• Sonuç bulunamadı

AĞIZ ve DİŞ SAĞLIĞI EĞİTİMİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "AĞIZ ve DİŞ SAĞLIĞI EĞİTİMİ"

Copied!
35
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

Ege Üniversitesi

Diş Hekimliği Fakültesi Pedodonti Anabilim Dalı

AĞIZ ve DİŞ SAĞLIĞI EĞİTİMİ

BİTİRME TEZİ

Stj. Dişhekimi Ahmet GÜRBÜZ

Danışman Öğretim Üyesi: Prof. Dr. Ece EDEN

İZMİR-2006

(2)

ÖNSÖZ

“Ağız ve Diş Sağlığı Eğitimi adlı tez konumu hazırlamam sırasında bana gösterdiği iyi niyet ve yardımlarından dolayı danışmanım Sayın Prof. Dr. Ece EDEN’e teşekkürü borç bilirim.”

İzmir, 2010 Stj. Dt. Ahmet GÜRBÜZ

(3)

İÇİNDEKİLER

1- Giriş………..1

2- Genel Bilgiler………...2

2.1.Diş Çürüğünün Tanımı ve Etiyolojisi...……….2

2.1.1.Tanımı ………2

2.1.2.Etiyolojisi………2

2.2.Çürük Faktörleri……….3

2.2.1.Karbonhidrat Faktörü………..3

2.2.2.Birey………....4

2.2.2.1.Diş………4

2.2.2.2.Tükürük………4

2.2.3.Zaman………..5

2.2.4.Bakteriler……….5

2.3.Dental Plak……….5

2.4.Çürük Profilaksisi ve Koruyucu Diş Hekimliği……….6

3- Gereç ve Yöntem……….11

4- İstatistiksel Değerlendirme………..13

5- Bulgular………...13

6- Tartışma ve Sonuç………...20

7- Özet………...25

8- Kaynaklar………....27

9- Özgeçmiş………32

(4)

9- Ek-1……….33

10- Ek-2………...34

11- Ek-3………...35

12- Ek-4………...37

(5)

Giriş ve Amaç

Genel olarak ağız ve diş hastalıklarının dağılımı ve prevalans düzeyi son 20 yılda değişiklik göstermiştir. Son yıllarda gelişmiş ülkelerde çeşitli koruyucu uygulamalar ve özellikle ağız diş sağlığı eğitiminin yaygın olarak verilmesi nedeniyle çürük sıklığında önemli azalmalar olduğu bildirilmiştir. Buna karşın gelişmekte olan ülkelerde ağız ve diş hastalıkları büyük bir sağlık sorunu olmaya devam etmektedir.

Diş hekimliğini ilgilendiren iki temel problem olan diş çürüğü ve periodontal hastalıklar genelde çocuklukta başladıkları için koruyucu diş hekimliği çocuğun doğumuyla başlamalıdır. Her ne kadar diş çürüğü ve periodontal hastalığın nedenlerinin çok faktörlü olduğu düşünülse de her iki hastalığın temel nedeninin dental plak olduğu kabul edilmektedir.

Bu plağa bağlı hastalıklar ancak plağın uzaklaştırması ile iyileşme gösterebilir. Ağız hijyeni konusunda bilgi ve gerekliliğin bilinmesine rağmen uygulamasının çok etkin olarak yapılamadığı görülmektedir. Başarılı bir tedavi ve korunma, bireyin ağız hijyen alışkanlıklarını doğru uygulamasına bağlıdır. Dolayısıyla diş hekimi bu konularda hastaları doğru yönde etkilemesi gerekmektedir. Fakat birçok diş hekiminin konuya gereken önemi vermediği veya hastayı aydınlatacak konuları açıklamayı zaman kaybı olarak görebildiği gözlenmektedir. Diş hekimlerinin hastalarını eğitmeleri gerekliliğinin yanı sıra toplumun geneline ulaşan, bilimsel nitelikte, ancak kolay anlaşılır ve görsel öğelerle desteklenmiş dental eğitim programları çok önemli ve gereklidir.

Bu çalışmada farklı yaş gruplarına verilen ağız diş sağlığı eğitim programlarının etkinliğinin ölçülmesi amaçlanmıştır.

(6)

GENEL BİLGİLER

1. DİŞ ÇÜRÜĞÜNÜN TANIMI VE ETYOLOJİSİ

1.1 Tanımı

Diş çürüğü çocukluk çağlarından itibaren bireyleri etkileyen ve geri dönüşümlü olmayan sonuçlara sebep olabilen enfeksiyonel bir hastalıktır(1). Etiyolojisi, patolojisi, tedavisi hakkında çok az şey bilinen, hatta tarifinde bile birleşilememiş bir hastalıktır. Diş çürüğünün en genel tanımı ise dişin sert dokularının mikroorganizmalar tarafından yıkımı ile ortaya çıkan patolojik işlemler zinciri olduğudur(2).

Eski insanlarda diş çürüğü genellikle mine-sement sınırında veya sementte olduğu halde günümüz insanında fissürlerde ve ara yüzlerde sıklıkla görülmektedir. Diş çürüğü oluşumu ile ilgili pek çok teori günümüze değin ileri sürülmüştür. Bu teoriler Pulpojen-Endojen fosfataz teorisi(Bir enzim teorisi), rezistans teorisi, proteolitik teori ve proteoliz – şelasyon teorisidir(3). Günümüzde de geçerliliğini koruyan asit dekalsifikasyon teorisine göre çürük oluşumunda asitlerin rol oynadığı bir gerçektir. Çürük lezyonunda ve plakta bakteriyel mayalanma için gerekli olan uygun substrat kullanıldığında pH’da düşüş meydana gelir. Bu ph düşüşü dişlerde kalsiyum kaybı ve kavitasyona neden olmaktadır(4).

1.2 Etyolojisi

Diş çürüğü multifaktoriyel bir hastalıktır. Bu faktörlerden bir veya birkaçının yokluğunda çürük görülmemektedir(2).

Çürük oluşturan faktörlerin etkinliğini birbirini kesen 4 daire şeklinde venn diyagramı ile göstermek mümkündür(şekil–1). Çürük oluşması için bireyin, bölgedeki mikrofloranın, karbonhidratın yeterince ve uzun bir süre bir arada bulunması gerekmektedir(7).

(7)

Şekil–1:çürük oluşumu için gerekli faktörler

1.3.Çürük faktörleri:

1.3.1. Karbonhidrat faktörü

Tüm karbonhidratlar ister besinlerde doğal olarak bulunsun, ister katkı maddesi olarak ya da pişmiş nişasta formunda olsun, diş yüzeyinde asit oluşumuna neden olacaktır. Ancak karbonhidratın konsantrasyonu oluşan asit miktarıyla hiç alakalı değildir. %0.025’lik bir sakaroz solüsyonu bile ara yüz plaklarında pH değerini 5,7’nin altına düşürebilmekte ve hemen hemen tüm karbonhidratlar ağızda bakteriler tarafından fermante edilebilmektedir.

Sakarozun yalnızca alınma sıklığı değil, alınma şekli de önemlidir. Sakaroz içeren yapışkan formdaki yiyeceklerin çabuk temizlenenlere göre daha fazla çürük yapıcı etkisi olduğu görülmüştür(2,4,5,)

1.3.2. Birey 1.3.2.1. Diş

Çürük oluşumu dişlerde düz yüzeylerden daha fazla pits ve fissürlerde, temizlenme kapasitesi daha zayıf plak birikimine müsait bölgelerde görülmektedir. Fissür derinliği ile doğru orantılı olarak mikroorganizma sayısı da artacak ve çürük olasılığı yükselecektir.

