• Sonuç bulunamadı

Diyabetik Ayak ve Cerrahi Tedavisi

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "Diyabetik Ayak ve Cerrahi Tedavisi"

Copied!
6
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

DİYABETİK AYAK VE CERRAHİ TEDAVİSİ

H. İbrahim CANTER, Erhan SÖNMEZ, Ayçan KAYIKÇIOĞLU, Figen ÖZGÜR

Hacettepe Üniversitesi Plastik ve Rekonstriildif Cerrahi Anabilim Dalı, Ankara

ÖZET

D iya b e t h a sta lığ ı d e v le t b ü tç ele rin d e toplam sa ğ lık harcamalarının % 15 ’ini kapsamaktadır ve hu harcamaların büyük kısmı diyabetik ülser, gangren ve Charcot ayağı gibi diyabetikproblemlerin tedavisi için harcanmaktadır.

Geçmişte tedavinin büyük bir kısmını bacak amputasyonları oluşturmaktaydı, dizaltı amputasyon uygulanmış hastaların

%50 sinin 5 yıl içinde karşı ia raf' e ks treni it es in in bir bölümü ampute edilmekteydi ve bu grubun da ancak % 50’si 5 yıllık sağkaltma sahipti .

Bugün ise diyabetik ayak tedavisi plastik cerrahi, vasküler cerrahi, ortopedik cerrahi, podiyatri, endokrinoloji ve enfeksiyon hastalıkları uzm anlarından oluşan bir grup tarafından gerçekleştirilmekiedir. Bu sayede %90 in üzerinde haşan sağlanabilmektedir.

Bu yazıda diyabetik ayak ülserler inin cerrahi teavi prensipleri, klinik örnekler verilerek özetlenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Diyabetik ayak, diyabetik ayak cerrahi tedavisi. '

DİÂBETİK AYAK ÜLSERLERİNİN ETİOLOJİSİ Diyabetik ayak ülserlerinin en önemli nedeni, bu hastaların % 80’den fazlasında bulunan nöropatidir.

N ö ro p a tin in m e ta b o lik , isk e m ik ve a n a to m ik komponentleri mevcuttur.

Y üksek kan şekeri nöronlardaki “m yo-inositol y o la ğ ım e tk ile y e re k h ü c re iç in d e s o rb ito l konsantrasyonunda artışa ve Na-K ATPase aktivitesinin azalmasına neden olur. Bu olay hücrenin şişmesine ve disfonksiyonuna yol açar. Bu işlem glikozun sorbitole d ö n ü şm e sin in e n g e lle n m e s iy le k ısm i o la ra k önlenebilmektedir l_3.

Sinir mikrosirkülasyonunun ve oksijen dağılımının bozulması, myelinize ve myelinize olmayan sinirlerin fokal kaybına yol açar. Ayrıca dar anatom ik kanallardan geçmekte olan sinirlerin şişmesi sinir kompresyonuna neden olur. Örneğin, ayakta Tinnel işareti bulunan bir hastada tarsal tünelin açılm ası ayaktaki nöropatinin k ö tü y e g id işin i e n g e lle y e b ilm e k te d ir. B ütün bu nedenlerden dolayı ayakta koruyucu his kaybı olduğu için hasta ayağına olan hasarın farkına varmamaktadır.

Hasta eğer ayağına 5.07 Semms-Weinstein fılamamndan olan basıncı (bir noktaya uygulanan 10 gr basınca karşılık

SUMMARY

Diabetic Font and Surgical Treatment

Diabetes disease comprises more than 15% o f total health çare budget o f many couniries and a majör pari o f these expenses is spent for diabetic complications, such as diabetic fo o t ulcer, gangrene and Charcot foot.

Treatment in thepast has largely consisted oflegamputations,

%50 ofdiabetics with a leg amputation lose a.porlion o f iheir contra laterallimb withinfıveyears andonly %50 ofthose who undergo a bilateral leg amputation are alive atfiveyears.

Today diabetic leg ulcers are treated by a team work o f physicians consisting o f plastic. surgeon, vascular surgeon,

orthopedic surgeon, endocrinologisi, podiatrist and infectious disease specialist. Success rate is more than 90%.

İn this paper, principles o f surgical treatment o f diabetic fo o t ulcers are summarized wiih clinicalpractices.

