• Sonuç bulunamadı

Tutulması TamGüne ş 1A ğ ustos2008

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Tutulması TamGüne ş 1A ğ ustos2008"

Copied!
4
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Tam Güneş tutulmaları, belirli bir coğrafi noktada çok seyrek, yaklaşık 370 yılda bir gerçekleşir. Eğer bir coğ-rafi noktada ısrar edilmez ve birkaç yüz kilometrelik bir esneklik tanınırsa, tam Güneş tutulmalarının yaşamda bir kez görülebilecek bir olay olduğu söylene-bilir. Bu nedenle 1999 ve 2006'da, yal-nızca yedi yıl arayla iki tam Güneştu-tulmasının Türkiye'den geçmesi büyük bir şanstı. 11 Ağustos 1999'daki tam Güneş tutulmasını ODTÜ Amatör As-tronomi Topluluğu olarak düzenlediği-miz gezide, Kastamonu yakınlarından gözlemiştik. 29 Mart 2006'daki tutul-mayı da 1999 kadrosundaki birçok ki-şiyle birlikte Side'de gözledik.

Ancak buş ansın da bir sınırı vardı doğal olarak. Ülkemizden görülebilecek bir sonraki tam Güneş tutulması 30 Ni-san 2060'ta. Bu yüzden daha çok tu-tulma görmek için oturup beklemek yetmiyor, onların peşinden gitmek ge-rekli. Ne de olsa tam Güneştutulması bünyede bağımlılık yapan bir olay.

29 Mart 2006'dan sonraki ilk tam Güneş tutulması 1 Ağustos 2008 Cuma günü oldu. Aradan geçen 855 günden sonra Ay'ın gölgesi ilk olarak Kana-da'nın kuzeyinde, Nunavut bölgesinde Dünya'nın üzerine düşecekti. Gölge, Kuzey Buz Denizi üzerinde hareket ederken Kuzey Kutbu'na iyice yaklaş-tıktan sonra Norveç'e bağlı Svalbard Adaları’nı sıyırıp güneydoğuya doğru ilerleyecek, Novaya Zemlya Adası’nı ka-rarttıktan sonra da Sibirya'ya yönele-cekti. En uzun tutulmanın da kuzey Si-birya'daki Nadim kentinde, 2 dakika 27 saniye süreceği hesaplanıyordu.

Bundan sonra Ay'ın gölgesi güneye ve doğuya doğru hareket ederken yolu üzerindeki en büyük kent Novosibirsk'i 2 dakika 18 saniye kararttıktan sonra Altay Dağları'nı da bir çırpıda geçip Mo-ğolistan-Çin sınırını izleyerek Çin'deki Xian kenti yakınlarında yeryüzünü terk edecekti. Türkiye ile birlikte Avrupa ve Asya'nın büyük bölümünde de parçalı tutulma olacaktı.

Birçoğu ulaşılması zor tutulma şe-ridindeki yerler arasından en uygun ha-va ve gözlem koşullarının Novosi-birsk'te olacağını düşünüyordum ve orayı seçtim. Sky & Telescope dergisi-nin TravelQuest ile birlikte, 30 Tem-muz - 2 Ağustos tarihleri arasında dü-zenlediği tura katıldım.

Novosibirsk, dev Sibirya düzlükleri-nin ortasında, Trans-Sibirya demiryolu-nun Obi ırmağını geçtiği noktada, 19. yüzyıl sonlarında kurulmuş, görece ni bir kent. Bu kısa geçmişe ve her ye-re çok uzak olmasına karşın 1 milyon 600 bin kişinin yaşadığı kent bütün Rusya'da 3. büyük kent olma özelliğini taşıyor. Ama hâlâ çok uzak. Ulaşmak için İstanbul'dan Moskova'ya yapılan üç saatlik uçuştan sonra doğuya doğru beş saat daha uçmak gerekiyor. 30 Tem-muz'da başladığım yolculuk, daha No-vosibirsk'e varmadan bir gününü dol-durdu; oraya ancak 31 Temmuz sabahı yerel saatle 06:30'da ulaşabildim. Yerel saat, Türkiye saatinden 4 saat ileri.

