• Sonuç bulunamadı

FizikTürk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği. Mühendisleri Odası. E-Bülten Sayı 53. Temmuz-Ağustos 2020

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "FizikTürk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği. Mühendisleri Odası. E-Bülten Sayı 53. Temmuz-Ağustos 2020"

Copied!
17
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

Fizik

Mühendisleri Odası

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği

E-Bülten Sayı 53 Temmuz-Ağustos

2020

(2)

Sunuş

Değerli meslektaşlarımız,

Ülke olarak Mart ayından beri devam eden ve hayatın her alanına büyük bir etki yapan hiç bilmediğimiz, görmediğimiz, ha- yal etmediğimiz COVID-19 virüsünün sal- gın sürecine girdik. Bu salgınla birlikte çok büyük oranda iş yerleri, dükkanlar, fabrika- lar kapandı, kapatıldı, sokaklar, caddeler boşaldı, şehirler görünmeyen bir hayaletin esareti altına girmiş oldu. 1 Haziran’da baş- layan normalleşme sürecine girilmesi maa- lesef bugün geldiğimiz noktada vaka sayı- ları artarak devam etmekte resmi veriler ile Türk Tabipleri Birliğinin verileri arasında kat- bekat fark olduğunu görüyor ve duyuyoruz.

Tedbirlerin sıkılaştırılmaması durumunda bu sürecin devam edeceği görülmektedir.

Pandemi süreci devam ederken hepi- mizin bildiği üzere, iktidarın kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının yasala- rını değiştirme girişimi oldu. Bu kapsam- da barolarda, hukuk ve yargı süreçlerinde Avukatlık Kanunu’nda önemli değişiklikler yapıldı. Böylece iktidar, 2007’den itibaren gündemine aldığı kamu kurumu niteliğinde- ki meslek kuruluşlarına yönelik hukuk dışı mevzuat düzenlemesinde yeni bir adım at- mış oldu. Bu süreçte TMMOB Yasasının de- ğiştirilmesi gündeme gelmiş olmasına rağ- men Birliğin tüm bileşenlerinin ortak kararlı tutumu, görsel, yazılı ve sosyal medyada yaptığı karşı çıkışı ile Yasa şimdilik Meclis’e gelmedi.

Bu girişim geçmişte olduğu gibi önümüz- deki dönemlerde de gündeme getirilecek- tir. Ülkemiz, halkımız, demokrasi, laiklik ve özerk demokratik mesleki örgütlülüğümüzün geleceği aynı tehdit altındadır. Bu genel du- ruma karşı örgütlü toplum, örgütlü meslek bilinci ile saflarımızı sıklaştırmalı, örgütlülü- ğümüzün sürekliliğini sağlama çabası içinde olmalıyız.

Covid-19 Pandemisinin ülke gündemine girmesinden itibaren yaptığımız mesleki ça- lışmaları mümkün olduğu kadarıyla uzaktan erişimli olarak gerçekleştirmeye çalıştık. Bu süreçte eğitimleri yüz yüze yapma imkanı olmaması nedeniyle ertelemek zorunda kal- dık. Özellikle D1 Temel Bina Akustik eğitim- lerimiz, Bakanlığın uzaktan eğitime izin ver- memesi nedeniyle gerçekleştiremedik.

Değerli meslekdaşlarımız, bilindiği üze- re Covid-19 Pandemisi nedeniyle ertelenen 32. Olağan Genel Kurulumuz çoğunluk- lu olarak 05-06.09.2020 tarihlerinde saat:

10.00’da Mithatpaşa Caddesi No: 44 / 16 Kı- zılay- Çankaya- ANKARA adresindeki Oda binasında; çoğunluk sağlanamadığı durum- da ise 12.09.2020 tarihinde saat 10.00’da, Seçimler ise 13.09.2020 tarihinde saat:

09.30’da Odamız Genel Merkezinde yapı- lacaktır.

Oda Genel Kurulumuzda buluşmak üze- re bütün üyelerimize esenlikler diliyoruz.

Dr. Abdullah ZARARSIZ Yönetim Kurulu a. Başkan

İçindekiler

Sunuş 1

Odamızdan Haberler 2

Söyleşiler 4

Basın Açıklamalarımız 6

Mesleki Derlemeler 8

Öğrenciler İçin Ödüllü Soru 25

TMMOB’den Haberler 26

Şube ve Temsilciliklerimiz 29

(3)

Odamızdan Haberler

Pandemi nedeniyle ertelenen Odamızın 32. Dö- nem Olağan Genel Kurulu 5 Eylül 2020 Cumartesi günü saat 10:00′ da Mithatpaşa Cad. 44 / 16 Kızılay / ANKARA adresindeki Oda genel merkezinde toplanacaktır. Toplantıda çoğunluk sağlanırsa seçimler 6 Eylül 2020 Pazar günü saat 09:00-17:00 saatleri ara-sında aynı yerde yapılacaktır.

Bu tarihlerde çoğunluk sağlanamadığı taktirde, Genel Kurul 12 Eylül 2020 Cumartesi günü saat

10:00’da Yüksel Caddesi No: 19 Kızılay Alba Hotel ANKARA adresinde çoğunluk aranmaksızın toplana- caktır. Seçimler ise 13 Eylül 2020 Pazar günü saat 09:00-17:00 arasında Mithatpaşa Cad. 44 / 16 Kızılay / ANKARA (FMO Genel Merkez) adresinde yapılacaktır.

Tüm üyelerimizi genel kurulumuza bekliyor, hep birlikte başarılı bir genel kurul gerçekleştirmeyi umu-

yoruz.

ODAMIZIN 32. OLAĞAN GENEL KURULU

Odamızın İstanbul Şubesi Osmanağa Mah. Serasker Cad. Sönmez Apt. No:35 Daire: 3 Kadıköy adresin- deki yeni yerine taşındı.

Bilgisayar Müh. Odası İstanbul Temsilciliği ile ortak kullanacağımız mekana tüm üyelerimizi bekleriz.

ODAMIZ İSTANBUL ŞUBE’Sİ YENİ YERİNE TAŞINDI

Odamız Denetleme Kurulu üyeleri ta- rafından 11.07.2020 tarihinde ilk 6 aylık

denetim gerçekleştirildi.

Pandemi sürecinde gerçekleştirilmeyen Ocak -Mart ve Nisan-Haziran dönemleri denetimleri Oda-

mız Denetleme Kurulu tarafından gerçekleştirildi.

Toplantıya Sayman üyemiz Hasan Can

KARAKUŞ, Denetleme Kurul üyeleri Oğuz PER- VAN, İbrahim KAYIHAN ve Dr. Veda DUMAN KAN-

TARCI katılmışlardır.

FMO 31. DÖNEM DENETLEME KURULU SON TOPLANTISINI GERÇEKLEŞTİRDİ

Denetleme Kurulu üyeleri, denetimi TMMOB ve Odalar Denetleme Yönetme- liğinde belirtilen usul ve esaslar çerçeve- sinde gerçekleştirdi.

TEDAVİ AMAÇLI KULLANILAN RADYOTERAPİ CİHAZLARINA KALİTE UYGUNLUK BELGESİ (KUB) VERİLME ÇALIŞMALARI

Mayıs-Haziran döneminde hastanelerde bulunan veya yeni kurulan tedavi amaçlı radyoterapi cihazları- na KUB verme çalışmaları Medikal Fizik Komisyonu- muz tarafından aralıksız devam etmiştir. Bu süreçte özveri ile çalışan başta komisyon başkanımız Prof.

Dr. Bahar DİRİCAN ve komisyon üyemiz Ali DOĞAN’a teşekkür ediyoruz. Yerinde ölçüm ve değerlendirme-

ler yaparak rapor hazırlayan uzmanlarımıza da ayrıca Yönetim Kurulu olarak teşekkür ediyoruz.

Önemli bir kamu hizmeti olan bu çalışmaları 25 yıldır yapan Odamız ülkemizde sağlık alanında önemli bir hizmet yürütmektedir. Yüksek dozların

uygulandığı bu alanda kullanılan cihazların hatasız ve kusursuz olarak çalışmaları ve istenilen değer- lerde uygulamalar yapabilmesi çok çok önemlidir. Bu alanlarda yapılabilecek küçük bir yanlış uygulamanın telafisi mümkün olmamaktadır. Cihazlar kusursuz ve belirlenen tedavi planlamalarına göre doğru, güvenilir ve izlenebilir uygulamalar yapmalıdır.

