• Sonuç bulunamadı

TANRI TASAVVURLARI

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "TANRI TASAVVURLARI"

Copied!
10
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TANRI TASAVVURLARI

• Din ile Tanrı kavramları arasında çok sıkı bir ilişki vardır.

• Ancak yine de dinler Tanrı kavramı ile ilişkileri bakımından önemli ölçüde farklılaşmaktadır.

• Dinleri kabaca teistik olan-olmayan şeklinde ikiye ayırabiliriz.

• Teistik olmayan dinlerde, bütün varlığın kaynağı; nihai, mutlak, gerçek vs. kavramlarla ifade edilir. Burada

bildik anlamda bir Tanrı kavramından bahsedilmez.

(2)

• Ör. Hinduizm’in bir kolu olan Advaida Vedanta

«kendi başına var olan nihai gerçeklik»ten

bahsetmektedir. Ancak bu gerçekliğin bir «kişi»

olduğu söylenemez.

• Teistik dinlerin ayırt edici özelliği ise Tanrı’yı kişisel niteliklere sahip bir «zat» olarak kabul etmesidir.

• Belli başlı Tanrı tasavvurlarını; monoteizm, deizm,

panteizm ve panenteizm olarak tasnif edebiliriz.

(3)

Teizm

• Teizm, temel olarak, bir tanrının varlığını kabul eden yaklaşımdır. Bu anlamıyla ateizmin zıddıdır.

• Diğer taraftan teizm, dünyaya müdahale eden bir Tanrı tasavvurunu betimlemek için de

kullanılır. Bu anlamıyla da deizmin zıddıdır.

• Teizmin bir başka özelliği evreni aşkın bir Tanrı

tasavvuru öngörmesidir. Bu anlamıyla, özellikle

18. yy. başlarından itibaren panteizmin karşıtı

olarak da kullanılmıştır.

(4)

Monoteizm

• Kelime anlamı bakımından «tektanrıcılık» demektir.

• Bu tasavvurda Tanrı zati (kişisel) niteliklere sahip bir varlık olarak düşünülür.

• En az ve en fazla bir Tanrı vardır. Birden fazla Tanrı’nın olması imkânsızdır.

• Monoteizm, teizmin prototipini oluşturur.

• Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam’ın monoteist bir

Tanrı tasavvuruna sahip olduğu (en azından bu

iddiada bulunduğu) sıklıkla ifade edilir.

(5)

Monoteizm

• Ancak özellikle Hristiyanlıktaki teslis inancının monoteist anlayışı ihlal ettiği ileri sürülebilir. Bu bakımdan monoteist sezgileri en iyi İslam’ın temsil ettiği söylenebilir.

• Monoteizme göre Tanrı-evren ilişkisi, yaratan-yaratılan ilişkisidir.

Tanrı evreni mutlak ve hür iradesiyle yoktan/yok iken yaratmıştır.

• Bunun ötesinde Tanrı aleme müdahale etmeye devam etmektedir.

Vahiy, peygamberlik, mucize, duaları kabul etme gibi olgular bu bağlamda Tanrı’nın alemdeki etkinliğini yansıtmaktadır.

• Tanrı, her şeye gücü yeten, her şeyi bilen, mutlak olarak iyi ve

mükemmel olan, ezeli-ebedi olan, irade ve hürriyet sahibi aşkın bir

varlıktır.

(6)

Deizm

• Esasen aynen teizm gibi deizm de bir yaratıcı Tanrı’nın varlığını kabul eder.

• Ancak deizmi teizmden ayıran en önemli özellik,

deizmin; Tanrı’nın evreni yarattıktan sonra müdahale etmediğini, dolayısıyla vahiy ve peygamberlik

kurumunun bir gerçekliğinin olmadığını kabul etmesidir.

• Deizm; insan aklının her türlü bilgiyi elde etmede yeterli olduğunu, bu sebeple de vahye gerek

olmadığını ileri sürer.

(7)

Deizm

• Deizm «vahyedilmiş/tarihsel din»i değil, «doğal din»i benimser.

• Tanrı’nın adaleti bütün insanlara eşit muamele

yapmayı gerektirir. İnsanlar doğru bilgiye, Tanrı’nın bazı insanlara özel muamelesi olan vahiy aracılığıyla değil de bütün insanlara açık olan akıl aracılığıyla

erişmeleri, adalete daha uygundur.

• Tabiattaki düzen zaten Tanrı’nın iradesini

yansıtmaktadır. Bu düzene müdahale keyfilik

anlamına gelecektir.

(8)

Deizm-Değerlendirme

• Geçmişi ilkçağa kadar (özellikle Aristo’ya) götürülebiliyor olsa da deizmin esas olarak, temelini akıldan ziyade imancı bir teslimiyete dayandıran Hristiyan inancının hakim olduğu bir kültürde ve ortamda ortaya çıktığını unutmamak gerekir.

