• Sonuç bulunamadı

ÇOCUKLARDA ÜRÝNER SÝSTEM TAÞ HASTALIÐI Ýpek AKÝL , Ayten EGEMEN 1 2

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ÇOCUKLARDA ÜRÝNER SÝSTEM TAÞ HASTALIÐI Ýpek AKÝL , Ayten EGEMEN 1 2"

Copied!
12
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ÇOCUKLARDA ÜRÝNER SÝSTEM TAÞ HASTALIÐI

Ýpek AKÝL , Ayten EGEMEN1 2

ÖZET

Anahtar Kelimeler:

Urolithiasis In Childhood And Prevention ABSTRACT

Key words:

Üriner sistem taþ hastalýðý, çocuklarda çoðunlukla gerçek sýklýðýndan daha az taný konulan ve önemli komplikasyonlara yol açabilen bir hastalýktýr. Çocuklukta, prematüre bir yenidoðandan adolesana kadar her dönemde üriner sistem taþý görülebilir. Taþlar renal, ürolojik, endokrin veya metabolik hastalýða baðlý olarak oluþabilir. Klinik bulgular, hastanýn yaþý, taþýn büyüklüðü, yeri, týkanýklýða yol açýp açmamasý, taþýn yer deðiþtirmesi, enfeksiyon varlýðý ve altta yatan hastalýðýn bulgularý ile iliþkilidir. Türkiye gibi taþ hastalýðýnýn yaygýn olduðu ülkelerde, tedavi ve izlemde ilk adým hiperkalsiüri, hiperürikozüri, sistinüri, renal tübüler asidoz, ksantinüri, primer hiperokzalüri gibi taþa neden olan metabolik bozukluklar ve enfeksiyonun araþtýrýlmasýdýr.

Yeni taþ oluþumunun önlenmesi týbbi tedavi, diyet ve sývý alýmýný içeren koruyucu önlemlerin alýnmasý ile mümkündür.

Ürolitiazis, metabolik hastalýklar, idrar yolu enfeksiyonu, diyet, taþ hastalýðýndan korunma

Pediatric stone disease is a frequently underestimated entity that can present unique problems in its management.

Children can present with stones at any age (premature newborn to teenager). Urolithiasis stems from various renal, urologic, endocrine and metabolic disorders. The physical examination in children with urolithiasis is influenced by several factors like age, pain, infection, and underlying process producing the stone and size, localization and passage of the stone. It should be the first step to investigate metabolic disorders (e. g.

Hypercalciuria, hyperuricosuria, cystinuria, renal tubular acidosis, xanthinuria, and primary hyperoxaluria) and recurrent urinary tract infection in countries with a particularly high ratio urolithiasis like Turkey. Preventive approach to new stone formation requires a combination of medication, large fluid intake, and some dietary restrictions.

Urolithiasis, metabolic disorders, urinary tract infection, diet, prevention of urolithiasis

1 2

Celal Bayar Üniversitesi, Çocuk Saðlýðý ve Hastalýklarý Anabilim Dalý, MANÝSA

Ege Üniversitesi, Çocuk Saðlýðý ve Hastalýklarý Anabilim Dalý, Sosyal Pediatri Bilim Dalý, ÝZMÝR

Üriner sistem taþ hastalýðýnýn (ürolitiazis) tarihçesi insanlýðýn ilk yýllarýna kadar uzanmaktadýr.

Bilinen en eski üriner taþ Mýsýr'lý mumyalarda bulunmuþtur ve 6000 yýllýk olduðu tahmin edilmektedir. Ürolitiazis, genellikle eriþkinlerin hastalýðý olarak bilinmektedir. Buna karþýn çocuklukta, prematüre bir yenidoðandan adolesana kadar her dönemde üriner sistem taþý ile karþýlaþýlabilir. Bir çok renal, ürolojik, endokrin veya metabolik hastalýða baðlý taþ oluþabilir. Taþlar deðiþik kristallerden köken alýr, bu çocuklarýn ailelerinde çoðunlukla benzer özellikte kristalüri bulunmaktadýr.

Geliþmekte olan ülkelerde daha çok enfeksiyona baðlý mesane taþlarý, geliþmiþ ülkelerde ise daha çok böbrek yerleþimli spesifik metabolizma hastalýklarý veya a n a t o m i k p a t o l o j i l e r e b a ð l ý t a þ h a s t a l ý ð ý görülmektedir.

Ürolitiazis, genellikle hayatý tehdit edici bir hastalýk deðildir. Ancak primer hiperokzalüri tip I'de olduðu gibi ürolitiazise yol açan hastalýk, zamanla böbrek fonksiyonlarýnda bozulmaya yol açabilir.

Ayrýca primer hastalýðýn mortalitesi yüksek olabilir.

Taþlarýn enfekte olduðu durumlarda ürosepsis riski vardýr; üriner sistem obstrüksiyonu da varsa bu risk artar. Üriner sistemde obstrüksiyonun devam etmesi durumunda ürolitiazisin önemli bir morbiditesi olan kronik böbrek yetmezliði geliþebilir.

Üriner sistem taþlarýnýn insidansý, klinik bulgularý, taþýn yapýsý yaþanýlan coðrafik yere göre geniþ farklýlýklar gösterir. Çocuklarda toplum bazýnda ürolitiazisin gerçek sýklýðý bilinmemektedir, prevalans geliþmiþ ülkelerde %1-5, geliþmekte olan ülkelerde

%5-15 olarak bildirilmektedir. Amerika'da hastaneye yatýrýlan çocuklarda ürolitiazis insidansý 1/1000 ile 1/7600 arasýnda deðiþmektedir ve göreceli olarak diðer ülkelere oranla daha az olduðu düþünülmektedir.

Amerika'lý beyazlarda zencilere, doðu Asya ve Latin Amerika kökenlilere oranla taþ hastalýðý daha sýk görülmektedir.

Ürolitiazis eriþkin yaþlarda erkeklerde daha sýktýr (erkek/kadýn oraný 4:1), çocuklarda ise bu oran daha küçüktür. Ülkemizde deðiþik verilere göre erkek/kýz oraný 1.2-4/1 olarak deðiþmektedir.

Taþ hastalýðý eriþkinlerde en sýk orta yaþlarda görülürken çocuklarda her yaþta bulunabilir.

Çocuklarda da eriþkinlerde olduðu gibi en sýk kalsiyum okzalat ve kalsiyum fosfat taþlarýna rastlanýr.

Çocuklarda kalsiyum okzalat taþlarý %45-65, kalsiyum fosfat taþlarý %14-30, sitruvit taþlarý (magnezyum amonyum fosfat) %13-24, ürik asit taþlarý %4-8, sistin taþlarý %5-6, endemik taþlar %2, miks taþlar %2 sýklýkta bulunmaktadýr. Tablo I'de bileþimlerine göre üriner sistemde taþ oluþumuna yol açan hastalýklarýn sýnýflandýrýlmasý ve Tablo II'de

1

2

2

3

4

4-7

4, 8-10

Epidemiyoloji

(2)

kimyasal bileþimlerine göre özel taþ isimleri bulunmaktadýr.

Araþtýrmalar ve eldeki diðer veriler, dünyada dört farklý epidemiyolojik özelliðe iþaret etmektedir.

·

Tayland baþta olmak üzere uzak doðu ülkeleri ve eskiden Türkiye'nin de içinde bulunduðu bazý

ülkelerde tanýmlanmaktadýr. Bu

grupta erkek çocuklarda daha sýk taþa rastlanmakta ve taþlar daha çok mesanede yerleþmektedir. Taþlarýn yapýsý genellikle amonyum asid ürat ve okzalattan oluþmaktadýr. Patogenezde beslenmenin pirinç ve tahýla dayalý olmasý, protein tüketiminin yetersiz olmasý rol oynamaktadýr. Ýngiltere'nin kýrsal kesimleri, Pakistan, Ermenistan ve Türkiye'de son yýllarda beslenme standartlarýn yükselmesi sonucu bu epidemiyolojik özelliðin insidansýnda azalma olmuþ ve taþlar daha çok geliþmiþ ülkelerde olduðu gibi böbrek yerleþimli olmaya baþlamýþtýr.

·

Ürolitiazisli çocuklarýn %2-3'ünde

bulunur. Avrupa ülkelerinde sýklýðý azdýr.

Yýllýk insidans bir milyon nüfusta 1-2'dir. Daha çok erkek çocuklarýnda (%80) ve tüm ýrklarda görülebilir.

Çoðunlukla üst üriner sistemde yerleþir. Bu taþlar organik matriks ve sitruvit bileþimindedir. Bu taþlarýn oluþmasýnda primer etken Proteus ve diðer üreaz aktivitesi olan bakteri türleri ile olan enfeksiyonlardýr.

·

Bu epidemiyolojik özelliðin bulunduðu ülkelerde aslýnda ürolitiazis yaygýn deðildir. Taþlar hiperkalsiüri, distal renal tübüler asidoz, hiperokzalüri, sistinüri, pürin metabolizma bozukluðu

gibi oluþur .

