• Sonuç bulunamadı

Sincap 2019-1

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Sincap 2019-1"

Copied!
19
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

2

2

4

9

10

12

14

16

18

20

22

24

25

26

28

32

i

ç

i

n

d

e

k

i

l

e

r

Bunları Biliyor musunuz?

Bilgiç Sincap, Çilek ve Çınar

Düşünerek Boyayalım

İnsan İçin Sağlık, Sağlık İçin Orman

Mini Ansiklopedi

Haydi Adana’ya

Adana Sakıp Sabancı Şehir Ormanı

Yumurtalık Lagünü Milli Parkı

Bilgiç’ten Hikâyeler

Bilgiç’ten Hikâyeler

Sincap Haber Sunar!

Mini Test

Bilmece - Bulmaca

Sincap’ın Sanatçıları

Bilmece - Bulmaca

Yayın Sahibinin Adı Sincap Orman Çocuk Dergisi’nin OGM adına sahibi

Mehmet KOÇ

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Sezgin KARA Yayın Kurulu Orhan YAKAR Dinçer TURAN Burcu TIN Şenay ÇELİK Ceren ÖZMEN Editör S. Bahar ALBAN Yayın Türü ve Aralığı 3 ayda bir, yaygın süreli Dili: Türkçe

Ba­sım­Ta­ri­hi:­28.03.2019

Yayının İdare Merkezi Adresi Orman Genel Müdürlüğü Dış İlişkiler Eğitim ve Araştırma Dairesi Başkanlığı Yayın Tanıtım Şube Müdürlüğü Beştepe Mahallesi Söğütözü Cad. No: 8/1 Yenimahalle 06560 ANKARA Tel: (0312)296 40 35

Faks: (0312)296 40 36 e-mail adresi: sincap@ogm.gov.tr

Yapım

Remzi Oğuz Arık Mah. Büklüm Sk. No: 45/3 Kavaklıdere/ANKARA Tel: 0.312 434 04 12 Faks: 0.312 434 04 13 www.albantanitim.com.tr

Baskı

Korza Yayıncılık Basım San. ve Tic. A.Ş.

Yenice Mah. Çubuk Yolu No:3 Esenboğa / ANKARA Tel: 0 312 342 22 08 (Pbx) Cilt: 23 Sayı: 117 MART/2019

ISSN: 2667-7369

Bu dergi, üç ayda bir Orman Genel Müdürlüğü tarafından, basın ve ahlak yasasına uygun olarak yayınlanmaktadır. Derginin içeriği

Çocukların orman bilinci ve sevgisini artırıcı bilgiler yer almaktadır.

Baskı Adeti: 30.000

www.ogm.gov.tr

Genel

Müdürümüzd

en

Merhaba Sevgili Çocuklar,

Uzun ve soğuk geçen bir kış mevsimi artık yerini bahara bırakmaya

hazırlanıyor. Kapalı alanlardan çıkıp açık alanlara giderek parklarda,

bahçelerde ve ormanlarda koşup oynama zamanı geldi.

Dergimizin bu sayısında, İnsan İçin Sağlık, Sağlık İçin Orman temasını

işledik. Ormanlar, bizlere eğlenme, dinlenme ve boş zamanlarımızı

değerlendirme imkânı sağlar. Bol oksijeni, suyu, doğal yapısı ve sakin ortamı

ile özellikle şehirlerde yaşayan insanların ilgisini çeker. Bu yönü ile insanların

beden ve ruh sağlığı üzerinde olumlu etkiler bırakır.

Her yıl, 21 Mart’ta kutladığımız Dünya Ormancılık Günü etkinliği

çerçevesinde, tüm illerimizde fidan dikim törenleri düzenlendi.

Ayrıca, bu yıl Orman Genel Müdürlüğünün 180. Kuruluş Yılını kutluyoruz.

Yıl içerisinde, çocuklara yönelik olarak, çocuk tiyatro gösterileri, resim

yarışması ve slogan yarışması gibi birçok etkinliğin düzenlenmesi planlanıyor.

Sevgili çocuklar, ormanları ve doğada yaşayan tüm canlıları her zaman

sevip koruyacağınız inancıyla, hepinizi sevgiyle kucaklıyor ve gözlerinizden

öpüyorum.

Bekir KARACABEY

(3)

BUNLARI

BİLİYOR MUSUNUZ

Hindistan’da

2017 yılında 21

Mart’ta kutlanan

Dünya Ormancılık

Günü’nde ağaçların

ve ormanların

önemine dikkat

çekmek için tam

4620 kişi aynı

anda ağaçlara

sarılmış.

Ormanlar aynı

iklim koşullarına

sahip çıplak

toprağa kıyasla

yüzeysel akışı

15-20 kat,

erozyonu da 350

kat azaltır.

Yüz ölçümüne

göre en fazla

ormana sahip

ülke Surinam’dır.

Yüz ölçümünün

%95‘i ormanlarla

kaplıdır.

1 hektar iğne

yapraklı orman

yılda 30 ton,

geniş yapraklı

orman ise yılda

16 ton oksijen

üretir.

Ormanlar, ağaçsız

bir alanın 8 katı

fazla humus

oluşturur ve

toprak canlılarının

yaşamasını sağlar.

Ormanlar, bir ısı

tamponu gibi görev

yapar. Sıcağı ve

soğuğu dengeler.

Yaz sıcağını 5

0

-8

0

C azaltırken kış

sıcaklığını da 1,5

0

-2,8

0

C artırır.

Ormanlar, biyolojik

dengeyi korur.

Yapraklı ağaçlardan

oluşan bir bölgede

50 kuş türü

yaşayabilir.

