana gelen yaralanmalarda gelişen infeksiyonlar çoğunlukla polimikrobiyaldir. Kedi ve köpek ısırığı sonucu gelişen infeksiyonlardan izole edilen mikroorganizmalar Tablo 2’de belirtilmiştir (8).

Tablo 1. Hayvan Isırıklarında İnfeksiyon

Gelişi-mini Kolaylaştıran Faktörler.

- 50 yaşın üzerindeki kişiler - Yara bakımına geç başlanması - Delinme şeklindeki yaralanmalar - Kedi ısırıkları

(3)

Köpek ısırığı infeksiyonlarında en çok

Paste-urella multocida’nın etkinliği üzerinde durulsa da;

stafilokok türleri, streptokok türleri, korinebakteri ve anaerob bakteriler de izole edilir. İnfekte köpek ısırığı yaralarında; Pasteurella multocida %0-25,

P. canis %18, P. stomatis %6, P. dagmatis %3, Staphylococcus aureus %20-40, streptokoklar

%50, anaeroblar %33 oranında izole edilmiştir (3). Bazı yayınlarda P. multocida izolasyon oranının %50’ye kadar ulaşabileceği bildirilmiştir (5,9).

Pasteurella multocida: Küçük, hareketsiz,

sporsuz, gram negatif bir kokkobasildir. Kanlı agar, çukulata agar ve Mueller Hinton agarda 37°C’de ürer. P. multocida kedi ve köpeklerin, farelerin, tavşan, sığır, koyun, geyik, at, maymun, arslan ve panterlerin solunum ve sindirim sisteminde flora bakterisi olarak bulunur. İnsanlarda P. multocida’ya bağlı infeksiyon, adı geçen hayvanlar tarafından ısı-rılma veya tırmalanma ile indirekt olarak bulaşır; in-sandan insana bulaş gösterilmemiştir. P.

multoci-da’nın neden olduğu yara infeksiyonu hızlı gelişen,

ağır inflamasyonla karakterizedir. Çoğu kişide infek-siyon belirtileri yaralamayı takiben 24 saat içerisin-de ortaya çıkar. Yara yeriniçerisin-de şişlik, ağrı, %40 ora-nında pürülan akıntı, %20 lenfanjit, %10 bölgesel lenfadenopati saptanabilir. P. multocida’ya bağlı septik artrit genellikle diz ekleminde gelişir ve sıklık-la immünkompromize kişilerde görülür. Osteomiye-lit, yumuşak dokudaki infeksiyonunun yayılması ile meydana gelebileceği gibi, hayvan ısırması sırasında bakterinin direkt periosta inokülasyonu ile de mey-dana gelebilir. P. multocida’ya bağlı septik artrit ve osteomiyelitin birlikte görülmesi, genellikle elde in-terfalangeal eklem ve falanksta kedi ısırması şeklin-deki yaralanmayı takiben gelişir. P. multocida ciddi invaziv infeksiyonlara da neden olabilir. P.

multoci-da’nın etkeni olduğu menenjit, bakteriyemi

bildiril-miştir (2,10).

Capnocytophaga canimorsus (DF-2; dysgonic

fermenter 2): Gram negatif oportunistik bir pato-jendir. Laboratuvarlarda kullanılan rutin besiyerle-rinde üretilmesi güçtür. Çukulata agar, %5 tavşan kanlı kalp infüzyon besiyerinde CO2’li ortamda in-kübe edilerek üretilebilir. Yavaş üreyen bir mikroor-ganizma olduğu için kullanılan besiyerine bağlı ola-rak üreme süresi 3-11 gün arasında değişir. C.

ca-nimorsus oksidaz ve katalaz pozitif oluşu ile diğer Capnocytophaga türlerinden ayrılır. C. canimorsus

kedi ve köpeklerin normal ağız florasında bulunur.

C. canimorsus oportunistik bir patojen olduğu

için, bu mikroorganizmaya bağlı infeksiyon immün-kompromize kişilerde gelişir. Bu kişilerin %80’i splenektomi geçirenlerdir. Diğerlerinde ise Hodgkin hastalığı, idiopatik trombositopenik purpura, alkol kullanımı, steroid kullanımı gibi altta yatan bir başka neden bulunur (2,11,12).

