• Sonuç bulunamadı

YANILGI Selcan Karataş

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "YANILGI Selcan Karataş"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

56

Ö Y K Ü

TÜRK DİLİ EKİM 2020 Yıl: 69 Sayı: 826

Gitmeden önceki son yarım saatimdi. Evimin önündeki o yüksek taşa oturmuş bekliyordum. Beklemek denemezdi buna aslında. Zih- nimde bir karşılığı yoktu o anın. Duruyordum belki, evet ama bu ka- dar sıradan bir eylem değildi yaşadığım. Durmak denemezdi. Hare- ket hâlinde değildim ondan öncesinde. İzliyordum denebilir miydi?

Belki bu daha yakındı. İzliyordum.

Büyük kavuşmaların başkentiydi bu oturduğum yer. Kaç yüzyıllık vedalar görmüştüm; kaç karanlık gecede yolumu aydınlatan yıldı- zı takip etmiş, kaç gün doğumuna şahitlik etmiştim. Hepsini kirpik uçlarıma sığdırdım: Birisi hariç. İki kaldırım arası süren bir ömrün yarısıydı. Zamanın mükemmel akışında belki de ihtimallerin en gü- zeliydi ve gerçekti. Bir yarım gülüş… İnsanın hafızasında böylesine yer edebilir miydi? Her ayrıntıyı, her sözü, büyük hesaplar soran ve suçlayan her soruyu, sorgulayan bakışları; nedenini, öncesini ve son- rasını unuttuğum ama içine hapsolduğum bir yarım gülüş… Uyku- nun, suçunu itiraf etmesini bekleyen bir polis gibi karşıma dikildiği gecelerin; yorgan altı karanlıklarının ve gece yarısının getirdiği gü- rültülü sessizliğin içine hapsolduğu bir tebessümdü.

Ne valizim vardı yanımda ne de bir sırt çantam. Varacağım yeri bil- miyordum. Bu da her yolu gidilebilir kılıyordu bana. Ne acı. Her yol gidilebilecekse, her ihtimal mümkünse eğer yaşamın bir anlamı var mıydı? Şehrin soğuğu sindikçe sokağıma, hafızam daha hızlı çalışı- yordu. Hiç durmadan, hiç yorulmadan hatırlamaya devam ediyor- dum. Yaşadıklarımın bende kalan yansımalarından ibarettim. İnsan özüne indiğinde daha değerli görmek istiyor kendisini. Değerimi bana kalanların toplamıyla ölçmek, bir an midemi bulandırdı. Bu dü-

YANILGI

Selcan Karataş

(2)

57 ..Selcan Karataş..

EKİM 2020 TÜRK DİLİ şünceden koşar adım uzaklaştım. Elimden gelse kendime sarılırdım. Yapama- dım.

Hayat bir yanılsamadan ibarettir. Hiçbir şeyin kafamda canlandırdığım kadar mükemmel olmadığını gördüğümde anlamalıydım. Büyük hayaller, berabe- rinde büyük hayal kırıklıkları da getiriyordu. Bazen onların altında kalmaktan korkup kaçtığım oldu. Kaçmak, korkaklara mahsus bir eylemdir. Öyleyse ha- yal kurmaktan vazgeçmeli ama bu sefer de hayat tekdüze ve sıradan. Düşünce- lerimin birbirine şiddetle çarptığını hissediyordum. Soğuk arttıkça daha kes- kin ve acı verici oluyordu. Düşünmek, ilk defa böylesine acı çektiriyordu bana.

Bu acı fiziksel sancılarımdan uzak, daha yıkıcı ve yıpratıcıydı.