400 ağaçtan oluşan

bir orman, yaklaşık

20 kişinin nefes

almasına yetecek

oksijeni üretir.

Ormanlar; egzoz

ve benzeri zehirli

gazları, kirli suları

filtre ederek

temizler.

100 yaşındaki bir

kayın ağacı, saatte

40 kişinin çıkardığı

2,35 kilogram

karbondioksidi yok

eder.

Ormanlar, bitkiler

ve hayvanlar

için doğal bir su

şebekesidir.

Ormanlar gürültüyü

azaltır. Ormanların

kıyısından

geçen 50 metre

genişliğindeki bir

otobanın trafik

gürültüsünü 20-30

desibel azaltır.

?

2

3

(4)

5

4

&

“İNSAN İÇİN SAĞLIK, SAĞLIK İÇİN ORMAN”

Bilgic

Sincap

ÇINAR

Uzun ve soğuk kış geceleri yerini taze ve güneşli sabahlara bırakmaya

hazırlanıyordu. Kış mevsimi bu sene her zamankinden daha uzun sürmüş gibiydi.

Tabiat yepyeni ve güneşli bir mevsimi adeta dört gözle bekliyordu. Çiçekler

ve bahar dalları, güneşin ısıttığı masmavi gökyüzünü renklendirmek için

sabırsızlanıyordu. İlkbahar yağmurlarıyla filizlenecek çimenler kendilerine

toprakta yer ayarlamaya başlamışlardı bile.

Günler sonra, Çilek, Çınar’la buluşmak için

annesi ile birlikte şehir ormanına geldi.

Çilek, soğuk kış günlerinde pek fazla dışarı çıkamamış ve en yakın arkadaşı

Çınar’ı çok az görebilmişti. Birlikte oyunlar oynayamamışlardı. Annesine, Çınar ile

dışarıda ne zaman oyun oynayabileceğini sorsa, aldığı cevap hep aynı oluyordu.

“Çilek’çiğim, kışın hava soğuk

olduğundan, çocuklar daha çok

bahar ve yaz aylarında dışarıda oyun

oynayabilirler. Biraz daha sabret!”

Özür dilerim Çınar’cığım. Terlememem gerektiği için annemle oldukça yavaş yürüyerek ormana geldik. Biraz geciktik.

Yoksa sen hasta mı oldun?

Evet, bir haftadır hastayım.

Geçmiş olsun Çilek! Peki, neyin

varmış, doktora gittin mi?

Elbette gittim. Doktor, şehirdeki havanın

ormanlar kadar sağlıklı olmadığını

söyledi. Ayrıca, kapalı alanlarda çok vakit

geçiriyormuşum o yüzden hastalanmışım.

ÇiLEK

Yazar: Necati BULU

T & Çizer: Azim ALBA N

(5)

7

6

“İNSAN İÇİN SAĞLIK, SAĞLIK İÇİN ORMAN”

O sırada, ormandan neşeli, kıpır kıpır bir ses geliyordu. Bu, bahar şarkıları söyleyen Bilgiç

Sincap’ın sesi olmalıydı. Çilek ve Çınar bu neşeli sese doğru ilerlediler. Bilgiç Sincap’ın yuvasının bulunduğu büyük meşe ağacına yaklaştıklarında şarkıyı daha net duymaya başladılar.

“Haydi koş oyna zıpla ilkbahar geldiii, pek neşeli pek tatlı bir mevsim geldiii!”

Yaşasın! Bunlar Çilek ve Çınar… Hoş geldiniz çocuklar. Çok

özledim sizi.

Öğretmenimiz de, bize hem beden hem de ruh sağlığımız için ormanların, parkların, yeşil

alanların çok faydalı olduğunu söylemişti. Biliyorum, doktor da böyle

söyledi.

Heeeyyy Bilgiç Sincaaaappp! Heeey

neredesin? Biz geldik…

Bilgiç Sincap biliyor musun?

Çilek, kapalı alanlarda çok vakit

geçirdiği için hastalanmış.

Hoş bulduk Bilgiç Sincap.

Biz de seni çok özledik.

Geçmiş olsun Çilek. İnsanlar soğuk havalarda ev, okul, iş yerleri, alışveriş merkezleri gibi kapalı alanlarda daha çok zaman geçirirler. Bu da, insan sağlığı için risk oluşturur.

(6)

9

8

İşlemleri yapalım, sayıyı bulalım, rengine göre boyayalım.

DÜŞÜNEREK BOYAYALIM

Aferin size ne güzel şeyler öğrenmişsiniz. Unutmayın sağlık için orman şarttır. Sizin yaşlarınızdaki çocuklar doğayla, ormanla sevgi bağı kurmazsa gelecekte şu güzel ormanlarımıza kim sahip çıkar? Benim gibi orman canlılarını

kim korur? Orman, sağlık demektir.

Teşekkür ederiz Bilgiç Sincap, yine bizi akıl dolu sözlerle bilgilendirdin.

Eee! Bana boşuna Bilgiç Sincap dememişler. Unutmayın çocuklar “Sağlıklı nesiller ancak

(7)

11

10

İnsan

Orman

Sağlık

İÇİN

Sağlık

Ormanlar Dünyayı Paylaştığımız

Hayvan Dostlarımıza da Yaşam

İmkânı Sunar

• Bilinen tüm canlı türlerinin yarısına yakını karada yaşar. Karada yaşayanların da yüzde sekseni ormanlarda yaşar. Bu açıdan biyolojik çeşitliliğin çok zengin olduğu ortamlardır.

• Ender bulunan papağanlardan nesli tükenmekte olan maymunlara kadar hemen her türlü canlı için ormanlar, doğal bir yaşam alanı demektir.

