TOPLUM AĞIZ DİŞ SAĞLIĞI
Diş hekiminin esas görevi halkın ağız
sağlığını korumak ve
gerekli dental işlemleri yapmak, toplum
gerçeklerini analiz
etmektir.
Bir toplumda gözardı
edilen diş sağlığı sorunları, diş çürüğü, periodontal
hastalıklar ..vs bir süre sonra toplumun ana
sorunlarından biri halini
almaktadır.
Toplum diş sağlığı toplum sağlığının bir
parçasıdır. Sağlık konusunda öğrenilen tüm bilgiler bireyi, dolayısıyla da toplumu
etkiler ve toplumun sağlıklı
olmasına neden olur.
Toplum ağız diş sağlığı ile ilgilenen kişiler bireysel sorunlardan çok toplumsal sorunlara kolay, ucuz ve
işlerliği olan çözümler
yaratmak amacındadır.
Günümüzde toplumların kompleks yapıda olması diş sağlığı sorunlarının tek
sektörün sorumluluğunda
olmasını etkiler. Bu konuda
meslek kuruluşları, gönüllü
bireyler çalışmalıdır.
Bu
çalışmalar sonucunda
toplumda optimal diş
sağlığını amaçlamalıdırlar .
TADS’nın en önemli basamağı koruyucu diş hekimliğidir. Topluma
yönelik yapılan koruyucu
diş hekimliği çalışmalarının en temel öğesi ise
eğitimdir.
Bu çalışmaları detaylı olarak incelemeden önce terim kargaşalarının
engellenmesi
gerekmektedir.
HALK: Aynı yerde yaşayan ortak ilgi alanı olan ve
karakteristiği olan insan
grubu olarak tanımlanır.
TOPLUM: Aynı yerde yaşayan farklı
karakteristikler taşıyan daha büyük insan
topluluklarıdır.
Aslında bu iki terim
birleşik devletler, eyalet sistemleri olan devletler için daha ayırıcı
tanımlamalardır. Bu
nedenle günümüzde halk sağlığı yerine toplum
sağlığı ve dolayısı ile
TADS terimi yerleşmiştir.
TOPLUM SAĞLIĞI: Uzun yıllar boyunca toplum sağlığı hizmetleri yeterli sağlık
hizmeti alamayan, fakir halk gruplarına uygulanmıştır. En ucuz ve en etkin yöntemler belirlenip çalışmalar
sürdürülmüştür.
Ancak esas olarak bir toplumun sağlığını
etkileyen faktörler düşük ya da yüksek gelir grubuna
göre sınırlandırılamaz.
TADS fikri ilk olarak
1920lerin başında bireysel sağlığın toplumsal
sağlıktan ayırt edilemeyeci felsefesinin ortaya
konulması ile
şekillenmiştir.
O dönemde sosyal iyileştirme servisleri kurularak beslenme
programları ayarlanmış ve koruyucu tedbirler
alınmıştır.
Tedavi ise bu programa
dahil edilmemiştir. Çünkü sağlık şartlarını
iyileştirmede esas olan hastalığın başlamadan
durdurulmasıdır. Hastalığın
varlığında müdahale etmek
tedavi etmek demektir.
SAĞLIK; (WHO) Dünya Sağlık Örgütünün
tanımına göre bu fiziksel, mental ve sosyal olarak tümüyle iyi durumda
olmaktır. Bireyin sadece
hastalıksız olması yeterli
değildir.
HASTALIK; Doku ve hücrelerde yapısal
ve/veya fonksiyonel
açıdan normal olmayan
değişikliklerin yarattığı
biyolojik haldir.
Kişinin bir sağlık mesleği grubunda olması ve sağlık ile ilgilenmesi onun herzaman
sağlık adına bir şeyler
yaptığının göstergesi değildir ve bu çalışmaları da onu
herzaman tanımlanan sağlık
kavramına götürmez.
Çok dar anlamda örneklenecek olursa
beslenme sektörü, çevre sorunları ile ilgilenme,
sanitasyon, eğitim gibi
çalışmalar tek başına
bireyin sağlığını temin
etmez.
İşte bu konumda toplum sağlığı hizmetinin anlamı daha açık ortaya
çıkmaktadır.
Knutson’a göre toplum sağlığı kişilerin sağlığıdır. Küçük bir
gruptan topluma hatta tüm millete yayılan bir yelpaze halini alır.
Sadece fakirlerin sağlığını koruma ya da kuruluşların hizmeti olarak
değerlendirilemez.
Bu kavram içinde ; -Meslek grupları
-Sağlık hizmeti ödenekleri -Sigorta sistemi
-İhtiyaçların giderilmesi -Malzemelerin üretimi Gibi birçok faktör
değerlendirilmelidir
Wilson’a göre toplum
sağlığı hastalıklardan
korunma ilmi ve sanatıdır.
Yaşam süresinin
uzatılması, fiziksel ve mental yeterliliğin
arttırılması, bulaşıcı
hastalıkların kontrol altına alınması, erken teşhisi
kolaylaştırma, sağlık eğitimi
gibi konuları içermelidir.
Kişilerin bu konularda
hakları vardır ve bu haklar doğumdan başlayarak
hayat boyu verilmelidir.
Toplum sağlığı bu hakların farkına varılmasını da
sağlar.
Ör;
güvenli ve temiz yiyecek kullanımı
sağlıklı beslenme
Florürlü su kullanımı sağlıklı dişler Emniyet kemeri kullanımı
Kazalarda ölümü azaltmak
Sigara kullanımını azaltmak
Akciğer kanserini azaltmak
Felç aşısı uygulaması Çocukları
korumak
TADS temelinde eğitim vardır. Eğitim toplumsal
özelliklere göre değişkenlik
gösterebilir. Bu nedenle önce toplumsal özellikler ve
gereklilikler değerlendirilmeli
daha sonra eğitim programı
belirlenmelidir.
İdeal olan TADS eğitiminde 4 esas faktör olmalıdır.
1.Devletin sağlık politikasının belirlenmesi ve uygulanması 2.Araştırma metodlarının
belirlenmesi
3. Ağız sağlığını iyileştirmek ve hastalıklara müdahale
4. Servislerin kurulması
Genel anlamda toplum sağlığı, yaşam tarzı ile
davranışın çevreyi, insan biyolojisini, sağlık
programlarını ve
sistemlerini organize
eder.