Tablo 2. Kedi ve Köpek Isırık Yaralarından

İzo-le Ediİzo-len Mikroorganizmalar. Aerob Mikroorganizmalar Pasteurella multocida Pasteurella dagmatis Pasteurella canis Pasteurella stomatis Capnocytophaga canimorsus Capnocytophaga cynodegmi αhemolitik streptokok βhemolitik streptokok Enterokoklar Staphylococcus aureus Staphylococcus intermedius Staphylococcus epidermidis Haemophilus felis Haemophilus aphrophilus Corynebacterium spp. Micrococcus luteus Neisseria canis Neisseria weaveri Acinetobacter spp. Actinobacillus actinomycetemcomitans Eikenella corrodens Weeksella zoohelcum Anaerob Mikroorganizmalar Peptostreptokoklar Fusobacterium nucleatum Fusobacterium russii Prevotella melaninogenica Prevotella intermedia Porphyromonas salivosa Porphyromonas asaccharolytica Veillonella parvula Bacteroides heparinolyticus Leptotrichia buccalis

(4)

C. canimorsus’un insanlarda meydana getirdiği

hastalık daha çok sepsis tablosu şeklindedir (11). Dissemine intravasküler koagülasyon, böbrek, sur-renal bezi gibi bazı organlarda hücre nekrozu, kuta-nöz gangren, trombositopeni, hipotansiyon, böbrek yetmezliği görülebilir. Vakaların %50’den fazlasında ateş, lökositoz ve dermatolojik lezyonlar vardır. Sepsis tablosuna ilaveten endokardit ve menenjite de neden olabilir.

Diğer mikroorganizmalar: Neisseria weaveri köpek ısırığı infeksiyonları ile ilişkilidir. Weeksella

zoohelcum ısırık yarası sonrası gelişen selülit,

sep-sis ve menenjitte etken olabilir. Hayvan ısırığı ile ilişkili diğer yeni aerob bakteriler; kedi ısırıklarında

Neisseria canis, domuz ısırklarında Flavobacteri-um IIb benzeri izolatlar, at ısırıklarında Actinobacil-lus lignieresii ve A. equi benzeri bakteri şeklinde

özetlenebilir (3).

‘Oral Bacteroides’ türleri, Prevotella ve Porphyromonas genusları altında yeniden

sınıflan-dırılmıştır. Anaerob bakteriler hayvan ısırık yarala-rında %41’e varan oranlarda genellikle diğer bakte-rilerle birlikte mikst kültür şeklinde saptanabilmekte-dir. Isırık yaralarının %20’sinde Bacteroides veya

Fusobacterium türlerinden biri bulunabilmektedir.

Egzotik ve vahşi hayvan ısırklarının bakteriyoloji-si ile ilgili bilgiler daha çok vaka bildirimleri şeklin-dedir. P. multocida en çok saptanan patojendir. Kedi ısırığı ile tularemi bulaşması mümkündür. Ze-hirli yılan yaralanmalarında infeksiyon gelişimi na-dirdir; infeksiyon meydana geldiği taktirde anaerob bakterilerin etken olabileceği saptanmıştır. Koyunlar da ısırma yoluyla infeksiyona yatkın yaralanma meydana getirebilirler. İzole edildiği bildirilen mikro-organizmalar P. multocida ve A. lignieresii’dir. Fa-re ısırığı sonucu ‘faFa-re ısırığı hastalığı’ (rat bite fever) gelişebilir. Etken mikroorganizma Streptobacillus

moniliformis veya Spirillum minor’dur. Bir

çalış-mada fare ısırığı yaralarının %30’undan bakteri üre-tilmiştir, ancak infeksiyon gelişme oranı %2 civarın-dadır. İzole edilen mikroorganizmalar stafilokok tür-leri, difteroidler, P. multocida, fusiform anaeroblar ve leptospiralardır. Maymun ısırıkları aşırı ödem ve infeksiyon belirtileri ile seyreden yaralanmalardır. Maymun ısırması ile B virüs (Herpes simiae virüs) bulaşması mümkündür (3,8).

İnsanların burada değinilebilen hayvanların dı-şında daha bir çok evcil, vahşi, suda yaşayan veya laboratuvar hayvanı ile yaralanması mümkündür.