• Hayat nefestir, ormanlar oksijen kaynağımızdır.

• Temiz bir havada %21 oranında oksijen bulunmaktadır. Bu miktarın %56’sını ormanlar üretir.

• 40 kişinin bir saatte havaya verdiği karbondioksidi yetişkin bir çam ağacı 1 saatte oksijene dönüştürür.

• 1 hektar çam ormanı yılda 30 ton oksijen üretir ve havadaki yaklaşık 36 ton tozu süzer.

• 250 m genişliğindeki bir orman gürültüyü %50 oranında azaltır. • Ülkemiz flora bakımından oldukça zengindir. Ülkemizde 10.000’e

yakın bitki türü mevcut olup bunlardan 3.000 adedi endemiktir (Yalnız ülkemizde yetiştir.) Avrupa’da endemik bitki türü sadece 2.650’dir.

Ormanlar, Nefes

Almamızı Sağlar

• Ormanlar ekolojik

*

çeşitlilik sunar. Bu da bol miktarda doğal ilaç demektir. Mesela çok önemli bir solunum rahatsızlığı olan astımın ilacı olarak kullanılan teofilin, kakao ağaçlarından üretilir.

• Ayrıca, kanserle mücadele özellikleri bilinen tüm bitkilerin, yaklaşık yüzde yetmişi yağmur ormanlarından gelir.

Hastalandığımızda İlacımız

Ormanlardadır

Ormanlar, Beden ve

Ruh Sağlığımızı Korur

Ormanlar bizlere eğlenme, dinlenme ve boş zamanlarımızı değerlendirme imkânı sağlar. Bol oksijeni, suyu, doğal görünümleri ve sakin ortamı ile özellikle şehirlerde yaşayan insanları kendisine çeker. Bu yönü ile

insanların beden ve ruh sağlığı üzerinde olumlu etkiler bırakır. Yerleşim alanlarının çevresindeki hava kirliliğini ve gürültüyü önlemesi insan sağlığı bakımından büyük önem taşır. Şehirlerin içindeki ağaçlar

binaların serin kalmasını sağlar. Bu da klimalara duyulan ihtiyacı azaltır.

Doğa ile kurulan bağ derin bir rahatlama hissi yaratır, uyku kalitesini iyileştirir ve kan basıncını düşürür. Bilimsel araştırmalara göre, doğada vakit geçirmek

fiziksel ve zihinsel açıdan pek çok fayda sağlar.

Tarım ve Orman

Bakanlığı tarafından

kurulan İzmir Balçova

Terapi Ormanı da büyük

şehirlerin çevresinde,

doğanın iyileştirici ve

dinlendirici gücüyle

bizleri buluşturmak

amacı ile kurulan terapi

ormanlarından biridir.

(8)

MiNi ANSiKLOPEDi

MiNi ANSiKLOPEDi

LAGÜNLER

FLAMiNGO

NASIL OLUŞTU?

Lagünler, deniz ya da

okyanus gibi büyük su

kütlelerine bağlantısı

olan sığ göllerdir.

“Deniz kulağı” olarak da

isimlendirilirler.

Dalgaların ve akıntıların

taşıdığı kum ve çakıl gibi

katı maddeler, durgun

alanlarda birikerek bir

set oluşturur.

Kıyı kordonu olarak da

isimlendirilen bu set,

başlangıçta koy ya

da körfez olan alanın

zamanla denizle olan

bağlantısını engelleyerek

lagüne dönüşmesine

neden olur.

Flamingo, sığ sularda yaşayan,

eğri ve uzun boyunlu, beyaz

kırmızı tonlarda tüylere sahip

bir su kuşu türüdür.

Pembe parlak tüyleri ve uzun

boyunları ile hayli dikkat çekici

hayvanlar olan flamingoların belki

de en ilginç özelliği, çoğunlukla tek

ayakları üzerinde durmalarıdır.

Flamingolar, yengeç, artemia, karides gibi

hayvanların yanında, karınca larvası ve

yosun yiyerek beslenirler. Aşağı doğru eğik

ve kalın uçlu, sağlam gagaları sayesinde,

en zor koşulda bile yiyeceklerine kolayca

ulaşabilirler.

13

12

1. AŞAMA

2. AŞAMA

3. AŞAMA

Koy ya da Körfez

(9)

15

14

haydi

ADANA’

ya

Plaka: 01 Yüz ölçümü: 17.253 km² Nüfusu: 2.220.125 AKDENİZ İKLİMİ Yazları sıcak ve kurak, kışları ılık ve yağışlı BİTKİ ÖRTÜSÜ Sandal, Kızılçam, Karaçam, Göknar, Sedir, Meşe, Halepçamı, Ardıç, Yabani Zeytin, Keçiboynuzu, Defne YEMEK ÇEŞİTLERİ Adana Kebap, Felah Köftesi, Analıkızlı Çorbası, Kaynar, Sarı Burma, Aşlama, Bici Bici GEZİLECEK YERLER

Taşköprü, Büyük Saat, Tarihi Kazancılar Çarşısı,

Atatürk Evi Müzesi, Aslantaş Milli Parkı, Yumurtalık Lagünü Milli Parkı, Aladağlar Milli Parkı, Yılan Kale, Misis Antik Kent,

Etnografya Müzesi

DAĞLARI

Bolkar Dağlar, Aladağlar, Tahtalı Dağlar OVALARI

Adana Ovası Çukurova, Yukarı ova (Anavarza)

AKARSULARI Ceyhan, Seyhan GÖLLERİ-LAGÜN GÖLLERİ; Akyatan (39.6 km2), Akyayan (31.2 km2) Kakarot (18 km2) Seyhan Baraj Gölü Adana

Adana Ovası Büyük Saat Halep çamı

(10)

16

17

Adana ili Yüreğir ilçesi,

Menekşe köyü yolu üzerindedir.