Felsefesinde; kişilerin
mümkün olduğunca sağlıklı kalmasını sağlamak, sağlığı tehdit eden unsurları
limitlemek, bağımlılıkları
azaltmak ve bunların neden
olduğu hastalıkları önlemek
vardır.
Planlama
Uygulama
Geliştirme
DİŞ HEKİMİ TADS HEKİMİ
Birey bazında dişle ilgili ihtiyaçlara maksimum cevap vermek.
Toplum bazında genel ihtiyaçlara cevap vermek
Kişisel diş sağlığını iyileştirmek. Toplumun diş sağlığı seviyesini en iyi yapmak.
Bireysel eğitim vermek. Topluma yönelik eğitim vermek.
Kişisel risk /fayda hesabı yapmak. Toplum bazında kar zarar hesabı yapmak.
Kişilere yönelik iş ahlakı sorumluluğu taşımak.
Toplumsal sorumluluk taşımak.
Sanatsal becerisini bireye yönelik kullanmak.
Sanatsal beceri yoktur teknolojiyi kullanır.
Hastanın kişisel ihtiyaçlarına göre hizmet verir.
Toplumun ihtiyaçlarını değerlendirir ve önem sırasına koyar.
Giderleri kişiseldir. Toplumun özelliğine göre program gideri belirlenir.
Bir toplumda ağız diş sağlığı
sorunları belirlenirken şu kriterler değerlendirilmelidir;
-Çocuk populasyonunda çürük insidansı(6 yaş)
-Biberon çürüğü değerleri( 5 yaş altı)
-Erişkin periodontal hastalık insidansı
-Florürlü içme suyu kullanımı -Fissür örtücü kullanım sıklığı.
Bu kriterler
değerlendirildiğinde aslında çözümlenmeyecek sorunlar
olmadığı görülecektir. Önemli
olan doğru ve kolay cözümler
üretmektir.
Sağlık hizmetleri 2 birimden oluşur...
•Hizmet birimleri
•Talebe yönelik hizmet
bilimleri
Hizmet birimleri; Ağız sağlığı eğitimi, hijyen eğitimi, florür uygulamaları, okul sağlığı
hizmetleri, iş yeri hizmetleri.
Talebe dönük hizmet
birimleri: Diş hekimi fakülteleri klinikleri, poliklinikler,
Muayenehaneler.
Hizmet birimleri talep olmadan, hizmet götüren birimlerdir. Talebe yönelik birimlerde ise bireyin
istekleri vardır. Sağlık hizmetlerinde incelenmesi gereken bir başka konu ise geleneksel ve çağdaş
görüşlerdir.
KONULAR GELENEKSEL ÇAĞDAŞ Hizmet edilen kişiyi
değerlendirme
Hastalığı tedavi ettirmek gelir. Kişi fizik, biyolojik ve sosyal çevresi ile değerlendirilir.
Hizmet sunumu Kuruma baş vuran kişiye hizmet verilir.
Sağlık hizmeti herkese verilir Hizmet dilen kişi Hasta iken hizmet verilir. Hem sağlıklı hem hasta bireye
hizmet verir
Hizmet kapsamı Tedavi rehabilitasyon. Koruma-tedavi-rahabilitasyon Hastalıktan korunma Özel durumlarda sınırlı olur Önceliklidir.
Hastalık nedeni Biyolojik nedene yönelir. Biyolojik ve sosyal neden aranır
Kaynak tahsisinde öncelik Yüksek teknoloji kullanılır. Sınırlı kaynakla en önemli sorunu çözer.
Teşhis ve tedavi Hekim tarafından yapılır. Özel eğitilmiş personel yetiştirir.
örgütlenme Hekim ve yardımcısı
tarafından hizmet verilir.
Çeşitli meslek grupları küçük ekip oluşturup ülke çapına yayılabilir.
Toplumsal karar ve planlama Yoktur Sağlıkla ilgili olaylar sürekli gözlenir ve planlama yapılır.
AĞIZ SAĞLIĞI HİZMETLERİNDE
BİRİNCİ- İKİNCİ- ÜÇÜNCÜ
KORUNMA
1)BİRİNCİ KORUNMA HİZMETLERİ;
A)Sağlığın geliştirilmesi ve iyileştirilmesi
B)özgül
korunma(hastalıklara özel
korunma geliştirme
.A)Sağlığın geliştirilmesi ve iyileştirilmesi;
a)Bireyin ve toplumun koruyucu hekimliğe motivasyonu
b)ADS konusunda eğitim(a şıkkı için geçerli) c)Bakteri plağının gösterilmesi.(nedenin
varlığını göstermek)
d)Fırçalamayı öğretmek(somut çözüm) e) İplik kullanımını öğretmek
f) Eğitimin yerleşip yerleşmediğini
görmek( önce eğitim sonra denetleme) g)Değişik fluorür uygulamaları
h)Yeterli ve doğru beslenmeyi öğretmek
B)Özgül korunma(hastalıklara özel korunma geliştirme)
a)Ağız diş sağlığı eğitimini sürdürmek.
b)Diyetin yeniden düzenlenmesi(riske göre ayarlama)
c)Plağın uzaklaştırılması
d)Kötü restorasyonların düzeltilmesi e) Fissür örtücü uygulanması
f)Florür uygulamaları g)Radyografik tarama
h)Zararlı alışkanlıkların giderilmesi i)Lokal ve sistemik eğilim yaratan faktörlerin kaldırılması.(Diabet,
ağız solunumu, radyasyon
tedavisi, enzim bozuklukları gibi sistemik faktörlerin ve
maloklüzyon gibi lokal faktörlerin
düzeltilmesi)
Genel anlamda toplumun birincil korunmaya eğilimi ve talebi yoktur
..
2)İKİNCİL KORUNMA HİZMETLERİ
(İlerlemenin durdurulması-erken teşhis- tedavi)
a)Periyodik muayene (tarama)
b) Diş çürüğü ve periodontal hastalıkların erken devrede ortaya çıkarılması için özel test ve
indekslerin kullanımı.
c)Sitolojik tanı
d)Radyografik tanı
e)Florür uygulamaları f)Restorasyonlar
Birincil korunma
yapılmazsa ikincil korunma çok zordur. Hizmetlerde bir devamlılık gerekir. Aksi
taktirde hizmetlerin kavramı
değişir.