·

Kalsiyum taþlarýnýn yüksek olduðu bölgeler olarak anýlýr. Hiperkalsiüri önemli bir patojenik faktördür.

Türkiye'de çocuklarda ürolitiazis insidansýna ait yeterli veri yoktur. Çeþitli araþtýrýcýlarýn hasta serileri bulunmaktadýr. Öner ve arkadaþlarýnýn, orta Anadolu bölgesinde, 92 ürolitiazisli çocuðun 5 yýllýk retrospektif araþtýrma sonuçlarýnda, baþlangýç yaþýnýn küçük olduðu, erkek/kýz oranýnýn 1.6 olduðu bildirilmektedir. Hastalarýn %15.2'si kronik böbrek yetmezliði ile baþvurmuþ ve bunlarýn %64.3'ünde enfeksiyon taþý gösterilmiþtir. Taþlar çoðunlukla (%68.5) üst üriner sistemdedir. Etiyolojik faktörler arasýnda %30 anatomik, %31.5 enfeksiyona baðlý,

%26.1 metabolik nedenler saptanýrken %12'sinin idiopatik olduðu bulunmuþtur.

Orta Anadolu bölgesinden Özokutan ve arkadaþlarý 10 ay-16 yaþ (ort. 8.2 yýl) arasýndaki 85 hastanýn 12 yýllýk retrospektif deðerlendirmesini yapmýþtýr. Bu çalýþmada hasta grubunun yaþ daðýlýmý 10 ay ile 16 yaþ arasýnda, erkek/kýz oraný 4'e 1'dir. En sýk baþvuru yakýnmasýnýn %27 oranýnda yan aðrýsý olduðu, %11.8 olguda aile öyküsü bulunduðu görülmüþtür. Taþlarýn daha çok üst üriner sistemde yerleþimli olduðu (%82.4), en sýk eþlik eden metabolik patolojinin hiperkalsiüri olduðu (%25), enfeksiyon birlikteliðinin %33 olduðu bulunmuþtur. Kýrk taþýn Tablo I:

Kalsiyum taþlarý (kalsiyum okzalat, kalsiyum fosfat)

Sistin taþlarý

Sitruvit taþlarý (manezyum amonyum fosfat)

Ürik asit taþlarý

Ýndinavir taþlarý Nefrokalsinozis Tablo II:

Üriner sistem taþlarýnýn bileþimlerine göre sýnýflamasý

1.Normokalsemik Hiperkalsiüri Absorbtif

Renal

Distal renal tübüler asidoz (kalsiyum fosfat) Cushing sendromu

Furosemid, kortikosteroid tedavisi 2. Hiperkalsemik hiperkalsiüri Hiperparatiroidizm

Sarkoidozis D hipervitaminozu Ýmmobilizasyon Tirotoksikoz

Ýdiopatik infantil hiperkalsemi 3. Hiperürikozüri

4. Heterozigot sistinüri

5. Hiperokzalüri (kalsiyum okzalat) Primer hiperokzalüri tip I, tip II Sekonder hiperokzalüri Enterik hiperokzalüri 6. Hipositratüri 7. Renal tübüler asidoz Sistinüri

1. Ýdrar yolu enfeksiyonu (üreyi parçalayan org.) 2. Yabancý cisim

3. Üriner sistemde staz 1. Hiperürikozüri 2. Lesch-Nyhan sendromu 3. Myeloproliferatif hastalýklar 4. Kemoterapi sonrasý

5. Ýnflamatuvar barsak hastalýklarý

Kimyasal bileþimlerine göre özel taþ isimleri

1

12

Taþ özel ismi Kimyasal bileþim Whewellit Kalsiyum okzalat monohidrat Weddelit Kalsiyum okzalat dihidrat Hidroksiapatit Pentakalsiyum okzalat trifosfat Whitlockit Trikalsiyum fosfat

Brushit Kalsiyum hidrojen fosfat trihidrat Newberyit Magnezyum hidrojen fosfat trihidrat Struvit Magnezyum amonyum fosfat hekzahidrat Aragonit / kalsit Kalsiyum karbonat

Alçý Kalsiyum karbonat

Ürisit Ürik asit

Sistin L-sistin

Ksantin Ksantin

Endemik taþlar:

endemik taþ hastalýðý

Enfeksiyonla iliþkili taþlar:

enfeksiyona baðlý taþlar

Metabolik taþlar:

metabolizma hastalýklarýna baðlý Taþ kuþaðý paterni:

taþ kuþaðý

2, 3, 11

2

2

2

5

7

Türkiye'de Ürolitiazisli Çocuklarýn Deðerlendirmesi

(3)

analizinde en sýk kalsiyum okzalat ve kalsiyum fosfat taþý (%80) saptanmýþtýr. Bunlarý sitruvit taþý %12.5, sistin taþý %5 ve ürik asit taþý %2.5 oraný ile izlemiþtir.

Güney Doðu Anadolu bölgesinde 81 taþlý çocuðun deðerlendirmesinde, etiyolojide metabolik hastalýklarýn %34.6'lýk oranla ilk sýrada ve anatomik bozukluklarýn %29.6, enfeksiyon taþlarýnýn %22.2 ve i d i o p a t i k g r u b u n % 1 3 . 6 o r a n ý n d a o l d u ð u gösterilmiþtir. Bu gruptaki hastalarýn %28.4'ü akut böbrek yetmezliði tablosunda baþvurmuþtur,

%72.8'inde enfeksiyon eþlik etmektedir. Hastalarýn beþte birinde taþýn yinelediði bildirilmektedir. Bu çalýþmada da taþlar çoðunlukla üst üriner (%65.4) sistemdedir .

Üriner sistem taþlarý, çok küçük glikoprotein bir matriks üzerinde organik ve inorganik kristallerin birikimi ile geliþir. Kalsiyum, üriner taþlarýn önemli bir komponentidir, diðer iyonlar arasýnda okzalat, fosfat, ürat, sistin bulunmaktadýr.

Taþ oluþumunda birbiri ile iliþkili 3 önemli olayýn rolü bulunur. Bunlar;

· Ýdrarda kristallerin süpersatürasyonu,

· Kristallerin büyümesini saðlayan faktörler,

· Bunlarý inhibe eden faktörler (Tablo III) arasýndaki dengedir .

tuzlarýn idrardaki konsantrasyonu, idrar volümü, ve pH'sýndan etkilenerek geliþir. Sýcak iklim bölgelerinde yaþayan insanlarda üriner kristallerin süpersatürasyonu kolaylaþýr, ayný þekilde gece sývý alýmýnýn azaldýðý ve yemek sonrasý dönemlerde idrarda kristallerin yoðunluðu arttýðý için süpersatürasyon hýzlanýr.

· Üriner sistem taþ hastalýðýnýn oluþumunu saðlayan faktörlerin baþýnda sývý alýmýnýn az olmasý gelmektedir. Bu durum, idrarda taþ oluþturan tuzlarýn yüksek oranda satüre olmasýna neden olmaktadýr. Sýcak iklim bölgelerinde yaþama, solütlerin idrardaki satürasyonunu kolaylaþtýrýr . Ýçilen sývýnýn miktarý kadar içeriði de önemlidir. Bazý bölgelerde suyun mineral içeriði farklýlýk gösterdiði için taþ oluþumunda kolaylaþtýrýcý veya engelleyici etkide bulunabilir.

· Spor içecekleri baþta olmak üzere bir çok

içecekte sodyum yükü fazladýr.

· Hayvansal protein ve süt ürünlerinden z e n g i n d i y e t h i p e r k a l s i ü r i v e hiperürikozüriye neden olarak taþa yatkýnlýk oluþturmaktadýr. Borghi ve arkadaþlarý eriþkin erkeklerde, kalsiyum kýsýtlý beslenmeyi normal kalsiyum verdikleri ancak hayvansal protein ve tuz kýsýtlamasý yaptýklarý beslenme ile karþýlaþtýrmýþtýr. Beþ yýllýk izlem sonunda taþ yinelemesinin, idrarla kalsiyum ve okzalat atýlýmýnýn ilk gruptaki erkeklerde daha fazla olduðu, kalsiyum kýsýtlamasýndansa tuz ve protein kýsýtlamasýnýn daha önemli bulunmuþtur.

· Vejeteryan diyet okzalat alýmýný dolayýsýyla idrarla okzalat atýlýmýný arttýrýr. Diyetin okzalattan zengin olmasý (özellikle çay tüketiminin fazla olmasý) kalsiyum okzalat taþý oluþumunu kolaylaþtýrýr.

· Epilepsili çocuklarda ketojenik diyet uygulamasý (karbonhidratlarýn aþýrý kýsýtlanmasý) hem ürik asit hem kalsiyum taþlarýna yol açabilmektedir, ayrýca hipositratüriye neden olur.

