• Sonuç bulunamadı

Tarımsal Üretim Sürdürülebilir Tarım Tarımda teknoloji ve dijital çağ Tarımda enerji kullanımı Tarımda su kullanımı ve yönetimi SONUÇ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Tarımsal Üretim Sürdürülebilir Tarım Tarımda teknoloji ve dijital çağ Tarımda enerji kullanımı Tarımda su kullanımı ve yönetimi SONUÇ"

Copied!
58
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)
(2)

• Tarımsal Üretim

• Sürdürülebilir Tarım

• Tarımda teknoloji ve dijital çağ

• Tarımda enerji kullanımı

• Tarımda su kullanımı ve yönetimi

• SONUÇ

(3)

Mehmet ASLAN "İki Kuzu" - Erzincan 2021

https://www.tarimdunyasi.net/2018/10/26/tarimsal-uretim-azaliyor/

https://www.dunya.com/sektorler/tarim/tarimsal-uretimde-kuraklik-ve-afet-canlari-haberi- 630991

https://www.fikir.gen.tr/wp-content/uploads/2018/10/G%C3%B6rsel-2.70-Tar%C4%B1mda-sulama.png

Uğur SAĞIROĞLU "Lahanacılar" - Erzurum 2018 Bilal KALA "Sürü" - Bingöl 2019

(4)

Tarım, bitkisel ve hayvansal üretimle gıda, yem, lif, yakıt ve hammadde üreten, insanoğlunun uygarlığında önemli bir yeri olan, toplumların en eski ve en hayati kaynaklardan biridir.

https://www.facebook.com/Tar%C4%B1m-Tarihi-2179832495390586/

https://tr.wikipedia.org/wiki/Tar%C4%B1m_tarihi#/media/Dosya:Maler_der_Grabka mmer_des_Sennudem_001.jpg

(5)

• FAO raporu (FAO 2017a), dünya nüfusunun 2050 yılına kadar 10 milyara yaklaşacağını ve yaşamın devamı ve sosyo- ekonomik kalkınma için tarımın her geçen gün daha derinden kilit bir rol oynayacağını vurgulamıştır. 2050 yılına kadar gıda, su ve enerji taleplerindeki artışların sırasıyla %60 (FAO 2012), %55 (OECD 2012) ve %50 (EIA 2019) olacağı tahmin edilmektedir. (Dayıoğlu ve Türker, 2021)

• Küresel düzeyde, tarımsal gıda üretimi sırasında toplam enerjinin yaklaşık %30'unu tüketirken, bu durum sera gazı emisyonlarının yaklaşık üçte birine neden olmaktadır (FAO 2020; Platis vd. 2019). 1990-2015 yılları arasında yürütülen bir araştırmaya göre, gıdaların üretimi, işlenmesi, nakliyesi, ambalajlanması, tüketilmesi ve atık ve artıkların bertarafı sırasında yayılan tüm küresel sera gazı (GHG) emisyonlarının yaklaşık %25 ila %42'sinden küresel gıda sistemleri sorumludur ( Crippa ve diğerleri 2021),(Dayıoğlu ve Türker, 2021).

• Tarım, gıda güvenliğinin temel direği olsa da, enerji güvenliğini de etkileyen ve en büyük tatlı su kullanıcısıdır. Küresel projeksiyonlar, temiz su, enerji ve gıda talebinin önümüzdeki yıllarda önemli ölçüde artacağını göstermektedir Bugün tarım, küresel tatlı su kullanımının %70'ini ve arazi kullanımının %34'ünü oluşturuyor ve doğal kaynaklarımız üzerinde sürdürülemez bir baskı oluşturuyor (Lee 2019). Ayrıca, sulama dahil tarım-gıda sektöründe su kullanımı

%80-90'dır (FAO 2016; Bundschuh et al. 2107). Ancak bazı gelişmekte olan ülkelerde yalnızca sulama miktarları yüzde 95'e kadar çıkabilmektedir (Mohtar & Daher 2016; FAO 2017b)(Dayıoğlu ve Türker, 2021).

KÜRESEL BİLGİLER

(6)

• Su, gıda ve enerjiyi güçlü bir şekilde birbirine bağlayan sosyoekonomik kalkınmada kilit bir rol oynamaktadır.

• Sanayi, su kaynaklarının %22'sini tüketiyor ve çoğu elektrik üretiminde termal prosesleri soğutmak için kullanılıyor (ÇED 2016). Şimdi önlem alınmazsa, kaynak arzı ve talebi arasındaki bu genişleyen uçurum, sürekli nüfus artışı, iklim değişikliği ve aşırı iklim olayları, sosyo-ekonomik kalkınma ile ilgili derin sorunları daha da derinleştirecektir.

• Tarım aynı zamanda besinler, pestisitler ve diğer kirleticilerden kaynaklanan ve yönetilmezse önemli sosyal, ekonomik ve çevresel maliyetlere yol açabilecek önemli bir su kirliliği kaynağıdır (FAO 2017).

(7)

Günümüzde tarım iki büyük kısıtla kuşatılmıştır:

➢ ilk çatışma kaynak arzı ve talebi arasındayken,

➢ ikinci çatışma ekonomik kalkınma dayatmaları ve çevre koruma arasındadır (Yue & Guo 2021).

1. Son yıllarda küresel iklim değişikliği dünyanın birçok yerinde düzensiz ve aşırı hava olaylarına neden olmuştur. Küresel ısınma sonucunda yoğun kuraklık, şiddetli kasırga ve fırtınalar, aşırı sel felaketleri dünyanın farklı bölgelerinde yoğun bir şekilde yaşanmaya başlamıştır ve bitkisel ve hayvansal üretimin başarısı, küresel ısınma ve iklim değişikliğinin kısa ve uzun vadeli karmaşık çevresel etkilerine bağlı olarak değişmektedir.

2. Neoliberal ekonominin küresel uygulamaları sonucu artan tohum, gübre fiyatları, salgın ve bitkisel hastalıklar, ticaret savaşları, ani seller, sıcak hava dalgaları ve diğer hava değişiklikleri ile birleşerek özellikle piyasa ekonomisi uygulayan ülkelerde tarımı giderek daha da olumsuz etkilemektedir.

Bu zorlukların üstesinden gelmek ve geleceğin taleplerini karşılamak için ülkelerin ve toplumların akılcı, yıkımcı olmayan, tüm canlı ve cansız varlıkların varoluşları gözetilerek politika ve programlar geliştirmesi gerekmektedir.

(8)

https://www.populertarim.com/2021-ve-sonrasi-icin-cigir-acan- 8-tarim-teknolojisi

https://www.yeniisfikirleri.net/gelismekte-olan-ve-dunyayi-degistirecek-tarim-teknolojileri/

https://digitalage.com.tr/tarimin-geleceginde-teknolojinin-yeri/

https://www.hdcotomasyon.com.tr/surucusuz-traktorler-ile-modern-tarim/

(9)

Şekil 1- Endüstri devrimleri ve tarımın buna bağlı evrimi (Liu et al. 2021) TARIMDA TEKNOLOJİ EVRELERİ

(10)

Ayrıca 1969 yılında endüstride elektronik ve bilgi teknolojisine dayalı ilk programlanabilir lojik kontrolör (PLC) kullanılmaya başlanmıştır (Yülek 2018).