Karışık dişlenme döneminde olduğu gibi çene kavsi bozukluğu veya çapraşıklıklar çürük arttırıcı bir başka etmen olmaktadırlar. Karışık dişlenme döneminde var olan çürükler ve yüksek çürük potansiyeli sonucunda yeni sürmüş dişlerin yüzeylerine bakteriler daha hızlı yerleşirler. Bakterilerin yerleşme kapasitesi oluşturdukları ekstrasellüler polisakkaritle orantılıdır(2,6).

kar bon bon hidr at

karbonhidrat

Birey Zaman

mikroflora Ç

(8)

1.3.2.2. Tükürük:

Gerek tamponlayıcı etkisi gerek yıkayıcılık özelliği ile tükürük diş çürüklerinde önemli bir faktörü oluşturmaktadır. Dişler üzerine yerleşen besin artıkları tükürük ile yıkanarak uzaklaştırılması çürük oluşumuna negatif faktör olarak etki etmesini sağlar.

Ağızda savunma maddesi olarak bilinene tükürüğün bakteriler üzerinde etkili olduğu kanıtlanmıştır. Tükürüğün %99’u sudur. %1’i ise pityalin, müsin, maltoz, lizozim, serum albümin, globülin, lipitler, glikoz, üre gibi inorganik, kalsiyum klorür, sodyum bikarbonat, kalsiyum karbonat, fosfat, asit ve alkali fosfat gibi inorganik maddelerden oluşur. Tükürüğün içinde ayrıca çözünmüş gazlar da vardır(2, 7).

Tükürük diş çürüklerini, ağız içinde ve mikrobiyal plakta ortamın pH’ını nötral hale getirerek önler. İstirahat halinde en önemli tamponlayıcı elemanlar inorganik fosfatlarken uyarılmış tükürükte karbonik asit- bikarbonat sistemi devreye girer. Tamponlama kapasitesinin azalması ile diş çürüklerinde artış saptanmış olmasına rağmen tek teşhis yöntemi olarak kullanılamazlar(4)

1.3.3. Zaman

Diş çürükleri uzun zaman aralıkları ile gelişen kronik bir hastalık olarak tanımlanmaktadır. Karyojenik yiyeceklerin ağız içinde kısa süre kalması çürük açısından önemli bir etken oluşturmamasına rağmen, uzun bir süre kalması asit oluşumunu arttırarak çürük oluşumuna pozitif bir katkı sağladığı belirlenmiştir.(7)

1.3.4. Bakteriler

Çürükte etkili olan bakterilerin etkisinden söz edebilmek için; diş yüzeyine yapışabilme, laktik asit üretebilme, düşük pH’da canlı kalabilme ve üreyebilme, yüksek sakaroz konsantrasyonlarına dayanabilme, extrasellüler ve intrasellüler polisakkarit yapabilme gibi temel özelliklere sahip olması gerekir. Çürük yapıcı bakteri türleri; streptokok, laktobasil, aktinomiçesler ve mayalardır.

Keyes 1960 yılında hamsterlar ile yaptığı çalışmasında, yüksek oranda sükroz içeren bir diyetle beslediği hamsterlarda çürük oluşmadığını, ancak bu hayvanları çürük aktif olan diğer

(9)

hamsterlarla aynı kafese koyduklarında ya da çürük aktif hamsterların feçeslerini oral olarak inoküle ettiğinde çürük oluşumuna rastlamıştır. Dolayısı ile diş çürüğünün enfeksiyoz ve aktarılabilen bir hastalık olduğu sonucuna varmıştır. Daha sonra yapılan çalışmalarda insan çürüğünden izole edilen streptokokların hayvanlarda deneysel çürükleri indüklediği görülmüştür.(8,9,10,11)

1.4. Dental Plak

Dental plak oluşumunda ilk aşama; kazanılmış mine pelikülünün meydana gelmesidir.

Bu oluşum mine yüzeyinde tükürükten çeşitli asidik glukoproteinlerin seçici olarak absorbe edilmesiyle gerçekleşen ve organizmanın başka hiçbir yerinde gözlenmeyen bir yapılanmadır.

Kazanılmış mine pelikülü, yüksek oranda sülfat ve karboksil grubu içeren kalınlığı 0,1–3 mikron arasında değişebilen amorf bir membrandır. Kazanılmış mine pelikülü, ağızda hızlı bir şekilde meydana gelmesine rağmen, bu formasyonun hızı kişiden kişiye değişmektedir. Bu depozit birkaç saat içinde diş yüzeyinden uzaklaştırılamazsa, ağız gargaraları veya hava spreyi ile kolaylıkla uzaklaştırılamayan, kalın, yapışkan bir tabaka olan materia alba meydana gelir. Materia alba pek çok yüzeysel dental plak ile birlikte, yiyecek, lökosit ve desquame epitelyum hücre artıklarını içerir. Dental plak haftalar veya aylar boyu diş yüzeyinden uzaklaştırılmazsa kalkulus veya tartar olarak adlandırılan kalsifiye bir forma dönüşür(12).

1.5 ÇÜRÜK PROFİLAKSİSİ VE KORUYUCU DİŞ HEKİMLİĞİ

Son yıllarda gelişmiş ülkelerde çeşitli koruyucu uygulamalar ve özellikle ağız-diş sağlığı eğitiminin yaygın olarak verilmesi nedeniyle çürük sıklığında önemli azalmalar olduğu bildirilmiştir(13).

Ağız-diş sağlığını korumaya yönelik; sistemik ve topikal flor uygulamaları, ağız hijyeni sağlanması, diyet ile ilgili bilgiler verilmesi, fissür örtücü uygulaması gibi çeşitli uygulamalar vardır. Uygulanacak yöntem ne olursa olsun, başarıya ulaşması için bireylere sürekli bir ağız bakımı alışkanlığının kazandırılması gereklidir. Artık günümüzde dental sağlık eğitimi, koruyucu diş hekimliği uygulamalarının önemli ve ayrılmaz bir bölümünü oluşturmaktadır(14).

Diş hekimi tarafından klinikte verilen ağız diş sağlığı eğitiminin çok etkili olduğu yapılan çalışmalarla saptanmıştır(15). Ayrıca toplumun geneline ulaşan, bilimsel nitelikte ancak kolay anlaşılır ve görsel öğelerle desteklenmiş dental eğitim programları çok önemli ve

(10)

gereklidir. Bunun yanı sıra, eğitimi veren kişilerin de bu konuda yeterli bilgilere sahip olması gerektiği de kabul edilmektedir.

Ağız diş sağlığı eğitiminin koruyucu diş hekimliğinde öneminin anlaşılması sonrasında, bunun nasıl, nerede ve ne şekilde verilmesi gerektiği irdelenmelidir. Örneğin eğitim; 1) Diş hekimliği kliniklerinde bireylere ve gruplara, 2) okullarda, 3) iş yerinde, 4) yaşlılara veya handikaplılara özel bakım evlerinde verilebilir(14).

Ağız-diş sağlığı programlarında seçilecek hedef kitle:

Ağız- diş hastalıklarından korunma ve sağlığının devamı için çeşitli koruyucu uygulamalar vardır. Bu yöntemler, yaşamın çeşitli, dönemlerinde farklı hedef kitlelerine uygulanabilir. Ağız diş sağlığı eğitiminde genelde çocuklar hedef kitle olarak alınmaktadır.

Doğru alışkanlıkların erken yaşlarda kazandırılması gerekliliği fikrinden doğan bu seçin, temelde doğrudur. Fakat çocuklarının eğitiminin aileden başlaması gerektiği düşünülürse, onların aynı zamanda sağlıklarından sorumlu olan ebeveynlerin öncelikle bilinçlendirilmesi gerekmektedir.

Çocukların eğitiminde etkili olan ve çok uzun bir süre çocukla olan ilk ve anaokulu öğretmenlerinin de bu konuda eğitilmesi büyük önem taşır(16,17, 18). Aile ve öğretmenlerin ağız ve diş sağlığı konusunda bilinçlendirilmesi yeni yetiştirilecek nesillerin iyi bir ağız diş hijyenine, dolayısıyla sağlıklı bir yapıya sahip olmalarını sağlayacaktır.

