Aylık sanal ortamda yayınlanan e-dergidir 15 Temmuz 2020 / Sayı: 156
ESKİŞEHİR SANAT DERNEĞİ Adına Sahibi: Şehabeddin Tosuner Yazı İşleri Müdürü: GüngörKibaroğ-
lu
Genel Sanat ve Yayın Yönetmeni:
Şehabeddin Tosuner
Yayın Kurulu: Şehabeddin Tosuner, Ay- han Oskaylar, Nilüfer Sezer,
Yayın Hazırlama:Eskişehir Sanat Derneği Yönetim Yeri: İstiklal Mah. Şair Fuzuli Cad. No:28/2 Odunpazarı—/Eskişehir Tel: 0 222 2302557 GSM: 05353238363
e-posta:
esk.sanatdernegi@gmail.com www.eskisehirsanatdernegi.org
Eskişehir Sanat dergisi Basın-Yayın yasalarına uyar
Yayınlanan yazı ve eserlerden sahiple- ri sorumludur.
Kaynak gösterilerek yazılardan alıntı yapılabilinir.
ESKİŞEHİR’İN
4. Yücel Saraçoğlu Aşk Şiirleri Yarışması
Eskişehir Sanat Derneği’nin ulusal düzeyde, geleneksel ola- rak Şair Yücel Saraçoğlu adına düzenlediği 4. Yücel Sara- çoğlu Aşk Şiirleri Yarışması’nı corona 19 salgını nedeniyle sadece Eskişehir şehir merkezinde yaşayan şairler arasında düzenlemiştir.
Yarışma sadece Aşk Şiirlerini kapsamaktadır.
Her katılımcı bir şiiri ile katılabilir.
Şiirler esk.sanatdernegi@gmail.com adresine mail üzerin- den gönderilecektir.
Şiirler 12 punto olarak, bir sayfayı geçmeyecektir.
Gönderilen şiirlerin en üstüne “4.Yücel Saraçoğlu Şiir Ya- rışmasına” yazılacaktır.
Son katılma tarihi: 10 Ağustos 2020’dir
Yarışma sonuçu: 29 Ağustos 2020 tarihinde Eskişehir Sa- nat Derneği Şiir Grubu’nda açıklanacaktır.
Ödüller: 5 şiire geleneksel olarak verilen Yücel Saraçoğlu plaketi verilecektir.
2.Kral Midas Öykü Yarışması
Eskişehir Sanat Derneği Eskişehir’de öykü yazarlığının yaygınlaşması ve gelişmesine ortam yaratmak amacıyla dü- zenlediği 2.Kral Midas Yarışması’nı corona 19 salgını ne- deniyle sadece Eskişehir şehir merkezinde yaşayan öykü yazanlar arasında düzenlemiştir.
Yarışmanın konusu serbesttir.
Her katılımcı bir öykü ile katılabilir.
Öyküler esk.sanatdernegi@gmail.com adresine mail üzerin- den gönderilecektir.
Öyküler 12 punto olarak, iki sayfayı geçmeyecektir.
Gönderilen öykülerin en üstüne “2.Kral Midas Öykü Yarış- masına” yazılacaktır.
Son katılma tarihi: 10 Ağustos 2020’dir
Yarışma sonuçu: 29 Ağustos 2020 tarihinde Eskişehir Sa- nat Derneği Öykü Grubu’nda açıklanacaktır.
Ödüller: 3 Öyküye ödül plaketi verilecektir.
Git içindeki tayfunların savurduğu girdaplarla GİT.
Kör kuyulara saldığın duygularını bir avuç suyla çıkar ve GİT.
Git güneş batmadan dağın ardına ki Gölgen kalsın yollarında.
GİT uzaklara, uzaklar yakınlaştırır seni belki bana...
AYIN ŞİİRLERİ
Eskişehir Sanat Derneği, Eskişehir’de şiiri yaygınlaştırmak, şiir yazanların daha üretken olmala- rına ve gelişmelerine ortam yaratmak amacıyla Kasım 2003’de başlattığı ve bir ara verdiği “Ayın Şi- irleri” etkinliğine corona 19 virüsü salgını nedeniyle evlerde kaldığımız bugünlerde tekrar devam et- meye başladı.