TEDAVİ

Genel Değerlendirme

Hayvan ısırık yarası nedeniyle sağlık kuruluşuna tedavi amacıyla başvuran kişide; yaralanmaya ne-den olan hayvanın türü, saldırıda yaralanan kişinin hayvanı provake edip etmediği, kişinin altta yatan bir hastalığı olup olmadığı, yaralanmanın üzerinden ne kadar zaman geçtiği sorgulanır. Fizik muayene-de; yaranın yeri, derinliği, eklem penetrasyonu, in-feksiyon belirtisi, sinir, tendon zedelenmesi açısın-dan değerlendirme yapılır (2,3).

Kültür

İnfekte olmayan hayvan ısırığı yaralarından kül-tür alınması veya Gram boyası yapılmasına gerek yoktur. Başvuruda infekte olduğu saptanan yaralar-dan mutlaka direkt preparat hazırlanıp Gram boyası ile bakteri araştırılıp, aerob ve anaerob kültürler alı-nır. Kültür alınırken mümkünse perkutan aspiras-yonla yaranın derin kısımlarından materyal alınmalı-dır.

Cerrahi Bakım

Tüm hayvan ısırığı yaraları (delinme şeklindeki yaralanmalar dahil) steril serum fizyolojikle yıkanır. Netrotik veya devitalize dokular dikkatle debride edilir. Eğer kırık şüphesi varsa, yaralanma büyükse veya yarada yabancı cisim şüphesi varsa radyolojik inceleme de yapılır. Hangi yaralara dikiş konulacağı konusunda görüş birliği yoktur. Bu nedenle yaraya dikiş koymadan önce şu noktaların göz önünde bu-lundurulması önerilir;

- Yaranın kendi kendine iyileşip iyileşemeyeceği, - Yarada infeksiyon riskinin bulunup bulunmayışı, - Kozmetik kaygılar.

Genel olarak yeni, infekte olmayan yaralara, ya-ra temizliğini takiben gerekiyorsa dikiş konulabilir. Kedi ısırması sonucu meydana gelen derin delici ya-ralara genellikle dikiş konulmaz çünkü bunlarda in-feksiyon gelişim riski yüksektir (2).

Antimikrobik Tedavi

Hayvan yaralanmalarında sıklıkla izole edilen bakterilerin antimikrobik duyarlılıkları Tablo 3’de ve-rilmiştir (3). Hayvan ısırıklarında başlıca etkenlerin stafilokok türleri, streptokok türleri, P. multocida ve anaerob bakteriler olabileceği düşünülerek, seçi-lecek ampirik antibiyotik tedavisinin bu etkenleri et-ki spektrumu içine alması önerilir.

Stafilokok türlerinin etken olmadığı durumlarda penisilin G ve türevleri ile etkin tedavi mümkündür.

(5)

Daha geniş spektrum elde etmek istenirse amoksisi-lin/klavulanat veya ampisilin/sulbaktam gerek oral gerekse parenteral tedavide uygun seçeneklerdir. Beta laktam antibiyotiklere allerjisi olan kişilerde tetrasiklinler alternatif tedavi ajanı olarak düşünüle-bilir (1,2). Tablo 3’de adı geçen çoğu mikroorganiz-ma in vitro olarak kinolon grubu antibiyotiklere, TMP/SMX’e ve ikinci kuşak oral sefalosporinlere duyarlı görünmekle birlikte bu antibiyotiklerin hay-van ısırık infeksiyonlarında kullanımına dair klinik veriler çok azdır. Bazı bakterilerin dirençli olabilme-si nedeniyle birinci kuşak sefalosporinler, dikloksa-sin ve eritromidikloksa-sin tedavide kullanılmamalıdır (2,3).

İmmünizasyon

1) Tetanoz profilaksisi: Hayvan ısırığı yaralan-malarında tetanoz profilaksisi mutlaka uygulanması gereken önlemlerin başında gelir (2,3,13). Primer aşı serisi tamamlanmış kişilerde;

a) Son 10 yıl içerisinde aşılanmış olanlar: - Hafif yaralanma: Son 5 yıl içerisinde aşılanmış ise yara temizliği yapılması yeterlidir. Son 5 yıl içe-risinde aşılanmamışsa yara temizliğine ilaveten 0.5 ml aşı yapılır.