Ağız diş sağlığının, çocuğun bilincinin erken yaşlarda olumsuz etkilenebileceği göz önüne alınarak, anne adaylarının yani hamilelerin ağız diş sağlığı konusunda bilgilendirilmesi öncelikle ele alınmalıdır(16,19). Verilecek olan dental eğitimin programlarıyla yetişkinler, çocuklarının olduğu kadar kendi ağız ve diş sağlıkları konusunda da bilinçleneceklerdir.

Çocuklara özellikle okullarda verilecek ağız diş sağlığı eğitimi, çürük önleyici yöntemlerin etkinliğinin arttırılması ve uygulanmasında büyük etkiye sahiptir (20, 16, 21).

Zira hangisi olursa olsun uygulanan koruyucu yöntemin başarıya ulaşması ancak bireylere sürekli bir ağız bakımı alışkanlığı kazandırılmasıyla gerçekleşebilecektir. Ülkemizde 7–12 yaşları arasındaki çocuklara okullarda ağız diş sağlığı eğitimi verilmesinin etkinliğini araştıran pek çok çalışma vardır. (16, 22).

Ağız diş sağlığı eğitimi nasıl verilmelidir?

Eğitim programı hazırlanırken bu bilgilerin en anlaşılır ve yalın şekilde hedef kitleye iletilmesi ayrı bir önem taşımaktadır. Eğitim görsel öğeler ile desteklenmeli ve anlaşılır bir dil kullanılmalıdır. Çocukların dikkatinin daha kısa sürede dağılacağı göz önünde bulundurularak en fazla 15- 20 dakikalık programlar hazırlanmalıdır.

(11)

Eğitiminin etkinliğinin pekiştirilmesi amacı ile eğitim, broşür ve posterler ile desteklenmelidir. Bu tür araçlar eğitim sonrası hatırlatıcı bir etki yapacaktır. Ayrıca diş fırçalamayı özendirici etkisinden dolayı diş fırçası ve diş macunu gibi hediyelerin dağıtılması faydalı olacaktır(14).

Ağız ve diş sağlığı eğitim programının içeriği:

Ağız ve diş sağlığı eğitiminde verilmesi gereken konular şu ana başlıklar halinde gruplandırılabilir;

1) Süt ve kalıcı dişlerin önemi ve görevi 2) Diş çürüğüne neden olan faktörler 3) Diş fırçalamanın yarar ve teknikleri

4) Beslenme alışkanlıklarının çürük oluşumuna etkisi 5) Kötü alışkanlıkların dişler üzerindeki etkileri(16) Dişlerin önemi ve görevleri:

Dişlerin yaşam boyunca beslenmemizde, konuşmamızda ve güzel görünmemizde yardımcı olduğu anlatılmalı ve diş sağlığının genel sağlığımız açısından da önem taşıdığı vurgulanmalıdır. Ayrıca süt dişlerinin bir süre sonra yerlerini daimi dişlere bırakacak olması nedeni ile çoğu zaman önemsenmez. Oysa süt dişlerinin, alttan gelecek kalıcı dişlerin yerlerini koruyarak onların düzgün sürmelerini ve çene gelişmesini sağladığı anlatılarak, süt dişlerinin sağlığının en az daimi dişler kadar önemli olduğu açıklanmalıdır(14).

Diş fırçalama:

Diş fırçalamanın, diş hekimliğinde dişlerin sağlığı açısından çok önemli bir alışkanlık olduğu, dişlerin fırçalanması ile çürük ve dişeti hastalıklarının başlıca etkeni olan diş yüzeyinde biriken plakların uzaklaştırıldığı açıklanır. Doğru bir diş fırçalama tekniğinin nasıl olması gerektiği anlaşılır bir biçimde anlatılmalıdır. Bu amaçla en kolay anlatılabilen yöntem aşağıda belirtilmiştir.

1) Fırça dişetinin başladığı bölgeye 45 derece açı ile yerleştirilir. Fırçanın kılları diş- dişeti sınırına yerleştirilmelidir(şekil 1–2).

2) Dişlerin dış yüzeylerini fırçalarken diş fırçası 2- 3 dişi içine şekilde arkaya ve öne yuvarlak hareketler yaparak diş etinden dişe doğru fırçalanmalıdır.

3) Dişlerin dış yüzeylerinin fırçalanması tamamlandıktan sonra iç yüzeylerine geçilmelidir. İç yüzeylerde de fırçalama işlemi aynıdır(şekil 3).

4)Ön dişlerin arka kısmında diş fırçası dik tutulur. Fırçanın ön yarısı kullanılarak yukarı ve aşağı hareketlerle alt ve üst ön dişlerin iç yüzeyleri fırçalanır(şekil 4).

(12)

5) Diş fırçası dişlerin çiğneyici yüzeyi üzerine yerleştirilir ve ileri-geri hareketle alt ve üst arka dişlerin çiğneyici yüzeyleri fırçalanır. Dişlerin fırçalanması işlemi tamamlandıktan sonra dil de fırçalanmalıdır. Böylece dil yüzeyinde kötü koku oluşturan bakteriler uzaklaştırılmış olur. Dilin fırçalanması ile kötü ağız kokusunu büyük oranda önlemek mümkündür(şekil 5).

Şekil 2: Doğru diş fırçalama yöntemi

Diş fırçalamanın günde 2 kez; sabah kahvaltıdan sonra, akşam yatmadan önce yapılacağı, çocukların ebeveynlerinin birinin gözetimi altında bu işlemi yapmalarının uygun olacağı anlatılmalıdır.

Diş fırçasının özellikleri; çocuklar için özel hazırlatılmış; küçükbaşlı, kalın saplı olanlarının kullanılmasının ayrıca sapın düz olması gerektiği ve uçları yuvarlatılmış, naylon kılları olması gerektiği anlatılmalı, diş fırçasının 3- 4 ayda bir yenilenmesi gerektiği hatırlatılmalıdır.

(13)

GEREÇ YÖNTEM

Bu çalışma ağız ve diş sağlığı eğitimi verilen farklı yaşlardan 3 ayrı grup üzerinde gerçekleştirilmiş bir anket çalışmasıdır. Çalışmada gruplardan birincisi ilköğretim son sınıfa devam eden 12 yaşında çocuklar, 2.si hekim adayları, 3. ise bir grup yetişkindir. Çalışma gruplarından1.sinde yapılan eğitimde 175 çocuk, 2.sinde 72 hekim adayı ve 3.ünde 28 yetişkin yer almıştır. Her bir gruba yaş ve özelliklerine uygun bilgiler içeren bir ağız diş sağlığı eğitimi verilmiştir.

Çalışma grupları

Grup 1. Araştırmaya Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı bir yaz kampına Türkiye’nin farklı şehirlerinden gelmiş 175 adet 12 yaşındaki çocuk dâhil edilmiştir. Çocuklara verilen eğitim öncesi ağız diş sağlığına ait genel bilgiler içeren ilk anket uygulaması yapılmıştır(Ek 1). Bir diş hekimi çocuklara slâyt gösterimi ile ağız diş sağlığı eğitimi vermiş ve bu eğitimin pekiştirilmesi için interaktif olarak çocukların katılımı sağlanarak sınıf faaliyetleri gerçekleştirilmiştir. Bunun yanı sıra çene modeli ve fırça ile diş fırçalama yöntemleri anlatılmıştır, diyet ile ilgili bilgi verilmiştir. Bunu takiben çocuklara eğitim sonrası anketi yapılmıştır(Ek 2). Eğitim sonrası çocuklara ebeveynlerine gönderilmek üzere broşür dağıtılmış ve diş fırçası ile diş macunu hediye edilmiştir. Bu broşür diş gelişimi, diş sürmesi, süt dişlerinin önemi, beslenme ve diş hekimlerinin önemi gibi çeşitli konular hakkında bilgiler içermektedir.