Key Words: Diabeticfoot, surgical treatment o f diabetic foot.

gelmektedir) fark etmezse, ayakta koruyucu his kaybı olduğundan bahsedilir 4’5/\

Otonomik nöropatinin de iki etkisi vardır: Anhidroz ve A-V şantlann açılması,

Anhidroz, yani ayağın terlem esinin kaybolması, cildin çatlamasına ve bunun sonucunda da bakterilerin ayağa kolayca girebilm esine yol açar. A-V şantlann açılması ise, cilt k ap i 11 eri er ın den kanın b y -p as s ederek, derinin beslenmesinin bozulm asına yol açar. Yüksek dirence sahip olan kanın by-pass edilmesi ayağın kan dolaşımının artarak, ısısının nonnalden 2-3 derece daha fazla olmasına yol açar. Bu artmış kan akımı ayak orta kısmı kemiklerinin erken dönemde dejenerasyonuna yani diyabetiklerde 1/800 oranında görülen “Charcot ayağı'’na yol açar.

M otor nöropati ise, ayağın intrinsik kaslarının d enervasyonuna, m e ta ta rso -falan g eal flek siy o n u n kaybına ve “pençe ayak” oluşumuna yol açar. Bunun sonucunda hastanın normal duruşunda ağırlık büyük çoğunlukla m etat ar s o - fal an g e al eklemlere biner ve ayak parmaklarına iletilmez. Bu nedenle de ülserler büyük çoğunlukla metatars başlarında oluşmaktadn 3A

Geliş Tarihi : 05.01.2003

Kabul Tarihi: 12.02.2003 91

(2)

DİARETİK AYAK

İyileşmeyen ülserlere sahip diyabetilderin % 60’mda vasküler h astalık bulunm aktadır. V asküler hastalık genellikle popliteal arter distalinde, özellikle de tibial ve peroneal arterlerde bulunmaktadır. Non-invaziv testler damar hastalığının boyutunu tam olarak göstermeyebilir, çünkü damarlar kalsifiye olmuşlardır, bu nedenle eğer vasküler yetm ezlikten şüpheleniliyorsa, arteriografi gerekir7.

Diyabetilderin immün sistemi de baskılanmış olup enfeksiyon gelişimine yatkınlıkları vardır. Bakterilerin an tik o r ile k a p la n m a la rı a z a lm ıştır ve bu o n ları fagositozdan korur. Aynı şekilde polim orfonükleer lökositlerin ve m akrofajlarm fagositoz yetenekleri, kemotaksis ve damar duvarına tutulumları azalmıştır. Yine len fo sitle rin de b last fo rm asy o n u n d a, granulom a formasyonunda ve intraselüler öldürme fonksiyonlarında azalma görülür. Ama anlatılan polimorfonükleer, makrofaj ve lökosit disfonksiyonlarınm nedeninin artmış kan şekerinden mi, azalmış oksidatif fosforilasyondan mı veya başka bir nedenden mi kaynaklandığı bilinmemekte­

dir8,9.

Yüzeyel diyabetik ayak enfeksiyonları genellikle streptokok veya S. aureus gibi gr (+) koklarla oluşmaktadır.

Fakat daha derin enfeksiyonlar polim ikrobiyel olup, aerobik gr (+), gr (-) basil ve anaeroblarla oluşabilmektedir.

Bakteri identifîkasyonu ilk debridmandaki derin kiiretaj yada osteomyelit düşünülüyor ise kem ik biyopsileri ile belirlenebilir. Bütün nekrotik materyalin debridmanı çok önemlidir. Önce geniş spektrumlu antibiyotikler başlanır, daha sonra k ü ltü r so n u çların a göre daha spesifik antibiyotiklere geçilebilir. Eğer yara iyileşme göstermiyor ise bunun birkaç nedeni o lab ilir:

• Antibiyotikler yetersiz olab ilir,

• Kan akımı yetersiz olabilir,

• Drene olmamış apse veya geride bırakılmış nekrotik doku varolabilir.