· Sodyum alýmýnýn artmasý idrarla kalsiyum atýlýmýnýn artmasýna neden olmaktadýr. Diyet sodyumu 80 mmol/gün olarak azaltýldýðýnda i d i o p a t i k h i p e r k a l s i ü r i l i h a s t a l a r ý n normokalsiürik hale geldiði gösterilmiþtir.

Sistinürili hastalarda düþük sodyumlu diyetin belirgin antisistinürik etkisi olduðu g ö s t e r i l m i þ t i r. S o d y u m u n d i b a z i k aminoasitlerin atýlýmýný nasýl etkilediði açýk olmamakla beraber proksimal tübülüste aminoasit transportunun sodyuma baðlý olduðu bilinmektedir.

· Hipositratüri, kalsiyum ve sitratýn kompleks oluþumunun azalmasý ve sekonder olarak kalsiyum ile okzalatýn süpersatürasyonuna neden olur. Tekin ve arkadaþlarýnýn yaptýðý bir çalýþmada hipositratürisi olan kalsiyum taþlý çocuklarda potasyum sitrat yerine koyma tedavisinin kalsiyum atýlýmýnda ve taþ yinelemesinde azalmayý saðladýðýný gösterilmiþtir.

· H i p o m a g n e z ü r i d e b e n z e r o l a r a k magnezyum ve okzalatýn kompleks oluþumunda azalma ve okzalatýn kalsiyum ile süpersatürasyonuna neden olur, taþ oluþumu kolaylaþtýrýr.

· Bazý ilaçlar taþ oluþumuna neden olabilir. Üç temel mekanizma sorumludur:

1. Fenitoin, triamteren gibi ilaçlar veya metabolitleri çözünürlüðü az olduðu için çökelebilir.

2. Ýlaç, taþ oluþumundan sorumlu mineralin glomerüler filtrasyon oranýný arttýrarak (kanser ilaçlarý ürik asit, glukokortikoidler kalsiyum, allopürinol ksantin filtrasyonunu

6

12

2, 12- 13

2

4

4

14

4,13

15

2, 8, 16

8 17

2, 8

Taþ Oluþumunun Mekanizmalarý ve Kolaylaþtýran Faktörler

Tablo III:

Kalsiyum fosfat Kalsiyum okzalat kristal sistemi kristal sistemi

Kristal oluþumunun inhibitörleri

Magnezyum Sitrat

Sitrat Pirofosfat

Pirofosfat Tamm-Horsfall mukoproteini Kondroidin sülfat

RNA parçalarý Nefrokalsin

12

Ýdrarda kristallerin süpersatürasyonu

(4)

arttýrýr) veya tübüler reabsorbsiyonunu a z a l t a r a k ( f u r o s e m i d k a l s i y u m reabsorbsiyonunu azaltýr) ile etkili olabilir.

Fazla A ve D vitamini alýnmasý kalsiyum taþlarýný arttýrabilir.

3. Ýlaç idrar pH'sýný deðiþtirebilir. Distal renal tübüler hastalýkta tedavide kullanýlan bikarbonat idrarýn alkalinizasyonunu arttýrarak taþ oluþumunu arttýrabilir.

Ürolitiazisli hastanýn öyküsünde;

· Taþ hastalýðýnýn baþlama yaþý,

· Ýdrar yolu enfeksiyonu,

· Karýn aðrýsý ataklarý,

· Mikroskopik veya makroskopik hematüri ataklarý,

· Taþ düþürme öyküsü,

· Diyet ve sývý alýmý alýþkanlýklarý,

· Ýlaç, vitamin alýmý öyküsü,

· Kronik hastalýk öyküsü (kýsa barsak, renal tübüler asidoz gibi),

· Daha önce ameliyat veya cerrahi öyküsü araþtýrýlýr.

Ailede ürolitiazis öyküsünün araþtýrýlmasý sistinüri, primer hiperokzalüri gibi otozomal ressesif hastalýklarýn tanýsýnda önemlidir, bu olgularýn kardeþlerinde hastalýðýn görülme sýklýðý artar. Renal tübüler asidoz, idiopatik kalsiyum okzalat taþlarý gibi otozomal dominant hastalýklarda, ailede her iki cinsiyette ve diðer kuþaklarda da taþ hastalýðý öyküsü bulunur.

Taþ hastalýðýnýn baþlangýç yaþýnýn küçük olmasý p r i m e r h i p e r o k z a l ü r i , k s a n t i n ü r i , 2 , 8 - dihidroksiadeninüri, Lesch-Nyhan ve orotikasidüri gibi enzimatik defektlere baðlý hastalýklarý akla getirir.

Sistinüri, idiopatik kalsiyum okzalat taþlarý, primer hiperparatiroidizme baðlý taþ oluþumu genellikle puberte döneminde görülür. Enfeksiyon veya konjenital malformasyonlara baðlý obstrüktif patolojilerde genellikle 5 yaþ ve altýnda taþ hastalýðý

bulgularý ortaya çýkar.

Hastanýn öyküsünde hareketsizlik olmasý hiperkalsemi ve eþlik eden hiperkalsiüriye baðlý taþ oluþumunu akla getirir.

Daha önce oluþan taþlarýn analizi taþýn yapýsal bileþimi hakkýnda bilgi verir.

Hastanýn yaþý, taþýn büyüklüðü, yeri, týkanýklýða yol açýp açmamasý, taþýn yer deðiþtirmesi, enfeksiyon varlýðý ve altta yatan hastalýðýn bulgularý fizik muayeneyi etkiler. Bununla beraber taþý olan çocuklarda genellikle fizik muayene normaldir.

Muayeneye çocuðun rutin büyüme parametreleri deðerlendirilerek baþlanýr (aðýrlýk, boy, kas kitlesi).

Sistemik hastalýklardan distal renal tübüler asidoz, okzalozis, inflamatuvar barsak hastalýklarý, kistik fibrozis, kýsa bardak sendromu, Bartter sendromu

çocuðun büyümesini bozabilir. Distal renal tübüler asidoz ve Dent hastalýðýnda rikets bulgularý eþlik edebilir.

Primer hiperokzalüride retinada, Fabry hastalýðýnda kornea ve lenste opasiteler bulunur.

Lesch-Nyhan sendromu, ksantinüri, fruktoz 1,6 bifosfonat eksikliði, metakromatik lökodistrofi, infantil hipofosfatazya, orotik asidüri, tirozinemi tip 1 gibi hastalýklara baðlý ürolithiazisli hastalarda motor ve mental gerilik bulunur.

Aðrýsý olan çocuðun muayenesinde taþikardi ve hipertansiyon saptanabilir. Hipertansiyon ayrýca üriner sistem týkanýklýðýna baðlý da geliþebilir. Primer hiperokzalüri, Lesch-Nyhan sendromu, 2,8- dihidroksiadeninüri, ksantinüri, glikojen depo hastalýðý tip 1, Fabry hastalýðý, metakromatik lökodistrofi, kistik fibrozis, sistinüri ve tirozinemi tip 1 gibi ürolitiazise neden olan bazý hastalýklar ayrýca kronik böbrek yetmezliðine yol açtýðý için bu hastalarda hipertansiyon bulunabilir.

Ta þ h a s t a l ý ð ý d ü þ ü n ü l e n ç o c u k l a r d a kostovertebral açý hassasiyeti aranmalýdýr. Büyük çocuklarda yan aðrýsý ve hematüri belirgindir. Bebek ve küçük çocuklarda ise huzursuzluk, bulantý, kusma gibi spesifik olmayan belirtiler bulunabilir.

Çocuklarda taþ hastalýðý bulgularý þu þekillerde görülür;

· Sýrt veya yandan baþlayarak aþaðý ve orta hatta doðru yayýlan þiddetli karýn aðrýsý. Bu bulgularla akut apandisit gibi akut karýn tablosuna yol açan nedenlerle karýþabilir.

· Aðrýlý veya aðrýsýz hematüri ataklarý,

· Devam eden mikroskopik hematüri: En az bir hafta ara ile 3 idrar bakýsýnda 5 veya daha fazla eritrosit/büyük büyütmede saptanmasý,

· Ýdrar yolu enfeksiyonu incelemesi sýrasýnda taþ saptanmasý,

· Herhangi bir nedenle yapýlan radyolojik incelemede tesadüfen taþ saptanmasý.

Makroskopik veya mikroskopik hematüri %33- 90 oranýnda, renal kolik %50 oranýnda görülür.

Mesane ve üretra taþlarýnda dizüri, idrar sýklýðýnda, idrar yapma güçlüðü olabilir. Üriner sistem taþlarý nadiren her iki üreterde veya soliter böbreðin üreterinde obstrüksiyona neden olarak akut böbrek yetmezliðine yol açabilir.