BiLiMveTEKNiK38 Eylül 2008

1 Ağustos 2008

Tam Güneş

Tutulması

(2)

BiLiMveTEKNiK Eylül 2008 39

Sibirya denince akla ilk gelen her-halde kar, buz ve soğuktur. Ancak ya-zın durum farklı, sabahın erken saatle-ri olmasına rağmen ilk izlenimim hava-nın aşırı sıcak oluşu. Gökyüzü de par-çalı bulutlu, tutulma için çok da uygun değil. Neyse ki tam tutulmaya daha 1,5 gün var.

Novosibirsk en yakın denize 2500 km uzakta olduğundan aşırı karasal ik-lim hüküm sürüyor. Çok yağışlı olma-yan, uzun ve dondurucu kıştan sonra kısa süren ilkbahar, yaz ve yine kısa bir sonbahar görülüyor. İki ay kadar süren yaz sıcak geçiyor, 20-30 derecelik gün-düz sıcaklıkları ve 12-20 derecelik ge-ce sıcaklıkları normal sayılıyor. Bura-daki iklimin başka bir özelliği de üst at-mosferdeki jet akımlarıyla çok hızlı ha-reket eden bulutlar. Burada hava tah-mininde bulunmak biraz zor, hem de tutulma için hassas bir tahmine gerek duyulurken.

Günün büyük bölümü kent turuyla geçti. Novosibirsk çok yüksek olmayan binaları, geniş caddeleri ve 20 km’lik bir metro ağı olan modern bir kent. Ol-dukça düz olan kenti ikiye bölen Obi Irmağı’nın üzerine kurulu baraj, zaten geniş olan ırmağı devasa gösteren bü-yük bir göl oluşmasını sağlamış. Nere-deyse Marmara Denizi’nin yarısı kadar. Zaten göle de "Ob' Denizi" deniyor. Üzerinde gezi tekneleri dolaşan, insan-ların serinlemek için sahilinde yüzdü-ğü büyük bir göl. Ama "deniz"e düşün-düğümden daha çok benzediğini gör-mek için ertesi günü beklemem gerek-tiğini daha bilmiyordum elbette.

Ob' Denizi'nde kısa bir tekne tu-rundan sonra Novosibirsk'in içinde te-leskop ve başka birçok optik malzeme üreten bir fabrikayı ziyaret ediyoruz. Ve sürpriz, sergi salonunda 1993-1997 ara-sı kullandığım ilk teleskopun aynıara-sın- aynısın-dan bir tane duruyor olması. 80 mm'lik sağlam, oturaklı ama çok kolay taşınan bir aynalı teleskop. Ben "Bu benim ilk teleskopumdan," deyince görevli "Bizim de!" diye karşılık verdi. 1905'ten beri Rus ordusuna optik malzeme üreten şir-ketin ilk "sivil" üretimi bu teleskopmuş. Ama modeller 1992'deki bu ilk üretim-den sonra büyümüş ve çeşitlenmiş; bir-çoğu ihraç ediliyor.

Kullandıkları Rus çalgılarıyla nere-deyse her tür müziği çalabilen Ensam-ble Surprise grubunun konserinden sonra akşam yemeği ve ertesi günle

il-gili bazı sunuşlar vardı. Amatör gökbi-limci ve kuyrukluyıldız avcısı David Levy ve sonra da eşi Wendee Levy iki kısa sunuş yaptı. Sırada en çok merak edilen kişi vardı. NASA'nın çıkardığı Güneş tutulmaları bültenlerini Fred Es-penak ile birlikte hazırlayan Jay An-derson. Güneş tutulmalarıyla ilgili yap-tığı kısa sunuşun ardından en çok me-rak edilen soruyu (“Peki, hava nasıl ola-cak?”) yanıtladı. Jay Anderson, Kana-da'daki Manitoba Üniversitesi'nde çalı-şan bir meteorolog. Zaten NASA bül-tenlerinde yazdığı bölüm de tutulmala-rın izlenebileceği yerlerdeki iklim ve ha-va durumu tahminleri üzerine. 1 Ağus-tos 2008 öğleden sonrası için tahmini

de sabahtan parçalı bulutlu geçecek ha-vanın sonra tümüyle açacağı yönünde.