• "Hassas Tarım" olarak da adlandırılan Tarım 3.0, bilgisayar ve elektronikte gerçekleştirilen ilerlemeler sayesinde ortaya çıkmıştır. Bu gelişmeler, tarımsal sistemlerin artan operasyonel performansı sayesinde makine kullanımında enerji tasarrufu ve sulamada su tasarrufu, tarlada kimyasal kullanımının azalmasını sağlamıştır. Uluslararası Hassas Tarım Derneği'nin (PA) tanımına göre, "Hassas Tarım, zamansal, mekansal ve bireysel verileri toplayan, işleyen ve analiz eden ve bunları saha, bitki veya hayvana rehberlik etmek için diğer bilgilerle birleştiren bir yönetim stratejisidir.

• Tarım, sanayi devrimlerinin her döneminden etkilenmiş olsa da, tarım sektöründeki

dijital dönüşümün PA ile başladığını belirtmek gerekir. Bugün tarım sektörü, 2011

yılında hayatımıza giren “Endüstri 4.0”da da dijital teknolojilerin de etkisiyle Tarım 4.0

olarak adlandırılan yeni bir devrim yaşıyor (Dayıoğlu ve Türker, 2021).

(11)

Şekil 2- Tarım 4.0'da Etki Alanları ve Uygulamalar (Araújo et al. 2021).

(12)

Tarım 4.0 paradigması, sensörler ve robotik, Nesnelerin İnterneti, bulut bilişim, veri analitiği, karar destek sistemini kapsayan beş temel teknolojiden oluşur. Şekil 3, çekirdek teknolojileri ve aralarındaki bağlantıları göstermektedir. (1) Sensörler ve robotik, sistemin ihtiyaçlarına göre algılama ve çalıştırma işlevlerini yerine getirir. (2) IoT, veri iletişimi için protokole ve ağa dayalı bağlantı sağlar. (3) Bulut bilişim, veri depolama ve işlemeden sorumludur. (4) Veri analitiği, veri analizi için büyük verileri ve yapay zeka ve makine öğrenimi tabanlı algoritmaları içerir. (5) Karar destek sistemi, veri görselleştirme, rehberlik işlevleri ve kullanıcı etkileşimi sağlamaya yardımcı olur (Araújo ve diğerleri, 2021).

Şekil 3- Tarım 4.0 temel teknolojileri ve bileşenleri (Araújo et al. 2021)

(13)

Avrupa Komisyonu, Horizon 2020 programı (EC 2021b) kapsamında yaklaşık 1 milyar Euro'luk AB finansmanıyla Avrupa'da tarımın dijitalleştirilmesini başlatmak için büyük ölçekli projeler oluşturmuştur. Bu projelerden bazıları şunlardır:

• ATLAS projesi, tarımsal uygulamalar için açık bir dijital hizmet platformu olan tarımsal birlikte çalışabilirlik ve analiz sistemidir. ATLAS'ın amacı, tarımsal uygulamalar için açık bir birlikte çalışabilirlik ağı geliştirmek ve yenilikçi veriye dayalı tarım için sürdürülebilir bir ekosistem oluşturmaktır. Platform, birlikte çalışabilirlik eksikliğinin üstesinden gelmek için tarım makineleri, sensör sistemleri ve veri analizi araçlarının esnek bir kombinasyonunu sağlar. Bu, çiftçilerin üretkenliklerini sürdürülebilir bir şekilde artırmalarını sağlar. ATLAS platformu, tek tip bir uygulama programı arayüzü (ATLAS 2019) kullanan bir veri değişim ağı etrafında oluşturulmuştur.

• IoF2020, hem hassas tarım hem de akıllı tarım (IoF2020 2017) Avrupa gıda ve tarım endüstrisindeki IoT teknolojilerinin potansiyelini araştırıyor. IoT güdümlü akıllı tarım, çiftçilerin ürün verimini artırmak ve su, gübre, böcek ilacı ve herbisit gibi girdilerin maliyetlerini azaltmak için işletme görevlerini optimize etmelerini sağlar.

• DEMETER projesi, çiftçi odaklı, birlikte çalışabilir akıllı tarım-IoT tabanlı platformların, 18 ülkede (15 AB ülkesi) bir dizi 20 pilot uygulama aracılığıyla sağlanan geniş ölçekli bir dağıtımıdır. 60 ortağın yer aldığı DEMETER, 25 dağıtım sahası, 6000 çiftçi ve 38000'den fazla cihaz ve sensörün konuşlandırıldığı değer zinciri (talep ve arz) genelinde çok aktörlü bir yaklaşım benimsiyor (DEMETER 2019).

(14)

AB'nin robotik projelerinden bazıları ise Vinbot, MARS, GRAPE, VINEROBOT, ROMI ve Flourish projeleridir (Moysiadis et al. 2021).

• Vinbot, lazer sensörler, kameralar ve hibrit reaktif/GPS (VINBOT 2017) tabanlı navigasyon sistemi gibi cihazları kullanarak mahsul izleme operasyonlarını hedefliyordu.

• MARS alt projesi, sürüler halinde işbirliği yapma ve çalışma yeteneğine sahip bir mobil tarım robotunun geliştirilmesi için tasarlandı (Şekil 14a).

• GRAPE alt projesi, yarı özerk bağ izleme ve çiftçilik görevlerini yerine getirebilecek bir UGV geliştirmeyi hedeflemiştir (Şekil 14b).

• VINEROBOT, bağ yönetiminde üzüm büyümesini ve üzüm verimi, vejetatif büyüme, su stresi ve üzüm bileşimi gibi faktörleri izleyebilen yeni bir UGV geliştirmeyi amaçladı (Şekil 14c).

• ROMI projesi, ot ayıklama, mahsul izleme ve herhangi bir bitki hakkında özel bilgi toplama gibi görevleri yerine getiren bir UGV için geliştirilmiştir (ROMI 2020).

• Flourish projesi, İHA'lardan alınan veriler kullanılarak Şekil 14d'de gösterilen UGV robotları ile yabancı ot kontrolü için geliştirilmiştir (Flourish 2018).

(15)

• FAO ve Dünya Bankası raporlarına göre, dijital dönüşüm tarımda ve kırsal alanlarda karşılaşılan zorlukları çözmek için kullanılabilirdir. Akıllı tarıma yönelik iyi planlanmış bir geçiş sayesinde, bu dönüşüm tarımsal gıda sistemlerine katkıda bulunabilecektir. Dijital dönüşüm, dijital teknolojilerin entegrasyonu ve buna bağlı olarak iş akışlarının ve kültürün gelişmesi ve değişmesi ile toplumsal ve sektörel ihtiyaçlara çözüm bulma sürecini tanımlayan bir kavramdır.

Dijitalleşme, dijital yeniliklerin kullanılmasını sağlayan sosyo-teknik süreç olarak tanımlanmaktadır. Tarım sektöründe, tarımsal gıda üretim sistemlerinde farklı dijitalleşme biçimlerini tanımlamak için çok sayıda kavram ortaya çıkmıştır (Dayıoğlu ve Türker, 2021).

• «Dijital tarım uygulamalarıyla tarımsal üretimde %25’lik artış sağlanabileceği bekleniyor. Mc Kinsey’in araştırmasına göre, tarımda dijitalleşmenin küresel ekonomiye katkısı 2025 yılına kadar 330 milyar doları bulacak. Dijital teknolojiler, yalnızca üretimin değil; işlerin, iş yapış biçimlerinin ve insan kaynağının da dönüşmesine neden olmaktadır.

(https://www.gidahatti.com/tarimda-dijitallesme-firsatlar-ve-zorluklar-neler-159179/)»

• Tarımda dijitalleşmenin ekonomisi Türkiye için henüz net değil ancak net olan

şudur; Türkiye küresel dijital ekonomi için ciddi bir pazardır.

