REALİST BİLİM FELSEFESİ
• Realizm ile pozitivizmin ortak noktaları:
• Bilimin ampirik temelli, rasyonel ve objektif bir girişim olduğu noktasında birleşirler
• Bilimin amacı doğaya ilişkin doğru bir açıklama ve kestirimci bilgi sağlamaktır.
• Ancak, pozitivistin tersine realist için açıklama ve kestirim arasında önemli bir fark vardır.
• Realist için bilimin birincil görevi açıklama
yapmaktır.
• Realiste göre bu nokta son derece önemlidir.
Çünkü pozitivizmin yetersizliğine işaret etmektedir. Yetersizlik bir olayın vuku
bulmasının beklenmesinin temeli ile o olayın niçin vuku bulduğuna ilişkin nedensel bir
açıklamanın verilmesinin birbirine
karıştırılmasından kaynaklanmaktadır.
• Pozitivist için açıklamaları oluşturan öncüller bize sadece işaret ettikleri olayın vuku
bulduğuna ya da vuku bulacağına inanmamız konusunda doğru ve doyurucu sebepler verir.
Söz konusu öncüller bize o olayın neden
ortaya çıktığını veya çıkacağını anlatmak
zorunda değildir.
“düzenlilik teorisi” de denilen pozitivist bilimsel açıklamanın temelini oluşturan temel mantık şudur:
“Bir olayın diğerinin nedeni olduğunu söylemek ilkinin ikincisini öncelediğini ve ne zaman ilk tip bir olay olursa bunun her zaman ikinci bir tip olay tarafından izleneceğini söylemek
demektir.
• TEKRAR VE ÖZETLE:
• Pozitivist görüşe göre, bir olayın açıklanması için, o olayın genel bir yasanın kapsamına alınması gereklidir. Genel yasa ise, gözlenen olaylardan
tümevarım yoluyla elde edilmiş olan bir genellemedir. Bu genellemeden tümdengelim yoluyla elde edilecek önermelerin sınanabilmesi ve
doğrulanabilmesi gerekir. Bundan dolayı bilimsel nitelik taşıyan önermelerin/varsayımların sınanması, yani belirli bir olayla, o olayı
belirleyen öncel koşullar arasındaki nedensellik ilişkisinin saptanmasına bağlıdır. Pozitivistlere göre, özgül bir olay teorik bir genellemenin
kapsamına alındığında, o olay açıklanmış demektir. Genelleme kapsamına alınmış olayın, aynı koşullar altında, gelecekte de aynı biçimde
tekrarlanması beklenir. Bu tür açıklamaya, nomolojik (yasa-bağımlı) açıklama denilmektedir.
Realist pozitivist açıklama tarzına alternatif bir
açıklama tarzı getirmek dileğindedir.
• Yani realistlere göre nedensel ilişkileri sadece geçici öncelemeler ve düzenli art arda gelişlerden
müteşekkil olarak görmek yetersiz bir açıklama
tarzıdır. Evet, iki çeşit fenomen arasında düzenli bir ilişkinin varlığını keşfetmek bunlar arasında nedensel bir ilişkinin olduğuna inanmamızı sağlayacak bazı
sebeplerin bulunduğunu gösterir. Diğer bir deyişle düzenliliğin varlığı nedensel bağlılık için (tüketici olmamakla birlikte) güçlü bir kanıttır.
• Fakat realist için “bir şey diğerinin nedenidir”
iddiasının anlamı yalnızca bu değildir. İlaveten neden ve sonuç arasında onları birbirine
bağlayan bazı aracı mekanizmaların varlığı da
gereklidir. BİLİM ADAMININ GÖREVİ DE BU
TÜR MEKANİZMALARIN DOĞASINI KEŞFEDİP
AÇIKLAMAKTIR.
• TEKRARLA… realist için olayları açıklamak demek bunların sadece iyi kurulmuş
düzenliliklerin örneği olduğunu göstermek demek değildir. Onun yerine altta yatan
yapıların ve mekanizmaların bilgisini elde
ederek olaylar arasındaki zorunlu bağlantıları
keşfetmektir.
• Genellikle olaylar arasında zorunlu bağlantıları keşfetmek, bizim tarafımızdan bilinmeyen,
gözlenemeyen bütünlük ve süreç tiplerinin var olduğunu sayıltılama anlamına gelir; ancak
böyle yapmakla biz, şeylerin “görüntülerinin”
ötesine, onların doğalarına ve özlerine
gidebiliriz.
• Böylece, realist için bilimsel teori, gözlenebilir
olayları nedensel olarak ortaya çıkaran yapı ve
mekanizmaların bir betimlemesi olmaktadır.
• Realist için yeterli bir nedensel açıklama hem fenomenler arası düzenli ilişkilerin hem de
bunları birbirine bağlayan bazı mekanizmaların
keşfini gerektirir.
• Bunu yapmak için alttaki mekanizmalar ve
yapıların bilgisine olduğu kadar, açıklamaya
çalıştığı fenomenin nasıl ortaya çıkarıldığı
bilgisini de gereksinim duyar.
• Realist açıklama tarzı en iyi, niçin sorusuna verilen cevapların (yani nedensel açıklama taleplerinin) nasıl ve ne sorusuna cevap
verilmesini gerektirdiği iddiasıyla özetlenebilir.
• Yukarıdaki açıklamalardan yola çıkarsak
• Realiste göre bilimsel teorilerin önde gelen amacı, gözlenebilen olayların ve bunlar arası görünen ya da görünmeyen düzenli ilişkilerin nedensel açıklamasını yapmamızı mümkün kılmaktır. Ayrıca, bu açıklamalar nedensel süreçlerde bulunan altta yatan yapı ve
mekanizmalara işaret etmelidir. Teoriler bu yapı ve mekanizmaları betimlemekle görevlidirler. Peki bu hangi teorik terimlerle mümkündür?