Tutulma Günü

Bugün o gün: Tutulma günü. 29 Mart 2006 öğleden sonrasından beri 855 gündür geriye saydığım tam Güneş tutulmasına saatler kaldı. Ama grubu-muz o saate kadar boş durmadı tabii.

Sabah kahvaltıdan sonra Novosi-birsk Opera Meydanı'ndaki Sibirya Böl-ge Tarih ve Kültür Müzesi'ni ziyaret et-tik. Başkalarını bilmem ama ben kendi-mi tam olarak sergilere veremedim, bir-kaç saat sonraki olay ve o sıradaki ha-va durumu hep aklımın bir

köşesindey-Tutulmanın aşamalarını canlandıran bu görüntü, parçalı tutulma sırasında 16:45 ile 18:45 saatleri arası çekilen fotoğrafların tam tutulma sırasında çekilen geniş açılı fotoğrafla birleştirilmesiyle oluşturuldu.

Tam tutulma sırasında Güneş’in renkküre ve taç katmanları belirgin hale geliyor.

(3)

BiLiMveTEKNiK40 Eylül 2008

di. Sabah erken saatteki parçalı bulutlu hava yavaş yavaş açıyor, gökyüzünde daha çok mavi görülebiliyordu.

Müze ziyaretinden sonra öğle ye-meğini de aradan çıkarıp güneye doğ-ru yola çıktık. Rusya'nın ünlü trafik tı-kanıklıklarının tutulma turistlerine çok sorun çıkarmaması için önümüzden yo-lu açacağı söylenen askeri ekipleri hiç görmedik ama zaten yol genelde açıktı. Yine de Rus ordusunu yakından gör-mek ilginç olabilirdi tabii.

Gözlem için seçilen yer, Novosi-birsk'in 20 km güneydoğusunda, Aka-demgorodok kasabasının çok yakının-da Ob' Denizi'nin doğu kumsalıydı. Özellikle Sibirya için kumsal ve deniz sözcükleri ilginç gelebilir ama burası her ikisinin de hakkını veriyordu. Yak-laşık 100 m genişliğinde ve görebildi-ğimiz kıyı boyunca uzanan ince, sarım-sı gri kumlu bir sahil ve köpüklü dal-galarıyla çok büyük bir göl. Hatta ya-kınlarda kaydıraklı bir su parkı bile var-dı. Hava sıcak olduğundan Ruslar da sahile akın etmişti. Kar, buz ve dondu-rucu soğuk mu demiştiniz?

Saat 14:30'du ve parçalı tutulmanın başlamasına daha iki saatten çok vardı. Ben de elimdeki malzemeyi yavaş yavaş kurmaya başladım. Gözlem için göl kı-yısına olabildiğince yakın bir noktayı

seçtim. Tutulma sırasında manzaramı kimsenin kapatmasını istemiyordum. Tamam, Güneş ufkun 30 derece üze-rinde olacaktı ama tutulma yalnızca Gü-neş demek değil, genel manzaramı da temiz istiyordum. Bu manzara, sağa ve sola doğru uzanan geniş sahil ve huş ağaçları, tam karşıda batı yönünde bir-kaç kilometre açıktaki küçük bir ada ve oldukça zor seçilen karşı kıyıdan olu-şuyordu.

Teleskopu kurarken batıdan esen güçlü rüzgâr parçalı bulutları büyük bir hızla üzerimizden geçiriyordu. Sa-baha göre de bulutlar artmış gibiydi. Rüzgâr aynı zamanda gölde de etkisini gösteriyordu. Büyük ve köpüklü dalga-lar kumsalı dövüyordu. Hatta su dam-laları ve kum taneleri arada bir bulun-duğum yere kadar ulaşıyordu. Bu yüz-den geç olmadan teleskopu ve makine-leri kıyıdan birkaç metre daha uzaklaş-tırmam gerekti. Neyse ki daha çok za-manım vardı.

