• Sonuç bulunamadı

Laboratuvar Hayvanı Üretiminde Etkili Fiziksel ve Kimyasal Faktörler

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Laboratuvar Hayvanı Üretiminde Etkili Fiziksel ve Kimyasal Faktörler"

Copied!
88
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Laboratuvar Hayvanı Üretiminde

Etkili Fiziksel ve Kimyasal Faktörler

(2)

Bunlar;

• deney hayvanlarının refahı, sağlığı ve verimliliğini önemli derecede etkilemektedir.

• deneyler üzerine etkili olabilmektedir

(3)

1. Kafesin biçimi ve hayvan başına

ayrılacak alan

(4)

2. SICAKLIK

Türlere göre sıcaklık düzeyi sağlanmalıdır.

(5)

3. NEM

(6)

4. AYDINLATMA

(7)

5. HAVALANDIRMA

(8)

6. GÜRÜLTÜ

(9)

7. BESLEME

(10)

8. Hayvan-hayvan etkileşimi,

9. Hayvan-insan etkileşimi.

(11)

SAĞLIK KORUMA KURALLARI

Laboratuvar hayvan yetiştiriciliği yapan ünitelerde

• sağlıklı,

• verimli,

• kaliteli ve

• ekonomik üretim esastır.

(12)

• Üstün verim ancak sağlıklı ve refah içinde olan hayvanlardan elde edilebilir.

• Laboratuvar hayvanları ile yapılan araştırmaların güvenilirliği de bu

hayvanların sağlıklı ve refah içinde olmasına bağlıdır.

(13)

Yetiştirme Yöntemleri

(14)

Yetiştirme, hayvanların kendi özelliklerini taşıyan yavrular üretmesi amacıyla kontrollü olarak çiftleştirilmesi, gebelik dönemince yavru taslağının gelişerek dışarı çıkması doğum ve kendine yetecek kadar büyüyebilmesi için bilinen bir süre anaçlar tarafından beslenme ve bakılması işlemlerini içeren bir uygulamadır.

Yetiştirme metotları yetiştirilecek türlerin biyolojik özellikleri ve davranışları ile çok yakın ilişkilidir. Bu nedenle laboratuvar hayvanı yetiştirmek isteyenler hangi türe ait hayvan yetiştireceklerini ve ilgili türün cinsel davranışlarını ve üreme biyolojilerini iyi bilmelidirler.

Genelde yetiştirme sistemleri 2 ana gruba ayrılır.

(15)

1. Kalıcı çiftleştirme grupları

• Monogami

• Poligami

(16)

2. Düzenli Çiftleştirme Grupları

• Harem sistemi

• Elde çiftleştirme

(17)

• Denemede kullanılması planlanan hayvanların taşıması gereken özellikler önceden tespit ediliyorsa bu hayvanlar tanımlanmış hayvanlardır.

• Denemede kullanılması planlanan hayvanlar genelde ya genotipik

yada mikrobiyolojik özellikleri yönünden tanımlanırlar.

(18)

Genetik yönden tanımlanmış hayvanlar

(19)

1. Randombred (rastgele yetiştirilen) koloniler ve

Outbred (akraba dışı yetiştirilmiş) soylar

(20)

2. Mutant sürüler

(21)

3. Inbred soylar (Yakın akrabalı

yetiştirilen soylar)

(22)

4. F1 Hibritler

(23)

5. Ko-izojenik soylar

(24)

6. Konjenik soylar

(25)

7. Rekombinant İnbred Soylar

(26)

8. Rekombinant Konjenik soylar

(27)

9. Transjenik hayvanlar

(28)

MİKROBİYOLOJİK YÖNDEN TANIMLANMIŞ HAYVANLAR

• Deney konusuna bağlı olarak değişmekle birlikte bir denemede kullanılacak hayvanlar sağlıklı olmalıdır.

• En azından klinik olarak hiçbir hastalık belirtisi göstermemelidir.

• Fakat laboratuvarda kullanılan hayvanlar bazen hiçbir hastalık belirtisi

göstermedikleri halde, bir hastalık etkeni taşıyor olabilirler (latent enfeksiyon). Bu durumda yapılan çalışma sonuçları güvenilir değildir.

• Bu nedenle her araştırıcı denemesinde kullanacağı hayvanların sağlıklı olduğundan emin olmalıdır.

• Bazen de çalışmada özel bir mikrobiyolojik yapıya sahip hayvanlara gereksinim

duyulabilir. Bu durumda araştırıcı kullanacağı hayvanların istediği özellikleri

taşıdığından emin olmak ister.