3)ÜÇÜNCÜL KORUNMA
Protez ve diğer restorasyonlarla
tedavidir.
AĞIZ DİŞ SAĞLIĞI İÇİN GEREKLİ VERİLER
1)Ağız sağlığına dair epidemiyolojik veriler
2)İnsan gücüne ait epidemiyolojik veriler.
3)Ağız sağlığı hizmetlerinin belirlenmesi
4)Koruyucu programların
belirlenmesi(Toplumun özelliğine göre değerlendirilir)
21.Yüzyıl dişhekimliğinin hedefi 21.Yüzyıl dişhekimliğinin hedefi çocukluk döneminden başlayarak çocukluk döneminden başlayarak
bireylere ağız hijyeni alışkanlığı bireylere ağız hijyeni alışkanlığı
kazandırmak ve koruyucu kazandırmak ve koruyucu
uygulamalarla diş çürüğünün önüne uygulamalarla diş çürüğünün önüne
geçmektir
geçmektir . .
ÇÜRÜKSÜZ BİR TOPLUM
ULAŞILMAZ BİR HAYAL DEĞİLDİR!
6 Sihirli Formül:
Annenin eğitimi
Oral Hijyen alışkanlığı FlorFissür örtücüler
Bilinçli beslenme
Periyodik dişhekimi kontrolü
KORUYUCU DİŞ SAĞLIĞININ DEVLET POLİTİKASI HALİNE GELDİĞİ
ÜLKELERDE ALTI YAŞ GRUBUNDA ÇÜRÜK ORANI YILLARDIR %10’UN
ALTINDADIR.
Bebek ağız sağlığı programları ile Bebek ağız sağlığı programları ile
çürüksüz bir toplum çürüksüz bir toplum
hedeflenmektedir.
hedeflenmektedir.
Çocuklar ağız sağlığını Çocuklar ağız sağlığını
koruyamayacağına göre bu görev koruyamayacağına göre bu görev
ailelere düşmektedir.
ailelere düşmektedir.
AĞIZ SAĞLIĞI ANNE KARNINDA
BAŞLAR.
HAMİLE, BEBEK VE ÇOCUK AĞIZ SAĞLIĞI PROGRAMLARINDA ÇOCUK VE KADIN DOĞUM DOKTORLARI İLE
DİŞ HEKİMLERİ HEMŞİRELERLE
BİRLİKTE ÇALIŞMALIDIR.
ÇÜRÜK ANNEDEN BEBEĞE
TAŞINABİLEN İNFEKSİYÖZ BİR HASTALIKTIR.
Hamilenin kendi diş sağlığı Hamilenin kendi diş sağlığı
açısından eğitimi
açısından eğitimi
HAMİLELİKTE AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI
Hormonal değişimlerle birlikte fiziksel ve ruhsal değişimlerin birlikte görüldüğü hamilelikte ağız sağlığı daha da önem
kazanır.
Östrojen hormonunun artışı nedeniyle diş etinin hastalık yapıcı ajanlara
karşı cevabında da artış olur.
Normal zamanlarda diş etinin tolere edebileceği plak miktarı hamilelikte ciddi diş eti hastalıklarına ve diş eti büyümelerine neden olur.
Hamilelikte diş çürüklerinde de artış görülür. Nedeni ilk aylarda kusma, bulantı, aşermeye bağlı olarak
hamileler diş fırçalama
alışkanlıklarından uzaklaşırlar. Kusma ve mideden gelen özsuyunun ağza
gelmesi ağızın kimyasını değiştirerek asit ortam yaratır. Asit ortamda
dişlerin çürümesini kolaylaştırır.
Yine hamilelikte beslenme
düzenindeki değişiklikler ve tatlı
yiyeceklere olan düşkünlük ve bu tip besinlerin öğün aralarında ve sık sık tüketilmesi de diş çürüklerinde
artışa neden olmaktadır.
"Her doğumda bir diş kaybedilir"
düşüncesi doğru mu?
"Hamilelik sırasında bebeğin kendisi için gerekli olan kalsiyumu annenin dişlerinden alarak annesinin dişlerinin
çabuk çürümesine yol açtığı, bu
nedenle hamile annelerin diş kaybına uğradığı " düşüncesi tamamen
yanlıştır.
.
Hamilelik sırasında annenin
dişlerinden kalsiyum kaybı olduğuna dair herhangi bir bilimsel kanıt
yoktur. Bu dönemde bebeğin ve annenin kemiklerinin sağlıklı
olabilmesi için annenin günlük 1200- 1500 mg kalsiyuma gereksinimi
vardır.
Hamilelik döneminde kadın süt ve süt ürünleri ile yeşil yapraklı sebzeler gibi kalsiyum dan zengin gıdalar alarak kalsiyum gereksinimini karşılamalıdır.
Eğer gıdalarla yeterli kalsiyum
sağlanamazsa bebeğin gelişimi için gerekli olan miktar annenin
kemiklerinden karşılanır.
Dişlerden kalsiyum çözünmesi olmaz.
Eğer iyi bir beslenme ile beraber yeterli ağız diş bakımı yapılırsa
hamilelik döneminde normal dönemden farklı bir diş sorunu ile karşılaşılmaz.
Hamilelik sırasında beslenme hem
annenin hem de bebeğin genel sağlığı ve ağız diş sağlığı için oldukça
önemlidir.
HAMİLELİK SIRASINDA EKSTRA BİR AĞIZ-DİŞ BAKIMI GEREKLİ MİDİR?
Günlük ağız ve diş bakımım kesintiye uğratılmamalıdır.
Hamilelik öncesi tam bir ağız
muayenesinden geçerek optimal ağız hijyenine kavuşmalı ve bunu sürdürme alışkanlığını kazanmalıdır.
Çünkü plak birikimi, ve diş eti
hastalıkları ile hamilelik sırasında oluşan hormonal değişiklikler arasında direkt
ilişki vardır.
Günde en az iki kez diş fırçası ve diş ipi kullanarak etkili diş
bakımı yapılarak plak birikimine engel
olunmalıdır.
Ağız gargaraları ya da ılık tuzlu su ile gargara yapılmalıdır.
Özellikle ılık tuzlu su diş etlerini rahatlatır ve dişeti hassasiyetini azaltır.