Saat 16:00'dan önce teleskopu kur-dum, fotoğraf makinelerini ve odakları-nı ayarladım. 1997'den beri kullandı-ğım 20 cm'lik Meade LX10 Schmidt-Cassegrain teleskopla fotoğraf çekmek için Canon EOS 5D sayısal makine kul-lanıyorum. Sistemin odak uzaklığı 2000 mm olduğu için Güneşfotoğrafa ancak sığıyor. Ayrıca teleskopun üze-rinde 100-400 mm'lik ve 400 mm oda-ğa ayarlı bir telefoto mercek ve ODTÜ Amatör Astronomi Topluluğu'nun ödünç verdiği Canon EOS 400D maki-nesi kurulu. Bu daha geniş taç (koro-na) görüntüleri almaya yarayacak. Bir de ayrı bir üçayak üzerinde eski Canon EOS 300D makinem ve 12 mm'ye ayar-lı 12-24 mm geniş açı mercek ile genel manzarayı çekeceğim.

Bir arada bu kadar üçayak, makine ve büyük bir teleskop kurunca yeterin-ce dikkat çekici oldu. Ama ben işi ga-rantiye alıp, yanımda getirdiğim Türk bayrağını da teleskopun üçayağına bağ-lıyorum. Neyse ki güçlü rüzgâra ve bay-rağa karşın titreme, sallanma yok.İşte

şimdi tamam. Geçen yıl Hawaii’de Mau-na Kea'yı da ziyaret eden bayrak halin-den memnun görünüyor.

Saat 16:41'de parçalı tutulma baş-ladı. Teleskopla bakıldığında Güneş'in sağ üst kenarında küçük bir ısırık gö-rünüyordu. Sık sık geçen parçalı bu-lutlar da bu dakikalarda Güneş'in önünden bütünüyle çekildi ve artık ba-tı yönünde mavi gökyüzünde bulut kal-madı. Bundan sonra her 5 dakikada bir teleskopla ve geniş açı mercekle fotoğ-raf çektim.

Teleskopta bir Güneş filtresi var, ge-niş açıyı kullanırken de elimle tuttu-ğum plastik filtreyle yalnızca görüntü-nün üst bölümünü ve tabii Güneş'i ka-patarak fotoğraf çekiyorum. Çekim ara-larında da çevredeki bazı kişilere teles-kopla ve plastik filtreyle Güneş'i ve önündeki Ay'ı gösteriyorum. Bu arada gruptaki bazı insanlar da benim ve kur-duğum sistemin fotoğrafını çekiyorlar. Birkaçı çevredeki en büyük teleskopun benimki olduğunu da söyledi.İ yi, çün-kü 40 kg malzemeyi ve bunun bagaj masrafını boşuna çekmedim diye düşü-nüyorum.

Saat 17:30 gibi Güneş artık iyice in-ce bir hilâl gibi görünmeye başlamıştı. Çevre az öncesi kadar aydınlık görün-müyordu. Gölgeler de artık daha kes-kindi. Başımın tepesindeki saçların göl-gesi artık seçilebiliyordu. Teleskopun üzerindeki telefoto mercekle fotoğraf çekecek 400D'yi bağlamak için yarı açtım. Kullandığım dizüstü bilgisa-yar, içindeki bir programla bu makine-nin kullanacağı poz ayarlarını kendisi yapacak ve çekecekti. Ne zaman hangi poz ayarını kullanması gerektiğini de önceden hesaplayıp programa girmiş-tim. Önceden yaptığım denemelerde de birkaç hatayı giderip programın ayarla-rı doğru seçip verdiğini görmüştüm.

Ama Murphy'nin ziyaret saati oldu-ğunu bilmiyordum tabii: ‘Bir şey ters gi-debilecekse mutlaka gider’. Program nedense hata veriyor, bir türlü açılmı-yordu. Ben de bilgisayarı pili bitmesin

Ay ve Güneş’in görünür büyüklükleri birbirine çok yakındır. Uygun koşullarda Ay, Güneş’i tam olarak örtebilir.İş te, tam Güneş tutulması buş ekilde olur. Yukarıdaki görüntü, Ay ve Güneş'i karşılaştırmak

Güneşfotoğ rafının tutulma fotoğrafının üzerine yerleştirilmesiyle oluşturuldu.

Parçalı tutulmanın evreleri. Ay, yavaşyava şGüneş ’in önüne geçiyor...

