Türkiye’nin Avrupa Birliği Yolculuğu
Güven Sak
Bursa, 2 Aralık 2006
Bir “misafir tedirginliği” sendromu
Türkiye’nin Avrupa Birliği’nin ayrılmaz bir parçası olduğunun farkına hala varamadık
Î Doğrudan yabancı yatırım stokunun %63’ü AB ülkelerinden Î 2005 ihracatımızın %52’si AB-15 ülkelerine
Türkiye gibi büyük ve güçlü ülkeler AB’ye davet edilmezler, girerler
Hakkımızı aramayı öğrenmemiz gerekiyor; kavga etmeye ve tartışmaya da hazırlıklı olmamız lazım
Hazmetme (entegrasyon) kapasitesi kavramı statiktir ve muğlaktır; Türkiye’nin potansiyelini hesaba katmamaktadır
Bizim yapmamız gereken süreci doğru yönetmek ve perspektifimizi kaybetmemek…
Î nasıl bir perspektif?
Nasıl bir perspektif?
Türkiye artık farklı bir döneme girmiştir
Bir krizle kaybettiklerimizi kazanmaya çalışıyoruz
Önemli Soru: Bir kuşakta, farklı bir geleceği kazanabilecek miyiz?
Î Küresel düşünüp bölgesel hareket etmenin zamanı geldi
Î AB süreci yerelleşmeyi beraberinde getiriyor. Ne demektir yerelleşme?
Î Bu yeni süreci yönetebilmek için yeterli kapasitemiz var mı?
Î Bu süreçte yerel medyaya düşen rol nedir?
Türkiye geçmiştekilerden farklı bir dönemde
Enflasyonsuz Büyüme
Düşmekte olan faizler
Artan verimlilik
Türkiye tarihindeki ikinci en uzun büyüme
dönemindeyiz
0.00 20.00 40.00 60.00 80.00 100.00 120.00 140.00
Oca.99 Oca.00 Oca.01 Oca.02 Oca.03 Oca.04 Oca.05
Sanayi Üretimi Faiz Oranı Enflasyon
Enflasyonsuz Büyüme Süreci
İstihdam Verimlilik
Üretim
40 60 80 100 120 140 160
1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004
Endeks Değeri
İmalat Sektöründe Verimlilik, Üretim, İstihdam (1997=100)
Türkiye’deki genel durum ve yeni gündem
Durum hiç de kötü değil
Î Yüksek büyüme oranları
Î Makroekonomik istikrar
Î Yeni ve daha sağlıklı bir iş yapma ortamı
Î Küresel ve bölgesel entegrasyon
Ancak, risklerin etkin bir şekilde yönetilmesi gerekiyor
Î Cari açık
Î Azalmayan işsizlik
Î Yaratıcı yıkım
Î .. + dışsal şoklar: (i.e. İran, Lübnan, pertol fiyatları, FED faiz oranları, AB ile ilişkiler)
Yeni bir gündeme acil olarak ihtiyaç var
Î Öncelikleri belirlenmesi, stratejik planların yapılması ve etkin bir şekilde hayata geçirilmesi
Î AB sürecinin risklerin etkisini azaltacak şekilde yönetilmesi
Î Yeni ortam için gerekli olan kapasiteyi inşa etmek
Neden dış gelişmeler bu kadar etkili?
Normalleşme ile birlikte bu ekonomi artık daha karmaşık ve yönetimi daha zor. İki temel nedeni var:
Birincisi, Türkiye ekonomisinde büyümeden kaynaklanan bir cari işlemler açığı ve bunun finansmanı problemi var.
Cari işlemler açığı, bankadan borç alarak
işletmeyi büyütmeye benzer.
Neden dış gelişmeler bu kadar etkili? (2)
İkincisi, Türkiye ekonomisinde artık kamu tek başına belirleyici değil.
Kamunun tek karar alıcı olduğu sistem 2001 krizi ile birlikte tarihe karıştı.
Şimdi ekonomimizde özel karar alıcılar dönemi başladı.
Özel karar alıcıların bekleyişleri onların tüketim ve yatırım kararlarını belirliyor.
Î
Tüketici bekleyişleri, şirket yatırım kararları,
enflasyon bekleyişleri, vb.
Mayıs’ta olanları hatırlayalım. Sermaye yön değiştirmişti ve...