Haziran ayında, facebook’daki Eskişehir’deki şiir yazanların tanış olma ve buluşma ortamı
“Eskişehir Sanat Derneği Şiir Grubu”muzda başlayan bu etkinliğin ilk ayında; Faruk Habiboğlu’nun
“Adını da kirlettiler Tanrı’nın”, Neşe Kalınbacak’ın “ Ne güzeldi yaşadıklarımız”, Reyhan Aydıner’in
“Sevda Laciverttir”, Efnan Ezenel’in “Halikarnas Mavisi”, Füsun Uluşahin’in “Yağmur Damlaları”, Meltem Kösem’in “Git”, Sadık Anılır’ın “Bence Şiir” şiirleri seçildi. Bu şiirler arasında Birincilik, İkincilik diye bir sıralama olmadığını, değerlendirmenin sadece “öne” çıkmaları oldukları belirtmek gerekiyor.
“Ayın Şiirleri” her ay devam edecek ve seçilen şiirler “Eskişehir Sanat” dergimizde yer alacaktır.
GİT
Haziran Ayının Şiirleri
Meltem Kösem
Keşke gelseydin bahar gelseydi ardından Parklarda kuşlarla söyleşseydik
Geçiyor zaman
Nice akşamlar geçti sensiz
Nice sokaklarda yalın ayak dolaştım Nice şehirler aştım
Kentten kente Dertten derde
Bu uğursuz mevsimler Bu kara bulutlar ülkemde Bizi tam ortamızdan kırdılar Şuramızdan sol yanımızdan Marmara'ya dökülür bir kolumuz Bir kolumuz Fırat
Sağ yanımız baldıran Kaçak çay içtiğimiz Kaçağa gittiğimiz Kaçak sevda yani
Kısas'ta sema dönerken bir can Dergah'ta sabah zikrinde ustam
Adını da kirlettiler Tanrı’nın
Memleket karanlık Mevsim hep hazan Kış ortası
Kar karası
Topraksız köylü Şıhan
Oğlu çamur içinde ayağı çıplak Ah ustam
Annesinin kucağında süt bebesi Zindan
Baştan ayağa zindan Tütünüm de kaçak Ah sen gelseydin keşke Gelince gülseydin keşke Hayına inat
Zalıma inat Nemruda inat Gelseydin keşke
Dragos'tan Karaköprü'ye yol gider Canımdan can gider
Ah keşke
Bir sabah odamda Dört duvarda Dört evlat gülüşü Ellerim duada Sevda zulamda
Gazetelerde kirli suratlı adamlar İki bin on dokuz arefesi
Kire batmış kaldırımlar Uyanın artık uyanın
Adını da kirlettiler Tanrı'nın!
Faruk Habiboğlu
Haziran Ayının Şiirleri
Ne güzeldi yaşadıklarımız,
Bulamayız o mutlu günleri şimdi, Hatırlar mısın?,
Maviliklerde hayaller kurar, kuşları beslerdik, Hazan yaprakları düşerdi ruhumuzun vadisine, Mehtapta altın yakamozları seyrederdik, Yıldızları saçlarımıza takıp umut toplardık,
Gözlerinin vadisinde damla damla hüzünler vardı, Roman gibi değil mi?,
İkimiz de kıymetini bilemedik bazı şeylerin, Sen kokunu sürerdin,
Yeryüzü sen kokardı,
Ateş ve su gibiydi biraz buluşmalarımız, Lavanta kokulu düşlerde gezinirdik, Şimdi arıyor musun o günleri?
Neşe Kalınbacak
Ne güzeldi yaşadıklarımız Neşe Kalınbacak
Haziran Ayının Şiirleri
Sevda Laciverttir
Dönmez hicbir zaman maviye
Dur durak bilmeyen içimdeki çağlayan Köpük,köpük lâcivert akmakta
Sevda Laciverttir dönmez maviye Içimde kuşların kanat sesleri Dışa vuran lacivert kanatlar Sevda Laciverttir
Dönmez hicbir zaman maviye Boğazım düğüm düğüm Dilimde tek bir hece Mavi,
Ama sevda Laciverttir
Dönmez hicbir zaman maviye
Reyhan Aydıner
Sevda Lacivettir
Haziran Ayının Şiirleri
Yine böyle günlerden bir gün...
Mavi gözlü olmasa da,
Kocaman yürekli bir dev tanıdım.