• Şimdi realist yaklaşımı tanımlamak için analoji
ve model konusundaki tutumunu inceleyelim.
• (ANOLOJİ. Benzerlik.
• Çeşitli analoji örnekleri:
• Atom ve güneş sistemi arasındaki analoji. Burada çekirdek güneşe,
elektronlarda onun çevresinde eliptik yörüngelerde dönen gezegenlere benzetilir.
• Işık dalgaları, ses ve su arasında Huygens tarafından çizilen analoji örneği:
“suya bir taş atıldığında suda meydana gelen şekle benzemelerinden dolayı onlara dalgalar diyorum, bunlar her ne kadar düz bir satıhta
bulunuyorsalar da, daireler halinde ardışık bir yayılma gösterirler” (Burada suyun hareketiyle bir analojiye dayandırılan ışık ve sesin dalga modelinde söz edebiliriz)
• Gaz ve bilardo topları kutusu arası analoji, burada gazdaki moleküller kutudaki hem birbirine hem de kutunun çeperlerine vuran bilardo toplarına benzetilir.
• Genellikle iki madde arasında bir analojinin var
olduğunu iddia etmek, bu ikisi arasında hem
benzerliklerin hem de benzemezliklerin var
olduğunu iddia etmek demektir. Benzerlikler
birisi hakkındaki bilgimizden hareketle diğerini
anlamamızı mümkün olur.
• REALİST TEORİ VE MODEL ANLAYIŞI
• Realistler için modeller, bilimsel araçlarla dahi gözleme elverişli olmayan yapı ve
mekanizmaları betimleme aracı olarak işlev
görürler.
• Şimdi model ve analojilerin teori formülasyonu ve test etme süreçlerinde nasıl fonksiyonda
bulunduğunu inceleyelim.
• Gözlemlenebilen fenomenleri ve onlar
arasındaki düzenlilikleri açıklamak için bilim adamı uygun yapı ve mekanizmaları
keyfetmeye çalışmalıdır. Bu yapı ve mekanizmalar gözleme elverişli
olmayacağından dolayı, önce onların bir
modelini inşa ederiz, modeli zaten tanımakta
olduğumuz bir kaynaktan çekip alırız.
• Bir modelin betimsel terimleri ve nesnesinin karakteristikleri arasındaki ilişkiler, ilkece
bunların işaret ettiği terimler ve itemler arası ilişkilerle ilkece aynıdır. Ancak bir modelin
sunduğu betimleme ve temsil, aslında bu
modelin nesnesinin mevcut özelliklerinin
idealizyonundan ve soyutlamasından elde
edilmiştir.
• Şimdi model ve analojilerin teori formülasyonu ve test etme süreçlerinde nasıl fonksiyonda
bulunduğunu inceleyelim.
Gözlemlenebilen fenomenleri ve onlar arasındaki
düzenlilikleri açıklamak için bilim adamı uygun yapı ve mekanizmaları keşfetmeye çalışmalarıdır. Bu yapı ve mekanizmalar gözleme elverişli olmayacağından ötürü, önce onların bir modeli inşa edilmelidir. Model genellikle analoji yoluyla zaten tanımakta olduğumuz bir kaynaktan çekip alınır. Model gözlenmeyen yapı ve mekanizmaları tam olarak temsil ederse
fenomenler de nedensel olarak açıklanmış olur.
Modeli inşa ettikten sonra, modelin sınanmasına geçeriz.
• Model gözlenemeyen yapı ve mekanizmaları tam olarak temsil ederse, fenomenlerde
nedensel olarak açıklanmış olur. Modeli inşa
ettikten sonra, modelin sınanmasına geçeriz.
• Realistler ile pozitivistlerin bilim anlayışlarını karşılaştırırsak:
1- Realist, tekil gözlemlerden genellemelere ulaşmak şeklindeki tümevarımsal bir işlemle teoriye
ulaşabileceğimiz fikrini reddeder. Çünkü genellikle tümevarımsal iddialar gözlem dışı bütünlüklerin açıklanmasına asla izin vermez. “Bazı”lardan
hareketle “tüm”e ulaşmak, gözlemlenebilenlerden hareketle onları açıklayan gözlemlenemeyen yapı ve mekanizmalara ulaşmak demek değildir.
• 2- Realisttin hipotezleri altta yatan mekanizmalar hakkındadır. Oysa pozitivistin hipotezleri teorik
yasalardır. Realisttin takdim ettiği hipotezlerin pek
çoğu gözlenmemiş bütünlüklerin varlığını sayıltılar. Bu bütünlükler hiçbir soruşturma metoduyla
saptanamayacak nitelikte de olabilir. Bu tip
hipotezlere örnek olarak bilinmeyen virüsleri, çeşitli atomaltı parçacıkları veya manyetik alanın varlığını ya da fizikteki “kuvvet” kavramına ilişkin sayıltıları
gösterebiliriz.
• 3- Pozitivist, teorik veya ampirik yasa olan
önermelerle teoriye ulaşmayı hedeflediğinden, pozitivist için gözlemlenemeyen yapı ve
mekanizmaların betimlenmesi olan modellerin
aslında hiçbir işlevi olamaz. Pozitivisttin diyebileceği en fazla şudur: “Bazen yasaları daha iyi anlamak için öteden beri bilmekte olduğumuz bir kaynağı
kullanabiliriz. Ama bunun ötesinde başka bir bağlantı kuramayız”.