• Sonuç bulunamadı

Bankanın teminat istemesi üzerine A’nın kuzeni K, “A’nın borcu benim borcumdur” diyerek kişisel bir teminat sağlamayı kabul eder

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "Bankanın teminat istemesi üzerine A’nın kuzeni K, “A’nın borcu benim borcumdur” diyerek kişisel bir teminat sağlamayı kabul eder"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

TC

Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi Borçlar Hukuku Genel Hükümler II

Bütünleme Sınavı 15.6.2016

SINAV SÜRESİ 90 DAKİKADIR. CEVAPLAR OKUNAKLI, KISA VE GEREKÇELİ OLACAKTIR. EK CEVAP KAĞIDI VERİLMEYECEKTİR. TÜKENMEZ KALEM KULLANILACAKTIR. BAŞARILAR DİLERİM…Yard. Doç. Dr. Sevgi Kayak

Olay

Kendisine yazlık bir ev yaptırmak isteyen A, Gökçeada’da aynı paftada bulunan 6 parsellik bir arazinin 3 no’lu parseli üzerinde bulunan bir arsayı, B’den 600 000 TL karşılığında satın alır. Satış bedelinin yarısını peşin olarak ödeyen A’nın, diğer yarısını ise bir ay sonra ödemesi hususunda taraflar anlaşmaya varırlar. A, kalan parayı ödemek için X bankasına kredi başvurusunda bulunur. Bankanın teminat istemesi üzerine A’nın kuzeni K, “A’nın borcu benim borcumdur” diyerek kişisel bir teminat sağlamayı kabul eder. Ancak kredi talebinin onaylanmaması üzerine A, B’ye olan borcunu ödemek için gerekli parayı temin edemez. Vade günü yaklaşan A, B’ye, Y Anonim şirketi bünyesinde sahip olduğu hisse senetlerini, kalan borcu 300 000 TL karşılığında devretmeyi teklif eder; B de bu teklifi kabul eder. Tapu işlemlerinin tamamlanmasının ardından, A, tapu kayıtlarında 3 no’lu parseldeki arsa yerine 4 no’lu parseldeki arsanın kendisine satılmış olduğunu fark eder.

Sorular

1- X Bankasının kredi verirken teminat istemesi olayında; K’nın, “A’nın borcu benim borcumdur” şeklindeki ifadesinden hareket ederek, K’nın iradesinin hangi kişisel teminata yönelmiş olabileceğini ihtimaller çerçevesinde değerlendiriniz.

K’nın iradesinin yönelmiş olabileceği kişisel teminatlardan biri kefalet sözleşmesi olabilir; Kefalet sözleşmesi, borçlunun borcunu ödeyememesinden kişisel olarak sorumlu olmanın üstlenildiği kişisel bir teminat sözleşmesidir. Bu sözleşme alacaklı ile kefil arasında gerçekleştirilir. Eğer borçlu borcunu ödeyemeyecek olursa kefil borcun ödenmemesinden doğan zararları karşılamak durumunda kalır.

Kefalet sözleşmesi feri (bağımlı) bir niteliktedir. Kefilin borcu asıl borcun kaderine tabidir, asıl borç ödendiği ya da herhangi bir sebeple geçersiz olduğu takdirde kefilin borcu da sona erer.

K’nın bu ifadesi üçüncü kişinin fiilini üstlenme de olabilir. Üçüncü kişinin fiilini taahhüt, üçüncü kişinin edimini yerine getirmemesi, halinde alacaklının uğradığı zararın tazmin edileceğinin taahhüt eden tarafından söz verilmesi ile kurulan bir hukuki ilişkidir. Yeni kanunda geçen ifadesi borç üstlenme ile karıştırılmaya müsait olsa da üçüncü kişinin fiilini üstlenme, bir kişisel teminat ilişkisidir.

Zira üçüncü kişinin mevcut veya sonradan kurulacak bir hukuki ilişkiden doğan edimini yerine getirmemesi halinde üstlenen, alacaklının bu sebeple uğradığı zararı tazmin edeceğini söz vererek alacaklıda bir güven uyandırmakta, bir güven borcu altına girmektedir. Üçüncü kişinin söz konusu edimi yerine getirip getirmeyeceği belli olmadığı için bu aynı zamanda edimi üstlenen kişi bir risktir.

Bu sözleşme ile üstlenen, üçüncü kişinin yerine getirmediği edimi bizzat yerine getirmeyi değil, bundan doğan zararı gidermeyi üstlenmektedir. Üçüncü kişinin edimini üstlenme, kefaletten farklı olarak bağımsızdır, asıl borç geçersiz olsa bile üstlenenin borcu geçerli olarak kalmaya devam eder.

Son bir olasılık, borca katılma olabilir K, A’nın borcuna katılmak suretiyle bir kişisel teminat verebilir Borca katılma, asıl borçlunun yanında ikinci bir borçlu olarak yer almak demektir. Borca katılmak isteyen kişi ile alacaklı arasında yapılacak bir anlaşma ile üçüncü kişi asıl borçlunun borcuna katılabilir, borçlunun durumunu ağırlaştırmadıkça onun rızasına gerek yoktur. Borca katılan, asıl

(2)

borçlunun yanında yer almakla alacaklıya, borç ödenmediğinde başvurabileceği ikinci bir malvarlığı imkanı sunulduğu için teminat karakteri vardır. Borca katılma halinde asıl borçlunun borcu sona ermez, asıl borçlunun yanına ikinci bir borçlu ilave olur. Borca katılan ile asıl borçlu müteselsil olarak borçtan sorumlu olurlar.