Bu bir çağrıydı. Çağrılar tek kişilik değildir. Öyleyse kim çağırıyordu beni? Ya- nıma sadece yaşanmışlıkları alacağım, başka bir şeye ihtiyaç duymayacağım bu yolculuk nereyeydi? Ne hissediyordum, buraya oturmadan önce hatırlamı- yorum. Başının ve sonunun belirsiz olduğu bu anı, neredeyse doldurduğum bu yarım saati ve ayağa kalktıktan sonra gidilecek yeri zihnimde oturtamıyor- dum. Yavaşça toparlanıp ayağa kalktım. Saçlarımı geriye atıp rüzgârın tenime değmesine izin verdim. Her dalgasına bir düşünceyi astığım saçlarım şimdi ahenkle omuzlarımdan aşağıda dans ediyorlardı. Gözlerimi kapattım. Yanıl- gı, evet. Hissettiğim, yaşadığım, düşündüğüm tek şey buydu. Bu, koca bir ya- nılgıydı. Kabullenmem için önce kendimle yüzleşmem gerekti. Büyük yanıl- gılar ve büyük hatalar bu denli korkutmamalıydı beni. Ayağa kalkmanın ne olduğunu bilmek için önce düşmek gerekliydi. Büyük düşüşlerden sonra daha güçlü geri dönüşlerin, daha kuvvetli adımların geleceğini yaşayarak görme- liydi insan. Bense daha ilk yanılgımda küsmüştüm hayata. Kalemim kırılınca yazmaktan vazgeçmiştim. Oyuncağı kırılan bir çocuk gibiydim. Tamir etmek aklımın ucundan bile geçmiyordu. Sadece elimdeki kırık oyuncakla olduğum yere çöküp küsüyordum.

Şimdi durduğum yerde kök salan bir ağaç gibi kalakalmıştım. Düşüncelerimin ağırlığından yürüyemiyordum. Beni ben yapan ne anılar ne yansımalar ne de kaçışlardı. Ben, yanılgılarımla bendim.

Bir ses. Alarmın titreşimiyle yere düşen telefonum ve açık penceremden içeri giren rüzgâr... Günler, haftalar ve neredeyse aylar sonra uyuduğum en güzel uyku... İlk defa göz kapaklarımın ağırlığını hissetmeden uyandım. Telefonu- mun alarmını kapatıp pencereye yöneldim. Bütün gün susuz kalmışım gibi bütün havayı ciğerlerime çektim. İşte oturduğum o taş, işte o kaldırımlar, işte o sokak… En büyük yanılgı, kendinden kaçmaktır, diyor şimdi kafamdaki o ses. Yeni hayaller kurmaktan, yanlış yapmaktan korkmak… İşte en büyük ya- nılgı budur.

Referanslar

Benzer Belgeler

1800 kg’lık ağırlığıyla çok düşük bir basma basıncına sahip olan City Ranger 3070 hassas alanlarda gezinmek için ideal çözümdür. Eğer tekerleklerin yere basma

Sosyal medya ekiple- rinin bir arada olmasının önemine değinen Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon ise etkinlik hak- kında şu görüşleri paylaş-

Üstün sertlik ve tokluğu bir araya getiren Hardox ® aşınma plakası, en zorlu ortamlarda her türlü ekipman, parça ve yapının servis ömrünü uzatmak için tercih

Hemşireye telefonda saatlerce evde kalması için dil dök- memiş gibi, ilaçlarını alması için Fehmi Bey’e yalvarmamış gibi, mümkünse bu olay evin dışına çıkmasın

2019 yılı İstihdam seferberliği çerçevesinde, özel sektör işverenlerine bir önceki yıl ortalama çalışan sayısına ilave istihdam edecekleri her bir sigortalı için İlave

Hepsinden “daha fazla” ve “daha yakın” olarak planladığımız Nest Bornova; otobanın hemen yanında olma- sının avantajıyla, şehrin kalbinden çok kısa sürede

PREMIUM Yüksek standartları ile sürüş konforu ve zevkinizi en üst seviyede yaşatacak olan Premium donanım, görsel destekli arka park sensörü, Suedia - Kumaş koltuk

Terlik sistemlerine yönelik tüm ihtiyaç ve proseslere özel onlarca farklı çözüm sunan Kimpur, Ar-Ge çalışmaları ile sert ve yumuşak terlik sistemleri için yeni