(16)
(17)

ÖNSÖZ

• Neo liberal küresel açgözlülüğün yıkıcı baskısı altındaki tarım, ekosistem ile uzlaşı noktasından giderek uzaklaşmaktadır. Geliştirilmeye çalışılan çözüm , sürdürülebilir tarımdır. Yaygın anlamıyla «Sürdürülebilir Tarım» kavramı, tarımsal üretimde teknik, çevresel, sosyal ve ekonomik boyutları dengelemeyi hedefleyen bir yaklaşım biçimidir.

• Dünya ülkeleri bir yandan dünya halklarını kasıp kavuran açlık sloganını yetersiz tarımsal üretime bağlayarak, besin üretimini arttırmanın yollarını ararken; diğer yandan da tarımda tüketilen doğal kaynakları güvence altına alacak yeni yöntemler geliştirme zorunluluğuyla karşı karşıyadır.

• Sürdürülebilir tarım kavramı bizim anladığımız anlamda doğal zincir ve

ekosistemle uzlaşma anlamına gelmektedir ve artık gelecek nesillerin

yaşamsal sloganıdır. Aynı zamanda da gezegenin sürdürülebilir geleceği için

tarımın yeni felsefesidir.

(18)

• Birleşmiş Milletler (BM), yoksulluğu sona erdirmek, gezegeni korumak ve her yerde herkesin yaşamını iyileştirmek için 25 Eylül 2015'te kabul edilen Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (SKH) ile ilgili evrensel bir eylem planı çağrısında bulunmuştur. Deklere edilen 17 hedef, Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Gündeminin bir parçasıdır. Bu gündem, hedeflere ulaşmak için 15 yıllık (2016-2030) bir plan ortaya koymaktadır. Bunlar hedeflere ulaşmak için çalışmayı kabul eden 193 ülkenin her birindeki ilerlemeyi ölçmeye yardımcı olmayı planladı.

SKH'nin 17 hedefi, Şekil 2'de bütünsel olarak gösterilmektedir (Birleşmiş Milletler 2015).

• 2050 Dünya İnsiyatifi tarafından hazırlanan raporda vurgulandığı gibi,

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'nin (SKH'ler) 2030 gündemini ve Paris İklim

Değişikliği Anlaşması'nı imzalayan hükümetler, sivil toplum, bilim ve iş

dünyasından tamamlayıcı eylemleri gerektirecek köklü dönüşümler

gerçekleştirmek durumunda (Dayıoğlu ve Türker, 2021). Tabii ki biz de…😨

(19)

Şekil 4- Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen ikonlara göre numaralandırılmış Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri (Birleşmiş Milletler 2015) (https://kadinininsanhaklari.org/)

(20)

Tarımsal Üretimde Enerji Yönetimi

(21)

• Tarım ve ormancılık sektöründe tarımsal girdilerin üretimi için tüketilen enerji ve yakıtların kesin miktarları, diğer sektörlerdeki, örneğin ulaştırma sektöründeki gibi, genel anlamda ve güvenilir biçimde kayıt altına alınamamaktadır.

• Tarımsal üretimde enerji kullanım verimliliği, ülke veya bölgenin coğrafi konumuna bağlıdır. Belirli bir tarımsal ürün için, toplam ve özgül enerji tüketimi değerleri, dünya genelinde önemli ölçüde değişir. Kullanılan tarımsal mekanizasyon araçları, hasat yöntemlerinin ve iklim özelliklerinin farklı olması nedeniyle, üretim sonucunda elde edilen verimler değişmektedir.

• Tarımsal üretimde enerji kullanımı göstergeleri olarak, genellikle üretim alanı

başına özgül enerji tüketimi (GJ/ha) ve elde edilen tarımsal ürünün tonu başına

özgül enerji tüketimi (GJ/t) kullanılmaktadır.

(22)

Özgül enerji tüketimini azaltmaya uygun tüm önlemler (enerji verimliliği önlemleri), enerji verimliliğini artıracaktır. Tarımsal üretimde enerji verimliliğinin arttırılması, sera gazı (GHG) emisyonlarının, özellikle de karbondioksitin (CO2) azaltılmasına doğrudan katkı sağlamaktadır. (H.H. Öztürk).

Tarımda enerji kavramları

• Tarımda birincil enerji tüketimi :

Bütün dolaylı girdilerin üretimi için tüketilen enerjiler de dahil olmak üzere, bir tarımsal üretim sisteminde (çiftlik/işletme sınırları dahilinde) tüketilen enerjidir.

• Tarımsal üretimde enerji verimliliği:

Çiftlik/işletme sınırları içinde bir birim tarımsal ürünün (kütle veya hacim birimi olarak tanımlanır) üretimi için birincil enerji tüketiminin azaltılmasıdır.

(23)

Enerji verimliliği göstergeleri de şu girdi gruplarını kapsamaktadır:

Doğrudan Enerji Girdileri:

Tarımsal üretim işlemleri süreçlerinde tüketilen elektrik ve katı, sıvı ve gaz yakıtların toplamı olarak dikkate alınır ve fosil enerji kullanımı olarak değerlendirilir (GJ/ha, GJ/L)

Dolaylı Enerji Girdileri:

Tarımsal üretim süreçlerinde kullanılan kaynakların üretimi için fabrikalarda tüketilen enerjiler olarak dikkate alınır (GJ/ha, GJ/L)

Toplam Enerji Girdileri:

Tarımsal üretimde birim üretim alanında kullanılan doğrudan ve dolaylı enerji girdilerinin toplamıdır (GJ/ha, GJ/L)

Özgül Enerji Girdisi:

Tarımsal üretim yapılan birim tarım alanı için (GJ/ha) veya üretim sonucunda üretilen bir ton tarımsal ürün (GJ/t) için, tarımsal üretim süreçlerinde toplam birincil enerji kullanımıdır.

(24)

Tarımsal üretim süreçlerinde enerji kullanımı şu şekilde değerlendirilmektedir: (Mutlu, N., 2020) Doğrudan Enerji Kullanımı

Doğrudan enerji girdileri; elektrik, rafine edilmiş petrol ürünleri (dizel, doğal gaz ve diğerleri), doğal gaz bazlı yakıtlar ve talaş dahil olmak üzere tarımsal üretim sürecinde doğrudan kullanılan tüm enerji kaynakları ve enerji taşıyıcıları kapsar.

• Elektrik: Tüketilen kWh elektrik miktarı MJ enerji birimine dönüştürülür. Aydınlatma, elektrikli ekipman, otomasyon süreçleri ve çiftlik yönetiminde tüketilen toplam elektrik miktarı.

• Rafine petrol yakıtları: Tüketilen litre (L) yakıt miktarı MJ enerji birimine dönüştürülür.

• Doğal gaz ve sıvı propan: Ürün kurutucularda ısı kaynağı, güç makinelerinde ve seralarda ısı ve güç ünitelerinde yakıt olarak kullanılır.

• Biyokütle ve katı yakıtlar: Sera ve hayvan barınakları gibi çiftlik ısı ihtiyacının karşılanması için kullanılır.