Ürolitiazisli olgularda idrar yolu enfeksiyonu sýklýðý (%9-80) artmýþtýr. Ýdrar yolu enfeksiyonu nedeni ile deðerlendirmeye alýnan çocuklarda, özellikle etiyolojik ajan Proteus türleri ise, enfeksiyon tekrarlýyor veya kontrolü güç oluyorsa üriner sistem taþ hastalýðý akla gelmelidir. Üreyi parçalayan bakteriler idrarda amonyum ve pH artýþýna yol açarak sitruvit taþlarýna zemin oluþturur. Bu taþlar kolaylýkla büyüyerek geyik boynuzu (staghorn) taþý denilen ve renal kalikslerin þeklini alan taþlarý oluþturur, kolaylýkla tekrar enfekte olabilir. Geyik boynuzu þeklindeki taþlar üriner sistemde týkanýklýk, pyelonefrit ve ürosepsis için risk oluþturur. Proteus

4

2, 4, 13

2, 4, 13

3, 4

2, 4

2

2, 4

1, 2, 4

4, 8

18-20

2, 4, 12, 20

Öykünün Deðerlendirilmesi

Klinik Bulgular

(5)

türleri dýþýnda Pseudomonas, Klebsiella, Serratia, Stafilococcus, Streptococcus, Mikoplazma, Candida türlerinin de içinde bulunduðu 45'den fazla bakteri ü reaz aktivitesine sahiptir. Bu nedenle üreyi parçalayan bakterilerle olan enfeksiyonlarda taþ olabileceði akla gelmeli, ayný zamanda yeni taþ oluþumuna zemin oluþabileceði unutulmamalýdýr.

Taþa baðlý idrar yollarýnda týkanýklýk olduðunda enfeksiyonda varsa pyonefroz ve renal hasarlanma oluþabilir. Bu olgular böbrek yetmezliði ile baþvurabilir. Hematürili çocuklarda özellikle baþka bir neden saptanamamýþsa üriner sistem taþ hastalýðý araþtýrýlmalýdýr. Ayrýca taþ olmaksýzýn hiperkalsiürili ve hiperürikozürili çocuklarda tekrarlayan makroskopik veya mikroskopik hematüriler olabilir.

· Laboratuar incelemelerinin baþýnda sabah ilk idrar örneðinin ayrýntýlý incelemesi gereklidir. Ýdrar sedimenti kalsiyum okzalat, magnezyum amonyum fosfat (triple fosfat=sitruvit), sistin ve ürat kristallerinin v a r l ý ð ý y ö n ü n d e n d e ð e r l e n d i r i l i r.

Mikroskobide steril piyüri görülebilir.

· Ýdrar pH'sý pH metre ile en az üç kez ölçülür.

· Ýdrar kültürü alýnýr.

· Serum kalsiyum, fosfor, alkalen fosfataz, PTH, klor, bikarbonat, pH, ürik asit ve kreatinin düzeyleri ölçülür.

· Hastanýn 24 saatlik idrarý normal beslenme ve sývý alýmý sýrasýnda toplanmalýdýr.

Toplanan günlük idrarýn miktarý, kalsiyum, okzalat, ürik asit, sistin, sitrat, fosfat, kreatinin düzeyleri ölçülür. Ýdrar yolu enfeksiyonu, üriner sistemde týkanýklýk, renal kolik olan hastada, tedavi nedeniyle sývý ve diyet uygulanan hastada renal fizyoloji ve metabolik parametrelerde deðiþiklik olabileceðinden bu incelemeler hasta düzelinceye kadar, bazen 4-6 haftaya kadar ertelenebilir. Yirmi dört saatlik idrar toplanarak yapýlan ölçümlerin iki veya üç defa tekrar edilmesi önerilmekte ise de bebeklerde ve küçük çocuklarda idrar toplama iþleminin zor olmasý nedeni ile spot idrar örneðinde elde edilen sonucun kreatinin düzeyi ile oranlanmasý da taný için yardýmcý olacaktýr. Tablo IV'de idrar solüt a t ý l ý m l a r ý n ý n n o r m a l d e ð e r l e r i görülmektedir.

· Asit pH'lý idrar örneðinde sistinüri için tarama testi olarak siyanid nitroprussid testi yapýlýr. Ýdrarý asit hale getirmek için asetik asit damlatýlmasý sistin kristallerinin çökmesini ve testin duyarlýlýðýný arttýrýr.

Ýdrar sedimentinde sistin kristali aranmasý sýrasýnda da asidifikasyon yapýlmasý tanýya

yardýmcýdýr.

· Taþ analizi, taþýn yapýsal bileþiminin saptanmasýný saðlar. Kýzýlötesi ýþýn spektrofotometresi taþýn kimyasal bileþimini en uygun saptayan yöntemdir. Bununla beraber, Nayýr tarafýndan sitruvit taþlarý haricinde güvenilir bir taný yöntemi olan binoküler steroskopik mikroskopinin kimyasal taþ analizinde daha kolay ve ucuz bir yöntem olduðu bildirilmiþtir.

· Radyolojik deðerlendirmeye direk üriner sistem grafisi ve karýn ultrasonografisi ile baþlanýr. Ultrasonografi opak olmayan taþlarýn ve özellikle üst üriner sistem taþlarýnýn saptanmasýnda oldukça duyarlýdýr, direk üriner sistem grafisi ise distal üreteral taþlarýn tanýsýnda duyarlý bir yöntemdir. Bu iki testin kombinasyonu intravenöz pyelografiye (IVP) oranla daha duyarlýdýr, günümüzde çocuklarda IVP nadiren gerekmektedir.

· Üriner sistem taþlarýnýn tanýsýnda altýn standart yöntem kontrastsýz spiral bilgisayarlý tomografidir, kolay ve hýzlý taný saðlar. Duyarlýlýðý %97, özgüllüðü %96'dýr . Eðer ultrasonografi ve direk grafide taþ saptanmamýþ ancak hastanýn bulgularý devam ediyorsa tomografiye baþvurulur.

· Enfeksiyon öyküsü olan çocuklarda vezikoüreteral reflü araþtýrýlmasý amacý ile miksiyon sistoüretrogram çekilir. Ayrýca yapýlan radyolojik deðerlendirmeler çeþitli anatomik bozukluklar veya staza baðlý taþ tanýsýnda yardýmcý olmaktadýr.

· Ýdrarda solütün iyonik gücü, serbest iyon aktivitesi, aktivite ürünleri ve satürasyonunu hesaplayabilen EQUIL 2 isimli bir bilgisayar programý bulunmaktadýr. Bu programa hastanýn idrar pH, idrarda sodyum, potasyum, kalsiyum, magnezyum, sitrat, sülfat, fosfat, okzalat, klor, amonyum ve ürik a s i t g i b i b a þ l ý c a s o l ü t d ü z e y l e r i k a y d e d i l d i k t e n s o n r a h e s a p l a m a l a r yapýlabilmektedir.

· Direk üriner sistem grafisinde kalsiyum okzalat, sistin ve 2,8-dihidroksiadenin taþlarý radyoopak, ürik asit ve ksantin taþlarý radyolusent görülür. Taþýn içerdiði kalsiyum ve okzalat radyoopasitesini arttýrýr.

· Ürolitiazisli hastalarda böbrek parankiminin i ç i n d e k a l s i y u m b i r i k i m i o l a n nefrokalsinozda eþlik ediyorsa baþta primer hiperokzalüri tip 1 ve 2 olmak üzere mavi alt bezi sendromu, glikojen depo hastalýðý tip 1, konjenital laktaz eksikliði, infantil hipofosfatazya ve tirozinemi tip 1 akla gelmelidir.

4, 8

2, 4, 8, 18, 19, 21

4, 13

1, 22-25

26

4, 27

4

28

1

2

Laboratuar Ýncelemeleri

(6)

Ürolitiazise Neden Olan Baþlýca Metabolik Bozukluklar

1) Hiperkalsiüri

Hiperkalsiüri normokalsemik, hiperkalsemik veya hipokalsemik olabilir, idrarla kalsiyum atýlýmýnýn günde 4 mg/kg'ýn üzerinde olmasý durumudur. Normalde yenidoðanlar ve bebeklerin idrarla kalsiyum atýlýmý büyük çocuklara oranla daha yüksektir. Anne sütü ile beslenen bebeklerin idrar kalsiyumu soya bazlý mama ile beslenenlere göre fazla bulunmuþtur. Ýdrarda kalsiyum atýlýmý, diurnal

kalsiyum atýlým özelliðini ekarte edebilmek amacýyla öncelikle 24 saatlik idrar toplanarak ölçülmelidir.

Ancak günlük idrar toplanamadýðý durumlarda, küçük bebeklerde deðerlendirme, hasta aç iken alýnan ilk veya ikinci idrar örneðinde kalsiyumun kreatinine oranlanlanmasý ile yapýlabilir. Okul çaðý çocuklarýnda bu oran 0.21'dir (mg/mg) . Beslenme bu deðeri yaklaþýk %40 oranýnda artabilir.