Adana şehir merkezine 12 km

uzaklıktadır. Adana ili Şehir

Ormanı flora (bitki örtüsü)

yönünden çok zengindir. Şehir

Ormanının hâkim ağaç türü

fıstık çamı, kızılçam ve servidir.

Ormanın büyüklüğü 31 hektardır.

(29 futbol sahası kadar.)

Şehir Ormanının

İçindeki Sosyal

Alanlar

• Ahşap malzemeden inşa

edilmiş kamelyalar

• Seyir terasları

• Çeşme

• Yürüyüş yolları

• Spor alanları

• Flora

*

ve fauna

*

tanıtım levhaları

• Banklar

• Amfi tiyatro

Şehir Ormanında

Yaşayan Hayvanlar

• Yaban tavşanı

• Tilki

• Sincap

• Çakal

• Yaban domuzu

• Sansar

• Kirpi

• Köstebek

• Keklik

• Sülün

• Kaplumbağa

• Şahin (yırtıcı kuş)

• Çok sayıda ötücü kuş

Şehir Ormanında

Yaşayan Ağaçlar

• Fıstık çamı

• Kızılçam

• Servi

Şehir Ormanı

Çevresindeki Yerler

• Seyhan Baraj Gölü

• Çukurova Üniversitesi

yerleşkesi

Yerleşke içerisinde

bulunan botanik

bahçesinde

• Ç

eşitli ağaç ve ağaççıklar ile

512 çeşit yerli ve yabancı

tür bitki yaşamaktadır.

ADANA

SAKIP SABANCI

SEHiR ORMANI

Sakıp Sabancı Şehir

Ormanının çevreye ve

insan sağlığına katkısı

Bu Şehir Ormanı ile yaklaşık olarak 46,5 ton karbon depolanmakta,

bu da atmosferdeki 170,5 ton karbondiokside karşılık

gelmektedir.

(11)

Dünyada

3. kez

Yumurtalık Milli

Parkı’nda Siyah

Flamingo

görülmüş.

19

18

Ceyhan Nehri’nin denize döküldüğü nokta ile Yumurtalık Körfezi

arasında kalan lagünler, tatlı ve tuzlu su bataklıkları, geniş çorak

düzlükler, çamur düzlükleri, sazlıklar, ıslak çayırlar, kumullar ve

Halep çamı ormanından oluşan oldukça kompleks bir yapıya sahip

sulak alan sistemidir.

Bölgedeki diğer lagünlerin aksine, düzensiz kıyı çizgisine sahip

olup birçok noktada denizle birleşmektedir. Eski nehir yatağının

kuzeyinde Çamlık lagünü ile geniş çorak düzlükler, bataklıklar ve

tuzlu çayırlarla çevrili Ömer, Yapı ve Darboğaz gölleri

yer almaktadır.

• Kız böcekleri

• Yusufçuk

• Mavi yengeç

• Deniz kaplumbağası

• Bahçe sivri faresi

• Yarasalar

• Anadolu sincabı

• Yabani tavşan

• Cüce avurtlak

• Kör fare

• Kuyruk süren

• Kurt

• Porsuk

• Susamuru

• Halep çamı

• Kızılçam

• Beş tür çam

• 68 bitki ailesine

ait 272 farklı bitki

• İvrimce

• Kum dikeni

• Yamuk bambul otu

• Kum zambağı

• Balduz

• Ördek

• Sakarmeke

• Flamingo

• Kılıçgaga

• Akça cılıbıt

• Leylek

• Ak pelikan

• Kaşıkçı

• Kum kuşu

• Döğüşken kuş

• Sumru

• Bataklık kırlangıcı

Milli Parkı

YUMURTALIK

LAGÜNÜ

Yumurtalık

Lagünü Milli

Parkı 16.430

hektar, yani 15

futbol sahasından

bile büyük

Milli parkta,

kuş gözetleme

kulesi ve bir

bekçi evi var

Yumurtalık Lagünü Milli Parkı’nda doğa yürüyüşü, fotoğrafçılık, yaban hayatı gözlemciliği,

kuş gözlemciliği, botanik gezisi ve bilimsel

tur aktiviteleri yapabiliyorsunuz.

Milli Parkın İçinde Yaşayan

KUŞ TÜRLERİ

HAYVAN TÜRLERİ

AĞAÇ VE BİTKİ ÇEŞİTLERİ

(12)

21

20

ORADA

BİR KÖY VAR UZAKTA

Yol boyunca otomobilin arka koltuğunda uyuyan Selim, camdan içeriye süzülen güneşin parlak ışıklarıyla gözünü araladı. Nerede olduklarını ve nereye doğru ilerlediklerini unutarak sordu.

“Bugün okul yok mu?”

Anne ve babası kahkahalar atarken birden hatırladı. Bugün günlerden cumartesiydi. Bir haftadır sabırsızlıkla beklediği yolculuğa nihayet çıkmışlardı.

Günler öncesinden hafta sonu için kısacık bir tatil programı yapmışlar ve yola koyulur koyulmaz Selim, otomobilin arka koltuğunda uykuya dalmıştı.

Gözlerini ovuşturarak camdan dışarı şaşkın şaşkın baktı. Etrafta gördüklerini yorumlamaya çalışıyor bir yandan da anne ve babasının konuşmalarına kulak kabartıyordu.