Mayıs-Haziran döneminde Odamıza başvuru ya- pan sağlık kuruluşlarının cihazları için görevlendirilen uzmanlarımız marifeti ve Medikal Fizik Komisyonu- muzun çalışmasıyla alınan KUB belgelerinin istatistiği aşağıda sunulmuştur:

(4)

Söyleşiler

Fizik Mühendisleri Odası’nın (FMO) 2 Temmuz’daki söyleşisine Sabancı Üniversitesi Girişimcilik Programları Direktörü Başar Kaya katıldı. “Teknoloji Girişimcileri için Finans- man Kaynakları” konulu söyleşi bundan önceki söyleşilerde olduğu gibi FMO’nun

YouTube kanalı üzerinden canlı yayınlandı.

FMO, GİRİŞİMCİ ADAYI GENÇLERE YOL GÖSTERDİ!

Başar Kaya, düşen faiz oranları ve inşaat sek- töründeki dalgalanmalar nedeniyle geleneksel ser- mayenin arayışta olduğunu ve yatırımcıların hızlı büyüme amacıyla teknoloji girişimcilerinden yana olduğunu dile getirdi. “Dolayısıyla bizim de yüksek büyüme potansiyeline sahip teknoloji girişimcilerini bir şekilde bulmamız ve yetiştirmemiz gerekiyor. O yüzden kendi adıma bu çok değerli bir söyleşi” ifa- delerini kullandı.

Türkiye’nin sermaye kaynakları açısından elve- rişli bir ülke olmadığını, bu durumun son 5-10 yıldan beri değişmeye başladığını ve girişimcilik yarışma- ları gibi yeni kaynakların icat edildiğini belirtti. Söz konusu yarışmaların özellikle üniversite öğrencileri- ne yönelik olduğuna işaret eden Kaya, en son An- kara’da Elek-trik Dağıtım Derneği tarafından düzen- lenen yarışma ile girişimcilere 150 bin TL verildiğini aktardı. Yarışmaların genellikle büyük şehirlerde yapıldığına ve kendi şirketinin bu şehirlerin dışına

çıkmaya çalıştığına değinerek “Anadolu’daki arka- daşların yarışmalara erişimi bir tık yavaş olabilir.

Ama Pandemiden dolayı her şey online’a döndüğü için yapmaları gereken tek şey aslında; eğer bu tarz bir yarışma veya fon arayışındalarsa bence Google’a yazmak.” diye konuştu.

“Çok yakın zamanda farklı bankaların da bu alana gireceğini göreceksiniz.”

Bankaların kredi verme sürecinde girişimcilerden bilanço istemesi yüzünden girişimcilerin bankaları elemek zorunda kaldığını, ancak son yıllarda ban- kaların teknoloji girişimcileriyle birlikte çalışmak için kendi girişimcilik programlarını düzenlediğine dikkat çekti. Albaraka’nın 50 bin TL, Kuveyt Türk’ün 400 bin TL’ye, Türkiye Ekonomi Bankası’nın (TEB) ise 10 bin TL’ye kadar destek verdiğini kaydeden Kaya, “Çok yakın zamanda farklı bankaların da bu alana girece- ğini göreceksiniz. Çünkü biri yapınca diğeri de yap- mak istiyor.” dedi.

“Türkiye’deki ödül bazlı kitlesel fonla- ma 2020’de değişti. “

Amerika Birleşik Devletleri (ABD) başta olmak üzere birçok ülkede yaygın olan kitlesel fonlamanın Türkiye’deki altın günleriyle benzer bir amacı oldu- ğunu söyledi. “Türkiye’de bu yılın başına kadar ödül bazlı kitlesel fonlamaya izin vardı devlet nezdinde.”

diyen Kaya, bu durumun 2020 yılı itibarıyla değiştiği- ni, girişimcilerin şirketlere ortak olabileceklerini belirtti.

Büyüme potansiyeli olan fikirleri finanse eden, “melek yatırımcılar” adı verilen başka bir yöntemin Türki- ye’de yaygın olduğunu,

fakat çoğu melek yatırım- cının İstanbul’da olduğun- dan söz etti. Girişimciler açısından önemli olanın fikirlerini bu yatırımcılara

ulaştırmak olduğunu vurguladı.Yarışma, hackathon ve iş planı yarışmalarında bu yatırımcıların jüri üyesi veya mentor olduğuna dikkat çekti. Ayrıca Türkiye’de 14-15 civarında etkin melek yatırımcı ağı olduğunu söyledi. Tüm bunlara rağmen Türkiye’de melek ya- tırımcı kültürünün gelişmediğini, bazı girişimcilerin kendi şirketlerinde çalışan konumuna düştüğünü, bu- nun yanlış bir uygulama olduğunu dile getirdi.

Kaya, “iyi bir program” diye nitelediği Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu’nun (TÜ- BİTAK) lisans öğrencilerine yönelik bitirme tezleri- ne destek programından bahsetti. “Öğrencilerin en

risk alınabilecek dönemde, lisans hayatındayken, en azından proje geliştirme, proje yönetme kültürü ka- zanması açısından proje yapabilecekleri bir araç.“

diyerek yayını izleyen ve bu konuda bir adım atmak isteyen öğrencilere bu programı önerdi.

“Türkiye’de bunun bir muadili yok!”

Kurumun 2012 yılından beri yürüttüğü, Kaya’nın

“Türkiye’de bunun bir muadili yok!” dediği “TÜBİTAK 1512 Bireysel Genç Girişimci Programı”nın fikir aşa- masındaki yaklaşık 250 gence her yıl geri ödeme- siz 200 bin TL hibe desteği sağladığını da hatırlattı.

Programın şu an kapalı olduğunu söyleyen Kaya, yılın ikinci çağrısının tahmini- ne göre Ağustos ya da Eylül ayında açılma ihtimali olduğu- na işaret etti. Kamuda özellikle son yıllarda genç girişimcileri desteklemeye yönelik ciddi atılımlar olduğunu belirtti. Devletin, 29 yaşın altındaki gençlerin şirket kurması halinde 3 yıl gelir vergisi mu- afiyeti getirdiğini, bu teşvikten çok az kişinin haberdar olduğunu da ifade etti.

Direktör Kaya: TÜBİTAK’ın program- ları, KOSGEB’in programlarından daha avantajlı!

Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı’nın (KOSGEB) Ar-Ge ve İnovasyon Destek Programı’nın teknoloji tabanlı gi- rişimcileri desteklediğini, TÜBİTAK’ın programının KOS- GEB’inkilerden daha avantajlı olduğunu vurguladı.

(5)

Basın Açıklamalarımız

Odamız, İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu, Mersin İl Temsilciliği, Adana İl Temsilciliği, Bursa İl Temsilciliği 10 Haziran 2020 tarihinde meclis gündemine alınması planlanan Mes- lek Odalarının Yasa Değişikliği taslağına ilişkin bir basın açıklaması yaptı.

Anayasal düzenleme ile 1970 yılında kurulan, kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşu olan Fizik Mühendisleri Odası (FMO), çalışmalarını 1 Şube, 5 İl temsilciliği ile mesleğinin gelişimine hizmet etme ve meslektaşlarının mesleki sorunlarına dayanışma ile çözüm üretme ekseninde sürdür-

mektedir.

Bilindiği üzere temel bilimlerden fiziğin uygulama alanlarından olan mesleğimiz iyonlaştırıcı radyasyon uy- gulamaları, optik ve akustik sistemlerin geliştirilmesi, nükleer enerji çalışmaları, güneş hücrelerinin yapımı, tahribatsız

muayene, iş güvenliği uygulamaları gibi pek çok alan- da toplumun tüm taraflarına hizmet etmektedir. Son dönemlerde büyük bir gelişme içinde olan uzay ve sa- vunma sanayine, kanser tedavisinde Fizik Mühendis-

leri önemli katkılar yapmaktadır. Fizik Mühendislerinin yanı sıra Nükleer Enerji, Matematik ve Optik & Akus- tik mühendislerinin meslek kuruluşu olarak FMO, sa- nayi kuruluşları, üniversiteler ile sempozyum, kongre gibi mesleğe ve meslektaşlarımıza faydalı bilimsel

çalışmalar yapmaktadır.

Bugünlerde dünya ve ülke- mizde de halkımızın Covid-19 sal- gını nedeniyle sosyal ve ekonomik anlamda büyük zorluklarla mü- cadele ettiği böylesi bir ortamda, TMMOB’nin yasalarının ve seçim sistemlerinin değiştirilmesine yö- nelik tartışmalar iktidar tarafından yeniden gündeme getirilmiştir. Kanunun doğrudan taraflarıyla hiçbir görüş alışverişinde bulunulmadan böyle bir düzenleme yapılacağını TMMOB gibi diğer meslek kuruluşları da basından öğrenmiştir.