- Tetanoza yatkın yaralanma: Son 1 yıl içerisin-de aşılanmışsa yara temizliği yeterlidir; son 1 yıl içe-risinde aşılanmamışsa yara temizliğine ilaveten 0.5 ml aşı yapılır.

b) Son aşıdan sonra 10 yıldan fazla geçmiş olan-lar

- Hafif yaralanma: Yara temizliği ve 0.5 ml aşı

yapılıp her 10 yılda bir rapel uygulanır.

- Tetanoza yatkın yaralanma: Yara temizliği ve 0.5 ml aşı uygulamasına ilaveten 250 Ü tetanoz im-münglobulin human veya 3000-5000 Ü tetanoz immün beygir serumu yapılır. Prokain penisilin 1.600.000 Ü/gün 3-5 gün süre ile verilir.

Çocukluğunda primer immünizasyon şeması uy-gulanmamış olan kişilere hangi yaşta olurlarsa ol-sunlar birer ay ara ile üç kez tetanoz aşısı yapılma-lıdır (14).

2) Kuduz profilaksisi: Hayvanların neden olduğu yaralanmalarda kuduz profilaksisi gerekip gerekme-diği dikkatle değerlendirilmelidir. Isıran hayvan kedi, köpek gibi evcil bir hayvan olup, kuduz aşıları dü-zenli olarak yapılmış ve hayvan ısırdığı sırada hiçbir kuduz belirtisi göstermiyorsa yara bakımı dışında herhangi bir önleme ihtiyaç yoktur.

Isıran hayvan sahipsiz bir kedi, köpek, at, sığır, eşek ise ve ısırdıktan sonra kaçmışsa ve bir bilgi edinmek mümkün değilse; ısıran hayvan kurt, tilki, çakal gibi yabani bir hayvan ise ya da yarasa ısırma-sı söz konusu ise mutlaka Tablo 4’de belirtilen profi-laktik önlemler alınmalıdır (15,16).

Profilaktik Antibiyotik Kullanımı

İnfeksiyon belirtisi olmayan hayvan ısırığı yarala-rında profilaktik antibiyotik kullanılması konusu tar-tışmalıdır. Yapılan çalışma sonuçları bunun bir de-ğeri olmadığını göstermiştir (5,17). Yaralanmayı ta-kiben 8 saatten önce sağlık kuruluşuna başvuran ağır ısırık yaralarında, kemik ve eklem penetrasyo-Tablo 3. Hayvan Isırığı Yaralarından En Sık İzole Edilen Bakterilerin Antimikrobik Duyarlılıkları (%). Antibiyotik S. aureus S. intermedius Anaeroblar P. multocida C. canimorsus

Penisilin 10 70 95 95 95 Dikloksasilin 99 100 50 30 -Amoks./klav. 100 100 100 100 95 Sefaleksin 100 95 40 30 -Sefuroksim 100 - 40 90 -Sefoksitin 100 - 100 95 95 Eritromisin 100 95 40 20 95 Tetrasiklin 95 - 60 90 95 TMP/SMX 100 - 0 95 D Kinolonlar 100 - 40 95 -Klindamisin 95 95 100 0 95

(6)

nu şüphesi olan durumlarda, el yaralanmalarında, immünkompromize kişilerin yaralanmalarında, ya-ralanma yeri prostetik bir eklemin yakınında veya genital bölgede ise profilaktik antibiyotik kullanımı-nın önerilebileceği belirtilmiştir (3).

KAYNAKLAR

1. Elliot DL, Tolle SW, Goldberg L, Miller JB. Pet-as-sociated illness. N Engl J Med 1985;313 (16):985. 2. Weber DJ, Hansen AR. Infections resulting from animal

bites. Infect Dis Clin North Am 1991;5(3):663-79. 3. Goldstein EJC. Bites. In: Mandell GL, Dolin R, Bennett

JE (eds). Principles and Practice of Infectious Diseases. 4th ed. New York: Churchill Livingstone, 1995:2765-9.

4. Goldstein EJC, Citron DM, Finegold SM. Role of anaer-obic bacteria in bite-wound infections. Rev Infect Dis 1984;6 (Suppl. 1):77-83.

5. Callaham ML. Treatment of common dog bites: infec-tion risk factors. JACEP (Abstr)1978;7(3):83-7. 6. Brook I. Human and animal bite infections. J Family

Practice 1989;28(6):713-8.