Enflasyon beklentileri
Tüketici güven endeksi
0 2 4 6 8 10 12 14 16 18 20
Mayıs Haziran Temmuz Ağustos Eylül Ekim Kasım
Yıl sonu enflasyon beklentisi
7.5 8 8.5 9 9.5 10 10.5
Tüketici güven endeksi
Yıl sonun ortalama enflasyon beklentisi ve tüketici güven endeksi
Kaynak: TCMB
Türkiye’nin son yıllardaki yakınsama performansı
Türkiye/ABD Türkiye/AB
6%
7%
8%
9%
10%
11%
12%
13%
14%
15%
1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 Türkiye Kişi Başına GSMH’nin AB ve ABD’ye oranı, 1999-2006, 2000 sabit fiyatlarıyla
Biz aslında şu anda bir kaç krizle
kaybettiklerimizi geri kazanmaya çabalıyoruz…
Türkiye/ABD Türkiye/AB
4%
6%
8%
10%
12%
14%
16%
18%
1968 1970
1972 1974
1976 1978
1980 1982
1984 1986
1988 1990
1992 1994
1996 1998
2000 2002
2004
Türkiye Kişi Başına GSMH’nin AB ve ABD’ye oranı, 1968-2006, 2000 sabit fiyatlarıyla
Kaybetmek kader değil, iyi yönetilen
ekonomiler “mucizeyi” başarabiliyorlar...
Kore/AB Irlanda/AB
Çin/AB Türkiye/AB
0%
20%
40%
60%
80%
100%
120%
140%
1975 1976 1977 1978 1979 1980 1981 1982 1983 1984 1985 1986 1987 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995 1996 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005
İrlanda, Kore, Türkiye ve Çin için Kişi Başına GSMH’nin AB’ye oranı, 1975-2006, 2000 sabit fiyatlarıyla
Türkiye de son dört yılda büyüdüğü gibi
büyüyebilirse AB’yi bir kuşakta yakalayabilir
2019
2033
Türkiye Kişi Başına GSMH’nin AB’ye oranı, 1975-2047, 2000 sabit fiyatlarıyla, AB için son 10 yıllık büyüme ortalaması olan %2,14 baz alınmıştır.
Bugünün sorusu: Türkiye uzun bir dönem boyunca hızlı ve tempolu büyüyebilir mi?
İrlanda bunu yapabilmiştir
Î
Çok sorunluydu ama iç ihtilaflarını uzlaşmayla çözebildi,
Î
AB sürecini kendi ekonomik çıkarları doğrultusunda yönetebildi,
Î
Ülkeler için yüzyıllarda bir açılan “demografik fırsat penceresini” eğitime ve insanlarına yatırım yaparak büyümenin motoru haline getirebildi
SORU: Türkiye bunları yapamaz mı?
Nüfustan kaynaklanan f ırsat penceresi:
İrlanda örneği
Çalışabilir nüfus oranı Batı Avrupa ile 2000 yılında eşitlendi, ve 2000 sonrasında Avrupa’nın önüne geçti.
Bu fırsatı 1985’de gören İrlanda, eğitim harcamalarını üçe katladı.
1985-2002 arasında İrlanda ekonomisi yıllık ortalama %6.7 büyüdü (aynı dönemde Türkiye %3.9 büyüdü).
1985’de 11,871 $ olan kişi başına düşen milli gelir, 2005’te 3 kattan fazla artarak 40,000 $’a yükseldi. (Türkiye’deki ise sadece 1.3 kat arttı.)
52 54 56 58 60 62 64 66 68 70
1960 1965 1970 1975 1980 1985 1990 1995 2000
Calisabilir Nüfus Oranı
0 50 100 150 200 250 300
Eğitim Harcamaları Batı Avrupa Calisabilir Nufus İrlanda Calisabilir Nufus İrlanda eğitim harcamaları
önündedir
Büyüme Muhasebesi ne gösteriyor? (Çalışma çağındaki nüfusta artış+işgücüne katılım oranında artış+işgücü verimliliğinde artış)
Türkiye’de çalışabilir nüfusun toplam nüfusa oranı önemli bir artış trendine girmiştir.
Bu oran AB ülkelerinde düşme eğilimindeyken, Türkiye’de hızla artmaktadır.
2010’da bu oranın TR ve AB’de eşitlenmesi beklenirken, 2010’dan sonra Türkiye’nin lehine artış gösterecektir.
Batı Avrupa Türkiye
45 50 55 60 65 70 75
1950 1955
1960 1965
1970 1975
1980 1985
1990 1995
2000 2005
2010 2015
2020 2025
2030 2035
2040 2045
2050
yüzde (%)
Çalışabilir Nüfusun Toplam Nüfusa Oranı, Türkiye ve Batı Avrupa
Bu fırsat kendi kendine bizi kurtarmaz;
çok sayıda reformu yapmamız gerekiyor
Eğitim seferberliği –(AB?)
Î Özel sektörün yeni ihtiyaçlarına göre beceriler
Î Beceri dönüşümü
Î Kadınların işgücüne katılımı
Özel sektöre dayalı büyüme demek şirketlerin büyüyebilmesi demektir, ancak…(Peki, ya AB?)