(29)

• Hayvanların sağlık durumlarının bilinmesini gerektiren bir başka önemli neden ise hayvanlarda bulunan bazı hastalık etkenlerinin insanda da hastalık

yapabilmesidir.

(30)

1. Konvensiyonel hayvanlar

(31)

2. Kendi türüne özgü patojen taşımayan

(SPF) hayvanlar

(32)

3. Germ Free (GF) Hayvanlar

(33)

4. Gnotobiyot Hayvanlar

(34)

Konvensiyonel hayvan üretim barınakları

• Herhangi bir özellik için tanımlanmış olmayan yani sadece klinik olarak sağlıklı hayvanların barındırıldığı barınaklardır.

• Temel üretim hijyeni kurallarına uyulmak koşuluyla barındırılan türe

özel gereksinimlerin optimum karşılanması yeterlidir.

(35)

Tanımlanmış hayvan barınakları (Bariyer sistemleri)

• Mikrobiyolojik yönden tanımlanmış hayvanların üretilmesi gerekiyorsa bina içinde bariyer sistemleri kurmak gerekir.

• İzolatör çalışma alanını çevreleyen, mikrobiyel geçirgenliği olmayan bir bariyerdir.

• Gnotobiyot hayvan üretimi ve kullanımı için gereksinim duyulan steril

çevreyi sürdürmek için en pratik sistemdir.

(36)

Amaçlarına göre çeşitli izolatör tipleri geliştirilmiştir.

1. Mutlak bariyer, bunda hayvanlar çok sıkı koşullar altında ve çevreden tam olarak ayrılmış şekilde tutulurlar. Plastik ve çelik izolatörler en

yaygın kullanılan tiplerdir. İçeride kullanılan kafes, yem ve yataklık gibi

tüm materyal sterilize edilmiştir ve bir daldırma tankı içinde sterilize

edilmiş bir kilitli sistemle içeri sokulur.

(37)

2. Klasik SPF bariyer, mutlak bariyerlere göre biraz daha esnek kuralları olan bariyer tipidir.

Bu tipte sadece patojen mikroorganizmaların girişi önlenir. Materyalin

sadece dezenfekte edilmesi yeterlidir.

(38)

3. Değiştirilmiş bariyer sistemleri, SPF hayvanların çalışma esnasında korunmasını hedefleyen koruyucu önlemler klasik bariyer sistemlerinden geliştirilmiştir.

4. Ters çevrilen klasik bariyer, bazen çevrenin hayvanların taşıdığı

mikroorganizmalarla kontaminasyonuna karşı korunması gerekir. Bu yüzden

hayvanlar çevreye karşı negatif basınçlı bir izolatörde tutulur. Dışarı çıkan hava

steril olana kadar filtre edilir. Bu sistemin kullanıldığı yerlerde atık materyal

dezenfekte edilmeli ve personel alanı terk ederken mutlaka duş almalıdır.

(39)

Günümüzde en çok kullanılan izolatörler esnek plastikten yapılmıştır.

Farklı esneklik, uzunluk ve gözlem kısımlarına sahip olarak çok değişik

tipleri vardır. Bariyer sistemleri hayvanları zararlı patojenlerden korur,

deneme üzerinde hayvanların mikrobiyal yapısının etkisini önler,

personeli hayvanların maruz kalabileceği allerjen ve toksinlerden

korur.

(40)

• Hava kaynaklı kontaminasyonun önlenmesi için içerde daima yüksek

basınç olmalıdır. Eğer izolatörün içinde tutulan zararlı ajanların

kaçmasını önlemek önemli ise iç basınç negatif olmalıdır. Basıncı

düşürmek için hava çıkış hızının değişken olduğu bazı sistemler

kullanılarak izolatör daha kullanışlı hale getirilebilir.

(41)

Model hayvan

Sonuçları insan yada başka bir hayvan türüne uyarlanmak amacıyla bir

denemede materyal olarak kullanılan hayvan türüne model hayvan

denir.

(42)

Model hayvan seçimi

• İlk adım tür seçimidir. Bu konuda öncelikle etkisi incelenecek faktöre karşı duyarlılık dikkate alınmalıdır.

• Tür seçiminde dikkate alınması önemli olan bir başka faktör beden iriliğidir. İrilik maliyet, hayvana ayrılacak alan ve manipülasyon

kolaylığı açısından önemlidir.