Yüksek kan şekeri aşil tendonunun glikozilasyonuna ve elastisitesinin kaybolup tendonun kısalmasına neden olur. Bunun sonucunda ayağın dorsifleksiyonu azalır ve hareket esnasında ayağın ön bölgesine daha fazla basınç biner. Bu da ayak ön bölgesinde ülser gelişimine ve

“Charcot ayağı” oluşumuna zemin hazırlar. Eğer hasta ayağını 10 derece dorsifleksiyona getiremiyorsa aşil tendonu gevşetilmeli veya uzatılmalıdır. Aşil tendonunu gevşetmenin çabuk ve efektif metodu, gastrocnemius kası m uskülotendinoz bileşim inden kesilmesidir. Bu esnada soleus kası İle bileşimine dokunulmaz. Eğer bu prosedür ayağın 10 derece dorsi fleksiyonu için yeterli olmaz ise aşil tendon uzatma prosedürleri gerçekleştirilir10.

NÖROPATİKAYAK ÜLSERİ

Noropatik ülserli bir hasta, sıcaklık artışı bulunan, nabızların palpe edilebildiği, nemli ve akıntılı bir ülserle başvurur. Önce direk grafı ile iskelet yapı görüntülenir ve herhangi bir yabancı cisim, gaz oluşumu, osteomyelit,

Şekil 1: Ayak ön kısmındaki bir nöropatik diyabetik ayak ülseri

Şekil 2: Şeker regülasyonundan 2 hafta sonraki yaranın görünümü

Şekil 3: 4 hafta sonra ülserin tamamen iyileştiği görülüyor

kemik kırıkları ekarte edilir. Eğer ülser yüzeyselse ve selülit hali m evcut d eğilse sadece y a ra ü zerin d ek i bası kaldırılarak, antibiyotik kullanmadan tedavi edilir. Bunun için total atel kullanım ı ile, basıncın ülser dışındaki bölgelere dağılm ası sağlanır ve atel haftalık olarak değiştirilir. Ülserin bu şekilde 8-10 halta içinde iyileşmesi beklenir. (Şekil 1,2,3)

Eğer ülser derin, pürulan ve selülit hali mevcutsa, osteomyelit halinin var olup olmadığı araştırılır, bunun için kemik biyopsisi tek kesin tanı yöntemidir, nükleer tıp teknikleri nonspesifiktir. A m eliyathanede eksplore

(3)

edilerek pürulansm tendon kılıfları ve fasyal planlar boyunca uzanım gösterip göstermediği araştırılır. Tüm enfekte dokular debride edilir ve geniş spektrm nlu antibiyotikler başların. Selülit mevcut ise ciltteki hiperemi sınırları kalıcı mürekkeple işaretlenir ve antibiyotiklerin efektivitesi belirlenir. Eğer eritem önceki sınırlan aşıyorsa, ya kullanılan antibiyotiklere bakteri rezistansı ya da drene olmamış apse varlığı araştırılmalıdır. Rekonstrüksiyon ancak tüm enfeksiyon belirtileri kaybolup, granülasyon dokusu oluşumu başladıktan sonra düşünülür.

İSK K M İ K AYAK İ l .SERİ

İskemik ayak ülserinde ise, ayak soğuktur, üzerindeki tüyler dökülmüştür ve nabazanlar palpe edilememektedir.

Ülser kuru ve ağrılıdır. Eğer ayak parmaklarındaki kan b a sın c ı 30 m m H g a ltın d a ise y a ra n ın revaskülarizasyönsüz iyileşmesi pek mümkün değildir.

Selülit minimal ise, ülserin tedavisinden önce bacağın revaskülarizasyonu daha uygundur. Eğer gangren ve y a y g ın s e lü lit h a li m e v c u ts a , d eb rid m a n revaskülarizasyondan Önce gerçekleştirilir11.

PREOPERAIİFDEĞERLENDİRME 1. Sistemik Değerlendirme:

B u h astalard a sık lık la aynı zam anda koroner, serebrovasküler, p u lm o n er ve renal h astalık lar da bulunmaktadır. K an şeker ve albumin seviyelerinin regülasyonu yara iyileşmesi için önemlidir.

2. Radyolojik Değerlendirme:

Herhangi bir cerrahi işlem öncesinde ayak düz grafı ile değerlendirilmelidir. Kem ik çıkıntıları, kırıklar ve Charcot deform itesi saptanabilir. D iy ab etik hastada osteom yelit tanısı düz grafı ile konur. Sintigrafiler yanıltıcıdır ve gereksizdir. Herhangi bir ülseri bulunmayan diyabetik hastalarda bile ayak bileği, ayak orta kısmı ve ayak ön bölgesinde yanlış (+) sonuçlar verirler.