2- X Bankasının kredi talebini onaylamaması üzerine, geriye kalan borcu için A’nın teklif ettiği hisse senetlerini B’nin kabul etmesini A’nın borcuna olan etkisi bakımından değerlendiriniz. Hukuki sonucu nedir?

İfa uğruna temlik anlamına gelir. A, kalan borcu için bir başkasındaki, Y anonim şirketindeki alacağını teklif etmiştir. Bu durum tarafların aralarında anlaşarak ifa sırasında edimi değiştirmeleri anlamına gelmektedir, zira artık A para yerine bir başkasındaki alacak hakkını teklif etmiştir. Bu durumda B, bu alacak hakkını paraya çevirdikçe, başka deyişle tatmin olduğu ölçüde A’nın borcu sona erecektir. Bu durum ifa yerine değil, ifa uğruna edim olduğunu göstermektedir. Zira bir alacak hakkının devrinin söz verilmesi göstermektedir ki alacak hakkı paraya çevrildiği ve alacaklı tatmin edildiği zaman borcun ortadan kalkması hususunda anlaşmış demektirler. Hisse senetlerinin devri alacağın temliki yoluyla gerçekleştirilecektir. Bu durumda Y anonim şirketinden alacaklı olan A, bu alacağını yazılı olarak B’ye devretmelidir.

3- Eğer B, geriye kalan 300 000 TL’yı artık talep etmeyeceğini A’ya bildirmiş olsaydı, bu hukuken hangi anlamlara gelebilirdi? A’nın borcuna etkisi olur muydu?

Bu hukuken ibra anlamına veya alacak hakkından feragat anlamına gelir. İbra, alacaklının sahip olduğu alacak hakkından vazgeçtiği, borçlunun borcunu affettiği sözleşmesel bir hukuki ilişki olup borçlunun da kabulüne bağlıdır. İbra önceki kanunumuzda düzenlenmiş değildir, ancak yeni kanunumuzda ibraya yer verilmiştir. İbra sözleşmesi herhangi bir şekle tabi değildir. İbra sözleşmesi ile borçlunun borcu ortadan kalkar.

Eğer B’nin bu beyanın A kabul etmez ve taraflar arasında bir ibra sözleşmesi kurulmaz ise B’nin bu beyanı alacak hakkından feragat olarak değerlendirilebilir. Bu durumda borçlu A’nın borcu ortadan kalkmaz, fakat alacaklı alacağı istemek huşundaki talep hakkını kaybeder. Ancak borç halen devam ettiğinden, B’nin bu alacak hakkını başkasına devretmek veya rehnetmek gibi tasarrufi işlemlerde bulunabilmesi mümkündür.

4- A’ya 3 no’lu parseldeki arsa yerine 4 no’lu parseldeki arsanın devredilmiş olması olayında, B borcunu ifa etmiş olarak kabul edilebilir mi? Neden? Bu durumda A’nın sahip olduğu talep hakları nelerdir? Açıklayınız.

Bu durumda aliud, borç konusu olan şeyin yerine başka bir şeyin teslimi söz konusudur. Bu durumda ifa yokluğu anlamına gelir. İfa yokluğu ise modern doktrinde, aynı zamanda temerrüt anlamına geleceği için A’nın temerrütten doğan hakları söz konusudur. Buna göre ifa zamanında yapılmamış olacağı için A, B’ye karşı asıl borcun ifasını ve ifanın yerine getirilmemesinden doğan zararını talep edebileceği gibi aynen ifadan vazgeçerek olumsuz zararlarını da isteyebilir. A, diğer bir seçenek olarak karşılıklı borç doğuran sözleşmelerde sözleşmeden dönebilir ve olumsuz zararlarını (sözleşmenin kurulmasına olan güvenden doğan mesela tapu masrafları gibi) zararlarını talep edebilir. Sözleşmeden dönme seçeneğini kullanırsa, taraflar aldıkları edimleri birbirlerine iade etmek zorunda kalacakları için, A; arsayı B’ye devretmek, B de ödenen parayı ve kendisine temlik edilmiş olan hisse seneleri alacağını temlik etmek zorundadır. Zira hukukumuzda dönmenin ayni etkisi yoktur.

Referanslar

Benzer Belgeler

Ancak İstanbul’da varılan bu uzlaşmanın bozulması uzun sürmedi. Kont Zamoyski Londra’dayken Prens Witold’dan şifreli bir mektup aldı: “Bulwer her şeyi

Kadın, onları p olise ihbar edip etm em ek k onusun­. da

Dışsalcılık açısından şansı engellemek için bilginin üçüncü koşulu olarak gerekçelendirmeyi aynen bırakmak (Quine ve Rorty gibi radikal dışsalcılar hariç) ve

 50 ve üstü yaşlardaki tüm sigortalıların yaptırdıkları kolonoskopiye ait giderleri, Şirketimiz’in kolonoskopi için anlaşma yaptığı kurumlarda yaptırmaları şartıyla,

[r]

Oğuz Atalay, İstanbul Aydın Üniversitesi Hukuk Fakültesi Medeni Usul ve İcra İflas Hukuku Anabilim Dalı.. Yargıtay Kararları Işığında Taşınmaz Rehninin Paraya

[Yarg. 515 “…davalı, savcılıkta alınan ifadesinde bononun teminat olarak alındığını, davacının taksime ilişkin üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediğinden

İngiltere, Türkiye’nin kendi yanında savaşa katılması durumunda her türlü yardımı yapmaya hazır olduğunu belirtti. Yunanistan’ın Almanlarca işgali ve