Anayasamızın 135. maddesine göre TMMOB, üyelerinin ortak ihtiyaçlarını karşılamak, meslekî fa- aliyetlerini kolaylaştırmak, mesleğin genel (kamusal) menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslek disiplini ve ahlâkını korumakla yetkilidir.

TMMOB ve birlik üyesi odalarımızın; Yöne- tim, Denetleme ve Onur kurulları; her üyenin özgürce aday olup seçilebileceği demokratik bir seçim sonu- cunda oluşmaktadır.

Yapılacak yasal düzenlemeyle meslek alanlarının mesleki denetim süreci dışına çıkarılması; kamu ve çevre sağlığı, doğal kaynaklarımız, yeraltı ve yerüstü zenginliklerimiz, tarihi ve kültürel mirasımız kuralsız ve kontrolsüz bir şekilde piyasa koşullarına terk edil-

mesi anlamına gelecektir.

Meslek Odamız da diğer meslek kuruluşları gibi, kuruluşundan bugüne dek, bilimi ve teknolojiyi ülke ve halk yararına kullanmaya çalışmış, bu doğrultuda meslek alanımıza ilişkin rapor ve projeler hazırlamış, alanımızdaki uygulamaları kamu yararı açısından değerlendirmiş, iktidarın kim olduğuna bakmaksızın yasalara uygun olmayan işlemlerin takipçisi olmuş ve yargıya taşımıştır.

TMMOB Fizik Mühendisleri Odası olarak; demok- ratik kazanımlarımızı korumaya, meslek odalarının siyasi vesayet altına alınmasına karşı kararlılıkla mü- cadele etmeye devam edeceğimizi ifade etmek isti- yoruz.

Kamuoyuna saygı ile duyurulur.

TMMOB’ye DOKUNMA;

BİRLİĞİ ve ODALARINI SİYASİ VESAYET ALTINA ALMA GİRİŞİMLERİNİ KABUL ETMİYORUZ!

TMMOB Fizik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu

TMMOB Fizik Mühendisleri Odası İstanbul Şb. Yön. Kur.

TMMOB Fizik Mühendisleri Odası Mersin İl Temsilciliği TMMOB Fizik Mühendisleri Odası Adana İl Temsilciliği TMMOB Fizik Mühendisleri Odası Bursa İl Temsilciliği

İSİM SOY İSİM ÜYE NO MEZUN OLDUĞU OKUL BÖLÜMÜ

Hüseyin Kıvanç 2352 Hacettepe Üniversitesi Fizik Mühendisliği Özge Bozdoğan 2353 Ankara Üniversitesi Fizik Mühendisliği Gazi Yener Bozkurt 2354 Ankara Üniversitesi Fizik Mühendisliği

YENİ ÜYELERİMİZ

(6)

Üretilecek modüllerin sertifikasyon testine gön- derilmeden tasarımının doğru yapılması büyük önem arz eder; hücreler, cam ve çerçeve gibi bile- şenler arasındaki mesafelerin yeterli miktarda bıra- kılması maliyetleri bir miktar arttırsa da hem imalat firelerinin azalması hem de uzun dönemde panelle- rin çalışma performansı için olumlu etkiye sahiptir.

Bunun yanı sıra kullanılacak ham madde kalitesi ve birbiri ile uyumluluğu da bir diğer önemli parametre- dir. Bu aşamada yapılacak doğru seçimler PID (po- tential induced degradation), LID (light induced deg-

radation), mikro çatlak, Snail Trail gibi pek çok panel kusurunun önüne geçmekte rol oynar. Yapılan ön ta- sarım ve üretim çalışmaları sonucu genelde 20 adet

numune panel uzun zamanlı laboratuvar testleri için analize gönderilir ve bu testlerin tamamlanması ge- nelde 9 ayı bulur. Bu aşamada panellere nemli ısı, termal döngü, UV exposure, yangın, mekanik yükle- me ve maksimum güç ölçümü gibi testler uygulanır.

Eğer bu testlerin herhangi birinde problem yaşanır ise tasarım ve hammadde seçiminde değişikliğe gi- dilerek uzun vade de ortaya çıkabilecek sorunların önüne geçmek mümkün hale gelir.

Kullanılan Hammaddelerin Kalitesi ve Birbiriyle Uyumluluğu

Kristal tabanlı fotovoltaik modül üretiminde kulla- nılan temel hammaddeleri şu şekilde sıralayabiliriz:

• Güneş Hücresi

• Solar Cam

• Tab-Bus Ribbon (Bağlantı Telleri)

• Bağlantı Kutusu (J-Box)

• Enkapsülant (EVA vb.)

• Backsheet (Arka tabaka)

• Alüminyum Çerçeve

• Yapıştırma Silikonu/Bandı

Mesleki Derlemeler

Giriş

Türkiye’deki kurulu panel gücü 6.000 MW’ı geç- miş durumdadır ve yine bu kurulu gücün Yenilene- bilir Enerji ve Kaynak Alanları (YEKA) ihalelerinin sonuçlanması ve çatı kurulumlarının artması ile hızlı bir şekilde 10.000 MW sınırını aşması kaçınılmaz gö- rünmekte. Söz konusu projelerde yurt dışından ithal edilen güneş panellerine uygulanan yüksek vergiler sebebi ile kullanılan panellerin büyük çoğunluğu yerli üreticilerden tedarik edilmektedir. Ülkemizde ilk foto- voltaik güneş paneli üretimi 2000’li yılların ortasına dayanmakta olup 2020 yılı itibarıyla üretim kapasi- teleri 1 MW/yıldan 800 MW/yıla varan aralıkta 30’u aşkın fotovoltaik panel üreticisi bulunmaktadır. Yerli üreticiler kazandıkları deneyimler sayesinde sadece Türkiye’de kurulan projeler ile sınırlı kalmayıp yurt dışında da pek çok projeyi başarılı bir biçimde ta- mamlamışlardır. Ancak özellikle Uzak Doğu’dan ithal edilen panellerin, projelerin zaman kısıtları sebebi ile kontrolsüz bir biçimde kurulması sonucu ülkemizde pek çok santralde uygunsuz panel kullanımı kaynaklı enerji üretim kayıpları gözlenmektedir.

Bu kayıpların önemini anlamak için örnek ver- mek gerekirse Türkiye’de kurulu toplam santral gü- cünde yaşanacak % 1’lik bir verim kaybının yıl so- nunda oluşturacağı zarar 100.000 MWh’ı bulabilir, bu da mevcut piyasa fiyatları ile 10.000.000 $’lık bir parasal karşılığa denk gelmektedir. Sahada yapılan performans ölçümlerinde ise bazı güneş santralle- rinde ölçülen verim kaybının % 10’ları aştığı tespit edilmiştir. Bu kayıpların bazıları montaj ve tasarım hataları sebebi ile olmakla birlikte büyük oranda gü- neş paneli kaynaklı verim düşüşleri gözlenmiştir.

Peki güneş panellerindeki hataları minimize et- mek için özellikle üretim aşamasında ne gibi test ve kontroller yapılmalıdır?

Laboratuvar Testleri ve Sertifikasyon Kristal tabanlı fotovoltaik modüllerin tasarımı, üretimi ve güvenlik ihtiyaçları için kullanılan te- mel standartlar IEC 61215-1, IEC 61730-1 ve IEC 61730-2’dir. Türkiye’deki yasal mevcut gereği özel- likle şebeke bağlantılı sistemlerde bu standartlara göre sertifikalandırılmış panellerin kullanılması zo- runludur.

Kristal Tabanlı Fotovoltaik Güneş Panelleri Kalite Kontrol Uygulamaları ve Önemi

Cenk YILDIRIM

Fizik Mühendisi, ProErk Mühendislik Yazılım Ltd. Şti.

cenkyildirimm@yahoo.com

Mekanik yük testi

UV exposure testi

(7)

Paneli Oluşturan Ham Maddeler ve Paneldeki Konumları

Türkiye’de fotovoltaik sanayinin gelişmesiyle birlikte kullanılan hammaddelerin büyük bir kısmı yerli olarak üretilmeye başlanmıştır. Bunun yanı sıra her bileşen için onlarca yurt dışı muadil üretici de bulunmaktadır. Doğru ham maddeyi seçmek için panel tasarımı esnasında temel kriterler maliyet ve kalite olarak ön plana çıkar. Ancak bunların dışında öngörülemeyen uzun vadeli etkiler de mevcuttur.