MRG nispeten daha yüksek sensitivite ve spesifıteye sah ip o lm a sın a ra ğ m e n , y a n lış (+) so n u ç la r v e re b ilm e k te d ir. B u n e d e n le h a n g i ra d y o lo jik değerlendirm e yöntemi kullanılırsa kullanılsın uzun dönem antibiyotik tedavisinden önce kem ik biyopsisi yapılmalıdır.

3. Vasküler Değerlendirme:

Derideki kronik iskemik değişikliklerin gözlemlenmesi ve damar pulsasyonlarmın palpasyonu ile kalitatif bir değerlendirme yapılırken, dopplef de ayak bileğı-brakıyel indeksin 0.7’den ve kan basıncının 30 mmHgülen büyüle olması yum uşak doku ile rekonstrüksiyon prosedürleri için gereklidir. Anjiografi vasküler değerlendirme için altın standart kabul edilmektedir.

4. Nörolojik Değerlendirme:

Dikkatli bir fizik muayene ile nörolojik değerlendirme

Türk Plast Rekonstr Est Cer D erg (2003) Cilt: 11, Sayı:2

Şekil 4: Semmes-VVeinstein nylon monofilament testinde nylon filamamn ayak üzerinde dokunduruiduğu 10 adet test noktası

yapılırken “ Sem m es-W einstein m onofilam an testi”

uygulanır. Bu testte 10 gaugeTuk naylon filaman ayağın belirlenm iş olan 10 bölgesine dokundurulur. Bu 10 bölgeden en az 4 tanesinde hasta filamamn dokunuşunu hissedemez ise % 97 sensitivite ve % 83 spesifısite ile hastada protektif duyu kaybı olduğundan söz edilir. (Şekil 4)

S in ir ile tim te s tle ri ö z e llik le p e rife ra l sin ir kompresyonu eşlik ettiği zam an önemlidir. Anatomik daralma bölgelerinde sinir iletimi azalmaktadır. Ayakta Tinnel işareti bulunan bir hastada sinir iletim testleri g erek lid ir. P o ste rio r tib ia l sin irin ta rsa l tü n eld e perküsyonu esnasında Tinnel işareti görülüyor ise, bu bölgede ciddi sinir sıkışması mevcuttur. Aynı şekilde peroneal sinir fıbulanm başında sıkışabilir.

5. Yürüme Analizleri:

Yürüme esnasında ayağın orta bölgesi veya ayağın ön bölgesine daha fazla yük binen hastalarda aşil tendon k ısalığ ı m evcuttur. R ek ü rre n bir. şek ild e to p u k ta ülserasyon m eydana gelen hastalarda ise aşil tendonu fa z la c a u z a tılm ış v ey a a şil ten d o n y a ra la n m a sı gerçekleşmiş olabilir.

CERRAHİ TEDAVİ

Ülserin yumuşak doku ile kapatılması, enfeksiyon belirtilerinin kaybolması ve ayağa yeterli kan akımı olduğunun gösterilm esinden sonra gerçekleştirilir, D ebridm an sırasında özellikle osteomyelitin mevcut olduğu tüm kem ik segmentlerinin debride edilip, sadece sağlıklı kanayan kemiğin geride bırakılması çok önemlidir.

Ülserin iyileşmesinden sonra tendon uzatmaları ve kemik revizyonları gerçekleştirilir.

Ayak Ön Kısmı:

Ayak parmak ülserleri veya gangren en iyi kısmi

93

(4)

Dİ A BETİK AYAK

Şekil 5: Ayak 5. metatars başı plantar yüzünde üiser

Şekil 7: Ayak ön kısım 4. metatars dorsa! yüzeyinde ülser

amputasyonlarla tedavi edilirken, mümkün olduğunca sağlıklı volar yumuşak doku yaranın kapatılması için kullanılır.

Ayak ön bölgesinde genellikle lokal dolarlar yetersiz olduğu için m ik ro cerrah i serb est flep tran sferleri düşünülebilir. Ayak dorsumu için daha ince yapıda olan fasyokiitan flepler kullanılırken, plantar defelctler için kas Hepleri üzerine uygulanan deri grefti eri tercih edilir.