Grup2. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalında staj yapan 72 adet 6. sınıf öğrencisine yaklaşık 15 kişilik küçük gruplar halinde 3 saatlik ağız ve diş sağlığı eğitimi verilmiştir. Bu eğitimde süt dişlerinin önemi ve tedavileri ve diyet içerikleri

(14)

hakkında bilgilendirme yapılmış ve ayrıca diş hekimliği uygulamaları ile bilgiler verilmiş ve diş fırçalama ve diş hastalıklarından korunma anlatılmıştır. Hekim adaylarına eğitim öncesi ve eğitim sonrasında olmak üzere 2 anket uygulanmıştır(Ek3).

Grup3. İzmir’in Karşıyaka ilçesindeki Demirköprü Ağız Diş Sağlığı Merkezine tedavi ya da kontrol amaçlı gelen 28 yetişkine bekleme salonunda CD aracılığıyla televizyondan temel ağız diş sağlığı eğitimi verilmiştir. Bunu takiben bir anket doldurmaları istenmiştir (Ek 4).

.

İSTATİKSEL DEĞERLENDİRME

Yapmış olduğumuz bu anket çalışmasının istatiksel değerlendirmesinde SPSS 16.0 analiz paket programı kullanılmıştır. Pearson Chi-Square testi kullanılmıştır ve sonuçlar P

<0.05 anlamlılık düzeyinde değerlendirilmiştir.

(15)

BULGULAR Grup 1

Araştırmaya yaz kampına Türkiye’nin farklı şehirlerinden gelmiş 175 çocuk katılmış, eğitim öncesi ve sonrası yapılan anketlerle eğitimin bilgi seviyesi üzerine etkinliği değerlendirilmiştir. İlk ankette ayrıca çocuklardan diş hekimine gitme sıklığı, diş fırçalama sıklığı konusunda bilgi alınmıştır. Çocuklar yaşadıkları bölgelere göre gruplandırılmış ve gruplar arasında diş fırçalama sıklığı ve diş hekimine ziyareti açısından istatiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır(p<0.05).

Anket uygulanan çocuklar ile yapılan ağız muayenesi sonucunda elde edilen DMFT değeri ( Tablo- 1) de görülmektedir.

BÖLGELER KİŞİ SAYISI DMFT

Ege, Marmara, İç Anadolu 56 3.07

Karadeniz 32 2.96

Akdeniz 25 2.32

Doğu Anadolu, Güneydoğu Anadolu

38 2.26

Muayene edilmeyen 24

TOPLAM 175 2.72

Tablo- 1: Coğrafi bölgeler arasındaki çürük DMFT değerleri

Anket gruplarında çalışma öncesi yapılan ankette ağız diş sağlığı ile ilgili toplam 6 soru bulunmaktadır. Bu soruların ilk 5 tanesi doğru yada yanlış olarak değerlendirilmiş, 6. soru ise

% olarak hesaplanmıştır. Verilen doğru yanıt sayısı ile yapılan ağız taraması sonuçları arasındaki ilişki pearson chi square test ile değerlendirilmiştir(Tablo- 2). Ağız sağlığı bilgisi ile ağzında çürük bulunup bulunmaması arasındaki ilişki anlamlı bulunamamıştır (p>0.05).

Ağız taraması sonucu KİŞİ BAŞINA DÜŞEN DOĞRU SAYISI

Çürüklü 2.34

Çürüksüz 1.72

Tablo- 2: Eğitim öncesi diş sağlığı hakkındaki bilgi düzeyi ve ağız sağlığı ilişkisi

(16)

Eğitim öncesi yapılan ilk anket çalışmasında değerlendirilen bir diğer bilgi diş hekimine gitme alışkanlığıdır. Alınan yanıtlar doğrultusunda çocukların %11 i 6 ayda bir düzenli diş hekimi kontrolüne gittikleri, %71si şikâyeti doğrultusunda diş hekimine gittikleri, %18 i diş hekimine gitmedikleri belirlenmiştir(grafik- 1).

11%

71%

18%

6 ayda bir

şikayet olduğunda hiç gitmeyen

Grafik -1: Çocuklarda yapılan anket sonucunda diş hekimine gitme alışkanlıkları

Diş hekimine gitme alışkanlıkları anket sorularına verilen yanıtlar sonucunda elde edilmiştir. Bu alışkanlık ile DMFT değerleri arasındaki ilişki (Tablo–3) pearson chi-square test ile değerlendirilmiş ve anlamlı bulunamamıştır(p>0.05).

DİŞ HEKİMİNE

GİTME

SAYI DMFT

6 ayda bir 18 2.94

Şikâyet olduğunda 117 2.31

Hiç 31 2.84

Cevap vermemiş 9 2.48

Tablo–3: Diş hekimine gitme alışkanlığı ve DMFT ilişkisi

Çocukların diş fırçalama sıklıkları değerlendirildiğinde düzensiz diş fırçalayanların oranı %29,5, günde 1 kez fırçalayanların oranı %17,1, günde 2 kere fırçalayanların oranı

(17)

%37,8, her yemekten sonra fırçalamayanların ise %15,6 olarak bulunmuştur. Diş fırçalama sıklığı ile DMFT değeri arasındaki ilişki değerlendirildiğinde istatistiksel olarak sonuç anlamlı değildir. (Tablo–4) (p>0.05).

DİŞ FIRÇALAMA SIKLIĞI DMFT

Düzensiz 3.42

Günde 1 kez 3.38

Günde 2 kez 1.73

Her yemekten sonra 2.46

Tablo–4: Diş fırçalama sıklığı ile DMFT arasındaki ilişki

Eğitim verildikten sonra eğitimin başarısını belirleyebilmek için yapılan ikinci anket yanıtlarının karşılaştırması yapılmıştır. İkinci anket ilk anketin içerdiği soruları kapsayarak eğitim sonrası aynı soruların tekrar yanıtlanması ile sağlanmıştır. Eğitim öncesi kişi başına düşen doğru sayısı 2.15/5 soru iken eğitim sonrası verilen doğru sayısı 3.85/5 soru olarak bulunmuştur Böylelikle eğitimin başarısı pearson chi square testine göre anlamlı bulunmuştur(p<0.05).

Çocuklara uygulanan ankette eğitim öncesi ve sonrası yapılan ankette ara öğünlerde yenmesi dişler için en zararlı olan besinin sorulduğu soruya verilen yanıtlar aşağıda belirtilmiştir(tablo- 5)

EĞİTİM Kakaolu kek Şekerli sakız Elma Çikolata Lolipop şeker

ÖNCE %2.8 %3.4 %8.6 %42.2 %43

SONRA %1.9 %0 %1.3 %26.6 %70.2

Tablo 5: eğitim öncesi ve sonrası ara öğünlerde yenilmesi zararlı besinlere verilen cevapların yüzdeleri.

.

(18)

Grup 2

Dokuz Eylül Tıp Fakültesi 6. sınıfa devam eden hekim adayları üzerine yapılan ankette öğrencilerin ağız ve diş sağlığı hakkında bilgi düzeylerinin sorulduğu bir soruya verilen yanıtlar doğrultusunda eğitim öncesi yeterli bilgiye sahip olduğunu düşünenlerin oranı %52, eğitim sonrası aynı soruya verilen yanıtlardaki sonuçlar yeterli bilgiye sahip olanların oranı

%85 olarak bulunmuştur.

Ağız ve diş sağlığı eğitimi hakkında bilgilerin nereden edinildiğinin sorulduğu anket sorusuna verilen yanıtlara göre eğitim kurumundan bilgi edinenlerin oranı% 31, çevreden bilgi edinenlerin oranı %32, diş hekiminden bilgi edinenlerin ki ise %37 bulunmuştur.