Hiperkalsiüri, bir hastada tekrarlayan makroskopik veya mikroskopik hematüriye, dizüriye, sýk idrar yapma, acil iþeme isteði, karýn aðrýsý,

2 8

Tablo IV:

Solüt Yaþ Miktar

Kalsiyum

Ürik asit

Okzalat

Sistin

Sitrat

Magnezyum Fosfat

Kreatinin

Ýdrar Solüt Atýlýmýnýn Normal Deðerleri

Kalsiyum/kreatinin oraný (mg/mg) Ýlk 6 ay < 0.8

6-12 ay < 0.6

12 ay < 0.21 Yemek sonrasý %40 artabilir Günlük atýlým

< 4 mg/kg/gün Günlük atýlým

< 10.7 mg/kg/gün

< 815 mg/1.73 m /gün Fraksiyonel ürik asit indeksi

Yenidoðan %4010

Ürik asit/kreatinin (mmol/mmol) Küçük çocuk < 1.5

10 yaþ civarý < 0.6 eriþkin < 0.3

Ürik asit indeksi (Ýdrar ürik asit x plazma kreatinin) / Ýdrar kreatinin 2 yaþ çocuklar < 0.56

Günlük atýlým

< 50 mg/1.73 m /gün

< 0.57 mg/kg/gün

< 0.46 mmol/ 1.73 m /gün

Okzalat/kreatinin oraný (mmol/mol)

0-6 ay 60-360

7-24 ay 29-174

2-5 yaþ 19-101

adolesan 12-40

Günlük atýlým

< 18 mg/gr kreatinin

< 60 mg/1.73 m /gün

> 400 mg/1.73 m /gün (Homozigot sistinürik hastalar) Günlük atýlým

> 2 mg/kg/gün

>180 mg/gr kreatinin

>320 mg/1.73 m /gün

> 1.2 mg/kg/gün

< 15 mg/kg/gün Yenidoðan 8-10 mg/kg/gün

Çocuk 10-12 mg/kg/gün

Eriþkin 12-15 mg/kg/gün (kadýn) 15-20 mg/kg/gün (erkek)

1, 8, 22-25

2

2

2

2 2

2

­­

(7)

inkontinans veya idrar yolu enfeksiyonuna neden olabilir. Prospektif çalýþmalar ile hiperkalsiürik çocuklarda 1-4 yýllýk izlemde %13-17 arasýnda böbrek taþý geliþtiði bildirilmektedir. Hiperkalsiüri tanýsý ile ürolitiazis geliþimi arasýnda ortalama süre 13.1 (1-41 ay) aydýr. Ýdiopatik normokalsemik hiperkalsiürili çocuklarýn ailelerinde çoðunlukla kardeþ veya ebeveynlerde de hiperkalsiüri olduðu için bu hastalýðýn otozomal dominant geçiþ gösterdiði düþünülmektedir.

Ýdiopatik hiperkalsiüri dýþýnda kemikten k a l s i y u m r e z o r b s i y o n u n u n a r t m a s ý (hiperparatiroidizm, hipertiroidizm, hareketsizlik, asidoz, kortikosteroid kullanýmý veya osteolitik metaztazlar), gastrointestinal kalsiyum emiliminin artmasý (D hipervitaminozu, süt-alkali sendromu) veya distal renal tübüler asidoz, diüretik kullanýmý gibi durumlarda idrarla kalsiyum atýlýmýnda artma olabilir. Tablo V'de hiperkalsiüri ve ürolitiazise yol açan nedenler görülmektedir.

Ailesel idiopatik hiperkalsiüride ilk genetik çalýþmalar D vitamini reseptör geni ve 1-alfa hidroksilaz geni üzerinde yapýlmýþ, ancak bir baðlantý bulunamamýþtýr. Daha sonra absobtif hiperkalsiürili 3 ailede 1q23.3-q24 kromozomal bölgesinde gen defekti olduðu saptanmýþtýr. Tablo VI'da hiperkalsiüri ile seyreden genetik hastalýklar gösterilmiþtir.

Praga ve arkadaþlarý ailesel ince bazal membran hastalýðý olan hematürik hastalarýn diðer aile bireylerinde ürolitiazis sýklýðýnda artýþ olduðunu saptamýþtýr. Yazarlar, bu ailelerde ince bazal membran hastalýðýnýn hiperkalsiüri ve hiperürikozüri ile iliþkisine dikkat çekmektedir.

Primer hiperokzalüri tip I (PH-I), peroksizomal bir enzim olan alanin-gliokzalat aminotransferaz (AGT) enziminin otozomal resesif geçiþli eksikliði sonucu olur. AGT geni 2q37.3 bölgesinde yerleþmiþtir ve 11 ekzondan oluþmaktadýr. PH-I'in kalýtýmýnda hem klinik hem enzimatik bir heterojenite bulunmaktadýr.

Piridoksin AGT enziminin kofaktörüdür ve tedavide de kullanýlmaktadýr. Daha az görülen primer hiperokzalüri tip II, otozomal resesif geçiþli, sitozolik yerleþimli gliokzalat redüktaz (D-gliserat dehidrogenaz) enziminin eksikliðine baðlýdýr. AGT eksikliði okzalat ve glikolatýn idrarla atýlýmýnda artýþý sonucu ürolitiazis ve nefrokalsinoza neden olur.

Okzalat birikimi arttýkça böbrek yetmezliði ve bunu sistemik okzalozis izler. Hastalarýn çoðunda bebeklik ve çocukluk döneminde ürolitiazis bulgularý ortaya çýkar.

Sekonder hiperokzalüri inflamatuvar barsak hastalýðý, pankreatit, kýsa barsak sendromu gibi gastrointestinal sistem patolojilerine eþlik eder. Bu hastalýklarda okzalata karþý barsak permeabilitesi artar. Ayrýca kalsiyumun serbest yað asitleri ile birleþmesi, serbest okzalatýn artmasýna neden olarak emilimini kolaylaþtýrýr. Etilen glikol zehirlenmesi, siroz, renal tübüler asidoz, sarkoidoz, Shwachman sendromu, kistik fibrozis, piridoksin eksikliði ve aþýrý C vitamini alýnmasý sekonder hiperokzalüriye neden olabilen durumlardýr.

Çocuklardaki üriner sistem taþlarýnýn %5-6'sýný sistin taþlarý oluþturur, 15000 canlý doðumda 1 görülür.

Sistin ve dibazik aminoasitlerden olan arginin, lizin ve ornitinin idrarla atýlýmýnýn artmasýna neden olan bir grup kalýtýmsal transport bozukluðu bulunmaktadýr.

Neden olan patoloji ince barsak ve böbrek proksimal tübüllerinin fýrçamsý kenarýnda bulunan özel taþýyýcý sistem defektine baðlýdýr. Bir grup hastada 2.

kromozomun kýsa kolundaki SLC3A1 geninde mutasyon bulunmuþtur. Bu gen, böbrek ve intestinal sistin ve dibazik aminoasitlerin taþýnmasýný saðlayan proteini kodlar. Bazý hastalarda ise sistinüri 19.

kromozomun uzun kolunda kodlanmýþtýr. Sistinüri, yaþamýn genellikle 2. veya 3. on yýlýnda, genellikle renal kolikle ortaya çýkar. Sistin kristalleri renksiz, yassý görünümde, altýgen yapýda ve görüldüðü zaman daima patolojik kabul edilen kristallerdir. Ancak homozigot sistinürik hastalarda %19-26 sýklýkta görülür. Alkali ve dilüe idrarda görülme þansý azalýr.

Ürik asit taþlarý, ürik asit üretiminin artmasý veya idrarla atýlýmýnýn artmasý sonucu oluþabilir. Ailesel veya idiopatik olabilir. Lesch-Nyhan sendromu (hipoksantin-guanin fosforibozil transferaz eksikliði), tip I glikojen depo hastalýðý (glikoz-6-fosfataz eksikliði) gibi kalýtsal hastalýklar, pürinden zengin diyet, ürikozürik ilaçlar, izole veya jeneralize renal

8

8,29,30

3 1

32

2, 8

2, 8

1, 2,8

Tablo V:

Tablo VI:

Hastalýk Olasý kalýtým

Çocuklarda hiperkalsiüri ve ürolitiazisin nedenleri

Hiperkalsiürinin genetik tipleri

Ailesel idiopatik hiperkalsiüri Otozomal dominant Distal renal tübüler asidoz Otozomal dominant Bartter sendromu Otozomal ressesif Dent hastalýðý X'e baðlý ressesif Hipomagnezemi/otozomal Otozomal ressesif ressesif hiperkalsiüri

8

8

Ýdiopatik hiperkalsiüri Hiperprostoglandinüri Hiperadrenokortikonizm Hipo/hipertiroidizm

Bartter sendromu Hipomagnezemi

CLCN5 klor kanalý mutasyonu Hipofosfatemi Kortikosteroid tedavisi Ýmmobilizasyon

Jüvenil romatoid artrit Artmýþ protein alýmý Ketojenik diyet Ekstrasellüller sývý artýþý Medüller sünger böbrek

Furosemid Metabolik asidoz

Jeneralize tübüler disfonksiyon Metilksantinler

Hiperalimentasyon Pyelonefrit

Hiperkalsemi Distal renal tübüler asidoz Diabetes mellitüs

2) Primer hiperokzalüri

3) Sistinüri

4) Ürik asit taþlarý

(8)

tübüler disfonksiyon hiperürikozüriye yol açabilir.