Eğer ülser birkaç metatars al kemik altında ise veya bir metatars rezeksiyonundan sonra komşu metatarslar altında transfer lezyonları oluştuysa, panmetatars başı rezeksiyonu düşünülm elidir. Bu prosedür esnasında met atar sİ arın uzunluk orantılarının korunm asına (2.

metatars en uzun olanıdır) dikkat edilip, normal distal m e ta ta rs b a ş la rın ın o lu ş tu rd u ğ u p a ra b o l te k ra r oluşturulur. Metatars başlan rezeke edilirken parmaklara giden fleksor ve ekstansorlann korunması equinovarus defonnitesinin oluşmasım engeller. Eğer metatars başlan ve ayak parm aklan da tutulm uş ise, transnıetatarsal amputasyon tercih edilir. Yine oluşacak equinovarus deformitesinin engellenmesi için, lateral iki parmağın

Şekil 6: Ülserin debridman sonrası greftlemesinden sonra postop 4. gün

Şekil 8: 4. parmak amputasyonu sınrası filet flep ve dorsal yüzdeki V-Y ilerletme flebi ile ülserin kapatılması

fleksor ve ekstansorlarma ayak notral pozisyonunda iken te n o d e z is u y g u la n ır. E ğ e r h a la a y a k 10 d erece d o rsifle k siy o n a g e lm iy o rsa aşil ten d o n uzatm ası uygulanır.

En proksim al ayak ön kısım am putasyonu tüm m e ta ta rsa l k e m ik le rin ç ık a rıld ığ ı “L isfra n c a m p u ta s y o n u ” dur. E q u in o v a ru s d e fo rm ite sin in engellenmesi için, anterior tibial tendon ikiye aynlıp lateral kısım lateral kuneiform kem iğe bağlanır. Ayrıca aşil tendonu da uzatılır. Defekt yeterli doku mevcutsa volar veya dorsal Heplerle kapatılabilir. Aksi taktirde deri grefti ile birlikte serbest kas flebi kullanılabilir. Postoperatif ayak iyileşene kadar bir miktar dorsifleksiyonda tutulur 1M4.

(Şekil 5-8)

A yak O rta K ısm ı:

Plantar bölgenin medialindekı bölge!ere bası yoldur ve en iyi deri grefti eriyle tedavi edilirler. Eğer ayağın orta kısmında ülsere neden olan bir kemik mevcutsa (genellikle Charcot ayağında görülür) kemik çıkıntısı rnedial veya lateralden yapılan girişimle tıraşlanabilir. Küçük defektler

(5)

Şekil 9: Topukta 6 aydır iyileşmeyen 1x2 cm boyutlarında ayak ülseri

için V-Y flebi, bilobule flep, romboid flep, transpozisyon Hepleri veya medial bazlı random Hepler kullanılabilir. Daha büyük defektler için, geniş medial bazlı rotasyon Hepleri ve pediküllü Hepler (abduktor digiti minimi kas flebi, abduktor hallucis brevis kas flebi ve m edial plantar fasyokütan flepler kullanılabilir. Proksimal 5. metatars üzerindeki küçük defektler için fleksor digiti minimi kası kullanılabilir. Proksimal 5. metatars üzerindeki küçük defektler için fleksor digiti minimi kası kullanılabilir. Daha büyük defektlerde serbest kas transferleri ile birlikte deri greftleri kullanılabilir. Ülser iyileştikten sonra Cbareot hastasının ortopedik bir girişim le ayak orta ve arka kısımların füzyonu gerçekleştirilerek rekürrens şansının azaltılabilir1114.

Ayak Arka Kısmı:

Topuk ülserlerinde, defektin örtülmesi için yeterli dokunun sağlanması amacıyla parsiyel kalkanektomi gerçekleştirilmesi gerekebilir. Ülsere neden olan bir kemik çıkıntısı var ise veya daha sonradan oluşmuş ise kemik tıraşlanabilir. Ülserler genellikle, doubleV-Y flepleriveya medial bazlı rotasyon flepleri ile kapatılabilir. Pediküllü

Türk Plast Rekoııstr İrs t Cer D erg (2003) Cilt: 11. Sayı:2

Ş ek il 10: Ü lserin m edial plantar fasyokütan flep ile rekonstrüksiyonu

fle p le r a ra sın d a ise; e k ste n d e d lateral kalk an eal fasyokütan flep, retrograd sural arter fasyokütan flep, medial plantar fasyokütan flep, abduktor digiti minimi kas fleb, ve abduktor hallucis brevis kas flebi sayılabilir.

