• Sonuç bulunamadı

"yard"›n, Ortaça¤’da kral›n bel ölçüsü esas al›narak belirlendi¤i- nin fark›nda de¤ildim. Tabii bu tip bir standart, beraberinde önemli sorunlar getirebilir; örne-

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share ""yard"›n, Ortaça¤’da kral›n bel ölçüsü esas al›narak belirlendi¤i- nin fark›nda de¤ildim. Tabii bu tip bir standart, beraberinde önemli sorunlar getirebilir; örne-"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Herhangi bir fleyi ölçmek, biçmek veya tartmak için birim- ler üretmek belki ma¤ara devrin- de bile söz konusuydu. O zaman- lar kaç mastodon kemi¤ine kaç deri flapka al›nd›¤›n› bilmiyoruz ama, flimdi bile kullan›lan ‹ngiliz uzunluk ölçüsü "foot"un kral›n ayak uzunlu¤una eflit oldu¤unu tarih kitaplar› yaz›yor. Britanni- ca ansiklopedisinin ‹ngilizce ver- siyonunda birimlerle ilgili yaz›y›

okuyuncaya kadar, do¤rusu ben yine bir uzunluk ölçüsü olan

"yard"›n, Ortaça¤’da kral›n bel ölçüsü esas al›narak belirlendi¤i- nin fark›nda de¤ildim. Tabii bu tip bir standart, beraberinde önemli sorunlar getirebilir; örne-

¤in bir yang›n sonras› kral›n öl- çülerinin yok olmas›n›. Kral tek- rar ölçülmeye raz› olabilir ve ayak ölçümlerinde bir sorun ya- flanmayabilir ama ya beli ilk öl- çüldü¤ü zaman haflmetmahap daha kahvalt› etmemiflse ve yan- g›ndan sonra al›nan ölçü kral›n iki tabak kapuskay› iki büyük bi- ra eflli¤inde mideye indirdikten sonra al›nm›fl olursa? O zaman kapuska olay›ndan önce kumafl satan esnaf, sonradan satanlara göre çok daha avantajl› bir du- rumda olmaz m›?

Bizde yak›n zamanlara kadar kullan›lan "arfl›n", dirsekten uzun parma¤›n ucuna kadar olan mesafe olarak birimlendiril- mifl; ama bu standart için hangi padiflah veya vezirin ölçülerinin

esas al›nd›¤› hakk›nda bir bilgi- miz yok. Kapuska faktörünü gö- zönünde tutarsak, kol uzunlu¤u- na dayanan bir ölçünün bel ölçü- süne göre çok daha güvenli ol- mas› gerekti¤i düflünülse de, Os- manl› döneminde arfl›n önemli sorunlara neden olmufl. Çarfl›da- ki esnaf›n kulland›¤› arfl›n, flimdi- ki "metre"nin tam % 68’ine efl- de¤erken, mimar ve inflaatç›lar›n kulland›klar› arfl›n, metrenin % 76's› kadarm›fl. Sanata oldu¤u kadar bilime de çok önem veren III. Selim bu kargaflaya bir son vermek için abanoz a¤ac›ndan bir arfl›n yapt›rm›fl ve herkesin uymas› gerekti¤i bu standard›, zaman›n mühendislik okulunun kütüphanesine koydurt- mufl. 1931 y›l›nda ülkemizde de arfl›n, okka, dirhem gibi ölçüler kald›r›larak metrik sisteme geçil- mifl.

fiimdi kulland›¤›m›z metrenin de ilginç bir geçmifli var. Frans›z Bilimler Akademisi, 1791 y›l›nda, bir metreyi Paris’ten geçen merid-