HAMİLELİK DÖNEMİNDE FLORÜR TABLET ALIMI ÖNERİLMEZ. ÇÜNKÜ FLORÜR PLASENTA BARİYERİNİ
GEÇEMEZ; BU NEDENLE DE BEBEĞİN DİŞ
GELİŞİMİNDE ETKİSİ OLMAZ.
"HAMİLEYKEN ANTİBİYOTİK
KULLANIMI" BEBEĞİN DİŞLERİNİ ETKİLER Mİ?
Bu dönemde bilinçsiz ilaç kullanımından kaçınılması
gerekmektedir. Ancak kullanılan her antibiyotiğin bebeğin dişlerinde
lekelenmelere neden olduğu kanısı yanlıştır.
Antibiyotik kullanımı özellikle
Penisilin ve türevleri (amoxicilline vs.
) kullanımını bebek için herhangi bir sakıncası yoktur.
Dişlerde renklenmelere neden olan antibiyotik grubu "tetrasiklinler"dir.
Bunun dışındaki antibiyotiklerin
renklenme yaptığı kanıtlanamamıştır.
HAMİLELİK DÖNEMİNDE ANNE ADAYI KENDİ DİŞ SAĞLIĞI VE
DOĞACAK BEBEĞİN DİŞ SAĞLIĞI İLE İLGİLİ NELERE DİKKAT ETMELİDİR?
Hamileliğin 3.ayından itibaren bebeğin dişleri oluşmaya başlar. Bebeğin dişlerinin bu dönemdeki oluşum ve gelişimleri için
gerekli olan kalsiyum, fosfor ve diğer
mineraller annenin kan dolaşımından alınır.
Bu nedenle bebeğin tüm sağlığı için olduğu kadar dişlerinin sağlığı açısından da annenin beslenme şekli çok önemlidir.
Anne, gerekli kalsiyum, fosfor ve vitaminleri
dengeleyerek bebeğin diş gelişiminin başarısına yardımcı olur. Sağlıklı dişler ve kemikler için hamile bir kadın
mutlaka süt ve süt ürünleri, et, balık ve tavuk; taze meyve ve sebzeler ile beslenmeye özen göstermelidir...
HAMİLELİK SIRASINDA DİŞ TEDAVİSİ YAPILABİLİR Mİ?
Hamileliğin ilk üç ayında bebeğin organ gelişim evresi olduğundan etkili dental tedaviden kaçınılmalıdır.
Tedaviler ikinci üç aya ertelenmelidir.
Diş ya da diş eti iltihabı gibi acil durumlarda, var olan enfeksiyonun bebeğin gelişimini dental tedavinin
olumsuzluklarından daha fazla etkileyebileceği düşüncesi ön plana alınmalı ve bir jinekoloğun önerileri doğrultusunda dental tedavi yapılmalıdır.
Son üç ayda tedavi için gerekli olan pozisyonları rahat alalaması ve
koltukta uzun süre oturamaması nedeni ile diş tedavisi yaparken anne rahatsız olabilmektedir.
HAMİLELİKTE DENTAL ANESTEZİ YAPILABİLİR Mİ?
Hamilelik esnasında birçok ilacın
kullanılmaması ya da kontrollü kullanılması önerilmesine karşın, dental tedavilerde
kullanılan lokal anesteziklerin herhangi bir yan etkisi rapor edilmemiştir.
Lokal anestezi kullanılmasında üretici
firmanın önerileri doğrultusunda hareket edilmelidir.
Herhangi bir uyarı yoksa lokal anestezik kullanmada bir sakınca yoktur.
Anestezi altında yapılan tedavide hasta ağrı duymayacak ve daha az stres yaşayacaktır.
Diş çekimi yada herhangi bir müdahale için gebelik sırasında lokal
anesteziklerin kullanılmasında üretici firmanın önerileri doğrultusunda
hareket edilmelidir. Herhangi bir uyarı yoksa kullanmada bir sakınca yoktur.
HAMİLELİKTE DİŞ ÇEKİLİR Mİ?
İlk üç aylık dönem: Bu dönem bebeğin çok hassas olduğu bir dönemdir. Gereksiz
müdahaleler düşüğe sebep olabilir. Fakat ağrıya sebep olmuş ve/veya müdahale
edilmediği taktirde daha çok zarara neden olabilecek durumdaki dişlerin çekim, kanal tedavisi gibi acil olarak tedavi edilmesi
gereken durumlarında, çekinmeden diş
hekimine gidilmelidir. Diş hekimi , bebeğe zarar vermeyen ilaçlarla tedaviyi
sağlayacaktır.
İkinci üç aylık dönem: Bu dönem ,
hamilelik sonuna kadar ertelenmesi uygun olmayan diş çekimi, dolgular, kanal
tedavileri vb. pek çok tedavinin yapılması için en uygun olan dönemdir.
Üçüncü üç aylık dönem: Bu dönemde
bebek anne karnında oldukça büyümüştür ve doğum yaklaşmıştır. Aynen ilk üç aylık dönemde olduğu gibi, acil tedaviler dışında diş hekimi müdahale etmeyecektir.
DİŞ RÖNTGENİ ÇEKİLEBİLİR Mİ?
Diş hekimliğinde kullanılan röntgen makinalarında radyasyon çok düşük
seviyede olmasına rağmen hamilelerde röntgen çekiminden kaçınılmalıdır.
Zorunluluk yoksa bu işlem doğum sonrasına ertelenmelidir.
Eğer acil bir tedavi için kesinlikle röntgen filmi çekilmesi gerekiyorsa :
Anneye özel koruyucu önlük giydirilmeli, hızlı film kullanarak ve düşük doz
uygulaması yapılmalıdır.
BEBEKLERDE AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI
Bebeğin doğumundan itibaren
ailesi olarak yapılabilecek en önemli şey kendi ağız ve diş sağlıklarına
özen göstermeleridir. Özellikle anneden bebeğe çürük yapıcı
bakterilerin geçişi kanıtlanmıştır. Bu, annenin bebeğini ağızdan öpmesi veya aynı kaşığı, bardağı kullanmasıyla
olabilir.
Örneğin bazı anneler bebeklerine
yedirecekleri mamanın sıcaklığını kontrol etmek için kaşıktaki mamayı önce kendi
ağızlarına götürüp sonra bebeğe yedirirler.
İşte bu durum sonucunda, anne ağzındaki bakterilerin bebeğe geçişi kaçınılmaz olur.