(25)

Dolaylı Enerji Kullanımı

Dolaylı enerji girdileri; kimyasal gübreler, tarım ilaçları, tarım alet ve makinaları, sera ve hayvan barınakları gibi tarımsal yapıların yanı sıra, tohum ve yem gibi tarımsal üretim girdilerinin üretiminde tüketilen enerjiyi içerir. Besin ve temel gıda hammaddelerinin üretiminde enerji verimliliğinin belirlenmesinde, hayvansal üretim için; yem ve özel yem takviyelerinin, bitkisel üretim için;

tohumlar, inorganik gübreler, tarım ilaçları ve tarımsal mekanizasyon araçlarının üretim süreçlerinde tüketilen dolaylı enerji girdileri dikkate alınır. Bitkisel üretimde kullanılan kimyasal gübre ve tarım ilaçlarının üretiminde önemli miktarda enerji tüketilmektedir. Enerji verimliliği göstergesi olarak aşağıdaki iki temel ölçüt dikkate alınmaktadır:

• Tarımsal üretimde kullanılan birim üretim alanı (ha) başına enerji (GJ) kullanım oranı (GJ/ha),

• Tarımsal üretim sonucunda üretilen birim ürün (t) başına enerji (GJ) kullanım oranı (GJ/t).

(26)

Çizelge 3.1. Bitkisel Üretimde Özgül Enerji Girdileri (agrEE, 2012)

Ürün Enerji Tüketimi (GJ/t)

Ayçiçeği 3.98−5.06

Buğday 2.08−4.29

Patates 0.63−0.87

Pamuk 15.4

Şeker pancarı 0.20−0.29

Sera Üretiminde Enerji Kullanımı

Avrupa ülkeleri arasında sera üretiminde en yüksek birincil enerji tüketimi olan ülke Hollanda’dadır. Hollanda’da domates, tatlı biber ve hıyar üretimi için toplam birincil enerji tüketimi sırasıyla, 25.64 PJ, 15.0 PJ ve 9.44 PJ düzeylerindedir. Almanya’da serada domates üretiminde 3.61 PJ, hıyar üretiminde ise 3.32 PJ enerji tüketilmektedir.

Güney AB ülkelerinden, Yunanistan’da domates üretiminde toplam birincil enerji kullanımının 2.15 PJ olup, özgül enerji tüketimi 2 GJ/t gibi kısmen düşük düzeylerdedir.

TÜRKİYE (BAZI VERİLER)( Prof. Dr. Hasan SİLLELİ) :

50.000 m2 bir serada yaz aylarında su tüketimi günlük yaklaşık 500-600 ton Elektrik tüketimi de günlük 5000 kWh e (18000 MJ)

Kışın doğalgaz 1500-2000m3/gün Kömür günlük 2-4 ton

(27)

Ülkeler Girdi Düzeyi Verim (t/ha) Enerji Kullanımı (GJ/ha) Özgül Enerji Tüketimi (GJ/t)

Doğrudan Dolaylı Toplam

Finlandiya

Düşük 3.5 3.0 5.6 8.7 2.48

Ortalama 4.5 3.9 8.0 12.0 2.66

Yüksek 6.0 5.7 9.9 15.7 2.61

Almanya

Düşük 6.7 4.1 12.1 16.2 2.43

Ortalama 7.7 6.3 12.3 18.5 2.42

Yüksek 8.3 8.9 12.4 21.3 2.56

Yunanistan

Düşük 2.5 5.3 6.5 11.8 3.78

Ortalama 5.0 10.0 9.9 19.9 3.99

Yüksek 6.0 12.8 9.9 22.7 4.70

Hollanda Ortalama 8.7 6.6 11.6 18.1 2.08

Polonya

Düşük 4.8 3.9 9.6 13.5 2.81

Ortalama 5.8 4.1 10.9 15.1 2.60

Yüksek 7.5 7.9 15.5 23.5 3.13

Portekiz

Düşük 3.0 1.6 7.4 9.0 3.01

Ortalama 3.0 5.7 7.2 12.9 4.29

Yüksek 5.0 6.3 10.7 17.0 3.39

Çizelge 3.1. Buğday Üretiminde Enerji Tüketiminin Farklı Ülkelerdeki Kullanılan Girdi Düzeylerine Bağlı Olarak Dağılımı (agrEE 2012a)(Öztürk, H.H.)

(28)

Çizelge 3.25. Süt Sığırı Yetiştiriciliğinde Girdi Kullanımına Bağlı Olarak Doğru ve Dolaylı Enerji Tüketimi (agrEE, 2012a)(Öztürk,H.H.)

Ülkeler Girdi Düzeyi

Enerji Kullanımı

Süt Üretimi (t/LU)

Özgül Enerji Tüketimi

(GJ/t)

Doğrudan Dolaylı Toplam

GJ/LU Finlandiya

Düşük 5.7 24.3 30.0 6.8 4.39

Ortalama 5.7 28.0 33.8 8.8 3.86

Yüksek 5.5 29.8 35.3 10.1 3.49

Almanya

Düşük 6.1 14.2 20.3 8.0 2.54

Ortalama 6.1 15.5 21.7 8.0 2.71

Yüksek 7.8 19.9 27.7 8.0 3.46

Hollanda

Düşük 8.4 19.9 28.3 5.1 5.57

Ortalama 8.4 24.0 32.4 7.2 4.52

Yüksek 8.4 27.2 35.5 10.2 3.50

Polonya

Düşük 4.6 19.1 23.7 4.7 5.05

Ortalama 5.6 22.7 28.3 5.6 5.05

Yüksek 6.2 25.0 31.2 6.2 5.05

Portekiz

Düşük 2.2 12.6 14.8 6.3 2.35

Ortalama 7.5 13.8 21.2 6.5 3.28

Yüksek 7.9 15.2 23.1 7.0 3.30

(29)

Çizelge 3.24. İnek Sütü Üretiminde Enerji Tüketimi (agrEE, 2012a)(Öztürk,H.H.)

Ülkeler Süt İneği

(× 1000)

Süt Üretimi (t/LU)

Özgül Enerji Tüketimi

GJ/LU GJ/t

Finlandiya 288.800 8.8 33.8 3.86

Almanya 4071.200 8.0 21.7 2.71

Hollanda 1800.000 7.2 32.4 4.52

Polonya 2696.900 5.6 28.3 5.05

Portekiz 278.416 6.5 21.2 3.28

Çizelge 3.27. Değişik Ülkelerde Etlik Piliç Üretiminde Enerji Tüketimi (agrEE, 2012a)(Öztürk,H.H.)

Ülkeler Girdi Düzeyi Ortalama Üretim (× 1000 t)

Özgül Enerji Tüketimi (GJ/t)

Finlandiya Yüksek 89146 12.3

Almanya Ortalama 706932 9.8

Hollanda Ortalama 675104 14.0

Polonya Ortalama 829396 14.8

Portekiz Düşük

226038 12.6

Yüksek 17.8

(30)

Önümüzdeki yıllarda küresel ölçekte, enerji kullanımının önemli ölçüde artacağı ve tarım sektörü de dahil olmak üzere ekonomi üzerinde yaygın bir etkisi olacağı öngörülmektedir. Bu konu, tarımsal üretimde daha enerji verimli teknolojiler geliştirmek için araştırma ve geliştirme çalışmalarını önemini ortaya koymaktadır.

Tarla bitkileri için ana enerji girdisi, gübre ve dizel yakıt kullanımı ile ilişkilidir. Tarımsal üretimde, sadece fotosentez sürecinde verimli kullanımı güneş enerjisi değil, büyük ölçüde yakıt veya elektrik olarak doğrudan ve tarım makineleri, gübreler veya tarım ilaçlarının üretimi süreçlerinde enerji tüketimi nedeniyle dolaylı olarak enerji kullanılır. Tarımda enerji kullanımı konusundaki değerlendirmeler genellikle doğrudan enerji kullanımına odaklanırken, toplam enerji kullanımının % 50 ve daha fazlasının azotlu gübre üretimi ve diğer dolaylı enerji kullanımları ile ilgili olduğu kabul edilmelidir (Woods ve Ark. 2010) , Pelletier ve Ark., 2011). Ancak farklı coğrafyalardaki üretim sistemlerinin, enerji kullanımı ve enerji tasarrufu potansiyellerine göre büyük ölçüde farklılık gösterebileceği göz ardı edilmemelidir.