Babası millet olarak ne kadar şanslı olduklarından, Anadolu coğrafyasının

güzelliğinden, ülkemizin âdeta cennet gibi bir yer olduğundan bahsediyordu. Annesi de onu onaylıyor, yurdumuzun her bir köşesinin ayrı ayrı görülmesi gerektiğini söylüyordu.

Anne ve babası mutlu insanlardı ama Selim ilk kez onları bu kadar neşeli gördüğünü düşündü. “Ne güzel!” dedi sessizce içinden, Anadolu denilen yer; insanları mutlu eden, neşelendiren bir bölgeydi demek ki. Zaten bir yerde “ana doluysa” orada huzur, şefkat ve mutluluk da dolu demekti.

Daha önce Anadolu sözünü bir yerlerden duyduğunu anımsadı. Sanırım okulda hayat bilgisi dersinde öğretmeni şöyle söylemişti, “Çocuklar yaşadığımız coğrafyanın en önemli parçasını oluşturan Anadolu toprakları, çok zengin bir kültüre, tarihe ve doğal güzelliklere sahiptir.”

Yol boyu otomobilin camından hayranlıkla seyrettiği manzarada, bir anda kocaman sıradağlar beliriyor, sonra ansızın yemyeşil ovalar, geniş düzlükler, yeşilin her tonuna sahip çam ormanları, ışıl ışıl akan ırmaklar görülüyordu. Buna benzer doğa manzaralarını hem hayat bilgisi kitabındaki resimlerden hem de izlediği

belgesellerdeki görüntülerden hatırlıyordu. Ama hiçbiri dünya gözüyle gördüğü şu renk cümbüşü kadar onu etkilememişti.

Birazdan otomobil yavaşlayıp ormanın içine doğru kıvrılan toprak yola yöneldiğinde babası kimse sormamasına rağmen cevapladı.

“Birkaç saatte bir mola vermeliyiz ki yolcuğumuzu daha sağlıklı tamamlayabilelim.”

Selim ve annesi, otomobilden biraz uzaklaşıp kır çiçeklerinin arasına daldılar. Sarı, beyaz, kırmızı ve daha niceleri… Her yer rengârenk çiçeklerle kaplıydı.

Az sonra annesinin yanına yaklaşıp ona sarılan bir kadın gördü. Onu buralarda tanıyan birilerinin olması Selim’i şaşırtmıştı. Biraz daha yaklaştığında aslında annesi yaşlarındaki bu kadının onları tanımadığını ve biraz ilerideki köyde oturduğunu anladı. Kendilerini evlerine davet ediyor, bir şeyler yiyip içtikten sonra yollarına devam etmelerini öneriyordu. Selim’in annesi bu kibar teklife nazikçe teşekkür ederek yollarının az kaldığını, bir an önce yolculuklarına devam etmeleri gerektiğini söyledi.

“Nasıl da güzel açmış kır çiçekleri, sanki tablo gibi her yer. Buralarda yaşadığınız için sizlere imrenmemek imkânsız.” diye de ekledi. Kadın, bir eliyle Selim’in başını okşayıp diğer elinin işaret parmağıyla gösterdiği kır çiçeklerinin adını saydıkça Selim ve annesi hayretler içinde kalıyordu. Bu kadar çok çiçeği nasıl biliyordu?

“Şunlara düğmeli ot deriz, yanındaki hindiba, onun yanındaki sarımtırak olanlar da müşkürüm… Na şu diğer taraftakiler de binbir yaprak, çayırdikeni,kanaryaotu… Geldiğiniz yol üstündekilere de boncuk otu deriz biz.”

Derken kadın, boynundan sıyırdığı iğne oyalı yazmayı Selim’in annesinin omzuna bırakıp tüm içtenliğiyle gülümseyerek devam ediyordu.

“Bu oyanın adı da boncuk otudur. Bak, aynı çiçeğinin renginden. Sana da pek yakıştı.”

Çiçeklerin arasından hoplaya zıplaya yanlarına yaklaşan sarı saçlı şirin kızı, Selim’in yaşlarındaydı ve adını annesi koymuştu. Menekşe…

Selim ile Menekşe hemen arkadaş olmuşlar, rengârenk çiçeklerin arasında koşuşturmaya başlamışlardı bile. Menekşe de Selim gibi okula bu sene başlamıştı ve çok akıllıydı. Annelerinin birbirine tekrar sarıldığını gören çocuklar istemeye istemeye vedalaştılar. Selim’in annesi bir kâğıda telefon numarasını yazıp, “Şehre geldiğinizde mutlaka arayın, çok seviniriz.” dediğinde çocukların yüzlerindeki bulut hızla geçip gitti, yerini sıcacık bir güneşe bıraktı.

Otomobile binip hareket ettiklerinde ardından sallanan eller Selim’in yüreğini bir an burktu. Ama annesi burkulan yüreğine hemen su serpti:

“Merak etme!Eminim tekrar görüşeceğiz.”

HiKÂYELER

Bilgiç’ten

(13)

23

22

Aslında yaşıtlarıma göre oldukça uslu ve söz dinleyen bir çocuk olduğumu düşünüyorum. Annem; “Televizyonu kapat ve ödevlerini yap!” dediğinde, babam; “Hava kararmadan önce eve dön.” dediğinde, komşu teyzeler; “Evladım, sana para vereyim de bana fırından ekmek alıver.” dediğinde hiç itiraz etmeden söyleneni yapardım.Ayrıca inatçı bir çocuk da değildim. Mesela 12 renk seçeneği olan boya kalemlerinden alındığında, “İlla 24’lük boya kalemlerinden istiyorum!” diye inat etmezdim.