(43)

• Eğer araştırıcı model hayvanlarını kendi üretecekse dikkate alınması gereken diğer bir faktörde dölverimidir. Bu toplam maliyeti etkilemenin yanısıra üretim ve dolayısıyla deneme süresini de etkileyen bir faktördür. Genelde inbred soylarda dölverimi düşüktür.

• Ayrıca hayvanların mizacı, gereksinimleri ve araştırıcının olanakları,

teknik bilgi ve maliyette gözden geçirilmelidir.

(44)

• Bir araştırıcı için deneme amacına en uygun, çalışılması en kolay, uysal, kolay tutulabilen, bakım ve beslemesi kolay ve ekonomik olan, hakkında yeterince bilgi edinilebileceği ve gerekirse devamını sağlayabileceği türlerle çalışmak önemlidir.

• Seçilecek hayvanın kalitesi de önemlidir. Yalnızca ucuz olsun diye daha

düşük kalitede hayvan grubunun seçilmesi yanlıştır.

(45)

• Çalışmada bir sorun olduğunda aynı tür ve kalitede yeni hayvanların

sağlanabileceğinden emin olunmalıdır.

(46)

Fare

• Biyomedikal çalışmalarda için uygun ve en çok kullanılan türdür.

400’ün üzerinde farklı soyu vardır.

• Başlıca kanser, antikor, ilaç ve aşı araştırmalarında kullanılmaktadır.

• Fizyolojik özellikleri farenin soyuna, yaşına, çevresel şartlara ve

yaşadığı ortamın mikrobiyel konumuna göre değişmektedir.

(47)

• Beden kısa ve sert kıllarla kaplıdır. Uzun ince ve çıplak bir kuyruğu vardır. Vücudun ısı dengesini ayarlamada kuyruk önemli fonksiyona sahiptir.

• Burundan kuyruk dibine kadar boyu 12-15 cm’ dir ve kuyruk uzunluğu ile beden uzunluğu birbirine eşittir.

• Bacaklar kısadır ve ön ayaklarda 4, arka ayaklarda 5 parmak bulunur.

• Her yarım çenede 1 kesici ve 3 molar (öğütücü) diş vardır. Kesici dişler

yaşamları boyunca uzar fakat kemirme işlemleri sayesinde kısa kalır.

(48)

• Omnivordurlar (hem et hem de ot tüketebilirler).

• Diğer kemirgenlerde olduğu gibi kaprofajiktir (kendi dışkılarını yerler).

• 5 çift meme bezi vardır.

• Yaşam süreleri çevresel ve genetik faktörlerle değişmekle birlikte 1.5 ile 3 yıl arasındadır.

• İşitme ve koku duyuları iyi,

• Görme duyuları az gelişmiştir. Renkleri ayırt edemezler.

(49)

Davranış

• Fareler çok meraklı sosyal hayvanlardır.

• Grup halinde yaşamaya alışıklardır.

• Sütten kesimden sonra oluşturulan gruplarda sorun yaşanmaz. Fakat sonradan oluşturulan gruplarda erkekler dövüşmeye meyillidir.

• Fareler kafes içerisinde belli yerlerde uyurlar, belirli yerlere idrar ve dışkılarını yaparlar.

• Gece aktif hayvanlardır.

• Yeni doğanlardan inaktif yada ölü olanlar ana tarafından yenir.

• Rahatsız edici uyaranlar (yem azlığı, kalabalık, ani sıcaklık ve ışık değişimleri,

ananın rahatsız edilmesi) kanibalizme yol açabilir.

(50)

Yetiştirme

• Cinsel olgunluk yaşı 5 haftadır. Erkek farede dişilere göre ergenlik 2 hafta daha geçtir.

• Cinsel olgunluk genotip, fotoperiyod, sıcaklık gibi faktörlerle etkilenir.

• Damızlıkta kullanma yaşı ise 7-9 haftadır.

• Günlük yem tüketimleri 100 g için 15 g (ort. 3-6 g),

• Günlük su tüketimi ise 100 g için 15 ml (ort.3-7 ml)’dir.

(51)

Yeni doğan fare ort 1 gr ağırlığındadır.

Göz kapakları kapalı, dış kulak başa yapışık, tüysüz ve

hareket yeteneğine sahip değildir.

(52)

Tüyler 3-4. günde gelişmeye başlar ve 7. günde tamamlanır.

Kulaklar 4-6. günde dikleşir

7. günden itibaren hareket etmeye başlar ve

Göz kapakları 10. günde açılır ve dişlerde iyice belirginleşir.