7. Boenning DA, Fleisher GR, Campos JM. Dog bites in childeren: epidemiology, microbiology, and penicillin prophylactic therapy. Am J Emerg Med 1983;1(1):17-21.

8. Goldstein EJC. The bacteriology of animal bite wounds. Culture ‘Oxoid’ 1993;14:5-8.

9. Jaffe AC. Animal bites. Ped Clin North Am 1983; 30(2):405-13.

10. Francis DP, Holmes MA, Brandon G. Pasteurella mul-tocida, JAMA 1975;223(1):42.

11. Kalb R, Kaplan MH, Tenenbaum MJ, Joachim GR, Samuels S. Cutaneous infection at dog bite wounds asso-ciated with fulminant DF-2 septicemia. Am J Med 1985;78(4):687-90.

12. Rubin SJ. DF-2: a fastidious fermentative gram negative rod. Eur J Clin Microbiol 1984;3(3):253-7.

13. Hawkins J, Paris PM, Stewart RD. Mammalian bites. Rational approach to management. Postgrad Med 1983;73(6):52-64.

14. Altay G. Yaralanmadan sonra tetanoz profilaksisi. T Klin Tıp Bilimleri 1994;14(4):297-8.

15. Fishbine DB, Robinson LE. Rabies. N Engl J Med 1993;329 (22):1632-8.

16. Altay G. Kuduz profilaksisi. T Klin Tıp Bilimleri 1994; 14(4):295-6.

17. Aghababian RV, Conte JE. Mammalian bite wounds. Ann Emerg Med 1980;9(2):79-83.

YAZIŞMA ADRESİ: Uz. Dr. Fügen ÇOKÇA

Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi

İbn-i Sina Hastanesi Klinik Bakteriyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Sıhhiye - ANKARA

Makalenin geliş tarihi: 29.02.1996, kabul tarihi: 25.04.1996 Tablo 4. Temas Sonrası Kuduz Profilaksisi.

Öneri

Lokal yara bakımı Su ve sabun ile

Kuduz antiserumu - Human rabies immünglobulin (homolog): 20 IU/kg (yarısı yara çevresine, yarısı gluteal bölgeye IM.) veya

- Heterolog kuduz antiserumu: 40 IU/kg

Aşı 1 ml HDCV 0., 3., 7., 14., 28. günlerde deltoid adaleye IM

Lokal yara bakımı

Kuduz antiserumu Verilmemeli

Aşı 1 ml HDCV 0., 3. günlerde deltoid adaleye IM

Önceden aşılı

Önceden aşılı değil

Referanslar

Benzer Belgeler

Sorumlu yönetici: Hastanenin, bu Yönetmelik hükümlerine uygun olarak faaliyet göstermesinden işverenle birlikte sorumlu olan veteriner hekimi,.. Tıbbî olmayan veteriner

İl müdürlüğü, hastanede görevli sorumlu yöneticiler için yönetici belgesi; sorumlu yönetici, uzman veteriner hekim, veteriner hekim, yardımcı sağlık hizmetleri..

Bu toplumun uyguladığı ilkel tarım yöntemlerinde kullandığı enerji (çapa yapmak, ağaç kesmek, çit yapmak gibi) ürettikleri şeker kamışı, muz ve diğer ürünlerdeki

Besin Süt üretimi İçin metabolik faaliyet sonucu ısı üretimi Yaşamsal faaliyetler için (örneğin vücut sıcaklığı solunum, boşaltım gibi) ısı üretimi

• İlkbaharda uzun gün ışığı ve nisbeten düşük sıcaklıkta otların kuru madde içeriği yüksek, selülozu ise düşüktür. • Yaz ortalarında ise yüksek sıcaklığın

Çökmeyen materyal ise daha çok suda yaşayan mikroskobik canlıların (plankton) oluşturduğu organik kitledir. Herhangi bir su ortamında bu canlılar ne kadar yoğun

DENA-treated group (24 weeks) showed statistically significant variations in all tested parameters (AFP, AFU, liver function tests, total anti-oxidants serum levels),

Hastaların yaşı, cinsiyeti, yaşadıkla- rı bölge, yara yeri, temas sonrası başvuruya kadar geçen süre, giysi durumu, temas şekli, başvuru öncesi yara bakımı, temas