yen dairesinin Kuzey Kutup noktas› ile Ekvator aras›n- daki uzunlu¤unun 1/10 000 000’u olarak tan›mlan- m›fl. Bu standarda ulaflmak için Frans›zlar tam 6 y›l öl- çüm yapm›fllar ve her al›flve- riflte 6 y›l ölçüm yapmak pratik bir yol olmad›¤› için, yukar›da verilen uzunlu¤a eflde¤er uzunlukta, platin- den yap›lan bir model müze- ye konulmufl. 1960 y›l›nda uluslararas› bir kurulufl, bir metreyi kripton-86 atomu tayf›ndaki turuncu-k›rm›z› çizginin dal- gaboyunun 1 650763. 73 kat› olarak ta- n›mlam›fl. Her ne hikmetse, bu ölçü de yeteri kadar kesin görülmeyerek 1984 y›l›nda bir metre, ›fl›¤›n bofllukta 1/299.792.458 saniyede ald›¤› yol ola- rak belirlenmifl. Saniye nedir diye akl›- n›za bir soru gelirse onu da hemen ta- n›mlayal›m: bir saniye, sezyum-133 ato- munun taban durumundaki iki afl›r› ince düzeyi aras›ndaki elektron geçifline kar- fl›l›k gelen ›fl›n›m›n 9.192.631.770 çev- rimlik süresine eflitmifl.

Herneyse, biliminsanlar› aras›nda ne- yin neyle ölçülece¤i, hangi ölçe¤in hangi ölçe¤in ne kadar›na eflde¤er oldu¤u hak- k›nda fikir birli¤i oluflmufl ama befleri bi- limler, edebiyat ve sanat dallar›nda bi- rim üretmek pek rastlad›¤›m›z bir olay de¤il. Ama geçenlerde Prof. Frederic Raphael’in London Times’›n edebiyat dergisinde yay›nlanan bir makalesinde, 14. yüzy›lda ‹ngiltere'de Oxford Calcu- lators (hesapc›lar) diye bilinen bir grup akademisyenin delicesine birim S a r g u n A . T o n t

Birimler...

Yaflam

104May›s 2001 B‹L‹MveTEKN‹K

(2)

ürettikleri, önce "h›z" gibi kavramlar›n bilimsel tan›t›m›n› yapt›ktan sonra h›zla- r›n› alamayarak günah ve sevap gibi kav- ramlar› bile ölçmeye kalkt›klar› yaz›yor- du. Yani bu konuda bir bafllang›ç yap›l- m›fl ama sonu getirilememifl. Günah ve sevab›n ölçülebilece¤inden emin de¤iliz;

ama temel bilimlerin d›fl›ndaki konularda da ölçümler yap›labilse, birimler olufltu- rulsa ifller ne kadar kolaylafl›rd›. Örne-

¤in, bir k›skançl›k birimi ("KIS") olsayd›

boflanma davalar› çok daha kolay karara ba¤lanabilirdi. Bir KIS = normal kalp at›fl› x 3.9 / beyinde nöron azalmas› x 0.25666667, gibi. Veya Trafik Sendro- mu Birimi TSB = tansiyon x eve geç kal- ma (saat) x 35 (korna say›s›) / 12 (sa¤- dan sollayan araba say›s›), gibi. Belki de tan›mlanmas› en kolay› olan Aflk Birimi (AB) olacakt›. fiöyle bir tan›mlama man- t›ksal geliyor. AB = uykusuz gece say›s›

x aynaya bakarak harcanan vakit x hiç bir mant›¤a uymayan hareketlerin say›- s› x (yazd›¤›n›z fliir say›s› / çöp kutu- suna att›¤›n›z fliir say›s›) x telefon fa- turas› x unutkanl›k x her ne kadar mant›¤a uygun görünse de yap›lan mant›ks›z hareket say›s›.

Maalesef befleri bilimlere son göz att›¤›m›zda b›rak›n birim oluflturmay›, ana kavram- lar›n ne oldu¤u hakk›n- da bile fikir birli¤i sa¤- lanm›fl de¤il. Örne¤in, antropolojide insan kültürü denince akla o toplumun inançlar›, sanat› ve her türlü entellektüel etkinliklerinden olu- flan bir bütün akla gelir. Ama Kro- eber ve Clyde Cluckholm adl› ant- ropologlar, "Kültür" adl› kitaplar›nda bu kavram›n tam 164 tan›m› oldu¤unu yaz›yorlar. Acaba bu bir kavram rekoru mudur diye bafl›n›z› kafl›yorsan›z biraz beklemeniz gerekecek; edebiyat ve kültür tarihçilerinin "romantik" kavram› için yapt›klar› tan›mlar›n say›s› bu rakam› göl- gede b›rakabilir. Akl›n›za flöyle bir sahne getirin: 3 gündür trafl olmam›fl, atleti gö- be¤inin ancak yar›s›n› kapayabilmifl, a¤- z›nda dikeye 30 de-

rece yatm›fl bir si- gara, as›k suratl›

bir bey masada gazete okuyor.