Güzel bir insan olduğu, Her halinden belli...
Zarif, kibar,
Buram buram insanlık kokan.
Zamanla tanıdıkça gördüm.
O'nun o güzel, kocaman yüreğini...
Hayat ona hiç gülmemişti.
Ama o güzel insan herşeye rağmen, Direnmeye devam etmiş,
Ve insan olmaktan asla vazgeçmemişti...
Yıllarca acı ile beslemişti kendini.
Yaşayamamıştı; gönlünde büyüttüğü, Saf ve temiz sevdasını.
Derken minnacık bir kadın sevdi....
Tam da Nazım 'ın şiirindeki gibi.
Bir filiz yeşerdi yüreğinde yeniden.
Yüreğini gören bir kadın vardı artık.
Bu kez yürekler birleşmişti.
Ve şiir mutlu sona kavuştu....
O kocaman yürekli dev,
Minnacık bir kadın ile ömür boyu, Musmutlu bir hayat yaşadı.
Yağmur Damlaları Füsun Uluşahin
Haziran Ayının Şiirleri
Halikarnas Mavisi
Efnan Ezenel
Haziran Ayının Şiirleri
Eylül’ün Bodrum haliydi,
Umutlarımı biriktirdiğim o günler.
Pembe perdeli “Kumsal Pansiyon” asla unutmam.
Sabah seher vakitleriydi,
“HALİKARNAS” diye sesleniyordu, Tarihin babası HEREDOT.
Gökyüzü alabildiğince mavi, yeryüzü pür neşe Bodrum’daydık.
Edebiyatın deniz yanıydı, çok iyi bilirdik;
Orada yazılan şiirler bir başka olurdu, okurduk…
Kıyısı olmayan insanları barındıran bir hali de vardı, her kış.
Balıkçının AZRA’sı “Aganta Burkina Burinata” diye haykırıyordu, Limon ağaçlarının koktuğu mevsimlerdi.
Korkusuz ARTEMİSİA tüm heybeti ile beliriyordu, Mindos Kapısında.
Ilık bir nisan yağmuru yağardı,
Denizin kendini sükûnete bıraktığı günlerde…
Eylül’de veyahut Nisan’da derin bir aşka düşerdi herkes, Bodrum’un naif güzelliği ile…
İşte o aylarda severlerdi, Bodrum’u tüm sakinler en çok,
Beyaz gelinlik giymiş evlerinin mavi pencereleri o günlerde açılırdı, Heredot’un sonsuz mavilikler ülkesinde.
Yaz gelince sanırsın begonviller bir cümbüş içinde dans ediyor, Her yanımızı sarmış bir pembelik,
İnsanın suratındaki tatlı utangaçlığı andırırcasına…
&
Hiç Unutmam: ilk konuşmamızdı, “Bir sürgündeyiz” demiştin.
Bilmeden, gelecekte birbirimizi savuracağımızı kendi sürgünlüğü- müze…
Günbatımıydı,
Gözlerinin maviliğine dalmıştım, Kale karşımızda,
Dalgalar parmak uçlarımızda,
Sahilde tekneler birbiri ile oynaşırken.
Ben HALİKARNAS BALIKÇISI’NIN mavi sürgününe inanırdım, Evet, ben mavi sürgüne inanırdım yalnızca
Bu yüzdendir ki;
Senin gözlerinde buldum sandım sonsuz maviliği, Sırtımı dönüp gerçeğine kendi maviliğimin…
Edebiyatın heybesi girdapmış.
Aşkın güzelliği denize olan sevdamda, Günbatımında kurduğum hayallerde, Balıklarla dostluğumdaymış.
Şarkıda geçtiği gibi “ Halikarnas’ta geçen yaz”, Gözlerinde doğacağımı sanırken;
Maviliğinde boğuldum!
Şimdi derin bir denizde nefes alıyorum, Merak etme,
Yeniden denize dönük yüzüm, Gözüm Yokuşbaşı’nda,
Uyanıyorum aşk ile Mavi Sürgünde.
Efnan Ezenel
Bence Şiir.