(4)

BiLiMveTEKNiK Eylül 2008 41

diye son ana kadar açmamıştım. Ve tam tutulmanın başlamasına 6 dakika kala elimde çalışmayan bir sistem vardı. Tam tutulmaların en önemli öğütlerinden bi-ri, son anda tamir girişimi yapmamak-tır. Ben de bilgisayar kontrolünden vaz-geçtim. Elle birkaç poz çekmeye zama-nım olabilirdi belki.

Ve son dakikalar hızla geçti. Gü-neş'in hilali iyice inceldi, etraf artan bir hızla kararmaya başladı. Güneş'in so-lunda Venüs ortaya çıktı. Gökyüzü ku-zeybatı yönünde garip ve anlamsız ko-yu bir renk aldı, Ay'ın gölgesi üzerimi-ze doğru hızla yaklaşıyordu. Çevredeki insanlardan da tribün gürültüsü gibi bir uğultu yükselmeye başladı.

Saat 17:43'te, tam tutulmaya bir da-kika kala teleskopun filtresini çıkardım. Güneş'in geri kalan % 0,5’i hâlâ çok parlaktı ama hızla kapanıyordu. Kro-mosfer ve korona da seçilmeye başladı. Ben de makineyle birkaç saniyede bir çekime başladım. Güneş kapandıkça ben de daha sık ve hızlı fotoğraf çek-tim. Güneş'ten geriye kalan birkaç Ba-ily boncuğu teker teker eksildi, iki ta-ne kaldı, sonra tek bir parlak noktacık. Ve tam tutulma... "Üüüüfff!!!" Gü-neş'in sol altında ve sağ üstünde iki püskürme görünüyordu. Taç da sola ve sağa doğru iki ayrı akıntı yapıyor ve ay-rıca sol üste doğru da üçüncü küçük bir yayılma gösteriyordu. Güneş'in 3 de-rece kadar üzerinde de Merkür duru-yor, hem de çok parlak. Fotoğraflar ara-sında 7x50 dürbünle de birkaç saniye bakıyorum, daha önceki iki tutulmada yapmadığım şey. Ama buna değiyor.

Hiçbir fotoğrafın gösteremeyeceği ka-dar ayrıntılı bir görüntü, öyle ki gö-rüntüyü bütünüyle algılamam ve anım-samam olası değil gibi.

Tertemiz gökyüzü alacakaranlık tonlarında ama çok belirgin bir koyu mavi rengi var. Uzaklarda, ufkun üze-rinde, tutulmanın tam olmadığı yerler-deki soluk kırmızımsı bir renk de seçi-liyor. Ay’ın gölgesininş ekli belli belir-siz. Güneş alçakta olduğundan gölge ol-dukça basık bir elips şeklinde. Bu ne-denle, doğu-batı doğrultusunda gölge 250 km genişlikteyken kuzey-güney ge-nişliği yalnızca 130 km. Ben bu man-zaranın resmini geniş açıyla çekerken çokş anslı ve dikkatli birkaç Rus çocuk da teleskoptan tutulmayı izliyor. Dik-katliyi özellikle vurguluyorum çünkü teleskopa dokunarak ayarları bozma-mışlar.

Telefoto mercekle de birkaç fotoğ-raf çekmeye zaman buluyorum ama el-le bastığım için bu resimel-lerin genelde net olmadığını sonradan göreceğim. Te-leskopla da birkaç poz aldıktan sonra yeniden geniş açının başına geçiyorum. Ve o arada kuzeybatı yönündeki aydın-lanma belirginleşmeye başlıyor. Tam tu-tulmanın sonuna az kaldı. Yeniden te-leskopun başındayım. Artık renkküre (kromosfer) görünmeye başlıyor, birkaç saniyem kaldı. Makineyle yine saydır-maya başladım. Ve sanki "Çaaat!" diye iki elmas birden aynı anda ortaya çıkı-yor. Daha önceki iki tutulmam gibi yine çift elması buldum, zenginim. Ve bitti. Saat 17:46. Tam tutulma 2 dakika 18 saniye sürmüş olabilir ama sanki 8

sa-niyede bitmiş gibi geliyor. Tamam, çok şey gördüm, çok fotoğraf da çekmişim ama hemen bitivermese daha iyi ola-caktı.