Karfl›s›nda saçlar›

ondüle maflalar›na esir düflmüfl, mak- yaj› sanki felçli bir

inflaat iflcisinin malas›yla at›lm›fl bir ba- yan. Buna karfl›l›k deniz kenar›nda el ele tutuflmufl, güneflin bat›fl›n› seyreden iki genç âfl›k. fiimdi sizlere bu çiftlerin han- gisi romantik diye sorsam do¤ru yan›t vermekte zorlanmazs›n›z. Do¤a sevgisi romantiklerin bir özelli¤i oldu¤u için ve böyle bir yaklafl›m›n do¤ayla daha uyum- lu bir yaflam için gerekti¤ine inanan bir ekolog olarak bu konuda biraz araflt›rma yapt›m. Ama size yukar›da verdi¤im iki sahnenin akla getirdi¤inin ötesinde pek fazla bir fley ö¤renemedim. Avrupa’da 18. yüzy›l›n sonlar›ndan bafllayarak 19.

yüzy›l›n ortalar›na kadar devam eden bir çeflit yeni hareketlilik, belki de bir devrim var ama bu hareketin neleri içerdi¤i, kimlerin dahil edilip edilme- yece¤i hakk›nda fikir birli¤i yok. Ro- mantizmi, kimisi klasisizme, ki- misi bilimcilerin bafl›n› çekti-

¤i Ayd›nl›k Ça¤’a, kimisi devlet otoritesine karfl›

bafllayan bir ak›m olarak görüyor. Bu konuda yaz›l- m›fl bir kitap ‹ngiliz flairle- ri Wordsworth ve Col-

leridge’i listenin ba- fl›na koyarken onlar kendilerini romantik sayma-

m›fllar bile. Ama hemen hemen herkesin hemfikir oldu¤u bir fley varsa o da romantiklerin mant›k ka- dar duygusall›¤a da önem verdikleridir. Ama bu kadar k›- sa bir tan›t›m da koskoca bir toplumsal harekete hakk›n› vere- miyor.

Gördü¤ünüz gibi sosyal bilimler- de ve sanatta tan›mlar yapmak, stan- dartlar belirlemek temel bilimdekiler kadar kolay de¤il. Ama o sahada da ba- z› ilginç tan›mlamalar ve yaklafl›mlar yok de¤il. Kitap veya film olsun, bir sanat ese- rinin pornografik olup olmad›¤›n›n tesbi- ti, o eserin sahibini bazen yarg› önüne ç›- karabilecek kadar ciddi bir olayd›r. Bu gi- bi durumlarda yarg›ç, genellikle sanat dünyas›nda isim yapm›fl sayg›n kiflilerin görüflüne baflvurur.

Ama ad›n› an›m- samad›¤›m bir yarg›ç buna bile gerek görmüyor- mufl: "Pornografi- yi size tarif ede- mem ama, görün- ce hemen tan›-

r›m". Benim an›msad›¤›m kadar›yla Bat›

ülkelerinde bu çeflit davalar genellikle film ve kitaplarla ilgilidir. (Bu arada he- men kitab›n da resmî tan›mlamas›n› yapa- l›m: En az›ndan 19 sayfa bas›lm›fl metin.