Neden mi? Şöyle anlatayım; her okul çıkışı yaptığım gibi kasabamızın içinden geçen nehrin –ki aslında küçük bir dere ama ben onun kocaman bir nehir olduğunu hayal etmeyi seviyordum- kenarına oturmuş çizim yaparken bir şey fark ettim; “Bu nehir…” dedim kendi kendime, “Bu nehir ne kadar da hayata benziyor. Her ikisi de başlangıçtan sona doğru akıp gidiyor. Nehirde zahmetsizce yol alabilmek için akıntıya karşı değil de nehirle bir bütün olup nehrin akış yönünde kürek çekmek gerekiyor. Öyleyse hayat denen bu yolculukta da aynı kural geçerli olmalı… Akıntıya karşı kürek çeker gibi inatlaşarak, direnerek değil de hayatla uyum içinde bütünleşerek yaşanmalı.”

Zamanla bu düşünce bir kural hâline geldi; hayatımın altın kuralı! Ta ki o güne kadar… O gün ilk defa hayat denen nehre direnip akıntıya karşı kürek çektim. O zamanlar, hayat bir nehir gibi başlangıçtan sona doğru akarken okula gitmenin, komşu teyzelere yardım etmenin, annem izin verdiğinde televizyon izleyip

babam izin verdiğinde sokakta oynamanın ve her okul çıkışı nehrin kenarında oturup nehir ile hayat üzerine düşünmenin dışında yaptığım bir şey daha vardı. O da resim çizmek… Ama öyle alelade bir çizimden bahsetmiyorum. Çizim benim için üç farklı aşamadan oluşurdu; soru sormak, hayal etmek ve o hayali boya kalemleriyle kâğıda dökmek.

Nasıl mı? Sıkıldığım zamanlarda etrafıma şöyle bir bakar, gördüğüm nesnelerin daha farklı olmaları hâlinde nasıl görüneceklerini hayal etmeye çalışırdım. Sonra da bu hayali kâğıda dökerdim.

Misal bir çam ağacı gördüm diyelim. Bu ağacın iğneleri düz ve sivri değil de yay gibi kıvrımlı olsaydı, rengi yeşil değil de mavi olsaydı, yukarıya doğru uzamak yerine yanlara doğru olabildiğince genişlemiş olsaydı nasıl görünürdü acaba diye sorardım. Ardından böyle bir ağaç hayal ederdim zihnimde. Sonra da bu hayali ağacı çizerek onu hayal dünyamdan çıkarır herkesin görebileceği gerçek dünyaya getirirdim.

Bunun, hayatımın rutini hâline getirdiğim diğer şeylerden biri olduğunu

düşünürdüm hep. Oysa bu üç aşamalı resim çizme olayının bir alışkanlıktan ziyade rutinlerle örülü hayatımda tek severek yaptığım şey olduğunu,yapmayı bıraktığımda anladım. Peki, neden mi çizim yapmayı bıraktım?

NEHiR

Öğretmenimiz resim dersi için yanımızda birer meyve getirmemizi ve

resmini çizmemizi söylediğinde yanımda açık yeşil tonlarında kocaman bir armut götürmüştüm. O gün arkadaşlarımın bazısı elma, bazısı muz, bazısı da kivi gibi daha küçük meyvelerden yana kullanmıştı tercihini. Derste herkes getirdiği meyveyi sıranın üstüne koyup pürdikkat incelemeye başlamıştı; rengini, şeklini, yaprağını, sapını, en ince detaylarını…

Eminim ki aralarında bir tek ben meyveyi incelerken, bu meyveyi en gerçekçi şekliyle nasıl kâğıda geçiririm diye değil de bambaşka şeyler düşünüyordum. Acaba bu armut yuvarlağımsı değil de daha keskin hatlara sahip olsaydı… Rengi, yeşil değil de tıpkı gökkuşağı gibi birçok renkten meydana gelmiş olsaydı… Sapının üzerindeki yaprak, koyu yeşil değil de prizma şeklindeki rengârenk armut ile tezat oluşturacak kadar yuvarlak ve simsiyah olsaydı nasıl olurdu?

Siz de tahmin edersiniz ki sonuçta ortaya çıkan resim armuda hiç mi hiç benzemiyordu. Dersin sonunda öğretmenimiz önce sıramın üstünde duran armuda, ardından çizdiğim resme baktıktan sonra öfkeli bakışlarını bana dikti ve “Bugün meyve çizimi üzerine çalışacaktık uzay mekiği değil!” dedi. Bu da başından beri gülmemek için kendini zor tutan arkadaşlarımın kahkahalara boğulmasına neden oldu.

Oysa ben yalnızca armuda farklı, düşsel bir yorum getirmiştim hepsi bu. O gün bir sürü alaya maruz kalmam yetmezmiş gibi öğretmenim, bana kendimi açıklama fırsatı dahi vermeden babamı arayıp; “Ya çocuğunuz benimle dalga geçiyor ya da ciddi algılama ve zekâ problemleri var.” demişti. Eve gidip bir de

anne-babamdan azar işitince tüm akşamı odamda oturup bugüne kadar yaptığım tüm çizimleri çöpe atarak geçirdim ve o gece uykuya dalmadan önce bir daha asla üç aşamalı çizim yapmayacağıma dair kendi kendime söz verdim.

Sonraki geçen o iki ayı hatırlıyorum da tam bir kâbus gibiydi. Geceleri uyuyamıyor, yediğim-içtiğim hiçbir şeyden tat alamıyor, hiç kimseyle konuşmak istemiyordum.Cam bir fanusun içine kapatılmış gibi hissediyordum kendimi. Artık hiç gülümsemiyordum.