Anne bu konuda her zaman çok dikkatli ve titiz olmalıdır. Ağız ve diş sağlığına çok
özen göstermesi gerekir. Ayrıca annenin xylitollü cikletler çiğnenmesinin de
özellikle bu yakın temasın olduğu yeni
doğum dönemlerinde büyük önemi vardır.
İnfektivite Penceresi Probiyotik Beslenme
1) 19 – 36 ay 2) 6 Yaş
3) 12 Yaş
LC1 Yoğurt Aktiva Yoğurt
Süt
BEBEĞİN YENİ SÜREN
DİŞLERİNİN BAKIMI NASIL YAPILMALI?
Bebeğin dişleri ağızda gözükür gözükmez fırçalanmaya başlanmalıdır. Süt dişleri diş çürüklerine karşı çok dirençsizdirler. Bu
sebepten dolayı süt dişleri kolayca çürüyebilir ki bu; çocuğun daimi dişlerini de olumsuz yönde
etkileyecektir. Sabah ve akşam yatmadan önce bebeğin dişleri ıslak gazlı bez veya yumuşak kıllı bir fırçayla ve sadece su ile temizlenmelidir.
1,5-2 yaşından önce bebeğin ağız ve diş sağlığında yutma riskinden dolayı diş macunu kullanılmamalı.
3 yaşından sonra da küçük bir nohut tanesi kadar fluoridli çocuk diş macunu kullanmaya başlayabilir
Çocuğun ilk pedodontist/diş hekimi
ziyareti için uygun zaman ya ilk dişinin çıkmasından sonra ya da ilk doğum
gününden hemen sonra olmalıdır.
Bebek 16 aylık olmadan önce mutlaka sorun olsun olmasın bir pedodontiste (çocuk diş hekimi) götürülmeli; ileride oluşabilecek ağız ve diş sağlığı
sorunlarının önlenmesi için çok
önemlidir. Unutulmamalıdır ki rutin diş hekimi kontrolleri çocukların sağlıklı gülümsemesi için ilk basamaktır
Diş sağlığı açısından beslenme Diş sağlığı açısından beslenme
İNSANLARIN BESLENME ALIŞKANLIKLARI KÜÇÜK
YAŞLARDA ŞEKİLLENİR.
İNSANLARDA TAT TERCİHİ DOĞUMSAL MIDIR?
İNSANLARIN DOĞASINDA BULUNAN TATLI TERCİHİ TEŞVİK EDİLMEMELİDİR.
Şekere düşkün annelerin Şekere düşkün annelerin
%76’sı çocuğun mamasına
%76’sı çocuğun mamasına şeker ilave etmektedir
şeker ilave etmektedir..
ÇOCUK BİR YAŞINDAN SONRA HALA BİBERON KULLANIYORSA BİBERON
KEYİF VERİCİ BİR BAĞIMLILIĞA DÖNÜŞMÜŞTÜR.
Biberon çürüğü nedir?
Biberon çürüğü nedir?
ÇOCUKLARA ARA ÖĞÜNLERDE ÇÜRÜK
YAPMAYAN GIDALAR VERİLMELİDİR.
Çocuğa oral hijyen alışkanlığının Çocuğa oral hijyen alışkanlığının
kazandırılması kazandırılması
İnsanlar temel alışkanlıklarını çok küçük İnsanlar temel alışkanlıklarını çok küçük
yaşlarda kazanır.
yaşlarda kazanır.
AMAÇ DİŞ FIRÇALAMA OYUNLARININ TEMEL BİR
ALIŞKANLIK HALİNE
DÖNÜŞMESİDİR.
DİŞLER NASIL FIRÇALANMALIDIR?
İLK DAİMİ DİŞ NE ZAMAN AĞIZDA YER ALIR?
Çocuklarda ilk daimi diş genellikle 6 yaşında ve süt azılarının gerisindeki boşluktan süt dişi değişmeden süren birinci büyük azı dişidir. Bu dönemde
çürük yapıcı besinler çocuklar tarafından yoğun olarak tüketilir. Yeterli ağız
hijyeninin sağlanması için gerekli olan el becerisi de henüz oluşmamıştır.
Çoğu aile, süt dişi düşmeden çıkan bu ilk daimi dişleri süt dişi olarak
zannetmekte ve nasıl olsa değişecek düşüncesi ile gerekli tedbirleri
almakta gecikmektedir. Bu
nedenlerden dolayı birinci büyük azı dişleri çok çabuk çürürler.
Bu yüzden diş hekimi tarafından uygulanan koruyucu tedavilerle ilk
daimi dişlerin bir ömür boyu çürüksüz olarak ağızda kalması mümkündür.
FİSSÜR ÖRTÜCÜLER FİSSÜR ÖRTÜCÜLER
(FİSSÜR (FİSSÜR
SEALANTLAR)
SEALANTLAR)
FİSSÜR ÖRTÜCÜ UYGULAMAK İÇİN İDEAL YAŞLAR:
3-4 yaş: Süt molar dişler
6-7 yaş: 1. daimi molar dişler 10-11 yaş: Premolar dişler
12-13 yaş: 2. daimi molar dişler
ÇÜRÜK PROFİLAKSİSİNİN TEMELİNİ OLUŞTURAN FLORİDLER,
1940’LARDAN GÜNÜMÜZE DEĞİN ÇÜRÜK ÖNLEYİCİ ETKİ
MEKANİZMALARI VE KLİNİK UYGULAMALARA YÖNELİK
DEĞİŞİKLİKLER NEDENİYLE DİŞ HEKİMLİĞİ LİTERATÜRÜNDE HALA
GÜNCELLİĞİNİ KORUMAKTADIR.
FLORİD UYGULAMALARI
Bireysel
•Tablet
•Diş Macunu
•Gargara
•Florlu Diş İpi
•Florlu kürdanlar
Profesyonel
•Solüsyon
•Cila
•Jel
SİSTEMİK FLORİDLER
Suların florlanması Suların florlanması
Yemek tuzuna flor Yemek tuzuna flor katılması
katılması
Florun tabletlerle Florun tabletlerle verilmesi
verilmesi
Koruyucu etkileri %50-70’dir.
Koruyucu etkileri %50-70’dir.