(53)

Yavrular 21 günlük yaşta sütten kesilirler. Sütten kesim ağırlığı 8-12 g dır Ergin canlı ağırlık soylara göre değişmekle birlikte ortalama 30 g’dır.

Dişi fareler 7-9 ay erkekler biraz daha uzun süre damızlıkta kullanılabilir.

(54)

• Ananın süt verimi doğumdan sonra 12. güne kadar artar ve 21. günde süt kesimine doğru azalır.

• Canlı ağırlık ve büyüme eğrisi hayvana ve çevreye ait

değişkenlerle oldukça etkilenir.

(55)

Fare için gerekli kafes koşulları

(56)

Sıçan (Rat)

• Sıçan fareden sonra çalışmalarda sıklıkla kullanılan omurgalı hayvanlardır.

• Adaptasyon kabiliyeti yüksek ve dayanıklıdırlar. Meraklı fakat çekingen hayvanlardır.

• Anatomik yapı olarak fareye benzer.

• Vücut sert kıllarla kaplıdır. Beden uzunluğu 20-25 cm’dir.

• Pullarla örtülü kuyruğu hemen hemen beden uzunluğuna eşittir.

• Kuyruk hem denge hem de homeotermiyi düzenleme görevine sahiptir.

• Kuyruk uzunluğu yaş, çevre sıcaklığı gibi faktörlerden etkilenir.

• Genelde yavrularda daha kısadır.

(57)

Sıçan için gerekli kafes koşulları

(58)

Çevre koşulları

Sıcaklık: En uygun çevre sıcaklığı 20-24 °C arasındadır. Çevre sıcaklığındaki değişimden farelere göre daha az etkilenirler.

Nem: % 45-65 arasında olmalıdır. Odada nem oranının düşmesi ve sıcaklığın artması sıçanlarda ring tail adı verilen bir hastalığa yol açar.

Genelde sütten kesilmiş genç hayvanlarda görülür.

Havalandırma: Hava değişim hızı sürü yoğunluğuna ve çevre sıcaklığına bağlı olarak değişmektedir. Sürü yoğunluğunun az olduğu odalarda saatte 8-10 kez hava değişimi yeterli olurken sürü yoğunluğu daha fazla olduğunda saatte 15-20 kez yapılmalıdır

Karanlık/Aydınlık süre: Günde 12 saat karanlık/12 saat aydınlık şeklinde olmalıdır.

Işık yoğunluğu yüksek olursa retina hasarları gözlenir.

Oda içindeki gürültü düzeyi 85 dB’in altında olmalıdır.

(59)

KOBAY

• Araştırmalarda sadece kısa ve sert kıl yapısına sahip İngiliz kobay ırkı ve bu ırka ait Duncan-Hartley, 2 ve 13 soyları kullanılmaktadır. Duncan-Hartley soyu albino ve outbred, soy 2 ve 13 ise inbredtir.

• Laboratuvar hayvanı olarak kobay kullanımı diğer kullanılan türler içinde % 2-3’lük bir orana sahiptir. Kobaylar diğer laboratuvar hayvanlarından farklı özelliklere sahip olduğu için immun cevap, serum, aşı ve diğer biyolojik maddelerin üretiminde ve genetik kontrol çalışmalarında sıklıkla kullanılır.

• Kobay hastalık yapan mikroorganizmalar için ideal bir konaktır. Tüberküloz, difteri, leptospiroz ve brusella gibi enfeksiyonlara karşı aşırı duyarlılığı nedeniyle bu hastalıkların tanısında ve bu hastalıklarla ilgili yeni yöntem geliştirilmesinde kullanılır.

• Orta kulaklarının anatomik yapısı işitme ile ilgili çalışmalar için uygundur. Folik asit, C vitamini, tiyamin, arjinin

ve kalsiyum içeren diyetlerle ilgili çalışmalara uygun hayvan modelidir.

(60)

Anatomik Ve Fizyolojik Özellikleri

• Beden örtüsü az parlak ve düz kıllarla kaplıdır.

• Baş büyük kulaklar ise küçüktür.

• Kısa bacaklı ve tıknaz hayvanlardır.

• Dış kuyruk bulunmaz.

• Ön ayaklarında dört arka ayaklarında ise 3 parmak vardır.

• Baş ve vücudun toplam uzunluğu doğumda 12-14 cm, ergin çağda ise

27-33 cm’dir.