(31)

Tarımda enerji kullanımının sistematik analizinde:

• İndirekt enerji girdilerinden olan tarım makinalarının imalatı, bakım ve onarımı toplam enerji bilançosu içinde önemli bir yere sahiptir. Türkiye için bu değer 35.216 MJ/kg makine olarak bulunmaktadır.

• Azotlu gübre üretiminde ise bu değer enerji bilançolarında 49,10 MJ/kg alınabilmektedir (Acaroğlu, 1998).

Gerek doğrudan kullanımdan kaynaklı ve motorin başta olmak üzere

elektrik vb. girdiler gerekse diğer girdilerin imalat ve üretiminde harcanan

dolaylı enerji kullanımı tarımı dramatik biçimde etkilemekte, son

yıllardaki hatta günlerdeki dışa bağımlılığımızı daha da olumsuzlaştıran

döviz kurundaki artışlar gıda-enerji ve su güvenliğimizde zaten sorunlu

olan dengeyi iyice bozmaktadır.

(32)

ÜRÜN BAZINDA KIRSAL MOTORİN TÜKETİMİ

Çizelge 2. Ürüne bağlı olarak motorin kullanımı ve maliyetteki payı (Dellal, İ., 2007’den uyarlanmıştır)

ÜRÜN ADI

1 DEKAR ÜRETİMDE KULLANILAN MAZOT MİKTARI

(LİTRE)

VERİM (kg/da)

MAZOT GİDERİNİN MALİYET İÇİNDEKİ

PAYI(%)

Buğday 6,54 220 18,25

Arpa 4,98 262 12,35

Mısır 11,88 700 12,93

Pamuk 20,76 407 11,27

Çeltik 20,40 709 9,49

Şeker Pancarı 12,18 4521 6,33

Ayçiçeği 7,50 180 16,44

Nohut 6,60 97 11,66

Mercimek 6,06 130 14,11

Kiraz 26,70 864 20,70

Üzüm 7,02 740 11,65

Zeytin 5,76 200 11,57

KAYNAK: TEAE Hesaplamaları

BUGÜN İTİBARİYLE DEĞERİ (TL/da)

(06.12.2021) 9,41*6,54=61,54

46,86 111,79 195,35 191,96 114,61 70,58 62,106

57,03 251,25

66,06 54,20

(33)

Çizelge 1. 2021 yılı tarım destekleri (Yıldırım, A.E.,2021)

(34)

TÜRKİYE’DE TARIMDA ENERJİ YÖNETİMİ İLE İLGİLİ BAZI ÖNERİLER

• İşletmelerin mekanizasyon altyapısı için enerji verimliliği yüksek olan teknolojilerden yararlanılmalıdır,

• Güç kaynağına uygun kapasitede ekipman kullanılmalıdır,

• İşletme için güç optimizasyonu sağlanmalıdır,

• Güç kaynakları tam yükte kullanılmalıdır,

• Isı yalıtımı mükemmelleştirilmeli, atık ısıdan yararlanma teknik ve teknolojileri kullanılmalıdır,

• Verimleri yüksek elektrikli sistemler tercih edilmelidir,

• Kontrolde insan faktörü en aza indirilmelidir,

• Su, Gübre ve ilaç gibi girdilerde değişken oranlı uygulama yapabilen sistemler geliştirilmeli ve kullanılmalıdır.

• Tarımsal ilaçlama çok özel izlenmeli ve devlet denetimi altında bulundurulmalıdır,

• Yenilenebilir enerji kaynaklarının doğru kullanımı sağlanmalıdır, doğru örnek uygulamalarla (Enerji köyü, Cumhuriyet köyü vb.) desteklenmelidir,

• Güvenilir sonuçları alınmamış teknolojik uygulamalar sahaya aktarılmamalıdır,

• Tüm bunlar için kamucu politikalar geliştirilmeli ve ödünsüz uygulanmalıdır.

(35)

Yenilenebilir Enerji

Kaynakları

(36)

TARIMDA YENİLENEBİLİR ENERJİ VE ÇEVRE TEKNOLOJİLERİ

Yenilenebilir güneş enerjisi, rüzgar enerjisi ve biyokütle enerjisi gibi enerji teknolojileri köylerde ve şehirlerde tarıma entegre edilebilir. Bir enerji depolama sistemini yenilenebilir enerji teknolojileri ile birleştirirseniz, üretilen fazla enerji gelecekte kullanılmak üzere depolanabilecektir. Nexus yaklaşımına alternatif bir çözüm olarak fotovoltaik panellerin tarımsal yapıya uygun kullanımını içeren yeni uygulamalar tarla ve bahçe üretimi yanında su ürünleri yetiştiriciliğinde de çözüm olabilecek nitelikte görünmektedir.

AGRİVOLTAİK

Agrivoltaik sistemler, yerden belirli bir yüksekliğe kurulan, tarım ve güneş enerjisini bir araya getiren PV teknolojileridir. Agrivoltaik sistemler, su kullanım verimliliğini artırarak ve su stresini azaltarak hem tarım arazilerinin korunmasını hem de bitkisel üretimde avantaj sağlayabilmektedir (Agostini et al.

2021; Allardyce et al. 2017). Piolenc'te yapay zeka tarafından yönlendirilen Sun'Agri agrivoltaik sistemi, döner güneş panelleri tarafından gölgelenen sarmaşıkların büyümeye devam etmesini ve buharlaşmadaki azalma sayesinde su ihtiyacının azalmasını sağlar (pv dergisi 2020). Ancak, bu olumlu nitelikler, agrivoltaik sistemlerin kapsamlı çevresel ve ekonomik analizini gerektirir. Şekil 5, agrivoltaik sistemlerin çeşitli uygulamalarını göstermektedir.

(37)

Şekil 5- Agrivoltaik sistemler: (a, b) Agrovoltaik bir güneş inovasyonu ve güneş enerjisinin üçlü kullanımı (Agrovoltaics 2021), (c) Sun'Agri'nin Piolenc, Fransa'da üzüm bağları üzerine inşa edilmiş agrivoltaik deneyi (pv dergisi 2020), (d) Bir sera çatısında agrivoltaikler.

Swissradies Kerzers, İsviçre (Allardyce et al. 2017)

(38)

AQUAVOLTAİKLER

Aquavoltaikler (AquaPV), elektrik üretimi ve su ürünleri yetiştiriciliğinin birleştirilmesiyle ortaya çıkmış bir kavramdır.

Su kütlesi üzerinde yüzen AquaPV'ler, suyu kaplaması nedeniyle buharlaşmayı önleyerek su kayıplarını %70-85'e kadar azaltabilir. Aquavoltaics teknolojisi, aynı alanda elektrik üretilmesini ve su ürünleri yetiştiriciliğinin yapılmasını sağlar ve böylece geleneksel arazi kullanımına kıyasla birim alan başına toplam üretkenliği önemli ölçüde artırır.

Aquavoltaics'te ikili kullanımın ekosistem açısından olumlu ve olumsuz yönlerini ve teknik ve ekonomik fizibilitesini doğrulamak için çeşitli proje ve çalışmalar yürütülmektedir (Pringle vd. 2017, Fraunhofer 2021; Solaripedia 2021; PV TECH 2021). Şekil 6, akuavoltaik ve yüzer voltaik sistemlerle ilgili çeşitli uygulamaları göstermektedir.