Î Çok sayıda mikro reform gerekmektedir
Î Finansmana erişim, rekabet ortamı, devlet yardımları.
Î Altyapı reformları: enerji-ulaştırma-telekomünikasyon.
Î Kamu ihale kanunu ve servis sektöründe yapılanma.
Şirketlerimizin rekabet gücünü yükseltmek için bölgesel düşünebilme ve hareket edebilme
kabiliyeti gerekiyor
Kümelenme yaklaşımını benimsemek zorunda olduğumuz bir dönemdeyiz
Rekabet gücü ve kümelenmeye dayalı sanayi politikaları önem kazanacak
Küresel düşünüp, yerel davranabilme kapasitemizi arttırmamız gerekiyor. (Ya AB?)
Î Küresel düşünebilmek için malumat ihtiyacı
Î Sektörel ve bölgesel eksenlerde kurulacak diyalog mekanizmaları
Î Doğru bir yabancı yatırım stratejisi ile mevcut kümelenmeler güçlendirilebilir, yenilerinin tohumları atılabilir
Bundan sonraki sürecin nasıl olması gerekiyor?
BKA’ların kurulma süreci başladı, ancak bu yeterli değildir.
İlk olarak: Yerel kamu kapasitesinin inşa gereği
Î Yerelleşme sürecinin başlaması gerekiyor.
Î Etkin hizmet ulaştırma kapasitesinin ve becerilerinin yerel düzeyde geliştirilmesi önem kazanıyor.
Î Düşünme kapasitesi ise bir sonraki adım.
Î TEPAV’ın rolü
İkinci olarak:Yerel sivil kapasitenin inşa gereği
Î Odaların rolü; merkezden yerel düzeye
Î Yerel politika analizi ve politika tasarım kapasitesinin geliştirilmesi Î Karar alma süreçlerinde şeffaflığın önemi ve medyanın rolü Î Üniversite-oda işbirliği
Î TEPAV’ın rolü:
• Akademik ve Yerel Medya Network Projeleri
TEPAV Nedir?
Sivil Toplum Kuruluşu değildir. Düşünce üreten bir kuruluştur.
Î “Bağımsız yapıda kurulması” kararı.
NGO’dur ama kamu ile birlikte çalışır. Politika
analizi yapar, ortak düşünme platformu oluşturur.
Amaç, günlük olayları anlık kararlarla karşılama geleneğini kırmak, günlük olaylara uzun vadeli ve üzerinde önceden düşünülmüş bir perspektiften bakabilmektir.
Türkiye özellikle son dönemde acil kararları etraflıca düşünemeden almaktadır.
Î “Stratejik Derinlik” kararları.
TEPAV Projelerinden bazıları:
Özel sektörün hükümetle kuracağı politika diyalogu için araçlar geliştirmek, gündemin bilgi içeriğini doldurmak
Î IX. Kalkınma Planı için Sanayi Politikası Raporu ( DPT ile birlikte) Î Yatırım Ortamı Değerlendirme Projesi (Dünya Bankası ile)
Î Rekabet Ortamı Değerlendirme Projesi (FIAS ve Rekabet Kurumu ile) Î Yükseköğretim Sektörü Projesi (Dünya Bankası ile)
Ekonomik gelişim sürecinin yönetişimi
Î Etki analizi kapasitesi oluşturulması
ÎYerelleşme çalışmaları, yerel kalkınma çerçevesi (İç İşleri Bakanlığı ve yerel idareler ile)
Î Mali izleme ve Şeffaflık İzleme
Bölgesel Entegrasyon
Î Barış için Sanayi Girişimi-Filistin (TOBB ile) Î Karadeniz ve Avrasya Projesi (TOBB ile)
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi
Demografik geçiş çok önce başladı, ancak değerlendiremedik:
Î Becerilerin dönüşümü en az eğitimi kadar önemlidir
Ülkenin en çok ihtiyacı olan becerilerin verilmesi
Î Tüm öğrenciler sanayi ile yakın ilişki içindeler
Î Küresel ekonomide faaliyet gösteren iş adamları yetiştirmek:
• Yabancı dil, eleştirel düşünmeyi teşvik, farklı alanlarda eğitim Î Sektörlerde ticari yenilik yapabilecek mühendisler
• Yoğun bir üniversite-sanayi işbirliği
Î Politika analiz edebilen ve tasarlayabilen kamu yöneticileri
• Kamu Yönetimi Yüksek Lisans Programı (Harvard ve SAIS)
• Çok sayıda ülkedeki vaka çalışmalarına odaklanarak, doğru ve yanlış tecrübelerin incelenmesi
• Bölgeden kamu yöneticileri arasında “network” kurulması
Sektörel Araştırma Enstitüleri