(61)

Büyüme Ve Gelişme

• Yeni doğan kobaylar yetişkin kobayların küçük halidir.

• Tam olarak kıl örtüsü oluşmuş, göz kapakları açık ve ikinci diş gelişimi tamamlanmış olarak doğarlar.

• Doğum ağırlıkları ananın yaşına, bir doğumdaki yavru sayısına ve cinsiyete göre değişmekle birlikte 70-100 g arasındadır.

• Birkaç gün içerisinde katı yem tüketebilirler. 50 g’ın altında doğan yavrular genellikle ölür.

• Yavrular 21.-28. günde veya 180-240 g ağırlığa ulaştığında sütten kesilir.

(62)

ÇEVRE KOŞULLARI

• Kobayların yetiştirilmesi için yer bölmeleri ve değişik malzemeden yapılmış farklı tipte kafesler bulunmaktadır.

• Yer bölmelerinin yüksekliği en az 30-40 cm olmalıdır.

• Kobay yetiştiriciliğinde yer bölmeleri yerine daha çok metal ya da plastikten yapılmış kafesler kullanılmaktadır.

• Kafeslerin tabanı tel tabanlı ya da sert ve düz yapıda tek parçadan yapılabilir.

• Kobaylar ayaklarının ağırlıklarına oranla çok küçük olması nedeniyle ayak sağlığı

bakımından sert zeminli kafesler tel örgü tabanlı kafeslere göre daha iyidir.

(63)

• Kobaylar iyi tırmanamadığı için kafeslerin yüksekliği 25 cm’den fazla olduğunda üstlerinin kapakla kapatılması gerekmez.

• Kapaklı kafeslerin yüksekliğinin kobayların kaprofaji yapabilmelerine imkân verecek şekilde en az 23 cm olmalıdır.

• Kafeslerin, yemlik ve sulukların temizliği ve altlık değişimi kobayları strese sokmayacak ve hijyenik bir ortam sağlayacak şekilde yapılmalıdır.

• Genel olarak kafesler haftada bir temizlenmelidir.

(64)

Çevre koşulları

Kobaylar neme, sıcağa ve soğuğa karşı aşırı derecede duyarlıdırlar.

Sıcaklık: En uygun çevre sıcaklığı 20-24 °C arasındadır.

Nem: % 45-65 arasında olmalıdır. Havalandırma: Sürü yoğunluğuna bağlı olarak içerdeki hava saatte 8-10 kez yada 15-20 kez değiştirilmelidir.

Karanlık/Aydınlık süre: Günde 12 saat karanlık/12 saat aydınlık şeklinde olmalıdır.

Gürültüye karşı genelde donma reaksiyonu gösterirler. Hareketsizlik birkaç

saniyeden 20 dakikaya kadar sürebilir.

(65)

Kobay için gerekli kafes koşulları

(66)

GERBİL

• En çok kullanılan gerbil Moğol gerbilidir (Meriones unguiculatus)

(67)

• Gerbil büyüklüğü iri bir fare ile küçük bir rat arasında bulunan ve değişik renklerde vücut örtüsüne sahip bir laboratuvar hayvanıdır.

• Erişkin bir gerbilin vücut uzunluğu ortalama 11.0-13.5 cm boyutundadır.

• Tüyle kaplı olan bir kuyruğa sahiptir ve kuyruk uzunluğu vücut uzunluğuna yakındır (9.5-12.0 cm).

• Bedeni kısa ve sık kıllarla örtülüdür.

• Baş kısa ve geniş yapıdadır.

• Kemirgenlere ait diş yapısına sahiptir. Ağızlarında toplam 16 diş vardır. Her çenede diş formülü 3-0-0-2-0-0-3 (soldan sağa doğru sırasıyla molar-premolar-canin-

insisiv-canin-premolar-molar dişler) şeklindedir.

(68)

• Arka bacaklar ön bacaklara göre daha uzundur.

• Diğer pek çok kemirgenin aksine gerbilin kulakları ve ayak taban yastıkları tüylerle kaplıdır.

• Dört çift meme bezi bulunur.

• Nokturnal hayvanlardır.

• Gerbiller çöl koşullarına uyum sağladıkları için çok değişken sıcaklıkları (0 ile 35 0C) tolere edebilirler.

• Gün boyunca az su tüketirler ve idrar miktarları da azdır.

• Ot oburdurlar.

• Yaşam süresi 3-4 yıldır.