Şekil 6- Aquavoltaik sistemler: (a) Hollanda gölündeki yüzer PV tesisi (PV TECH 2020), (b) Kaliforniya'nın Napa Vadisi bölgesinde bulunan yüzer güneş enerjisi sistemi (Solaripedia 2021), (c) Hindistan'ın en büyük yüzen güneş enerjisi santrali (pv dergisi) 2021)

(39)

SU YÖNETİMİ

(40)

💧 Dünyada yaklaşık 1,4 milyar km3 su bulunmaktadır.

💧 Bu suyun %97,5’i deniz sularından oluşurken; sadece %2,5’i (35 milyon km3) tatlı sulardan oluşur.

💧 Buna rağmen, tatlı suyun tamamı canlılar için elverişli koşullarda değildir.

💧 Tatlı suyun %68,9’u (24 milyon km3) kutup bölgelerinde buz, dağlık bölgelerde buzul ve kalıcı kar olarak donmuş halde,

💧 %30,8’i (8 km3) yer altında,

💧 %0,3’ü (105.000 km3) ise tatlı su gölleri ve nehirlerde bulunur.

💧 Ekosistemler ve insanlar için ulaşılabilir olan tatlı su miktarı ise tüm bu tatlı suyun

%1’inden azı yani sadece 0,01’i’dir.

Kaynak: Su TEMA

(41)

Kıtalara Göre Su Dağılımı

Kıtalar Nüfus (%)

Su

Kaynakları (%)

Asya 60 36

Güney

Amerika 6 26

Kuzey

Amerika 8 15

Afrika 13 11

Avrupa 13 8

Avustralya 1 5

💧 BM verilerine göre 1,4 milyar insan temiz içilebilir sudan mahrumdur.

💧 Su kıtlığı çeken bölgelerde 470 milyon insan yaşamakta olup bu sayının 2025’te 6 kat artması beklenmektedir.

💧 Dünya nüfusunun yaklaşık 8 milyarı bulmasının beklendiği 2025 yılında ise kişi başına su miktarı yaklaşık 4.800 m3’e düşeceği tahmin edilmektedir.

💧 Büyüyen nüfusa paralel olarak artan gıda ihtiyacı tarımsal kullanımdaki su oranını ciddi düzeyde arttırmıştır.

💧 Türkiye, sanılanın aksine su zengini bir ülke değil; yılda kişi başına düşen 1.519 m³’lük su miktarı ile ‘su sıkıntısı çeken’ bir ülkedir.

💧 Türkiye nüfusunun 2030 yılında 100 milyona ulaşacağı ve kişi başına düşen su miktarının 1.120 m³’e gerileyeceği öngörülüyor.

💧 FAO raporunda su kaynaklarının azalması sonucunda kuraklık ve çölleşmeden en fazla etkilenen 7 ülke arasında Türkiye’nin de yer aldığı bildirilmektedir.

(42)

Sektörlere Göre Su Kullanım Oranları (%)

Sektör Dünya Gelişmiş Ülkeler

Az Gelişmiş

Ülkeler

Avrupa Türkiye

Tarım 70 30 82 33 74

Sanayi 22 59 10 51 11

İçme

Suyu 8 11 8 16 15

Kaynak: Su TEMA

(43)

Toplam Su Çekiminin %’si Olarak Tarımsal Su Çekimi (%)

(2018)

67,12

Salma Sulama Yapılan Alan (1000 ha)

(2018) 4.690

Yağmurlama Sulama Yapılan Alan (1000 ha)

(2018) 500

Damla Sulama Yapılan Alan (ha)

(2018) 150

Kaynak: Su TEMA Kaynak: FAO Aquastat

Türkiye’de tatlı suyun yaklaşık %70’ini tüketen tarım, bu suyun %53’ünü yüzey su kaynaklarından, %38’ini yeraltı suyundan sağlıyor. 28 milyon hektar tarım alanın sadece 5.6 milyon hektarı sulanabiliyorken, Türkiye tarım alanlarının 8.5 milyon hektarı sulama potansiyeline sahiptir. 2023 yılında 8.5 milyon hektar tarım alanının tamamının sulamaya açılması bekleniyor.

(44)

Su Yönetimiyle İlgili Sorunlar

❓Sürdürülebilir su yönetimi politikalarındaki eksiklikler,

❓Tarım arazilerinin parçalı olması, arazi toplulaştırma projelerinin yetersiz olması,

❓Tarım dışı arazi kullanımının artması, tarım yapılan toprakların yıllara göre azalması,

❓Sulama randımanının düşük olması,

Klasik sulama yöntemleri yerine yağmurlama ve damla sulama yöntemleri kullanılması durumunda randıman %60 dan sırası ile %80 ve %90’a çıkabilmektedir. Bu da %20 ile %30’luk bir su tasarrufu demektir. (Çakmak, 2019)

❓Sulama suyu fiyatlarının düşük olması ve bilinçsiz sulama sebebiyle su israfının yüksek olması,

Sulama birliklerindeki su ücreti toplama performansı, DSİ sulamalarından daha yüksektir. Bu sulama birliklerindeki su fiyatlandırma ve ceza sisteminin başarısının bir sonucudur. (Çakmak, 2004)

❓Su işletmelerindeki tamir, bakım gibi giderlerinin karşılanamaması sebebiyle var olan işletmelerin çoğunun eski ve/veya sorunlu olması,

(45)

❓Modern sulama sistemleri tesis maliyetlerinin yüksek olması yüzünden çiftçilerin vahşi sulama yöntemlerini yaygın olarak kullanması,

❓Çiftçilerin tarımsal sulama yöntemleri hakkında bilgisiz olması nedeniyle doğru zamanda ve doğru miktarda sulama yapamaması, suyun kaynaktan bitkiye ulaşana kadar olan süreçte su kaybının fazla olması,

❓Kuru tarım arazilerinde çiftçilerin kaçak yer altı suyuna yönelmesi,

❓Yüzey sulama yöntemlerinde sulama tesislerinin yerüstünde olması nedeniyle çiftçilerin tesislere müdahalesinin fazla olması,

❓Su kirliliğinin hızla artması.

Su Yönetimiyle İlgili Sorunlar

(46)

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

☑️Sulamada ekolojik yaklaşımlar benimsenmelidir,

sulamanın artmasıyla verimin artacağı yargısı doğru olsa da su israfı önlenmeli, bilinçli ve planlı sulama ile aynı miktarda su sayesinde daha yüksek verim elde edilmeli,

☑️Tarım kesimine ülkedeki mevcut su varlığı ve sulama yöntemleri ile ilgili bilinç kazandıracak eğitimler

verilmeli,

☑️Toplulaştırma projeleri hayata geçirilmeli,

☑️Klasik sulama yöntemleri yerine modern sulama yöntemleri yaygınlaştırılmalı,

☑️Modern sulama yöntemleri için finansman sağlanmalı, sulama kredisi olanakları artırılmalı,

☑️Modern sulamaya geçiş için devlet destekleri oluşturulmalı,

☑️Sulama faaliyetleri devlet tarafından denetlenmeli,

☑️Su tasarrufu için su işletmelerinin tamir ve bakım çalışmaları aksatılmadan yapılmalı, çiftçilerin su işletmelerine müdahalesine izin verilmemeli,

☑️Su kıtlığı yaşanan yerlerde alternatif ürün desenleri oluşturulup üretim planlaması yapılmalı,

☑️Su kirliliğini azaltmak için alternatif tarım yöntemlerine (iyi tarım, organik tarım) yönelim sağlanabilir,

☑️Tarımdan dönen suların tekrar tarımda, yüzey ve yer altı sularının beslenmesinde, su ürünleri üretimi gibi birçok alanda tekrar kullanılması için projeler geliştirilmeli,

☑️Aşırı sulamayı önlemek amacıyla su ücretlendirmesi yapılırken bitki-alan hesabı yerine su miktarı üzerinden hesaplama yapılmalıdır, (Çakmak, 2019)

☑️Toprak ve su kaynaklarının geliştirilmesi ile ilgili kanun, tüzük ve yönetmelikler günümüz şartlarına uymamaktadır.