Buna kapaklar dahil de¤il.) Ben bir fliir için davaya gidildi¤ini an›msam›yorum ama "fliir nedir?" sorusu birçok kifli gibi benim de üzerinde kafa yordu¤um bir ko- nu. (Tabii hiciv flairi Nefi’nin padiflaha ha- karetten dolay› mahkemeye ç›kmadan boynunun vuruldu¤u gerçe¤ini bu katego- riye katm›yoruz) Bildi¤iniz gibi, fliirin ve- zinlisi var, vezinsizi var; Japonlar›n hayku- su gibi 3 sat›r olanlar› var; Collerid- ge’in "Rhyme of the Ancient Mari- ner" gibi bir kitap uzunlu¤unda olanlar› var. Sayfaya bakt›-

¤›n›zda resmi geçit yapan bir müfreze gibi derli toplu görünen fliirler oldu¤u gi- bi, m›sralar›, rotas›n› fla- fl›rm›fl bir kufl sürüsü rotas›na benzeyen fliir- ler de var. Ama flair Robert Frost, en kat›

biliminsan›n›n bile be-

¤enisini alabilecek kadar dahiyane bir fliir tan›mlamas›

yapm›fl. Bir eserin fliir oldu¤unu anlamak için onu düz bir metin olarak ya- z›n, ikisinin aras›ndaki fark "fliirselli¤e"

eflittir. fiimdi bu formülü Cenap fiehabet- tin’in bir k›tas›na uygulayal›m:

Seni zambak gibi gördükce aç›k pencerede Gül açar baht›m›n evvelki hazanl›k korusu Genç eder ufkumu hülyalar›m›n genç kokusu;

Sorar›m ak saç›m›n örttü¤ü y›llar nerede.

fiimdi Frost’un önerisine uyarak bu fli- iri (baflkas› da olabilir) düz bir metin ola- rak yazal›m: "Senin zamba¤a benzer yü- zünü görür görmez afl›k oldum. Ben yafl›- m› bafl›m› alm›fl birisi oldu¤um halde se- nin aflk›n beni gençlefltirdi." fiimdi fliirin ne oldu¤unu anlad›n›z herhalde!

Genç okuyucular›m›z sak›n yaln›fl anla- mas›nlar, bizim befleri bilimler ve sanat›

küçümsemek gibi bir niyetimiz yok; tam aksine, bunlar bilimle birlikte kültür bütü- nünün vazgeçilmez parçalar›d›r. Ama 1959 y›l›nda ‹ngiltere’de yap›lan bir ko- nuflma, bu iki kamp› birbirine düflürdü ve kültür tarihinde efli görülmemifl bir kavga bafllad›- k›yamet koptu demek daha do¤- ru olur. Biz bu yaz›m›zla sizi ring kenar›n- da bir iskemleye oturtmaya çal›flt›k, maç›

gelecek say›da izleyeceksiniz.

105

May›s 2001 B‹L‹MveTEKN‹K

Referanslar

Benzer Belgeler

Konya Otobüs teıTrıİnalinin yakınında Nalçacı caddesinin batısındaki yeni ko-::' nut bölgesi içinde İmar Planında öngörü- len yaya ulaşım arteri üzefittde'

Sultan Ma 1 hmut'un fermanr ile ac;lfan T1phanei Amire ve Cerrahanei Amire'de egitim onceleri yabanclfann c;ogunluk- ta oldugu bir kadro ile verilmekteydi

16/07/2009-11/09/2009 tarihleri aras›nda kulak burun bo¤az, üroloji, ortopedi, kad›n do¤um ve genel cerrahi ameliyathaneri ile endoskopi ünitesinde kullan›lmakta olan

[r]

Verilen alan d¬¸ s¬nda yaz¬lan yaz¬lar cevap olarak puanlamada dikkate al¬nmayacakt¬r.. A¸ sa¼ g¬da verilen (i),(ii) ve (iii) önermelerini

Ayrıca, benzer şekilde Ermeni araştır- malarında bana yol gösteren, sorularımı yanıtlayan ve kaynakların yerini bulma konusunda yardımcı olan Ara Sanjian’a teşekkür ede-

Aram Andonyan, Balkan Savaşı’nı ve savaş ilanıyla sonuçlanan siyasi olayları, çatırdayan imparatorluğun başkentinde yaşamış, bunalımı olayların içinde

Örnek: A = {1,2,3,4} kümesinin üç elemanlı alt kümeleri ile A kümesinin elemanları ile yazılabilecek rakamları farklı üç basamaklı sayıları bulunuz ve