(69)

Büyüme Ve Gelişme

• Yavruların doğum ağırlığı ananın yaşına, kondüsyonuna ve yavru sayısına göre değişmekle birlikte ortalama 2.5-3.5 g’ dır.

• Erkek yavrular dişi yavrulardan % 5 daha ağırdır ve bu farklılık ilerde % 10 düzeyine kadar artar.

• İlk gün dışında erkek gerbil yavruların bakımına yardımcı olur.

• Yavru ölüm oranı % 20 civarındadır ve ölümlerin çoğu ilk 5 gün içinde görülür.

Yavru sayısı fazla olan doğumlarda ölümler % 57 düzeyine kadar çıkabilmektedir.

Doğumdaki cinsiyet oranı 1.03’dür ve erkek yavrularda erken dönem ölüm

oranının yüksek olmasından dolayı sütten kesim yaşında cinsiyet oranı 1.0’e düşer.

(70)

• Gerbil yetiştiriciliğinde çevresel koşullarda değişiklik olmazsa ve ana laktasyon sırasında rahatsız edilmezse yeni doğan yavrular ana tarafından yenilmez.

• Yavrular doğumda gelişmemiş olarak doğar.

• 3-7 günlük yaşta kulaklar gelişir ve

• 5-7 günlük yaşlarda kıllar çıkarak vücudu kaplar.

• Göz kapakları 16-20 günlük yaşta açılır.

• Göz kapaklarının açılması ve kesici dişlerin güçlenmesiyle yavrular kemirmeye ve katı yem tüketmeye başlar.

• Gerbil yavruları gelişimlerine bağlı olarak 21-35 günlük yaşlarda sütten kesilebilir.

• Sütten kesim ağırlığının 16-20 g olması tercih edilir.

(71)

ÇEVRE KOŞULLARI

• Gerbillerin barındırıldığı kafesler tek parça ve sert tabanlı olmalıdır ve kafesler kemirmeye karşı dayanıklı polikarbon gibi malzemeden yapılmalıdır.

• Tabanında kazmaya imkân sağlayan en az 5 cm kalınlığında altlık bulunmalıdır.

• Kafes yüksekliğinin 18 cm olması gerbillerin arka ayakları üstünde durmalarına imkân sağlar.

• Damızlık çift için gerekli taban alanı en az 1200 cm2 olmalı ve 40 g’dan daha hafif olan her bir hayvan için 150 cm2, 40 g’dan daha ağır olan her bir hayvan için de 250 cm2 taban alanı

ayrılmalıdır.

• Kafeslerde yuvaya ulaşan bir tünelin olması onların doğal davranışlarını göstermelerine yardımcı

olur. Uzunluğu 15-20 cm ve çapı 5 cm olan bir tünelin açıldığı 13 cm X 13 cm X 13 cm ölçülerine

sahip yuva kutusu gerbiller için idealdir.

(72)

• Moğol gerbilinin çevre koşullarına adaptasyonu diğer

kemirgenlere göre daha yüksektir. Gerbiller kurak bölgelerden köken aldıkları için çok değişken sıcaklıkları tolere edebilir.

• Gerbil yavruları 12 günlük yaştan önce ısı dengesini sağlayamaz.

• Sıcaklık 20-24 C

• Ortamdaki nemin diğer laboratuvar hayvanlarına göre daha düşük (% 35-55) olması önerilmektedir.

• Yüksek nemde gerbillerde harder bezinin aktivasyonundan

dolayı kıllarda keçeleşme ve kabarma oluşur. Bu salgı normalde

gerbilin kıllarını düzeltmesi sırasında tüm vücut örtüsüne yayılır

ve buharlaşarak vücudun serin tutulmasını sağlar. Ortamdaki

nem yükselirse bu madde kıl örtüsünden buharlaşamayacağı

için kürkte kalır ve keçeleşmeye neden olur.

(73)

• Gün içerisinde 12 saat aydınlık ve 12 saat karanlık süre uygulanır.

• havalandırma hızı sürü yoğunluğuna göre saatte 8-10 veya 15-20 kez değişmelidir

• Gerbiller gün boyunca diğer kemirgenlere göre daha az idrar yaptıkları için kafes temizliği hayvan sayısına bağlı olarak 2 haftada bir yapılabilir.

• Eğer kafeste laktasyon döneminde olan bir dişi varsa bu kafeslerin temizliği daha dikkatli bir şekilde yapılmalıdır.

Su ve yem adlibitum olarak verilir.