Bunların başında ham maddelerin birbiri ile uyumu gelir. Örneğin; silikon için tasarlanmış bir alümin- yum çerçeve de çoğu zaman çift taraflı yapıştırma bandı kullanıldığı da görülmektedir ya da hücreleri birbirine bağlayacak ribonlarda bağlantı yolları ile uyumsuz büyüklükte ve yetersiz gümüş katkılı teller kullanılabilmektedir. Bunun gibi birbiri ile uyumsuz ya da düşük kaliteli ham madde kullanımı kısa va- dede üretilen panellerin testleri geçmesi konusunda bir olumsuzluk arz etmemekle birlikte uzun vade- de paneller sahaya kurulduktan yıllar sonra çeşitli problem ve hatalar gözlenmeye başlanmaktadır.

Bunlardan en önemlisi hot spot ve snail trail olarak da bilinen fenomenlerdir. Bunun yanı sıra PID ve LID gibi sıkça görülen güç düşüşü yaratan durumlar da temel olarak panelde kullanılan ham maddeler ile ilgilidir.

Fabrika ISO 9001 ve Kalite Kontrol Prosedürleri

Özellikle büyük hacimli üretim yapan panel fab- rikalarında tüm süreçlerin doğru yönetimi ve izlene- bilirliği büyük önem arz etmektedir. Bunun içinde uluslararası standart olarak ISO 9001’i kullanmak işleri oldukça hızlandırıp kolaylaştırmaktadır. Giriş ham maddelerinin kontrolünden depolama koşulla- rına, üretimden nakliyeye ve müşteri memnuniyeti

takibine kadar tüm süreçler her bir fabrika için fo- tovoltaik panel üretimine göre özelleştirilerek kali- tenin sürekliliği sağlanmalıdır. Böylece hem kalite arttırılmış hem de pahalı ham maddeler kullanılarak üretilen modüllerde imalat fireleri azaltılmış olacaktır.

Fabrikada Test Aşamaları

Hücre-Ribbon Çekme (Peeling) Testi Çekme testi temel olarak güneş hücresi ve rib- bon tel arasındaki lehim sonrası yapışma miktarını ölçmek için kullanılır. Bu kontrol sonucu lehim kali- tesi ölçülerek uzun yıllar elektrik ve ısı yükü altında çalışacak güneş panelleri içerisinde oluşabilecek bağlantı kopmaları ve mikro çatlaklar gibi istenme- yen durumların önüne geçilebilir.

Enkapsülant-Cam-Backsheet Çekme (Peeling) Testi

Laminasyon sonrası prosesin doğruluğunu ölç- mek ve malzemelerin doğru yapışıp yapışmadığını test etmek için uygulanan bir çekme testidir.

Jel İçerik Testi

Güneş panelleri 25 yıl boyunca atmosferik şart- lar altında çalışabilecek şekilde üretilmelidir. Bunu sağlamanın en önemli yolu hücrelerin cam içinde lamine edilmesi işlemidir. Bu işlemin kalitesi hakkın- da bilgi sahibi olmanın temel yöntemi ise, jel içerik (jel content) testidir. Bu test sayesinde yapışma, sa- rarma, delaminasyon gibi pek çok problem paneller santral sahasında gitmeden engellenebilir.

Hücre Dizilim Görsel Kontrol

Bu kontrolün amacı panel içinde lehimlenen alt dizelerin daha önceden belirtilen toleranslar içinde olduğunu kontrol etmektir, bunun yanı sıra hücreler arası bağlantı kaybı gibi durumlar da tespit edilerek laminasyon öncesi gerekli tamirat işlemleri yapıla- bilir.

(8)

Güç Ölçümü

Üretilen modüllerin beyan edilen güç sınıfında olup olmadı- ğı, olası hücre ve diyot arızaları bu aşamada tespit edilir. Üretim hattında yapılan en önemli test güç ölçümü aşamasıdır. Ancak bu testin yapılabilmesi için en kritik nokta test ünitelerinin ka- librasyonların düzenli yapılma- sı ve akredite bir laboratuvar tarafından üretilen kalibrasyon panellerinin kullanılmasının ge- reğidir.

Ölçümler 1000 W/m2 ışınım, AM 1.5 spektrum, 25oC sıcaklık şartları olarak bilinen STC’de (stan- dart test conditions) yapılır. Bu şartların oluşturul- ması için fabrikalarda güneş simülatörü olarak ad- landırılan özel ölçüm cihazları kullanılır.

Paketleme Öncesi Elektrolümine- sans Testi

Elektrolüminesans görüntüleme, fotovoltaik mo- düllerin voltaj geri beslemesi sonucu yaydığı üst kı- zılötesi dalga boyundaki ışığı analiz ederek, modülü oluşturan hücreler üzerindeki kristal yapı hakkında bilgi veren bir yöntemdir.

Bu yöntem kullanılarak; modül üzerinde oluşan mikro çatlaklar, hücre ve modül üretimi esnasında oluşan problemler (lehim kusurları, omik kontaklar v.b.), modül montajında oluşan arızalar ve çalışma-yan bölgeler kolaylıkla belirlenebilir.

Paketleme öncesi yapılan elektrolüminesans

testi üretim esnasında oluşan mikro çatların tespiti- ni sağlar, bu sayede paneller kalite kriterlerine göre sınıflandırılarak ayrılır.

Bu test sayesinde üretici güneş panellerinin sev- kiyat öncesi durumlarını kayıt altına alarak ileride ortaya çıkabilecek olumsuz durumlara karşı kendi güvence altına alır.

Fotovoltaik modüller üretildikten sonra uygun bir şekilde taşınıp montajları yapılmazsa aynı şekilde hücrelerinde yapısal kusurlar oluşur. Bu kusurların laboratuvar ortamında tespit edilmesi çok zahmetli ve maliyetli olacağından santral sahasında tespit edilmesi daha uygundur.

Proerk Mühendislik, Ar-Ge çalışmaları netice- Panel Dizilim Görsel Kontrol

Bu kontrol sayesinde panel üzerinde oluşabile- cek asimetrik dizilimler kontrol edilir. Ayrıca panel içinde istenmeyen yabancı maddeler var ise, temiz- leme işlemi bu aşamada yapılır.

Elektrolüminesans Kontrolü (Lami- nasyon Öncesi)

Laminasyona hazır olan yarı mamul panellere bu aşamada son kontrol yapılır, panel üretimi esna- sında oluşabilen elektriksel bağlantı hataları, mikro çatlaklı güneş hücreleri gibi pek çok kusur bu nokta- da ayrılıp tamir edilerek üretim esnasında oluşabile- cek fire miktarı büyük oranda azaltılabilir.

Panel Görsel Kontrol

Bu aşamada paneller müşteriye teslim edilme- den önce asimetri, kirlilik, yabancı madde gibi ku- surlara göre kontrol edilerek ayrılı, eğer modüller bu kriterleri karşılamıyor ise genelde “B sınıfı” olarak ayrılır.

Toprak Süreklilik, İzolasyon ve Yük- sek Voltaj Testi

Bu testler sayesinde güneş panellerinin özellikle montaj ve işletme aşamasında ortaya çıkabilecek can güvenliği ile ilgili olası kusurları elektriksel ola- rak ölçülür. Hatalı paneller ayrılarak duruma göre tamir ya da imha edilir.

(9)

sinde geliştirdiği elektrolüminesans üniteleriyle hem fabrika ortamında hem de santral sahasında elekt- rolüminesans test hizmeti vermektedir. Geliştirmiş

olduğumuz Elektrolüminesans ünitesiyle çekilmiş olan EL görüntüsünden bir örnek de aşağıda veril- miştir:

Hatalı Panel Elektrolüminesans (EL) Fotoğrafları

Proerk Mühendislik Tarafından Sahada Tespit Edilen Bazı Üretim Hataları

(10)
(11)

Mesleki Derlemeler

Işıldamanın Kısa Bir Tarihi Dr. Selin PIRAVADILI MUCUR

TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Malzeme Enstitüsü Fotonik ve Elektronik Sensörler Laboratuvarı

selin.piravadili@tubitak.gov.tr

Tabiatın tüm günlük döngüsü; onun güneş, ay ve yıldızlar, kısaca ışık ile olan ilişkisine bağlıdır.