Toprak kaynaklarının etkin kullanımı için tarım arazilerinin tarım dışı kullanımını, toprak ve su

kaynaklarının kirlenmesini ve kaybını engelleyecek yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Bu nedenle, su kaynaklarını bir doğal kaynak olarak değerlendiren ve ilgili tüm sektörlerin entegrasyonunu amaçlayan "Su Yasası" bir an önce

çıkarılmalıdır. (Çakmak, 2019)

(47)
(48)

İDEOLOJİK YAKLAŞIM

Bir doğal varlık ve insan hakkı olan su; insanoğlunun temel gereksinimlerini karşılamasının yanı sıra aynı zamanda tarım, enerji üretimi, sanayi, ulaşım ve turizmin yani gelişmenin de kaynağıdır. Su, tarım ve sanayi için bir üretim girdisi, aynı zamanda bir enerji kaynağıdır; dolayısıyla gelişmeyi belirleyen stratejik bir özellik taşımaktadır

Genel olarak bir insanın biyolojik gereksinimlerini karşılaması ve yaşamını sürdürebilmesi için, günde en az 25 litre su tüketmesi gerektiği kabul edilir. Ancak çağdaş bir insanın sağlıklı bir biçimde yaşaması için gereken içme, yemek pişirme, yıkanma, çamaşır gibi amaçlarla kullanılacak su göz önüne alındığında, kişi başına günlük ortalama kentsel su tüketim standardı 150 litre olarak kabul edilmektedir. Kişi başına günlük su tüketim miktarı sanayileşmiş ülkelerde 266 litre iken; Latin Amerika’da 184, Arap ülkelerinde 158, Asya’da 143, Türkiye’de 111, Afrika’da 67 litre dolayındadır. Bu miktar Kuzey Amerika ve Japonya’da 350 litreyi bulurken, Sahra Altı Afrika’da 10-20 litreye kadar düşmektedir.

Suyu ya da su haklarını alınan, satılan ya da pazar işlemlerine konu edilen bir mal gibi değerlendiren her türlü eylem ve politika suyun metalaşması olarak tanımlanabilir. Su hizmetlerinin kamu sektörünün kontrolünden çıkıp metalaşmasının arkasında suyun kavramsallaştırılmasındaki dönüşüm yatmaktadır. Suyun bir ‘hak’ değil ‘ihtiyaç’

olarak tanımlanması suyun metalaşması ve özelleştirilmesini meşrulaştırmaktadır. (Günaydın, G.,2009).

Ancak kapitalizmin gelişim özellikleri ve doğası, güneyden kuzeye ve emekten sermayeye kaynak transferi ve artık değere el koyma yapılarını tüm alanlarda kurgulamaktadır. Bu çerçevede su üzerinden yapılan mülkiyet ve ticaret açılımları, doğal yaşam dengeleri ve insanlığın ortak yararı için olumlu sonuçlar doğurmamaktadır. İnsan ve doğa odaklı bir su politikası, kırsal ve kentsel su yönetiminin temel amacı olmalıdır (Günaydın, G.,2009).

(49)

Suyun ekonomik anlamda serbest mal niteliğinden çıkarılarak metalaştırılması, her düzeydeki su kullanıcısının ‘yurttaş’ kimliğini yetersiz kılmakta ve kullanıcıda müşterinin taşıması gereken koşullar aranmaya başlanmaktadır. Kamusal bir mal olan ve bu anlayışla planlanması gereken su kaynaklarının serbest piyasa kurallarına terki, doğal yaşam dengeleri ve özellikle yoksulların suya erişim hakkı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilmektedir.

Küreselden yerele, desantralize ve yönetişim ilkeleri uyarınca belirlenen su politikaları, dünyada suyu en çok kullanan sektör olan tarım üzerinde de etkilerini göstermektedir. Tarım – enerji – su bağlantılı diğer politika alanları da, su politikalarını tamamlayıcı bir nitelik taşımaktadır. Artık kanıtlanmıştır ki, dünyada açlığın nedeni gıda üretimi yetersizliği değildir. Büyüme oranları düşmesine rağmen artan dünya nüfusunun gereksinim duyacağı ek gıda talebi ve bunun üretimi için gerekli su kaynakları, doğal denge üzerine yeni baskılar yaratmaktadır. Tohumun metalaştırılmasından başlayarak yüksek su ve kimyasal (gübre ve tarımsal savaşım ilacı) kullanımına dayalı yeşil devrim ve onun yaygınlaştırdığı endüstriyel tarım, dünya toprak ve su kaynaklarını kirletmeye devam etmektedir.

Ancak kapitalizmin gelişim özellikleri ve doğası, güneyden kuzeye ve emekten sermayeye kaynak transferi ve artık değere el koyma yapılarını tüm alanlarda kurgulamaktadır. Bu çerçevede su üzerinden yapılan mülkiyet ve ticaret açılımları, doğal yaşam dengeleri ve insanlığın ortak yararı için olumlu sonuçlar doğurmamaktadır. İnsan ve doğa odaklı bir su politikası, kırsal ve kentsel su yönetiminin temel amacı olmalıdır (Günaydın, G.,2009).

(50)

TEKNİK GERÇEKLİK

• Klasik sulama sistemlerinde, sulama parsellerinin küçük olması, karık veya tava boyutlarının uygun seçilememesi su yönetimini güçleştirmekte, sulama randımanını düşürmekte ve tarla içi su kayıplarının da fazla olmasına neden olmaktadır.

• Tava veya karık sulama yöntemleri kullanıldığında ideal koşullarda su uygulama randımanı %60 civarında olup şebekedeki sızma, buharlaşma ve işletme kayıpları da ilave edilirse randıman yaklaşık %50 olmaktadır.

Bu durumda bitkiye ihtiyacı olan 1 m

3

suyu verebilmek için 2 m

3

su kullanılmaktadır.

• Klasik sulama yöntemleri yerine yağmurlama ve damla sulama yöntemleri kullanılması durumunda randıman %60’tan sırasıyla %80 ve

%90’a çıkabilmektedir.

(51)

ULUSLARARASI YAKLAŞIM: SU AYAK İZİ

Su ayak izi, bir bireyin, sektör ve/veya ülkenin üretim süreçlerinde kullandığı toplam su hacmidir.

Ancak bir ülkede tüketilen mal ve hizmetlerin tümü o ülkede üretilmediği için; su ayak izi, yurt içinde üretilen ve ithal edilen ürünlerin üretim süreçlerinde tüketilen su kaynaklarının toplamını belirtmektedir.

Su ayak izinin, su kullanımını ve kalitesini temsil eden mavi, yeşil ve gri su ayak izi olmak üzere üç bileşeni bulunmaktadır.

*1) Mavi su ayak izi, bir malı üretmek için ihtiyaç duyulan yüzey ve yeraltı tatlı su kaynaklarının toplam hacmi olup tatlı su denilen su kaynaklarıdır.