Normalde yenidoðan döneminde ürik asit atýlýmý yüksektir. Ýki yaþýndan sonra idrar ürik asit indeksinin 0.56'dan fazla olmasý hiperürikozüri lehinedir.

Ürolitiazisli çocuklarýn %10'unda hipositratüri saptanmýþtýr. Hipositratürinin idiopatik olabileceði gibi distal renal tübüler asidozun bir bulgusu da olabileceði akla getirilmelidir.

Ürolitiazisli bir hastada hipoürisemi (serum ürik asit < 2mg/dl) saptanmasý nadir bir hastalýk olan ksantinüriyi düþündürür. Bu hastalýkta ksantin oksidaz eksikliði sonucu ksantin ürik aside çevrilemez.

Ksantin taþlarý, bazen de allopurinol tedavisi sonucu sekonder ksantinüriye baðlý oluþabilir.

Otozomal resesif geçiþli bir hastalýk olan 2,8- dihidroksiadeninüri adenin fosforibozil transferaz enzim eksikliðine baðlýdýr; radyoopak 2,8 dihidroksiadenin taþlarýna rastlanýr. Ürik asit taþlarýndan ayýrýmý için özel teknikler gerekir (izotakoforez veya HPLC gibi). Ürik asit taþlarýnýn tedavisinde kullanýlan idrar alkalinizasyonu bu hastalýkta 2,8-dihidroksiadenin kristallerinin çözünürlüðünü azaltacaðý için iki durumun ayýrýmý önemlidir.

Orotik asidüri, nadir rastlanan, erken bebeklikte büyüme ve geliþme geriliði, hipokromik anemi, ürolitiazis ve idrarda orotik asit atýlýmýnda artma ile seyreden bir pirimidin metabolizmasý bozukluðudur.

Ýndinavir sülfat HIV enfeksiyonu tedavisinde kullanýlan bir proteaz inhibitörüdür, ilacý kullanan hastalarýn %4'ünde semptomatik ürolitiazis geliþir.

Oluþan taþlar radyolusenttir, idrarda dikdörtgen þekilli ilaç kristalleri görülebilir. Asit pH'da çözünürlüðü arttýðý için amonyum klorür veya askorbik asit kullanýlarak idrar pH'sýnýn 5.5 altýnda tutulmasý önerilmektedir.

Bir anne, ýsrarla çocuðunun düþürdüðünü söylediði taþlarla baþvuruyorsa, metabolik veya enfeksiyona baðlý etiyolojik neden bulunamýyor ve bu taþlarýn analizinde silisyum saptanýyorsa akla Munchausen sendromu da getirilmelidir.

Týbbi tedavide amaç böbrek parankim hasarýnýn önlenmesi, enfeksiyon ve aðrýnýn kontrolü, taþýn pasajýnýn kolaylaþtýrýlmasý ve yeni taþ oluþumunun önlenmesidir.

Toplayýcý sisteme (renal pelvis ve üreter) hareketi baþlamýþ olan taþ renal koliðe veya toplayýcý sistemde týkanma ile birlikte idrar yolu enfeksiyonuna yol açabilir; tanýmlanan tablolar taþa baðlý acil durumlardýr. Ürolitiazisli çocuklarýn yaklaþýk yarýsý nda renal kolik görülür. Renal koliði olan çocuðun aðrý kesicilerle rahatlatýlmasý, idrar çýkýþýnýn arttýrýlmasý için normale oranla 1.5-2 kat daha fazla sývý (oral veya intravenöz) verilmesi gereklidir. Böbrekten taþ pasajý

baþlamýþ olan hastalarda sývý uygulamasý uyku saatlerini de içerecek þekilde günün tüm saatlerine yayýlmalýdýr. Hastanýn fiziksel aktivitesi arttýrýlmalýdýr.

Bazen narkotik aðrý kesiciler gerekebilir. Ateþ veya idrar yolu enfeksiyonu kuþkusu olduðunda geniþ spektrumlu antibiotik tedavisi gerekir. Çocuklarda taþlarýn spontan pasajý %8-50 arasýndadýr ve genellikle ilk 2 hafta içinde gerçekleþir. Üreteropelvik veya üreterovezikal bileþkede bulunan küçük bir taþýn (4 mm'nin altýnda) spontan pasajý için invaziv tedavi yöntemlerinden önce birkaç gün beklenmelidir.

Durdurulamayan aðrýsý olan bir çocukta, büyük ve üriner sistemde týkanýklýða yol açan bir taþ ve enfeksiyon varlýðýnda veya anürisi olan hastalarda (tek böbrek veya bilateral taþ varlýðýnda) acil cerrahi tedavi endikasyonu vardýr.

Ürolitiazisli bir çocukta, taþýn büyümesinin ve yeni taþ oluþumunun önlenmesinde en önemli nokta altta yatan metabolizma hastalýðýna yönelik tedavinin planlanmasýdýr.

Hiperkalsiürisi olan çocuklarda sodyumu ve okzalat içeriði azaltýlmýþ, potasyumdan zengin beslenme ve bol sývý alýmý önerilir. Hiperkalsiüri diyet ile kontrol altýna alýnamýyorsa 1-2 mg/kg/gün dozda hidroklorotiazid ve/veya potasyum sitrat kullanýlabilir.

Limonata sitrik asit için çok iyi bir kaynaktýr. Bu hastalarda D veya C vitamini destekleyici tedavi kullanýlmamalýdýr. Kalsiyumdan kýsýtlý diyet negatif kalsiyum dengesi ve osteopeniye yol açabileceðinden uygulanmamalýdýr, hiperkalsiürili hastalarda taný sýrasýnda dahi kemik mineral dansitesinde azalma olduðu bildirilmektedir.

Primer hiperokzalürinin olumlu sonuç veren kesin tedavisi yoktur. Genel olarak sývý alýmýnýn arttýrýlmasý, diyetin okzalat içeriðinin azaltýlmasý temeldir, hiperkalsiürisi devam eden hastalarda hidroklorotiazid kullanýlýr. Oral olarak sodyum sitrat tedavisinin idrarda kalsiyum okzalat satürasyonunu azalttýðý gösterilmiþtir. Magnezyum tuzlarý ayný amaçla, ancak böbrek yetmezliði olmayan hastalarda kullanýlabilir. Primer hiperokzalüri tip 1'li az sayýda hastada piridoksin tedavisine yanýt alýnýr, idrarla okzalat düzeyi normal sýnýrlara döner. Ancak çoðu hastada kýsmi yanýt alýnýr. Primer hiperokzalüri tip 2'de piridoksal fosfat eksik olan enzimin kofaktörü olmadýðý için bu hastalarda piridoksin tedavisinin yararý yoktur. Piridoksin dozu yüksek olduðunda nörolojik komplikasyonlar geliþebilir, genel olarak çok yüksek olmayan dozlarda (günde 2-10 mg) kullanýlýr. Eksik olan enzim karaciðer kökenli olduðu için piridoksine yanýtsýz olgularýn esas tedavisi karaciðer transplantasyonudur. Primer hiperokzalürili hastalarda sistemik okzalozis olduðu için, erken dönemde karaciðer ve böbrek transplantasyonu birlikte yapýldýðýnda baþarý þansý daha yüksektir.

Sistinüride amaç idrar sistin konsantrasyonunu çözünürlük için uygun olan en üst sýnýrlarda tutmaktýr.

Sistin konsantrasyonu idrar pH'sý 4.5-7 arasýndayken 300 mg/L'nin üzerinde olduðunda çözünürlüðü azalýr

1, 2, 8

8

8

1, 8

2,8

33

8

20

20, 34, 35

13

8, 36

8, 37

5) Diðer nedenler

Taþ Hastalýðýnýn Tedavisi 1) Týbbi tedavi:

(9)

ve sistin kristalürisi olur. Sistinin pH 7'nin üzerinde çözünürlüðü artar. Bu nedenle idrarýn alkalinizasyonu (1-2 mEq/kg, bölünmüþ dozlarda bikarbonat veya sitrat ile), sývý alýmýnýn arttýrýlmasý, ayrýca diyetle sodyum fazla alýndýðýnda sistin atýlýmýný arttýracaðý için sodyum alýmýnýn azaltýlmasý önemlidir. Bu tedavilerin yeterli olmadýðý olgularda D-penisilamin uygulamasý yapýlýr. Son zamanlarda sistini baðlayarak idrarla atýlýmýnýn azaltýlmasýnda N-asetil sistein ve kaptoprilin yararlý olduðu bildirilmektedir.

Ürik asit taþlý hastalarda sývý alýmýnýn arttýrýlmasý, 1-3 mEq/kg/gün bölünmüþ dozlarda sodyum sitratla idrarýn alkalinizasyonu ve ürik asit yapýmýnda artýþ olmasý durumunda allopurinol tedavileri kullanýlýr. Bununla beraber diyetin aþýrý purin içermesi hiperürikozürinin en sýk nedeni olduðu için öncelikle diyetin düzenlenmesi ve sodyum kýsýtlamasý yapýlmalýdýr.