Bu gelişmede, aklen kabulü zor (imkansız değilse) olan

«teslis» gibi Hristiyan dogmalarının katkısı olmuştur. İslam’ın Tanrı tasavvurunun ise aklen kabul edilebilirlik açısından

böyle bir zorluğu içermediği rahatlıkla söylenebilir.

• Tanrı’nın evrene müdahale etmesinin önünde mantıksal ve metafiziksel bir engel görünmemektedir, yani bu

mümkündür ve mantıksal bir çelişki doğurmamaktadır.

(9)

Deizm-Değerlendirme

• Doğa yasalarının zorunluluğu mantıksal değil, ancak olgusal bir zorunluluktur.

Bu da bu yasaların başka türlü de olabilmesinin imkansız olmadığı anlamına gelir.

• Aklın hakikat yolunda bir rehber olduğu doğru olmakla birlikte, vahiy ve peygamberlik ile Tanrı’nın insanlara ilave bir rehberlik yapmak istemesi Tanrı’nın adaletsizliği bir tarafa ancak lütfu ve inayeti olarak açıklanabilir.

• Aklın ideal kullanımının önünde birçok engel olabilir. Akıl da diğer organlarımız gibi bazen işlevlerini yerine getirmede bazı eksiklik ve engellerle karşılaşabilir.

Bu noktada Tanrı’nın insanlara aklın dışında başka bir vasıtayla da yol göstermesi oldukça makul ve beklenebilecek bir şeydir.

• Aklın, vahiyle bildirilen her şeye erişebilecek güçte olduğu hususu da tartışmalıdır.

• Vahiyle bildirilen şeyler, aklın temel doğrularıyla çelişmiyorsa, aklın yetkinliği

fikrinden hareketle vahyi dışlamak temellendirilmemiş bir yaklaşım olacaktır.

(10)

Kaynaklar

• Aydın, M. (2002). Din Felsefesi, İzmir: İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları.

• Peterson M. vdğ. (2003). Akıl ve İnanç: Din Felsefesine Giriş, (çev. Rahim Acar), İstanbul:

Küre Yay.

• Reçber, M. S. (2006). «Tanrı: Tasavvurları, Sıfatları ve Delilleri», Din ve Ahlak Felsefesi, ed. Recep Kılıç, Ankara: Ankuzem, ss. 21-72.

• Yavuz, Z. (2013). «Tanrı Tasavvurları», Din Felsefesi, Ankara: Ankuzem, ss. 29-58.

• Arıcan, M. K. (2016). «Ulûhiyet Anlayışları», Din Felsefesi: El Kitabı, ed. Recep Kılıç ve Mehmet Sait Reçber, Ankara: Grafiker Yayınları, ss. 59-78.

• Yaran, C. S. (2011). Bilgelik Peşinde: Din Felsefesi Yazıları, İstanbul: Ensar Neşriyat.

• Taylan, N. (2015). Düşünce Tarihinde Tanrı Sorunu, İstanbul: Mahya Yay.

• Davies, Brian. (2011). Din Felsefesine Giriş, (çev. Fatih Taştan), İstanbul: Paradigma Yay.

• Evans, C. S. & Manis, R. Z. (2010). Din Felsefesi: İman Üzerine Rasyonel Düşünme, (çev.

Ferhat Akdemir), Ankara: Elis Yayınları.

Referanslar

Benzer Belgeler

Bitki hücresine giren T-DNA, hücre çekirdeğine VirD proteinince taşınmakta, çekirdek içine alınmasında VirE2 proteininin rol oynadığı tahmin edilmektedir. Böylece

Pet hayvanlar ve sahipleri için oldukça önemli olan fakat, çoğunlukla ihmal edilen zoonotik enfeksiyonlar konusunda farkındalık yaratmak amacıyla hazırlanan bu derlemede

birçok alanda kullanılmaya başlanması, bir bilim kurgu öğesi olan insanlarla robotların savaşının o kadar da uzak bir ihtimal olmadığını gösteriyor.. Bu çerçevede

• Bütün varlıklar tek cevherin (Tanrı’nın) sonsuz sıfatlarının açılımından başka bir şey değildir.. • Ancak yine de Spinoza cevher ve sıfatları arasında bir

 Daha sonra ergin ağılığa (3,5-4 kg) gelene kadar haftada yaklaşık 200 g artar.  İlk günlerde günde 10-12 defa

1965 Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Devlet İstatistik Enstitüsü, 23 Ekim 1965 Genel Nüfus Sayımı: Türkiye Nüfusu (Republic of Turkey, Prime Ministry, State Institute

Şekil 3.11’de gösterildiği gibi toprak izolatlarının kültür ortamında, nitrit seviyesi 0- 4 saatler arasında keskin bir artış gösterirken, daha sonra hemen hemen

Çocuklara, anne ve babaya, aile büyüklerine, yaşlılara, dayı, amca, hala ve teyze gibi akrabalara karşı nasıl davranması gerektiği, nasıl saygı göstermesi