Şiir kalbinde kopan fırtına sığınacak liman arayan kaptan Sesiz çığlığın sesini duyuran Kalp gözü ile dudaklardan dökülen Koskoca bir hayatı iki mısrada anlatan Acıyı tatlıyı kalemde paylaşan
Bazen gözyaşı bazen tatlı bir kahkaha Bazende dert ortağı olan
Şiir sevdaları yaşıyan Sevdiğinden ayrılan Hasretle yolu gözleyen Umut bulutlarını taşıyan Bazen bir sevgili olan Bazen İstanbul bazen vatan
Sevda yüklü kervanlardan geriye kalan Varmı hayatı şiir olmayan.
Şiir güneşin batışı Gecenin karanlığı Kimilerinin hayalleri Seher vaktinin bereketi Kara kışın çilesi Bahar’ın neşesi Yazın yeni sevdası Vede hayatın ta kendisi Şiir hayatı anlatır Dertli olanı söyletir Yunus’u sevda ile pişirir Karaca oğlanı dinletir
Görmeyen Veysel’e hayatı öğretir Bozkırı tezenesi aşk ınan çalınır Çanakkale’de mısralar şahadete ulaşır İstiklal marşında bu yüce milleti anlatır Şiir sevda, ayrılık hüsran
Vuslat ve birde geride kalan Şiir vatan bayrak ezan
Kolay yazılmamış bin yıllık bu destan....
Sadık Anılır
Haziran Ayının Şiirleri
Ali Tekin Çam
Seyyid Battal Gazi Türbesi - Seyitgazi
YETENEKLİ
susmuyor geveze gözüm
söylenecek sözüm hiç bitmiyor
duyargalarını açmış bir minik böcek gibiyim dut yapraklarını çıtır çıtır hızla yiyen
bir obur tırtır yiyorum
yiyorum ipek buruyor ipek
a ğ l ı y o r u m o ipek ağla bir evren kuruyorum
“GEL YAZMALI KİTAP” şiir kitabından
Ayten Özkan
Gel desen gelirim Kal desen kalırım Ama git deme ne olur.
Karda açan çiğdem gibi Sürpriz yap ne olur.
Güz gülleri gibi Yaşama dayan ne olur.
Bir fısıltı Bir rüzgâr Bir gün ışığı Geceme ay gibi Doğsan ne olur.
Sus desen susarım Coş desen coşarım
Ama gözyaşı isteme ne olur.
Gecenin karanlığında dolunay gibi
Nurhan Noyan Kaya
Ne olur
Sürpriz yap ne olur.Kapımı çalan postacı gibi Müjdeler ver ne olur.
Bir söz Bir yakarış Bir gün ışığı
Geceme ay gibi doğsan ne olur.
Al desen alırım Ver desen veririm Ama sor deme ne olur.
Çölde vaha gibi Sürpriz yap ne olur.
Bir damla su gibi Bir umut ver ne olur.
Bir sevgi Bir heyecan Bir var olmak Gönlüme aşk gibi Girsen ne olur.
Ruhumu hiç sorma zaten, kayıklarının kürekleri kırık.
Yüreğim ise sadece sabrediyor, uzaktan işittiğin dere şırıltısında.
Bak eşitiz.
Ağrıdan yorgun ayağımla,
senin yorgun kaldırımlarına basıyorum.
Bir de bu sessiz çığlıklar buluşmasına, acımsıdan gülümseyiş bırakıyorum.
Sonra MARTILAR buldu beni, uçuştular tepemde.
Hatırımı sordular, korodan nağmeleriyle.
Öyle vefalıydılar.
İnsanlar yakınımda,
kendi gölgesinden kaçışırken, birbirimizden aslında uzaklardayız.
VAPURLAR SESLENDİ, yuvaları olmuş denizinden.
Burası,
çalışırken bir yudumluk çay molası dünümdü.
Evet .. Evet işte burası,
o çok özlediğim KADIKÖY'ümdü.
Emel Güneş
KADIKÖY'üm
Ali Çelik
Seninle hiç tanışmadık.
Ellerini sevdim;
bana dokunmamıştın.
Bakışmasız bir sevdaydı benimkisi…
Her okuduğunu sevdim, her yazdığını…
Kalem tutuşunu sevdim, kağıtla sevişmeni de…
Sen beni görmedin.
Aklıma bir soru düştü.