Aylar sonra nehrin kenarında oturmuş beni böylesine etkileyen hastalığın ne olduğunu düşünüyordum. Hayatımda beni böylesine etkileyecek ne değişmişti ki? Aslında bunun üzerinde öyle uzun uzadıya kafa yormaya gerek yoktu; üç aşamalı çizim yapmayı bırakmıştım ve işte durumum ortadaydı.

Ayağa kalkıp nehre baktım ve sanki karşımdaki bir nehir değil de hayatın ta kendisiymiş gibi ona; “Sana karşı hiç direnmedim. Hep seninle uyum içinde hareket edip seninle bütünleştim. Fakat bak bu beni ne kadar da mutsuz etti. Artık akıntınla birlikte sürüklenen bir yaprak olmayacağım.” dedim ve çantamdan çıkardığım resim defteriyle boya kalemlerine bakarak, “Şimdi akıntıya karşı kürek çekme zamanı geldi!” dediğimde aylar sonra ilk kez gülümsüyordum.

Altında oturduğu ağaca tünemiş kuşlara bakarak upuzun kulakları olan sivri dişli ve dört pençeli turuncu bir kuş çizen, hayatta her ne olursa olsun herkese ve her şeye rağmen sevdiği şeyi yapmaya devam etme kararı alan o on yaşındaki çocuk muhtemelen benim en cesur hâlimdi.

Şimdi yıllar sonra burada, bu salonda açtığım ilk resim sergisinde gelen konuklardan tebrikleri kabul ederken serginin açılış tablosu olan “Nehir” adlı tabloya bakıp o günleri yüzümde kocaman bir gülümsemeyle yâd ediyorum ve on yaşımdaki hâlime, o cesur çocuğa cesaretinden ötürü minnet duyuyorum.

Hatice ARDIÇ

SON

HiKÂYELER

Bilgiç’ten

(14)

25

24

18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi’nin 104. Yıl Dönümü etkinlikleri kapsamında,Adana Şehitlik Ormanında şehitler anısına fidanlar toprakla buluşturuldu.

8. Eğitim bölgesi okullarının hazırladığı 18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Programı Adana Erkek Anadolu Lisesinde de gerçekleştirildi. Öğrenciler o dönemin hemşire ve asker kıyafetlerini giyerek Çanakkale ruhunu canlandırdı. Öğrencilere, Türk Kızılayına kan bağışı yapma imkânı da sunuldu.

Orman Teşkilatının 180.

kuruluş yılı ve 21 Mart

Dünya Ormancılık Günü

etkinlikleri kapsamında,

Çukurova Arboretum’u (Ağaç

Müzesi) içinde doğa yürüyüşü

yapıldı. Yürüyüş parkuru

boyunca kurulan ormancılık

çalışmalarıyla ilgili stantlar

öğrencilerinilgi odağı oldu.

HABER SUNAR!

Sincap

Lagünler, başka hangi isimle adlandırılır?

TEST

A) Paşa bıyığı

B) Deniz kulağı c) Arap saçı

Ankara’da doğal olarak yetişen kaç tür orman ağacı vardır?

(1. kademe 4. sınıf)

Ankara’da asli ağaç türlerinden Karaçam ve Sedir Ağaçları genel yayılış göstermektedir.

Ormanda fosil görebilir miyiz?

(1. kademe 2. sınıf)

Ülkemizde Ankara

Kızılcahamam’dan başlayarak Bolu Seben’e kadar olan bölgede fosil orman varlığı bilinmektedir. Hatta Seben’de Fosil Tanıtım Merkezi kurulmuştur.

Çınar ağacı kaç yıl yaşar?

(1. kademe 2. sınıf) Çınar ağaçları ortalama 1000 yıl yaşar.

Geçen yıl kaç tane fidan dikildi? (1. kademe 4. sınıf)

Orman Genel Müdürlüğü tarafından, 2018 yılında toplam 263 milyon 76 bin fidan dikimi gerçekleştirildi.

Hangisi, ormanların sağlığımız için faydalarından biridir?

A) Ormanda çok gezen akşam fotosentez yapar. B) Doğada vakit geçiren kuş dili öğrenir.

C) Ormanlar, oksijen kaynağımızdır.

Yumurtalık lagünü nerede oluşmuştur? A) Bolu’da tavuk kümesinde

B) Deve kuşu yumurtası içinde C) Adana ‘da Yumurtalık körfezinde

Flamingoların ilgi çeken

özelliklerinden biri hangisidir?

A) Çok yengeç yediklerinde hapşırmaları B) Kalın uçlu, sağlam gagaları sayesinde derin sularda balinalarla boğuşmaları

C) Çoğunlukla tek ayak üzerinde durmaları

SORU 1:

SORU 3:

SORU 2:

SORU 4:

MİNİ

Bu sayıda öğrendikleriniz ile ilgili çizeceğiniz resimleri, sincap@ogm.gov.tr mail adresine gönderin, Sincap Orman Çocuk Dergisi Sincap’ın Sanatçıları bölümümüzde yayımlayalım.

Orman ile ilgili merak ettiklerinizi bize yazın. Sorularınızı sincap@ogm.gov.tr mail adresine gönderin. Merak etiğiniz soruları Sincap cevaplasın.

ÇOCUKLARDAN GELEN SORULAR

MERAK ETTİKLERİNİZİ SİNCAP

CEVAPLIYOR

(15)

27

26

bilmece

bulmaca

Sıraya hangisi gelmelidir?

Bulup yuvarlak

içine alır mısın?

SUDOKU

SIRADA NE VAR?