Eğer defekt 5 cm ’den büyük ise, serbest kas flebi ile deri grefti kullanılabilir. (Şekil 9-11)

İki tür ayak arka kısım amputasyonu bulunmaktadır:

• Chopart amputasyonu

• Symes amputasyonu

“Chopart Amputasyonu” talus ile ayak orta kısım ekleminden gerçekleştirilir. Equinovarus deformitesinin engellenmesi için aşil tenotomi ve kalkaneus anteriorunar tibialis anterior tenodezi uygulanır. Eğer kapama için yeterli yumuşak doku bulunmaz ise, deri grefti ile beraber serb est kas fle p le ri k u lla n ıla b ilir. E ğ er C h o p art ampütasyonu’ndald oluşan defektin primer kapanması için yeterli yumuşak doku bulunmaz ise ve serbest kas transferi için yeterli kan akımı mevcut değilse yada talus ve k a lk a n e u s ta o s te o m y e lit m e v c u ts a “ Sym es Amputasyonu” gerçekleştirilir. Tibia ve fibula ayak bileği hizasının hemen üzerinden kesilir ve topuk üzerindeki yumuşak doku distal kemiğin kapanması için kullanılır.

Bu doku posteri ora mi grasy onunun engellemnesi için tibianm anterioruna fikse edilir. Topuk dokusu ile ampute segm entin kapatılm ası güçtür, birçok yerde köpek kulaktan oluşur ve bu topuk dokusunu besleyen damarlar köpek kulaklarının içinden geçebildiği için bunların eksizyonu 2-3 hafta sonra gerçekleştirilir.

Ayak Dors umu:

Ayak dorsu m u n d ak i d e fe k tle r g en ellik le deri grefti eriyle tedavi edilir. Küçük defektler için rotasyon flepleri, bilobule flepler, romboid ve transpozisyon flepleri kullanılabilir. Pediküllü fleplerden ise, ekstansor digitoruın brevis kas flebi, retrograd sural arter flebi sayılabilir.

Kullanılan serbest flep ince bir fasyokütan flep olmalıdır ni4 (Şekil 12-13).

95

(6)

D İ AB ETİK AYAK

Şekil 12: Ayak dorsumunda tabanı nekrotik, geniş bir ülser. Şekil 13: Ülserin radia! ön kol flebi ile rekonstrüksiyonu Daha önce greftleme yapılan defekt kapatılamamış, sonrası postoperatîf geç dönem

Ayak Bileği:

Ayak bileği çevresindeki doku serttir ve elastik olmayan bir dokudur ama yeterli granülasyon dokusu oluşabılmektedir. Rahatlıkla deri greftleri kullanılabilir. Aşil tendonunun da, eğer granüle olması için yeteri kadar beklenirse, üzerine deri grefti uygulanabilir. Lokal flepler arasında ise lateral kalkaneal fasyokütan flebi, dorsalis pedis fasyokütan flebi, retrograd sural arter fasyokütan flebi, peroneal retrograd fasyokütan flebi ve ekstansor digitorumbrevis kas flebi sayılabilir, Doppler ileposterior tibial ve peroneal arter perforatörleri belirlenip, bu perföratörler üzerinden lokal flepler de dizayn edilebilir.

Serbest flepler fasyokütan olabileceği gibi, deri grefti ile birlikte kas flebi de kullanılabilir M"14.

Postoperatif Bakım :

Plantar yüzeydeki ameliyatlardan sonra 6 hafta ağırlık verilmemesi gerekir. Gerekirse atel uygulanabilir. Ağırlık taşımayan yüzeylerdeki girişimlerden sonra ise yine 6 hafta yara korunur. Eğer deri grefti uygulandı ise, greft tam olarak v ask ü larize olana kadar p o sterio r atel kullanılabilir.

Postoperatif hastalar cerrahi ve dahili bilimlerden oluşan multi disiplin er bir ekip tarafından takip edilmelidir, çünkü bu h astaların ortalam a % 4 0 ’ında rekürrens gelişmektedir.

D r Erhan SÖNMEZ

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi,

Plastik ve Rekonstrüküf Cerrahi Anabilim Dalı, 06 i 00, Sıhhiye -ANKARA

KAYNAKLAR

1. Kucan J, Robson M .; Diabetic foot infections: fate of the contralateral foot. Plast Reconstr Surg 77: 439, 1986.

2. Bodly KC, Burgess EM.: Contralateral limb andpatient survival after leg amputation. Am .1 Surg 146: 280, 1983.

3. Robson M.: Difficult wounds: Pressure ulcerations and legulcers, Clin Plast Surg 6:537,1979.

4. Upton A, McComas A.: The double cnısh in nerve en- trapment syndromes. Lancet 2: 359,1973.

5. Sammarco G, Chalk D, Feibel J.: Tarsal nerve syndrome and additîonal nerve lesions on the same limb. Foot Anide 14: 71, 1993.