Beş dakikada bir yaptığım çekimle-ri sürdürdüm ama artık çevrede daha rahat dolaşabiliyordum. Artık stres yok. Bir ara Jay Anderson'un yanına uğru-yorum ve birkaç kelime konuşuyoruz. Sonra "Zamanım doldu," deyip hızla uzaklaşarak fotoğraf çekmek için yeri-me dönüyorum. Kumda hızlı yürürken komik görünmüşümdür herhalde. Son-ra Jay Anderson'un da peşimden geldi-ğini görüyorum. O da birçokları gibi te-leskopumun fotoğrafını çekiyor, sonra da başka biri ikimizle teleskopun ve bayrağın.

Saat 18:45'te parçalı tutulma da so-na erdi. Ben de kurduğumdan çok da-ha hızlı şekilde donanımı topladım ve paketledim. Grupla Novosibirsk'e dö-nüp akşam yemeğini yedikten sonra ne kadar şanslı olduğumuz bir kez daha ortaya çıkıyor,;çünkü hava bulutlanmış! Ertesi gün, 2 Ağustos'ta da çok er-ken kalkıp dönüş yoluna koyuluyoruz. Öğleden önce Moskova'ya ulaşınca gru-bumuz resmen dağılmış oluyor. Neyse ki benim kalan yolum genelde ABD'ye dönecek, grubun öteki üyelerine göre kısa. Tutulma sayacı da yeniden ayar-lanıyor: 355 gün kaldı...

Gelecek yıl 22 Temmuz'da, 21. yüz-yılın en uzun sürecek tam Güneştutul-ması gerçekleşecek. Ay'ın gölgesi Hin-distan, Bangladeş, Nepal, Bhutan, Çin, Doğu Çin Denizi, bazı Japon adaları ve Büyük Okyanus'taki Marshall Adaları ve Kiribati'den geçecek. En uzun tu-tulma da Japonya'nın güneydoğusunda okyanusta 6 dakika 39 saniye sürecek. En kolay ulaşılabilecek kentler, Çin'de-ki Wuhan, Shanghai ve Hangzhou. Tam tutulma her birinde 5 dakikadan uzun görülebilecek; elbette hava açık olursa...

Tunç Tezel

Bu 12 fotoğraflık seri, tam tutulma başlangıcından önceki son 5 saniyede Güneş’in Ay’ın arkasında nasıl kaybolduğunu gösteriyor. “Baily Boncukları” denen ve ışıkkürenin kalan son kısımlarının nedeni

Ay'ın dağları ve vadileri.

Referanslar

Benzer Belgeler

Böylece daha önemli bir kitleye ulaşılıyor ve sosyal medyayı rahatlama alanı olarak görenlerin tercih ettiği haber diline dönüşüyor..

Aslı kahvaltıya geçmeden önce “Bilgi Kitapçığım” defterini açtı ve 4 sene önce erik fidanıyla ilgili yazdığı notlarını buldu.. Sonunda aradığı sayfayı buldu

• Bazı çalışmalarda enürezis şikayeti olan çocuklarda bu mekanizmanın uygun şekilde işlev görmediği, bu çocuklarda idrar kaçırma nedeninin artmış idrar

gelişimsel bozukluk ile seyreden Rett sendromu hastalığı için, klinik öncesi çalışmalarda potansiyel ilaç denemele- rinin gerçekleştirilebileceği, insan fizyolojisine benzer ve

insanların  belleklerinde/zihinlerinde  yatan  bilişim  sisteminde  aranması  gerekir” 43   diyerek  besinsel  alımlarda  ortaya  çıkan  çekincemeleri 

Herşeyden önce ‘Teknolojinin gelişmediği bir dönemde devamlı başkente gidemeyen  taşradaki  ordu  yöneticileri,  İstanbul’daki  merkez  daireleri  ile 

o HemŞire Çağrı panosu aynı anda en az beş çağrıyı öncelik Slrasına göre 4 haneli olarak oda ııuınarası ve Yatak no gösterebilınelidir. Hasta çağrı

TÜRK|YE KAMU HASTANELER| KURUMU izmir Kamu Hastaneleri Birliği Kuzey Genel sekreterliği Buca Seyfi Demirsoy Devlet