(Grafik–2)

31%

32%

37%

eğitim kurumu çevre

diş hekimi

Grafik–2: 6. sınıf Tıp Fakültesi öğrencilerinin ağız ve diş sağlığı eğitimi bilgi edinme kaynakları

Eğitimin etkinliğinin araştırılması üzerine eğitim öncesi ve sonrası yapılan anket sonuçlarının kişi başına düşen doğru sayısı hesaplanarak eğitim öncesi ve sonrası durumları karşılaştırılmıştır. Eğitim öncesi kişi başına düşen doğru sayısı 4,78/ 10 soru iken eğitim sonrası kişi başına düşen doğru sayısı 8,36/ 10 soru bulunmuştur. Eğitimin başarısı pearson chi square testine göre değerlendirilip istatiksel olarak anlamlı bulunmuştur(p<0.05).

Ankette hekim adayların süt dişlerinin sayısı sorulduğunda eğitim öncesi karşılaşılan doğru yanıt oranı % 6 iken eğitim sonrası verilen doğru yanıt oranı % 96 bulunmuştur. Bir

(19)

diğer soruda süt dişlerinin çürüdüğünde yapılacak doğru tedavinin ne olması gerektiğine ait soruya verilen yanıtlar aşağıda gösterilmiştir (tablo- 6).

EĞİTİM Tedavi gerekmez Çekim gereklidir Dolgu gereklidir

ÖNCE 32.8 50.7 16.5

SONRA 17.1 25.7 58.2

Tablo 6: Süt dişlerinde karşılaşılan problemler sonucunda tedavi gereksinimi hakkındaki görüşler

Grup 3

Demirköprü Ağız Diş Sağlığı Merkezi bekleme salonunda yapılan değerlendirme anketi televizyon kullanılarak görsel olarak eğitim verildikten sonra yapılmıştır. Kişilerin kendi ağız hijyeni hakkındaki görüşü değerlendirildiğinde ağız hijyeninin iyi olduğunu düşünenlerin oranı %32, orta düzeyde bulanların oranı %50 kötü bulanların oranı ise %18 olarak saptanmıştır.

32%

50%

18%

kötü orta iyi

Grafik- 3: Yetişkinlerde sahip olunan ağız hijyeni durumu

Bu bir grup yetişkinin diş fırçalama oranı değerlendirildiğinde fırçalamayanların oranı

%4, günde 1 defa fırçalayanların oranı %64, günde 2 defa fırçalayanların ki ise %32

(20)

bulunmuştur. Verilen cevaplardan elde edilen değerler sonucunda fırçalama alışkanlığı ve ağız hijyeni durumu ilişkisi pearson chi-square test ile ilişkilendirilmiş ve anlamlı bulunmamıştır(p>0.05)

Aynı ankette süt dişleri çürüklerinde tedavi edilmeleri gerekliliği üzerine sorulan soruda

%86 sı tedavi edilmesi gerektiğini düşünürken %14’ü süt dişlerinin tedavi edilmemesi gerektiğini düşünmektedir. Yapılan eğitim sonrası bilgi düzeyini incelemek için sorulan sorulara verilen yanıtlar değerlendirildiğinde kişi başına düşen doğru sayısı 2,6/ 5 soru bulunmuştur.

(21)

TARTIŞMA VE SONUÇ

Sağlıkla ilgili her konuda olduğu gibi diş sağlığı konusunda da problemlerin azaltılması, koruyucu tedaviyi sağlama, ortaya çıkan rahatsızlıkların tedavi edilmesi gibi konularda yapılan uygulamaların başında ağız diş sağlığı eğitimi gelmektedir.

Bu çalışmada çocuklar, tıp fakültesi son sınıf öğrencileri ve yetişkinler için bilgisayar ortamında hazırlanmış, görsel eğeler içeren ağız-diş sağlığı eğitim programlarının etkinliği araştırılmıştır. Bu anlamda verilecek eğitimin etkinliği konusunda değerlendirmeler yapılmıştır.

Dental eğitim vermek üzere pek çok araç ve yöntemler kullanılmaktadır. Bu yöntemlerin etkili olabilmesi için görsel olarak desteklenmesi gerekmektedir. Yapılan birçok bilimsel çalışmada özellikle çocuklara okulda verilen ağız-diş sağlığı eğitimi sonrasında, diş plağında azalma ve uzun vadede yeni diş çürüğü oluşumu, gingivitisin önlendiği rapor edilmiştir(22).

Ağız diş sağlığı eğitiminin hedef kitleye uygun bir şekilde verilmesi büyük önem taşımaktadır. Kay ve Locker 1986–1996 yılları arasında yayınlanan 143 değişik eğitim programını değerlendirdikleri makalelerinde, görsel eğitimin etkili olmakla beraber etkisinin kısa süreli olduğunu saptamışlardır. Bu yüzden bu tür eğitim programlarının çok sayıda hazırlanıp sık aralıklarla tekrarlanması gerektiği rapor edilmiştir(23, 18).

Doğan ve arkadaşları tarafından 2004 yılında yapılan Türkiye’de ağız ve diş sağlığı durumunu belirlemeye yönelik çalışmaya gör 12 yaşındaki çocuklarda çürük şiddeti, DMTF 3,22 olarak çürüksüz yüzdesi de %12 saptanmıştır(25). Doğan ve arkadaşlarının da yaptıkları çalışmada 13–14 yaş grubu değerini 2,89 olarak bildirmektedir(26). Yavuz ve arkadaşlarının çalışmasında ise 11–12 yaş grubunda DMTF değeri 3,43 olarak belirtilmektedir(27).

(22)

Çalışmamızda DMTF değeri 3,30 ±0,89 olarak çürüksüzlük oranı %21 bulunmuştur. Bu elde ettiğimiz değerler yapılan diğer çalışmaların sonuçları ile tutarlı bir yakınlık göstermektedir.

Diş fırçalama alışkanlığının ağız ve diş sağlığını etkilediği bilinmektedir. Carvalho ve arkadaşları ağız bakımıyla diş çürüğü ve sonuçlarının azaldığını bildirmişlerdir(28). Whittle ve Whittle ile Retrokumari ve arkadaşları diş fırçalamanın diş sağlığını olumlu yönde etkilediğini bildirmişlerdir(29,30). Çalışmamızda diş fırçalama ile DMTF değeri arasında ilişki değerlendirilip istatiksel olarak bir anlam bulunamamıştır. Bunun nedeni fırçalama sorusuna çocukların doğru cevap vermemiş olabileceklerini düşündürmektedir.

Şanlıer ve Özgen’in 2005’de yaptığı araştırmada ağız ve diş sağlığı konusunda verilen eğitim sonrasında eğitim amaçları doğrultusunda bilgi düzeyinde verilen doğru yanıtların sayısının artmasının, öğrenci davranışlarında beklenen değişikliklerin gerçekleşmesinin eğitimin başarısını gösteren kıstas olduğu gösterilmiştir(31).

Son 10 yıldır tıp doktorlarının ağız-diş sağlığı hizmetlerindeki rolleri konusunda farkındalık çok gelişmiştir. Fakat hem ulusal hem de uluslar arası tıp fakültesi öğrencilerine verilecek eğitimin çerçevesine, yöntemlerine ve etkinliğine yönelik tartışmalar henüz başlangıç düzeyindedir(24)

Tıp öğrencileri için toplum yönelimli bir eğitim programı geliştirirken, o topluma özel sağlık sorunları kapsamlı olarak tanımlanmalı, sorunun çözümü için var olan ve ideal durum arasındaki farktan yola çıkarak gereksinimler belirlenmeli ve ortaya çıkan gereksinimler eğitim programı kapsamına alınmalıdır. Topluma dayalı bir eğitim gören tıp fakültesi öğrencilerinin ve klinikte dental sorunlarla daha sık karşılaşan çocuk hastalıkları uzmanlarının ağız-diş sağlığı alanındaki sorunluluklarının daha fazla farkında oldukları bildirilmiştir(32).

Bu nedenle ağız-diş sağlığı eğitiminin topluma dayalı eğitim etkinlikleri ile zenginleştirilmesi hem ağız-diş sağlığının önemi konusundaki farkındalığı arttıracak hem de öğrencilerin farklı

(23)

ağız diş sağlığı sorunlarına yönelik müdahaleler ve klinik muayene konusundaki bilgi ve becerilerinin gelişmesini sağlayacaktır.