Florid Tabletleri Florid Tabletleri
•Flor tabletleri topikal fluoridlerin bulunmadığı Flor tabletleri topikal fluoridlerin bulunmadığı 1950 yılında suların florlanmasına alternatif 1950 yılında suların florlanmasına alternatif
olarak geliştirilmiştir.
olarak geliştirilmiştir.
•1979 yılında ADA suların Florlanmadığı 1979 yılında ADA suların Florlanmadığı bölgelerde tabletleri etkin ve emin bir halk bölgelerde tabletleri etkin ve emin bir halk
sağlığı yöntemi olarak önermiştir.
sağlığı yöntemi olarak önermiştir.
•
•Yıllar boyu sistemik floridlerin çürük Yıllar boyu sistemik floridlerin çürük önleyici etkisinin diş gelişimi
önleyici etkisinin diş gelişimi esnasında diş yapısına girmesiyle esnasında diş yapısına girmesiyle
ilişkili olduğuna inanılmıştır.
ilişkili olduğuna inanılmıştır.
•Günümüzde floridlerin sürme sonrası Günümüzde floridlerin sürme sonrası topikal etkisinin çok daha önemli topikal etkisinin çok daha önemli
olduğu kabul edilmektedir.
olduğu kabul edilmektedir.
•Suların florlanması ile gözlenen %80 Suların florlanması ile gözlenen %80 çürük önleyici etkide florun sistemik çürük önleyici etkide florun sistemik
rolünün ancak %20-40 olduğu rolünün ancak %20-40 olduğu
kanıtlanmıştır kanıtlanmıştır..
• Günümüzde Floridlerin asıl çürük önleyici Günümüzde Floridlerin asıl çürük önleyici etkisinin topikal olduğuna inanılmaktadır.
etkisinin topikal olduğuna inanılmaktadır.
• Sistemik floridasyon kesildikten sonra topikal Sistemik floridasyon kesildikten sonra topikal uygulamalarla desteklenmediğinde florun
uygulamalarla desteklenmediğinde florun
koruyucu etkisi büyük oranda kaybolmaktadır.
koruyucu etkisi büyük oranda kaybolmaktadır.
• Günümüzde topikal floridlerin yaygın olarak Günümüzde topikal floridlerin yaygın olarak uygulandığı ve çürük değerlerinin çok düşük uygulandığı ve çürük değerlerinin çok düşük
olduğu ülkelerde F tabletlerinin yarardan çok olduğu ülkelerde F tabletlerinin yarardan çok
risk taşıdığı belirtilmektedir.
risk taşıdığı belirtilmektedir.
Tablet uygulamaları ile ilgili önemli Tablet uygulamaları ile ilgili önemli
tartışmalar mevcuttur:
tartışmalar mevcuttur:
•Tabletler genellikle SED yüksek aileler tarafından kullanılmaktadır.
•Aileler önerilen dozu hatalı uygulamaktadır.
•Hatalı doz verilmesi Florozis riski oluşturmaktadır.
•Doktor ve Diş Hekimleri hatalı doz vermektedir.
•Dozlar gıda ve sudaki F düzeyine göre verilmelidir.
•Flor tabletlerinin toplumsal değil bireysel bir uygulama olarak değerlendirilmesinin gerektiği bildirilmektedir.
6 Ay – 3 Yaş 0.25 mg
3 Yaş – 5 Yaş 0.50 mg
5 Yaş Üzeri 1 mg
Flor Tablet Dozları:
*Sudaki F < 0.6ppm
Flor tabletleri sulardaki Flor konsantrasyonu bilinerek verilmelidir.
İşbirliği yapılan hastalara verilerek,çocuklar kontrol altında tutulmalıdır.
3 yaş altında sadece çürük riski yüksek çocuklara verilmelidir.
FLOR TABLETLERİ
Topikal etkiden yararlanmak için günlük tablet dozu bölünerek verilmelidir.
Gece yatmadan önce verildiğinde topikal etkisi artar.
Emilerek veya çiğnenerek alınmalıdır
Tablet almadan bir saat önce süt ürünleri kullanılmamalıdır.
TOPİKAL FLORİD UYGULAMALARI
JelJel Gargara
Gargara Solüsyon
Solüsyon CilaCila
Diş Macunu Diş Macunu
Koruyucu etkileri aynıdır.
Koruyucu etkileri aynıdır.
BİREYİN MEVCUT ÇÜRÜK
DÜZEYİ İSTİKBALDEKİ ÇÜRÜK DURUMUNUN EN İYİ
GÖSTERGESİDİR.
ÇÜRÜĞE YATKIN BİREYLERDE SADECE DİŞLERİN
FIRÇALANMASIYLA ÇÜRÜK
ÖNLENEMEZ.
BİREYSEL UYGULAMALAR
(GARGARA,DİŞ MACUNU,JEL) HERKES İÇİN EN İYİ
SEÇENEKTİR.
Bireysel uygulamalar ilgili ve Bireysel uygulamalar ilgili ve
işbirliği yapan hastalara işbirliği yapan hastalara
önerilmelidir
önerilmelidir . .
PROFESYONEL UYGULAMALAR (JEL,SOLÜSYON,CİLA)
PAHALIDIR.
ÇÜRÜK AKTİVİTESİ YÜKSEK
BİREYLERE UYGULANMALIDIR.
•İlk randevu 12-18.aylarda yapılmalıdır.
•Riskli çocuklar 6 ayda bir kontrol edilmelidir.
•Oral hijyen eğitimi verilmelidir.
•Çocuğun çürük riskine göre en ideal F programı düzenlenmelidir.
•Beslenme düzenlenmelidir.
EPİDEMİYOLOJİK ARAŞTIRMA YÖNTEMLERİNDE
ÇOCUKLARDA KULLANILAN
İNDEKSLER
•Epidemiyoloji toplum ağız sağlığı biliminin temel prensiplerinden biridir.
•Değişik zamanlarda ve dünyanın değişik yerlerinde toplumların sağlık durumlarının ve hastalıklarının çevre ve yaşam koşulları içinde incelenmesi demektir.
•Toplumdaki hastalık oranları “prevelans” veya
“insidans”verileri şeklinde rapor edilir.
•Prevelans: Belirlenen bir zaman noktasında bir toplumda mevcut olan hastalıkllı vaka sayısını belirtir.
•İnsidans: Aynı populasyonu bir zaman periyodu boyunca takip ederek ve bu zaman periyodu boyunca populasyonda tespit edilen yeni vakaların sayısıyla oluşur.