*2) Yeşil su ayak izi, bir malın üretiminde kullanılan toplam yağmur suyudur. Yeşil su ayak izinde, dikkate alınan yağmur suyu; toprakta ya da bir süre için toprak üstünde tutulan yağmur suyudur.

*3) Gri su ayak izi, kirliliğe yönelik bir gösterge olup mevcut su kalitesi standartlarına göre kirlilik yükünün bertaraf edilmesi ya da azaltılması için kullanılan tatlı su miktarını ifade eder.

(52)

Su kaynakları yönetimi ve su kullanımının değerlendirilmesinde yeni bir yaklaşım, su ayak izinin belirlenmesidir. Su ayak izi kavramı, hem doğrudan su kullanımını hem de üretim sürecindeki dolaylı su kullanımını göz önüne alan önemli ve güncel bir göstergedir.

▪ Türkiye yılda kişi başına düşen 1.519 m³’lük su miktarı ile ‘su sıkıntısı çeken’ bir ülke konumundadır.

▪ Buna karşın dünyanın ortalama su ayak izi 1.24 milyon litre/yıl iken Türkiye’nin ortalama su ayak izi 1.61 milyon litre/yıl’dır.

▪ Türkiye’de üretimin su ayak izi yaklaşık 139,6 milyar m3/yıl’dır.

▪ Üretimden kaynaklanan su ayak izinin %64’ü yeşil , %19’u mavi ve %17’si gri su ayak izidir.

▪ Türkiye’nin toplam su ayak izinin %89’unu tarım sektörü, %7’ni evsel kullanım ve %4’nü sanayi oluşturmaktadır.

▪ Tarımın su ayak izinin ise %92’si bitkisel üretimden, %8’i otlatmadan kaynaklanmaktadır.

▪ Bitkisel üretimin su ayak izine bakıldığında, en büyük payın %38 ile tahıllara ait olduğu görülmektedir.

Tahılları, %31 ile yem bitkileri izler. Endüstri meyveleri %13, yağ bitkileri %5, sebzeler ve baklagiller

%2’sini oluşturmaktadır.

▪ Bitkisel üretimde kullanılan suyun yaklaşık %20’sini ise mavi su oluşturmaktadır. Bu da sulama uygulamalarına dikkat çekerek, mevcut su kaynaklarının sürdürülebilirliğini sektör için önemli kılmaktadır. Türkiye’nin su kaynaklarının planlama ve yönetimini su ayak izini azaltacak şekilde yapması gereklidir (Çakmak, B.,).

(53)

ENERJİ-SU-GIDA ÜÇLEMESİ

https://www.bilimkurgukulubu.com/genel/bilim-teknoloji/bizim-bildigimiz-anlamiyla-hayat-icin-suyun-onemi/

https://www.nkfu.com/enerji-tasarrufu-haftasi-resimleri/

https://kirklareli.tarimorman.gov.tr/Haber/1800/Aclikla-Mucadele-Haftasi-

(54)

Şekil 8- Su-enerji-gıda üçlemesi, etkileşimleri ve bağlantısı (Dayıoğlu,Türker,2021).

(55)

• Su, enerji ve gıda, kaçınılmaz olarak birbiriyle bağlantılı kaynaklardır.

• Yalnızca bir kaynak üzerindeki etkiler, diğerlerinde de değişikliklere neden olabilir.

• Artan dünya nüfusu, enerji talepleri, tatlı su kaynakları ve gıda arzı bu konunun önemini vurgulamaktadır.

• Son yıllarda, WEF nexus, artan popülaritesi nedeniyle bağımsız bir teknik paradigma haline gelmiştir.

• Bu üç temel kaynağın birbirine bağlı ve karmaşık etkileşimleri, su-enerji-gıda bağlantısı olarak adlandırılmaktadır. Ben üçleme olarak Türkçeleştirdim. Ancak bu kavramsal yapıda katılamadığım pek çok nokta bulunmaktadır.

• Sürdürülebilir (doğal yaşamın tüm unsurlarını içeren çevrenin eşitlikçi refahını hedefleyen) kalkınma için gıda, su ve enerji ile ilgili zorlukların çözümleri yerel, bölgesel, ulusal ve küresel ölçekte mevcut ve gelecekteki en azından yaşamsal gereksinimlere dayalı sosyo-ekonomik talepleri karşılayacak şekilde planlanmalıdır.

(56)
(57)

1. Çökmemesi için insan, canlı ve ekosistem dramı yaşanması zorunlu hale gelen savaş, yoksulluk, açlık ve eğitimsiz çıkar odaklı toplumlar yaratan Neoliberal küresel ekonominin yıkıcı etkisinden bir an önce kurtulmak elzemdir.

Ancak halen yeterli farkındalık bulunmamaktadır.

2. Türkiye’nin doğal kaynak ekonomisine hızla geçerek güvenilir, kapsayıcı kamucu politikalar oluşturması yaşanılabilir çevre ve gelecek için elzemdir.

3. Doğal kaynakların başta toprak ve su olmak üzere kamucu politikalarla koruma altına alınması ve hiçbir erke yıkım yetkisi ve insiyatifi verilmemelidir. SU, TOPRAK, DOĞAL MİRAS ve BİRİNCİL ENERJİ KAYNAKLARI kamunun malıdır kullanımı ve paylaşımı doğa, ekosistem ve kamu çıkarı gözetilerek gerçekleştirilmelidir.

4. Kimyasal gübre, teknoloji ve tarım ilaçları başta olmak üzere, tarımsal üretimdeki en büyük enerji girdilerini azaltmak ve bir an önce dışa bağımlılık noktasından uzaklaşarak gerçek anlamda kendine yetebilir olmak, küresel neoliberal emperyalizmin oyuncağı olmamak stratejik hedef olmalıdır.

5. Özellikle Akademide atama yükseltme ve teşvik kriterleri nedeniyle uzun dönem içerisinde yaratılmış olan akademik yayın köleliği ve biat sisteminin, akademik sorumluluk ve yetiyi taşıyamamanın yerine daha bilimsel sorgulayıcı ve ezber bozan bir akademisyen yapısına dayanan bir akademik ekosistem oluşturulmalıdır.

(58)

Referanslar

Benzer Belgeler

Tablodaki bu sonuçlara göre yaprak su potansiyeli tahmini için hiper spektral görüntülerden elde edilen veriler ışığında daha yüksek ve daha istikrarlı r 2

Bu ortamda kadının özgürlüğü daha fazla olduğu için onun spor yapması kokolaylaşmıştır.. Örneğin şimdi, kızların da basketbol,

TR22 Bölgesi olarak adlandırılan Balıkesir ve Çanakkale illerimizde de (özellikle Avrupa’ya geçişlerde) bu göç olgusu oldukça yoğun yaşanmaktadır. Ancak

MEYVE MEYVE TUTUMU TUTUMU..

• Elle toplama: Özellikle biyolojik veya organik preparatla mücadele edilemeyen zararlılarla savaşta bazı böceklerin elle toplanması ve daha sonra imha edilmesi

Since 1st January 1999 that Monetary Union came into force, Euro Area countries have not got any important problems about accordance to Convergence Criteria’s Of The

I have studied an S-I-P model considering prey density- dependent migration of predators as well as predator density- dependent migration of both the susceptible and infected

Risk davranış gruplarına göre değerlendirildiğinde sigorta primlerinin düşük olması koşuluyla sigorta yaptırabileceğini söyleyen çiftçilerin oranı risk seven