Karmaşada kaybolmuş nesneleri bulabilir misin?

Taksi, durağına gitmek istiyor.

Hangi yoldan gideceğini çizerek gösterebilir misin?

KARMAŞA

LABİRENT

(16)

28

29

Furkan ÜNAL

Mado Kadriye Kambur I.Ö.O 1/A Onikişubat-K.Maraş

Leyla ÖZDEMİR

İMKB Yatılı Bölge Ortaokulu 8/B Akkuş-Ordu

Sevcan SOLAKOĞLU

İMKB Yatılı Bölge Ortaokulu 7/B Akkuş-Ordu

Mevlüt AYDIN

Ahmet Cürebal İmam Hatip Ortaokulu 7/A Akkuş-Ordu

Medine SOLAKOĞLU

Ahmet Cürebal İmam Hatip Ortaokulu 7/A Akkuş-Ordu

Rumeysa AÇIKGÖZ

İnönü Ortaokulu 6/C Ayancık-Sinop

sincap’ın

sanatçıları

(17)

31

30

Selçuk ÇÖP

Ahmet Cürebal İmam Hatip Ortaokulu 7/A Akkuş-Ordu

Sibel ÖZTÜRK

İMKB Yatılı Bölge Ortaokulu 8/B Akkuş-Ordu

Ömür Elvin AKKAŞ

Kampüs Koleji 1/B Keçiören - Ankara

sincap’ın

sanatçıları

Emrah DEMİR

İMKB Yatılı Bölge Ortaokulu 8/B Akkuş-Ordu

Zeynep Deniz AKBAŞ

Ertuğrulkent 156.sk. Sıra Konakları 2B/7 Nilüfer-Bursa

İlayda ERTÜRK

Ege İlköğretim Okulu Anasınıfı

(18)

bilmece

bulmaca

33

32

1’den 51’e noktaları birleştir.

SAYI OYUNU

GİZLİ HAYVANI BUL

cevap

lar

SIR AD A NE V AR? SUD OKU KA RM AŞA ar ka iç k apa k KAYNAKÇA www.ogm.gov.tr www.milliparklar.gov.tr www.kultur.gov.tr www.adanakulturturizm.gov.tr www.tubitak.gov.tr www.yumurtaliklagunu.tabiat.gov.tr

Robotlar Hapşırabilir mi? / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları

GİZLİ HA YVA

NI B UL

(19)

ABONE OLMAK İÇİN:

Orman Genel Müdürlüğünün Vakıflar Bankası Ankara Şubesindeki

IBAN: TR04 0001 5001 5800 7302 3113 84 No’lu hesabına “Sincap

Orman Çocuk Dergisi yıllık abonelik bedeli” notu ilave edilerek 7,5 TL yatırılır, yatırılan banka dekontu ile abonenin açık adresi aşağıdaki iletişim adreslerinden birine gönderilir ve abonelik başlar.

Adres: Orman Genel Müdürlüğü Beştepe Mah. Söğütözü Cad.

No: 8/1 Yenimahalle 06560 ANKARA

Tel: (0 312) 296 40 35 Faks: (0 312) 296 40 36 E-posta: sincap@ogm.gov.tr

Orman Genel Müdürlüğü mobil uygulaması, Apple Store ve Google Play’de yayımlandı. Uygulama ile haber, duyuru, ihale ilanları, yangın durumu, fidan sorgulama, yakınımdaki türler, şehir ormanları, Sincap Çocuk ve iletişim bilgileri artık cebinizde. Kamuoyunun ihtiyaçları doğrultusunda, verilecek

hizmetin kalitesi ve çeşitliliği artırılmaya devam edecektir.

SİNCAP DERGİSİNİ OKUYUN, OKUTUN

DERGİYE ABONE OLUN

T.C. ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI

ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

SAĞLIKLI

BİR TOPLUM İÇİN

HAYDİ

ORMANLARA

Yükleme Linkleri;

www.ogm.gov.tr

Referanslar

Benzer Belgeler

Bakanlığımız  tarafından  2020  Erişilebilirlik  Yılı  kapsamında,  3  Aralık  Dünya Engelliler  Gününde  erişilebilirlik  alanında  çalışmaları  olan  gerçek 

IB, öğrencilerin dersleriyle ilgili bilgi ve anlayışlarını değerlendirmek için çeşitli yollar kullanır. Sınavlar programın sonunda yapılır ve öğrencilerin cevapları

Akademik Dürüstlük İhmal Raporunu (bkz. Rapor hem öğrenci hem öğretmen tarafından imzalanır. Öğrenciye, raporun ve çalışmanın kopyasının Müdür tarafından

Üzerinde ahşap bir tribün vardır ki seyir- cilerin gözlerinden çekilen bir h a t balkonun ön hizasından 12 metro mesafede sahayı katet- mektedir... Balkon tribünlerinde

KÖO eleştirilerine dair katılımcıların algısı, mesleki çalışma süresi beş yıla kadar olanlarla diğer süre gruplarına göre istatistiksel olarak anlamlı

 Aşağıda verilen cümlelerdeki ön ad (sıfat) olan kelimeleri bulup karşılarına yazınız..  Aşağıdaki görsellerin sesteş (eş sesli) anlamları ile iki farklı

Çalışkan kuşlar bu durumdan çok sıkılmışlar ve sincaptan kurtulmanın yolunu aramaya başlamışlar.. Kendi aralarında bir toplantı yapıp nasıl bir çözüm

Binanın genel konumu ve oryantasyon- unda tabii havalandırma ve ışıklandırma te- min edecek şekilde her dört yönden fayda- lanmak amacı ile bina genel olarak 30° gü- ney