•Epidemiyolojik araştırmaların sonuçlarından yararlanabilmek; toplanan verilerin güvenilir ölçütlere dayalı olmasına bağlıdır.
•Bu ölçütlerin en önemlisi de indekslerdir.
DİŞ ÇÜRÜK İNDEKSLERİ
A- Çürük prevelans hızı
B- Çürüğün şiddet derecesini belirleyen indeksler a- DMF-T
b- DMF-S c- DIMF d- df e- df-s f- dif
g- D 1-4 MF-T h- D 1-4 MF-S
i- kişi başına düşen çürük sayısı
j- riskte olan diş başına düşen çürük sayısı k- diş mortalite hızı
l- radyografik indeksler
C- Çürük insidans hızları
a- çürük insidans hızı b- ortalama çürük hızı
c- ECSI (extrapolated carious surface increment index) d-DMFU
e-DMFU-S
D- Laboratuar bulguları ile ilgili indeksler a- Çürük duyarlılık deneyleri
-Tükürükte laktobasil sayımı -Synder testi
-Fosdich deneyi
b- Plak aktivite testleri
-Modifiye Synder testi -Plak pH
-D-K çürük testi
c- Beklenen çürük aktivitesini belirleyen parametreler -tükürüğün tamponlama kapasitesi
-uyarılmış tükürükte Streptekok mutasyon titrasyonu -plak oluşum oranının klinik değerlendirilmesi
-St. Mutans C serotipi ile reaksiyona giren tükürük aglutinin kantitasyonu
d-SMAPPI ( S. Mutans Approximal Index) E- Tedavi gereksinimini belirleyen indeksler
a-UGTİ(uygulanması gerekli tedavi indeksi) b-UTİ (uygulanmış tedavi indeksi)
c-Tİ (treatment indeks)
ÇÜRÜK PREVELANS HIZI
•Bir toplumda ağzında çürük ve sonuçlarını taşıyan kişilerin çokluk derecesini gösteren bir değerdir.
•Yüzde olarak ifade edilir.
Ağzında çürük bulunan kişi sayısı
ÇPH= --- x 100 Muayene edilen kişi sayısı
ÇÜRÜĞÜN ŞİDDET DERECESİNİ BELİRLEYEN İNDEKSLER
DMF-T
•Toplumun çürük ve sonuçları açısından hangi düzeyde olduğunu anlamamıza yardımcı olan bir indekstir.
•Sürekli dişler için hesaplanır
Muayene edilen kişilerde saptanan çürük diş sayısı+dolgulu diş sayısı+
çürük nedeniyle çekilen diş sayısı
DMF-T= --- muayene edilen kişi sayısı
D= Decay ( Çürük) M= Missing ( Kayıp) F= Filled ( Dolgulu) T= Tooth ( Diş)
DMF-S
Muayene edilen kişilerde saptanan çürük yüzey sayısı+dolgulu yüzey sayısı+çürük nedeniyle çekilen diş sayısı
DMF-S= --- muayene edilen kişi sayısı
D= Decay ( Çürük) M= Missing ( Kayıp) F= Filled ( Dolgulu) S= Surface ( Yüzey)
Azı dişler için yüzey sayısı 5, kesici ve kanin dişler için 4 yüzey kabul edilir.
ÇÜRÜK DİŞİN SAPTANMASI
•Diş yüzeyinde bir lezyon kavite oluşturmuşsa, minenin altı çürümüşse, taban veya duvarlarında yumuşama varsa çürük olarak kaydedilir.
•Dişte geçici dolgu varsa veya fissür örtücünün kenarında çürük başlamışsa çürük olarak kaydedilir.
•Çürük nedeniyle kron kaybı olmuş sadece kök kalmış dişler çürük olarak değerlendirilir.
•WHO nun görüşü CPI sondunun( community periodontal indeks) oklüzal, bukkal ve lingual yüzeylerdeki görünen çürüğü saptamak için kullanılmasıdır.
M BİLEŞENİ
•Daimi dişlerde çürük nedeniyle kaybedilen dişler bu kategoriye dahil edilir.
•Başka nedenlerle ( ortodontik,periodontal,travma) çekilmiş dişler DMFindeksine kaydedilmez.
F BİLEŞENİ
•Kron üzerinde daimi restorasyon varsa ve çürük yoksa dolgulu olarak kaydedilir.
•Diş rengindeki dolgularda ayıretmek zor olduğundan çok dikkatli olunmalıdır.
•Fissür örtücü uygulanmış dişler sağlam kabul edilir.
•Sadece çürük nedeniyle kron uygulanmış dişler bu kategoriye dahil edilir.
•Dişte hem dolgu hem çürük varsa çürük kabul edilir.
DIMF İNDEKSİ
Tedavi edilemeyecek kadar çürük dişler I harfi ile gösterilir.
SÜT DİŞLERİ İÇİN KULLANILAN İNDEKSLER
df dfs indeksleri
•DMF indekslerinin süt dişi için uygulanan şeklidir.
•Eksik olan süt dişleri hesaplamaya katılmaz. Çünkü süt dişinin fizyolojik olarak mı düştüğü veya çürük veya başka bir nedenle mi çekildiğini saptamak güçtür ve hataya düşme olasılığı yüksektir.
•Bu nedenle sadece çürük ve dolgulu süt dişleri hesaplanır.
‘dif indeksi’
• Süt dişlerinde çürük (d), tedavi edilemeyecek kadar çürük (i) ve dolgulu (f) dişler hesaplanır.
D 1-4 MF-T VE D 1-4 MF-S İNDEKSLERİ
•Bu indekslerde çürük 0-4 arası sınıflandırılmaktadır.
0= sağlıklı
1=ince çizgi, tebeşirimsi görünüş 2=ince kahverengi çizgi
3=genişliği 2mm den küçük çürük lezyonu 4= genişliği 2mm den büyük çürük lezyonu
DMFU VE DMFU-S İNDEKSİ
•Uzun süreli araştırmalarda yeni süren dişlerin durumunu incelemek amacıyla kullanılır.
•U harfi unerupted sözcüğünden gelir.
•Araştırmanın devamı sırasında yeni süren dişlere ilişkin DMF indeks değeridir.