Tarih öncesi dönemlerden beri ışık insanlığı büyü- lemiş ve insanoğlunda merak uyandırmış ve ona dini ve felsefi anlamalar katmasına neden olmuştur. “Işıldama”nın ya da diğer adıyla da

“lüminesans”ın tarihi milattan önceki (M.Ö.) zamanlara dayanmak-tadır. Güneş, yıldırım, kutup ışıkları, ateş, ay ve ışıl-dayan canlılar gibi nereden geldiği bu bilinmez ışık insanlığı büyülemiş olmalıdır. Elbette ki, gözleme dayalı olan bu tarihsel bulgulara Sanskritçe yazılı varoluşun temel nedeni ve kökenini anlatan Hint

metinlerinde ateşböceklerine atıflarla rastlamak mümkündür [1]. Ateşböcekleri, larvalar, fener ba- lığı, mercanlar ve planktonlar biyo-ışıma (biyolümi- nesans) yaparlar. Herhangi dış kaynağa gereksinim duymadan üreme, avlanma, ilişki kurma ve savun- ma gibi temel nedenlerle Şekil 1’de görüldüğü gibi kimyasal enerjinin kimyasal bir tepkime sonucu ışık olarak dışarı çıkması olayıdır. Bu özellikteki canlılar renk veren lüsiferin proteinini ve lüsiferaz enzimini üretir. Lüsiferin proteininin oksijen ile kimyasal tep- kimeye girmesi sonucu ışıldama meydana gelir.

Şekil 1.

Biolüminesans yapan a) deniz anaları

b) ateşböceği c) fener balığı.

Yunan filozofu Aristoteles (M.Ö. 384-322) “Hay- vanların Tarihçesi” adlı eseriyle canlılardaki ışımayı inceleyen ilk kişi olarak bilinmektedir ve oldukça ge- niş bir soğuk ışık bilgisi ortaya koymuştur. Aristote- les ölü balığın, etin ve ayrıca mantarların ışıldama- sını gözlemlemiştir.

Lüminesans kelimesi ilk kez 1888 yılında bir Alman fizikçi ve bilim tarihçisi Eilhard Wiedemann tarafından kullanılmıştır [2]. Latince “lümen”, “ışık”

anlamına gelmektedir. Bu özelliği gösteren malze- melere de “ışıyan malzemeler”, daha sonra keşfedi- len Fosfor malzemeler de “ışık taşıyıcı” malzemeler olarak bilinirdi. Gerçekte ışıldama, maddelerin, ısısı değişmeksizin elektromanyetik (em) ışınım yapması- dır. Kaynağın ısısında bir değişme olmaması nedeniy- le “soğuk ışık” olarak da adlandırılır. E. Wiedemann ışıldamayı halen geçerli bir sınıflama olan uyarılma durumuna bağlı olarak altı gruba ayırmıştır.

1. Fotolüminesans; Işıkla uyarılma ile elde edi- len ışıldamadır. (Şekil 2a).

2. Tribolüminesans; Mekaniksel ışıldama: Mal- zeme ayrıldığında, yırtıldığında, çizildiğinde, ezildi- ğinde veya ovulduğunda ışıldamanın elde edilmesi- dir (Şekil 2b). Mekanik ışıldama birçok mineralin ışıldaması nedeniyle muhtemelen insanlığın mağa- ralarda yaşadığı dönemde keşfedildi. Bunun yanın- da, 1605 yılında Francis Bacon “bıçakla kenarı kazı- nan sert şekerin ışık verdiğini” bildirdi [3]. 1700’lerin sonunda, kuvars, elmas, yakut, bazı mineral ve seramik malzemelerin mekaniksel ışıma sergilediği

rapor edilmiştir [4].

3. Termolüminesans; Isıl ışıldama: Öncesinde em radyasyondan veya diğer iyonlaştırıcı radyas- yondan enerji emildiğinde, sonradan malzemenin ısıtılması üzerine elde edilen ışıldamadır (Şe- kil 2c). Wiedemann ve Schmidt (1895) floritte ve CaF2:Mn’de termolüminesansı (TL) raporlayan ilk kişilerdir [5]. Daha sonra 1700’ün başında Olden- berg [6] ve sonrasında 1940-1950 yıllarında Farrin- gton Daniels ve çalışma arkadaşlarının araştırmala- rı öne çıkmıştır [7].

4. Kristalloluminesans: Kristalleşme sırasında üretilen ışıldamadır. İlk olarak 1800’lerde sulu bir çözeltiden potasyum sülfatın hızlı kristalleşmesi so- nucu bildirilmiştir. (Şekil 2d).

5. Kemilüminesans; Kimyasal tepkime sonucu ışıldama. Tüm biyo-ışımalar kemilüminesans örnek- leridir.

6. Elektrolüminesans; Elektriksel ışıldama:

Malzemenin içinden geçen elektrik akımına veya malzemeye uygulanan elektriksel alana tepki olarak elde edilen ışıldamadır (Şekil 2e). Kalsiyum sülfü- rün fosforesans malzeme olarak 1700 yılında Fried- rich Hoffmann tarafından sentezi, 1817 yılında J.

F. John tarafından stronsiyumsülfür sentezi ve 1865 yılında Çinkosülfürün Theodor Sidot tarafından sen- tezi gerçekleştirilmiştir [8]. Destriau [9] 1936 yılında katılarda fosfor bazlı yüksek alan altında elektrolü- minesansın keşfini yapmıştır.

(12)

Şekil 2. Uyarılma durumuna bağlı olarak a) Fotolüminesans; UV ışık altında çözeltilerden elde edilen ışıldama [10], b) Tribolüminesans, nane şekerinin ezilmesiyle elde edilen ışılda- ma [11], c) Termolüminesans, ısıl işlem altında ışıldayan seramik [12], d) Kristalloluminesans;

Sulu çözelti içinde sodyum klorürden elde edilen ışıldama [13], e) Elektrolüminesans; mavi renk organik ışık yayan diyot (OLED) [14].

Işıldamanın tarihini anlatırken Bologna (Barit) taşından da bahsetmek önemlidir. İtalyan kundu- racı ve simyacı Vincenzo Cascariolo, 1603 yılın- da doğal mineral bariti (BaSO4) altın yaratmak için kullanmış, fakat altın elde etmek yerine kalıcı olarak ışıldayan bir malzeme elde etmiştir [15].

Böylelikle Bolognian taşı meşhur olmuş, gelecek yıllar için çalışma konusu yaratmış ve günümüze geldiğimizde barit taşı takı ve süslemelerde kulla- nılmaktadır.

Robert Boyle’un başlıca ışıldama çalışmala- rı elmaslarla başlamış, parlayan ahşap, balık ve ete genişlemiş ve fosfor elementiyle sona ermiştir.

Boyle muhtemelen fosforesans, termolüminesans, elektrolüminesans ve tribolüminesansı elmasta ta- nımlayan ilk kişidir [16] . 1684 yılında Waller, beyaz

şeker, somun şekeri ve kaya tuzu gibi maddelerin bir havanda ezildiğinde yoğun bir ışık elde ettiğini bildirmiştir [17].

Hindistan’da 1920’lerden itibaren boya madde- leri, organik bileşikler, nadir toprak bileşikleri, ya- kut, elmas ve korindon (korendon, alüminyum oksit minerali) gibi ultraviyole ve görünür radyasyonlara maruz kalan doğal minerallerin ışıldaması üzerine çalışmalar bildirilmiştir [18]. 1940’tan sonra, X-ışın- ları, UV, katot ışınları ve iyonlaştırıcı radyasyonlar tarafından uyarılan fosforların ışıldama özellikleri üzerine çalışmalar Hintli bilim adamları tarafından gerçekleştirilmiştir. Raman ve öğrencileri [19-21]

elmas kristallerinin ışıldama özelliklerinin açıklan- masında temel katkılarda bulunmuşlardır.

Aydınlatma tarihi sadece birkaç asırdır, ilk

zamanlarda ışık kimyasal yollarla üretilmiştir. Bu oldukça verimsiz bir yol olsa da, üretilen ısı me- tal aletlerin gelişimini ve yiyeceklerin pişirilmesini sağlayarak insanların hayatlarını iyileştirmiştir. Bu, teknolojik yeteneklerin hızlı bir şekilde arttığının göstergesidir. Daha sonra mum ve kandil gibi özel ışık kaynakları geliştirilmiştir. Işık kaynaklarındaki gelişmeler, fiziksel ve kimyasal süreçler konusunda- ki artan anlayışımız yeni ışık kaynakları üretimine yol açmaktadır. Işık üretiminin hala oldukça verimsiz olduğu akkor lambalarda, bir tel filamentini ısıtmak için elektrik akımı kullanılır ve bu da parlamasını sağlar. Akkor lambanın çalışma prensiplerini anla- manın kuantum mekaniği gerektirdiğini belirtmek de ilginçtir. Akkor lambaların geniş çaplı üretimi için cam, vakum teknolojisi ve metalürji gerektiriyordu.