(74)

HAMSTER

• Çalışmalarda en çok Suriye hamsteri kullanılmaktadır. Biyomedikal çalışmalarda kullanılan hamster sayısı çok azdır.

• Kullanılanların çoğu outbred sürülerdir.

• İnbred sürüler ise epilepsi, kas distrofisi ve kalp yetmezliği çalışmalarında hayvan modeli olarak kullanılmaktadır.

• Hamsterler davranış, doku uyuşum ve genetik çalışmalarında, paraziter, viral ve bakteriyel hastalıklarda ve kış uykusuna yatmaları nedeniyle

hipoterminin vücuda olan etkilerinin araştırılmasında laboratuvar hayvanı olarak kullanılmaktadır.

• Ayrıca Suriye hamsterlerin molar diş yapısı insan diş yapısına çok benzediği için diş çalışmalarında model hayvandır.

• Çin hamsteri ise şeker hastalığı ile ilgili çalışmalarda tercih edilmektedir.

(75)

Anatomik Ve Fizyolojik Özellikleri

• Hamsterler geniş kafalı, tıknaz vücutlu, kısa ve kalın kuyruklu hayvanlardır.

• Yanaklarında omuzlarına kadar uzanan ve genişleyebilen keseler vardır. Bu keselerde herhangi bir salgı bezi yoktur ve keseleri besin maddelerini depolamak veya yavrularını taşımak için kullanırlar.

• Ağızlarında toplam 16 diş vardır. Her çenede diş formülü 3-0-0-2-0-0-3 (soldan sağa doğru sırasıyla molar-premolar-canin-insisiv-canin-premolar-molar dişler) şeklindedir.

• Hamsterlerde idrar pH’sı 8 civarındadır ve bulanık bir görünümdedir.

• Laboratuvar koşullarında yaşam süresi 1- 3 yıldır.

• Avrupa, Çin ve Suriye hamsterleri bulunmaktadır ve özellikleri farklıdır.

(76)

• Avrupa hamsterinin boyu 34 cm kuyruk uzunluğu ise 6 cm’dir. Ergin canlı ağırlıkları 500 g’dır. Vücut örtüsü beyazdan siyaha kadar çok değişik renklerde olabilir.

Kuyrukta kıl yoktur.

• Çin hamsterinin vücut örtüsü gri renktedir ve sırt üzerinde beyaz bir çizgi vardır.

Çok yaygın olarak kullanılmamaktadır.

• Suriye (Golden) hamsterinin boyu 15-20 cm kuyruk uzunluğu ise 1.5 cm’dir. Ergin

canlı ağırlık dişilerde 95-150 g, erkeklerde ise 85-130 g’dır. Vücut örtüsü altın sarısı

rengindedir. Laboratuvar hayvanı olarak Avrupa ve Çin hamsterine göre daha çok

tercih edilir.

(77)

Büyüme ve Gelişme

• Yavrular kısa gebelik süresine bağlı olarak gelişmemiş olarak doğar.

• Göz kapakları kapalı, kulakları gelişmemiş ve kıllar çıkmamış halledir.

• Doğum ağırlığı yavru sayısına, ananın kondüsyonuna ve ananın yaşına göre değişmekle birlikte ortalama 2 g’dır.

• Kulaklar 4 günlük yaşta gelişir,

• 7 günlük yaşta kıllar çıkar ve

• 7-10 günlük yaşta katı gıdaları tüketmeye başlarlar.

• Göz kapakları 14-16 günlük yaşta açılır.

• Sütten kesim yaşı 21 gün ve sütten kesim ağırlığı 30-40 g’dır.

• Yavrular 32-42 günlük yaşta pubertaya ulaşır. Su ve yem adlibitum olarak verilir.

(78)

ÇEVRE KOŞULLARI

• Hamsterler tek parça ve sert zeminli kafeslerde barındırılmalıdır.

• Suriye hamsterleri kazıcı ve yuva yapma özelliğinde olduğu için kafes içinde mutlaka altlık bulundurulmalıdır

• Kafes yüksekliği 14 cm olmalıdır.

(79)

Hamster için gerekli kafes koşulları

(80)

• Ortamdaki ses seviyesi 85 dB’i geçmemelidir.

• 20-24 0C sıcaklık ve % 45-65 nispi nem hamsterler için idealdir (Tablo 2).

• Hamsterler sıcak bölgelerden köken aldıkları için sıcağa toleransları yüksektir.

• Sıcaklık 5

0

C’nin altına düştüğünde kış uykusuna yatarlar.