2,8-dihidroksiadeninüride idrar alkalinizasyonu yapýlmaz, allopurinol ve sývý alýmýnýn arttýrýlmasý yeterlidir.

Distal renal tübüler asidozda sodyum ve/veya potasyum sitrat veya bikarbonat (2 mEq/kg/gün dozda) ile sistemik asidozun düzeltilmesi gereklidir.

çocuk hastalarda da kullanýlabilmeye baþlanmýþtýr. Bu yöntem taþlarýn yinelediði olgularda tekrar tekrar uygulanabilir. Çapý 2 cm üzerinde olan taþlar ise cerrahi olarak çýkarýlmalýdýr, büyük taþlarda, alt pol taþlarýnda, anatomik olarak normal olmayan böbreklerdeki taþlarda ESWL'nin baþarýsý düþüktür.

Sistin ve kalsiyum monohidrat yapýsýndaki taþlarýn ESWL ile parçalanma oraný düþüktür.

ESWL yapýlan çocuklarda kýsa süreli (3 yýldan az) izlem sonunda böbrek büyüme ve geliþmesinin olumsuz etkilenmediði bildirilmektedir. ESWL'nin yan etkileri þok dalgalarýnýn dozu ve voltajýna baðlýdýr.

Renal veya perinefritik hematom olabilmektedir,

%1'den az hastada büyük hematom geliþir. DMSA sintigrafisi ile renal parankimal skar dokusu geliþmediði gösterilmiþtir. ESWL sonrasýnda makroskopik hematüri olabilir. Þok dalgalarý cilt giriþ yerinde ufak yanýklara yol açar, çoðunlukla asemptomatik olup kendiliðinden düzelir. Hastalarda yan aðrýsý olabilir, analjeziklerle tedavi edilir. Nadir olarak pulmoner dokuda ESWL'e baðlý hasarlanma oluþur, akciðer filmlerinde infiltrasyon þeklinde saptanan bu lezyonlar kendiliðinden düzelir.

Cerrahi tedavinin amacý, drenajýn saðlanmasý, t a þ ý n ç ý k a r ý l m a s ý , a n a t o m i k b o z u k l u ð u n düzeltilmesidir. Taþýn büyüklüðü, bulunduðu yer, bileþimi ve üriner sistemin anatomisi cerrahi olarak seçilecek tekniðin belirlenmesinde deðerlendirilen faktörlerdir. Son zamanlarda açýk cerrahiye oranla daha az invaziv olan yöntemler tercih edilmeye baþlanmýþtýr. ESWL çocuk ve eriþkin hastalarda üst

toplayýcý sistem taþlarýnýn tedavisinde ilk seçenektir.

Daha komplike ve büyük taþlý çocuklarda perkütan nefrolitotomi yöntemi tercih edilir. ESWL ve perkütan nefrolitotomi yöntemleri beraber uygulanabilir.

Genellikle tek bir taþ varlýðýnda bir seans yeterli olmakla birlikte çoklu taþ veya geyik boynuzu taþlarý olduðunda birden çok uygulama gerekebilir. Distal üretra ve mesane taþlarýnýn tedavisinde endoskopik yöntemler olan üreteroskopik veya sistoskopik litotripsi yapýlýr.

· Taþlý hastalarda, hiperkalsiüri gibi taþ oluþumuna yatkýnlýðý olan hastalarda ve sýcak iklim bölgelerinde yaþayan kiþilere bol sývý içmeleri (günde en az 30-40 ml/kg veya 2 lt/m ) önerilmeli ve bu eðitim verilmelidir.

· Beslenme açýsýndan en önemli faktörlerin baþýnda sodyum alýmýnýn azaltýlmasý gelmektedir (2-3 gr sodyum/gün). Günlük tuz alýmýnýn azaltýlmasýnda önemli nokta yemeklerin az tuzla piþirilmesi ve tuzlu hazýr gýdalarýn kullanýlmamasýdýr.

· Büyüme çaðýndaki çocuklarda hayvansal protein ve süt ürünlerinin kýsýtlanmasý doðru d e ð i l d i r , a n c a k a þ ý r ý t ü k e t i m engellenmelidir.

· Taþ hastalýðý veya yatkýnlýðý olan kiþilerde okzalattan zengin besinlerin baþýnda gelen ýspanak, pancar, maydanoz, yer fýstýðý, fýndýk, çay, çukulata, çilek gibi yiyecekler kýsýtlanmalýdýr.

· Ý m m o b i l i z a s y o n h i p e r k a l s e m i v e hiperkalsiüriye yatkýnlýk oluþturur. Aktivite özendirilmeli, akut ataktaki hasta en kýsa sürede mobilize edilmelidir.

· Hipositratüri saptanýrsa oral potasyum sitrat replasmaný yapýlmalýdýr.

· Türkiye gibi taþ hastalýðýnýn yaygýn olduðu bir ülkede hiperkalsiüri, hiperürikozüri, sistinüri, renal tübüler asidoz, ksantinüri, primer hiperokzalüri gibi taþa neden olan metabolik bozukluklar ve enfeksiyonun araþtýrýlmasý; hastalýklara spesifik tedavinin yapýlmasý ve koruyucu önlemlerin alýnmasý önemlidir. Þekil 1'de ürolitiazisli çocuklarýn taný ve izlemine ait algoritma görülmektedir.

· Yýllýk ultrasonografi izlemi ile yeni taþ oluþumu veya eski taþlarýn boyutlarýndaki deðiþiklikler izlenir. Gerekirse daha sýk izlem yapýlabilir.

· Yeni taþ oluþumu varsa hastanýn diyet ve tedaviye uyumu kontrol edilir, diyet ve tedaviye uyumun gerekliliði konusunda tekrar bilgilendirilir. Ayrýca mevcut etiyolojik neden gözden geçirilir.

8, 38

2, 8, 13

2, 8

2, 8

20, 34, 35

20, 39, 40

2 13

12, 16, 41

8, 36

8, 13

8, 13

8, 13, 17

4 , 8 , 1 3

4

4

2) Extracorporeal shock wave lithotripsy (ESWL)

3) Cerrahi tedavi

Üriner Sistem Taþ Hastalýðýndan Korunma

Ýzlem ve Prognoz

(10)
(11)

karakterize osteopeni bildirilmektedir. Bu nedenle eðer hastanýn izlendiði merkezin koþullarý da uygun ise taný sýrasýnda kemik mineral dansitesinin ölçümü ve yýllýk aralarla kontrolü yararlý olacaktýr.

· D-penisilamin, piridoksin gibi hastalýklara spesifik tedavi uygulanýyorsa yan etkiler açýsýndan hasta izlenir. Hidroklorotiazid kullanan hastalarda ürik asit, kolesterol, serum elektrolitleri ve idrarla kalsiyum atýlýmý baþlangýçta ve 2. ayda daha sonra ise altý ayda bir kontrol edilir. Allopürinol alan hastalarda baþlangýçta ve 2 ay ara ile tam kan sayýmý, karaciðer fonksiyon testleri ve idrar ürik asit atýlýmý kontrol edilir.

Çocuklarda ürolitiazisin prognozuna ait yeterli veri bulunmamaktadýr. Bir çalýþmada 126 ürolitiazisli hasta 8 yýlýn sonunda deðerlendirilmiþtir.

Beþ yaþýn altýndaki çocuklarda taþlar böbrekte (17/25,

%68), 11-18 yaþ çocuklarda üreterde (12/68, %18) yerleþimli bulunmuþtur. Küçük yaþ grubunda böbrekten taþlarýn spontan pasaj oraný düþük (%24), tüm yaþlarda üreter taþlarýnýn spontan pasaj oraný taþýn büyüklüðü 5 mm'i geçmedikçe %60'larýn üzerindedir.

On yaþýn altýndaki çocuklarýn yaklaþýk yarýsýnda metabolik neden bulunmuþtur. Metabolik nedeni olan çocuklarda taþýn yineleme sýklýðý daha fazla olarak bildirilmektedir.

36

4

4 2

1, 4, 20, 42

KAYNAKLAR

1. Laufer J, Pomeranz A. Renal stone disease in childhood. Drukker A, Gruskin AB (eds) Pediatric Nephrology. Pediatr Adolesc Med. Basel, Karger, 1994, vol5,pp79-91.

2. Barratt TM, Duffy PG. Nephrocalcinosis and Urolithiasis in Barratt TM, Avner ED, Harmon WE (eds) Pediatric Nephrology. Baltimore, Lippincott Williams and Wilkins 4th edition 1999 pp: 933-945.

3. Rizvi SAH, Naqvi SAA, Hussain A, Hussain M, Zafar MN. Pediatric urolithiasis: Developing nation perspectives. The Journal of Urology. 2002;168:1522- 1525.