Geliştirilen vakum teknolojisi daha sonra elektron tüplerinin, X-ışını tüplerinin ve gaz deşarj lamba- larının geliştirilmesinde çok önemliydi. Gaz deşarj lambalarında, hem ısı hem de ışık yaratan bir gaz deşarjı üretilir. Işık, gaz fazındaki uyarılmış atomlar veya moleküller tarafından üretilir. Birçok gaz deşarj lambası, deşarj tarafından üretilen ışığı emen ve farklı bir frekansta ışığa dönüştüren parlak malze- meler kullanır. Fosfor malzemelerin geliştirilmesi, yüksek saflıkta malzeme bilimi gerektirmektedir.

Ekim 2014’te Nobel Ödülü’nün 3 Japon bilim in- sanına verilmesiyle ışığın bir kez daha merkezi bir konumda olduğu anlaşılmıştır [22]. Isamu Akasaki, Hiroshi Amano ve Shuji Nakamura, enerji tasarruflu ve çevre dostu yeni bir ışık kaynağı olan mavi ışık yayan diyot (LED) icat ettikleri için ödüllendirilmişler- dir. Nobel Ödülü insanlığa en büyük yararı sağlayan bir buluşa verildiğinden; mavi LED kullanarak beyaz ışık eldesi yeniden oluşturulabilmektedir. LED lam- balar eski ışık kaynaklarına göre daha uzun ömürlü

ve daha verimlidir. Kırmızı (1950) ve yeşil ışık yayan diyotlar neredeyse yarım asırdır bizimle birliktedir, ancak aydınlatma teknolojisinde gerçekten devrim yapmak için mavi ışığa ihtiyaç olduğundan mavi LED’in keşfi son derece önemlidir. Sadece kırmızı, yeşil ve mavi üçlüsü aydınlatma amacıyla kullana- bilen beyaz ışığı üretebilmektedir. Mavi ışık otuz yıl boyunca bir sorun olmaya devam etti. I. Akasaki, H.

Amano ve S. Nakamura inorganik yarı iletkenlerden parlak mavi ışık elde ettiklerinde, aydınlatma tek- nolojisinin temel bir dönüm noktasına ulaşılmıştır.

Akkor ampuller 20. yüzyılı aydınlattı; 21. yüzyılı da LED lambalar aydınlatmaya başlamıştır.

Işık yayan bir diyodun yapısına baktığımızda, bir dizi katmanlı yarı iletken malzemeden oluştu- ğunu görebiliriz: negatif elektron fazlalığı olan n-tipi bir tabaka ve pozitif boşluk fazlalığı olan bir tabaka olarak da adlandırılan bir p-tipi tabaka. Aralarında, yarı iletkene bir elektriksel gerilim uygulandığında negatif elektronların ve pozitif deliklerin yönlendiril- diği aktif bir katman vardır. Elektronlar ve boşluklar birleştiğinde yeniden birleşirler ve ışık meydana ge- lir. Işığın dalga boyu tamamen yarı iletkene bağlı- dır; mavi ışık kısa dalga ucunda olduğundan sade- ce bazı malzemelerde üretilebilir. LED’de, elektrik doğrudan fotonlara dönüştürülür, elektriğin çoğunun ısıya ve sadece küçük bir miktarın ışığa dönüştürül- düğü diğer ışık kaynaklarına kıyasla verimlilik çok daha fazladır. Bu nedenle, yeni LED’ler eski ışık kaynaklarına kıyasla ışık yaymak için daha az enerji gerektirir. Bir yarı iletkenden yayılan ilk ışık raporu 1907 yılında Nobel Ödülü sahibi 1909 Guglielmo Marconi’nin iş arkadaşı Henry J. Round tarafından yazılmıştır. Daha sonra 1920’lerde ve 1930’larda Sovyetler Birliği’nde Oleg V. Losev [23-25], ışık ya- yınımı ile ilgili daha yakın çalışmalara girişişlerdir.

(13)

Katı hal ışık kaynaklarının tarihsel gelişimi üzerine literatür mevcuttur [26-28].

Organik ışık yayan diyotlara (OLED) baktığımız- da ise temel yapısı Şekil 3’te görüldüğü gibi organik katmanların iki elektrot arasına yerleştirilmesiyle oluşmaktadır.

Burada, genellikle indiyum kalay oksit (ITO) ve

metal (alüminyum, gümüş, altın v.b.) sırasıyla anot ve katot olarak rol oynamaktadır. Anot-katot arası- na elektrik alan uygulandığında organik katmanlardan oluşan boşluk taşıyıcı tabaka (HTL) ve elektron taşıyıcı tabaka (ETL) arayüzünde kontak oluştururlar. Böylece, bu bölgede etkili elektron-boşluk birleşmesi meydana gelerek ışınım elde edilmektedir. Boşluk ve elektron iletimi birbirinden bağımsız olarak iyileştirilebilmek-tedir, böylece boşluk ve elektron akımı dengelene- bilmektedir. Yayılan ışığın rengi ise farklı ışık yayan organik malzemelerin kullanılmasıyla elde edilmek-tedir. Organik ışıldamanın tarihine baktığımızda, 1953’te Bernanose ve çalışma grubu tarafından AC

modda ve 1963’ te Pope ve çalışma grubu tarafın- dan DC modda çalışan ilk organik elektrolümine- sans (EL) hücresi imal edilmiştir [29]. Daha sonra, ışık yayan polimer kullanılarak AC modda çalışan aygıt yapılmıştır [ ]. Parlak bir EL, toz grafit elektrot- lu antrasen kristalinin kullanılmasıyla elde edilmiştir.

Antrasen kristali içinde boşluk akımı ilk kez Martin Pope ve çalışma grubu tarafından 1960 yılında göz- lenmiştir. Yeni ufuklar açan bu keşifte, elektron ve boşluk enjekte eden kontak malzemelerinin enerji seviyelerinden de bahsedilmiştir [30]. Üç yıl sonra aynı grup, doğru akım (DC) uygulayarak tek kristal ve safsızlık içeren antrasenden elektrolüminesansı ilk olarak gözlediğini bildirmiştir [31]. Bunu takiben, Helfrich ve Schneider tek kristal antrasende boşluk ve elektron enjekte eden elektrotlar kullanarak EL üretmeyi başarmışlardır. 1982 yılında, Vincentt ve çalışma grubu EL elde etmek için organik ince fil- mi (0.6 µm) vakum ortamında termal buharlaştırma yöntemiyle kaplamışlardır [32]. Çalışma gerilimi 100 V’ nin altına düşürülmüş ancak, EQE hala çok dü- şük kalmıştır (~%0.05).

Şekil 4a’ da görüldüğü gibi 1980’ lerde Tang ve Van Slyke çığır açan çalışmasında, boşluk ve elektron iletiminden sorumlu iki ince organik film katmanlarıyla (toplam kalınlığı ~135 nm) özgün bir aygıt yapısı ile EL üretilmişlerdir (Şekil 4b). Parıltı değeri yüksek ilk OLED çok katmanlı ince film aygıt- ların üretimiyle elde edilmiştir [33,34]. Bu keşif, bu alandaki gelişmelerin hızlanmasını teşvik etmiştir.

Şekil 4: Verimli ve düşük çalışma gerilimine sahip ilk organik ışık yayan diyot

teknolojisi a) Ching Tang ve Steven van Slyke; Eastman Kodak

b) aygıt mimarisi.

1970’ lerin ortasına gelindiğinde, kristal ve amorf organik bazlı EL aygıtların gelişmelerine paralel ola- rak, çözeltiden ve ucuz yöntemlerle işlenebilirlikle- ri nedeniyle polimerler araştırılmaya başlanmıştır.

İlk polimer OLED çalışmaları, poli(vinilkarbazol) (PVCz) filmi kullanarak İngiltere ulusal laboratuva- rında gerçekleşmiştir [35].

1990 yılında Friend ve Burroughes’in ITO üzeri- ne polifenilen-vinilen’i (PPV,100 nm) dönel kaplama yöntemiyle kaplayarak yüksek verimli yeşil ışık ya- yan aygıt elde etmişlerdir [36].

Baldo’nun 1998 yılında yaptığı çalışmada fos- foresans katkılı platinyum okta-etilporfin (PtOEP) kullanılarak üçlü eksitonların (triplet) sayesinde % 25 olan iç verim sınır değeri aşılmıştır. Daha sonra Adachi ve çalışma arkadaşları geniş band aralıklı malzemeye fosforesans katkılayarak iç kuantum veriminde (IQE) ise % 100’lere yaklaşmışlardır [37].