“Camı Kırık Şiirler Senfonisi” kitabından
Gürcan Banger
Yalın Tunalı
Su çok boyutludur üüüff
ne şiirler yazdırır Aşk tek boyunludur artık uzar uzar durulur
Akıl, koyut vurgunudur tamlama yeter
uz dur
O kuyuların senin koyuldukça savrulur Hiç hiçe buyrulur Park şiirdir Tanrı kurtulur Bakmadığın zaten
hiç yoktur Sen unut hatırla dur
OYUNU HAYAT
Bu sabah
Serbest bırakın beni Güneş eşlik etsin sadece Hiç kimse gelmesin yanıma Biraz yalnız bırakın
Bu sabah
Omzumdaki ağrılar akşamdan kalma Güneş diyorum alacak üzerimden Rahat bırakın dokunmayın bu sabah Bileklerimdeki zincir çözülecek
Gölgem duvar dibine düşecek penceremden Geceden kalma biriken gözyaşlarımda Bir serçe yıkanacak bu sabah
Islanacak ve kuruyacak güneşle Rahat bırakın kendimi tazeleyeceğim Salıncağın güne bakan tarafında Dokunmayın
Rüzgar bile dokunmasın bu sabah Güneşe vereceğim yüzümü
Belki de iyi gelecek İçime tutunan yaralarıma Bir sürümlük merhem misali Rahat bırakın
Bu sabah ve bu sabah...
Vildan Çalışkan
Bir salınıp geldin tutuldum kaldım Mest oldu gözlerim,
Örtüp kapılarını,
Gitti aklımın yanına Ve aklım bütünü ile göz oldu,
Senin için,
Ne yazık dilim yardım etmedi
Lal oldu lal!
Ve saklanıp dudaklarımın arkasına, Korkak bir aslan gibi,
Yattı ağzımda Ve ben seni sevdiğimi anlatamadım.
Dilimin ihaneti
M.Kuddusi
Küçük kız uyandı yine o günlerin bir sabahına Saçlarını taradı
Çayını demledi içmek için Bahtının gözünde kalanını İçmek için
Kalanın ne olduğunu Hissetmek için
Bir de küçük dünden kalmış Bir şey vardı masada
Kurumuş bayatlamış Aşk sözleri
Kalmış toplanmış bir yerlerden Durdum aradım baktım
Olmuyor
Çok yaralı yüreğim
Serap Pınar
Küçük kız
Ayla Bahçe Kösem
ŞAFAK KANIYOR!
mektupları hep gizli okurdu babam gizli yanar, gizli gizli ağlardı!
çocuk aklımla ta o zamanlar anlamıştım:
acının dini, ırkı yoktur evrensel olan acılardır…
şafak kanıyor baba?...
kör koyakların yarpuzu muydu babam yoksa müzmin münzevi?
babamı yüreğinden vurmuştu ölüm elleri oksitlenmiş demirdi sanki kanlı gözleriyle bakmıştı gece…
şafak niçin kanıyor babaa?...
hiçbir masal avutamamıştı babamı çünkü gecikmiş sözlerin
vebali birikmişti koynunda aşkı meşki unutmuştu yaşamayı da…
şafak neden kanıyor babaaa?...
şimdi anımsayamıyorum geceleri kaç kez öptüğümü usulca yalnızlığını…
kalbim sancıyor babaaaaa!
kalbim…
Hızır İrfan Önder
1964 yılında Rize'nin Ardeşen ilçesine bağlı Yukarıdurak köyünde doğdu. Ege Üniver- sitesi Edebiyat Fakültesi Sos- yoloji bölümünü 1987’de ta- mamladı. Emekli Öğretmen Li -se yıllarından beri şiir yazan şairin şiirleri ülkemizde yayın -lanan hemen hemen tüm ede- biyat-sanat dergilerinde, fan- zinlerde şiirleri yayınlandı
“Niçin Ağlar Güller Bana?”, Gündüz Kitabevi Yayınları, Ankara, Eylül-2007,“Canana Mektuplar”, Karabük Kültür ve Sanat Derneği Tay Dergisi Yayınları, Karabük, Ağustos- 2009,“T/aşkın Üçleme- ler”,Sokak Kitapları Yayınla- rı, İstanbul Nisan 2017 "Sev- meden Ölmek Zor", Tem- renYayınları, İzmir, 2018 diye dört yayınlanmış kitabıvar.