4. Neiberger R. E-Medicine; Pediatrics, Nephrology.

15.Nov 2002.

5. Oner A, Demircin G, Ipekçioglu H, Bulbul M, Ecin N.

Etiological and clinical patterns of urolithiasis in Turkish children. Eur Urol 1997;31:453-458.

6. Ece A, Ozdemir E, Gurkan F, Dokucu AI, Akdeniz O.

Characteristics of pediatric urolithiasis in south-east Anatolia. Int J Urol 2000;7:330-334.

7. Ozokutan BH, Kucukaydin M, Gunduz Z, Kabaklioglu M, Okur H, Turan C. Urolithiasis in childhood. Pediatr Surg Int 2000;16:60-63.

8. Stapleton FB. Childhood stones. Endocrinol Metab Clin North Am 2002;31:1001-1015.

9. Milliner DS, Murphy ME. Urolithiasis in Pediatric Patients. Mayo Clin Proc 1993;68:241-248.

10. Stapleton FB, McKay CP, Noe HN. Urolithiasis in

lithiasis in Turkey. Turk J Pediatr Surg 1995;9:229-303.

12. Kher KK. Urinary stone disease, in Kher KK, Makker SP (eds). Clinical Pediatric Nephrology, Macgrew Hill Inc. 1992 pp: 699-723.

13. A. Tekin, S. Tekgül. Çocuklarda üriner sistem taþ hastalýðý. Katký Pediatri Dergisi 1998;19:33-41.

14. Borghi L, Schianchi T, Meschi T, Guerra A, Allegri F, Maggiore U, Novarini A. Comparison of two diets for the prevention of recurrent stones in idiopathic hypercalciuria. N Engl J Med 2002;10;346:77-84.

15. Furth SL, Casey JC, Pyzik PL. Risk factors for urolithiasis in children on a ketogenic diet. Pediatr Nephrol 2000;15:125-128.

16. Muldowney FP, Freany P, Moloney MF. Importance of dietary sodium in the hypercalciuric syndrome. Kidney Int 1982;22:292-296.

17. Tekin A, Tekgül S, Atsu N, Bakkaloðlu M, Kendi S.

Oral potassium citrate treatment for idiopathic hypocitruria in children with calcium urolithiasis. The Journal of Urology 2002;168:2572-2574.

18. Garcia CD, Miller LA, Stapleton FB. Natural history of hematuria associated with hypercalciuria in children.

Am J Dis Child 1991;145:1204-1207.

19. S t a p l e t o n F B . H e m a t u r i a a s s o c i a t e d w i t h hypercalciuria and hyperuricosuria: a practical approach. Pediatr Nephrol 1994;8:756-761.

20. Minevich E. Pediatric urolithiasis. Pediatric Clinics of North America 2001;48: 1571-1585.

21. Stapleton FB. Ýdiopatic hypercalciuria:Association with isolated hematuria and risk for urolithiasis in children. The Southwest Pediatric Nephrology Study Group. Kidney Int 1990;37:807-811.

22. DeSanto NG, DiLorico B, Capasso G. Population based data on urinary excretion of calcium, oxalate, phosphate and uric acid in children from Cimitile.

Pediatr Nephrol 1992;6:149-157.

23. Kruse K, Kracht U, Kruse U. Reference values for urinary calcium excretion and screening for hypercalciuria in children and adolescents. Eur J Pediatr 1984;143:25-31.

24. Goodyer P, Sadi I, Ong P. Cystinuria subtype and risk of nephrolithiasis. Kidney Int 1998;54:56-61.

25. Stapleton FB, Linshaw MA, Hassahein K. Uric acid excretion in normal children J Pediatr 1978;92:911- 914.

26. Nayýr A. Determination of urinary calculi by binocular s t e r e o s c o p i c m i c r o s c o p y. P e d i a t r N e p h r o l 2002;17:425-432.

27. Eshed I, Witzling M. The role of unenhanced helical CT in the evaluation of suspected renal colic and atypical abdominal pain in children. Pediatr Radiol 2002;32:205-208.

28. Werness PG, Brown CM, Smith LE. EQUIL 2, a basic computer programme for the calculation of the urinary saturation. J Urol 1985;134:1242-1244.

29. Coe FL, Bushinsky DA. Pathophysiology of hypercalciuria Am J Physiol 1984;247:F1-F3.

30. Weisinger J. New insights into the pathogenesis of idiopathic hypercalciuria: The role of bone. Kidney Int 1996;49:1507-1518.

31. Reed BY, Heller HJ, Gitomer WL, Pak CYC. Mapping a gene defect in absorptive hypercalciuria to chromosome 1q23.3-q24. J Clin Endo Metab

(12)

basement membrane nephropathy with hypercalciuria, hyperuricosuria and nephrolithiasis. Kidney Int 1998;54:915-920.

33. Elder JS. Urologic disorders in infants and children:

Urinary lithiasis Chapter 555. Behrman RE, Kliegman RM,Jenson HB (eds) ýn Nelson Texbook of Pediatrics 16th ed.Saunders Company. Philedelphia 2000 pp:

1619-1658.

34. Kroovand LR. Urinary calculi in childhood., in O'Donnell B, Koff SA (eds). Pediatric Urology, Third Ed. Oxford. Reed Educational and Professional Publishers, 1997, pp. 629-645.

35. Noe NH, Stapleton FB. Hypercalciuria and calcium stone disease., in O'Donnell B, Koff SA (eds). Pediatric U r o l o g y , T h i r d E d . O x f o r d . R e e d Educational and Professional Publishers, 1997, pp.

646-650.

36. Penido MG, Lima EM, Marino VS, Tupinamba AL, Franca A, Souto MF. Bone alterations in children with idiopathic hypercalciuria at the time of diagnosis.

Pediatr Nephrol 2003;18:133-139.

37. Barratt TM, Danpure CJ. Hyperoxaluria in Barratt TM, Avner ED, Harmon WE (eds) Pediatric Nephrology.

Baltimore, Lippincott Williams and Wilkins 4th edition 1999 pp:609-619.

38. Zelikovic I. Aminoaciduria and glycosuria in Barratt TM, Avner ED, Harmon WE (eds) Pediatric Nephrology. Baltimore, Lippincott Williams and Wilkins 4th edition 1999 pp:507-527.

39. Zeren S, Satar N, Bayazit Y, Bayazit AK, Payasli K, Ozkeceli R. Percutaneous nephrolithotomy in the management of pediatric renal calculi. J Endourol 2002;16:75-78.

40. Thomas SE, Stapleton FB. Urolithiasis in children. In Baver SB, Gonzales ET (eds), Pediatric Urology Practice, Lippincott Williams Wilkins, Baltimore, 1999 pp.607-619.

41. Osorio AV, Alon US. The relationship between urinary calcium, sodium and potassium excretion and the role of potassium treating idiopathic hypercalciuria.

Pediatrics 1997;100:675-681.

42. Pietrow PK, Pope JC, Adams MC, Shyr Y, Brock JW.

Clinical outcome of pediatric stone disease. J Urol 2002;167:670-673.

YAZIÞMAADRESÝ Yrd.Doç.Dr.Ýpek AKÝL

6345 sokak, 50/10, Bostanlý, Karþýyaka, ÝZMÝR Faks : 232 464 63 78

E-Posta : ipek.akil bayar.edu.tr Geliþ Tarihi : 11.08.2003

Kabul Tarihi : 12.01.2004

@

Referanslar

Benzer Belgeler

Sözünü e tti­ ğim konuşm aları işte bu uzun gezisi sırasında A m erika'da

Su- nulan olguda da hidatik kist asemptomatik seyretmiş ve hastaya parsiyel nefrektomi mümkün olmamış ve total nefrektomi ya- pılmıştır.. Bu olgu, özellikle ülkemiz gibi

Amaç: ESWL (Ekstrakorporeal þok dalga litotripsi)’ye dirençli ve taþ yükü uygun olmayan çocuk taþ hastalýðý perkütan nefrolitotomi (PNL) yöntemi ile baþarýlý bir

— Ben filmi izleyemedim.. Anladığım kadarıy­ la filmin jeneriğinde Rıfat İlgaz’ın adı yokmuş.. Bunun iki türlü suçlusu olabilir.. Şimdi şöyle sa­ vunacağım

Hipokalemik paralizi, periyodik paraliziye veya di¤er nedenlere ba¤l› olarak geliflebilir. Bu nedenler aras›nda renal tübüler asidozlar ve özellikle distal RTA

Özellikle görüntüleme negatif olan hastalarda çoklu bez hastalığı belirgin olarak daha yüksek olduğu için BBE yapmak gerekmektedir (Tablo

Sonuç olarak; yenidoğan döneminde metabolik asidozun ayırıcı tanısı yapılırken mutlaka elektrolit değerleri ile birlikte anyon açığı da hesaplanmalı ve idrar

son satlıa kronik böbrek yetersizl iği olan, hemodialize giren, radyolojik olarak renal osteodistroli tanısı konmuş, en az bir yıl süreyle kalsitriol tedavisine