Öcek ve arkadaşlarının 2008 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesinde yaptıkları eğitimin etkinliğini rapor ettikleri çalışmalarında kaç süt dişi olduğunu bilenlerin oranı %47,5 iken eğitim sonrası bu oranın % 75,3’e çıktığı görülmüştür(24). Bizim çalışmamızda ise aynı soruyu yönelttiğimizde aldığımız doğru yanıt eğitim öncesi % 6 iken eğitim sonrası %96 bulunmuştur. Çalışkan ve arkadaşlarının Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesinde 9–10 sömestre öğrencilerine yaptıkları bir başka çalışmada aynı soruya verilen doğru yanıt oranı %46,5 bulunmuştur. Aynı çalışmada sorulan bir başka soru olan süt dişleri hastalıkları ve sonuçları sonucunda ne yapılması gerektiğine cevap olarak sorumlu dişin çekimini öneren hekimlerin oranı % 39,5 iken dolgu tedavisini önerenlerin oranı %51,2 bulunmuştur. Aynı sorunun yöneltildiği kendi çalışmamızda oranlar eğitim öncesi çekim % 50,7, dolgu %16,5, tedavi gerekmez %32,8 olarak bulunmuştur. Eğitim sonrası bu oranlarda göze çarpan bir değişiklik görülürken bu oranlar çekim %25,7, dolgu %58,2, tedavi gerekmez %17,1 olarak kaydedilmiştir. Tıp öğrencilerinde kişi başına düşen doğru sayısının oranı eğitim öncesi 4,78/

10 soru iken eğitim sonrasında 8,36/ 10 soru olarak artış göstermiştir. Bu artış eğitim süresince intern öğrencilerin bilgi düzeyindeki artışın bir göstergesi olup eğitimin başarısını kanıtlamıştır.

Yetişkinlere bekleme salonunda yapılan eğitimi değerlendirdiğimizde süt dişi sayısı ve ilk kalıcı dişin ağızda yerini alma zamanı sık vurgulanmasına rağmen yapılan anket sonucunda süt dişi sayısının sorulduğu soruya %60, ilk kalıcı dişin ağızda yerini alma zamanının sorulduğu soruya ise %57 yanlış cevap verilmesi eğitimin sadece bir televizyon aracılığıyla verilmesinin yetersiz olduğunu göstermiştir. Aynı zamanda anket uygulanan kişilerin o sırada tedavi ile ilgilendikleri ve eğitime yoğunlaşmadıkları da düşünülebilir.

(24)

Yetişkinler üzerine yaptıkları bir çalışmada Gökalp ve arkadaşları 2004 yılında Türkiye genelinde yaptıkları anket çalışmasında yetişkinlerin dış fırçalama sıklığının sorulduğu soruya aldıkları yanıtlar; günde bir kez fırçalayan %71,5, günde 2 ve daha fazla fırçalayan % 22,2, hiç fırçalamayan ise % 7,6’dır(33). Bizim yetişkinlere uyguladığımız anket sonucundaki bulgularımız ise hiç fırçalamayan % 4, günde 1 kez fırçalayanlar %64, günde 2 ve daha fazla fırçalayan % 32 olarak rapor edilmiştir. Bu 2 çalışmada da fırçalama sıklığına ait bulguların benzer olduğu görülmektedir.

Sonuç olarak ağız diş sağlığı eğitiminin uygun hedef gruplar üzerinde bilgi seviyesinin artırılmasında etkili olduğu saptanmıştır. Sık aralıklarla tekrarlanacak görsel öğeler içeren eğitim programlarının, ağız diş sağlığının korunup yanlış alışkanlıkların düzeltilmesinde önemli yararlar sağlayacağı saptanmıştır. Doğru alışkanlıkların kazanılması için belli bir süre ve çabaya ihtiyaç vardır. Sadece çocuklar üzerinde değil günümüzde ebeveynler, herhangi bir dalda hekimlik yapan ve yapacak olan kişilerinde eğitilmesi ile ağız-diş sağlığı hakkındaki bilgi düzeyi toplumsal olarak yükseltilebilir. Bu yükseliş dolaylı olarak o ülkede yetişecek çocukların kendi aile ve hekimlerinden birebir eğitim almalarını sağlayacaktır ve bu ağız-diş sağlığında olumlu gelişmeleri birlikte getirecektir.

(25)

ÖZET

Bu çalışmada kampa gelen bir grup çocuk, tıp fakültesi 6. sınıf hekim adayları ve bir grup yetişkine bilgisayar ortamında hazırlanmış görsel öğeler içeren ağız-diş sağlığı eğitimi programları hazırlanarak, bu programların etkinliğinin araştırılması amaçlandı. Üç ayrı grubun farklı zamanlarda eğitim alması sonucu eğitimin farklı yaş gruplarında etkinliği değerlendirildi.

Çalışma grupları 1) Gençlik ve Spor Bakanlığına bağlı bir yaz kampına Türkiye’nin farklı şehirlerinden gelmiş çocuklara bir diş hekimi slayt gösterisi yardımı ile eğitim verildi.

Eğitim sonrası diş fırçaları ve macunları dağıtıldı. Eğitim öncesi ve sonrası anket uygulaması yapıldı. Aileleri desteklemek amacı ile bu çalışma için özel hazırlanmış broşür verildi.

2) Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalında staj yapan 6.

sınıf öğrencilerine yaklaşık 15 kişilik küçük gruplar halinde 3 saatlik ağız ve diş sağlığı eğitimi verildi. Eğitim öncesi ve sonrası olmak üzere anket uygulaması yapıldı.

3) İzmir’in Karşıyaka ilçesindeki Demirköprü Ağız Diş Sağlığı Merkezine gelen yetişkinlere bekleme salonunda CD aracılığıyla televizyondan ağız diş sağlığı eğitimi verildi.

Takiben anket uygulaması yapıldı.

Toplam olarak 175 çocuk, 72 hekim adayı, 28 yetişkin bu eğitim programında yer almıştır.

Hazırlanan eğitim programının etkinliği A) 175 çocuk, 72 hekim adayı üzerinde yapılan eğitim öncesi ve sonrası anket çalışmaları yapılarak cevaplar incelendi. Bu çalışma sonucunda eğitimin olumlu sonuçları saptandı.

Sonuç olarak ağız-diş sağlığı ile ilgili çeşitli görsel ve yazılı araçların kullanıldığı eğitim programlarının koruyucu diş hekimliği uygulamalarında önemli bir etkiye sahip olduğu anlaşılmıştır. Bu eğitimin geniş kitlelere hitap edebilmesinde hekimlere ve ailelere büyük görev düşmektedir

(26)

KAYNAKLAR:

1. Ercan E, Dülgergil T, Yıldırım I, Dallı M, Arcak R, İç Anadolu şehir merkezinde yaşayan çocuklarda, farklı koruyucu uygulamaların yeni çürük oluşumu üzerindeki etkinliğinin değerlendirmesi: 12 aylık çalışma sonuçları, ADO Klinik bilimler dergisi 2008;

4(2), 218- 223.

2. Ertuğrul F;(doktora tezi) Danışman prof. Dr. B.A. Ataman, Sakkaroz, glikoz ve xylitolun karyojenik etkilerinin in vitro ve in vivo olarak incelenmesi, 1995.

3. Alper AR ;(Doktora tezi) Danışman Prof. Dr. C.Eronat ,Klorheksidin verniklerinin çocuklarda dental plak florasına etkileri, 1994.

4. Ermiş B, Koray F, Akdeniz BC, Dental Caries and Fluorosis in low and high fluoride areas in Turkey Quintessence İnt. , 2003; 34: 354–360.

5. Eden E, Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi 4. sınıf ders notları, 2006.

6. Saydam GB, Türkiye’de ağız diş sağlığı- hastalıkları düzeyi ve gereken ilk adım:

sağlık eğitimi TDBD 2002; 24–28.