6. Barber MA, Conolley J, Spaulding CM, Dellon AL.:

Evaluation of pressure threshold prior to foot ulceration:

one-versus two-point static touch. J Am Podiatr Med Assoc 91: 508,2001.

7. LoGerfo F, Cofîfnan J.: Vascuiar and microvascular dis- ease of the foot in diabetes. Diabctes 311:1615,1984.

8. Kjersen H, Hilsted J, Madsbad S et al.: Polymorpho- nuclear leııkocyte dysfünction during short term meta- bolic changes from nonno to hypoglycemia in type I (in- sulin dependcnt) diabetic patients. Infeetİon 4 : 215, 1988.

9. Bagdale JD, Stewart M, Walkers E.: Impaired gramı lo- cyte adherence: a reversible defect in hoşt dcfensc in pa­

tients with poorly controlled diabetes. Diabetes 27: 677, 1978.

10. Grant 'WP, Sullivan RS, Vinik Al et al: Electron micro- scopic investigation of the effccts of diabetes mellitus on the achillcs tendon. .1 Foot Atıkle Surg 36: 1, 1997.

11. Aygıt CA, Sunar H, Ayhan S, Demiralay A.: Perifcrik vasküler tıkanıklığı olandiyabetikhastalardaarteriovcnöz fîstül ardından serbest flep ile rekonstrüksiyon. Türk Plast CerDerg 6(3): 176, 1998.

12. Kostakoğlu N, Kayıkçıoğlu A, Akyürek M, Keçık A.:

Lateral kol flebinin üst vc altelcstrcmite defektlerinin onarımmdakullanımı: 13 olgunun gözden geçirilmesi. Türk Plast CerDerg 4(1): 21, 1996.

13. Bulut A, Yılmaz E: Distal pediküllü süpcrfîsyal sural arter flebi ile bacağın 1 /3 distalinin rekonstrüksiyonu. Türk Plast Cer Dcrg 7(2): 99, 1999.

14. Şenyuva C, Yücel A, Aydın Y, Okur İ, Kuyuhan S, Güzel Z.: A lt ekstrem ite rekonstrüksiyon!arında eiek tif mikrovasküler serbest doku aktarımları. Türk Plast Cer Dcrg 4(3): 151, 1996.

Referanslar

Benzer Belgeler

Antekübital fossayı içine alan ve brakiyal arterde defekt bulunan doku kayıpların rekonstrüksiyonda “flow through” flep ile arteriyel defekti yumuşak doku defekti ile

Blefaroptozis tedavisi, ilk aşamada ptozisin derecesi ve levator palpebra superior kasının fonksiyonuna göre belirlenmektedir Levator fonksiyonu 4 mm’den az olan ciddi

gösterilmiştir. Buna bağlı olarak mikrosirkulatuar düzeyde nötrofillerde NADPH ve intrasellüler CA birikimi olurken endotel hücresinde hypoxanthine seviyeleri

Klinik olarak enfeksiyonu olan 4 hastada kültür sonuçlarına göre uygun antibiyotik tedavisi başlandı. Enfeksiyon olmayan olgularda ise antibiyotik proflaksisi

Fakültemiz Göğüs-Kalp Damar Cerrahisi (GKDC) kliniğinde, koroner baypas operasyonu sonrası stemal osteomiyelit ve mediastinit gelişen 4 hastada, konservatif yöntemlerden

1982 yılında 26 Hartrampf tarafından tanımlanan transvers yerleşimli deri adası ile birlikte olan rektus abdominis kas deri flebi özellikle mastektomi sonrası

İki ve dört saatlik iskem iyi takiben 24 saatlik reperfüzyon sonrası plazma A ST düzeyleri; Hem iki hem de dört saatlik iskemiyi takiben reperfıizyona bakılan

Yüzyılın başlarında gluteus kası bu iş için kullanılmışken, Pickrell ve arkadaşlarının 1952 yılında grasilis kası ile anal sfinkteri oluşturması grasilis