Organik malzemelerin çeşitliliği, kimyasal yollar- la özelliklerinin ayarlanabilirliği, kompozisyonunun kontrolü ve inorganik malzemelere göre basit işle- nebilirliğinin olması gibi özellikleriyle ışık yayan ay- gıtlar (LED) için cezbedici olmuştur. Bu hem küçük molekül OLED’ ler (SMOLED) ve hem de polimer LED’ ler (PLED) için halen hızlı bir oranda büyüme- ye devam eden yoğun araştırma ve geliştirme alanı yaratmıştır [38-39].

Organik moleküller hızla gelişmeye devam et- mektedir. Son on yılda geliştirilen, termal olarak gecikmeli floresan moleküller (TADF) [40-41] ve hi- perfloresan moleküller [42] aydınlatma sektöründe gelecek vadetmektedir.

Sonuç olarak, ışıldama ve ışık ateşböceklerin- den başlayarak LED’lere gelene kadar tüm bu tarih- sel serüveninde dini ve felsefi yorumlara malzeme olmuş, efsanelere taşınmış fakat sonunda akıl ve bilim ile açıklanarak arındırılmıştır.

1. Paul Deussen, Sixty Upanishads of the Veda, Volume 2, Motilal Banarsidass, ISBN 978- 8120814691, pages 556-557

2. https://research.uni-leipzig.de/catalogus-professorum-lipsiensium/leipzig/Wiedemann_1039/

3. F. Bacon, The Advancement of Learning, Book IV, Chap. 3, 1605

4. T. Wedgwood, Experiments and observations on the production of light from different bodies,- by heat and by attrition, Phil. Trans. 82 (1792) 270-282

5. E. Wiedemann, “Über Fluorescenz und Phosphorescenz, I. Abhandlung” (On fluorescence and phosphorescence), Annalen der Physik 34 (1888) 446-463

6. H. OLDENBERG,Phil. Trans. Abrdg. 3 (1705) 345.

7. Getman, F. H., & Daniels, F. (1943). Outlines of physical chemistry. New York: J. Wiley and Sons, Inc.

8. T. Sidot, Recherches sur la crystallisation de quelque sulphures métalliques et sur les prop- riétés de la blende hexagonale, Comptes Rend. Acad. Sci. Paris 62 (1866) 999

9. G. Destriau, Recherches sur les scintillations des sulfures de zinc aux rayons. J. Chim. Phys.

33 (1936) 587

10. https://en.wikipedia.org/wiki/Photoluminescence

11. Monette, Z., Kasar, A.K. & Menezes, P.L. Advances in triboluminescence and mechanolumi- nescence. J Mater Sci: Mater Electron 30, 19675–19690 (2019). https://doi.org/10.1007/s10854-019- 02369-8

12. https://archaeologynewsnetwork.blogspot.com/2015/04/thermoluminescence-dating-refined.

Kaynaklar

(14)

html13. J. Chem. Phys. 136, 064512 (2012); htt- ps://doi.org/10.1063/1.3684548

14. https://www.printedelectronicsworld.com/

articles/3573/true-blue-light-emission-improves-o- led-displays

15. J.Holsa, Persistent luminescence beats the afterglow: 400 years of persistent luminescen- ce,Electrochem. Soc. Interface 18(4) (2009) 42–45 16. R. Boyle, Experiments and considerations touching colours, Royal Society Proceedings,Lon- don, 1664, pp. 413- 423.

17. R. Waller, Essayes of natural experiments made in the Academie del Cimento, Original Italian written in 1667: Translation by Waller in 1684, 160 pp. London.

18. H.N. Bose, Luminescence and allied phenomena. Ind. J. Hist. of Science 27(4) (1992) 409-419.

19. S. Bhagavantam, Indian J. Phys. 5 (1930) 169.20. Mani, The fluorescence and absorption spectra of diamond in the visible region,Proc. In- dian Acad. Sci. 19 (1944) 231-252; Spectroscopic study of luminescence patterns in diamond, Proc.

Indian Acad. Sci. 20 (1944) 155-162.

21. P.G.N. Nayar, Proc. Indian Acad. Sci. A series of 6 papers appeared in Vol. 13-15 (1941- 42).22. Royal Swedish Academy of Sciences, Stockholm, http://kva.se, and at http://nobelprize.

org23. O.V. Losev, Luminous carborundum detector and detection effect and oscillations with crystals, Phil. Mag. 5 (39) (1928) 1024–1044;

doi:10.1080/14786441108564683

24. O.V. Losev, Physik. Zeitschr. 34 (1933) 397–403.

25. N. Zheludev, The life and times of the LED – a 100-year history, Nature Photonics, 1 (2007) 189-192.

26. E.F. Schubert, and K.J. Kyu, Solid-State Light Sources Getting Smart, Science 308 (2005) 1274.

27. N. Savage, LEDs light the future, Techno- logy Review 103(5) (2000) 38–44.

28. V.K. Khanna, Fundamentals of Solid State Lighting: LEDs, OLEDs, and Their Application in Il- lumination and Displays, CRC Press, Boca Raton, FL., USA, 2014.

29. Pope, M., H. Kallmann, and P. Magnan-

te, Electroluminescence in organic crystals. The Journal of Chemical Physics, 1963. 38(8): p. 2042- 204330. Hartman, W.A. and H. Armstrong, Elect- roluminescence in organic polymers. Journal of Applied Physics, 1967. 38(5): p. 2393-2395.

31. Kallmann, H. and M. Pope, Bulk conduc- tivity in organic crystals. Nature, 1960. 186(4718):

p. 31.

32. Pope, M., H. Kallmann, and P. Magnan- te, Electroluminescence in organic crystals. The Journal of Chemical Physics, 1963. 38(8): p. 2042- 204333. Vincett, P., et al., Electrical conduction and low voltage blue electroluminescence in vacu- um-deposited organic films. Thin solid films, 1982.

94(2): p. 171-183.]

34. Tang, C.W. and S.A. VanSlyke, Organic electroluminescent diodes. Applied physics letters, 1987. 51(12): p. 913-915.

35. Partridge, R., Electroluminescence from polyvinylcarbazole films: 3. Electroluminescent devices. Polymer, 1983. 24(6): p. 748-754.

36. Burroughes, J.H., et al., Light-emitting di- odes based on conjugated polymers. nature, 1990.

347(6293): p. 539

37. Adachi, C., et al., Nearly 100% internal phosphorescence efficiency in an organic light-e- mitting device. Journal of Applied Physics, 2001.

90(10): p. 5048-5051.

38. Nalwa, H.S., Handbook of Advanced Electronic and Photonic Materials and Devices, Ten-Volume Set. Vol. 1. 2000: Academic Press.

39. Shinar, J. and V. Savvateev, Introduction to organic light-emitting devices, in Organic Light-E- mitting Devices. 2004, Springer. p. 1-41.

40. Endo, A., et al., Efficient up-conversion of triplet excitons into a singlet state and its applicati- on for organic light emitting diodes. Applied Physi- cs Letters, 2011. 98(8): p. 42.

41. Zhang, Q., et al., Efficient blue organic light-emitting diodes employing thermally activated delayed fluorescence. Nature Photonics, 2014.

8(4): p. 326

42. https://www.fluxim.com/tadf-oled-simulati- on.

ÖĞRENCİ ÜYELERİMİZE ÖDÜLLÜ MANTIK SORUSU

Murat’la Zeynep iki kardeş, her gün okula otobüsle gidiyorlar.

Akşamları anneleri, ders bitiminde okulda olacak şekilde, evden arabayla çıkıyor, çocukları okuldan alıyor ve birlikte eve dönüyorlar.

Bir gün, öğretmen gelmediğinden, okul erkenden tatil ediliyor...

Murat’la Zeynep okuldan çıkıp, annelerinin geleceği yoldan eve doğru yürümeye başlıyorlar; 30 dakika yürüdükten sonra annelerinin araba- sıyla karşılaşıyorlar ve eve her zamankinden 40 dakika önce dönmüş

oluyorlar.

Okul kaç dakika erken tatil edildi?

a- 30 dakika b- 40 dakika c- 50 dakika d- 70 dakika

Bir banyo küvetin dolması 18 dakika sürdü, halbuki normal olarak 6 dakikada küvet doluyordu... (dalgınlıkla boşaltma borusunun tıpasını açık bırakmışım)... Musluğu kapattım. Musluğu kapattıktan sonra, bizim dolu küvet kaç dakikada boşaldı dersiniz?

SORUNUN CEVABI

Küvet bir yandan doluyor bir yandan boşalıyor ve sonuçta dola biliyorsa boşalma hızı dolma hızından daha küçük demektir; yani boşalma süresi dolma süresinden daha uzun olacaktır.