7. Thylstrup A, Fejerkov O: Textbook of cariology, munksgoard, Copenhagen, 1986;

315–328.

8. Keyes PH, The infectious and transmissable nature of experimental dental caries:

findings and implications. Arch Oral Biol 1: 304- 320, 1960.

9. Krasse B, Human streptococci and experimental caries in hamster .Arch Oral Biol 11: 1966; 429- 436.

10. Tenouov J, The microbiology and immunology of dental cariesin children Rev Med Microb 2: 1991; 76- 82.

11. Beyar İ, Yeditepe üniversitesi diş hekimliği dergisi anneden bebeğine aktarılan çürük oluşturan bakterilerin etkisi 2003; 20(1) : 57- 63.

(27)

12. Aykut A;Stj Dt Mezuniyet tezi, yönetici Prof Dr N. Eronat, 7-9 yaş çocuklarda çürük riskine etkili faktörlerin incelenmesi, 2002.

13. WHO Technical report series, Prevention methods and programmes for oral diseases, WHO technical report series 713, 24- 38, Geneva 1984.

14. Eronat N, Koparal E, Ertuğrul F, Alakent B,Çocuklarda ağız hijyeninin iyileştirilmesinde uygulanacak odiyovizüel destekli eğitim programının etkisinin incelenmesi, Ege Üniversitesi araştırma fonu proje raporu, 2000.

15. Christensen G.J, Educating patients: A new necessity, Jam Dent Ass 1993; 124, 86- 87.

16. Eronat N, Koparal E, Ertuğrul F, etkili bir ağız diş sağlığı eğitimi nasıl olmalı?

Pedodonti klinik araştırma der, 1998; 2(4), 299- 302.

17. Harn SD, Dunning DG, Using a children’s dental health carnival as a primary vehicle tı educate children research, J Clin Ped Dent, 1991; 15(3), 195- 198.

18. Paunio P, Rauvata P, Helenius H, Sillanpaa M, Children’s poor toothbrushing behavior and mothers’ assessment of dental health education at well-baby clinics, ACTA Odontol Scand, 1994; 52, 36- 42.

19. Kowash MB, Pinfield A, Smith J, Curzon MEJ, Effectiveness on oral health of a long-term health education programme for methers with young children, Br Dent J 188(4), 2000; 201- 204.

20. Buishi YAP, Axelson P, Oliviera LB, Mayer MPA, Gjermo P, Effect of two preventine programs on oral health knowledge and habits among Brazilian schoolchildren, Community Dent Oral Epidemol, 1994; 22, 41- 46.

21. Kupietzky Ai Teaching kindergarden and elementery school children dental health : A practical presentation, J Clin Ped Dent, 1993; 17(4), 255- 259.

(28)

22. Arpak MN, Çağlar G, Bilgin Z, 7- 9 Yaş grubu çocuklarda oral hijyen eğitimi ve oral hijyen performansı, AÜ Diş Hekimliği Fakültesi Dergisi, 1989; 16(2), 227- 229.

23. Bostancı H, Akaya M, Günhan M, Bir araştırma nedeniyle okul öncesi çocuklardaoral hijyen eğitimi, AÜ Dişhek Fak Derg, 1989; 12(3), 553- 559.

24. Öcek ZA, Ertuğrul F, Eden E, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi üçüncü sınıf öğrencilerine verilen ağız-diş sağlığı eğitiminin değerlendirilmesi, Tıp Eğitimi Dünyası Dergisi, 2008; 28, 13–19.

25. Doğan B. G, Gökalp S, Türkiye’de diş çürüğü durumu ve tedavi gereksinimi, Hacettepe Diş Hekimliği Fakültesi Derg. , 2008; 32(2), 45-57.

26. Doğan F, Küleka G, Oktay İ, Balkanlı O, Elçioğlu H, 13–14 yaşındaki bir grup çocukta çürük şiddeti, tükürükteki bakterilerin sayısı ve tükürük tamponlama kapasitesi arasındaki ilişkinin incelenmesi, Ege Üni. DişHek Fak Derg 1998; (19), 178–183.

27. Yavuz İ, Şahin Özer S, Atakul F, Çolak M, Akkuş Z, Diyarbakır yöresinde 7–14 yaşları arasındaki çocuklarda görülen çürük sıklığının değerlendirilmesi D.Ü. DişHek Fak Dergisi 2002; 8(1), 155–161.

28. Carvalho JC, Van Nieuwenhuysen JP, D’hore W, The decline in dental caries among Belgien children between 1983 and 1998, Community Dent Oral Epidemol 2001;

29(1),55–61.

29. Retnakuwari N, Prevalence of dental caries and risk assessment among primary school children of 6–12 years in the Varkala Municipal area of Kerala, J. Indean Soc Pedo Prev Dent 1999; 17(4), 135–142.

30. Whittle JG, Whittle KW, Household income in relation to dental health and dental health behaviours: the use of super profis, Community Dent Health 1998; 15(3), 150.

31. Şanlıer N, Özgen L, Öğrencilere farklı yöntemlerle verilen eğitimin ağız-diş sağlığı ve beslenme bilgisi üzerine etkisi, Gazi Üni. DişHek Fak Derg. 2005; 3(3), 351–365.

(29)

32. Krol DM, Educating pediatricians on children’s oral health: past, present and future.

Pediatrics 2004; 113(5),487–492.

33. Gökalp S, Doğan GB, Tekçiçek M, Berberoğlu A, Ünlüer Ş, Erişkin ve yaşlılarda ağız-diş sağlığı profili Türkiye- 2004, Hacettepe DişHek Fak Derg. 2007; 31(4), 11–18.

(30)

ÖZGEÇMİŞ:

16 Şubat 1985 yılında Bursa’nın Mustafa Kemal Paşa ilçesinde doğdum.1992 yılında Kükürtlü Ticaret ve Sanayi Odası İlköğretim okulunda eğitimime başladım.1999-2003 yılları arasında Nilüfer Milli Piyango Anadolu Lisesinde lise eğitimi aldım.2003 yılında Ege Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesini kazandım.

(31)

EK–1

Yaşadığı İl: Doğum tarihi: 04.08.2006 Cinsiyeti: E K

1) Süt dişleri toplam kaç tanedir?

a) 10 b) 16 c) 20 d) 26 e)32

2) Süt dişleri çürüdüklerinde tedavi edilmeli midir? Lütfen nedenini yazınız.

a) Evet………

b) Hayır………..

3) Yetişkinlerin ağzında bulunan kalıcı dişler kaç adettir?

a) 20 b) 26 c) 28 d)30 e)32

4) İlk ağızda yerini alan kalıcı diş hangisidir?

a) Orta kesici diş b) Yan kesici diş c) Köpek dişi d) Birinci küçük azı e) Birinci büyük azı

5) Kalıcı dişlerden ilki ne zaman ağızda yerini alır?

a) 1 yaş b) 3 yaş c)6 yaş d) 9 yaş e) 12 yaş

6) Ara öğünlerde yenmesi dişler açısından en zararlı olan aşağıdakilerden hangisidir?

a) Kakaolu kek b)Şekerli sakız c) Elma d) Çikolata e) Lolipop şeker

Diş hekimine düzenli gidermisiniz?

a) Evet, 6 ayda bir giderim b) Hayır, ancak şikayetim olduğunda giderim.

c) Hayır, hiç gitmedim.

Dişlerinizi günde kaç defa fırçalıyorsunuz?

a) Sabah 1 kere b) Kahvaltıdan sonra 1 kere c) Gece yatmadan 1 kere d) Sabah kahvaltıdan sonra ve gece yatmadan önce e) Her yemekten sonra f) Düzensiz

Ağızda kaç adet çürük diş, dolgulu diş, çekilmiş diş var?

Çür ük sayısı……… dolgulu diş sayısı………… çekilmiş diş sayısı………..