Significant Caries Index
•Bir çok ülkedeki çürük durumunun detaylı analizleri 12 yaş grubu çocukların bir kısmı tamamen çürüksüz olduğu halde, bir kısmının hala yüksek veya çok yüksek DMFT değerleri olduğunu göstermektedir. Ortalama DMFT değeri her zaman tüm toplumun çürük durumunu yansıtmamaktadır.
Yani tamamen çürüksüzlük oranı artmasına rağmen 12 yaşındakilerde yüksek DMFT skoruna sahip geniş bir kitle vardır.
•Bu nedenle Significant Caries İndex inceleme altındaki her toplumun yüksek çürük değerlerine sahip bireylerine dikkat çekmek amacıyla düzenlenmiş bir indekstir.
Significant Caries Index hesaplanması:
1.Toplumdaki bireylerin DMFT değerleri saptanır.
2.Toplumun en yüksek çürük skoruna sahip 1/3 i seçilir.
3.Bu alt grup için ortalama DMFT hesaplanır. Bu değer SiC Indeks değeridir.
Bu örnekte %45 çürüksüz (DMFT=0), ortalama DMFT 1.91 ve SCI 4.61
WHO 2015 yılı hedefi
;12
yaş grubunda SCI’ nın 3den
küçük olmasıdır.
Dişlenme Durumu Ve Tedavi Gereksinimi
55 54 53 52 51 61 62 63 64 65
18 17 16 15 14 13 12 11 21 22 23 24 25 26 27 28
85 84 83 82 81 71 72 73 74 75
48 47 46 45 44 43 42 41 31 32 33 34 35 36 37 38
DURUM TEDAVİ Daimi dişler Süt dişleri
0- sağlıklı A 0- yok
1-çürük B 1- sealant
2-çürük+dolgu C 2- tek yüzlü dolgu
3-dolgulu, çürük yok D 3-2 veya daha fzla yzlü
4-çürüğe bağlı çekim E 4-kronköprü
5-başka bir nedenle çekim - 5-köprü elemanı
6-sealant,cila F 6-pulpa tedavisi
7-köprü-özel kron G 7-çekim
8-sürmemiş veya eksik diş - 8- başka tedai
T- travma 9-diğer
•Çürük değerlendirmesi yaparken ayna ve sond kullanılmalıdır.
•Sond 50 incelemeden sonra değiştirilmelidir.
•Dişin tüberkül tepesi ağız içinde görülüyorsa veya sond ucu ile dokulunabiliniyorsa diş ağızda mevcut olarak kabul edilir.
•Süt ve sürekli diş aynı anda aynı yerde görülüyorsa, daimi diş sayılır.
İNDEKS YAŞLARI VE YAŞ GRUPLARI
5 YAŞ- Bu yaş süt dişlerindeki çürük seviyesinin belirlenmesi için önemlidir.
12 YAŞ- Pek çok ülkede, okul sistemiyle kolaylıkla güvenilir örneklerin elde edilebileceği son yaştır. 3. Molar dişler hariç tüm daimi dişler ağızda mevcuttur. Bu nedenle 12 yaş hastalık trendlerini uluslar arası ortamda karşılaştırma ve izleme için çürüğün küresel yaşı seçilmiştir.
15 YAŞ-Bu yaşta daimi dişler sürmüş ve 3-9 yıl boyunca ağız ortamına maruz kalmıştır. Bu nedenle çürük görülme sıklığı 12 yaşındakilerden daha anlamlıdır. Bu yaş aynı zamanda ergenlikçağındakilerde periodontal hastalık değerlendirilmesi için önemlidir.
Çocuklarda süt ve sürekli dişlerde yaş önemli bir faktör olduğundan her yaş grubu için ayrı ayrı df/DMFT değerlerinin saptanması da önerilmektedir.
ÜLKEMİZDE VE DÜNYADA ÇOCUKLARDA AĞIZ DİŞ SAĞLIĞI DURUMU
•Diş çürükleri alınan tüm önlemlere rağmen çocukluk döneminin önemli problemlerinden birini oluşturmaktadır.
•Gelişmiş ülkelerde diş ve dişeti hastalıklarında önemliölçüde azalma gösterirken, ülkemizin de içinde bulunduğu
•Gelişmekte olan ülkelerde diş çürükleri hala önemli bir sorun oluşturmaktadır.
12 YAŞ GRUBUNDA DMFT
ÜLKE YIL DMFT
AVUSTURYA 1978 3.0
1984 3.8
1988 4.3
1994 3.0
1997 1.7
2002 1.0
BELÇİKA 1972 3.1
1989-91 2.7
1998 1.6
2001 1.1
BULGARİSTAN 1993 3.1
1998 4.2
2000 4.4
HIRVATİSTAN 1991 1999
2.6 3.5
KIBRIS 1992 2.1
ÇEK CUMHURİYETİ 1987
1993 1998 2002
3.3 2.7 3.4 2.5
DANİMARKA
1975 1978 1980 1985 1988 1991 1994 1995 2000 2001 2002 2003
5.2 6.4 5.0 2.1 2.2 1.3 1.4 1.2 1.0 0.9 0.89 0.9
ESTONYA 1992 1998
4.1 2.7
FİNLANDİYA 1975
1994 1997 2000
6.9 1.2 1.1 1.2
FRANSA 1987
1993 1998
4.2 2.1 1.9
ALMANYA ALMANYA ALMANYA
YUNANİSTAN
1960 1985 1993 1998 2000
3.8 4.3 1.6 2.7 2.2
MACARİSTAN 1985
1991 1996
5.0 4.3 3.8
İZLANDA 1981-82
1991 1993-94 1996
8.3 3.4 2.2 1.5
İRLANDA
1984 1992 2002 1984 1993 2002 1997
(non fluoridated) 3.3 (non fluoridated) 2.1 (non fluoridated) 1.3 (fluoridated) 2.6 (fluoridated) 1.4 (fluoridated) 1.1 1.1
HOLLANDA 1985 1989 1992-93 2002
1.7 1.1 0.9 0.8
NORVEÇ 1985
1993 1998 2000
3.4 2.1 1.5 1.5
POLONYA 1985
1991 1992 1998 2000
4.4 5.1 5.14 4.0 3.8
PORTEKİZ 1984
1990 1999
3.7 3.2 1.5
ROMANYA 1986
1992 1995 1998
3.1 4.0 3.4 7.3