• Hava değişim hızı sürü yoğunluğuna ve çevre sıcaklığına bağlı olarak saatte 8-10 veya15-20 devir olmalıdır.

• Gün boyunca 12 saat aydınlık süre uygulanmalıdır.

(81)

TAVŞAN

• Üst çenedeki kesici dişlerin 2 çift olması nedeniyle rodentlerden ayrılır.

• Antiserum üretimi, biyolojik etkinliği olan maddelerin

ölçümlendirilmesinde, göz ve deri irritasyon testlerinde, damar sertliği ile ilgili çalışmalarda kullanılır.

• Kuyrukları küçük ve uzun kıllarla örtülüdür.

• Ön ve arka ayaklarında beşer parmak vardır.

• Ayaklarının tabanı kıllarla örtülüdür.

• Kulakları uzundur.

• İşitme ve koku duyusu iyi gelişmiştir.

(82)

• Dişiler erkeklerden daha ağırdır.

• Meraklı ve aktif hayvanlardır.

• Arka ayaklarla yere vurma tavşanlarda genel bir alarm durumudur.

• 4 çift meme bezi vardır

• Herbivordurlar.

• Kanibalizm kemirgenlerde olduğu kadar yaygın değildir.

(83)

Kafesler

• Tavşanlar tabanı tel örgü, paslanmaz çelik yada

plastik kafeslerde barındırılabilir.

• Her iki kafes tipinde de altlık kullanılmaz.

• Düz zeminli kafesler bacak gelişim

problemlerine yol

açabilir

(84)

• Tel örgü tabanlı kafeslerde altlık kullanılmaz.

• Eğer tabanı tek parça olan kafesler kullanılıyorsa bu kafeslerde ve özellikle damızlık hayvanların tutulduğu kafeslerde altlık malzemesi bulunabilir.

• Yer bölmeleri kullanıyorsak duvarları en az 50 cm yüksekliğinde

olmalıdır ve yere mutlaka altlık malzemesi serilmelidir.

(85)

Çevre koşulları

• Sıcaklık 15-21 ˚C

• Nem en az % 45

• Ortamdaki hava sürü yoğunluğuna bağlı olarak saatte 8-10 veya15-20 kez değişmelidir.

• Diğer laboratuvar hayvanlarında olduğu gibi ışığın tavşanların döl verimi ve büyüme performansları üzerinde önemli etkileri vardır.

• Tavşanlar için önerilen fotoperiyod 12 saat aydınlık 12 saat karanlıktır.

• Tavşanlar gürültüye diğer laboratuvar hayvanlarına göre daha az duyarlıdırlar.

Fakat ani hareketlerden kaçınılmalıdır.

(86)

Tavşan için gerekli kafes koşulları

10 haftalıktan büyük tavşanlar

(87)

Dişi tavşan ve yuva kutusu

(88)

10 haftalıktan küçük tavşanlar

Referanslar

Benzer Belgeler

• Bu nedenle serada yetiştirilen sebzelerin yüksek fiyatla ve çabuk satılması için büyük tüketim merkezlerine yakın olması

Sağım öncesi meme başlarından alınanan ilk süt mikroorganizma bakımından zengin olduğu için asıl süte karıştırılmamalıdır... Sağım

a) Yağ fazının durumu: önceki bölümlerde açıklandığı gibi, yayıklamanın gerçekleşebilmesi için kristal ve likit fazlar arasından bir denge bulunmalıdır. Kristal

Dolomit vejetasyonu (CaMg(CO3)2) kalsiyum karbonatın ve magnezyum karbonatın bir karışım kristali olup kalsiyum karbonat ve magnezyum karbonat olarak güç

4-KİMYASAL FAKTÖRLER Sonuç olarak, çayır-mera toprağında yeterince su bulunduğu taktirde, toprak karakteri verim üzerinde çok az etki göstermektedir. Bununla

_ile Yetinmek, Yakalama 'o*urınİu ise şartları oluştug"u takdirde tufuklama kararı vermek_ görevinin Asliye Ceza Mahkemesine ait oldug-u ve"Asliye

3.4 A aralıklarla tekrarlayan yapıların varlığını doğrulamış ve DNA’nın bir çeşit sarmal yapıda olduğunu daha saf örnekler kullanarak gösterebilmiştir....

Çalışma neticesinde elde edilen veriler dikkate alındığında, kuta- nöz ve visseral leishmaniasis ile ilişkili olarak gerçekleştirilebilecek ve model olabilecek