(32)

EK–2

Yaşadığı İl: Doğum tarihi: 04.08.2006 Cinsiyeti: E K

1) Süt dişleri toplam kaç tanedir?

a) 10 b) 16 c) 20 d) 26 e)32

2) Süt dişleri çürüdüklerinde tedavi edilmeli midir? Lütfen nedenini yazınız.

a) Evet………

b) Hayır………..

3) Yetişkinlerin ağzında bulunan kalıcı dişler kaç adettir?

a) 20 b) 26 c) 28 d)30 e)32

4) İlk ağızda yerini alan kalıcı diş hangisidir?

a) Orta kesici diş b) Yan kesici diş c) Köpek dişi d) Birinci küçük azı e) Birinci büyük azı

5) Kalıcı dişlerden ilki ne zaman ağızda yerini alır?

a) 1 yaş b) 3 yaş c)6 yaş d) 9 yaş e) 12 yaş

6) Ara öğünlerde yenmesi dişler açısından en zararlı olan aşağıdakilerden hangisidir?

a) Kakaolu kek b)Şekerli sakız c) Elma d) Çikolata e) Lolipop şeker

(33)

EK–3

1. Sizce, bir hekim adayı olarak ağız diş sağlığı hakkındaki bilgileriniz yeterli mi?

a. Yeterli b. Kısmen yeterli c. Yeterli değil

2. Ağız diş sağlığı ilgili bilgilerinizi en çok nereden edindiniz? Sadece en önemli bilgi kaynağınızı işaretleyiniz.

a. Ortaokul / lise b.Üniversite c. Medya d. Diş hekimi e. Diğer:

3. Süt dişlerin ne zaman sürmeye başlar?

a. 3-5 ayda b. 6-8 ayda c. 9-12 ayda d. Bir yaşından sonra e. Bu konu hakkında bir fikrim yok

4. Süt dişlerinin toplam sayısı nedir?

a. 12 b. 16 c. 20 d. 24 e. Bu konu hakkında bir fikrim yok

5. Daimi dişler kaç yaşında sürmeye başlar?

a. 4-5 b. 6-7 c. 8-9 d.10-11 e. Bu konu hakkında bir fikrim yok

6. İlk olarak hangi daimi dişler sürer?

a. Kesici dişler b. Köpek dişleri c. Birinci küçük azı dişleri

d. İkinci küçük azı dişleri e. Birinci büyük azı dişleri f.ikinci büyük azı dişleri g. Bu konuda bir fikrim yok

7. Daimi dişlerin toplam sayısı nedir?

a. 24 b. 28 c. 32 d. 36 e. Bu konuda bir fikrim yok

8. Sizce bebek ve çocuklarda ağız diş temizliğine ne zaman başlanmalıdır?

a. Doğumdan hemen sonra b. İlk süt dişi sürdükten sonra c. İlk daimi diş sürdükten sonra d. Bu konuda bir fikrim yok

(34)

9. Diş fırçalama eğitimine çocuk kaç yaşına geldiği zaman başlanmalıdır?

a. 2-4 yaşında b. 5-6 yaşında c. 7-8 yaşında d. 9-10 yaşında e.11-12 yaşında f. Bu konuda bir fikrim yok

10. Küçük çocuklarda diş fırçalama sırasında ne kadar diş macunu kullanılmalıdır?

a. Diş fırçasını örtecek kadar

b. Diş fırçasının yarısını örtecek kadar c. Diş fırçasının dörtte birini örtecek kadar d. Diş macunu kullanılmamalıdır.

e. Bu konuda bir fikrim yok.

11. Sizce süt dişleri çürüdüğünde ne yapılmalıdır?

a. çürüyen dişlerin yerine daimi dişler çıkacağı için bir şey yapılmasına gerek yoktur.

b. Çürüyen süt dişleri çekilmelidir.

c. Çürüyen süt dişlerine dolgu yapılmalıdır.

d. Bu konuda bir fikrim yok.

12. Gece ağlayarak uyanan bir bebeğe biberonla verilebilecek en iyi gıda nedir?

a. Balla tadlandırılmış süt c. Meyve suyu e. Bu konuda bir fikrim yok b. Şekerli süt d. Su

13. Sizce aşağıdaki yiyeceklerden hangilerinin ara öğünlerde diş çürüklerinin oluşumu için uygun bir ortam hazırlar?

a. Muhallebi b. Kola, meşrubat türü içecekler c. Reçel d. Bal e. Dondurma f. Havuç

14. Gebelik dönemi ile ilgili olarak aşağıdaki ifadelerden hangisi/ hangileri hangileri doğrudur?

a. Bebek anne karnındaki gelişimi sırasında yeterli kalsiyum bulamadığı takdirde annenin kemik ve dişlerindeki kalsiyumu kullanırlar.

b. Hamilelik dönemi boyunca kadınların dişeti hastalıklarına karşı eğilimleri artar.

c. Emzirme sırasında kadınların diş çürüklerine karşı eğilimleri artar.

(35)

EK–4

Yaşadığınız il : Tarih:

Doğum tarihiniz:

Cinsiyetiniz : E K 1) Başvuru nedeninizi belirtiniz:

a) Muayene b) Diş çekimi c) Diş tedavisi d) Diğer………….

2) Ağız ve diş sağlığınızın nasıl olduğunu düşünüyorsunuz?

a) Çok iyi b) İyi c) Orta d)Kötü e) Çok kö 3) İzlediğiniz eğitim programı hakkındaki görüşünüzü belirtiniz.

a) Çok iyi b) İyi c) Orta d)Kötü e) Çok köt 4) Dişlerinizi ne zaman fırçalıyorsunuz?

a) Kahvaltıdan önce b) Kahvaltıdan sonra

c) Her yemekten sonra d) Gece yatmadan önce e) diğer………

5) Süt dişleri toplam kaç tanedir?

a) 10 b)16 c)20 d) 26 e)32

6) Süt dişleri çürüdüklerinde tedavi edilmeli midir? Lütfen nedenini yazınız.

a) Evet………

b) Hayır……….

7) Diş hekimi dişlerin çürümesini ne şekilde önleyebilir?

a) Klor uygulaması b) Fissür örtücü uygulaması c) Flor uygulaması d) Diğer……….

8) İlk ağızda yerini alan kalıcı diş hangisidir?

a) Orta kesici diş b) Yan kesici diş c) Köpek dişi d) Birinci küçük azı e) Birinci büyük azı

9) Kalıcı dişlerden ilki ne zaman ağzında yerini alır?

a) 1 yaş b) 3 yaş c) 6 yaş d) 9 yaş e) 12 yaş

10) Ara öğünlerde yenmesi dişler açısından en zararlı olan aşağıdakilerden hangisidir?

a) Kakaolu kek b) şekerli sakız c) Elma d) Çikolata e) Lolipop şeker

Referanslar

Benzer Belgeler

∗ Diş Protez Teknikeri:Diş protez teknikeri; meslek yüksekokullarının diş protez programından mezun; diş tabibi tarafından alınan ölçü üzerine, çene ve yüz

∗ Diş Protez Teknikeri:Diş protez teknikeri; meslek yüksekokullarının diş protez programından mezun; diş tabibi tarafından alınan ölçü üzerine, çene ve yüz

∗ Kliniğimizin vitrinidir, dışarıya açılan penceresidir, sesidir.. ∗ Klinikteki elimiz,

AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI

∗ Sarı: Dikkat çekici etkisi vardır ama aynı zamanda geçicilik hissi yaratır.. ∗ Turuncu: Teşvik edici, davetkar

Vocational School of Beykoz Logistics, Vatan cad... Vocational School of Beykoz Logistics,

Vocational School of Beykoz Logistics, Vatan cad... Ağız ve Diş

Klinik Biyokimya ve Uygulamaları - II Elif Kalpar Doğan Patoloji / Genetik Lab. Klinik Biyokimya ve Uygulamaları - II Elif Kalpar Doğan Patoloji /