Dolu küvetin (K) Boşalma hızına B dakika/K diyelim. Boş küvetin Dolma hızı D = 6 dakika/K olduğuna göre, 1 dakikada Küvetin 1/6 kadarı dolarken 1/B kadarı boşalıyor. Küvet 18 dakikada doldu; bu demek- tir ki, (1/6 - 1/B) küvetin 18 de 1’ idir; öyleyse,

1/B = 1/6 - 1/18 = 1/9 veya B = 9 dakika bulunur.

Geçen haftanın ödüllü mantık sorusu

(15)

TMMOB’den Haberler

TMMOB Yönetim Kurulu ve Oda Başkanları Ortak Toplantısı

13.06.2020

TMMOB Yönetim Kuru- lu ve Oda Başkanları Or- tak Toplantısı, 13 Haziran 2020 tarihinde “Haftalık Değerlendirme” gündemi ile çevirim içi olarak ger- çekleştirildi.

TMMOB Saymanı ve Oda Sayman Üyeleri Ortak Toplantısı

TMMOB Saymanı ve Oda Sayman Üyeleri Ortak Toplantısı çevirim içi olarak gerçekleştirildi.

11.06.2020

Çalışanların Emeklerine El Konulmasına İzin Vermeyeceğiz!

Kıdem Tazminatı'nın kaldırılarak “Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi” adı altında gasp edilmesi giri- şimlerine ilişkin TMMOB Yönetim Kurulu Baş- kanı Emin Koramaz tarafından basın açıklaması yapıldı.

23.06.2020

Baro Başkanlarına Yönelik Engeller Derhal Kaldırılsın!

Baro Başkanları tarafından başlatılan “Savunma Yü- rüyüşü”nün Ankara girişinde polis tarafından engellen- mesi üzerine TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz tarafından basın açıklaması yapıldı.

22.06.2020

KMO: Mahkeme,

KMO Yönetiminin Görevden Alınmasına Dair Kararı Kaldırdı!

TMMOB Kimya Mühendisleri Odası (KMO), Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’nin KMO Yönetiminin görev- den alınmasına dair kararı kaldırmasına ilişkin olarak 26 Haziran 2020 tarihinde bir basın açıklaması yaptı.

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi KMO Yönetiminin gö- revden alınmasına dair kararı kaldırdı.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı müfettişlerinin Kimya Mühendisleri Odasında idari ve mali denetim yapmaya yönelik girişimlerine Oda Yönetim Kurulu- nun direnim gösterdiği gerekçesiyle Bakanlığın yap- mış olduğu başvuru üzerine KMO 45. Dönem Yönetim Kurulu üyelerinin görevlerinden alınmasına, yerlerine yenilerinin seçilmesine Ankara 24. Asliye Hukuk Mah- kemesince 25.09.2017tarihinde karar verilmişti.

26.06.2020

27. Yılında Sivas Katliamını Unutmadık!

2 Temmuz 1993’te yaşanan Sivas Katliamı’nın 27.

yılında TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Ko- ramaz tarafından basın açıklaması yapıldı.

1993 yılında Sivas’ta 4.’sü düzenlenen Pir Sultan Abdal Kültür Şenliği’ne katılan aydın, sanatçı ve edebiyatçıların kaldığı otelin yakılarak 35 kişinin öldürülmesi, ülkemizin en trajik katliamlarından biri olarak tarihe geçti. Katliamın 27. yılında kaybettik- lerimizi özlemle anıyor, katliamı gerçekleştiren geri- ci-faşist linç güruhunu lanetliyoruz.

02.07.2020

Yönetim Kurulu ve Oda Başkanları Ortak Toplantısı

TMMOB Yönetim Kurulu ve Oda Başkanları Ortak Toplantısı, “Hafta- lık Değerlendirme” gündemi ile çevi- rim içi olarak gerçekleştirildi.

04.07.2020

(16)

Artık Yeter!

09.07.2020

Hendek’te yaşanan patlamadan artakalan patlayıcıların taşınması sırasında 9 Temmuz

‘da yaşanan ve 3 askerin hayatını kaybettiği patlama üzerine TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz tarafından basın açıklaması yapıldı.

İhmal, tedbirsizlik ve sorumsuzluklar yü- zünden yaşadığımız can kayıplarının acı- ları birbirine karışmaya devam ediyor. 3 Temmuz’da Hendek’te yaşanan patlamadan artakalan patlayıcıların taşınması sırasında yaşanan yeni bir patlama bir kez daha yü- reklerimize acı düşürdü. Patlamada hayatını kaybeden 3 askerimizin ailesine başsağlığı diliyoruz. Yaralanan 6 askeri personelin en kısa zamanda sağlığına kavuşmasını diliyo- ruz.

BMO: Sosyal Medyaya Yeni Düzenleme: Görme, Duyma, Söyleme!

TMMOB Bilgisayar Mühendisleri Odası (BMO) TBMM’nin gündemindeki “Sosyal Medya Düzenlemesi” üzerine bir basın açık- laması yaptı.

23.07.2020

TMMOB Yönetim Kurulu ve Oda Başkanları Ortak Toplantısı

TMMOB Yönetim Kurulu ve Oda Başkanları Ortak Toplantısı, “Haftalık Değerlendirme”

gündemi ile çevirim içi olarak gerçekleştirildi.

23.07.2020

GENEL MERKEZ

Dr. Abdullah ZARARSIZ Y.K. Başkanı fmo@fmo.org.tr

İSTANBUL ŞUBE

Ezgi ÖZKAN ALTAYLI Şube Y.K. Başkanı fmoist@fmo.org.tr

ADANA İL TEMSİLCİLİĞİ Prof. Dr. Yüksel UFUKTEPE - İl Temsilcisi

ufuk@cu.edu.tr

BURSA İL TEMSİLCİLİĞİ Nigar ÖZEY - İl Temsilcisi

nigarozey@gmail.com İZMİR İL TEMSİLCİLİĞİ Şule BAYRAKTUTAN - İl Temsilcisi

bayraktutans@gmail.com

GAZİANTEP İL TEMSİLCİLİĞİ Prof. Dr. Necmettin YAZICI İl - Temsilcisi

yazici@gantep.edu.tr

MERSİN İL TEMSİLCİLİĞİ Umut SALCAN - İl Temsilcisi

umutsalcan@gmail.com

(17)

Fizik Mühendisleri Odası

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği

E-Bülten Sayı 53 Temmuz-Ağustos 2020

FMO e-bülten ile ilgili

görüş, öneri, değerlendirme ve yazılarınızı e-posta adresimize iletebilirsiniz.

Mithatpaşa Cad., No:44/16

Kızılay/ANKARA Tel:0 312 431 5542

Fax:0 312 435 75 44 fmo@fmo.org.tr http://www.fmo.org.tr

Referanslar

Benzer Belgeler

a) Oda Genel Kurulu tarafından kendisine verilen görev ve yetkileri kullanır, Oda Genel Kurulunda alınan kararları uygular, Oda işlerini Genel Kurulun kararları

Madde 50 — Türk Loydu Vakfı Yönetim Kurulunda Oda temsilcisi adayı olarak, Türk Loydu Vakfı Genel Kuruluna Oda tarafından önerilecek adaylarda aranacak şartlar ile

Oda yürütme organı olan Yönetim Kurulu, Genel Kurul tarafından iki yıl için faal veya uygulamacı üyeler arasından seçilen bir Başkan ve dört üyeden oluşur.. Oda

Birliğin yürütme organı olan Yönetim Kurulu, Genel Kurul tarafından iki yıl için faal veya uygulamacı üyeler arasından seçilen bir Genel Başkan, dört üye ve Birliğin

TMMOB Enerji Raporu 2006 SUNUŞ Ülkemizin enerji gereksinimi esas olarak petrol, doğalgaz ve kömür gibi birincil enerji kaynaklarıyla karşılanmakta olup, özellikle petrol

Özel sektörün uzun vadeli dış kredileri Eylül 2014 itibarıyla 164 milyar dolara yaklaşırken, toplamı 402 milyar doları bulmuş olan dış kredi stokunun yüzde

4) Sermaye Ģirketi ortağı olarak faaliyet gösteriyorsa; SMMH nin Ģirketin faaliyet konuları arasında yer almaya ve kendisinin de Ģirket ortağı olmaya devam

Ģ) Serbest orman ürünleri ortaklık bürosu: Orman endüstri mühendisi ve ağaç iĢleri endüstri mühendisi unvanına sahip ruhsatlı serbest meslek mensuplarının;